Şu da emredildi: Yüzünü dine bir Hanif olarak çevir. Sakın müşriklerden olma.
Yunus Suresi 105
Ben bir Hanif olarak yüzümü gökleri ve yeri yaratana döndürdüm. Müşriklerden değilim ben.
Enam Suresi 79
İbrahim ne bir Yahudi idi, ne de bir Hıristiyan. O sadece hanif bir müslümandı. O müşriklerden değildi.
Ali İmran Suresi 67
Şu da kuşkusuz ki, İbrahim başlıbaşına bir ümmetti; bir Hanif olarak Allah'ın önünde eğiliyordu. Müşriklerden değildi.
Nahl Suresi 123
De ki Allah doğrusunu söylemiştir / vaadinde sadıktır.Haydi artık Hanif olarak İbrahim'in Milleti'ne uyun! Müşriklerden değildi o.
Ali İmran Suresi 95
Allah'a ortak koşmadan, Hanifler olarak... Allah'a ortak koşan kişi, gökten düşmüş de kendisini kuşlar kapışıyor veya rüzgar onu uzak bir yere fırlatıp atıyor gibidir.
Uzun yıllar önce Süleyman Uludağ'ın (doğru hatırlıyorsam) İŞTE İSLAM adlı kitabında Buhari'nin Ebu Hanife için, güvenilmez biri olduğunu, ondan bir nakilde bulunduklarında " qale ba'dunnâs: halktan biri dedi" diye adını dahi anmadığını, Buhari ile Müslim'in (ikisi de Şafii mezhebine mensup) Ebu Hanife için "zındık" dediklerini okumuştum.
Elhamdulillahi rabbil Alemin vessalatu vesselamu ala seyyidina muhammedin ve ala alihi ve ashabihi ecmain.
SORU:Hanefi mezhebinin imamı İmam-ı Azam Ebu Hanife (r.a) sadece 17 hadis rivayet etmiştir. Bu onun hadiste zayıf olduğunu gösterir deniyor.
Bu konuyu açıklar mısınız.?
CEVAP: Türkiye`de ve İslam coğrafyasının birçok yerinde İslam tarihi boyunca İmam-ı Azam (r.a)`e atılan bu iftira çok yaygındır. Lehte ve aleyhte birçok eserler yazılmış, makaleler neşredilmiştir.[1]
Konumuza girmeden önce İmam-ı Azam(r.a)`e yapılan itirazları ele almamız isabetli olacaktır.
Muhaddislerden Abdullah bin el-mübarek(r.a)`in "Ebu Hanife hadiste yetim idi" [2] dediği nakledilir. Halbuki bu ifade tenkid olabileceği gibi, övgü manasına da gelir. Çünkü arapçada yetim kelimesi babası ölmüş kimse anlamına geldiği gibi, tek ve benzersiz manasına da gelir.[3] Ebu Hanife (r.a)`i Abdullah bin el-mübarek (r.a)`in yaşadığı zamanda hadis konusunda tenkid edildiğine dair kaynaklarda birşey göremiyoruz. Dolayısıyla bu sözü övgü manasına hamletmek daha uygun olacaktır.
Ahmed ibni Hanbel(r.a)`de şöyle demiştir: "Ebu Hanife ve ashabı hadis konusunda cahildirler" [4] Ahmed ibni Hanbel(r.a)`in daha sonra bu tenkidi tavrından vazgeçtiğini gösteren bir ifadesi mevcuttur. Şöyle ki: "Şafii gelip aramızdaki ihtilafı kaldırıncaya kadar Hanefilerle lanetleşirdik." [5]
İbni Ebi Şeybe (r.a) de El musannef isimli eserinde "Ebu Hanife`ye reddiye" isimli bir bab açmış, 125 meselede Ebu Hanife`nin hadislere aykırı hüküm verdiğini ileri sürmüştür. Son Osmanlı şeyhu`l-İslamlarından Düzce`li Zahid el-Kevseri (r.a) "en nuketu`t-tarife fi`t-tahaddus an rududi İbni ebi Seybe ala Ebi Hanife" isimli eserinde bu iddiaları reddetmiş, bu konuda Ebu Hanife(r.a)`in ayet ve hadislerden kullandığı delilleri göstermiştir.
İbni Adiyy(r.a)`de Hanefilere karşı (hassaten Ebu Hanife`ye) taassupkâr davranan tenkitcilerdendir.[6]
Darakutni (r.a) süneninde "Ebu Hanife (r.a)`e hadiste zayıftır" demektedir.[7] Halbuki Darakutni (r.a)`in Şafii mezhebine karşı tarafgirliği ve Hanefi mezhebine karşı husumeti meşhurdur.[8]
Hatip el-Bağdadi(r.a)`de Ebu Hanife(r.a)`e karşı ayni tarafgir tenkitlerde bulunmuş, bu tenkitlerin haksızlığı pekçok alim tarafından reddedilmiştir.[9]
İmam-i Azam (r.a)`e bir tenkitte İmam-ı Buhari (r.a)`den gelmektedir.[10] Ancak alimlerden çoğu Buhari (r.a)`i tarafgir bulmaktadır.[11]
O`nun bu tenkidinde muhaddislerin Hanefilere karşı muhalefetlerinin izlerini bulmak mümkündür. Çünkü, İmam Buhari (r.a) sahihinin 18 yerinde "kale ba`du`n-nas"(bazı kişiler dedi ki) diyerek Ebu Hanife (r.a)`in ictihadlarını tenkid etmiş, zımnen hadislere aykırı hüküm vermekle suçlamıştır.[12]
Tahanevi (r.a) İmam Buhari (r.a)`in Ebu Hanife (r.a)`e karşı taassubunda Nuaym bin Hammad ile olan arkadaşlığının tesiri olduğunu belirtmektedir. Çünkü Nuaym sünneti takviye sadedinde hadisler, Ebu Hanife aleyhinde hikayeler uyduran bir yalancı idi.[13]
Kevseri (r.a)`de Buhari (r.a)’in Ebu Hanife (r.a)`e karşı taassubunda bir sebep olarak şunu göstermektedir:
Buhari (r.a) gençliğinde Buhara’daki Hanefilerden fıkıh tahsil etti. 16 yaşında bu tahsilini tamamladı. Daha sonra hadis tahsili için yolculuklara çıktı. Dönünce Buhara alimleri onu kıskandılar. Bir fetvasını hatalı bularak onu Buhara`dan sürdüler. Bu yüzden İmam Buhari (r.a)`in Hanefilerle arası açıldı. Ebu Hanife (r.a)`ı hadiste zayıf bulup cerh etmesinde bunun tesiri olma ihtimali fazla görünmektedir. İmam Nesa-i (r.a) gibi büyük Hadis imamlarının düşmanlık besledikleri kişileri zayıf bulup cerh etmekten kurtulamamışlardır.[14]
[12] Buhari-Tarih`ul-kebir 5/81 (Burada şunu zikretmemiz gerekir ki Buhari`nin kale ba`zu`n-nas formülü kullandığı yerlerde -ki bunların sayısı,farklı itibarlara göre 22, 24,veya 25`dir.-Bu ifade ile tamamen itiraz maksadını güttüğünü ve muhatabının da sadece Ebu Hanife olduğunu söylemek mümkün görülmemektedir. El-Kesmiri bu konuda şöyle der "Buhari`nin bu ifadeyi kullandığı yerlerin hepsinde kastettiği kişi Ebu Hanife değildir. O bu ifade ile zaman zaman Muhammet bin el Hasan`ı, İsa bin Eban`ı, Züfer bin el Huzeyl`i veya İmam Şafii`yi de kastetmektedir. (Ebubekir Sifil, Modern İslam Düşüncesinin Tenkidi 2)
Ebu Hanife hakkındaki ithamların sahibi olan hadis ehli için İsmail Hakkı Ünal’ın yazmış olduğu İmam Ebu Hanife’nin hadis anlayışı adlı kitabın 230-261. sayfalarına bakınız. Orada Şafi’nin, Ahmet İbni Hanbel’in, Buhari’nin, Nesei’nin, İmam Malik’in, İbn-i Hibban’ın, Darekutni’nin, Beyhaki’nin….vb lerinin Ebu Hanife’yi cerhettiklerini görürsünüz.
Örnek olarak İbn-i Hibban Ebu Hanife için; Hadis bilgisi zayıf 130 hadisin 120 sinde hata etmiş, küfürden iki defa tevbeye davet edilmiş, Ümmetin fitnecisi, Muhammed’in dinini değiştiren,- Peygamberin hadisine hurafe diyen, Sika ve emin olmayan …vb ithamlarda bulunmuştur.
Ebu Hanife’yi eleştiren alimlerden bir tanesi de Buhari’dir. O, Ebu Hanife gibi meşhur bir imamın reyine ve hadislerine itibar edilmeyeceğini Tarihu’l Kebirinde belirtmiştir. Yine O, Tarihu’l sağirinde ise, Nuaym bin Hammad yoluyla naklettiği bir rivayette Fezari’nin şunu dediğini nakleder. Süfyanı Sevri’nin yanında idim. Ebu Hanife’nin ölüm haberi geldi. Süfyan, “Elhamdulillah! O İslamı ilmek ilmek çözmek isteyen birisiydi. İslamda ondan daha uğursuz doğmamıştır.” Buhari Ebu Hanife hakkında yalan uydurmakla itham edilen şeyhi Nuaym’dan gelen haberini kitabına alıyor… Ama biz, Ebu Hanife’nin adını dahi zikretmemiş olan Buhari’nin bir hayvana yem olmadığı halde, yem varmış gibi hayvanı kandıran kişiden hadis almadığını ballandıra ballandıra anlatan bir toplumda dini öğrenmek zorunda kaldığımız için bunları idrak edemiyoruz. Bu hikayelere inanıyoruz, ama Buhari’nin ravilerinden olan İkrime’nin kendi döneminde bile yalancılıkla itham edilmesini görmezden geliyoruz. Onun yalancılığı yüzünden Yahya el Ensari ve İbn-i Sirin O’na yalancı demiş, imam Malik’te kendisini sika görmemiştir. Hatta İbni Ömer, kölesi Nafi’ye İkrime’nin İbni Abbas’a yalan isnad ettiği gibi sende bana yalan isnad etme diye uyarı yapmıştır. Buhari sahihinde, yalancılıkla itham edilen işte bu İkrime’den birçok hadis alırken, Ebu Hanife’den bir tane bile hadis nakletmemiştir. Hadis ehlinden olan İkrime bu şekilde kayırılıp yalancılığı örtbas edilirken, başka bir kişi (ismini şu an hatırlayamadım) sırf Hanefi kadılığı yapmış olduğu için yüzyıllardan beri hadis uydurucusu olarak insanlara takdim edilmiştir. İşte bu ithamlardan korkup çekinen müteahhirun Hanefi alimlerinin birçoğu şafileşmekten kurtulamamıştır. Yani bunların hemen hemen hepsi, büyük oranda Ebu Hanife’nin hadis anlayışından çok, İmam Şafi’nin hadis anlayışına göre hadisi ve sünneti anlamışlardır.
Araştırıldığında Ebu Yusuf ve İmam Muhammed’de dahil hiçbir Hanefi aliminin hadisi Ebu Hanife gibi değerlendirmediğini görürsünüz. (Raviler hakkındaki değerlendirmeler için Prof. Dr. Kemal Sandıkçı’nın İlk üç asırda hadis adlı kitaba bakabilirsiniz.)
__________________ Yunus 105. Şu da emredildi: "Yüzünü dine bir hanîf olarak çevir. Sakın müşriklerden olma!"
Bence bu tür iddialar ciddiye alınmayacak uyduruk şeyler. aliimran24:''Uydurup durdukları şeyler,onları dinlerinde yanıltmıştır.'' Mezhepçiliğin ve tarikatçılığın kendilerini nasıl bir bölücülüğe ittiğini göstermesi açısından da anlamlıdır.o onu yerden yere vurmuş,öbürü bir başkasını.pekala bu alimler''innemel müminüne ihvetün,muhakkakki bütün müminler birbirlerinin kardeşidirler''ayetini nereye koymuşlar aceba?.Dini rey veya ictihatlarda farklı kanaaatlere varmak mübahtır ancak bu kardeşlik ayetini zedeleyecek ölçülere taşmaması şartıyladır.Bu tenkitlerin aşırı boyutlara varması hırs,bencillik,menfaatperestliktir.Buda Kur'ana göre reddedilmiştir.Kur'an bu tür durumları reddettiğine göre bizde onları reddediyoruz. Enam159:''(Ey Muhammed)fırka fırka olup dinlerini parçalayanlarla senin hiçbir ilişiğin olamaz.'' selamlar,sevgiler.
Sizin yetkiniz yok foruma yeni mesaj ekleme Sizin yetkiniz yok forumdaki mesajlara cevap verme Sizin yetkiniz yok forumda konu silme Sizin yetkiniz yok forumda konu düzenleme Sizin yetkiniz yok forumda anket açma Sizin yetkiniz yok forumda ankete cevap yazma