Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
Semitizm varsa antisemitizm de olur. İsrail resmen soykırıma başladı.
Ölen 505 kişinin 120’si kadın ve çocuk, üç ambulans ve bir cami
bombalandı. Bosnayı hatırlatan görüntüler görüyoruz.
Yahudinin narsisistik ahlakının tezahürlerini
bütün çıplaklığı ile görmeye başladık. Kibir, zalimlik, yüksek
ayrıcalık beklentisi, üstün ırk duygusu, diğer insanları ötekileştirip değersizleştirme, kendisine engel olan herşeyi düşman olarak algılama, sadece kendilerine yönelik adalet ve hak duygusu.
Geçtiğimiz günlerde Hamas’ın Aliya gibi hareket
edebilmesine dikkat çekmiştim. Herhalde yeterince ifade edememişim ki
önemli eleştiriler aldım. Bu sebeple Yahudi ahlakının tarihsel sonuçları ve bu karekter tipinin nasıl alt edileceğini tartışmak istedim.
Çevremizde narsisist bir kişi varsa sıradan
olmaktan çok korkan bu kişilerin çok çalışkan olduğunu görürsünüz.
Başarısızlığı ölmekle eşdeğer tutarlar. Bu kişiler akıllı ve yetenekli
oldukları için eserleri sevilir ama kişilikleri hiç sevilmez. Güç ve
otoritelerini kaybettiklerinde yalnız kalırlar.
İntikam duygusu uyandırdıkları kişilerce
öldürülmeleri sık rastlanır. Düşmanlarında öfke ve intikam duygusu
uyandırıp hata yaptırıp yok etmek kullandıkları bir yöntemdir.
Tarihe baktığımızda bu özellikleri sebebiyle
Yahudi milletinin, İlahi irade tarafından ‘İyi ve kötü, doğru ve
yanlış, güzel ve çirkin’i insanlığa öğretmek için ‘tecrübe cemaati’ olarak seçilmiş olduklarını söyleyebiliriz.
Yahudi milleti ile ilgili olarak, tarihte en etkili, en uzun süreli kontrol ve ıslah başarısını İslam ahlakı sağlamıştır. İslam dünyasının ilk ve en büyük iç savaşını yani ‘Cemel ve Sıffin’ vakalarında Yahudi kışkırtmasının rolü çok büyüktü. Ama kışkırtan Yahudilerin çocukları ileri yıllarda hep müslüman oldular.
Bugün’e gelirsek tarihin tekerrür ettiğini görüyoruz.
İsrail yalan ve menfaat eksenli politika üreten
bir yol izliyor. Hatta medya gücü sayesinde öldürülen Filistinli
çocukları İsrailli çocuklar olarak dünya haber merkezlerine duyuruyor.
Filistinlileri aç, susuz ve korumasız bırakıyor sonra kıstırılmış her
insanın yapacağı reaksiyonları terör eylemi diye dünyaya duyuruyor.
Akıllı insan başkalarının tecrübelerinden
faydalanan insandır. Asr-ı saadette Hazreti Peygamber Medine
münafıklarına ve ihanet eden Yahudi kabilelerine nasıl davranmıştı? Bu
bilgilere ihtiyacımız vardır.
Hazreti Peygamber adil ahlaki duruşundan
vazgeçmemişti, şiddete şiddetle karşılık verenlere izin vermemişti,
sonuç olarak maddi kılıç yerine Kur’an’ın elmas kılıncı ile Yahudiliği
marjinalleştirdi.
Kıbrıs da bugün Türkiye varsa Anadolu insanının milli heyecanı
sayesinde olmuştur. Doğu, batı, Anadolu demeden 1974’de askerlik
şubelerinin önünde kuyruk oluşturanlar Filistin konusunda aynı heyecanı
oluşturamıyorlarsa müslüman kimliklerinden şüphe etmelidirler.
Filistin veya başka bir zulüm bizi Kıbrıs kadar
endişelendirmiyorsa insanlığımızdan şüphe etmeliyiz. Filistin kadın ve
çocuklarını insan gibi görmeyen İsrail dişleri bakanı Livni “insani kriz yok ki” diyor. Vicdansız, insafsız ve yalancı katillerden farkımız vicdanımızın acımasıdır.
Batıyı ve İsrail zulmünü durduracak İslam coğrafyasında yükselecek adil heyecandır.
Bugün Filistin için heyecanlanabilirsek yarın bütün İslam dünyasını
Kıbrıs meselesinde yanımızda buluruz. İslam dünyasının umursamaz
yöneticileri bile bu kutsal heyecan ve feveran karşısında kayıtsız
kalamazlar.
Narsisistik insanlara karşı nasıl davranıyorsak Yahudi milletine de öyle davranmalıyız. İçinde korku uyandıracak ve uzlaşmadan başka seçeneğinin kalmadığını hissettirecek şekilde davranılması gerekir.
Yahudi kibri yalnızlıktan korkar. Dünyada yalnız kalacağını hissederse geri adım atar ve anlaşmak zorunda kalır.
Kibirli insana karşı mütevazı olunmaz kararlı ve
cesur duruş onu uzlaşmaya sevk eder. İslam ülkelerinin kendisine karşı
birleştiğini hissetmesi onu çok korkutur.
İsrailin dünyayı ikna etmek için mazlum olabilmek konusunda büyük potansiyel oluşturduğunu ve propaganda yaptığını görmeliyiz.
İsrail politikalarının değişeceğini düşünmek
hayalcilik olur ama değer verdikleri şeyin kaybının yakın olduğunu
hissetmeleri onları hizaya getirir. Bugün İsrail’in en değer verdiği
şeyi devletidir.
İsrail devletinin tehlikede olduğunu hissettirecek
güç dünya kamuoyunun ciddi sivil tepkisidir. Kimsenin yüzüne bakamayan
bir Yahudi başkalarından kimliğini saklamak zorunda kalır. Maşeri
vicdanda ki nefret ve tiksinti İsraile geri adım attırır.
Hamas İsrail canavarını öldüremiyor. Ya ona çıkış yolu bırakılmalı veya artık canavarın kuyruğunu da çekmemelidir. Hamas
amacını ve yöntemlerini iyi belirlemeli içindeki kontrolsuz unsurlara
dikkat etmelidir. Elinde nükleer güç olan bir İsrail canavar bir
kurttan farklı değildir.
Kendisini ümitsiz bir çıkmazda hisseden İsrail
kendisi ile birlikte bütün dünyanın sonunu getirmekte beis görmez.
Tarihin sonu olan Armagedon yani kıyamet savaşları belki böyle kopacak.
İsrail sokaktaki kedi gibi davranıyor Amerika
bütün gelirini ona akıtsa dahi arkasına bakmadan çekip gidiyor,
teşekkür bile etmiyor. Böyle kediye merhamet eden AB ve ABD onu
doyuramayacağını er geç anlayacaktır.
Hatta artık batı İsrail’i mutlu edemeyeceğini
anlamaya başladı. ABD Irak’ta tam başarılı olamadı, batının İsrail’e
desteği gün gün azalıyor, İran ve Lübnan Hizbullahı geri adım atmıyor.
Diğer taraftan İsrail, askeri doktrini
nedeniyle bütün çevresini düşman görüyor, kuşatılmışlık duygusu içinde.
En büyük organı olan Ego’su ve kusursuzluk algısı nedeniyle, özeleştiri
yapamıyor ve kendini değiştirme yeteneği hiç yok.
‘Büyük İsrail Devlet’i hedefini gerçekleştiremediği için kendini kötü hissediyorsa bu İsrail’in sorunu, dünya onu mutlu etmek zorunda değil.
İsrail dünyanın geri kalanı ile ilişki kurmayı
öğrenebilecek mi, her istediğinin aslında onun menfaatine olmadığını
öğrenebilecek mi? Eğer bunu yapabilirse barış için ümitlenebiliriz.
Yoksa hep barış rolü oynamaya devam eden bir İsrail bulacağız.
Küfür devam eder ama zulüm devam etmez. Filistin
olayları dünyada iyi ve kötü savaşlarında ayırtaç özelliği taşıyor.
Bugün İsrailliler Calut rolünde, Filistinliler Talut rolündeler.
İçlerinden Davut’un sapanı çıkacaktır inşallah. Samimiyet sınavından
geçmiş 314 kişilik Bedir’in aslanlarına ve Alpaslanı’ın askerlerine,
aynı sınavı geçen çok az sayıdaki Talut’un askerine ilahi yardım
gelmişti.
Bir tereddüdüm var, dünya Yahudileri mi dinlerinde ve inançlarında daha samimi dünya Müslümanları mı daha samimi, emin değilim. Anadolu’nun
Filistin’e destek mitingleri ve Gazze’ye en çok yardımın Türkiye’den
gitmesi bütün dünyaya örnek oldu. Türk hükümetinin ciddi adımları ve bu
adımların batı dünyasında da devam etmesi iyi şeyler olacağını
gösteriyor.
“Sefer bizden Zafer Allah’ dan” diyen, içtenlik ve ihlas çizgisinde duran kazanır. Tarihte hep böyle olmuştur.
Nevzat TARHAN / Haber 7
ntarhan@gmail.com
__________________ O halde yüzünü, Allah'ı bir tanıyarak dine, Allah'ın insanları üzerine yaratmış olduğu fıtratına doğrult. Allah'ın yaratışında değişiklik bulunmaz. Dosdoğru din budur. Fakat insanların çoğu bilmezler.
|