Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP

Sorumluluğumuz insan olmaktır...

yaratılan her şeyin vazifesi yaratılışı üzere davranmaktır...

bizim vazifemiz ve gerçek sorumluluğumuz da insan olmaktır...

tüm insanların eşit olduğu sorumluluk alanı budur...

peki nedir insan olmak...

1.İnsan olmak... güvenilirliktir.

2.İnsan olmak..., daima hakkın ve haklının yanında, haksızlık ve haksızın karşısında yer almaktır. (hak: doğru, yararlı, güzel, iyi, geliştirici, ilerletici, mutluluk ve huzur verici)

3.İnsan olmak...; yalanın, sahteliğin ve ikiyüzlülüğün her türünden uzak durmaktır.

4. İnsan olmak...erdemdir, erdemli yaşamdır.

5. İnsan olmak...doğruluktur, haktır, adalettir.

6.İnsan olmak... gerçekçi ve inandırıcı olmaktır.

7.İnsan olmak... özü sözü bir olmaktır.

8.İnsan olmak... bulunduğun ortamlarda insanlık adına asıl söylenmesi gerekeni söylemen ve asıl yapılması gerekeni yapmandır.

9. İnsan olmak...doğru kimden gelirse gelsin onunla huzur bulmak, mutlu olmak ve ona sahip çıkmaktır.

10. İnsan olmak...sorumlu davranmaktır.

11. İnsan olmak...temizliktir, arınmışlıktır.

12.İnsan olmak... kazandıklarımızla uyumlu ve doyumlu olabilmektir.

13. İnsan olmak...vefalı olmaktır; emeğe saygıdır, dostlarına, değerlerine bağlılıktır.

14. İnsan olmak...açık sözlülüktür, açık yürekliliktir, ilkeliliktir, tutarlılıktır.

15.İnsan olmak... yarını düşünmektir.

16.İnsan olmak... tek kişilik değildir. Kişisel çıkara dayanmaz. Tüm insanlığı bir aile olarak görebilmektir.

17.İnsan olmak... dostlarının acısını paylaşabilmek, dindirebilmektir.

18. İnsan olmak...her türlü kompleksli ve kaprisli davranışlardan uzak durmaktır.

19, İnsan olmak...emanetlere(sahip olduğun her şeye) sahip çıkmaktır.

20.Dürüstlük insan olmaktır.

21.İnsan olmak...doğallıktır. Vücudun ahengidir, tüm organlarıdır uyumudur. Sen gülerken tüm organlarının; gözlerinin de gülmesidir. Sen ağlarken tüm organlarının; gözlerinin de buna katılmasıdır.

22.İnsan olmak... sağlam karakter ve güçlü kişilik ister.

23.İnsan olmak... hakka ve hakikate ve de söze bağlılıktır.

24.Dürüstlük doğallık ve içtenliktir.

25.Dürüstlük, her türlü abartıdan uzak durmaktır.

26.İnsan olmak...saygıyı ve özsaygıyı getirir.

27.İnsan olmak... özdenetim ve özeleştiri getirir.

28.İnsan olmak... özveridir. Yalnızca kendini düşünmek değildir.

29. İnsan olmak...sabır ister, özdirenç ister.

30.İnsan olmak... ileri görüşlülüğü gerektirir.

31. İnsan olmak...değerlerimizden ödün vermezliktir.

32. İnsan olmak...uyanık bilince sahip olmaktır.

33. İnsan olmak...şahitlik gerektiren durumlarda gereğini yapmaktır.

34. İnsan olmak...olması gerekendir, aradığındır.

35. İnsan olmak...hak yememektir.

36. İnsan olmak...tükettiğimiz kadarını, hatta daha fazlasını üretmek gerektiğinin bilincine sahip olmaktır.

37.İnsan olmak... miş gibi yaşamamaktır.

38. İnsan olmak...kandırmamaktır, aldatmamaktır, aldanmamaktır.

39.İnsan olmak... adam gibi yaşamaktır, yaşatmaktır.

40.İnsan olmak... rol yapmak, maske takmak, sahte, yapay ve yapmacık davranmak değildir.

41.İnsan olmak... haksızlık yapmamak ve haksızlığa izin vermemektir.

42. İnsan olmak...her türlü sömürüye karşı durmaktır.

43.İnsan olmak... doğruluk adına öğrendiklerimizi çiğnememek, terk etmemektir.

44. İnsan olmak...acılara sessiz kalmak değildir.

45. İnsan olmak...gerçekleri göz ardı etmemektir.

46. İnsan olmak...sorunlardan kaçmak veya onları görmezlikten gelmek değildir.

47.İnsan olmak... sahip olduğumuz birtakım özelliklerden dolayı kibirlenmek veya kendimizden utanç duymak değildir.

48. İnsan olmak...ırk, renk, sınıf ve cinsiyet ayrımı yapmamaktır.

49. İnsan olmak...kısa vadede sana kaybettirecek, uzun vadede ise kazandıracak devrimci ve reformist gayretlerdir.

50. İnsan olmak...tüm bunların toplamıdır ya da kişisel çıkar gütmeden aradığın her türlü davranışın ve duygunun adıdır.

İnsan olmak...

§ Özü-sözü bir olmaktır.

§ Adaletli olmaktır.

§ Açık sözlü olmaktır.

§ Açık yürekli olmaktır.

§ Tutarlı olmaktır.

§ İlkeli olmaktır.

§ Gerçekçi olmaktır.

§ Empati kurmaktır.

§ Direkt olmaktır.

§ Samimi olmaktır.

§ Sorumlu olmaktır.

§ Değerbilir olmaktır.

§ Hak-bilir olmaktır.

§ Kararlı olmaktır.

§ Saygılı olmaktır.

§ Ölçülü olmaktır.

§ Özeleştiri yapabilmektir.

§ Abartılardan uzak durmaktır.

§ Otokontrol sahibi olmaktır.

BU ÇALIŞMA ERDEMYOLU SİTESİNDEKİ ÇOK GÜZEL BİR YAZININ DEĞİŞTİRİLMİŞ HALİDİR...

Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP

tekasür8. Âyet: Sonra o gün siz nimetten sorulacaksınız.

Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP

selam Asım kardeş,

"Allah dileseydi hepinizi bir tek ümmet kılardı; fakat O, dilediğini saptırır, dilediğini de doğru yola iletir. Yaptıklarınızdan mutlaka sorumlu tutulacaksınız"  nahl 93

Ayet-i Kerimeyi şöyle anlamakta mümkün;

"Fakat O, dileyeni saptırır, dileyeni de doğru yola iletir"

"men yeşêu" formu buna müsait.

Selam ve dua ile,

kardeşiniz rıdvan 

Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP

şöyle çevirsek nasıl olur :( sanki daha kapsayıcı olacak gibime geliyor)

"Fakat O, dilediğini/dileyeni saptırır ; dilediğini/ dileyeni de doğru yola iletir"

Veddua

Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP

selam hasan kardeşim,

Elbette daha güzel ve isabetli olur.

teşekkür,

kardeşiniz rıdvan

Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP

Selam her kese,

Olmaz Rıdvan kardeşim! Ve mé teşéûne illé en yeşéellâh. yudxilu men yéşu ilé rahmetihi: Allah dilemedikçe siz dileyemezsiniz /Allah dileyince ancak (o vakit) siz dilersiniz. O dilediğini rahmetine / hidéyetine erdirir. (76/30-31) İllé mé şéellâh : Ancak Allah'ın dilediği...( olur).

Ayrıca bak: 81/29, 7/156, 3/26, 27, 7/155, 6/83, 42/52, 2/142, 212, 213, 247, 261, 2/269, 2/272, 2/284, 3/13, 3740, 73, 74, 129, vs...

Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP

Merhaba ,

Abdurrahman kardese katiliyorum, "menyesau" cumle icindeki konumu itibari ile Allah'a atif yapmaktadir. Yani dileyen, gidisata gore olusumlara mudahele eden merci   olarak, Allah tanitilmaktadir.   Ayni kullanimin ilginc orneklerinden biri olan 2/89,90 incelendiginde, dileyenin insan olmasi halinde risaletin belirleyiciligini insana vermek gerekmektedir.  Bu anlayisin dogru olmadigida Kuran butunlugunde acikca gorulur.

Kuran kasitli  olarak dilemenin- emrin gerceklesmesinin ardindaki ustun gucun, Allah oldugunu  surekli bir sekilde vurgular. Boylelikle   Dunya ile iliskisiz olarak taninan Allah, gunluk olusumlarin  en merkezine tasinir. Her olusum en ince ayrintisina varincaya kadar  bizatihi onun kontrolunde gerceklesmektedir.  

 "Onlari siz oldurmediniz,fakat onlari Allah oldurdu.Attigin zamanda sen atmadin, fakat Allah atti. ....." 8/17  S.Ates tercumesi

Kuran vahiy surecindeki muhatap toplum olan orta arabistanlilar acisindan da hersey insanin  kontrolunun  haricinde gerceklesmektedir. Dunyadan ibaret olan yasam, yalnizca Dehr merkezli olarak sonuclanmaktadir 45/24 .  Dehr ile sinirli olan  yasamda  gerceklesenlere insan karsi duramaz. Cok uzaklardaki yuce Allah insanlara karismaz . Onun kizlarinin -tanricalarinin sefaati sonucu,  toplumun serefe layik gorulmus olan ileri gelenleri   bolca nimetlendirilir. Genelde bu nimetlenmenin olcusu mal ve yonetim olarak gorulmustur. Muhammed'in risaletine karsi cikarken dahi bu argumani kullanmislardir. "Allah bir insana risalet sunmaz,  ne var ki, eger  boyle bir sey mumkun   olsaydi, servet ve guc ile donatilmislar buna layik gorulurdu" diyorlardi.  Celiskilerle dolu olan musriklerin bu ve benzeri inanclari uzerine Kuran butunlugunde ciddi calismalar yapilmalidir. O takdirde daha sonralari adina ekoller  olusturulmus ifadelerin aslinda cok farkli oldugu gorulecektir. 

Mevcut hal Allah'in yaratista takdir ettigi uzeredir. Bu yuzden buna karsi cikilmaz seklinde olan, mutlak kaderci anlayis, kendi saltanatlarini mesru gostermek isteyen emeviler tarafindan yeniden hortlatilmis olan  cahiliyye inancidir. Onlar da atalari olan musrikler gibi "Eger biz layik gorulmesiydik   Allah bizim idarede olmamiza  musade etmezdi, bu takdiri ilahidir " diyorlardi. 

Evet  her sey ancak  Allah'in  dilemesi-mumkun kilmasi    sonucu  gerceklesmektedir ,  fakat burdaki dilemek ile Allah'in tercihi  karistirilmamalidir. Allah kullari icin kufre-inkara  razi degildir,ne varki bunda kararli olanlara baski yaparak onlari zorla dogru yola sevketmez. Allah dogru yolu  her turlu ayetleriyle gosterir onu kolaylastirir, bunun ardindan sukretmenin veya kufretmenin tercihini insana birakir. 

Sonuc olarak sorun   mevzu bahis kelimemizin  isaret ettigi yerin degistirilmesi  degildir. Asil sorun onun arapcadaki ozellikle de Kuran anlam orgusundeki vurgusunu tam verecek  olan   kelimeyi -kelimeleri tespit etmeyisimizdir. Kelimenin Allah'a atif yapilarak kullanildigi yerlerdeki ozel anlam oyle siradan bir dileyis degil, gerekenin icrasi olarak anlasilmalidir.

Kadir 

Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP

Selam,

Allah’ın iradesi ve takdiri konusundaki ayet-i Kerimlerle, insanın yapıp etmelerinde “tercihi” ve iradesini vurgulayan ayetler arasında bir “gerginliğin” bulunduğunu ve bu “gerginlikten” bizden öncekilerin iki farklı ekole ayrıldıklarını bilinmektedir. (Hem o ayetleri hemde bu ayetleri yok saymadan ve hemde Abdurrahman bey'in ve Kadir'in söylediklerini de ıskalamadan).

Misal:

85:16, 3:40

Misal,

16:35 ve 6:148, 43:20 Ayet-i Kerimeleri;

“Allah dileseydi ne biz ve nede atalarımız O’nun yanında/yakınında bir şeye kulluk etmezdik”

Misal

29:21, 2:284, 42:52, 7:156, 3:26, 2:6,7, 36:8-10, 16:37

“Lakin biz onu kullarımızdan dilediğimizi”

Misal:

76:1-3, 18:29, 73:19, 39:41, 10:108, 6:104,

Ve yine misal,

16:93, 45:22

42:13

 “Allahu yectebî ileyhi men yeşêu ve yehdî ileyhi men yunîb(u).

81:29, 74:54-56, 4:78,79

Bu gerekçelerle ve desteklerle;

“kendisine ortak koşulmasını bağışlamaz, ondan berisini dilediğine/dileyene bağışlar.

Şimdilik,

Bu şekilde düşünüyorum,

Selam ve dua ile,

rıdvan