Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
Mu’minun 31-41’deki elçi kim?
1. Giriş:
Bu yazımızda Mu’minun Suresi 31 ile 41. Ayet-i kerimelerde geçen “Bir Elçi” yani “RaSûLên” kelimesinin kimi işaret ettiğinin peşine düşeceğiz. Kelime 32. Ayet-i Kerime’de geçmektedir. 41. Ayet’e kadar bahsedilen “elçi”nin ismi zikredilmemiş, “hazf edilmiştir”. “Hafz edilme nedeni herhangi bir şeyin tanınmasına vesile olan bir alametin görülmesi ya da algılanması, ayrıca işitenin, söyleyen kişinin ne kastettiğini bilmiş olmasıdır. Böylece cümle hafifletilmiş olur. Karineye dayanarak çıkarılan şeylerin düşünülmesi insana bırakılır”. Daha önce “Kur’an’ı Kerim ve Hazf” başlıklı makalemizde “Hazf” ile ilgili bilgi verdiğimizden burada sözü uzatmamak için ayrıntıya girmeyeceğiz.
2. Mu’minun 32. Ayet-i Kerime ve açıklamalar:
2.a. “fe erselnê fî-him rasûlên min-hum eni’budûllêhe mê le-kum min ilêhin ğayru-hu e felê tetteqûne” (23:32).
23 Mu’minin Suresi 31 ile 41. Ayet-i kerimelerinden önce Nûh(a.s)’a ait pasaj yer alır. Nûh(a.s)’ın ve kavminin ardından “Summe enşe'nê min ba'di-him qarnên êkharîne” (23:31). Denerek “ismi hazf edilmiş” elçiye geçilmektedir.
Kimdir bu elçi?
2.b. Yorumlar:
"Bunlardan" Nuh kavminin helak edilmesinden "sonra başka bir nesil" denildiğine göre bunlar Âd kavmi idi "var ettik. Aralarında: Allah'a ibadet edin... diyen kendilerinden bir rasûl" yani Hûd'u peygamber olarak "gönderdik." Çünkü Nuh kavmi arkasından Âd kavmi dışında herhangi bir ümmet ortaya çıkmış değildir. Bir görüşe göre bunlar Semûd'un kavmi idiler. O takdirde "aralarında... kendilerinden bir rasûl gönderdik" buyruğunda kastedilen Salih (a.s) olur. Bu görüşün sahiplen derler ki: Buna delil de (kıssanın) sonlarında yer alan: "Çığlık onları hak ile aldı." (el-Mu'minun, 23/41) buyruğudur. Bunun bir benzen de: "O zulmedenleri ise korkunç bir ses yakaladı..." (Hûd, 11/67) buyruğudur.
Derim ki; Çığlık ile azab edilip yakalananlar arasında Şuayb'in kavmi olan Medyen ahalisi de vardır. Dolayısıyla burada onların kastedilmiş olma ihtimali de pek uzak değildir. Doğrusunu en iyi bilen Allah'tır (Kurtubi).
“Bil ki bu kıssa, hem ibn Abbas (r.a.)'nın hem de müfessirlerin ekserisinin görüşüne göre Hûd (a.s.)'a ait bir kıssadır. Onlar bu görüşlerine hem Cenâb-ı Hakk'ın, Hz. Hûd (a.s.)'a ait olan: "Düşünün ki O, sizi Nûh kavminden sonra hükümdar yaptı"{Araf, 69) sözü ile hem de, Hûd (a.s) kıssasının, hem Araf sûresinde hem Hûd (a.s) hem de Şuârâ sûresinde, Nûh (a.s.)'m kıssasının peşi sıra getirilmiş olmasıyla istidlal etmişlerdir.
Bazıları da, bu kıssayla, Salih ve Semûd (a.s.)'ın kavimlerinin kastedildiğini söylemişlerdir. Çünkü onu yalanlayan kavmi, "sayha" ile helak olanlardır. Ama duanın keyfiyetine gelince bu, tıpkı Nûh (a.s.)'ın kıssasında geçtiği gibidir” (Razî).
“Burada bu nesil belirtilmemiştir. Fakat Nuh Kavminden sonra çoğunlukla Ad ve Semûd kavimleri anıldığına göre bu nesilden maksadın, Ad, peygamberin de Hûd olması uygun olur. Semûd ve Sâlih de denilmiştir” (Elmalılı).
Taberi, burada açıkça ismi zikredilmeyen Peygamberin, Salih(a.s), kavmin de Semud kavmi olduğunu söylemektedir (قالت الأشراف من قوم الرسول الذي أرسلنا بعد نوح، وعَنَى بالرسول في هذا الموضع: صالحًا، وبقومه: ثمود) .
Yorumlardan anlaşıldığı üzere iki peyamber’in ismi ön plana çıkmaktadır. Hûd(a.s) ve Sâlih(a.s).
Peki hangisi?
3. Karineler/ip ucular/belirtiler:
· “izên lekhâsirûne” (23:34), (?).
“izên lekhâsirûne” (7:90), (Şuayb).
· “Qâle: Rabbi’nsurnî bimê kezzebûne” (23:39) (?).
“Qâle: Rabbi’nsurnî bimê kezzebûne” (23:26), (Nûh).
“Qâle: Rabbi’nsurnî alê’lqavmi’l-mufsidîne” (29:30), (Lût).
· “leyuSBiHunne NêDiMîne” 23:40, (?)
“fe eSBeHû NêDiMîne” (26:157), (Sâlih)
· “es-SaYHatu” 23:41, (?)
“es-SaYHatu” (11:67), (Sâlih)
“es-SaYHatu” (11:94), (Şuayb)
“es-SaYHatu” (15:73), (Lût)
“es-SaYHatu” (15:83), (eshâbu’l-Hicr)
· “fe ekhazet-humu’s-Sayhatu musbihîne” (23:41), (?)
“fe ekhazet-humu’s-Sayhatu musbihîne” (15:73), (Lût)
“fe ekhazet-humu’s-Sayhatu musbihîne” (15:83), (eshâbu’l-Hicr)
· “ve kênû yeNHiTûne mine’l-cibêli buyûtên” (15:82), (eshâbu’l-Hicr)
“ve teNHiTûne mine’l-cibêli buyûtên” ( 26:149), (Sâlih)
“ve teNHiTûne ‘l-cibêle buyûtên” (7:74), (b‘adi Âd, Sâlih)
Kimlerdir hicr kavmi?
Hicr’in Sâlih(a.s)’ın ve kavminin yaşadığı yer olduğu konusunda itilaf yok gibidir. Sâlih(a.s) kavmi de “Semûd”dur. İlginç olan 15:80’de geçen “Hicr’in arkadaşları” 15:80-84 arası ayetlerde de yine peyamber ismi zikredilmemektedir. İslam Ansiklopedisi “Hicr” maddesinde “Semûd kavminin yaşadığı kabul edilen bölge ve burada yer alan şehir” demektedir (geniş bilgi için bknz. T.D.V.İ. “hicr” maddesi). Yine “el-Hicr”, “medeinu sâlih” ismiyle de bilinmektedir.
4. Sonuç:
Bu yazıda kur’an’ı Kerim’de “hazf” edilmiş bir peyamberin ismini, yine Kur’an’ı Kerim’den “karinelerle” açıklığa kavuşturmayı denedik. Karineler/ipuçları bizi bu ismin “Sâlih(a.s)” olduğuna götürdü. Kıssada bahsedilen de “Semûd kavmidir”.
Elbette Alîm Allah(a.c)’dir,
Cehd bizden Tevfik O’ndan
__________________ Tanrı'ya inanan adam olmak kolay, ve fakat Tanrı'nın inanacağı adam olmak zor!
|