Şu da emredildi: Yüzünü dine bir Hanif olarak çevir. Sakın müşriklerden olma.
Yunus Suresi 105
Ben bir Hanif olarak yüzümü gökleri ve yeri yaratana döndürdüm. Müşriklerden değilim ben.
Enam Suresi 79
İbrahim ne bir Yahudi idi, ne de bir Hıristiyan. O sadece hanif bir müslümandı. O müşriklerden değildi.
Ali İmran Suresi 67
Şu da kuşkusuz ki, İbrahim başlıbaşına bir ümmetti; bir Hanif olarak Allah'ın önünde eğiliyordu. Müşriklerden değildi.
Nahl Suresi 123
De ki Allah doğrusunu söylemiştir / vaadinde sadıktır.Haydi artık Hanif olarak İbrahim'in Milleti'ne uyun! Müşriklerden değildi o.
Ali İmran Suresi 95
Allah'a ortak koşmadan, Hanifler olarak... Allah'a ortak koşan kişi, gökten düşmüş de kendisini kuşlar kapışıyor veya rüzgar onu uzak bir yere fırlatıp atıyor gibidir.
55-135 yılları arasında yaşamış Stoalı filozof ve ahlakçıdır.
Azad edilmiş bir köle olan Epiktetos'un Stoacılığının temelinde, özgürlük, tanrısal kayra, insanlık ve ahlak düşüncesi bulunur. Kendisine bilge kişi olarak Sokrates'le Diogenes'i örnek almış olan Epiktetos, temelde ahlak ile ilgilenmiş ve gerçek eğitimin, bütünüyle bireye ait olan tek şeyin bireyin iradesi ya da amacı olduğunu kavramaktan başka bir şey olmadığını iddia etmiştir. İnsan, ona göre, iradeden bağımsız olan iyi ya da kötü hiçbir şey bulunmadığını öğrenmeli ve olayları öngörmeye ya da yönlendirmeye kalkışmayıp, yalnızca onları anlama çabası göstermelidir.
İnsan benliğinden geçip acılarında mutlu olursa, dünya ona cennettir! Dünya, seni kâmil olman için acılarla yoğurur..!
Tanrı, erdem ve hikmetini acılarla sunar, geri çevirme..! Tanrısal adalet acılarda saklıdır, sığ değil de derin düşün..!
İnsanlara oynacağı rolü dağıtan Tanrıdır, olayları geldiği gibi kabul eden mutludur!
Başına gelen olay senin istediğin gibi değilse, Tanrının istediği gibidir; şu hâlde kendine sor “O”nun mu yoksa kendinin mi mutluluğu önemli..! Tanrı’ya yapacağın hizmet “O”nun mutlu olmasıyla kabul olmaz mı?
Başına gelenleri kabul ederek sev ya da severek kabul et! O zaman kendi gerçek yüzün ile yüzleşirsin.!
Senin kendin için istediğinin, Tanrının senin için istediğinden daha üstün olduğu yanılgısına düşme..!
Sana verileni emanet olarak al.! Birgün geri vereceğini düşünerek kabul et..! Elinden geri aldılar mı mutsuz olmazsın..!
Dünya geçici bir konaklama yeriyse, her nefes ayrılık rüzgarı esmiyor mu ?
İç âleme uyurken değil de uyanmış olarak dönmeye çalış! Özünden haberi olmayanın, gözünün ne gördüğünden de haberi yoktur!
Sana sunulan ikramda ne varsa onu al, fazlasını isteyip azma!
Hırs ve arzularını uzağa gönderme! Ölümün geldiğinde oraya o hırslarla dönmekten kaçın! Sen ne istiyorsan, nasibinde ne varsa seni bulur! Dünyadan isteyene buradan, ahretten isteyene yarın da oradan verilir!
Tanrı sofrasına oturmak isteyen, kendini nefsi ile burada sınamalı! Aç gözlü, hırslarının tutkunu, dünya ehlinin o sofrada yeri yoktur! Tanrının sofrasına ancak insan-ı kâmil olan Âdemler; yâni erenler oturabilir!
Sana burada maddeden ne verilirse verilsin ona temayül etmez de özünü istersen, o zaman Tanrı seni kendi Âdemiyet tahtına oturtur! O tahta oturanlar ‘Erenler’dir!
Tanrı, sen kabul etsen de etmesen de ‘Erenler’iyle hüküm sürmektedir!
Ezelde ne varsa ebede kadar gitmek için o gerçekler yola çıkmışladır!
Ezeldeki yasa, ebede kadar değişmez ki!
Senin lâmban beni aydınlatmaz, benim lâmbamın seni aydınlatmayacağı gibi!
Her insan kendi gönül mabedinden yaktığı ışık kadar içinden aydınlanır! İçini bilip görmeyenlere kör dendi!
Kendi tohumunu iyi sakla, zamanı gelince çok iyi bir toprağa ek ki çıkacak ağaç senden bile yüce olsun! Tohumun özlü olursa, ağacın da sözlü olur!
Kendini her acı olayda telkin edene hiçbir acı zarar veremez!
Acılardan kaçma, üstüne git de onlar senden kaçsın! Mutluluğun ne olduğunu ancak böyle anlarsın!
Uyan! Önce, dünyada elinde olanlarla olmayanları ayır; hayatını buna göre yaşamaya çalış.
Senin elinde olanlar sana ait hür olarak kullanacaklarındır!
Başkasına verilenleri isteyip, zorla elde etmeye kalkarsan hürriyetin biter ve esirliğin başlar!
Hür kalmak istersen, seni esir durumuna düşürecek hırs ve açgözlülüğü kendinden uzak tutman gerekir!
Dünyadan elde ettiğin her büyük nimet için bir hırsa ihtiyacın var, bu hırsın sana istediğini elde ettirir ama asıl görmediğin özünden fire verdirerek, bunu düşün! Her elde ettiğin maddenin senin ruhun ile alışverişini de azalttığını, biraz daha onunla irtibatını kestiğini unutma!
Gerçeği hayal ile değişenin elinde son nefeste ne kalır ki?!
Her hareketinde ölçülü ve sabırlı ol! Acele yaptıklarında hataların saklıdır, olay bitince geri dönüş yoktur! Herşeyin ölçüsü onun kararıdır!
Hayatında olan herşeyi kendine yüzleşerek anlat ve idrak et!
Ne için neyi kullanıyorsan onun sendeki yerini anla, onu birgün yitireceğini bil ve kendini buna hazırla! Sonunda kullandığın herşeyin de seni yitireceğini kabul edersen hiçbir acı seni üzemez!
Her bulunduğun eylemi düşünerek ve bilerek yap! Akıl, doğru ile yanlışı ayırt etmek için sana verildi, her adımında onu özüne danışarak kullanmayı ihmal etme!
Başına gelenden başkasını mesûl tutma! Neticede muhatap sen olduğuna göre, olanın müsebbibi de sensin demektir!
Kendini, yaşadığı acılarda tamir eden bahtiyardır!
Başına gelen herşeye bilerek, bilinçli eyvallah diyenin, manâ gözü açılır!
Gerçek mutluluk acılarda saklı olmasaydı kalb/manâ gözü nasıl açılırdı ki?! Hiçbir şeyden korkma, kendi özünü dinleyip yaşıyorsan! Kalbde saklı rûhun, Tanrı adına seninle konuşur, Yüce Tanrı’ya tercüman senin özündür, her dem seni Ona tercüme eder! Cesaret korkunun, tokgözlülük açlığın, sabır küfrün ilâcıdır! Onları yenmek isteyen iyi haslet sahibi olursa kurtulur!
Nefsin boş vesvesesi seni korkutmasın! Bu dünyanın imtihan yeri olduğunu unutma emi! Şeytan boşuna izin almadı! Sahi, beşbin yıl önce de, ikibin yıl öncede, şimdi de aynı şeytan değil mi ?!
Sınama zaman ve şartlara göre değişir; ama ortadan kalkmaz ki!
Hiçbir insan hiçbir şeyi kaybetmez! Sadece ona verileni geri vermek zorunda kalır!
Hiç boşuna dert etme en sonunda sana verilen canı da geri vereceksin!
Felsefede derinleşmek istersen, rûha talip oldun demektir! O zaman dünya ve onun kirli malından geçmen lâzım!
Ruhtan beslendikçe, dünyalık malından bedelini ödersin üzülme arınma zaten başka türlü olmaz ki!
Bedeli ödenmeden birşey almak için çapulcu eşkiya olmak gerekir yâni sırf nefs!
Felsefede derin ol da sana varsın aptal desinler!
Perde kalkınca çok kişi tükürdüğünü olmayan diliyle yalamaya çalışır!
Kendini kendin bil, senin durumun başkasını ilgilendirmez, kişi kendini hem kurtarır hem de batırır!
Yakınlarının mutluluğunun senin fedarkârlığına bağlı olduğunu unutma! Ne kadar fedakârlık yaparsan o kadar mutlu olurlar! Aslında bu mutluluk senin sırtından kazanılmış geçici, asla kalıcı olmayan mutluluktur!
Her insan kendi kendini mutlu etmesini öğrenirse; işte o zaman dünyada başkalarının sırtına binip kendini mutlu bir şekilde taşıtan asalak, ne de kötülük yapan biri kalmamış olacaktır!
Bilgiç geçinme, el elden üstündür! Başkası seni büyültse bile sen kendini küçült!
Hakikat kapısının anahtarı tam tevazudur (alçakgönüllülük)! Tevazu dıştan yapılan nefsani gösteriş değil, kâlbden duyularak yapılan has ibadettir! Zîrâ, Tanrı denen Rûh, toprak insanın kâlbinde oturmuyor mu?! Demek ki “O”nun dediğini yapanlar kurtulacak!
Ağlayanla beraber ağla, gülenle beraber gülme! Bundan ibretle bir ders al, kendini boşa yıpratma!
Herkesin belâsı kendine yeter, başkasına değil! Gülme; çünkü dünya gülünecek kadar komik bir yer değil! Bunu anlamak istiyorsan açlıkla, hastalıkla, yoklukla sefalet çekenleri ve ölenleri nefsine göstermen kâfidir!
Zenginlerin süsü ve serveti seni aldatmasın, onlarda birgün varlıklarını bırakmak zorunda kalacaklar! Ne kadar zor ve acı bir durum, mânâdaki asıl varlığı kazanmayanlara!
Hayâttaki rolünü iyi oyna, hakkını ver! Hakkını verenin hakkını verirler!
Acılar bana mutluluk habercisidirler! Rûhum içimde oldukça ben tüm acıları mutluluğa çeviririm! Bilirim ki RABB'im acılarda benimle bana yardımcıdır!
Ölümü her an hatırla ki başka acılar onun yanında hiç kalır!
Filozof olmak isteyen kendini deli gömleği giymeye hazırlasın! Alçakların içinde yükseğin değeri olmaz ki!
Filozofların değeri yaşadıkları çağlarında değil, onlar buradan ayrıldıktan sonra ortaya çıkar! Onlar çağın ilerisindeki idraka sahiptirler!
Filozoflar gelecek çağın öncü habercileridir! Onları kızmadan anlamaya çalışın!
Tanrının insanlara en büyük hediyesi; gerçek filozoflardır! Her insan filozof olamaz! Filozof olmak için yüksek bir ruh ve ona bağlı olarak derin bir görüş ve mutlak insanlığın tamamını ayırt etmeden aşkla hizmet sevgisi gerekir!
Seni küçük düşürecek olan maddi yoksulluğun değil, açgözlü oluşun ve hırslarındır! Ruhunun yüksekliğini yansıtan kişi asla küçük düşürülemez!
Rezaleti hırs ve açgözlülükte peşin satın alma! Kararında aceleci davranma, çok iyi düşün öyle karar ver! Yine, rezaleti taksitle de satın alma! Hırsların seni ufaktan başlayıp büyüdüğünü göstermeden alıştıra alıştıra altına alır fark edemezsin! Nefsin tamahından uzak duran, özüne yakın olur!
Son nefeste ya rezilliğin ya da vezirliğin ortaya çıkar! Küçük rezillik burada, büyüğü ise kendini oraya saklar unutma!
Gücüne göre iş yüklen! Kendini bilen taşıyacağı yükün altında ezilmez!
Gerçeklerin hafifliği varken, dünyanın kirli ağırlığı altında ezilme!
Kendi hakikatını sezen dış dünyanın değil de iç dünyanın zenginliğini kazanmaya çalışır! Ya madde adamı ya da mânâ âdemi olacaksın!
Tanrı yolundaki örfleri yaparken kendi gücünün üstünde gösteriş için israf yapma, Tanrıyı kimse kandıramaz! Sen bunları yaparken “O” dıştan değil içindeki kalbinden görüyor ve biliyor unutma!
Dinin temeli safiyettir, iman saflıkla Tanrıya bağlanmadır; içten pazarlıkla değil!
Bulunduğun ortamda boş sözler konuşuluyorsa, sohbeti; yapabiliyorsan erdem üzerine çevirmeye çalış! Eğer yabancılar içindeysen hiç konuşma, orayı terk etmeye çalış! Boş sözlerin konuşulduğu ortam nefsi doyurur, Rûhu aç bırakır! Ya Rûh âdemi ol, ya da nefs adamı!
Seni hakikatla doldurmayan her ortamdan uzak dur, yaklaşma.! Boş sözler seni yakacak gaflet ateşidir! Son nefeste pişmanlık fayda verir mi..?
Hiçbir şey için yemin etme! Zorda kalırsan yine de etmemeye çalış! Sözünden emin olunan adamdan yemin etmesi istenmez! Sözünden “emin” olunan Resûl gibi olmaya çalış!
Özü temiz olan, nefsi kirli olanla birlikte olmasın.! Ne kadar temiz olsan seni kirletebilir! Küfür edenlerden uzak dur, yanlarından bile geçme!
Hayât, insana küfür etmesi için değil, kendi özünü bulması için verildi! Zamanın yok, ölüm yaklaşıyor, çok çalış!
Boş ve küfürlü söz edene bu ayıbını belli etmeye çalış! Onun sohbetine katılma, ona cevap bile verme ve bir daha onunla birlikte oturma! Boş sözlü adamın içi boştur, Rûhu onu son nefeste terk etmek üzere uykuya çekilmiştir! Dolu sözlü adamın için doludur, Rûhu her an onunla son nefesine kadar konuşur, son nefesinde de onun refakatçısı olur!
İhtiyacın kadar iste, ihtiyacından fazlası seni dünyaya meylettirir anlamazsın. Her ihtiyaç aslında seni hakikattan alı koyan ayak bağıdır, dikkatli ol!
Sosyal otoritesi yüksek olan bir adamla mecburen görüşeceksen, kendini küçük görülmeye hazırla! Bunun için sakın üzülme, çünkü o mevkiden dünyanın içi değil dışı görünür!
Sen içini biliyorsan, dıştakini hoşgör, susarak onu kendi gafletiyle başbaşa bırak!
Bütün dikkatini Rûhun için kullan! Her olayda ondan gelen saklı bir mesaj vardır, onu okumaya çalış!
Boş olan bilgisizlere birşey öğretemezsin, sana birşey öğrenmek için gelene kıymet ver ona yardımcı ol!
Güzel sözleri söylediğin kadar onları yapmasını bilmezsen o zaman bildiğin neye yarar ki.?! Erdem uygulamayla öğrenilir ve kazanılır!
Kültürsüzlerin önünde idraklarının alamıyacağı derin sohbetlerde bulunma! Yüzme bilmeyen derinde yüzebilir mi.?
Bildiğin hâlde sana birşey bilmediğini söylenlere karşı cevap vermediğin zaman erdem kalkanı seni koruyacak ve özünde onurlandıracaktır! İşte o zaman kâmillik yolunda yürüdüğüne emin olabilirsin!
Kendini erdemle koruyan asla yenilmez! İlerleyen zaman onun zaferini ilân edecektir!
Çok konuşup birşey yapmayanlara, hiç konuşmayıp iş yaparak cevap ver. Şayet insan olmaya karar verirlerse o zaman idrak ederek utanırlar!
Felsefede ilerlediğini bilmek istiyorsan, herkese ayni gözle eşit olarak bakıyor musun bunu kendinde test et, cevabını kendin kendine verecektir!
Kendini aldatmak isteyen gerçeklerle yüzleşmekten kaçar, yalancı ve büyücü nefsine sığınır!
Son nefeste güçlü bir el o büyüyü bozar ve gerçekler perdesini kapanmamak üzere açar!
Karşına utanacağın veya onur duyacağın bir olay gelirse onun seni imtihana geldiğini anla, uyuma!
Biri nefsinden, biri de özünden! Özden gelen Rahmâni, nefsten gelen şeytanidir! Seçimde sonuç yâni kaderin saklıdır!
Zorunluluklara sabır ve tevazu gösterenler, özden Tanrısal hikmet ve bilgiye kavuşanlardır!
Erdem sahibini öldürebilirler ama asla baştan çıkaramazlar!
Erdem sahibi insan Tanrının karşısına başı eğik olarak değil alnı açık başı yukarda olarak çıkar!
Boş ve ahlâksızlara “o gün” (ölüm anı) çok zordur!
YAZAN, GÖNDEREN : EVRENSEL
__________________ Andolsun, size öyle bir kitap indirdik ki sizin bütün şeref ve şanınız ondadır. Hâlâ aklınızı kullanmayacak mısınız? ENBİYA 10
__________________ O halde yüzünü, Allah'ı bir tanıyarak dine, Allah'ın insanları üzerine yaratmış olduğu fıtratına doğrult. Allah'ın yaratışında değişiklik bulunmaz. Dosdoğru din budur. Fakat insanların çoğu bilmezler.
Bu tür tanımlamalar insanlar tarafından yapılmıştır.
Tüm toplumlarda erdemli hayatı tavsiye eden biriler'i hep var olmuştur.
Toplumları ayakta tutan en önemli şey erdemli davranıp davranmadıkları olmuştur.
Bu yönüyle toplumları mercek altına aldığımız zaman evrensel ilkeler'in olduğunu mevcut argümanlardan çıkarmamız pek tabiidir.
Dünyanın ortak mirasından, kültüründen faydalanmak lazım. Ama bu faydalanma bizim için gerçekçi bir temele dayanmalıdır.
Bu gerçekçi temelelr'in en başında barış yurdunu imar etme yolundaki öğretilerdir.Eğer hangi coğrafyada olursa olsun,güzel eylem ve davranışlar'ı hayatının merkezine koyup bunu tavsiye ediyorsa onlar kazananlar ve kazandıranlardır.!
Elçi kavramı tıpkı diğerler'i gibi asliyet'inden uzaklaştırılan bir nesneye dönüştürülmüştür.
Allah bir mesaj vermek isterse diğer ayetler'ini görmeler'ini sağlayacak bir takım doğa elçiler'inide devreye sokar...rüzgar'ı da elçi olarak kullanır bir başka şeyide..
Hülasa,erdemli ve barış yurdunu imar yolunda her kim mücadele etmiş ise onlar Allah'ın elçileridir.
Allah kimsenin tekelinde değildir.
Bu Allah sadece ortadoğunun Allah'ı değildir.
Eğer alemler'in Rabb'i ise bir şekilde kullar'ına doğru yolu gösterecek erler'in ortaya çıkmasını sağlayacaktır.
Allah Adildir.
Bu erdemli öğretiler'i belirli kalıplara sokma çabaları son derece tehlikeli ve yanlıştır.
Şimdilik bu kadar...
__________________ BİLİNÇSİZ BİR ŞEKİLDE ORTAYA ÇIKAN ALIŞKANLIKLARIN BEDELİNİ HİSSİZLEŞEREK ÖDERİZ...
erdemli olma ve toplumu bu konuda düzenleme ve islah etme konusunda çok gayretli olan değerli kişilere yüce allahın özel bir ikramı ve yardımı olarak ilham yollarını açması söz konusu olabilir...
evrendeki ilahi düzeni sistemi doğru okuyan bu kişiler diğer insanları bu sisteme uygun davranmaya yönlendirmeye çalışma yolunda kendilerini vazifeli görebilirler...
ilahi sistem fıtrata uygun davrananları yüceltip fıtrata aykırı davrananları eziyor olabilir...
bunun farkına varanlar içlerindeki sevgi ve duyarlılık nedeniyle insanları sistemin ezmesinden kurtarmak istiyor olabilirler...
allahu alem...
__________________ O halde yüzünü, Allah'ı bir tanıyarak dine, Allah'ın insanları üzerine yaratmış olduğu fıtratına doğrult. Allah'ın yaratışında değişiklik bulunmaz. Dosdoğru din budur. Fakat insanların çoğu bilmezler.
Kainat ile bütünlüğü sağlayanlar'ın bilgi kanallarının sürekli almaya açık olduklarını söylememiz mümkündür.
Bununda yolu Bağlılığı koparmadan iletişimi her daim sürdürmekle mümkün olacağıdır.Bazı bilgi ve kavramlar çabuk hareket ederler. Bu sizin onları sıkıca kavramanıza bağlıdır. Hafızanıza kaydedip, iliklerinize kadar sıkıca sarılmanız gerekir ki kanallar açık halde kalsın ve arınmayı verebilsin...!
Dolayısıyla önemli olan yaşamak için ne yaptığınız değil, hayat ve yaşam için neler yaptığınızdır...
İşte algı kanalları açık olanlar bu transferi her daim gerçekleştirir.
İşte algı kanaları açıldımı bir kere Hayatında anlamını bulacaksınız.
İnsanoğlunun, iyilikler ve güzellikler içinde bir hedefi olduğunu düşünürseniz, siz de en iyiyi ve güzeli aramaya başlayacaksınız. Aynı zamanda, bu yolda iyiliği ve rahatlığı, çekmeniz gereken acıları ve gereksiz ızdırapları çekeceksiniz. Bu çerçevede hayatın anlamını keşfedeceksiniz.
Ne mutlu erdemi arayan ve sunan kişiler'e...
__________________ BİLİNÇSİZ BİR ŞEKİLDE ORTAYA ÇIKAN ALIŞKANLIKLARIN BEDELİNİ HİSSİZLEŞEREK ÖDERİZ...
Sizin yetkiniz yok foruma yeni mesaj ekleme Sizin yetkiniz yok forumdaki mesajlara cevap verme Sizin yetkiniz yok forumda konu silme Sizin yetkiniz yok forumda konu düzenleme Sizin yetkiniz yok forumda anket açma Sizin yetkiniz yok forumda ankete cevap yazma