HANiFDOSTLAR.NET

 

Kuran Müslümanı
 

(Şahıs odaklı din anlayışından Allah odaklı din anlayışına...)

Ana Sayfa Hanif Mumin  Iste Kuran Kurandaki Din  Kur'an Yolu  Meal Dinle Sohbet Odasi Hanifler E- Kitaplik Kütüb-i Sitte ?  ingilizce Site Kuran islami Aliaksoy Org  Hasanakcay Net Tebyin-ül Kur'an Önerdiğimiz Siteler Bize Ulasin

 

- Konulara Göre Fihrist

- Saçma Hadisler

- Hadislerin-Sünnetin İncelemesi

- Haniflikle İlgili Sorular Cevaplar

- Misakın Elçisi Kim?

- Kuranda Namaz/Salat

- Onaylayan Nebi

- Kuranda Namaz/Salat

- Enbiya 104

- Kuranda Yeminler

- Adem Hakkında Sorular

- Ganimetleri Resulün Eline Nasıl Vereceğiz?

- Allahın ındinde YIL ve DOLUNAYLAR

- Abese ve Tevella

- Hadisçilerce Tahrif Edilen Ayetler

- Mübarek Yer, Mübarek Vakit

- Arkadaş Peygamber

- Kuranın İndirilişinden Günümüze Gelişi

- Bir Türban Sorusu

- Kuran ve Bize Öğretilenlerin Farkı

- Namazın Kılınışı

- Hadislere Göre Namaz

- Kuranda Salat Namaz mıdır?

- Kuran Yetmez Diyen Uydurukçular

- Bizler Hanif Dostlarız

- Sahih Hadis mi İstersiniz?

- Hakkı Yılmaz'ın Tebyin Çalışması

- Kur'anı Anlamada Metodoloji

- Tarikatçıların Çarpıttığı Birkaç Ayet

- Nasıl Kur'an Okuyalım?

- Kur'anı Kerim Nedir?

- Kur'anda Oruç

- Allah'sız Bir Din ve Allah'sız Bir Kur'an İnancı

- Kuransız Bir İslam Anlayışı ve Müşrikleşme

- Meal Çalışmasına Davet

- Allah Şahit Olarak Kafi Değil mi?

- Doğru Hadisleri Ne Yapacağız?

- Kur'andaki Muhammed ve Peygamberlerin Misyonu

- Mahrem, Avret, Ziynet

- Nur Suresi Çeviri-Yorum

- Cilbab

- Resule İtaat Ne Demektir?

- Hadis Kalburcuları ve Kalburları

- Kur'anı Kerim'in İndiriliş Gayesi

- Kur'anda Amellere Karşı Cahili Yaklaşım

- İslamdışı İnanışlara Kur'andan Örnekler

- Biri Şu Haram Üretim Tesislerini Kapatsın

- Tasavvufta İslam Var mı?

- İslamda Delil Sorunu

- Kurban Kesmek

- İlahi Hitabın Serüveni

- Ecel Nedir?

- Şirk, İşrak, Müşrik, Müşareke, Müşterik

- Büyü Yapan ve Yaptıranlar

- Peygamberlere Karşı Rabbani Yaklaşımlar

- Salat-ı Tefriciye yada Zikri Çarpıtmaya Bir Örnek

- Mucize Nedir?

- Ayrılıkların Nedenleri

- Sıfır Hata veya Kur'an

- Haniflik Nedir?

- Rabıta İle Şeyhlere Tapanlar

- Hadis Zindanının Mezhepçi Mahkumları

- İslam Dininin Öğrenilmesinde Kaynak Sorunu

- Fasık ve Münafıkların Genel Tanımlaması

- Hadisler, Hıristiyanlık ve Selman Rüştü

- Kur'anı kerim'in İndiriliş Gayesi

- Müstekbirlere Karşı Cahili Yaklaşım

- Halis-Hanif İslam

- Kur'anda Şefaat

- Fuhuş Tellalı Tefsirciler

- Hayızlıyken Neden Namaz Kılınmasın?

- Cebrail, Vahiy, Melek

- Dindarlıkta Müşrikleşme Temayülü

- Büyü Yapan ve Yaptıranlar

- Yaratılış, Adem, Havva

- Kur'an Yerel mi, Evrensel mi?

- Reform Dinde mi, Dindarlıkta mı?

- Ne Mutlu Tağutu Olmayanlara

- Peygambere Saygı(?)

- Hadislere Kanıt Diye Gösterilen Ayetler

- Allah Nazara Karışmadı mı?

- Kur'anı Kerimle Amel Etmek Mümkün mü?

- Kur'anda İnkar Edenlerin Vasıfları

- Müminlerin Vasıfları

- Allah'ın Vasıfları

- Kur'anın Vasıfları

- Dine Karşı Cahili Yaklaşımlar

- Kur'an Merkezli Din

- İrin Küpü Patladı; Mevlana

- Hurafe ve Bidatlar

- Peygamberi Tanrılaştırma

- Hz. İsa'nın Ölümü

- Allah'ın Mesajının Adı: Kelamullah

- Allah'ın Resule Uyarıları

- Kur'ana Göre Tenkit ve Eleştiri Nasıl Olmalı?

- Kur'anda Sevgi

- Sofuların Devlet Desteğiyle Desteklenmesi

- Hans Von Aiberg Aldatmacası

- Kabir Azabı Safsatası

- Kur'an Kıssalarının Önemi; Masal Değiller

- Kur'anda Toplumsal Sünnetler

- Tefsirde İsrailiyyat

- Kardeş Evliliği Olmadan Çoğalma

- Hans Von Aiberg Tutuklandı

- Kur'anda Tevbe Kavramı

- Yaşar Nuri Öztürk'ün Yorumuyla Namaz

- Karadelikler; Bir Büyük Yemin

- Mezhepçilerin Ümmi Açmazı

- Kabe Nedir? Mekkede midir, Kudüste mi?

- Kur'anda Ruh Kavramı

- Kur'anda Nefs Kavramı

- Amin Kavramı ve Putperestlik

- Diyanet İşleri Başkanlığının Sitemize Cevabına Cevaplar

- Resul ve Nebi -1

- Resul ve Nebi -2

- Sapık Bir Fırka: Hansçılar

- Cihad mı, Çapulculuk mu?

- Kur'an Deyip Namazı Yok Sayanlar

- Cennete Sadece Müslümanlar mı Girecek?

- Kur'anda El Kesme Cezası var mı?

- Nazar veya Göz Değmesi Var mı?

- Şehadet Getir, Münafık(?) Ol

- Kur'anda Eleştiri Metodu

- Hacc Mekkede mi, Bekkede mi?

- İslami Tebliğde Kur'an Metodu

- Saptırılan Kavram: Mekruh

- Kur'anda Cuma Namazı var mı?

- Of Be Kader, Allah mı Suçlu Yoksa Biz mi?

- Kader Açısından Cebir ve İhtiyar

- Baban Peygamber Olsa Ne Yazar

- Kur'anda İnsan Hukuku

- Vahdet-i Vücud, Şirkin Alası

- Tasavvufi Bilginin Kaynağı Vahiy mi?

- İslam'da Resullük Son Bulmuştur

- Teveffi Kelimesi ve Arap Dili

- Tasavvuf Üzerine Düşünceler

- Nefis Mertebelerinin İç Yüzü

- Allah Rızası Anonim Şirketi; Tarikatlar

- Tasavvuf ve Eşcinsellik -1

- Tasavvuf ve Eşcinsellik -2

- Nakşi Şeyhi Allah'ın Avukatı mı?

- Kur'anda "ve+la" Öbeği

- Putlar ve Tapanlar

- Son Peygamberimizin Okuma Yazması

- Mesih ve çarpıtılan Bir Ayet

- Hac İzlenimleri

- "Üzerinde 19 var" da Son Nokta

- Secde Emri

- Kur'andaki Hac

- Aracıların Gaybı Bildiği İnancı

- Tarikatçı - Müşrik Karşılaştırması

- Gazali'nin Kadına Bakışı

- Kur'anda Kadına Verilen Önem

- Başörtüsü Allah'ın Emri Değil

- Başörtüsü Takmak Kur'anda Var mı?

- Kur'anda Kadın Dövmek Var mı?

- Cariye, Köle; Utanmaz Mealciler

- Kadına Yönelik Şiddet

- Sünnet Edilen Kızın Öyküsü

- Erkekçe ve Kadınca Meal Konusu, Nebe 33. Ayet

- Harem - Selamlık Kimin Emri?

- Zina, Evlilik ve Örtünme Adabı

- Cariyeleri Aç, Hür Kadınları Kapat (!)

- Çok Eşliliği Yasaklayan Ayetler

- Kur'ana Göre Evlilik Hukuku

- 2 Kadın = 1 Erkek, Uydurma mı?

- Danimarkalı mı Sapık, Buhari mi?

- Ebu Hanife, Cariyenin Avreti

- Nisa 25, Hür Kadın ve Fahişe İfadesi

- Maymunların Hadisi ve Recm Vahşeti

- Hz. Muhammed'in Tebliği

- Peygamberi Tanrılaştırma

- Angarya Haline Getirilen İbadet

- Buhari'nin Hadislerini Buhari Yazmamıştır

- Hadis ve Sünnet Gerçeği

- Uydurma Hadisler, İslamın Kara Boyası

- Hadisler Dinin kaynağı Olamaz

- Uydurmaların Sınırı Yok; Şeytan Geyiği

- Beşeri Hükümler Neden Kutsal Oluyor?

- Hadis - Kur'an Çelişkisi

- Kur'anda/Dinde Olanlar ve Olmayanlar

- Cehennem'den Çıkış Yok

- Kur'anda Tağut

- Ebu Hureyre Gerçekte Kimdir?

- Hadis - Mantık Çelişkileri

- Kurban ve Kurban Bayramı Nereden Geliyor?

- Hadislere Göre Kur'an Eksiktir

- Bildiri: İslam Anlayışında Reform

- Arapça mı, Arap Saçı mı?

- Koca mı Üstün, Allah mı?

- Esbab-ı Nüzül Komedi Hadisleri

- İşte Geleneğin Dini

- Ulul Emir İle Kim Kastediliyor?

- Kul Hakkı

- Yezidi Bir Gelenek: Aşure Tatlısı

- Hz. İbrahim'den Asrımıza Dersler

- Taklitçiliğin Boyutları

- Seb-ul Mesani Nedir?

- Kelle Sayılarak Gerçek Bulmak

- Kıyamet - Mahşer Günü ve Sonrası

- Kur'anda Namaz Vakitleri

- Kur'anda Cuma Konusu

- Salih Olmak Yetmez

- Hudeybiye Anlaşması Uydurma mı?

- Kitap Yüklü Eşekler

- Kur'andaki Hac

- Hz. Nuh'un Oğlu Kimdi? İftira mı?

- Ruhun Ağırlığına Başka Bakış

- Hz. İbrahim Yalancı Değildi

- İncil'de Kadına Bakış

- Şirkin Büyüğü Küçüğü Olur mu?

- Kur'andaki Abdest ve Hijyen

- Din de Bir Araçtır

- Kur'an Okumanın Zararları

- Kur'anda Dua Ayetleri

- Kur'anda Tarih Kavramı ve Bilinci

- Şekilsel Secde Kur'anda Yok mu?

- Salat ve salatı İkame

- Kur'andaki Emr Kavramı Üzerine

- Dindar İnsanlar Şirk Koşar

- Alak Suresinin İlk Beş Ayeti

- Men Arefe'nin Çözümü

- Kur'andaki Av Yasağı

- Fıtrat ve Namaz Vakitleri

- Kur'anda İnsan Hukuku

- Din Büyüklerini Tanrılaştırma

- Allah'a ve Muhammed'e Değil

- Kur'andaki Örnek Tevekkül

- Şekilsel Rüku Kur'anda Yok mu?

- Hz. İbrahim Kuşları Kesti mi?

- Ehli Sünnet Dininin Anayasası

- İnsan Allah'ın Halifesi mi?

- Kur'an Üzerinde Düşünmek

- Şirkin Kuyusuna Düşenlere Uyarılar

- Kur'an Ölülere Okunmak İçin mi İndirildi?

- Ayda Okunan Kur'an Masalı

- Hz. İbrahim, Safa ve Merve Masal mı?

- "Haç"er-ul Esved (!)

- Mevlana Sahte Bir Peygamber Değil mi?

- Tasavvufun Tanrısı İki Zıttır

- Kur'andaki Tasavvuf: Teveccüh

- Önce Batıl ve Hurafe İle Savaşalım

- Resuller Haram Kılamaz mı?

- Elçi Muhammed ile İnsan Muhammed'in Farkı

- Tarikatlarda Aracılar Rezaleti

- Nur Suresi 31. Ayet Nasıl Çarpıtılıyor?

- Sırat Kıldan İnce, Kılıçtan Keskin mi?

- Kur'anda Zalimler

- Bütün Mehdileri Çöpe Atıyoruz

- Kur'ana Göre Ramazan Ayı ve Haram Aylar

- Tasavvufçuların İlahı; Varlık ve Yokluk

- Tasavvufçuların Küçük Putları

- Sünnet Etmek yaratılışı Değiştirmedir

- Son Peygamberimizin Mektupları

- Fıtrat ve Namaz Vakitleri

- Mescid-i Aksa Nerede?

- Büyük Kandırmaca: Hadis

- Kur'an Neden Arapça Olarak İndirilmiştir?

- Kimin dini? Kimin Kitabı? Kimin Meali?

- Evliya Kelimesinin geçtiği Ayetler

- Şimdiye Kadar Yaşanan İslam

- Ayın Yarılması Diye Bir Mucize Yoktur

- Kabe Dikili Taş Değil mi?


Up | Down | Top | Bottom
 
Şu da emredildi: Yüzünü dine bir Hanif olarak çevir. Sakın müşriklerden olma.

Yunus Suresi 105

Ben bir Hanif olarak yüzümü gökleri ve yeri yaratana döndürdüm. Müşriklerden değilim ben.

Enam Suresi 79

İbrahim ne bir Yahudi idi, ne de bir Hıristiyan. O sadece hanif bir müslümandı. O müşriklerden değildi.

Ali İmran Suresi 67

Şu da kuşkusuz ki, İbrahim başlıbaşına bir ümmetti; bir Hanif olarak Allah'ın önünde eğiliyordu. Müşriklerden değildi.

Nahl Suresi 123

De ki Allah doğrusunu söylemiştir / vaadinde sadıktır.Haydi artık Hanif olarak İbrahim'in Milleti'ne uyun! Müşriklerden değildi o.

Ali İmran Suresi 95

Allah'a ortak koşmadan, Hanifler olarak... Allah'a ortak koşan kişi, gökten düşmüş de kendisini kuşlar kapışıyor veya rüzgar onu uzak bir yere fırlatıp atıyor gibidir.

Hacc Suresi 31


Up | Down | Top | Bottom

HABERLER

 

 








 

 

  Hanif Islam

 

Bilim
 Hanif Dostlar Ana Sayfa -> Bilim
Konu Konu: Evrimin Evirip Çevirdiği Şeyler Yanıt YazYeni Konu Gönder
Yazanlarda
Gönderi << Önceki Konu | Sonraki Konu >>
el_turki
Uzman Uye
Uzman Uye


Katılma Tarihi: 15 mayis 2008
Gönderilenler: 425
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı el_turki

algılara,algılama kapasitelerine göre anlatım olmaz.bilim adamlarınında algıları ve kapasiteleri farklıdır.anlatım tekdir.anlamda tekdir.herkes kapasitesine göre TAM DOĞRU ya ulaşır.



__________________
De ki: «Ey ehl-i kitap! Tevrat'ı ve İncil'i ve size Rabbiniz tarafından indirilmiş olanı ikame edinceye kadar hiçbir şey üzerinde değilsinizdir.» ALLAH HERŞEYİN EN DOĞRUSUNU BİLİR.
Yukarı dön Göster el_turki's Profil Diğer Mesajlarını Ara: el_turki
 
aliaksoy
Uzman Uye
Uzman Uye


Katılma Tarihi: 05 subat 2007
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 989
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı aliaksoy

el_turki Yazdı:
algılara,algılama kapasitelerine göre anlatım olmaz.bilim adamlarınında algıları ve kapasiteleri farklıdır.anlatım tekdir.anlamda tekdir.herkes kapasitesine göre TAM DOĞRU ya ulaşır.



Selam El-Turki,

Hayır bilakis, algılama kapasitesine göre anlatım olması gerekliliğinin en güzel kanıtı sizin yazdıklarıma verdiğiniz cevaplardır.

Esen kalın. 


__________________
"(Onu size indirdik ki) <Kitap, yalnız bizden önceki iki topluluğa indirildi, biz ise onların okumasından habersizdik (o Kitâpları okuyamıyor, dillerini anlayamıyorduk)> demeyesiniz."(En'am,156)
Yukarı dön Göster aliaksoy's Profil Diğer Mesajlarını Ara: aliaksoy Ziyaret aliaksoy's Ana Sayfa
 
fazıl
Yasaklı
Yasaklı


Katılma Tarihi: 06 subat 2011
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 335
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı fazıl

Prizma..

ona gelen ışığı 6 veya 7 renge böler.. gelen ışığı bu
renkler oluşturur..

bir nesne durum bilgi karşısında, algının merkezi olan
bilinçte, törpülenmemiş bir katarakt varsa, görüş anlayış
net olmaktan uzaktır. Şeylerin bilinçlerde tezahürü
farklıdır ancak esas ulaşılması gereken nokta, şeylerden
yansıyan ışığın dilimlendiği o son nokta prizmadır.
Prizma der ki, o ışık içinde bir beyaz yok ve hatta o bir
beyaz; bir renk bile değildir.

Kataraktın oluşmadığı ve aynı zamanda o noktada bir
prizmanın da oluşuma geçmediği bilinçler, gelen ışığı tek
ve beyaz renk olarak bildireceklerdir, oysa bu doğru
değildir.. beyaz ışığı renk olarak niteleyen bilince,
prizmanın gücünü derhal kopyalamak imkan dışıdır amma o
oluşum için ilk adımlar ve sonraları imkan dışı değildir.
Bu bir süreçtir, kişiden kişiye vakit değişir.

Gerçek, sadece prizma bilinçle idrak edilebilir, ve çok
yönlü düşünebilmek içinse, öncelikle ön yargıların
kapladığı alan boşaltılmalı, olmuyorsa eğer, en azından
yer açılmalıdır. Zaman içinde, o ışığın gerçekte beyaz
ve beyazın bir renk bile olmadığını söyleyenlerin, her
geçen gün arttığı meraklı bir kalabalığın oluşumu
mümkündür elbet. Ama bu bir iştir de. Zaman emek sabır ve
en beteri merak heves ister. Sonuç olarak, her bireyin
doğrusu, gerçek doğru olmaktan uzaktır. Bazılarının
doğrusu gerçekten doğrudur. Yaban Tv de alacakarganın bir
düşman olduğu ve hatta diğerlerinin yumurtasını yeyip
kendi yumurtasını ve yavrusunu diğerine büyüttürecek
kadar zeki bir kuş olduğundan bahsedilir. Oysa onun
davranışını biz, asalak davranışı olarak algılarız ilk
anda ve zaten anlatıcının da andığı bu.
Kuş düşman. Çünkü o diğer nesilleri kurutan ve hatta
neslini diğerlerine büyüttüren bir keyf ehli. Bu bakış,
ışığı beyaz görmektir oysa o kuşun davranışının bir
vahyedilen olduğunu fark etme çalışmasına girdiğimizde,
varsa katarakt; çözülme aşamasına girmiş yoksa; prizmanın
ilk taşları oluşmaya başlamış demektir.

Saygılarımla.



Yukarı dön Göster fazıl's Profil Diğer Mesajlarını Ara: fazıl
 
kutupaneci
Uzman Uye
Uzman Uye


Katılma Tarihi: 25 mart 2008
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 156
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı kutupaneci

Selamlar.
Bazan insanın aklını karıştıran dönemler olur. Böyle zamanlarda insan tutunacak sağlam bir dal, yaslanacak bir ağaç arar.
Bilim yada ilim yani bilgi evet bir ışıktır. Ancak fener balığı da derin karanlık denizde küçük bir ışık yakar ve avını bekler.
Işığın kaynağı çok önemli olduğu gibi bilginin kaynağı da önemlidir.
Evrim konusu tarih boyunca hep Allah ı inkar edenlerin tutunduğu bir dal olmuş. İnananların tutunduğu dal ise vahiydir.
Her ikisini de bir an için ortadan kaldıralım. Vahiy yok, evrim diye bir fikir de yok. O halde hangisinin yokluğu bizi değişitirir di? Veya hangisinin yokluğu karanlıkta bırakır dı?
Bilim dünyası bize hergün bir dolu şey aktarıyor. Aktarıken de bu bilgileri yorumlayıp veriyorlar.
Şimdi ben de bilgileri yorumlamaya başlayayım.
Aslında değişim her canlının genlerine yazıldığı kadar vardır. Genlerde kayıtlı olduğu kadar değişebilirler. Bazı canlıların insana olan dna benzerliği, insanların onlara yakınlık kurabilmesi içindir. Onlardan faydalana bilmesi içindir.
Eğer sürekli bir evrilme olsaydı insan, kanatlarını, solungaçlarını, kuyruğunu, pençelerini, zehirli dişlerini kaybetmek istemezdi. Hepsi her halde işimize yarayacak organlar. Ve kesinlikle sadece zihnen değil fiziken de en üstün canlı olurduk.
Binlerce yıldır insanlarla yaşayan kediler, köpekler, atlar çoktan konuşmayı öğrenmiş olmalıydı.
İnsanlar hemen her bin yıl küçücük de olsa bir evrim geçirmeliydi.
Tabi evrilmiş bir insanı tarif etmede de sıkıntılılar. Yani bundan daha güzel bir canlı resmi çizebilir miyiz? Yada bize daha güzel görünebilecek.
Hazır güzel demişken, güzelin tarifini yapabilen var mı? Evrendeki güzellik ölçüsü altın oranı kim keşfettiyse! Her canlı da var. Her değişimi geçiripte altın orandan vazgeçmeyişin nedeni ne?
Bilgi su gibi akıyor ama suyu kirletenler onu doğru kullanamayanlar var.
Devam edeceğim inşallah.




__________________
Artık sadece kainat kitabını okuyorum. Daima Rabbime teşekkür ederek.
Yukarı dön Göster kutupaneci's Profil Diğer Mesajlarını Ara: kutupaneci
 
adalet
Uzman Uye
Uzman Uye
Simge

Katılma Tarihi: 02 ekim 2006
Gönderilenler: 1195
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı adalet

Roni Margulies: Şempanzeden bana

İnsanı Tanrı’nın şıp diye bugünkü haliyle yarattığına inananları anlamak zor değil.

Gerçek hikâye gerçekten de çok uçuk çünkü.

Eğri oturup doğru konuşalım; durup dururken ortaya çıkan tek hücreli bir yaratığın değişe değişe 100 trilyon hücreli bana dönüşmesini mi anlamak kolay, bilinmedik bir gücün birkaç günde dünyayı yarattıktan sonra beni bu halimle yaratıp yedinci gün dinlendiğine mi inanmak?

Tamam, ikisi de insan beyninin algılama kapasitesini zorluyor, ikisini de akıl almaz, ama vallahi ikincisine inanmak daha kolay.

Oysa gerçek, o tek hücrenin dört milyar yılda bana, lüfere ve papatyaya dönüşmüş olması!

Üstelik, akıl almaz değil, aklımız almış, sürecin nasıl olduğunu, niye ve ne şekilde geliştiğini tüm ayrıntılarıyla biliyoruz. Bilemediğimiz tek tük eksik kısımlarını da her geçen gün buluyor, tamamlıyoruz.

Her çocuk (insan çocuğu, lüfer çocuğu, papatya çocuğu) nasıl bir yaratık olacağını belirleyen genlerinin yarısını anneden yarısını babadan alıyor; anne ve babanın genleri kopyalanıp çocuğa geçiyor. O nedenle lüferin oğlu lüfer oluyor ve ben babama çok benziyorum.

Genler kopyalanıp çocuğa geçerken bazen fotokopi hataları oluyor. Bir gen ‘mutasyon’a uğruyor, farklı geçiyor çocuğa. O gen önemsiz bir gen olabilir, o zaman pek bir şey değişmiyor. Ama çocuğun önemli bir özelliğinin değişik olmasını sağlayan bir gen de olabilir; o zaman çocuğun rengi farklı, boyu uzun veya dişleri sivri olabilir.

Bu farklılık nedeniyle çocuk çevreye daha zor uyum sağlayarak yaşam mücadelesinde sorunlu hale gelebilir. O zaman zaten erken ölür, az ürer ve o gen yok olur gider. Ama tersi de olabilir. Rengi değiştiği için onu yiyen hayvanlara görünmez hale gelebilir, boyu uzadığı için daha yüksekteki yapraklara erişiyor olabilir, dişleri sivri olduğu için palamut yiyebilecek hale gelebilir. Yani çevresine daha uygun, yaşam mücadelesinde daha avantajlı bir duruma gelebilir. O zaman uzun yaşar, daha çok ürer ve zamanla o gen nüfusun bütününde mevcut olur. Yeni bir hayvan türü çıkmıştır ortaya. Daha iyi, daha kötü filan değil, çevreye daha uyumlu bir hayvan.

‘Doğal seçilim’ olmuştur.

Gen mutasyonları hep oluyor. Çoğunun hiçbir sonucu yok. Ama yaratığın doğal çevresine daha uyumlu olmasını sağlayan mutasyonları doğa, bir anlamda, “seçiyor”.

Evrim süreci aşağı yukarı bundan ibaret.

Nezle virüsü bizim gibi yılda bir üremiyor ve ürediğinde tek bir çocuk doğurmuyor. Her gün üreyip milyonlarca çocuk üretiyor. Dolayısıyla, çok sayıda yeni mutasyon oluyor. Ve bunlardan pek çoğu virüse yeni bir avantaj kazandırıyor, çevreye (yani insan vücuduna) daha uyumlu ve biraz farklı bir virüs haline gelmesini sağlıyor. Virüs evrimleşiyor.

Nezle gibi basit bir sorunla, üstelik nedenini gayet iyi bildiğimiz bir sorunla, bu yüzden bir türlü başedemiyoruz. Bir ilaç buluyoruz, “Tamam, bu sefer oldu” derken, herif değişiveriyor, bulduğumuz ilaçtan etkilenmeyen farklı bir virüs haline geliveriyor.

Ağaçlarda yaşayan, dik durup yürüyemeyen, maymuna benzer bir hayvan milyonlarca yıl boyunca çeşitli mutasyonlar geçirerek iki ayak üzerinde yürüyen, kılsız, büyük beyinli, konuşabilen, çok sosyal bir hayvana dönüşmüş.

Değişimin her aşaması, yürümek, kılsızlık, büyük beyin, konuşmak, sosyallik, o hayvana o günün çevre koşullarında bir avantaj sağlamış, kalıcılaşmış.

Ve büyük beyin o kadar büyümüş ki, geri bakıp bu süreci merakla izleyip çözecek, anlayacak hale gelmiş!

Bunların hiçbiri “teori” değil. Yerçekimi kanununu ne kadar iyi biliyor ve anlıyorsak, evrim sürecini de o kadar biliyor ve anlıyoruz. Genleri, mutasyonları, mutasyonun niye ve ne kadar sık olduğunu, hangi genlerin ne zaman değiştiğini, şempanze ile insanın ortak atasının ne zaman farklılaşmaya başladığını, ondan sonra ne tür hayvanların nasıl değişerek insana doğru evrildiğini biliyor ve anlıyoruz.

Bu bilgi Tanrı fikriyle çelişir mi?

Zurnanın zırt dediği yer, bazıları için, burası.

Amerikan üniversitelerinde evrim dersleri veren koyu Katolik profesörler çelişmediğini düşünüyor besbelli.

Amerika’nın cahil çoğunluğu ise, çeliştiğini, evrimin sadece bir “teori” olduğunu düşünüyor.

Bir şey doğruysa, neyle çelişip neyle çelişmediğini o başka şeye inananlar düşünmek zorundadır.

Beni ilgilendirmez.



__________________
"Bir kavme olan kininiz sizi adaletten ayırmasın.."
Yukarı dön Göster adalet's Profil Diğer Mesajlarını Ara: adalet
 
fazıl
Yasaklı
Yasaklı


Katılma Tarihi: 06 subat 2011
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 335
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı fazıl

Yazının temeli nedir?

Evrim teorisinin iki şıkkı var, ilki bir Rab kaynaklı, ikincisi Rabsızlığının delili mi?

Her nedendir bu adamlar, tek hücrelin o kadar süreci geçirmesini doğal varoluş olarak niteleyip yaradanı dışlarken, zınk diye bir varoluş fikrini bir Rabbın varlığına eşitlerler. Yani zınkçılar, bir yaradana inanan, süreçcilerse yaradansız varoluşa inananlar olarak ayrışanlar olarak ve hatta aşağılamak için, verdikleri örnek bu olmalı:

Amerikan üniversitelerinde evrim dersleri veren koyu Katolik profesörler çelişmediğini düşünüyor besbelli.

Eğer siz, varoluşa bir süreç ve üstüne üstlük birde rab fikrini eklersiniz, en az abd halkı kadar cahil ve bir o kadar da o koyu bağnaz katoliklerle aynı seviyeye inmiş olursunuz.. Süreçli yaratımı Rabba yakıştırmayan desek eh belki iyi niyet deriz lakin, süreçli yaratımı bir rab fikriyle bağdaştırmayan ve değil yakıştırmak rabbın adını bile anmayan bunlar, hakikaten tek kelimeyle kereste olmalılar.

Yukarı dön Göster fazıl's Profil Diğer Mesajlarını Ara: fazıl
 
kutupaneci
Uzman Uye
Uzman Uye


Katılma Tarihi: 25 mart 2008
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 156
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı kutupaneci

1-    Durup dururken evrenin ortaya çıkması, durup dururken tek hücreli canlının ortaya çıkması. Bunlar nerede duruyorlardı da bir den var olmak istediler? Ayrıca bu akla aykırı bir durumdur ki, olmayan bir şeyin var olmayı istemesi de söz konusu olamaz. O halde bu canlı istemeden kendi dışında bir takım maddelerin etkileşimi sonucunda meydana geldi! Bakınız canlı diyoruz. Can kendiliğinden ortaya çıkabilir mi? Çıkabilir deniyorsa ispat edilmelidir. Laboratuvarda hiçbir canlı organizma protein v.s. kullanılmadan tek hücreli üreyebilen bir canlı yapılabilir mi?

2-    Tek hücre nin eşi olmadığı için kendisi ikiye bölünerek çoğalması gerekiyordu. Ama çoğalması gerektiğini ona kim söyledi yada öğretti?

3-    Diyelim ki yalnızlıktan sıkılıp! bölünmek istedi. Bunun için her şeyini kopyalaması gerekiyor. Ancak bu kopyanın kendisi gibi olması için tüm karakteristik ve yaşamsal bilginin de aktarılması gerekir. Bunun bilincine nasıl sahip olabildi de dna yı yarattı.

4-    Evrimcilerin iki tane tanrısı var. Hatalı gen aktarımı dedikleri mutasyon ve doğal seçim. Buna göre hatalı gen aktarımı olmasaydı biz şu an yoktuk. Yani mutasyon şart. Bu durumda hata=yaşam. Yani aslında hatalar yaparak bu günümüze kavuştuk. Bu hikaye bana çok tanıdık geliyor. Ademin hata yaparak cennet ten kovulması ve insanların dünya ya yayılması. Doğal seçim ise kendini ismen ele veriyor. Ortada bir seçim var. Tercih uyum sağlayandan yana. Uyum sağlanan ise doğa. Yani aslında hem canlılar kendi kendini yaratmış hem de kendi kurallarını koymuşlar. Bu hikaye de tanıdık geliyor. Allah ın evreni yaratması ve kendi kurallarını koyması.

5-    Grip virüsü devamlı mutasyon geçirip, evrimleştiğinden her yıl bulunan ilaçlar ertesi yıl işe yaramıyormuş. Nedense bu virüs hep grip virüsü olarak kalmaya devam ediyor? Artık bakteri olup kendi ayaklarımın üstüne basayım demiyor. Yada bütün grip virüsleri zamanla başka bir hastalık yapıcı virüse dönüşmüyorlar.

6-    Ağaçtan inip iki ayak üstünde yürümeye karar vermek için insan nasıl bir uyum sorunu yaşadı? Pençeleri ve yırtıcı dişleri olmayan savunmasız insan için ağaçlar daha güvenli değil mi? Yada neden tüylerini kaybedip, elbiseye muhtaç kaldı? Soğuktan nasıl korundular? Evrimciler cevap değil soru üretiyorlar.

7-    Büyük beyin evrime esas ise balinanın beyni bizimkinin altı katı. Vücut ağırlığına göre yunus beyni insandan 1,6 kat daha büyük.

8-    Yerçekimi kadar gerçek olduğu söylenen evrim teorisi tabi ki ispata muhtaçtır. Ancak ne evrimin çok küçük bir süreci, minik bir mutasyon görülmekte, ne de olması gereken milyarlarca mutant yaratıkların fosilleri bulunabilmekte. Türlerin varyasyonlarını mutasyon sayamayız. Varyasyonlar çekinik genlerden kaynaklanır. Önceden geçiş türlerden bahsediyorlardı ama geçiş türleri bulamayınca şimdi her türün her ferdi geçiş ürünüdür diyorlar.

9-    Eğer bilimsel netlikte evrim teorisini çürütmek isterseniz indirgenemez komplekslikteki canlılara ve organlara bakın. Örneğin kuşların, akciğer ve solunum sistemlerinin tüm canlılardan farklı tasarımı ve muhteşem kanat yapıları yeterli gelecektir.



__________________
Artık sadece kainat kitabını okuyorum. Daima Rabbime teşekkür ederek.
Yukarı dön Göster kutupaneci's Profil Diğer Mesajlarını Ara: kutupaneci
 
aliaksoy
Uzman Uye
Uzman Uye


Katılma Tarihi: 05 subat 2007
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 989
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı aliaksoy

Selam Kutupaneci kardeşim,

Evrimi sadece Harun Yahya belgesellerine ( yani Amerikan klise materyallerine) bakarak öğrenmeye çalışmasan daha iyi edersin.

En azından onların yalanı / uydurması yüzünden zor duruma düşmezsin.

Güzel olan, iddia sahiplerinin hepsini dinlemek, ileri sürdükleri delilleri irdelemek, sonra ne "bilim" denen bir şeye, ne başkasına, gerçeğe teslim olmaktır.

Çünkü bilgi kısıtlıdır. Artar, eksilir. Bilim, bu gün dün söylediği şeyi inkar edebilir. Zaten bunu yapanlar (dün bilim adına söyleneni bu gün değiştirenler) gerçeği arayanlardır.

Zanna dayalı bir hususu savunmak adına, aşikar bir gerçeği reddedersen, eninde de sonunda da gerçek karşına dikilir.

Yazılarından gördüğüm şey, iddiaları biraz eksik araştırmışsın. Ve yahut belki biraz yanlı dinlemişsin, iyice kulak vermemişsin.

Ve yazdıkların arasında yer yer gerçekle yakından uzaktan alakası olmayan hususlar / misaller de var.

Örneğin araform tabiri ve talebi evrim savunurlarının değil, karşıtlarının üretimidir.

Örneğin, kısa zaman aralıklarında evrim geçiren bazı canlılara ilişkin "somut" misaller var. Bir örnek olarak plastiği sindirebilen bakteriler konusunu irdelemelisin.

Detaya çok inmek istemiyorum.

Ancak, yazdıkların arasında mesela "can" kavramının nasıl ortaya çıktığı hususu evrim açısından çok önemli. Ben şimdiye kadar bu hususta bir bilgi göremedim. Zaten bunu yazı dizimde de dile getirdim.

Yeryüzünde hayatın nasıl şekillendiğini araştıran onbinlerce bilim adamı, işini bitirip tatile çekilmiş değiller. Bundan 15-20 yıl önce ortalıkta olmayan nice kanıtlar şimdi ellerinde. Elbette gerçeği arayışları devam edecek.

Mesela indirgenemez komplekslikten bahsetmişsin. Ezbere ve acele gitme. Bunun için verilen en çetin misal göz idi ve o konuyla ilgili çok ciddi delillerle cevap verdiler. Yazımın içerisinde buna dair link de verdiğimi hatırlıyorum. Araştıran kimse için başka deliller de var.

Eğer meseleleri daha gayretli bir biçimde anlamaya çalışırsan daha doğru neticelere ulaşacağına eminim.

Görmek istersen, görürsün.

Görmek istemezsen bütün canlıların bütün halleri topraktan diriltilip sana gösterilse yine de görmezsin. Bu hikaye de çok tanıdık bir hikayedir.  

Esen kal.


__________________
"(Onu size indirdik ki) <Kitap, yalnız bizden önceki iki topluluğa indirildi, biz ise onların okumasından habersizdik (o Kitâpları okuyamıyor, dillerini anlayamıyorduk)> demeyesiniz."(En'am,156)
Yukarı dön Göster aliaksoy's Profil Diğer Mesajlarını Ara: aliaksoy Ziyaret aliaksoy's Ana Sayfa
 
kutupaneci
Uzman Uye
Uzman Uye


Katılma Tarihi: 25 mart 2008
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 156
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı kutupaneci

Selam Ali kardeşim,

Unutma ki evrim teorisi, bir molekülün kendini kopyalamayı başarıp dna nın temelini oluşturduğu zannına dayanmaktadır. Bu zandan yola çıkarak her şeyi bunun üzerine kurmuşlardır. Bir başka zanları da, dna daki hataların muhteşem organlara yol açması. Oysa biliyoruz ki, dna daki hatalar çakışıp sakat doğumlar olmasın diye yakın akraba evliliği yapmıyoruz.

Ateistlerin sarıldığı evrimsel süreç Tanrının olmadığını ispat edemiyor. Canlı-cansız varlıklardaki oluş, değişim, dönüşüm yüce bir aklı ve dizaynı işaret ediyor.

 

Aslında tüm bu bilgiye dayanan iddialar bir kenara, işin bir de felsefi boyutunu irdelemeliyiz.

Diyelim ki tanrı yok ve evrim doğru. Bu durumda şu aşağıda yazdıklarıma ne diyeceksiniz?

 

Şuan kullandığımız tüm ilaçları, aşıları çöpe atmalıyız. Çünkü evrime ters. Herkes doğal yollarla iyileşmeli ve sadece doğal seleksiyondan başarılı çıkan sağlam bireyler yaşamalı.

 

Özürlü doğan insanların yaşaması ve üremesi sakıncalı olacağından onlara destek vermemeliyiz. Tüp bebek olayı zaten hiç olmamalı.

 

Zenginlik ve varlık miras yoluyla babadan oğula geçmemeli, onu hak eden zeki ve çalışkan kişilere verilmeli.

 

Teknoloji de evrime ters. Doğal olmayan çözümler bireyleri zayıf düşürüp, yaşam mücadelesinden koparıyor.

 

Doğum kontrolü yapılmamalı. Kontrol evrim sürecine bırakılmalı.

 

Ahlak evrime ters. Çünkü evrim teorisine göre güçlü ve zeki olan haklıdır.



__________________
Artık sadece kainat kitabını okuyorum. Daima Rabbime teşekkür ederek.
Yukarı dön Göster kutupaneci's Profil Diğer Mesajlarını Ara: kutupaneci
 
fazıl
Yasaklı
Yasaklı


Katılma Tarihi: 06 subat 2011
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 335
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı fazıl

Sevgili Kütüphaneci, Ali Aksoy haklıydı, dikkatlice
okumalıydınız ama olmamış. Şöyle diyorsunuz; Ateistlerin
sarıldığı evrimsel süreç Tanrının olmadığını ispat
edemiyor. Diyelim ki tanrı yok ve evrim doğru.

Bakınız çıkış noktanız yanlış. Evrim süreci, Yaradanın
sünnetullahıdır, en azından biz burada bunu gördük.
Atelerin sarıldığı evrim süreci, bizler için,
Allahsızlığa değil, aksine Allahın varlığına işarettir.
Tanrı varsa evrim yok, tanrı yoksa evrim var önermesi
baştan yanlıştır. Ateler velev ki, kendiliğinden varoluşu
düşünüyorlarsa, bu onların sorunudur.
Yukarı dön Göster fazıl's Profil Diğer Mesajlarını Ara: fazıl
 

<< Önceki Sayfa Sonraki >>
  Yanıt YazYeni Konu Gönder
Yazıcı Sürümü Yazıcı Sürümü

Forum Atla
Sizin yetkiniz yok foruma yeni mesaj ekleme
Sizin yetkiniz yok forumdaki mesajlara cevap verme
Sizin yetkiniz yok forumda konu silme
Sizin yetkiniz yok forumda konu düzenleme
Sizin yetkiniz yok forumda anket açma
Sizin yetkiniz yok forumda ankete cevap yazma

Powered by Web Wiz Forums version 7.92
Copyright ©2001-2004 Web Wiz Guide
hanif islam

Real-Time Stats and Visitor Reports Sitemizin Gunluk, Haftalik, aylik Ziyaretci  Detaylari Real-Time Stats and Visitor Reports

     Sayfam.de  

blog stats