Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
Bir sebepten dolayı gazzedeydim. Sokakta üç çocuk oynuyordu.
Onlara sokuldum sokakta olmanız tehlikeli değilmi diyecektim ki, birden bir ses
ve ardından yanımızdaki binanın yerle bir olduğunu gördüm. Çocuklardan birinin
altımda olduğunu geçte olsa fark ettim, hemen kalkmak istedim ama kalkamıyordum
ağır yaralanmıştım ve çocukta öyle…
Ambulans geldi
bizi aldı, yolda giderken demek ben yaralandım dedim kendi kendime acaba neyim
vardı hiç acı hissetmiyordum, çok tuhaf! bu nasıl bir işti bu nasıl bir dünya! Yanımda
yatan altımdan çıkardıkları çocuğu gördüm bana bakıyordu… Aman Allah’ım ağır
yaralanmama rağmen canım yanmıyordu, canımın neden yanmadığını sonradan
anladım! Meğer içimi acıtan daha farklı acılar içindeymişim, bu duyguyu hiçbir insanoğlu
tarif edemez! Acıma, üzülme, hüzün, kin, nefret, kızgınlık, öfke, dert, keder
vb… nasıl bir duyguydu bu acı hissetmiyordum, içimden ulan gelin atın beni
ateşe atın, parçalayın üzerimden tanklarla geçin, bütün silahları üzerimde
deneyin, her bir zerremi başka zerrelere bölsün…
Gördüğüm manzara, yaşadıklarım beni insan olmaktan
çıkarmıştı sanki, fark ettim ki beni bu duygulara iten o üç çocukla kurmaya
çalıştığım diyaloğun ardından belleğime kazınan yaşadıklarım, çocukların bana
güldüklerini hatırlıyorum!
Ben çocuklara sokulduğumda yapılan saldırı anında
refleks olarak kendimi onu korumak için en yakın olan çocuğun üzerine atmışım
ve bu çocuk benimle beraber ambulanstaki çocuktu, diğer ikisi ölmüştü!
Bende çocukta oldukça ağır yaralıydık. Çocuğa baktığımda
kendi durumumu unutmuş ona acıyordum, tozun kanın içerisinde parlayan çok güzel
gözleri vardı, küçük dişleri kırılmış, acı hissetmez bir edayla bana yöneldi “amca
beni neden kurtardın? beni neden arkadaşlarımdan ayırdın?” dedi. İkimizin de gözlerinden
kanla karışık yaşlar aktı. İnanılmaz, anlatılamaz bir hadise yaşıyordum. Bir
müddet sessiz kaldık…
Çocuk hastaneye yetişemeden öldü, onu yaşama
bağlayan bir şey yoktu sanki ve orada (Gazze’de) yaşayanlar ölümden
korkmuyorlardı!
Ben kendimden geçiyor gibiydim, ölüyordum galiba
evet evet canım çıkıyordu, yolun sonuna gelmiştim, yaptıklarımı-yapmamam
gerekenleri, yapmadıklarımı-yapmam gerekirken duyarsız, düşüncesiz, bencil yaşadığımı düşündüm. Bu düşünce beni
çok sıkmıştı, ya bunun hesabı ne olacaktı!
…………….! Evet, her fani gibi bende ölmüştüm! O üç
çocuğa rastladım, ambulanstaki çocuk bana doğru geldi ve “şimdi anladın mı benim
neden ölmek istediğimi ve ölümden korkmadığımı?” Galiba anlamıştım…
Çocuk devam etti; “dünya artık yaşanacak yer
değil, bütün bir insanlığın gözü önünde çocuk, kadın, yaşlı ve sakat demeden,
en gelişmiş teknolojilerin modern silahların deneği olarak dünyanın en zavallı
en çaresiz insanları üzerinde denenmesi ve dünyanın buna ses çıkarmaması ve
bende bu dünyada o insanlarla beraber insanlığımdan utanmadan
yaşayacağım!? Bin kere ölmeyi yeğlerim
amca” dedi ve “hadi şimdi hesap vermek
üzere din gününe mahşer yerine gidelim, bende hesap vereyim sende…” “”sende…”” “”sende…””
Bu sende demesi beni mahvetmişti benim bu günahkâr
yaşamımın hesabımı olur, nasıl hesap vereceğim keşke o çocuğun yerinde mi
olsaydım ne! Benim hesabımın haddi hesabı yok, onunsa verecek hesabı yok.
Hesap başlamıştı ve ben terlemeye başladım, hesap
vereceğim sırada birden çocuklardan biri elini boğazıma soktu, yumruğu boğazıma
düğümlendi konuşamıyorum, kendimi bu durumdan kurtaramıyorum bedenim zangır
zangır titriyor, nefesim kesiliyor ölüm olsa bin kere ölmeyi yeğlerim bir duygu
içerisinde…..! Birden uyandım, meğer yaşadığımı sandıklarım olaylar, gece
yatmadan önce etkilendiğim haberler ve okuduğum yazıların etkisiyle gördüğüm
bir rüyaymış…!!!
Ya gerçek
olsaydı!
Selam ve dua ile.
__________________ Ey inananlar, Allah'tan korkarsanız O size iyi ile kötüyü ayırdedici bir anlayış verir, kötülüklerinizi örter ve sizi bağışlar. Allâh büyük lutuf sâhibidir
|