HANiFDOSTLAR.NET

 

Kuran Müslümanı
 

(Şahıs odaklı din anlayışından Allah odaklı din anlayışına...)

Ana Sayfa Hanif Mumin  Iste Kuran Kurandaki Din  Kur'an Yolu  Meal Dinle Sohbet Odasi Hanifler E- Kitaplik Kütüb-i Sitte ?  ingilizce Site Kuran islami Aliaksoy Org  Hasanakcay Net Tebyin-ül Kur'an Önerdiğimiz Siteler Bize Ulasin

 

- Konulara Göre Fihrist

- Saçma Hadisler

- Hadislerin-Sünnetin İncelemesi

- Haniflikle İlgili Sorular Cevaplar

- Misakın Elçisi Kim?

- Kuranda Namaz/Salat

- Onaylayan Nebi

- Kuranda Namaz/Salat

- Enbiya 104

- Kuranda Yeminler

- Adem Hakkında Sorular

- Ganimetleri Resulün Eline Nasıl Vereceğiz?

- Allahın ındinde YIL ve DOLUNAYLAR

- Abese ve Tevella

- Hadisçilerce Tahrif Edilen Ayetler

- Mübarek Yer, Mübarek Vakit

- Arkadaş Peygamber

- Kuranın İndirilişinden Günümüze Gelişi

- Bir Türban Sorusu

- Kuran ve Bize Öğretilenlerin Farkı

- Namazın Kılınışı

- Hadislere Göre Namaz

- Kuranda Salat Namaz mıdır?

- Kuran Yetmez Diyen Uydurukçular

- Bizler Hanif Dostlarız

- Sahih Hadis mi İstersiniz?

- Hakkı Yılmaz'ın Tebyin Çalışması

- Kur'anı Anlamada Metodoloji

- Tarikatçıların Çarpıttığı Birkaç Ayet

- Nasıl Kur'an Okuyalım?

- Kur'anı Kerim Nedir?

- Kur'anda Oruç

- Allah'sız Bir Din ve Allah'sız Bir Kur'an İnancı

- Kuransız Bir İslam Anlayışı ve Müşrikleşme

- Meal Çalışmasına Davet

- Allah Şahit Olarak Kafi Değil mi?

- Doğru Hadisleri Ne Yapacağız?

- Kur'andaki Muhammed ve Peygamberlerin Misyonu

- Mahrem, Avret, Ziynet

- Nur Suresi Çeviri-Yorum

- Cilbab

- Resule İtaat Ne Demektir?

- Hadis Kalburcuları ve Kalburları

- Kur'anı Kerim'in İndiriliş Gayesi

- Kur'anda Amellere Karşı Cahili Yaklaşım

- İslamdışı İnanışlara Kur'andan Örnekler

- Biri Şu Haram Üretim Tesislerini Kapatsın

- Tasavvufta İslam Var mı?

- İslamda Delil Sorunu

- Kurban Kesmek

- İlahi Hitabın Serüveni

- Ecel Nedir?

- Şirk, İşrak, Müşrik, Müşareke, Müşterik

- Büyü Yapan ve Yaptıranlar

- Peygamberlere Karşı Rabbani Yaklaşımlar

- Salat-ı Tefriciye yada Zikri Çarpıtmaya Bir Örnek

- Mucize Nedir?

- Ayrılıkların Nedenleri

- Sıfır Hata veya Kur'an

- Haniflik Nedir?

- Rabıta İle Şeyhlere Tapanlar

- Hadis Zindanının Mezhepçi Mahkumları

- İslam Dininin Öğrenilmesinde Kaynak Sorunu

- Fasık ve Münafıkların Genel Tanımlaması

- Hadisler, Hıristiyanlık ve Selman Rüştü

- Kur'anı kerim'in İndiriliş Gayesi

- Müstekbirlere Karşı Cahili Yaklaşım

- Halis-Hanif İslam

- Kur'anda Şefaat

- Fuhuş Tellalı Tefsirciler

- Hayızlıyken Neden Namaz Kılınmasın?

- Cebrail, Vahiy, Melek

- Dindarlıkta Müşrikleşme Temayülü

- Büyü Yapan ve Yaptıranlar

- Yaratılış, Adem, Havva

- Kur'an Yerel mi, Evrensel mi?

- Reform Dinde mi, Dindarlıkta mı?

- Ne Mutlu Tağutu Olmayanlara

- Peygambere Saygı(?)

- Hadislere Kanıt Diye Gösterilen Ayetler

- Allah Nazara Karışmadı mı?

- Kur'anı Kerimle Amel Etmek Mümkün mü?

- Kur'anda İnkar Edenlerin Vasıfları

- Müminlerin Vasıfları

- Allah'ın Vasıfları

- Kur'anın Vasıfları

- Dine Karşı Cahili Yaklaşımlar

- Kur'an Merkezli Din

- İrin Küpü Patladı; Mevlana

- Hurafe ve Bidatlar

- Peygamberi Tanrılaştırma

- Hz. İsa'nın Ölümü

- Allah'ın Mesajının Adı: Kelamullah

- Allah'ın Resule Uyarıları

- Kur'ana Göre Tenkit ve Eleştiri Nasıl Olmalı?

- Kur'anda Sevgi

- Sofuların Devlet Desteğiyle Desteklenmesi

- Hans Von Aiberg Aldatmacası

- Kabir Azabı Safsatası

- Kur'an Kıssalarının Önemi; Masal Değiller

- Kur'anda Toplumsal Sünnetler

- Tefsirde İsrailiyyat

- Kardeş Evliliği Olmadan Çoğalma

- Hans Von Aiberg Tutuklandı

- Kur'anda Tevbe Kavramı

- Yaşar Nuri Öztürk'ün Yorumuyla Namaz

- Karadelikler; Bir Büyük Yemin

- Mezhepçilerin Ümmi Açmazı

- Kabe Nedir? Mekkede midir, Kudüste mi?

- Kur'anda Ruh Kavramı

- Kur'anda Nefs Kavramı

- Amin Kavramı ve Putperestlik

- Diyanet İşleri Başkanlığının Sitemize Cevabına Cevaplar

- Resul ve Nebi -1

- Resul ve Nebi -2

- Sapık Bir Fırka: Hansçılar

- Cihad mı, Çapulculuk mu?

- Kur'an Deyip Namazı Yok Sayanlar

- Cennete Sadece Müslümanlar mı Girecek?

- Kur'anda El Kesme Cezası var mı?

- Nazar veya Göz Değmesi Var mı?

- Şehadet Getir, Münafık(?) Ol

- Kur'anda Eleştiri Metodu

- Hacc Mekkede mi, Bekkede mi?

- İslami Tebliğde Kur'an Metodu

- Saptırılan Kavram: Mekruh

- Kur'anda Cuma Namazı var mı?

- Of Be Kader, Allah mı Suçlu Yoksa Biz mi?

- Kader Açısından Cebir ve İhtiyar

- Baban Peygamber Olsa Ne Yazar

- Kur'anda İnsan Hukuku

- Vahdet-i Vücud, Şirkin Alası

- Tasavvufi Bilginin Kaynağı Vahiy mi?

- İslam'da Resullük Son Bulmuştur

- Teveffi Kelimesi ve Arap Dili

- Tasavvuf Üzerine Düşünceler

- Nefis Mertebelerinin İç Yüzü

- Allah Rızası Anonim Şirketi; Tarikatlar

- Tasavvuf ve Eşcinsellik -1

- Tasavvuf ve Eşcinsellik -2

- Nakşi Şeyhi Allah'ın Avukatı mı?

- Kur'anda "ve+la" Öbeği

- Putlar ve Tapanlar

- Son Peygamberimizin Okuma Yazması

- Mesih ve çarpıtılan Bir Ayet

- Hac İzlenimleri

- "Üzerinde 19 var" da Son Nokta

- Secde Emri

- Kur'andaki Hac

- Aracıların Gaybı Bildiği İnancı

- Tarikatçı - Müşrik Karşılaştırması

- Gazali'nin Kadına Bakışı

- Kur'anda Kadına Verilen Önem

- Başörtüsü Allah'ın Emri Değil

- Başörtüsü Takmak Kur'anda Var mı?

- Kur'anda Kadın Dövmek Var mı?

- Cariye, Köle; Utanmaz Mealciler

- Kadına Yönelik Şiddet

- Sünnet Edilen Kızın Öyküsü

- Erkekçe ve Kadınca Meal Konusu, Nebe 33. Ayet

- Harem - Selamlık Kimin Emri?

- Zina, Evlilik ve Örtünme Adabı

- Cariyeleri Aç, Hür Kadınları Kapat (!)

- Çok Eşliliği Yasaklayan Ayetler

- Kur'ana Göre Evlilik Hukuku

- 2 Kadın = 1 Erkek, Uydurma mı?

- Danimarkalı mı Sapık, Buhari mi?

- Ebu Hanife, Cariyenin Avreti

- Nisa 25, Hür Kadın ve Fahişe İfadesi

- Maymunların Hadisi ve Recm Vahşeti

- Hz. Muhammed'in Tebliği

- Peygamberi Tanrılaştırma

- Angarya Haline Getirilen İbadet

- Buhari'nin Hadislerini Buhari Yazmamıştır

- Hadis ve Sünnet Gerçeği

- Uydurma Hadisler, İslamın Kara Boyası

- Hadisler Dinin kaynağı Olamaz

- Uydurmaların Sınırı Yok; Şeytan Geyiği

- Beşeri Hükümler Neden Kutsal Oluyor?

- Hadis - Kur'an Çelişkisi

- Kur'anda/Dinde Olanlar ve Olmayanlar

- Cehennem'den Çıkış Yok

- Kur'anda Tağut

- Ebu Hureyre Gerçekte Kimdir?

- Hadis - Mantık Çelişkileri

- Kurban ve Kurban Bayramı Nereden Geliyor?

- Hadislere Göre Kur'an Eksiktir

- Bildiri: İslam Anlayışında Reform

- Arapça mı, Arap Saçı mı?

- Koca mı Üstün, Allah mı?

- Esbab-ı Nüzül Komedi Hadisleri

- İşte Geleneğin Dini

- Ulul Emir İle Kim Kastediliyor?

- Kul Hakkı

- Yezidi Bir Gelenek: Aşure Tatlısı

- Hz. İbrahim'den Asrımıza Dersler

- Taklitçiliğin Boyutları

- Seb-ul Mesani Nedir?

- Kelle Sayılarak Gerçek Bulmak

- Kıyamet - Mahşer Günü ve Sonrası

- Kur'anda Namaz Vakitleri

- Kur'anda Cuma Konusu

- Salih Olmak Yetmez

- Hudeybiye Anlaşması Uydurma mı?

- Kitap Yüklü Eşekler

- Kur'andaki Hac

- Hz. Nuh'un Oğlu Kimdi? İftira mı?

- Ruhun Ağırlığına Başka Bakış

- Hz. İbrahim Yalancı Değildi

- İncil'de Kadına Bakış

- Şirkin Büyüğü Küçüğü Olur mu?

- Kur'andaki Abdest ve Hijyen

- Din de Bir Araçtır

- Kur'an Okumanın Zararları

- Kur'anda Dua Ayetleri

- Kur'anda Tarih Kavramı ve Bilinci

- Şekilsel Secde Kur'anda Yok mu?

- Salat ve salatı İkame

- Kur'andaki Emr Kavramı Üzerine

- Dindar İnsanlar Şirk Koşar

- Alak Suresinin İlk Beş Ayeti

- Men Arefe'nin Çözümü

- Kur'andaki Av Yasağı

- Fıtrat ve Namaz Vakitleri

- Kur'anda İnsan Hukuku

- Din Büyüklerini Tanrılaştırma

- Allah'a ve Muhammed'e Değil

- Kur'andaki Örnek Tevekkül

- Şekilsel Rüku Kur'anda Yok mu?

- Hz. İbrahim Kuşları Kesti mi?

- Ehli Sünnet Dininin Anayasası

- İnsan Allah'ın Halifesi mi?

- Kur'an Üzerinde Düşünmek

- Şirkin Kuyusuna Düşenlere Uyarılar

- Kur'an Ölülere Okunmak İçin mi İndirildi?

- Ayda Okunan Kur'an Masalı

- Hz. İbrahim, Safa ve Merve Masal mı?

- "Haç"er-ul Esved (!)

- Mevlana Sahte Bir Peygamber Değil mi?

- Tasavvufun Tanrısı İki Zıttır

- Kur'andaki Tasavvuf: Teveccüh

- Önce Batıl ve Hurafe İle Savaşalım

- Resuller Haram Kılamaz mı?

- Elçi Muhammed ile İnsan Muhammed'in Farkı

- Tarikatlarda Aracılar Rezaleti

- Nur Suresi 31. Ayet Nasıl Çarpıtılıyor?

- Sırat Kıldan İnce, Kılıçtan Keskin mi?

- Kur'anda Zalimler

- Bütün Mehdileri Çöpe Atıyoruz

- Kur'ana Göre Ramazan Ayı ve Haram Aylar

- Tasavvufçuların İlahı; Varlık ve Yokluk

- Tasavvufçuların Küçük Putları

- Sünnet Etmek yaratılışı Değiştirmedir

- Son Peygamberimizin Mektupları

- Fıtrat ve Namaz Vakitleri

- Mescid-i Aksa Nerede?

- Büyük Kandırmaca: Hadis

- Kur'an Neden Arapça Olarak İndirilmiştir?

- Kimin dini? Kimin Kitabı? Kimin Meali?

- Evliya Kelimesinin geçtiği Ayetler

- Şimdiye Kadar Yaşanan İslam

- Ayın Yarılması Diye Bir Mucize Yoktur

- Kabe Dikili Taş Değil mi?


Up | Down | Top | Bottom
 
Şu da emredildi: Yüzünü dine bir Hanif olarak çevir. Sakın müşriklerden olma.

Yunus Suresi 105

Ben bir Hanif olarak yüzümü gökleri ve yeri yaratana döndürdüm. Müşriklerden değilim ben.

Enam Suresi 79

İbrahim ne bir Yahudi idi, ne de bir Hıristiyan. O sadece hanif bir müslümandı. O müşriklerden değildi.

Ali İmran Suresi 67

Şu da kuşkusuz ki, İbrahim başlıbaşına bir ümmetti; bir Hanif olarak Allah'ın önünde eğiliyordu. Müşriklerden değildi.

Nahl Suresi 123

De ki Allah doğrusunu söylemiştir / vaadinde sadıktır.Haydi artık Hanif olarak İbrahim'in Milleti'ne uyun! Müşriklerden değildi o.

Ali İmran Suresi 95

Allah'a ortak koşmadan, Hanifler olarak... Allah'a ortak koşan kişi, gökten düşmüş de kendisini kuşlar kapışıyor veya rüzgar onu uzak bir yere fırlatıp atıyor gibidir.

Hacc Suresi 31


Up | Down | Top | Bottom

HABERLER

 

 








 

 

  Hanif Islam

 

Genel Tartışma
 Hanif Dostlar Ana Sayfa -> Genel Tartışma
Konu Konu: direniş teolojisi... Yanıt YazYeni Konu Gönder
Yazanlarda
Gönderi << Önceki Konu | Sonraki Konu >>
asım
Uzman Uye
Uzman Uye


Katılma Tarihi: 14 agustos 2008
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 1700
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı asım

Günümüzde bir “direniş teolojisi”ne duyulan ihtiyaç

“Zalimler, nasıl bir çöküşe uğrayacaklarını yakında görecekler”(Kur’an - 26/227).

İnsanlığın siyasal örgütlenmesi, erken dönemlerde kabileler halinde, daha sonraları da Şehir devletleri, Derebeylikler, İmparatorluklar ve son olarak da Ulus devletler şeklinde olmuştur. Siyaseti belirleyen ana unsur ise; ırk, dil, din, kültür, coğrafya ve çıkar birlikteliğine dayanan toplulukların yaptığı dost-düşman ayrımıdır. İbrahimi Monoteist dinin son halkası olan İslam’da (Kur’an’da) siyasetin temel belirleyeni olan dost-düşman ayrımı ahlak (adalet- zulüm) temeline dayandırılmıştır: “İyilik ve takva üzerinde yardımlaşın; günah ve düşmanlık üzerinde değil.”(5/2) “ Zalimlerden başkasına düşmanlık yoktur.”(2/193) İman-kardeşliğine dayanan müminler topluluğu, gerektiğinde gayrimüslimlerle birlikte aynı siyasal örgütlenme içinde, adalet ve hakkaniyetle birlikte yaşayabilirler: “Allah sizi din hakkında sizinle savaşmayan ve sizi yurtlarınızdan çıkarmaya kalkışmayan kimselere iyilik etmekten ve onlara karşı adaletli davranmaktan men etmez.”(60/8) Hz. Muhammed’in Medine Ovası’nda (Cevf) Müslüman ve Yahudi kabilelerle birlikte oluşturduğu ilk siyasal toplum (Ümmet), kendilerine yapılabilecek saldırıya (düşmanlık) birlikte karşı koyacaklardır. Bu uygulama, bahsettiğimiz teorinin ilk pratiğidir..Yahudilerin anlaşmanın kurallarını ihlal etmesiyle bu toplum sözleşmesi daha sonra bozulmuştur. M. Hamidullah’ın dediği gibi: “Bu ümmet, diğer bütün insanlardan ayrı bir mahiyettedir. (Medine vesikası, madde 2) Ve bilhassa bir harp hali ortaya çıktığında kendisini meydana getiren bütün insan kümeleri (kabileler) haklarda eşitlik esasına bağlıdırlar.(madde 15/18/19)” (M. Hamidullah, İslam Peygamberi, çev. S. Tuğ. İstanbul 1980 cilt:1 s.207) Bu espiri, daha sonra bütün İslam imparatorluklarında nisbi olarak korunmuştur. İslam, her türlü insanlık durumunda hangi ilkelerle hareket edileceğinin bir toplamı ise; iktidar durumundaki ilke, adaletin ikame edilmesi; işgal, tecavüz ve saldırı durumunda ise, zulme karşı direniştir. İşte Kuran’da var olan “Cihad” ve “Kital” olayı, Mekkeli Müşriklerin Medine’deki Müslümanlara karşı yarattıkları “düşmanlık” ve “savaş hali”ne karşı Müslümanların direnişini ifade eder. Yoksa, normal durumlarda esas olan barıştır: “..karşılıklı anlaşma(sulh, barış) en iyi yoldur”(4/128)

Barış, adalet ve hakkaniyet, yaşamın esaslı değerleri olarak tavsiye edilmiş olmasına rağmen, Kur’an, son derece gerçekçi davranarak, insan-özellikle-oğlunun içgüdülerinin kontrolünde hemcinsine karşı saldırganlığa, hakkını tecavüz etmeye, gasp’a ve haddi aşmaya müheyya olduğunu da defaetle çeşitli şekillerde vurgulamaktadır. “İnsanların çoğu…” diye başlayan ifadeler, bütünüyle olumsuz (ahlaksız) sıfatlarla neticelenmektedir. Bu bağlamda, Kuran’da sık sık geçen “Sabır” kavramı, Kur’an lügatı yazarı R. İsfahani’nin tanımladığı gibi, genel olarak kişinin kendini aklın ve dinin sınırları içinde tutması ile birlikte; savaş durumunda cesaret (şecaat) anlamına gelir. (İsfahani, Müfredat. İstanbul 1986. 404) Dolayısıyla sabır, zorluk (meşakkat), zorlama, tehdit, baskı, tecavüz, aşağılama, hakaret durumlarında boyun eğme, katlanma, tahammül etme değil; tersine, başkaldırma, karşı koyma ve direniştir. Sabır, ancak aksiyon halindeki bir insanın erdemi olabilir; oturan, duran, ihmalkâr, korkak, çekingen insanın maruz kaldığı acıyı yudumlaması sabır değildir. Kur’an, tarihte vuku bulan zalimler ile mazlumlar arasındaki mücadelede peygamberlerin safının mazlumlardan yana olduğunu Tanrının, Hz. Musa’yı Firavun tarafından ezilen İbranileri kurtarması için görevlendirmesinde ortaya koyar: “Biz istiyorduk ki, ülkede zayıf ve güçsüz bırakılanlara destek çıkalım ve onları öncüler yapalım ve kendilerini ülkeye varis kılalım.”(28/5) Hz. Muhammed’in misyonuna ilişkin bir örneklik ise şöyledir: “Size ne oldu ki, Allah yolunda ve “Rabbimiz, bizi egemenleri zalim olan şu yerden (örneğin, Bosna, Grozni, Gazze ve zulme uğrayan her yer) kurtar; bize bir koruyucu veya yardımcı gönder.” diyen güçsüz erkek, kadın ve çocuklar uğrunda savaşmıyorsunuz?”(4/75)

Ancak, bütün dinlere tarih boyu musallat olan kötü bir kader vardır. Daha doğrusu bu kader, dinin kabahati değil; insanın trajedisidir. Bu talihsizlik, Ali Şeriati’nin “Dine Karşı Din” adlı kitabında gösterdiği gibi, iktidarların dini “afyon” olarak kullanıp iktidarlarını sürdürmeleridir. “Metafizik inançlar aracılığı ile, Tanrı ve tanrılara inanç, ahiret hayatına inanç, mukaddesata inanç, gaybi güçlere inanç aracılığı ile statükoyu meşru göstermek ve ona gerekçe hazırlamak bu şirk dinin amacıdır. Bu din, gerçek din adına şunu yapar: Halk olup bitenin, toplumsal durumun zorunlu olduğuna, bunun ilahi irade gereği olduğuna inanmalıdır. Bu yazgıdır, takdirdir.” (Şeriati, Dine Karşı Din, çev: H. Hatemi. İstanbul.1987. 34) Dolayısıyla dini “kimin” anladığı ve “ne için” yorumladığı, dinin “ne” olduğundan daha önemlidir. Kur’an’ın kendisi, dini bir Tevhid davası olduğu kadar, aynı zamanda ahlaki ve siyasal bir “adalet davası”nın doğuş sürecine eşlik ettiği gibi, bir “Direniş Teolojisi” de işgal durumlarında direniş eylemi sürecinden doğmalı. F. İshak’ın dediği gibi: “Dogma praxisi önceleyebilir; fakat özgürlük/kurtuluş sürecinde oluşan teolojiyi önceleyemez. Baskı altındaki toplumlar için teoloji, özgürlük praxisini takip eden refleksiyondan doğar. “Bizim yolumuzda mücadele edenlere (doğru)yollarımızı gösteririz.” (29/69) ayeti, bize teoloji “yapma”nın doğru yolunu gösterir. İslamdaki teolojik düşüncenin bütün formlarının tarihi ve başka teolojilerin tarihi de F. Hegel’in “Felsefe” hakkında söylediği şu sözü doğrulamaktadır: “O (felsefe), sadece gün batımında yükselir.” (F. Esack, Qur’an, Liberation and Pluralizm. Wsoy. 1997.85) Yani iş işten geçtikten sonra. Bugün ihtiyacımız olan şey, egemen iktidarlara yamanmış dogmatik teolojilerin(tuzu kuruların) ve dinsel kurumların ve söylemlerin arasındaki “Diyalog” değil; G.Afrika ve İsrail ırkçı rejimlerine, karşı ezilen Müslümanların ve Hıristiyanların, Güney Afrika ve Lübnanda ortaya koyduğu örnekliklerdeki gibi, Dünya Sosyal Konseyi örgütlenmelerinde olduğu gibi, dinler arası ve halklar arası “Dayanışma” ve “Direniş”dır. Diyalog çağrılarını, egemen sistemin bekçileri mevcut tahakkümlerini devam ettirmek için yapmaktadırlar. Bugün ihtiyacımız olan şey, sadece text’e (metne) dayanan dogmatik teolojiler değil; aynı zamanda kontekse dayanan dayanışma ve direniş teolojileri üretmektir. Kimin “mümin” kimin “kâfir” olduğunu, dolaysıyla kimin uhrevi-ebedi kurtuluşa erişeceği, kimin kaybedeceğini tayin etmek ve bilmek-Hırıstiyanlığın iddiasının aksine- bizim işimiz ve haddimiz değildir; bunu, Kur’an’ın yüzler kere tekrarladıği gibi: “…en iyi Allah bilir.” Kur’an’ın dinler üstü evrensel dini çağrısı şöyledir: “Herkesin yöneldiği(dini, teolojik, mezhebi) bir yön vardır; (o halde)siz, birbirinizle hayırlarda yarışın(dayanışın).”(2/148) Dünya halklarının bugün acilen ihtiyacını duyduğu şey, Küresel Kapitalizme, sömürüye karşı mazlumların ve mağdurların küresel bir dinler ve hatta dürüst dinsizler ile dayanışmasıdır. Çünkü mazlumun dini sorulmaz ve dünya küfürle devam eder; fakat, zulümle devam edemez; etmemeli.

Latin Amerika’da bazı Katolik Kiliselerinin Marksizm ile eklemlenerek yarattıkları “Kurtuluş Teolojisi”ni hariç tutarsak, günümüzde Hrıstiyanlığın gerçeklikten kopuk, işlevsiz, kitlelerin zihin açıklığını kapatmakta kullanılan, insanların batıl itikad ihtiyacını karşılayan, ahlaki duyarlılıklarını iğdiş eden bir tür iyi duygular özeti olduğu ortadadır. İslam ise, bir taraftan Ortadoğu’da Arap-otoriter yönetimleri tarafından iktidarlarını korumak için bir enstürman(afyon) olarak kullanılmaya çalışılırken; diğer taraftan da, ABD nin İslam dünyası üzerine tasallutundan, sarkıntılığından sonra, Müslüman halklarda yeniden kimlik kurucu bir dinamiğe ve direnişi tutuşturan bir ateşe dönüştü. ABD ve Avrupa bu direnişi Siyasal İslam, Fundamentalizm ve Terörizm olarak yaftalamaktadır. Bu hareketin terörle ilişkisi ve teolojisi bazı yönlerden –bana göre-problemli olmasına rağmen, totalinde emperyalizme ve Siyonizme karşı bir direniş ve başkaldırıdır. Iraktaki haliyle dinsel bağnazlık ve fanatizmden kaynaklanan terörü hariç tutarak, ABD ve İsrail’in iptidaen şiddete başvurmasını ‘savaş’ veya ‘operasyon’ kavramlarıyla atlayarak, buna tepki olarak ortaya çıkan intihar saldırılarını “terör” olarak nitelemek ne kadar tutarlıdır?.

Türkiye’ye gelecek olursak, Uzun bir süreden beri Amerika ve İsrail Siyonizmi ile “stratejik” işbirliğine boğazına kadar gömülmüş olması, Göthe’nin ünlü tiyatro oyununda olduğu gibi, özü (halkı) itibariyle dürüst olan birinin (Doktor Faust) içgüdülerine uyarak, çıkar saiki ile Mefisto ile koalisyonunu andırıyor. Arap rejimlerinin petrolü ABD şirketlerine peşkeş çekerek ayakta kalmalarına benzer şekilde, Türkiye de, topraklarını ABD ve İsrail’in askeri amaçlarına kiralayarak para kazanıyor. Altarnatifi, ekonomik anlamda kayıp olsa bile, bu yolla para kazanmanın (sofistike bir dille ‘Politika yürütmenin’), karın doyurmanın ahlakiliğini sizin vicdanınıza bırakıyorum. Ne var ki, Politika, çağımızda Hobbes’un “İnsan insanın kurdudur.” anlayışına dayandığı için, ahlaktan, hakkaniyetten ve adaletten bahsetmek artık naiflik, zayıflık ve hayalcilik olarak algılanıyor. Bu arada “Kalplerinde hastalık bulunduğundan dolayı “Başımıza bir felaket gelmesinden korkuyoruz.” diyerek zalimlerin yanına koşuştuğunu gördüğümüz” (5/52) bir sürü işbirlikçi aydın, din adamı, siyasetci ve diplomatın, Kur’an’ın adalet ve direniş davasından iktibaslar yapmayı veya örneklikler göstermeyi “mehcur (terk edilmiş)” bırakarak(25/30), Ortaçağ’da Anadolu’nun iç barış ihtiyacından doğmuş olan hoşgörü guruları olan Mevlana ve Yunus Emre’nin şiirlerinden ABD’nin politik hedeflerine hizmet edecek bir “Ilımlı İslam” veya “Hoşgörü Dini” icat etmeye çalışıyorlar.

Uzaklık ve mesafe pathos’unun yok olduğu bu insanlar, dağ ile vadi, kurt ile kuzu, adalet ile zulüm, onur ile onursuzluk arasındaki uçurumu gözlerimizin içine bakarak yok etmeye çalışıyorlar. Kimi, ne zaman ve hangi gerekçeyle “hoş” görmemiz gerektiğini atlayarak. Oysa İslam dünyasının epeyce bir bölümünün işgal altında olduğu, her türlü işkence, zulüm, tecavüz ve baskıya maruz kaldığı bugünlerde, zalimlere karşı yükseltilmesi gereken değer “hoşgörü” değil; tersine hor-görü, öfke, gad(z)ap ...vs dir. Tabii ki hedefini, zamanını, muhattabını doğru koyarak: “Kahrolsun insanları çukurlara doldurup katledenler.” (85/4), “Kahrolsun Ebu Leheb..”(111/1), “(Fiili düşmanlarınız olan) Müşrikler pisliktir (necis); bu yıldan sora Mescid-i Haram’a yaklaşmasınlar.” (9/28), “Allah’ın lanet ettiği, kızdığı, kendilerini maymun ve domuz yerine koyduğu, tağuta (güce) tapınanlardan daha kötü kim olabilir…”(5/60) örneklerinde olduğu gibi…



*Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi · Temel İslam Bilimleri Bölümü Kelam Ana Bilim Dalı ilhamiguler@hotmail.com



__________________
O halde yüzünü, Allah'ı bir tanıyarak dine, Allah'ın insanları üzerine yaratmış olduğu fıtratına doğrult. Allah'ın yaratışında değişiklik bulunmaz. Dosdoğru din budur. Fakat insanların çoğu bilmezler.
Yukarı dön Göster asım's Profil Diğer Mesajlarını Ara: asım
 

Eğer Bu Konuya Cevap Yazmak İstiyorsanız İlk Önce giriş
Eğer Kayıtlı Bir Kullanıcı Değilseniz İlk Önce Kayıt Olmalısınız

  Yanıt YazYeni Konu Gönder
Yazıcı Sürümü Yazıcı Sürümü

Forum Atla
Sizin yetkiniz yok foruma yeni mesaj ekleme
Sizin yetkiniz yok forumdaki mesajlara cevap verme
Sizin yetkiniz yok forumda konu silme
Sizin yetkiniz yok forumda konu düzenleme
Sizin yetkiniz yok forumda anket açma
Sizin yetkiniz yok forumda ankete cevap yazma

Powered by Web Wiz Forums version 7.92
Copyright ©2001-2004 Web Wiz Guide
hanif islam

Real-Time Stats and Visitor Reports Sitemizin Gunluk, Haftalik, aylik Ziyaretci  Detaylari Real-Time Stats and Visitor Reports

     Sayfam.de  

blog stats