HANiFDOSTLAR.NET

 

Kuran Müslümanı
 

(Şahıs odaklı din anlayışından Allah odaklı din anlayışına...)

Ana Sayfa Hanif Mumin  Iste Kuran Kurandaki Din  Kur'an Yolu  Meal Dinle Sohbet Odasi Hanifler E- Kitaplik Kütüb-i Sitte ?  ingilizce Site Kuran islami Aliaksoy Org  Hasanakcay Net Tebyin-ül Kur'an Önerdiğimiz Siteler Bize Ulasin

 

- Konulara Göre Fihrist

- Saçma Hadisler

- Hadislerin-Sünnetin İncelemesi

- Haniflikle İlgili Sorular Cevaplar

- Misakın Elçisi Kim?

- Kuranda Namaz/Salat

- Onaylayan Nebi

- Kuranda Namaz/Salat

- Enbiya 104

- Kuranda Yeminler

- Adem Hakkında Sorular

- Ganimetleri Resulün Eline Nasıl Vereceğiz?

- Allahın ındinde YIL ve DOLUNAYLAR

- Abese ve Tevella

- Hadisçilerce Tahrif Edilen Ayetler

- Mübarek Yer, Mübarek Vakit

- Arkadaş Peygamber

- Kuranın İndirilişinden Günümüze Gelişi

- Bir Türban Sorusu

- Kuran ve Bize Öğretilenlerin Farkı

- Namazın Kılınışı

- Hadislere Göre Namaz

- Kuranda Salat Namaz mıdır?

- Kuran Yetmez Diyen Uydurukçular

- Bizler Hanif Dostlarız

- Sahih Hadis mi İstersiniz?

- Hakkı Yılmaz'ın Tebyin Çalışması

- Kur'anı Anlamada Metodoloji

- Tarikatçıların Çarpıttığı Birkaç Ayet

- Nasıl Kur'an Okuyalım?

- Kur'anı Kerim Nedir?

- Kur'anda Oruç

- Allah'sız Bir Din ve Allah'sız Bir Kur'an İnancı

- Kuransız Bir İslam Anlayışı ve Müşrikleşme

- Meal Çalışmasına Davet

- Allah Şahit Olarak Kafi Değil mi?

- Doğru Hadisleri Ne Yapacağız?

- Kur'andaki Muhammed ve Peygamberlerin Misyonu

- Mahrem, Avret, Ziynet

- Nur Suresi Çeviri-Yorum

- Cilbab

- Resule İtaat Ne Demektir?

- Hadis Kalburcuları ve Kalburları

- Kur'anı Kerim'in İndiriliş Gayesi

- Kur'anda Amellere Karşı Cahili Yaklaşım

- İslamdışı İnanışlara Kur'andan Örnekler

- Biri Şu Haram Üretim Tesislerini Kapatsın

- Tasavvufta İslam Var mı?

- İslamda Delil Sorunu

- Kurban Kesmek

- İlahi Hitabın Serüveni

- Ecel Nedir?

- Şirk, İşrak, Müşrik, Müşareke, Müşterik

- Büyü Yapan ve Yaptıranlar

- Peygamberlere Karşı Rabbani Yaklaşımlar

- Salat-ı Tefriciye yada Zikri Çarpıtmaya Bir Örnek

- Mucize Nedir?

- Ayrılıkların Nedenleri

- Sıfır Hata veya Kur'an

- Haniflik Nedir?

- Rabıta İle Şeyhlere Tapanlar

- Hadis Zindanının Mezhepçi Mahkumları

- İslam Dininin Öğrenilmesinde Kaynak Sorunu

- Fasık ve Münafıkların Genel Tanımlaması

- Hadisler, Hıristiyanlık ve Selman Rüştü

- Kur'anı kerim'in İndiriliş Gayesi

- Müstekbirlere Karşı Cahili Yaklaşım

- Halis-Hanif İslam

- Kur'anda Şefaat

- Fuhuş Tellalı Tefsirciler

- Hayızlıyken Neden Namaz Kılınmasın?

- Cebrail, Vahiy, Melek

- Dindarlıkta Müşrikleşme Temayülü

- Büyü Yapan ve Yaptıranlar

- Yaratılış, Adem, Havva

- Kur'an Yerel mi, Evrensel mi?

- Reform Dinde mi, Dindarlıkta mı?

- Ne Mutlu Tağutu Olmayanlara

- Peygambere Saygı(?)

- Hadislere Kanıt Diye Gösterilen Ayetler

- Allah Nazara Karışmadı mı?

- Kur'anı Kerimle Amel Etmek Mümkün mü?

- Kur'anda İnkar Edenlerin Vasıfları

- Müminlerin Vasıfları

- Allah'ın Vasıfları

- Kur'anın Vasıfları

- Dine Karşı Cahili Yaklaşımlar

- Kur'an Merkezli Din

- İrin Küpü Patladı; Mevlana

- Hurafe ve Bidatlar

- Peygamberi Tanrılaştırma

- Hz. İsa'nın Ölümü

- Allah'ın Mesajının Adı: Kelamullah

- Allah'ın Resule Uyarıları

- Kur'ana Göre Tenkit ve Eleştiri Nasıl Olmalı?

- Kur'anda Sevgi

- Sofuların Devlet Desteğiyle Desteklenmesi

- Hans Von Aiberg Aldatmacası

- Kabir Azabı Safsatası

- Kur'an Kıssalarının Önemi; Masal Değiller

- Kur'anda Toplumsal Sünnetler

- Tefsirde İsrailiyyat

- Kardeş Evliliği Olmadan Çoğalma

- Hans Von Aiberg Tutuklandı

- Kur'anda Tevbe Kavramı

- Yaşar Nuri Öztürk'ün Yorumuyla Namaz

- Karadelikler; Bir Büyük Yemin

- Mezhepçilerin Ümmi Açmazı

- Kabe Nedir? Mekkede midir, Kudüste mi?

- Kur'anda Ruh Kavramı

- Kur'anda Nefs Kavramı

- Amin Kavramı ve Putperestlik

- Diyanet İşleri Başkanlığının Sitemize Cevabına Cevaplar

- Resul ve Nebi -1

- Resul ve Nebi -2

- Sapık Bir Fırka: Hansçılar

- Cihad mı, Çapulculuk mu?

- Kur'an Deyip Namazı Yok Sayanlar

- Cennete Sadece Müslümanlar mı Girecek?

- Kur'anda El Kesme Cezası var mı?

- Nazar veya Göz Değmesi Var mı?

- Şehadet Getir, Münafık(?) Ol

- Kur'anda Eleştiri Metodu

- Hacc Mekkede mi, Bekkede mi?

- İslami Tebliğde Kur'an Metodu

- Saptırılan Kavram: Mekruh

- Kur'anda Cuma Namazı var mı?

- Of Be Kader, Allah mı Suçlu Yoksa Biz mi?

- Kader Açısından Cebir ve İhtiyar

- Baban Peygamber Olsa Ne Yazar

- Kur'anda İnsan Hukuku

- Vahdet-i Vücud, Şirkin Alası

- Tasavvufi Bilginin Kaynağı Vahiy mi?

- İslam'da Resullük Son Bulmuştur

- Teveffi Kelimesi ve Arap Dili

- Tasavvuf Üzerine Düşünceler

- Nefis Mertebelerinin İç Yüzü

- Allah Rızası Anonim Şirketi; Tarikatlar

- Tasavvuf ve Eşcinsellik -1

- Tasavvuf ve Eşcinsellik -2

- Nakşi Şeyhi Allah'ın Avukatı mı?

- Kur'anda "ve+la" Öbeği

- Putlar ve Tapanlar

- Son Peygamberimizin Okuma Yazması

- Mesih ve çarpıtılan Bir Ayet

- Hac İzlenimleri

- "Üzerinde 19 var" da Son Nokta

- Secde Emri

- Kur'andaki Hac

- Aracıların Gaybı Bildiği İnancı

- Tarikatçı - Müşrik Karşılaştırması

- Gazali'nin Kadına Bakışı

- Kur'anda Kadına Verilen Önem

- Başörtüsü Allah'ın Emri Değil

- Başörtüsü Takmak Kur'anda Var mı?

- Kur'anda Kadın Dövmek Var mı?

- Cariye, Köle; Utanmaz Mealciler

- Kadına Yönelik Şiddet

- Sünnet Edilen Kızın Öyküsü

- Erkekçe ve Kadınca Meal Konusu, Nebe 33. Ayet

- Harem - Selamlık Kimin Emri?

- Zina, Evlilik ve Örtünme Adabı

- Cariyeleri Aç, Hür Kadınları Kapat (!)

- Çok Eşliliği Yasaklayan Ayetler

- Kur'ana Göre Evlilik Hukuku

- 2 Kadın = 1 Erkek, Uydurma mı?

- Danimarkalı mı Sapık, Buhari mi?

- Ebu Hanife, Cariyenin Avreti

- Nisa 25, Hür Kadın ve Fahişe İfadesi

- Maymunların Hadisi ve Recm Vahşeti

- Hz. Muhammed'in Tebliği

- Peygamberi Tanrılaştırma

- Angarya Haline Getirilen İbadet

- Buhari'nin Hadislerini Buhari Yazmamıştır

- Hadis ve Sünnet Gerçeği

- Uydurma Hadisler, İslamın Kara Boyası

- Hadisler Dinin kaynağı Olamaz

- Uydurmaların Sınırı Yok; Şeytan Geyiği

- Beşeri Hükümler Neden Kutsal Oluyor?

- Hadis - Kur'an Çelişkisi

- Kur'anda/Dinde Olanlar ve Olmayanlar

- Cehennem'den Çıkış Yok

- Kur'anda Tağut

- Ebu Hureyre Gerçekte Kimdir?

- Hadis - Mantık Çelişkileri

- Kurban ve Kurban Bayramı Nereden Geliyor?

- Hadislere Göre Kur'an Eksiktir

- Bildiri: İslam Anlayışında Reform

- Arapça mı, Arap Saçı mı?

- Koca mı Üstün, Allah mı?

- Esbab-ı Nüzül Komedi Hadisleri

- İşte Geleneğin Dini

- Ulul Emir İle Kim Kastediliyor?

- Kul Hakkı

- Yezidi Bir Gelenek: Aşure Tatlısı

- Hz. İbrahim'den Asrımıza Dersler

- Taklitçiliğin Boyutları

- Seb-ul Mesani Nedir?

- Kelle Sayılarak Gerçek Bulmak

- Kıyamet - Mahşer Günü ve Sonrası

- Kur'anda Namaz Vakitleri

- Kur'anda Cuma Konusu

- Salih Olmak Yetmez

- Hudeybiye Anlaşması Uydurma mı?

- Kitap Yüklü Eşekler

- Kur'andaki Hac

- Hz. Nuh'un Oğlu Kimdi? İftira mı?

- Ruhun Ağırlığına Başka Bakış

- Hz. İbrahim Yalancı Değildi

- İncil'de Kadına Bakış

- Şirkin Büyüğü Küçüğü Olur mu?

- Kur'andaki Abdest ve Hijyen

- Din de Bir Araçtır

- Kur'an Okumanın Zararları

- Kur'anda Dua Ayetleri

- Kur'anda Tarih Kavramı ve Bilinci

- Şekilsel Secde Kur'anda Yok mu?

- Salat ve salatı İkame

- Kur'andaki Emr Kavramı Üzerine

- Dindar İnsanlar Şirk Koşar

- Alak Suresinin İlk Beş Ayeti

- Men Arefe'nin Çözümü

- Kur'andaki Av Yasağı

- Fıtrat ve Namaz Vakitleri

- Kur'anda İnsan Hukuku

- Din Büyüklerini Tanrılaştırma

- Allah'a ve Muhammed'e Değil

- Kur'andaki Örnek Tevekkül

- Şekilsel Rüku Kur'anda Yok mu?

- Hz. İbrahim Kuşları Kesti mi?

- Ehli Sünnet Dininin Anayasası

- İnsan Allah'ın Halifesi mi?

- Kur'an Üzerinde Düşünmek

- Şirkin Kuyusuna Düşenlere Uyarılar

- Kur'an Ölülere Okunmak İçin mi İndirildi?

- Ayda Okunan Kur'an Masalı

- Hz. İbrahim, Safa ve Merve Masal mı?

- "Haç"er-ul Esved (!)

- Mevlana Sahte Bir Peygamber Değil mi?

- Tasavvufun Tanrısı İki Zıttır

- Kur'andaki Tasavvuf: Teveccüh

- Önce Batıl ve Hurafe İle Savaşalım

- Resuller Haram Kılamaz mı?

- Elçi Muhammed ile İnsan Muhammed'in Farkı

- Tarikatlarda Aracılar Rezaleti

- Nur Suresi 31. Ayet Nasıl Çarpıtılıyor?

- Sırat Kıldan İnce, Kılıçtan Keskin mi?

- Kur'anda Zalimler

- Bütün Mehdileri Çöpe Atıyoruz

- Kur'ana Göre Ramazan Ayı ve Haram Aylar

- Tasavvufçuların İlahı; Varlık ve Yokluk

- Tasavvufçuların Küçük Putları

- Sünnet Etmek yaratılışı Değiştirmedir

- Son Peygamberimizin Mektupları

- Fıtrat ve Namaz Vakitleri

- Mescid-i Aksa Nerede?

- Büyük Kandırmaca: Hadis

- Kur'an Neden Arapça Olarak İndirilmiştir?

- Kimin dini? Kimin Kitabı? Kimin Meali?

- Evliya Kelimesinin geçtiği Ayetler

- Şimdiye Kadar Yaşanan İslam

- Ayın Yarılması Diye Bir Mucize Yoktur

- Kabe Dikili Taş Değil mi?


Up | Down | Top | Bottom
 
Şu da emredildi: Yüzünü dine bir Hanif olarak çevir. Sakın müşriklerden olma.

Yunus Suresi 105

Ben bir Hanif olarak yüzümü gökleri ve yeri yaratana döndürdüm. Müşriklerden değilim ben.

Enam Suresi 79

İbrahim ne bir Yahudi idi, ne de bir Hıristiyan. O sadece hanif bir müslümandı. O müşriklerden değildi.

Ali İmran Suresi 67

Şu da kuşkusuz ki, İbrahim başlıbaşına bir ümmetti; bir Hanif olarak Allah'ın önünde eğiliyordu. Müşriklerden değildi.

Nahl Suresi 123

De ki Allah doğrusunu söylemiştir / vaadinde sadıktır.Haydi artık Hanif olarak İbrahim'in Milleti'ne uyun! Müşriklerden değildi o.

Ali İmran Suresi 95

Allah'a ortak koşmadan, Hanifler olarak... Allah'a ortak koşan kişi, gökten düşmüş de kendisini kuşlar kapışıyor veya rüzgar onu uzak bir yere fırlatıp atıyor gibidir.

Hacc Suresi 31


Up | Down | Top | Bottom

HABERLER

 

 








 

 

  Hanif Islam

 

Kur'an'da İnanç Konuları
 Hanif Dostlar Ana Sayfa -> Kur'an'da İnanç Konuları
Konu Konu: Salât, kulun Rabbiyle konuşmasıdır Yanıt YazYeni Konu Gönder
Yazanlarda
Gönderi << Önceki Konu | Sonraki Konu >>
Guests
Guest Group
Guest Group


Katılma Tarihi: 01 ekim 2003
Gönderilenler: -259
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı Guests

Amel defterinin bu şekilde düzeltilemeyeceği O çetin günün azabından Alemlerin Rabbi olan Allah'a sığınırım.

Alim olan Allah en doğrusunu bilir.

Yukarı dön Göster Guests's Profil Diğer Mesajlarını Ara: Guests
 
hasakcay
Uzman Uye
Uzman Uye


Katılma Tarihi: 22 ocak 2008
Gönderilenler: 1236
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı hasakcay

haktansapmaz Yazdı:

Kuran’ı önyargısız okuyan herkes bilir ki mevcut Kuran bir çok bakımdan eksiktir çünkü özgün metni yazıya döken katipler oynadılar onunla: Kuran’ın yalnızca "kendilerinin razı oldukları bölümlerini aldılar; öteki bölümlerini attılar. Kanıt mı? Mevcut Kuran’da SALÂT, ZEKÂT VB FARZLARIN NASIL EDA EDİLECEĞİNE DAİR BİLGİ YOK. Bu sayede gelenekçiler kendi yalanlarını uydurdular ve  kendilerine Yalnızca Kurancı dedirten ikiyüzlüler ürettikleri anlamları Kuran’a yamadılar (Örneğin, ZEKAT "arınma"ymış; SALÂT toplantı, bağlantı filanmış). Allah’ın dinini işte böyle amacından saptırdılar ve Şeytanın amacına hizmet ettiler." 

Bu adam neyi savunuyor, anlayamadım. Adam salat ve zekatın ne olduğunu biliyor, eda şeklinin Kuran'dan çıkarıldığını mı iddia ediyor? Hayret edlecek bir iddia bu. Bir kere sen bu Kuran'a inanmıyorsun. Salat ve zekatın edasının nasıllığı seni ne ilgilendirir? Salatın da zekatın da Kuran bütünlüğünde nerede ne anlama geldiği açıklanmıştır.

 

Vakitli namaz ve vakitli zekat ritüeli adamın belleğini köreltmiş. Anladığı/kıldığı namaz ve zekatı Kuran'da bulamayınca mevcut Kuran'a küfrediyor. Nerden biliyorsun senin bu anladığın salat ve zekat Kuran'da vardı da katipler tarafından çıkarıldı? Kuranın her tarafına serpilmiş salat ve zekatı da katiplar içine boca etti öyleyse. Bu kafayla, ben de "Kuran'da ne salat, ne zekat ne hac.. kavramları yoktu, bu katipler sonradan soktu... Hatta, aslında Kuran falan da yoktu, hepsini katipler uydurdu yazdı." derim. 

Muhabbetle.

Adam kendisinin bir Hindu olduğunu 3 vakit namazdan yana olan muhatabına ben bu sözlerini alıntıladıktan sonra açıkladı. 

Adamın vakitli namaz ve vakitli zekat eda ettiği filan yok. Ve ağzı torba değil ki büzesin. Konuşuyor. Cevabımız varsa vereceğiz, yoksa "Vakitli namaz ve vakitli zekat ritüeli adamın belleğini köreltmiş," misillu zanna dayalı iddialarla işin kolayına kaçmıyacağız. 

Bazı açıklamaları:

Allah Allah'ın sözlerini kimsenin iptal edemiyeceğini söylerken şu gerçeği dile getiriyor: Hiç kimse Allah'ın sözlerini iptal etme ya da değiştirme yetkisine sahip değildir. O'nun sözlerini hiç kimse yazılı bir metinden çıkarıp atamaz anlamına gelmez bu.

When God says no one can abrogate his words it means no one has authority to change/abroagate his words. It does not mean no one can remove his words from a witten form of his scripture...

Artı, "Allah'ın sözleri Kuran'da tamamlanmıştır"ın anlamı: Allah'ın Kuran olarak Muhammed'e vahyi tamamlanmıştır.

Also, completion of God's words in the Quran means completion of God's revelations through Muhammad as the Quran.

Tıpkı bunun gibi Allah'ın "Kuran mükemmelen ayrıtılıdır" derken kastettiği şudur: Gerekli bütün ayrıntılar özgün Kuran'da var. Bunun garantiye bağlamadığı gerçek: İndirilmiş olan sözlerin bazılarını ya da bir çoğunu bazı insanlar yazılı Kuran'dan çıkarıp atabilir.

Likewise, when God says the Quran is fully detailed it means all necessary details were given in the original Quran and it does not mean or guarantee that some or many of the revealed words will or can not be removed by humans from the written form of the Quran...

Evet, ben bir Hindu'yum. Ve sen Müslüman değil Münafıksın. Sen Hindu'sun da ben Müslümanım da... gibi bencil oyunlar oynamayı bırak. 


Yes, I'm a Hindu. I don't think you are a Muslim but a Munafiq. Don't play ego game with me like you are a Hindu, I'm a Muslim and so on...



__________________
hasanakcay.net
allahindini.net
Yukarı dön Göster hasakcay's Profil Diğer Mesajlarını Ara: hasakcay
 
muhliskul
Ayrıldı
Ayrıldı
Simge

Katılma Tarihi: 26 nisan 2007
Yer: Australia
Gönderilenler: 854
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı muhliskul

Merhaba

Bu baslik altinda az da olsa tuzum bulunsun babindan kisa bir katkida bulunmak istiyorum.

Muhammed'in vahiy iletimi ile baslayan risaletinin akabinde onun sadece dinledigini ve rabbine yonelmedigini soylemek mumkun degildir.

 Allah Muhammed'e konusmus ve bunlari toplumuna okumasini belirtmistir. Muhammed'in  toplumundan aldigi tepkilere karsi bir destege ihtiyaci bulunmaktadir. Cevresindekiler ona her ne kadar destek verselerde onun ic dunyasindaki olusumlara karsi bir cozum getirme gucune sahip degillerdi. Ayrica Muhammed'in kendisini gorevlendirene soyleyecegi cok sey vardi. Bunlarin  bagislanma dilegi, yardim talebi, sikayetler  tarzinda oldugunu gormekteyiz.

Muhammed ve arkadaslarinin yasadiklari toplum esas alinirsa,  vahye  muhatap olmalarinin ardindan tapinmayislari mumkun degildir. Cunku gunlerinin kanaati budur. Yuce olana-olanlara tapinilir. Inananlarin  bu hissiyatla kendileri icin bir tapinma seklini kademeli olarak gelistirdiklerini ve bunlarin vahiy ile tekrarlanip kismi mudaheleye tabi tutuldugunu gormekteyiz. Sunuda ilave etmek gerekir; Kuran'da rituellerin Allah'a mahsus kilinmasi halinde yasak olduguna dair hic bir ifade yoktur.

Mekke'nin  yahudi ve hristiyanlardan olusan buyuk  bir nufusa sahip degildi. Mekkelilerin    gerek ticaret gerekse hac sebebiyle bu cevrelerle karsilastiklarini ve onlarin inanc ve uygulamalarina  dair kismi bilgiye sahip olduklarini biliyoruz. Muhammed ve arkadaslari,  Kuran'da ilk donemlerde zikir ehli olarak tanitilan bu kesimlerin tapinislarindan belli olculerde esinlenmislerdir. Hatta Salat kelimesinin diger kullanimlarinin yanisira, tapinmanin bir sekline isim olarak kullanilmasida, ayni etkilenmeyle izah edilebilir.

  Muhammed ve arkadaslari  Kabe'nin sayginligi  hususunda herhangi bir tereddut icinde degillerdi. Cunku kabe  Kuran tarafindan reddedilmemis aksine  olumlu bir tarzda gundeme getirilmistir. Kutsal kabullenilen    Kabe ve civarinda veya degisik mekanlarda kiyamda niyaz edip secdeye kapanmalarindan daha dogal ne olabilirdi. Salat kelimesinin  kullanimlarindan biri bu tapinisa isaret etmektedir. Bu tapinis papagan gibi bir Kuran okumasi olmadiginida acikca gormekteyiz. Tapinista  ayetler okundugu gibi  bu ayetlerin olusturdugu hissiyatlarin dillendirilmesi de gayet dogaldir. Kuran bir cok insan niyazlarini onerir ifadeyle bize sunmaktayken bu konuda tereddut mumkun gorunmemektedir. 

 Allah'a emanet.

Kadir 

Yukarı dön Göster muhliskul's Profil Diğer Mesajlarını Ara: muhliskul
 
Guests
Guest Group
Guest Group


Katılma Tarihi: 01 ekim 2003
Gönderilenler: -259
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı Guests

Demek haklı. Adam Kuran'ı okudu, çokça tekrarlanan salat ve zekatın ne olduğunu sordu, ona namazı ve zekatı tarif ettiler, bu tanımları Kuran'da bulamayınca da "Bu durumda eğer salat bu kıldığınız namazsa, bu namazı ben Kuran'da göremiyorum, öyleyse, katipler namazın ve zekatın edasını anlatan ayetleri çıkarmışlar..." dedi haklı olarak. Ben adama başka ne diyebilirim.

Değerli Kadir,

Yazılarınızı okuyor, sizi takdirle izliyor ve bir çok konuda sizden yararlanıyor, görüşlerinize katılıyorum. Ancak bu konuda sizinle tamamen farklı düşünüyorum. Bunu size söyleme luzumunu duydum. Bu yazdıklarınıza karşın bir şey söylemeden geçseydim size saygısızlık olurdu. Genel olarak görüşlerinizi tutarlı ve istikrarlı buluyorum. Mesela laisizm ile ilgili görüşlerinizdeki kararlılığı takdirle okudum ve aynen size katıldığımı bu vesileyle şimdi ifade ediyorum.

Allah'a emanet olun.

Abdurrahman

Yukarı dön Göster Guests's Profil Diğer Mesajlarını Ara: Guests
 
muhliskul
Ayrıldı
Ayrıldı
Simge

Katılma Tarihi: 26 nisan 2007
Yer: Australia
Gönderilenler: 854
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı muhliskul

Merhaba Abdurrahman kardesim, kibar ifadeleriniz icin tesekkur ederim.  Sekilsel ritueller hakkinda ittifak ettigimiz hususlar, ihtilaf ettiklerimizden daha fazla.  Temel konularda tam bir fikir beraberligine sahip oldugumuzu da rahatca soyleyebilirim. 

Allah'a emanet olun.

Kadir 

Yukarı dön Göster muhliskul's Profil Diğer Mesajlarını Ara: muhliskul
 
hasakcay
Uzman Uye
Uzman Uye


Katılma Tarihi: 22 ocak 2008
Gönderilenler: 1236
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı hasakcay

Merhaba Ala Fevzioğlu kardeşim.

Bakara 238 ile ilgili sorunuz: Neden bu Salati ve ayni ayette bahsedilen sawlat´lari bir gune sigdirma geregi duyuyorsunuz?

Cevabım sizin yorumun hemen yukarısında. Şöyle demişim:

Doğrudur; SALÂVAT sözünden en az üç namaz anlaşılır. Ama insanın yalnızca bir günde değil bütün yaşamında kıldığı namazlar anlaşılır. Yoksa hâşâ Allah “Namazlarınıza 1 (bir) gün sahip çıkın; ötesini boş verin!” demiş olur.

Bir inanır, ömrünün altmış yılında namaz kılsa bir yılda 365 gün olduğuna göre 365 kere 60 eşittir 2190 GÜN eder. Bir günde 2 vakit namaz kılsa 2 kere 2190 eşittir 4380… 4380 vakit eder.

Özetle SALÂVAT sözünden en az 3 ya da kurgulamayla 5 değil 4380 vakit namaz anlaşılır.

Kaldı ki 17:79’da tavsiye edilen NAFİLE namazlarını da hesaba katmak zorundayız. Gece her uyandığında iki rekat namaz kılanlar olabilir.

Neyse. Hiç olmazsa şununla teselli bulabiliriz:

Gecenin özel yaşantımıza ait saatlerinde yerine getirmemiz önerilen nafile salâtları henüz kimse herkese açık seminerler olarak tanıtmıyor. Aklımız o kadarcık başımızda, övgü Allah'a. Yoksa yatak odamıza seminer meminer bahanesiyle müslim-gayrimüslim "herkes"in doluşmasını bile olurdu olmazdı diye müzakere edip havanda su dövecektik:

Güneşin sarkmasından gecenin kararmasına kadar اقم الصلاة salâtı yerine getir ve sabah okumasını gözet...... (17:78). Ve ومن الليل gece saatlerinde kendi nafile ibadetin için uyanık ol... (17:79).   

*

Allahin resulune, sabir edenlere (2:157) ve resulun insanlara yaptigi salatlar (9:103) hakkinda ne dusunuyorsunuz? Eger iki ayri anlama geliyor derseniz o zaman bir sorum daha olacak: Allah kelimelerinin sonsuz oldugunu vurguluyor (18:109) neden iki ayri seyi ayni kelime ile belirtme ihtiyaci duyuyor o zaman?

Resulün insanlara salât etmesi “Ben sizden hoşnut oldum; Allah ta hoşnut olsun!” deyip değer bilirlik etmesi ve onları yüreklendirmesi olabilir.

Evet, destekleyip yüreklendirmek te SALÂT, namaz kılmak ta. Ama Allah neden iki ayri seyi ayni kelime ile belirtme ihtiyaci duyuyor, onu Kendisi bilir; ben bilemem; tıpkı hem “bağışlama”yı (4:31) hem de “inkar”ı (109:1) aynı كفر fiiliyle belirtme ihtiyacını neden duyduğunu bilemiyeceğim gibi.

*

Kiyam, 2:229-230′da Allah’ın çizdiği hudutları AYAKTA TUTMAK anlamına gelir.

Olabilir ama bu onun 4:101-104’te de o anlama geldiğini göstermez. “Kuran’a Göre Namaz”ın konusu salâtın 4:101-104’te emredilen “1 kıyam + 1 secde”lik uygulamasıdır; dolayısıyla beni ilgilendiren KIYAM “قام“in 4:102’deki hali olan “فلتقمم”dur.

Eğer salâtın 4:102’deki 1 KIYAM + 1 SECDELİK uygulaması namazdan başka bir şey ise, örneğin öne sürüldüğü gibi KURAN DERSİ ise kıyam Kuran’daki İslamı ayakta tutmak olur, tamam. Ama Nisâ 101-104’te Kuran dersi mi veriliyor ya da 1 kıyam + 1 secdelik NAMAZ mı kılınıyor?

Cevap için gözönünde tutmamız gereken ilk gerçek: o salât cephede eda ediliyor. CEPHE… yani can pazarı, tıpkı bir insanın kurşuna dizilmek üzere olduğu yer gibi.

http://www.platturk.com/turkiye/78635-osmanlidan-fotograflar .html

Ne yapılıyor o insana orda; namaz kılmasına müsade mi ediliyor ya da ahlak dersi mi veriliyor?

Bangladeş'liler için sel baskınları da cephedeki savaş gibi bir afet anıdır. Bakın, yine de bir salın üzerinde namaz kılmak suretiyle Allah'a hesap verip bir tür iç hesaplaşması yaşıyorlar. Sel biraz daha öfkelense salı alt üst ediverecek. Tehlike öylesine acil ve amansız. Kuran dersi olur mu orda? 

Nisâ 101-104’te anlatılan salât sırasında inananlar kafirlerin saldırısını bekliyor; öylesine ölümcül bir ortamdalar ki inananların bir bölüğü salât ederken öteki bölüğü elde silah onları koruyor; artı, salât edenler kıyam ve secde esnasında dahi silahlarını yanlarında tutmak zorundalar.

Bu durumda ders olur mu? Can pazarında öğretilen o ders kafaya girer mi? Siz hiç ölümcül bir ortamda ders yapan bir komutan duydunuz mu?

Gözönünde bulundurmamız gereken ikinci gerçek ise Nisâ 101-104'teki salâtın kıyam ile başlayıp secde ile sona ermesi. O salât Kuran dersi olamaz çünkü derste secde yapılmaz.

Anlaşılan o ki 4:101-104'ün konusu olan "salât"a Kuran dersi diyenler iki konuda kara cahildir:

(1)savaşta cephe nedir; cephede ne yapılır, ne yapılamaz.

(2)eğitim ve öğretim nedir; hangi ortamlarda ders yapılabilir, hangi ortamlarda yapılamaz.  

*

Kiyam, baska ayetlerden anladigim kadariyla, ayakta durmak degil de bir seyi imar etmek, ayakta tutmak anlamına gelir, mesela 2:229,230´da oldugu gibi.

Fiilimiz geçişli olduğunda:

اقيموا الدين-dini ayakta tutmak (42:13)
اقيموا الصلاة-salâtı ayakta tutmak (6:72)
يقيما حدود الله -Allah’ın çizdiği sınırları ayakta tutmak (2:229)

geçişsiz olduğunda:

الحي القيوم-dipdiridir ve ayaktadır (2:255)
دين القيمة-ayakta duran din (98:5)
لا تقم فيه –orda sakın (salâta) durma (9:108)
فاقمت لهم الصلاة-onlara salat ettirmek için dikeldiğinde (4:102)
فلتقم طائفة منهم معك-onların bir bölüğü seninle dikelsin (4:102)
قائم يصلي-dikelmiş salât ediyordu (3:39)
منها قائم وحصيد-kimileri ayaktadır, kimileri biçilmiş (11:100)
قام عبد الله يدعوه-Allah’ın kulları salâta durup O’na seslenince (72:19)
قم الليل - Gece kalk (73:2). قم فانذر -Kalk ve uyar (74:2)
ساجدا وقائما-secde ederek ve (saygıyla) dikelerek (39:9)
سجدا وقياما-secde ederek ve (saygıyla) dikelerek (25:64)

*

Rukunun salata dahil oldugunu nasil anliyabiliyorsunuz? 2:43´te siralama su:
1.akeemu assalat.
2.aatu azzakat.
3.irkauu maa arrakiin.
Neden bu aytette salat ve rekatin arasina zekat girmistir? Zekatin Kurandaki anlami temizlenmek ve arinmak ise Rukuu da buna benzer bir anlat tasiyor olamazmi? Özellikle de Kuranda rukuu kelimesinin fiziki bir eylem oldugu ve bu eylemin nasil yapildiugi söz konusu degilse.

واقيموا الصلاة واتوا الزكاة واركعوا مع الراكعين
Salâtı yerine getir, zekatı ver ve rükû edenlerle rükû et (2:43)

Bu ayetteki SALÂT namaz mıdır ya da Kuran’ı yaşamak mı, belirtilmemiş. İkisi de olabilir ya da yalnızca biri. Salât ile “rükû”nun arasında “zekat”ın bulunması ise bu “rüku”nun o “salât”tan ayrı olması ihtimalini geçerli kılıyor. Yani yoruma bağlı bir durum ve herkesin yorumu kendine.

Aşağıdaki alıntılara gelince, dikkat edilirse rükû ile secde bir aradadır ve bir birine bağlıdır. Nisâ 102’de ise secde cephede kılınan amazın içindedir, dolayısıyla onunla birlikte rükû da namazın içinde yer alır.

…اركعوا واسجدوا- rükû ve secde… ve Rabbinize ibadet edin (22:77).
الراكعون الساجدون- rükû ve secde edenler (9:112)
تراهم ركعا سجدا- onların rüku ve secde ettiğini görürüsün (48:29)
سيماهم في وجوههم من اثر السجود- onları yüzlerindeki secde izi tanıtır (48:29)
واسجدي واركعي-rükû edenlerle rükû, secde edenlerle secde et (3:43)
والركع السجود- rükû ve secde edenler (2:125)
والركع السجود –rükû ve secde edenler için (22:26)

Ayrıca, günlük yaşamda rükû Japonların yaptığı gibi birisine selam verip saygı gösterme yöntemidir; salatta ise Allah'a saygı sunmanın yöntemi. O yüzden kıyam ile secde arasında rükû doğal olarak, zorlamadan, kendiliğinden olur. Yahudiler için bir Yahudi din adamı tarafından hazırlanan bir tür "resimli namaz hocası"ndaki şu resimlere bakar mısınız (Sağdan ikinci resme dikkat):  

Sevgi ile,
Hasan Akçay

Abdurrahman kardeşim, aşağıdaki yazınız için teşekkür ederim. Okudum.



__________________
hasanakcay.net
allahindini.net
Yukarı dön Göster hasakcay's Profil Diğer Mesajlarını Ara: hasakcay
 
Guests
Guest Group
Guest Group


Katılma Tarihi: 01 ekim 2003
Gönderilenler: -259
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı Guests

Gönderen: 23 temmuz 2009 Saat 12:25 | Kayıtlı IP Alıntı haktansapmaz

Özür: Yazıyı buraya asacağıma Kuran'da salat/namaz başlığına asmışım.

(3)فاذا سجدوا - Secde ettiklerinde.  Askerin ellerini kaldırıp "Teslim oluyorum!" diye bağırması, namaz kılanın secdeye varıp "Allah bir!" demesi.

Burada secde Resul’ün okuduklarını/anlattıklarını anladıklarını ona boyun eğdiklerini ifade ediyor. Secde teslimiyeti ifade ediyor. Sihirbazlar da gördükleri hakikatler karşısında el ayakları tutmaz olmuş, takattan düşmüş, ister istemez teslim olmuş, iman etmişlerdi.

Savaştasınız. Yenildiniz. ELLERİNİZİ KALDIRIP düşmanınıza doğru yürürseniz teslim olmak istediğinizi çok rahat anlarlar çünkü savaşanın ELLERİNİ KALDIRIP düşmanına doğru yürümesi dünyanın her yerinde "Teslim oluyorum!" anlamına gelir. Sizi artık ateşe tutmaz, esir alırlar. Canınızı kurtarırsınız. Peki, ya ellerinizi kaldırmaksızın "Teslim oluyorum!" demekle yetinirseniz ve üstelik karşınızdakiler Türkçe bilmiyorsa... başınıza ne gelir

Allah’a/mesajlarına teslimiyeti düşmana teslimiyetle kıyaslamak doğru değildir. Yüreklerdeki teslimiyet önemlidir, Allah yüreğinizdeki teslimiyeti görüyor. Ayrıca kırala yaptığınız gibi, bunu ispat etmek üzere, Allah'a da yere yüz üstü kapanmanıza gerek yoktur.

O durumda sizin başınıza ne gelirse tarihte yabancı bir hükümdarın önünde secde etmeksizin "Teslim oluyorum!" diyenin başına da o gelirdi. Yani secde diye bir eylem ve o eylemin yapılmasını gerektiren haller var.    

İnsanlar hükümdarın önünde tarih boyunca saygı ve korkuyla hep el pençe divan durdular, eğildiler ve yere kapandılar. Bu hareketler hep yapıldı ve en Büyük Hükümdar'ın önünde hâlâ yapılıyor.

Allah’a/mesajlarına teslimiyeti düşmana teslimiyetle kıyaslamak doğru değildir. Yüreklerdeki teslimiyet önemlidir, Allah yüreğinizdeki teslimiyeti görüyor. Ayrıca bunu ispat etmeniz için yere yüz üstü uzanmanıza da ihtiycı yok.

Tâ Hâ 70: فالقي السحرة سجدا Sihirbazlar YERE KAPANIP قالوا امنا برب هارون وموس "Harun'un ve Musa'nın rabbine İMAN ETTİK!" dediler. Yani teslim oluşlarını lafzen belirtmekle kalmadılar, fiilen de belirttiler.

Yere kapanma diye bir şey ifade etmiyor secde. İman ve teslimiyeti, boyun eğmeği ifade ediyor. Boyun eğmek, kinayeli bir anlatım olup iman etmek, teslim olmak demektir. Secde ruku ile eşanlamlı olup ikisi de inhinâ ve ta’ta’, yani başı öne eğmektir. Başı öne eğmenin ne anlama geldiğini her kes bilir; Kabul, okey.

“Ulqiye … succeden", "xarra succeden” deyimsel birer ifade olup iman etmekten, teslim olmaktan başka çarenin kalmadığını anlatır. Yüsek bir yerden düşmekte olanın havada düşüşünü durdurmasına gücü yetmediği gibi. “Sihirbazlar derhal ve çaresiz/zorunlu olarak Harun ve Musa’nın Rabbi’ne teslim oldular, iman ettiler”dir “Ulqiyesseharatu sécidîn”in anlamı.

Ne xarra ne de succeden yere kapanmayı ifade etmiyor. Xarra mecburi, zorunlu düşüşü, inişi anlatıyor. Xarra secde ile birlikte deyimsel bir ifadedir. Zorunlu iniş, düşüş. Yani ister istemez kabul, teslimiyet, iman. Xarra ruku ile de aynı anlama geliyor. "Hemen teslim oldu, derhal iman etti". Xarra Musé saiqa: Musa derhal bayıldı, gibi. Musa gördüğünün karşısında bayılmanın önüne geçemezdi, bayılmamak elinde değildi. Sihirbazlar da öyle; çaresiz teslim olmak zorundalardı, dizlerinin bağı çözülmüştü, iman etmeme, teslim olmama takatları kalmamıştı. Öyle bir hakikat ve güc ile karşı karşıya olmuşlar ki, ona direnmeleri imkansızdı. O kadar ki, başlarına gelecekler umurlarında bile değildi.

Namaz bir teslimiyet anıdır; o yüzden inananlar namaza başlarken ELLERİNİ KALDIRIP* "Allah büyük!" derler; Allah'ın önünde eğilirler ve secdeye varırlar.

Nisâ 102'de فاذا سجدوا denerek açıklanan secde gerçeği budur.

*NAHR boğaz çukuru demektir. Aynı kökten gelen İNTİHAR da kişinin boğazını kesip hayatına son vermesi, kendini öldürmesidir.

Kevser Suresi’ndeki VENHAR "Boğazla!" anlamına gelebildiği gibi "Elini boğazına götür!" anlamına da gelir.

Hz. Ali bu kelimenin, "Elini boğaz düzeyine kaldırıp tekbir al!" anlamına geldiğini söylemiştir. Ayetin sözgeliminden de bu mana anlaşılıyor.

(Süleyman Ateş: VATAN gazetesi 30 Ağustos 2008, 12 Aralık 2008)

Buna göre Kevser sûresi: BİZ seni bolluğa kavuşturduk. Sen de فصل لربك  Rabbin için namaz kıl وانحر ve ellerini kaldır. Asıl sonu kesik olan "Muhammed'in sonu kesik!" diyendir.

Hem “salli” hem de “eqim essaléte” yi “namaz kıl” olarak çevirmenize bir anlam veremiyorum. “Salli li Rabbike ve inhar!”; Rabbine bağlan/güven ve göğsünü kabart/dik tut!

Rekat... REKAT ta nerden çıktı?

Salâtın cephede "1 kıyam + 1 secde"lik uygulamasından çıktı (4:102). Kıyam ile başlayıp secde ile biten o "birim uygulama"ya REKAT adı verilmiş. Siz isterseniz başka bir ad üretin ama anılan birim Kuranîdir; değişmez.

Tam salâtın rekat sayısı kimin hükmü? Siz karar verin: 

1 rekatlık salât cephedeki uygulamadır. Caizdir ama yalnızca felaket ortamında caizdir; güven ortamında kılınan "tam salât"tan eksiktir. Tam salâtın rekat sayısı buradan çıkar, matematiksel bir kesinlikle. Çünkü matematikle belirlenir.  

Eksiği 1 rekat olan salâtın tamamı kaç rekattır? İşte bu bir matematik sorusu. Cevabı ararken olmayana ergi yöntemini kullanalım:

Salâtın TAMAMI 3 rekat olabilir mi? Hayır! Çünkü 3 rekatın eksik uygulaması 1 rekat olabilir, 2 rekat olabilir. Oysa Allah Nisâ 102'de yalnızca 1 rekattan söz ediyor; 2 rekat yok orda. TAM SALÂT 3 rekat olamaz.   

4 rekat olabilir mi? Hayır! Çünkü 4 rekatın eksik uygulaması 1 rekat olabilir, 2 rekat olabilir, 3 rekat olabilir. Oysa cephede caiz olan eksik salâtta 2 rekatlık uygulama yok; 3 rekatlık uygulama yok. TAM SALÂT 4 rekat olamaz.

2 rekat olabilir mi? Elbette. Çünkü 2 rekatın eksik uygulaması tek olup 1 rekattır ve cephedeki uygulama odur. Onun tamamı 2 rekattır. Allah'ın caiz kıldığı ve eksik uygulaması 1 rekat olan tek salât 2 rekatlık salâttır. TAM SALÂT odur.

Ne kadar çabalarsanız çabalayın sonuç değişmeyecektir; Bir iki’ye çıkmaz, iki de bir’e inmez. Secde iman ve teslimiyettir. 1 secde, 2 secde… diye tespih taneleri gibi üst üste veya aralıklarla çekilen bir şey değildir. Her gurubun secdesi kendilerini ilgilendiriyor. Salat ne kadar uzun yada kısa olursa olsun secde bir defa oluyor. Olan salat her zaman bir secde ile bitiyor. Muhataplar inananlar olduğuna göre, zaten secde halindeler, can kulağıyla dinliyorlar, Sonundaki secdeleri kavradıklarını, dersin bittiğini ifade ediyor. Secde teslimiyetin göstergesi olarak yere kapanmaksa bir defa yeterlidir. Ardı ardına 2-3-4… secde; ikide bir yatıp kalkmak size saçma gelmiyor mu? Önünüzde yere kapanan kulunuz işaretinizle secdeden kalkar. İkide bir yatıp kalkmasına sinir olursunuz.

   

 

(5) kıldığınızda

Namazı kıldığınızda ayakta, oturur durumda, yanlarınızın üzerinde فاذكروا الله Allah'ı anın.

Açık ve net. "Allah'ı anın!"dan kasıt "Namaz kılın!" olamaz çünkü namazdan sonra yapacaksınız anma işini; NAMAZI KILDIĞINIZDA: فاذا قضيتم الصلاة.  

Aslında "Allah'ı yüceltin!" deniyor, TESBİH EDİN. Örneğin "Allah öyle yücedir ki oğula ihtiyaç duymaz; övgü Allah'a!" deyin. Bakara 116: "Allah oğul edindi," dediler.   Yücedir O!

“İzé qudiyetissalétu…” salat sona erdiğinde… Allah’’ anın/ Allah’ın size dediklerini unutmayın; her an aklınızda bulunsun.

Örneğin Tâ Hâ 130: 

Güneşin doğuşundan önce de batışından önce de وسبح بحمد ربك Rabbini övgü ile yücelt. قبل غروبها  güneşin batışından önceki TESBİH eşittir İKİNDİ NAMAZI imiş.

“Güneş doğmadan önce, batmadan önce”den, gece ile gündüzün kast edildiğini bir anlasalar! “Sabah akşam”, “aydınlıkta karanlıkta”, “sabaha çıkarken, akşama varırken”, gün ışıyınca karanlık çökünce” vs tekerlemelerle gece gündüz demek olduğunu kimileri bir türlü anlayamıyor, anlamayacak da!  

6)كتابا موقوتا -vakitli olarak yazıldı

“Salat inananlara zorunlu bir vecibedir.” 

(7)واقم الصلاة طرفي النهار Gündüzün iki ucunda namaz kıl وزلفا من الليل ve gecenin zülüflerinde. Aslında gecenin zülüflerinde demek yeter çünkü başı sonu belli iki zaman diliminin tanımıdır bu.

“Zulufen minelleyl” ile “min énéilleyl”, aynı vakitlerdir; gece saatleri, geceden kesitler. Bunun gündüzdeki  karşılığı da “etrâfennehér”dır; gündüz saatleri.  

GÜNDÜZÜN İKİ UCUNDA ifadesi yalnızca ek bilgi veriyor. UÇ, çizgidir yani boyutsuz, sanal; anılan zaman dilimlerinin başlangıcını ve sonunu gösterir yalnızca. Ama GECENİN ZÜLÜFLERİ zaten başı sonu belli olan dilimlerdir.  

1.Gecenin gün doğumuna inen zülüfleri, sabah namazının vakti:

Bu zaman diliminin başlangıcı "size şafağın ak ipinin kara ipinden belli olduğu an"dır. O ana kadarki zaman gecenin kendisidir; ondan sonra ise zülüfleri. Bunu Bakara 187'den anlıyoruz:

Hud 114, belirlenmiş iki saatı vermez. İnananların sıkı takip edildikleri erken dönemde salat için yer ve zaman alenen belirtilmez. Tercih edilen zamanlar daha ziyade  gece saatleridir.

Ve وكلوا واشربوا  yiyin, için حتي يتبين لكم الخيط الابيض من الخيط الاسود من الفجر  size şafağın ak ipi kara ipinden belli olana kadar; ثم اتموا الصيام الي الليل sonra geceye kadar oruç tutun...

Gece yeme içme zamanı değildir. “yiyin için” den amaç, sabaha kadar mutlak yeme içme eylemini anlamak doğru olmaz. Yeme içme birdeyim; “geceleri serbestsiniz” demektir. Gündüz eğitim ve öğretim esnasında getirilen kısıtlamalar kaldırılıyor.

Allah'a emanet olun, hayırda olun, sağlıkla kalın! Selam ve sevgilerimle Muhterem Hasan Akçay abim.

Abdurrahman

Yukarı dön Göster Guests's Profil Diğer Mesajlarını Ara: Guests
 
bisaniye
Groupie
Groupie
Simge

Katılma Tarihi: 19 haziran 2007
Yer: Nauru
Gönderilenler: 97
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı bisaniye

selam ve muhabbetle.

secde;

sin-saf,safha,düzey,merhale,aşama;elif-yapılanma;cim-bulundu ğu konum,durum,yer, hali..., terketme,değiştirme,değişim,sabit kalmama; dal-devir daimli döngüsel hareket,başladığı noktaya geri dönme, böylece sürüp gitme,(kabullenme,yer ettirme,iz bıraktırma, bellettirme amaçlı)

diğerinin yerine geçmesi,geçilmesi.kendi yerini, düşüncesini, tarafını, safını,tutum veya durumunu değiştirmesini ifade eden; hal,özellik değiştirerek, aktarımın tamamlanması.

 

Vallahu Semiun Alim

 

Yukarı dön Göster bisaniye's Profil Diğer Mesajlarını Ara: bisaniye
 

Eğer Bu Konuya Cevap Yazmak İstiyorsanız İlk Önce giriş
Eğer Kayıtlı Bir Kullanıcı Değilseniz İlk Önce Kayıt Olmalısınız

<< Önceki Sayfa 3
  Yanıt YazYeni Konu Gönder
Yazıcı Sürümü Yazıcı Sürümü

Forum Atla
Sizin yetkiniz yok foruma yeni mesaj ekleme
Sizin yetkiniz yok forumdaki mesajlara cevap verme
Sizin yetkiniz yok forumda konu silme
Sizin yetkiniz yok forumda konu düzenleme
Sizin yetkiniz yok forumda anket açma
Sizin yetkiniz yok forumda ankete cevap yazma

Powered by Web Wiz Forums version 7.92
Copyright ©2001-2004 Web Wiz Guide
hanif islam

Real-Time Stats and Visitor Reports Sitemizin Gunluk, Haftalik, aylik Ziyaretci  Detaylari Real-Time Stats and Visitor Reports

     Sayfam.de  

blog stats