Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
Bugün sizlerle konuşmak istediğim konu, Kuranda geçen Ahzap suresi 56. ayetin de Allah acaba bizlere ne emrediyor ve neler anlatmak istiyor onu anlamaya çalışmak olacaktır. Önce Diyanet mealinden alıntı yaptığım şekliyle yazmak istiyorum.
Ahzap 56: Şüphesiz Allah ve melekleri Peygamber’e salât ediyorlar. Ey iman edenler! Siz de ona salât edin, selâm edin.
Bu konuda düşüncelerimi yazmadan önce bu ayetten geleneksel İslam’ın ne anladığını ve bundan dolayı da inanılan hadisleri sizlere aktarmak istiyorum. Önce salât sözcüğünden günümüzde ne anlam çıkarıyorlar ve onun doğrultusunda nelere yapılıyor ona bakalım. Salât kelimesinin günümüzdeki sözlük anlamı namaz, dua ve destek olmak gibi değişik anlamları olduğunu söyleyebiliriz. Geleneksel İslam’ın öğretisinde ne yazık ki yukarıdaki ayet, yalnız peygamberimize dua etmek ve saygı gösterisi olarak algılandığını görüyoruz. Peygamberimize salât, çoğulu salâvat getirmek olduğu böylece ona dua etmek, anmak olduğu anlaşılmış ayetten. Peki, yukarıdaki ayeti nasıl anlamışlar da, günümüzde neler yapılıyor önce ona bakalım. Günümüzde bu ayet öne sürülerek peygamberimizin adı anıldığında ona saygı göstermek için okunan dua olduğunu görüyoruz. Hatta yine bu ayet öne sürülerek peygamberimize rahmet duası yapılması gerektiği çıkarılmıştır. Örnek vermek gerekirse; Sallallahü Aleyhi Vesellem” Veya “Aleyhissalâtü vesselâm” denilerek getirildiği gibi, daha uzun dua metinlerinin içinde de salâvat vardır. Meselâ, namazda okuduğumuz Allahümme Salli ve Bârik duaları da salâvat örnekleri olup peygamberimizi ve ailesine karşı bir duadır.
Yukarıda yazdığım ve peygamberimize hitaben yapılan bu duanın acaba Ahzap suresi 56.ayetle bir ilgisi var mı gelin birlikte bakalım, acaba bu ayette Allah ne anlatmak istiyor bizlere. Önce günümüzde yapılan anlamda düşünelim Allah ve melekleri ona rahmet duası mı yapıyor anlamında dersiniz bu sözler? Allah gönderdiği elçisine dua eder mi sizce? Dua kime edilir? Yüce bir makama ve ondan istekte bulunmak için yapılır. Allah emreder ve o iş olur. Demek ki burada dua anlamında kullanılmadığı çok açık. Çünkü Allah ve melekleri peygambere dua etmiş anlamında olamaz. Ne olabilir yine bir başka anlamında olduğu gibi, DESTEK anlamı, en doğru anlam olacaktır. Böyle anladığımızda bakın ayet nasıl yerli yerine oturuyor.
Ahzap 56: Şu bir gerçek ki, Allah ve melekleri, o Peygamber'e destek verirler/onun şanını yüceltirler. Ey inananlar! Siz de ona destek olun/onun şanını yüceltin ve ona içtenlikle selam verin.
Ayette Allah ve melekleri peygambere destek olup, onun şanını yüceltirler derken onu büyük bir makamın sahibi yaparlar anlamını da vererek, kurandan peygamberinize itaat ediniz ve ona uyunuz sözlerini de hatırlayıp ona verilen değeri de belirtmiştir. Düşünün bir insana destek vermek onu büyük bir makama getirmekle de yapılır. Bir insanı Vali yaptığınızda o ilin en yetkili insanı yapmış olursunuz. Allah ta elçi olarak görevlendirdiği bir insana yine açıkladığı yetkilerle destek olmuştur. Ayetin devamından da yine bu manayı çıkarmalıyız ve Ey inananlar sizde benim elçime destek olun, ona yardım edin ki ona verdiğim görevi daha rahat ve daha güzel gerçekleştirsin anlamındadır. Buda peygamberimize bir destektir. Çünkü aldığı görevi daha rahat ve kolay yapabilmesi için onunda yardıma ihtiyacı vardır. Bu görevde tüm inananların görevidir diyor Allah. Ayetin sonundaki ona içtenlikle selam verin sözünden de, ona samimi ve açık olun ona saygılı olun demek istemektedir. Bu ayetin birkaç öncesi ayetinde (Ahzap 53) peygamberimizin evinde onu gereksiz yere rahatsız edilmemesi gerektiği konusunda açıklama yapılır. Selam, bir insana ya da bir topluluğa onlara verilen saygının bir nişanesidir.
Gelelim bu ayetin iniş sebebine ve hangi devre hitap ettiğine. Kuranda bazı ayetler vardır ki o devrin gerekliliği için indirilmiştir. İşte bu ayette peygamberimizin yaşadığı dönem için indirildiğini anlıyoruz. Allah peygamberimize verdiği görevde başarılı olması için onu desteklediğini, onu büyük bir mertebeye getirdiğini söylüyor. O günün Müslümanlarına da sizde ona destek verin, İslam ı yayabilmesi ve kuranı anlatması için diye de belirtiyor. Onun şanını yüceltin ona değer verin ki sözü dinlenir birisi olarak, görevinde başarılı olsun.
Yukarıdaki ayeti okudunuz ve Rabbin ne söylediğini anlamaya çalıştık elimizden geldiğince, Allah yanıltmasın. Şimdide günümüzde bu ayet öne sürülerek yapmamızı istenenlere bakalım ve bu doğrultuda bizlere aktarılan hadis örneklerini yazalım. Acaba Ahzap suresi 56. ayetle bir ilgisi var mı onun yorumunu da sizlere bırakıyorum. Allah herkese akıl vermiş kullansın diye. Birileri kullansın diğerleri seyretsin diye akıl vermemiş.
Peygamberimiz üzerine ömürde 1 defa salâvat getirmek farzdır. Ve adı her anıldığında ona salâvat getirmek vaciptir.(imamı kurtubi)
"Kıyamet günü insanların bana en yakın olanları üzerime en çok salâvat getirenlerdir"
"Kim benim üzerime 1 salâvat getirirse Allah onun üzerine 10 salâvat getirir. Kim benim üzerime 100 salâvat getirirse Allah onun iki gözü arasına nifaktan kurtuluş beratı yazar. Ayrıca ateşten kurtulduğuna dair bir beraat yazar. Ve kıyamet günü onu şehitlerle beraber cennete iskân eder"
Efendimiz, “Yeryüzündeki Allah’ın seyyah melekleri ümmetimin salât u selamını bana, hemen anında ulaştırırlar.” (Nesai, Sehv 46) ve “Şüphesiz ki, benim üzerime salâvat getiren kimsenin selamını almak için Allah bana ruhumu iade eder.” (Ebu Davud, Menâsik 96) buyurur.
"Duâ sema ile arz arasında durur. Rasulullaha salâvat getirilmedikçe Allah'a yükselmez." (Tirmizi, Altınoluk yayınları Üsve-i Hasene-33)
1- Her dua semaya çıkmadan memnudur. Buna salât vasıl olursa o dua yükselir.
2- Yanında ben anıldığım halde üzerime salât etmeyen kişinin burnu yere sürtülsün. (Müslim)
Ebû Hüreyre radiyallahu anh’den rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem söyle buyurdu: “Yanında adım anıldığı halde bana salatü selam getirmeyen kimse perişan olsun.”
Hem Müslüman olduğunu söylediği halde hem de peygamberin ismi anıldığında salâvat getirmeyen kimse Ahzab: 33/56 gereğince bir farzı yerine getirmemiş olacağından, peygamberin cimri demesine ve bedduasına hak kazanmış oluyor.
Yine Ebû Hüreyre radiyallahu anh’den rivayet edildiğine göre Resûlullah Sallallahü aleyhi ve sellem söyle buyurdu: “Bir kimse bana salatü selam getirdiği zaman, onun selamını almam için Allah Teala ruhumu iade eder.
Ayeti okudunuz ve birlikte Allah ne anlatmak istiyor anlamaya çalıştık. Peki, dostlar ayetin bahsettikleri ile yukarıda yazan konuların bir ilgisi var mı sizce? Peygamberimize dua etmenin, onun şanını yüceltmek için konuşmanın elbette hiçbir sakıncası yoktur, tam tersine çok da güzel bir şeydir, eğer anamıza babamıza dua ediyorsak, elbette peygamberimize de dua etmeliyiz, ama yukarıdaki sözleri, anlamları çıkarmanın ve bunu yapmadığımız takdirde Allahın farz emrini yerine getirmemiş oluruz demenin, Allah katında bir sorumluluk olduğunu da bilmeliyiz sanırım. Bu yanlış düşüncenin İslam ı yaşayışımızdaki, farkında olmadan yaptığımız yanlışların bir örneğini sizlere hatırlatmak istiyorum. Camilerde namaz bitiminde imam Lillahil Fatiha der( Allah için bir Fatiha okuyun). Peki, Fatiha okuyun demesine rağmen bizler içimizden ne söyleriz, hatırlayın lütfen Fatiha duasını mı okuruz? Elbette hayır, peygamberimize salâvat getiririz. Ne kadar ilginç değil mi? Allahın Kurandan çok güzel bir ayetini okumasını istiyor İmam, ama kendisi dâhil her kez kuran ayetini okumuyor da, peygamberimize salâvat getiriyor, yani ona selam veriyor dua ediyor. Lütfen tüm bunları düşünün acaba daha bilmeden ne kadar büyük yanlışlar yapıyoruz ve de bizlere yaptırılıyor. Hiç mi şaşırmadınız bu örnek karşısında? Ne var bunda mı dediniz? Eğer böyle düşündüyseniz size söyleyecek sözüm kalmadığını söylemeliyim. Ben sorumlu olduğum kitaba iman etmek için çırpınıyorum, onu anlamaya çalışıyorum. Onu ikinci plana itmek isteyenlere de yanlış yolda olduklarını hatırlatıyorum. Rahman ayetinde sizi bu kitaptan hesaba çekeceğim dediği tebliği almasına rağmen, hala başka kitaplara çalışanlara ve her şey kuranda yoktur diyenlere, bunu söylemenin Rabbin kelamına(KURANA) saygısızlık olacağını hatırlatırım. Lütfen bunu söyleyenlere şu soruyu sormak isterim. Allah bizlere bir rehber bir güneş, bir kalp gözü olsun diye gönderdiği kitap ta Allah her şeyden nice örnekleri değişik ifadelerle verdim diyecek, bizler tam tersini söyleyerek, her şey yoktur diyeceğiz, ama beşerin ciltlerce dolusu kitapları bizlere İslam ı daha güzel anlatacak ve rehber olacak öylemi dostlar? Allah aklı boşuna vermemiş insana. Düşünsün doğruyu bulsun diye vermiş. Peki, bizler bu kadar açık deliller varken, hala neden Rabbin söylediğinin tersini yapıyoruz da, hiç korkmadan beşerin sözlerine daha önem veriyoruz? Bizler uyuşturulduk mu yoksa aklımız yerinden mi oynadı? Ben bu soruların cevabını arıyorum ama ne yazık ki bulamadım. Bulan varsa lütfen bana da söylesin. Dilerim Rabbimden bizleri aklı yerli yerinde olan ve onu gerektiği gibi kullanan kulları arasına alması dileklerimle. SAYGILARIMLA Haluk GÜMÜŞTABAK
|