Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
Selam doğru bilgiye ulaşmak için sorgulayıcı düşüncelere sahip olanlara olsun.................................................
Hanefiler şöyle söylemektedirler; "Kur'an, mütevatir veya meşhur sünnetle nesh edilebilir. Sadece ahad hadisle nesh edilemez". böylece hadislerin Kur'an'ı nesh edebileceğini yani iptal edebileceğini fıkıhlarına esas kabul etmişlerdir. (Bak. dr. İsmail Hakkı Ünal. İmam Ebu Hanife'nin Hadis anlayışı ve hanefi mezhebinin hadis metodu. diyanet işleri başkanlığı yayınları no.327 baskı-1994 sayfa 213)
Malikiler şöyle demektedir; sünnet Kur'an ile tearruz ederse ,bazı hallerde kur'an'ı sünnete taktim eder, bazı hallerde sünneti Kur'an'a hakim kılar. Böylece sünnetin Kur'an'ı iptal edebileceğini kabul etmiştir" (bak, imam malik, hayatı-görüşleri- fıkıhta yeri, prof. muhammed ebu zehra , hilal yayınları 1984 sayfa 283)
Şafiiler; Kur'an'a rağmen ,zina olayında recim cezasını kabul etmekle, sünnetin Kur'an'ı nesh edebileceğini açıkça beyan etmiş olurlar. yani kısaca iddiaları; Kur'an sünneti iptal edemez fakat sünnet Kur'an'ı iptal eder, şeklendirir. (bak; imam şafii. osman keskioğlu s.238-239. büyük şafii ilmihali, yazan halil gönenç hilal yayınları 1979, 2. baskı s.375.)
hanbeliler; sünnetin Kur'an'a hakim olduğunu, fakat Kur'an'ın sünnete hakim olmadığı ve sünnetin Kur'an'ı nesh yani iptal edebileceği iddiasındadırlar.( konu hakkında bak; Ahmed ibn-i hanbel. hilal yayınları 1984 s 242-255 prof. muhammed ebu zehra)
Görüldüğü gibi dört (hak!) mezhep imamı da fıkıhlarına hadisleri esas almaktadırlar. ittifakla hadislerin Kur'an ayetlerini iptal edebileceğini fakat Kur'an'ın hadisleri iptal edemeyeceği iddiasındadırlar.
Başlıkla ne alakası var dediğinizi duyar gibiyim, konuyu kendi araştırmalarımla şöyle bağdaştırmak istiyorum.
Kütübi sitte'de ki hadis nakilcilerinin en çok hadis naklettikleri kişi bildiğiniz gibi ebu hureyre'dir.5374 hadis nakleden bu şahısın isminin bile ne olduğu konusunda tarihçiler arasında 30-40'a yakın farklı görüş olmakla beraber ,hadis nakledicilerinin hadislerini kabullendirebilmek için kendilerinin ürettiği hayali bir 'kahraman' dır diyenlerde bulunmaktadır.
Bu şahsın hristiyanlık inancında devrim yaratan 'pavlus'la büyük benzerlikleri olduğu dikkatimizi çekmektedir.(tabi yaşamıssa!)ALLAH katındaki saf dinin anlaşılmasında, önüne çekilen settlerin kavranmasında kullandıkları teknik eşdeğer gibidir. Şöyleki pavlus'ta icat etmiş olduğu, dini kolaylaştırmak ve paganlara şirin göstermek için Yasaları geçersiz kıldı. Yalnızca İsa Mesih'e içtenlikle iman etmekle Tanrı katında aklanılacağını ve sünnet olma gereğinin olmadığını belirtiyordu. Galayalılar 2/16 ;"Ama kişinin ruhsal yasada sıralanan işlerle değil, Mesih İsa’ya iman ederek doğrulukla donatıldığını bildiğimizden biz de Mesih İsa’ya iman ettik. Ruhsal yasada sıralanan işlerle değil, Mesih’e iman ederek doğrulukla donatılalım diye.. Çünkü ruhsal yasada sıralanan işlerle hiçbir insan doğrulukla donatılmayacaktır." (İncil Thomas Cosmades Çevirisi)
"Korintliler'e yazılan mektupta da ayni öğretiyi görüyoruz. 3/6 : « O bizi yazılı yasaya değil, Ruh'a dayalı yeni bir antlaşmanın hizmetkârları olmaya yeterli kıldı. Yazılı Yasa öldürür, Ruh ise yaşatır.» "
Pavlus Mektuplarında; Kutsal Yasa'nın gerekleri yapılarak aklanılamayacağı, yalnızca Hz.İsa'ya iman etmekle Tanrı katında kurtuluşa erdirileceğini vurguluyordu. Buna rağmen incil'in diğer nüshaları bu tip bir oluşuma karşı şiddetle karşı çıkarken şunları söylüyordu. Örneğin Matta İncil'inde bu öğretinin tam aksi yazılmıştı. 5/17 : «Kutsal Yasa'yı ya da peygamberlerin sözlerini geçersiz kılmak için geldiğimi sanmayın. Ben (İsa) geçersiz kılmaya değil, tamamlamaya geldim.» İncil'in yazmaları olan matta, markos ve luka bu tip örnekleri teşkil eden baplar içermektedir.
Bu haliyle ebu hureyre ve pavlus aradaki benzelik; Hak olarak indirilmiş "kitap"ın anlaşılamaması için önüne koydukları kaynaklar ile dini anlaşılmaz bir hale sokma çabalarıdır!Onlar hakkı batıl ile karıştırıp bile bile gerçeği gizlemeye çalıştılar (2-42)
Konuyu özetlemeye çalışırsam; Pavlus'un dinin has halini bozmaya yönelik faaliyetleri , Hristiyanlık tarihinde Arius gibi düşünürlerin " Allah'ın bir olduğu tek egemen olduğu ve peygamberleri zaman içinde tebliğ görevi için yaratmış olduğu" görüşlerine baskın gelerek dini dejenere etmeyi başarmıştır.
Kur'an'ın eksiksiz, yeterli olduğunu ve geçmişteki kitapların da tamamlayıcısı olarak tastamam indirildiğine inanan bizlerde, geçmişteki insanlarında karşılaştığı en büyük fitneyle karşılaşmış bulunuyoruz.İster ebu hureyre olsun, ister buhari,müslim, tirmizi vb. vb. kim olursa olsun aklımızı kullanarak bu karışıklıktan dinin has haline ulaşmamız gerektiğini anlıyoruz.
Bu olaylar zincirinden de görüyoruzki, müslüman bir toplumda doğmuş olsun, yahudi, hristiyan, putperest, ataist vb. hepimiz aynı karışıklık içinde dünyaya gözlerimizi açıyoruz. Eğer aklımızı kullanıpta,sorgulayarak, şüpheci bir zihinle hareket etmezsek toplumun dinine körü körüne imandan başka seçeneğimizde kalmıyor.Ne mutlu ki, müslümanlığı seçmiş bulunuyoruz, ne mutlu ki müslümanlardan müslümanlığa kaçmış bulunuyoruz!
Arkadaşlarıma şunu söylerim; ben acizane zekamla kuran'ı devamlı okumaya çalışıyorum, bununla beraber incili, tevratı, diğer uzakdoğu dinlerini, yada dinleri kabul etmeyen dünya görüşlerinide( ateizm, agnostizm) okudum. Hiçbiri bana Kur'an'ın ruhumu ve aklımı tatmine erdirdiği gibi beni doyuramadı! Doğruyu aramak uğruna tatmin etseydi tatmin edenlerden birini seçerdim!
ALLAH'tan geldik ve ALLAH'a döneceğiz, Ona inandik; hepsi Rabbimiz tarafindandir.ALLAH'a şükürler olsun ki; Allah isabetli hüküm verme yeteneğini (hak edene)dilediğine verir, ve kime isabetli hüküm verme yeteneğini verirse ona doğrusu çok büyük bir zenginlik bahşeder.ancak akıl sahipleri düşünüp ibret alırlar(2-269) bu zenginliğe tüm mümin,muttaki,muhlis,hanif kardeşlerimin ulaşması dileğiyle!
|