Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP

Hacla ilgili yerler belli anlamlara geliyor. Bunu tesadüfe yorup gözardı etmek yerine oralarda yapılan hac etkinliklerine yormak daha gerçekçi olmaz mı?

Örneğin Arafat TANIMA ile ilgili bir kelime. Hacı adayları neyi karşılarına alıp ta tanıyor orda? (2:198)

Meş'ari'l-Harâm denince akla KURAL BİLİNCİ geliyor. Hacı adayları orda hangi kuralların bilincine varmış oldukları için Allah'a şükretmek durumundalar? (2:198)

Beyti'l-Harâm ve Mescidi'l-Harâm lafzen YASA EVİ demek; bir bakıma adliye sarayı; "Anarşik ortam"a alternatif olmasınlar? (5:97, 2:196)

Beyti'l-Atîk: EMEKTAR EV. Neden emektar? Orası neden yalnızca gidilip görülmez de dolanılır? Neden belli sayıda dolanılır? Gerekçe, yığılışıp ölümüne abanan inananlar için oranın ziyaretini bir düzene sokup yapılabilir hale getirmek olmasın? (22:29, 22:33)

Umre ve hac kelimelerinin de anlamı var. Umre lafzen DİRİLTMEK demek; hac ise MÜZAKERE. Hacı adayları İslama "umre"de ziyaretçi olarak manen, "hac"da ise örneğin yoksullara bağışta bulunarak fiilen can suyu veriyor olmasın? (2:196, 3:97, 22:27, 22:33) 

Sevgi ile

Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP

Hac ile ilgili Ritüellerin içeriğinde sizinde yazdığınız şekilde manaları olduğuna inanıyorum.

Benim bu hususdaki şahsi görüşüm Hac İbadeti hususunda iki temel ayetten kaynaklanıyor.

Hac Suresi

27. İnsanlar içinde haccı ilan et ki, gerek yaya olarak gerekse derin vadilerden gelerek, yorgunluktan incelmiş binitler üzerinde sana ulaşsınlar.

Maide Suresi

97. Allah Kâbe'yi, o saygıya layık evi, o saygıya layık "ay"ı, o kurbanlık hediyeleri ve gerdanlıkları insanlar için bir dayanak, bir ayağa kalkış aracı kaldı. Böyle yaptı ki, Allah'ın göklerde olanı da yerde olanı da bildiğini, Allah'ın herşeyi bilici olduğunu siz de bilesiniz.

Demem o ki,Hac ve rituelleri vardır.Ama esas olan yukardaki iki temel esasa yaklaşabilmek amacı ile bu ibadetin ıslah edilmesidir.

Amacımız Hac'da İbrahimi bilince ulaşmak,dünyadaki diğer insanlar için Hac vazifesinden maddi ve manevi faydalar elde etmektir.Yani Samimi bir birleşmiş milletler,samimi bir tek tanrı inancı bilinci.

Verdiğiniz kelimelere gelince bende kısmen sizinle aynı fikirdeyim.Şöyle ki,bu kelimeler bu güne kadar gelen İslami Literatürde hep bazı özel isimlerdir.

Örneğin Arafat kelimesi.Bir dağa ait özel bir isim.Fakat aynı zamanda Arefe kelimesinin çoğuludur.Lafzen Tanıma kelimesinin çoğulu.Belkide ''Arifler'' demektir aynı zamanda.

El Meş'aril Haram ise ise bir sıfat tamlaması.Şuur kelimesinden türetilmiş meşair kelimesinin başına Haram sıfatının getirilmesiyle oluşturulmuştur.

Yani Saygıdeğer/Kural/İbrahimi Bilinç anlamına gelebilir.

Diğer verdiğiniz kelimelerin Lafzi manalarına da katılıyorum.

Son olarak şunu söylemek istiyorum.Dinimizde emredilen bir takım ibadetlerin sahip olduğu ve bize kadar aktarılmış ritüelleri vardır.Ne yazıkki büyük kısmıda amacından uzaklaşmıştır.Fakat bu dinde hiçbir şekilsel ibadet olmadığı anlamına gelmez.Benim şahsi fikrim,en orta ve doğru yolun,mütevatir yoldan gelen bu ibadetlerin manasal taraflarını ekleyerek,insanlara anlatarak ibadetlerimizi ıslah etmektir.

Dolayısı ile yazınızda düşünmeye açtığınız bu kelimelerin gerçektende seçimlerinin tesadüf olmadığına bende inanıyorum.

Sevgi ve selamlarımla... 

Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP

5:97. Allah Kâbe'yi, o saygıya layık evi, o saygıya layık "ay"ı, o kurbanlık hediyeleri ve gerdanlıkları insanlar için bir dayanak, bir ayağa kalkış aracı kaldı. Böyle yaptı ki, Allah'ın göklerde olanı da yerde olanı da bildiğini, Allah'ın herşeyi bilici olduğunu siz de bilesiniz.

Merhaba snobyx. Bu ayeti getirmeniz iyi oldu. Çünkü bir bütün olan EL-KÂBETE'L-BEYTE'L-HARÂM tamlamasının mealde neden (1)KÂBE, (2)O SAYGIYA LAYIK EV diye iki parça yapıldığını anlamakta zorluk çekiyorum. Açıklarsanız sevinirim.  

Doğru çevirinin O YASALI EVİN TABANI ya da o yasa evinin temeli olması gerekmez mi?

Tamlamanın açılımını yaparsak HARÂM bana YASAK kavramını, "yasa"yı çağrıştırıyor. BEYT, "ev"dir. Tamam. Ama KÂBEYN iki TOPUK anlamına geldiğine göre (5:6) KÂBE onun tekilidir; topuk, taban, temel anlamına gelir. Öyle değil mi?

Buna kılı kırk yarmak demeyin lütfen. Ayette sıralanan öteki kavramlara bakar mısınız:

ŞEHRE’L-HARÂM = yasak içeren ay

HEDY = sunma, sunu

KALAİD =sunu tasmaları

Bunların hepsi hukuk devletindeki "yasa"larla ilgili. Örneğin YASAK İÇEREN AY, savaşmayı ve avlanmayı önleyen "yasa"ların uygulandığı aydır. HAYVAN SUNMAK, yasa ile düzenlenen bir yaptırımdır. Ve sunulacak hayvanın TASMALAR ile belli edilmesi yasa gereğidir...  

Bu anlam örgüsü içinde "el-kâbete'l-beyte'l-harâm"ı da O YASA EVİNİN TABANI diye anlamak gerekmez mi?       

Sevgi ile.

Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP

Değerli Hasan Akçay,

Bende sizin ifade ettiğiniz kısma,doğru meal olması açısından katılıyorum.Yani bu bir zincirleme tamlamadır.Meal'de benim değil zaten,Yaşar Nuri mealidir.Onun yorumuna saygı duyuyorum.

Fakat benim dikkat çekmek istediğim husus,Kabe veya arafat veya diğerlerini ne olarak kabul ederseniz edin,gayemiz insanlık için bir buluşma platformu oluşturmak olmalıdır.Maddi ve manevi olarak ayağa kalkabilmek için.

Bu ifade edilen yerlerin somut olarak bulunduklarına fakat mana itibarı ile sizin dikkat çektiğiniz hususlarada geldiğine inanıyorum.

Amacım tartışmak değil,sadece fikrimi ifade etmektir.

Sevgilerle...

Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP

Değerli snobyx kardeşim. Benim de amacım fikir alıp vermek yani bende olmayan bilgiyi o arada bulup almak. Bakın, sizden şu bilginin onayını aldım: EL-KÂBETE'L-BEYTE'L-HARÂM "zincirleme tamlama"dır. Allah razı olsun.

Sevgi ile.

Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP

HasanAkçay:

"ŞEHRE’L-HARÂM = yasak içeren ay" İse,

Sn.Akçay, "Şehru Ramazan" nedir?

Selamlar..

Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP

Özür dilerim sayın ulu-yol; bana biraz vakit tanır mısın. Sevgi ile.