Yazanlarda |
|
asım Uzman Uye
Katılma Tarihi: 14 agustos 2008 Yer: Turkiye Gönderilenler: 1700
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
Adalet kutup yıldızı gibi yerinde durur ve geri kalan her şey onun etrafında döner.
Alkışı en sessiz şekilde karşılayan, alkışı hak etmiş demektir.
Aradığını bilmeyen bulduğunda anlayamaz..
Aşk, dört nala giden at gibidir, ne dizginden anlar, ne söz dinler.
Aç midenin cezasını yorgun ayaklar çeker.
Bildiğini bilenin arkasından gidiniz, bildiğini bilmeyeni uyarınız,
bilmediğini bilene öğretiniz, bilmediğini bilmeyenden kaçınız.
Bilgi insanı şüpheden, iyilik acı çekmekten, kararlı olmak korkudan kurtarır..
Bir milleti tutsak etmek isterseniz, onun müziğini çürütün.
Bir şeyi bildiğin zaman, onu bildiğini göstermeye çalış. Bir şeyi bilmiyorsan, onu bilmediğini kabul et. İşte bu bilgidir.
Bir yerde küçük insanların büyük gölgeleri varsa, o yerde güneş batıyor demektir.
Bir şeyin haklı olduğunu bildiğin halde, o şeyden yana çıkmazsan, korkaksın demektir.
Çizik bir elmas, çizik olmayan bir çakıl taşından daha iyidir.
Devlet düzen içinde yönetildiğinde ancak dünyada barış tesis edilebilir.
Düşünmeden öğrenmek faydasız, öğrenmeden düşünmek tehlikelidir.
Hiç bir şey eyleme geçen cahillik kadar korkunç olamaz.
Derin olan kuyu değil,kısa olan iptir.
Efendi adam, kendisinden çok şey, başkalarından az şey bekler.
Elmas nasıl yontulmadan kusursuz olmaz ise; insan da acı çekmeden olgunlaşmaz
Eğitimli insanlar öncelikle adalete değer verir. Eğitimli insanlar
adalet olmadan cesaret sahibi olunca asi olurlar. Küçük insanlar adalet
olmadan cesaret sahibi olunca haydut olurlar.
Etraflıca çalış, doğru bir şekilde araştır, dikkatlice düşün, düşündüklerini gözden geçir, ciddi ve samimi bir şekilde uygula.
Evinizin eşiğini temizlemeden komşunuzun damındaki karlardan şikayet etmeyiniz.
Güçlü olan, zayıf yanını herkesten iyi bilendir; daha güçlü olan ise zayıf yanına hükmedebilendir.
Her şey bir güzelliğe sahiptir fakat bunu herkes görmez.
İnsanlar sahip olduklarını küçümser, sahip olamadıklarını önemser.
İsteyenler bilgilerini genişletmelidirler. Bilgilerini genişletmek isteyenler önce araştırmalıdırlar.
İdare etmek dürüstlük demektir. Sen doğru yönetirsen yanlış olmaya kimse cesaret edemez.
İyi insan, güzel söz söyleyen değil, söylediğini yapan ve yapabileceklerini söyleyen adamdır.
Karanlığa söveceğine, kalk bir mum yak.
Kelimelerin kuvvetini bilmeyen insanlarla esaslı bir konuyu konuşmak mümkün değildir.
Küçük avantajların peşinden koşarken büyük başarılardan olabilirsiniz.
Küçükler ot gibidir, büyükler ise rüzgar: Rüzgar ne yöne eserse, otlar o yöne eğilir.
Konuşmaya değer insanlarla konuşmazsan insanları, konuşmaya değmez
insanlarla konuşursan kelimeleri yitirirsin. Sen öyle biri ol ki ne
insanları, ne de kelimeleri yitir.
Öğrenme ilkesi insanın temiz karakterini ortaya çıkarmak, insanlara
yeni yaşam vermek ve nihai iyiye ve doğruya ulaşmak demektir.
Susmak, insanı ele vermeyen sadık bir arkadaştır.
bir başka güzel sözü ise;TANRIM SENDEN BAŞKA HİÇ KİMSESİ OLMAYAN BEN,SENDEN BAŞKA HER ŞEYİ OLAN İNSANLARA ACIRIM!
__________________ O halde yüzünü, Allah'ı bir tanıyarak dine, Allah'ın insanları üzerine yaratmış olduğu fıtratına doğrult. Allah'ın yaratışında değişiklik bulunmaz. Dosdoğru din budur. Fakat insanların çoğu bilmezler.
|
Yukarı dön |
|
|
asım Uzman Uye
Katılma Tarihi: 14 agustos 2008 Yer: Turkiye Gönderilenler: 1700
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
üstad dedi ki; "birşey söylememeyi yeğlerim."
tzu-kung dedi ki, "üstadım, bir şey söylemezseniz biz öğrenciler neyi aktaracağız?"
üstad dedi ki, " 'gök' bir şey söylüyor mu? dört mevsim orada ömrünü tamamlıyor, tüm varlıklar onun altında doğuyor, ama 'gök' tek söz söylüyor mu?"
#
# üstat dedi ki: "15 yaşımda, kendimi öğrenmeye verdim." "30 yaşımda, istencime sahip olabildim." "40 yaşımda, kuşkulardan uzaklaştım." "50 yaşımda, göğün buyruğunu öğrendim." "60 yaşımda, seziş yoluyla her şeyi kavradım." "70 yaşımda, doğru olan şeylere zarar vermeden yüreğimin isteklerini yerine getirebildim"
"ilkbahar ve güz" adlı eserini yazan konfüçyüs, öğrencilerine söz ve doktrinlerini toplayıp yazmalarını vasiyet ettikten sonra yetmiş üç yaşında öldü.(479) öğrencileri, bu vasiyeti tuttular ve onun söz ve doktrinlerini bir araya getiren şu üç kitabı yazdılar:
1. tao-ltio (büyük okuma) 2. tchoung-young (çevrede değişmezlik) 3. zung-you (lun-yü-felsefe sohbetleri)
bu kitaplar konfüçyüs'ün derslerini dinlememiş, fakat onu üstat tanımış olanlarından meng-tse (mencius)'un kitabıyla birlikte, imparatorluğun tüm okullarında çocuklara öğretilmiş ve ezberletilmişti. bunlar, çinlilerin ahlak politika ve uygarlıklarının kuralı, kanunu olup kral tarafından bile değiştirilemezdi. birçok yazar ve tarihçilerin görüşlerine karşın konfüçyüs, bir din kurucusu olmaktan çok bir ahlakçıdır.
onun ahlakı: (sonsuzcasına yüce, basit, duyulur, akıl ve doğanın saf kaynaklarından çekilmiş (süzülmüş) bir ahlaktır.) konfüçyüs bu ahlak ilkelerini şu üç kanunda toplamıştır:
1. ödevler kanunu 2. insan kanunu 3. gökyüzü kanunu
konfüçyüs'e göre bir insanın en büyük erdemi bilgisidir. bilinmesi gereken şeylerin en değerlisi de (ödev)dir. ödevin gökyüzüne değecek kadar yüce bir derecesi vardır. (burada gökyüzü deyimi ulusal çin dininde salt (mutlak) varlık olarak kabul edilen gökyüzü tanrısını anlatır.) insan hayatı ödeve bağlıdır. umulan ve istenilen her şey ödevden doğmuştur. mutlu bir insan ödevini bilen ve her hareketinde ödevini kendisine kılavuz yapabilendir. bir insan ancak ödevle ve ödeve baş eğmekle olgunlaşır. bir insanın kendini olgunlaştırmasına (insan kanunu), ulaştığımız olgunluğu kavramamıza da, (gökyüzü kanunu) denmektedir. konfüçyüs, tüm eski yunan filozoflarından önce, ahlak ve politika doktrinlerine temel olarak (insanın kendini yetişkin bir duruma getirmesini) bir ilke olarak saptamıştır.
kendini ve üzerlerinde etkisi olan kişileri yetkin bir duruma getirmekten ibaret olan (ödev kanunu)'nda keyfi ve değişici bir öğe yoktur. zira insan organik hayatın olduğu kadar ahlaki hayatın ilkelerini de gökten almıştır. konfüçyüs, olgun ya da ermiş bir insan için her şeyden önce kuvvetli, adil ve ılımlı bir irade önerir. kuvvetli ruh, seven ve ödevi bilendir. adalet doğrulukla ve hele kendimize yapılmasını istemediğimiz bir şeyi başkasına yapmamakla sağlanabilir. insani erdem, insanlığı sevmekle olanak kazanır. bu sevgi hissi aileden, toplumdan, hükümete dek karşılıklı olarak uzamalıdır. zaten yaratılışın temeli bu sevgi ve bunun doğurduğu olgunluktan ibarettir. bir baba ile çocuğa, bir hakan ile ulusu, bir tanrı yani gökyüzü ile yarattığı varlıklar karşılıklı olarak aynı sevgiyi duymalıdırlar. zira ( bu alemin çıktığı biricik kaynak kendi aslında olgunluk bulunan gökyüzüdür. tüm atalar gökyüzünden çıkmıştır. bugünkü kuşağın kaynağı da atalardır.) öyle ise birinci ödev gökyüzüne, ikici ödev de atalara sevgi ve saygıdır.
konfüçyüsün özetlediği ahlaki ilkeler şu beş temel erdemden ibarettir:
1. en geniş bir şefkat (sevecenlik) anlamında kullanılan insanlık 2. herkese eşit muamelede bulunmak ve herkese hakkını vermek olan adalet. 3. insanlığı her çeşit gerilemelerden ve bozukluklardan kurtaracağı için, din ve törelere uymayı sağlayan bilgelik. 4. ruhun kurtuluşu ve tehlikeden korunmasını sağlayan doğruluk. 5. insanı ikiyüzlülüğe ve yalancılığa götüren yapmacık tavır ve hareketlerden çekinmeyi emreden sadakat ve iyi niyet'tir.
chi lu, ölülerin ruhlarına nasıl hizmet edileceğini sordu..
üstad dedi ki; "insanlara hizmet edemezken, ölülerin ruhlarına nasıl hizmette bulunabiliriz?"
chi lu; "ölüm hakkında sormak cesaretinde bulunabilir miyim?" diye ekledi.
üstad yanıtladı: "yaşama ilişkin bir bilginiz yokken, ölümü nasıl bilebilirsiniz?"
'büyük dag ufalacak,saglam direk kırılacak ve bilge,bir yaprak gibi solacak'diyerek yasama gözlerini yumdu
seveceğin bir iş seçersen, yaşamında bir gün bile çalışmış olmazsın.
sular yükseldiğinde balıklar karıncaları yer, sular çekildiğinde karıncalar balıkları, kimin kimi yiyeceğine su karar verir.
"doğru yolu görüp de gitmemek var ya, işte bu korkaklıktır."
durmadan devam ettiğin sürece ne kadar yavaş gittiğin önemli değildir.
min tzu çien ne kadar hayırlı bir evlattı. kimse onun hakkında ana-baba ve kardeşlerinin söylediğinden farklı bir şey söylememişti...
__________________ O halde yüzünü, Allah'ı bir tanıyarak dine, Allah'ın insanları üzerine yaratmış olduğu fıtratına doğrult. Allah'ın yaratışında değişiklik bulunmaz. Dosdoğru din budur. Fakat insanların çoğu bilmezler.
|
Yukarı dön |
|
|
malik bin nebi Uzman Uye
Katılma Tarihi: 24 kasim 2008 Yer: Turkiye Gönderilenler: 439
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
Senin vicdanın senden başkasını temsil edemez.
Sevgi ile yorulmadan ilerleriz. Sevgi ile, sadece onunla başkaları için fedekarlık yapabiliriz.
Son ırmak kuruduğunda, son ağaç yok olduğunda, son balık öldüğünde; beyaz adam paranın yenmeyen birşey olduğunu anlayacak.
Su gibi olmalıyız. Her şeyden aşağıda, ama kayadan bile kuvvetli.
- Siyu Kabilesi
Ağlamaktan korkma! Zihindeki ıstırap veren düşünceler gözyaşı ile temizlenir.
Tanrı' nın kelimeleri meşe yaprağı gibi sararıp düşmez: çam yaprağı gibi ilelebet yeşil kalır.
Arkamda yürüme, ben öncün olmayabilirim. Önümde yürüme, takipçin olmayabilirim. Yanımda yürü, böylece ikimiz eşit oluruz.
- Ute Kabilesi
Eğer herkes bir başkası için bir şey yaparsa dünyada ihtiyaç içinde kimse kalmaz. Sadece bir kişiye yardım et! Şimdiki usul bu değil ama inanıyorum, insanlar bu yolu öğrenecekler.
Eğer sorsanız: 'Sessizlik nedir?' Cevap veririz: O Büyük Ruh' un sesidir. Yine sorsanız: 'Sessizliğin meyveleri nelerdir?' Cevap veririz: Kendi kendini kontrol, gerçek cesaret demek olan metanet, sabır, vakar ve saygı.'
Fakir olmak, şerefsiz olmaktan daha küçük bir meseledir.
Gözlerde yaş yoksa, ruh gökkuşağına sahip olamaz. Gözün ile değil, yüreğin ile hüküm ver.
Günümüzde insanlar bilgiyi arar oldu, hikmeti değil. Halbuki bilgi mazidir, hikmet ise istikbal.
- Lumbee Kabilesi
Birinde de bir kızıl derili reisi ile bir misyonerin diyalogunu dinlemiştim, misyoner geliyor,bir incil mushafı vererek al bu bizim tanrının sözleri diyor, reis bakıyor ve süzüyor, sizin tanrınız sözlerini bunlara mı yazmış oysa bizimki yaprağa, suya dağlara yazmış biz de ordan okuruz,,,,
Benim bilge bibim bizim orda halaya bibi deler, kitapsız kitaplı bibim ben daha çok küçükken çok güzel bir şey demişti,
Ünal, Allah'ın göğü bir değil mi, burda yamur yağarken indi, başka memlekete yağmur yağmır mı?
bu söze bu zamana kadar hep tebessüm ederdim ama artık tüylerim diken diken oluyor,
Asım abi daha konfüçyus başlığını görünce dedim bu konu asım abimindir:), lütfen bibimin sözüne eğil, müslümanlar kur'an'ı miras aldı, cici kitap o oldu, nasraniler incili miras aldı cici kitap o oldu, yahudiler tevratı miras aldı cici kitap o oldu, ama heyhat!! ki insanının kendi değerine küfreder gibi inanıldı, insan olduğu için inanmadı aldığı için oldu ve inandı.Bir başka yerde neden sorumlu olucaz demişsin ya abi, sofranda olan yemekten başka neyin midene inmesini beklersin ki, sana düşen sofranda olanı kaşıklamak değil mi, yoksa tvde yemek programları izleyerek doyacağımızı zannedebilir miyiz?
Allah'ın göğü tek.
Esenlik dilerim Asım abim.
|
Yukarı dön |
|
|
asım Uzman Uye
Katılma Tarihi: 14 agustos 2008 Yer: Turkiye Gönderilenler: 1700
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
Yeryüzündeki yaşamın bütün olduğu çağlarda, kimse değerli kişilere fazlaca dikkat etmezdi� Onlar �görev�lerini yerine getirdiklerinin farkında olmadan doğru ve dürüsttüler. Birbirlerini sevdiler, ama bunun �komşunu sev� etiği olduğunu düşünmediler. Kimseyi aldatmadılar, ama böylece �güvenilecek adam� olduklarını bilmediler. Sözlerinin eriydiler, ama böylece �inançlı adam� oldukları akıllarına bile gelmedi. Özgürce, alarak ve vererek, beraber yaşadılar ve �cömert� olduklarını hissetmediler. Bu yüzden onların eylemleri kurgu ürünü değildi. Onlar hiç bir tarih yaratmadılar....
çinli bir abimiz...
__________________ O halde yüzünü, Allah'ı bir tanıyarak dine, Allah'ın insanları üzerine yaratmış olduğu fıtratına doğrult. Allah'ın yaratışında değişiklik bulunmaz. Dosdoğru din budur. Fakat insanların çoğu bilmezler.
|
Yukarı dön |
|
|
asım Uzman Uye
Katılma Tarihi: 14 agustos 2008 Yer: Turkiye Gönderilenler: 1700
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
“normal, siradan biri her seyi oldugu gibi gorur...
ogrenen biri her
seyi farkli gorur. ...
aydinlanmis biri her seyi oldugu gibi gorur....”
bu soz
ilginc bir dongudur; insanin basladigi noktaya dondugu gozlenir. ...
aslinda her seyi oldugu gibi gorebilmenin egitimidir. ..
siradan biri
farkinda olmadan her seyi, ayni oldugu gibi gorur...
yani, bir butun
olarak etkilenmeden, hissetmeden...
bir aydın ise ayni seviyeye ulasmaya
calisir. ama bilerek....
__________________ O halde yüzünü, Allah'ı bir tanıyarak dine, Allah'ın insanları üzerine yaratmış olduğu fıtratına doğrult. Allah'ın yaratışında değişiklik bulunmaz. Dosdoğru din budur. Fakat insanların çoğu bilmezler.
|
Yukarı dön |
|
|
|
|