Şu da emredildi: Yüzünü dine bir Hanif olarak çevir. Sakın müşriklerden olma.
Yunus Suresi 105
Ben bir Hanif olarak yüzümü gökleri ve yeri yaratana döndürdüm. Müşriklerden değilim ben.
Enam Suresi 79
İbrahim ne bir Yahudi idi, ne de bir Hıristiyan. O sadece hanif bir müslümandı. O müşriklerden değildi.
Ali İmran Suresi 67
Şu da kuşkusuz ki, İbrahim başlıbaşına bir ümmetti; bir Hanif olarak Allah'ın önünde eğiliyordu. Müşriklerden değildi.
Nahl Suresi 123
De ki Allah doğrusunu söylemiştir / vaadinde sadıktır.Haydi artık Hanif olarak İbrahim'in Milleti'ne uyun! Müşriklerden değildi o.
Ali İmran Suresi 95
Allah'a ortak koşmadan, Hanifler olarak... Allah'a ortak koşan kişi, gökten düşmüş de kendisini kuşlar kapışıyor veya rüzgar onu uzak bir yere fırlatıp atıyor gibidir.
Katılma Tarihi: 11 ocak 2009 Yer: Micronesia Gönderilenler: 474
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
Selam,
Araf ve Taha surelerinde bahsi geçen
Yahudilerin Mısırdan çıkışında bizler için ne gibi
ibretler var? Acaba bu Kıssalar Yahudilerin Tarihini biz
Teslim olanlara uzun uzun anlatmak için mi Kuranda
"ayrıntı"ları ile bildiriliyor? Yoksa bizlerin çıkarması
gereken çok önemli Eskimez DERSLER mi var?
Aramızda yaşayan ve "bana dokunmayın" diyen SAMİRİLERİN
farkındamıyız? Kimdir SAMİRİ ? Halen ibretlik bir Din
artığı olarak Samiriliği kast etmiyorum.Bizzat aramızda
yaşayan ve islamı temsil ettiğini iddia edenleri ifşa
etmek istiyorum aslında.
Bu arada yeri gelince Buzağı ile ilgili ayetlerde kafama
takılan birkaç ayrıntıyıda
tartışmaya açmak niyetindeyim; "Resulun izi" gibi...ve
Yahudilerin ezilen köle bir Halk iken nasıl oluyorda
Mısırdan kaçarken yanlarında onca ALTIN süs eşyası
bulunduğuda ayrı bir muamma...
Önce dilerseniz SAMİRİLİK mi İSLAM dan etkilendi yoksa
islammı Samirilikten bir bakalım...
SAMİRİLİK "Şomronim",
İbranice "S-M-R" fiil kökünden türemiş "görüp gözeten,bir
şeyi dikkatle izleyen" anlamına gelmektedir. Samirîler
Yahudiliğe benzer bir dine inanmakla birlikte Yahudiler
tarafından Yahudi kabul edilmeyen bir topluluktur.
Samirîlerin tarihi oldukça eskidir. M.Ö. 722 yılında
Kuzey İsrail Krallığı yıkılınca,Asur İmparatoru Sargon,
bura halkından 30.000 kadarını alıp Asur 'a ve Medlerin
şehirlerine sürmüş ( II.Krallar XVIII/11);Babil, Kuta ve
Avar 'dan adamlar getirerek İsrailoğullarının yerine
yerleştirmiştir. (II.Krallar XVII / 24 ). Böylece Şomron
şehrinin sakinleri ortaya çıkmış ve bunlara "Şomronim"
denmiştir. Tanah 'ın II.Krallar Kitabında Samirîlerin
nasıl Yahudileştiği anlatılır. Yahudiler,Yahudiliğe
ihtida eden Samirîleri Yahudi olarak kabul etmez.
Samirîlerin samimi olmadıkları bahanesiyle onları Yahudi
Cemaatinden saymazlar. Yahudiler, Samirîleri sürekli
dışlamışlardır. Hatta Samirîler kullanıyor diye İbrani
harfleriyle yazılan Aramca 'yı terk etmişlerdir.
Yahudiler ile Samirîler arasında bir çok fark vardır.
Yahudilerin Tevrat 'ı ile Samirîlerin Tevrat 'ı arasında
altıbine yakın fark bulunmaktaymış. Samirîler, Kudüs 'ün
yerine Gerizim 'i kutsal mekan olarak kabul ederler ve
kendilerini gerçek Yahudi olarak görürler Samirîlerin
İnanç Esasları İnançlarının temel dayanağı Tevrat 'tır.
Tevrat ise Musa 'ya vahyedilen beş kitaptan ibarettir.
İnanç esasları da buna uygun olarak beştir:
1- Eşi ve yardımcısı olmayan Allah tektir. Sıfatları
insan sıfatına benzemez.
2- Musa ; Allah 'ın yegane resulü ve bütün
devirler için de peygamberdir. Vahy onunla son
bulmuştur.Onun gibi peygamber bir daha gelmeyecektir.
3- Tevrat, mükemmel ve tamdır. Hiçbir zaman değişmeyecek
ve neshedilmeyecektir.
4- Gerizim dağı ebedi hayat yurdu,bereket dağı ve Allah
'ın yeryüzündeki tek makamıdır.
5- Yeniden dirilme günü olacaktır. İyiler cennetle,
kötüler cehennemle mükafatlandırılacaklardır.
Samirîlerin ibadet şekilleri Müslümanlarınkine
çok benzer.Müslüman gibi abdest alırlar. Abdestte,
sırasıyla elleri, ağzı, burnu, yüzü, kulakları, sağ ayak
ve sol ayağı yıkarlar.Abdest esnasında Tevrat 'tan
parçalar okurlar. İbadet dili Aramca 'dır.
İbadet yerleri, Müslümanların mescidi gibidir.
Yahudilerin Sinegogları gibi içeride masa veya sıra
bulunmaz.
İbadetlerinde rüku ve secde vardır. İslami namaza benzer
namaz kılarlar. Bazı araştırmacılara göre Samirîlerin bu
tür ibadet etmelerinin sebebi; uzun süre İslam egemenliği
altında yaşamalarından kaynaklanan etkileşimdir.Fakat
Yahudilerinde uzun süre İslam egemenliğinde kaldıkları ve
etkilenmedikleri göz önüne alındığında bu iddianın
gerçeği yansıtmadığı görülür.
Günümüzde Samirîler Yahudiler tarih boyunca hiçbir zaman
Samirîleri gerçek Yahudi olarak görmemişlerdir. Samirîler
buna rağmen varlıklarını günümüzde de sürdürmektedirler.
Samirilerin sayısı günümüzde yaklaşık 1.000 kişi
kadardır.Bunların tamamına yakını İsrail ve Filistin'de
yaşamaktadırlar.
Günümüz Yahudileriyle oldukça farklı olmalarından dolayı;
Samirîleri Yahudilerden ayrı bir dini topluluk olarak
kabul etmek ve Samirîlerin kendilerini gerçek Yahudi
olarak görmelerine rağmen Yahudi dininden farklı bir dini
inanca sahip olmalarından dolayı Samirîliği farklı bir
din olarak değerlendirmek daha doğru olacaktır. --
Burada konu ile alakası yok gibi görünsede,1 gr safranın
yaklaşık 100 Ton Berrak suyu sarıya boyadığını,bir dip
Not olarak eklemek istiyorum.
Saat geç olduğu için burada ara vereceğim...Ancak Tevrat
ve
Toradan alıntılarla devam edeceğim... Sizlerde bu
arada konuya katkıda bulunabilirsiniz...
Sevgiler...
__________________ "Allah dilemedikçe siz bir şey dileyemezsiniz"
Bir zaman önce bu hususu Haktansapmaz beyle müzakere ederken, o lügatte "samiri"nin anlamlarından birinin "gece sohbeti" olduğunu söylemişti.
Çok ilginç ki, Allah Musa ile söyleşmesini 40 gece olarak tanımlıyor.
Yani bir tarafta Musa'nın gece söyleşmesi, öbür tarafta samiri gece söyleşmesi...
Bu enteresan bilgiyi paylaşmak istedim.
Esenlikle...
__________________ "(Onu size indirdik ki) <Kitap, yalnız bizden önceki iki topluluğa indirildi, biz ise onların okumasından habersizdik (o Kitâpları okuyamıyor, dillerini anlayamıyorduk)> demeyesiniz."(En'am,156)
Katılma Tarihi: 11 ocak 2009 Yer: Micronesia Gönderilenler: 474
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
Selam sayın Aliaksoy,
Öncelikle sizin değerli yazılarınızdan bilgi anlamında
çok faydalandığımı ve siteye bir müddet uğramadığınızda
yokluğunuzun hisseldiğini belirtmek isterim.
Ben kuranı ilk kez Anadilimde okuduğumda açıkcası çok
şaşırmıştım.Neden Yarısı Yahudileri anlatıyor???
diye..Çocuk aklımla "beni israil"ifadelerinin bolca
geçtiğini farkediyordum ve onlara Lanet edilir zan
ediyordum.Büyükler arasında Yahudi kelimesinin hakaret
anlamında kullanıldığına dahi şahit olmuş ve iman etmiş
olduğumdan...Kutsal kitabımızda bu kadar anılmalarını
doğrusu kıskanmıştım Türkçesini ilk okuduğumda:)
Allahın bir ırkı bu kadar anılmaya değer bulması bende
bir TÜRKOGLU TÜRK olarak aşağılık kompleksi bile
yaratmıştı ne yalan söyleyeyim.
Tabii zamanla,biraz okuyup-araştırdıkca anladım ki KAZIN
AYAĞI öyle değilmiş.(avatarda gördüğünüz gibi:)
Meğer Yahudilerle ilgili anlatılan her kıssa,her ayet
bize birer ibret ve hikmet olarak sunulmuş.
Meğer Atalarımız farkında olmadan Yahudi olmuş.
İddialı bir ifade ama bize islam ve MEZHEP Zarfında
sunulan birçok şey apaçık Yahudi Geleneği/Töresi.
Sarık/Başlık parası/ Recm /Kız ve Erkek sünneti/
Hatta Abdest-Namaz ve daha neler neler...
Günlük hayatımıza sokulan ve ATALARIMIZdan bize Miras
kalan yüzlerce KIPTİ-SAMİRİ ve YAHUDİ GELENEĞİNİ bize Din
diye yutturmuşlar.
Asil Türkün tabiri ile AT izi ile İT izi karışmıştır.
Bizler asırlarca karanlıklar içinde kalmışız...NUR olarak
bize Rehberlik eden Kuranı bize ulaştıran Rabbe ne kadar
şükretsek azdır.
O yüzdendir ki kalbimiz ancak HANİF olarak ALLAHA
yönelince mutmain oluyor.
Sevgiler....
__________________ "Allah dilemedikçe siz bir şey dileyemezsiniz"
Sizin yetkiniz yok foruma yeni mesaj ekleme Sizin yetkiniz yok forumdaki mesajlara cevap verme Sizin yetkiniz yok forumda konu silme Sizin yetkiniz yok forumda konu düzenleme Sizin yetkiniz yok forumda anket açma Sizin yetkiniz yok forumda ankete cevap yazma