Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
Saffat 122. Ayet
veya
İlyas(a.s) ve ba’l
1.Giriş:
Kur’an’ı Kerim Saffat Suresinde 122. İla 132 Ayetler arasında “İlyas(a.s.)”dan bahseder ve Surenin 125. Ayet-i Kerimesinde İlyas(a.s) kavmine “e ted’ûne ba’lên?”der.
İlyas(a.s.)’la ilgili Kur’an’ı Kerim’de en fazla bilgi bu Ayet-i Kerimeler arasındadır (37:122-132). İsminin geçtiği diğer ayetler şunlardır; 38:48, 6:85.
Biz bu yazıda İlyas(a.s) ve 37:125. Ayetinde bahsedilen “Ba’l”le ilgili tarihi bilgiler vereceğiz.
2. Ba’l:
Kur’an’ı Kerim’de, “Be-Ayn-Lem” kökünden “koca, efendi anlamında” 4:128, 11:72, 2:228 ve 24:31(3)’de “el-Ba’lu” isminin türevleri kullanılmaktadır. Kelime “Ba’l’e birlikte” “beş kez” geçmektedir (Bknz. Kur’an’ı Kerim Lugatı, Timaş, 1999, Be-Ayn-lem maddesi).
“Baal: “Kenan dilinde” “efendi” anlamına gelen “Batı Samilerin”de gök, dağ, şehir, döl bereketi tanrısı(putperest tanrısı). Putatapar “kenaan kavimleri”nin en önemli bereket tanrısı olan “baal”, “El”in oğlu ve “Anat”ın erkek kardeşidir. Baal’e tapınma, Yisraeloğluları’nın tek tanrılı dine girdikleri ilk dönemlerde büyük tehlike oluşturmuştur. Peygamber “Hoşea” bu putperest davranışın kuzeyde Yisrael Devleti’ne manevi çöküntü getirdiğini (Hoşea 2:10, 13:1), peygamber Yermiyau da Yeruşalayim’in kapılarında çocukların kurban edilmesini dahi içeren bu tapınmanın korkunçluğunu tasvir eder (yermiyau, 19) Yeuda Krallarından Heskiyau’nun ve Yoşiau’nın Baal’eın tapınaklarını yıkmasına rağmen. Baal’e tapma Birinci Bet-Amikdaş dönemi boyunca etkisini sürdürmüştür.” (Yahudi ansiklopedisi, Yusuf Besalel, Gözlem, c.1, Baal maddesi, 2001.)
Yine İslam Ansiklopedisinde “Sâmi dillerinde ortak olan ve “Sahib, efendi” manasına gelen bu kelime Arapça ve Habeşçe’de “baâl”, “Ba’l”, Ken’ân dilinde ve İbranice’de “Baal”, Arâmice ve Süyanice’de “Beêl” şeklinde telafuz edilir.” “Kenân ülkesinde ba’l bereket verme, yağmur yağdırma, verimli kılma fonksiyonları olan bir tanrı olarak kabul ediliyordu. Ugarit kayıtlarına göre Ba’l rüzgar tanrısı olup zevcesi Astarte ile ken’ân panteonunun temelini teşkil ediyordu; onun yaşayan bütün canlılara verimlilik ve bereket sağladığına inanılıyordu. Onlara göre her şeyi yetiştirip büyüten oydu. Bu sebeble mahsulün, davarların ve ailelerin onda birini isterdi. Ba’l’in mâbedi, peygamberleri, din adamları da vardı” (T.D.V.İ.A, Ba’l maddesi).
“Baal, “El’in oğulları arasında sayıldığı halde (çünkü El bütün tanrıların babasıydı)… bununla birlikte “Baal”in başlıca kahraman olduğu Ugarit mitolojik metinlerinde… Baal(“efendi”) cins ismi onun kişisel ismi olmuştur. Ayrıca bir de özel ismi vardır. Haddu, yani Hadad. Ona “Bulutların süvarisi,” “yerin prensi, Efendisi” denir. Sıfatlarından biri “Güçlü,” “Egemen” anlamında “Alıyan”dır. Bereketin kaynağı ve temel öğesidir; ama kız kardeşi ve eşi Anat’ın hem aşk, hem savaş tanrıcası olması gibi, aynı zamanda savaşçıdır da” (Mircea Eliade, Dinsel İnançlar ve Düşünceler Tarihi, Kabalcı, 2003, S.187,188).
3. İsrail oğulları ve ba’l:
İsrail oğulları Yeşû’nun ölümünden sonra Ba’l’e tapınmaya başladılar (Tevrat, Hakimler, 2:11,13) Yahudi tarihi boyunca Allah’a kulluktan uzaklaşıp mahalli ilahlara tapınma sık sık tekrarlanmıştır.
“İsrailliler RAB'bin gözünde kötü olanı yaptılar, Baallar'a taptılar. Kendilerini Mısır'dan çıkaran atalarının Tanrısı RAB'biterk ettiler. Çevrelerinde yaşayan ulusların değişik ilahlarına bağlanıp onlara taparak RAB'bi öfkelendirdiler. Çünkü RAB'bi terk edip Baal'a ve Aştoretler'e taptılar. Bunun üzerine RAB İsrail'e öfkelendi”. (Tevrat, hakimler, 2: 13).
“İsrailliler yine RAB'bin gözünde kötü olanı yaptılar; Baallar'a, Aştoretler'e, Aram, Sayda, Moav, Ammon ve Filist ilahlarına kulluk ettiler. RAB'bi terk ettiler, O'na kulluk etmediler”. (Tevrat, Hakimler, 10:6).
4. Tevrat; İlyas/elijah ve Ba’l (1. Krallar 18:21-40):
İlyas(a.s) Süleyman(a.s)’dan sonra İsrail oğullarına gönderilen Peyamberlerdendir. Tevrat’ta İlya(a.s) ve ba’l’e tapan kavimle ilgili metin 1.Krallar 18:21-40 arasındadır.
"İlyas halka doğru ilerleyip, "Daha ne zamana kadar böyle iki taraf arasında dalgalanacaksınız?" dedi, "Eğer RAB Tanrı'ysa, onu izleyin; yok eğer Baal Tanrı'ysa, onun ardınca gidin." Halk İlyas'a hiç karşılık vermedi (18:21).
“İlyas konuşmasını şöyle sürdürdü: "RAB'bin peygamberi olarak sadece ben kaldım. Ama Baal'ın dört yüz elli peygamberi var (18:22).
“Akşam sunusu saatinde, Peygamber İlyas sunağa yaklaşıp şöyle dua etti: "Ey İbrahim'in, İshak'ın ve İsrail'in Tanrısı olan RAB! Bugün bilinsin ki, sen İsrail'in Tanrı’sısın, ben de senin kulunum ve bütün bunları senin buyruklarınla yaptım” (18:36).
İlyas(a.s)’la ilgili Tevrat, 1. Ve 2. Krallar bölümünde, yine İncil’de İlyas(a.s)’ın ismi zikredilir (Bknz. Matta; 11:14, 16:14, 17:3,4,10,11,12, 27:4749, Mekos; 6:15, 8:28, 9:4,5,11,12,13, 15:35,36, Luka; 1:17, 4:25,26, 9:7-7,19,30,31,33,56, Yuhanna; 1:21,24,25, Romalılara Mektub; 11:2, Yakub’un mektubu; 5:17).
Ehl-i Kitab’ın İlyas(a.s)’la ilgili anlayışı, bugün bazı Müslümanların “Hıdır-İlyas Kültü” gibi “Hurafe ve esatir” doludur.
5. Kur’an’ı Kerim, İlyas(a.s) ve ba’l:
İlyas(a.s) isim olarak Kur’an’ı Kerim’de 37:123 ve 6:85’te “ilyêse” ve 37:130’da “il yêsîne” şeklinde üç kez geçmektedir. İki kelime arasında yazım farkı da söz konusudur. 6:85’te Yahya ve İsa(a.s)’dan sonra ismi zikredilmesine rağmen onlardan önce yaşamıştır. 6:85’te “es-sâlihîn(e)/salihlerden” ve 37:123’te ise “el-murselîn(e)/Rasullerden/gönderilenlerden” olarak isimlendirilmiştir. Kavmi onu yalanlamıştır (37:127).
Kur’an’ı Kerim İlyas(a.s)’la ilgili Saffat Suresi haricinde detaya girmemiştir. Surede’de yedi ayette O’na yer vermiştir. Bunun gibi Kur’an’ı Kerim, 38:48’de ve 6:86’da “el-yese’”, 21:85 ve 38:48’de “zê’l-kifl” isim olarak, 21:85’te ve 19:56’de ise “İdrîs”(a.s) iki ayette konu olmaktadır. “zê’l-kifl”in, “zu’n-nûn” gibi lakab olduğu bellidir. “zu’n-nûn”un Yunus(a.s) olduğu açıktır “zê’l-kifl”in ise kim olduğu tartışılmıştır.
“Ba’l” ismi ise sadece 37:125’te geçmektedir. Bu isim hakkında ancak tarihi malzemeyle bilgi sahibi olunmaktadır.
Mufesir Razî kelimeyle ilgili şu tespitleri yapar; “Burada geçen "Ba'l’in ne demek olduğu hususunda şu iki görüş ileri sürülmüştür: Bu, tıpkı Menat ve Hubel gibi, onların bir putlarının Özel ismidir… Bal, Yemen lehçesine göre, eğiticinin-yöneticinin adıdır. Nitekim "Bu evin Rabbi (başkanı-reisi) kimdir?" anlamında ifadesi kullanılır. Yine bu manada olmak üzere, kadının kocasına da “ba'l” denmiştir. Nitekim Hak Teâlâ, “Ba'lleri (yani kocaları), o kadınları yeniden nikâhlamaya ehaktir”(2:228) ve “Şu ba'Iim (yani kocam) da bir ihtiyar” (11:72) buyurmuştur. Buna göre ayetin manası, "Sizler, ba'llerinize, yani reislerinize tapıp, Allah'a ibadeti bırakıyor musunuz?" şeklinde olur.” (Razî, ilgili ayetin tefsiri)
37:130’daki “il yêsîne” kelimesi tartışılmıştır, kelimeyi “êl-i yêsîn” yani “Yasin ailesi” şeklinde okuyanlarda vardır (Tartışmalar için Bknz Razî).
6. Sunuç:
İlyas(a.s)’ın Hıdır/hızır’la birlikte anıldığı “Hızır-ilyas/hıdırellez” kültünde Hızır-İlyas aynı kişi midir? (Hızır’mı İlyas’tır, İlyas mı Hızır’dır?) Farklı kişiler midir(?) Belli değildir. Yine iki ölümsüz(!) kurtarıcının İlyas ve Hızır’ın (Hızır ve İlyas’ın) bir araya geldiği gün, adlarına özel gün (6 Mayıs, hıdırellez) ve şenlikler yapılmaktadır. (Hıdırellez, Kışın bittiği yazın başlamasının kutlanmasıdır) Hıdır/hızır, “el-hazir”, “Yeşil”, “el-hızr” “Yeşilik” anlamında kullanılmaktadır. Yukarıda “ba’l”inde “bereket ve verimlilik tanrısı” olarak inanıldığını belirtmiştik, İlyas(a.s)’ında Hızır’la birlikte zikredilmesi ve Mayıs başında yaza girerken yapılan şenliklerin, Hızır-İlyas buluşması (!) (ki ehl-i Kitab kaynaklarına göre İlyas(a.s)’da ölümsüzdür) ve Hızır-ilyas kültü, sanki “bereket tanrısı” “ba’l”in rolünü çalmış gibidir.
“Kul sıkışmayınca Hızır yetişmez” deyişindeki “Hızır gibi” İncil’de ve Tevrat’ta İlyas(a.s) aynı niteliklere sahibtir. Tevrat’ta “Malaki”de Mesih gelmeden önce “İlyas(a.s) haberci olarak geleceği bildirilmiştir”(Malaki, 4:4,6). İncil’de de Tevrat’a da İlyas(a.s) efsaneleştirilmiş mitolojik bir kişiliktir.
Kur’an’ı Kerim bunların hiç birine yer vermez.
Elbette ki, Kur’an’ı Kerim “Hızır-İlyas kültü”nü de onaylamaz, yukarıdaki deyişi de şirk sayar,
Alîm Allah(a.c)’dir,
Cehd bizden tevfik O’dan
__________________ Tanrı'ya inanan adam olmak kolay, ve fakat Tanrı'nın inanacağı adam olmak zor!
|