Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
Malum, Kurban Bayramı yaklaşıyor. Uygulamada dikkatimi çeken bazı çarpıklıkları belirttiğim kişisel sitemdeki yazım aşağıdadır.
"Hatasız Kul Olmaz" diyerek tartışmaya açıyorum.
:::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::
Kurban, kelime anlamıyla “yakınlaşma” demektir. Buradan hareketle kurban kesmek; Allah(C.C.)’a yakınlaşma gayesiyle, O’nun verdiği mallardan, kurban edilmesi mümkün olan birini, yine O’nun rızası için boğazlamak demektir.
Kurban kesmek ilk insanla beraber başlamıştır. Hz.Adem’in çocukları Allah için kurban kesmişlerdi ama birisinin niyeti halis olmadığı için onun kurbanı kabul edilmemiş, diğerinin ise kabul edildiği için bunu kıskanan kardeşi diğerini öldürmüştü. Maide -27 de Kuran-ı Kerim bunu nakleder.Buradan hareketle kurbanda asıl olanın Allah rızası için kesme olduğu anlaşılır.
Son zamanlarda dikkat ediyorum ve gözlemliyorum yaşadığım yerdeki gelenek ve görenekleri. İnsanlarının son yıllardaki tutumları ile çocukluğum zamanındaki gerçekleri kıyaslama imkânı da bulabiliyorum bu şekilde. Ve teessüf ederek belirteyim ki gidişattan hiç ama hiç memnun olduğumu söyleyemeyeceğim. Nasıl mı?...
Öteden beri dini hususlarda hurafelere karşı yersiz hayranlık olagelmektedir malumunuz. İnsanlar, işlerine nasıl geliyorsa öyle davranarak çoğu gerçeği ve uyulması gereken kuralları değiştirmekten kaçınmıyorlar. Meselâ; cenazeden sonra verilmesi adet olan ıskat verilmiyor. Cenazeyi takibeden hafta yapılan mevlid merasimini cenaze evinde değil genellikle Cuma günleri namazdan sonra camide düzenliyor ve yapılması gereken ikramı cemaate meyve suyu ve bisküvi ile geçiştiriyorlar. Doğrusu ise, bu çerezlere sarfedilen paranın ihtiyacı olanlara verilmesi değil midir? Cuma namazına gelen cemaat mevlid dinleyip karnını doyurmaya mı gelmiştir?
Bizzat yaşadım. Önceki yıllarda bir arkadaş iki hisse kurban keseceğini söylemiş ve “Yengemin emekli maaşı mı var?” diye sorduğumda, “Hayır, babasından kalan mal mülk var.” dediğinde bilgisizliğine yormuş, “Arkadaş, malın kurbanı olmaz, zekatı olur. Fakir Fukara Fonu veya Çocuk Esirgeme Kurumu’na makbuz karşılığı kurban bedeli kadar parayı ver, zekatınız olsun.” demiştim, ama arkadaş yine bildiğini okumuştu.
Kurbanın adabına aykırı olarak, sadece et yiyebilmek için, veya “Diğerleri kesiyor ben de keseyim…” mantığıyla; sonra vermek üzere veya temin ettiği borç parayla hisse alıp bir gramını bile dağıtmayıp dolabına kaldıranları da gördüm maalesef ve bunların çoğunlukta olduğunu da…Nerede kaldı üçte birini kesemeyenlere, üçte birini konu komşuya kalanını kendine kuralı?
Bu mudur kurban kesmek!...
__________________ DÜŞÜNÜLEN BİR DUYUM, HOŞA GİDEN BİR DUYUMSA UMUDA; HOŞA GİTMEYEN BİR DUYUMSA KORKUYA YOL AÇAR.
|