HANiFDOSTLAR.NET

 

Kuran Müslümanı
 

(Şahıs odaklı din anlayışından Allah odaklı din anlayışına...)

Ana Sayfa Hanif Mumin  Iste Kuran Kurandaki Din  Kur'an Yolu  Meal Dinle Sohbet Odasi Hanifler E- Kitaplik Kütüb-i Sitte ?  ingilizce Site Kuran islami Aliaksoy Org  Hasanakcay Net Tebyin-ül Kur'an Önerdiğimiz Siteler Bize Ulasin

 

- Konulara Göre Fihrist

- Saçma Hadisler

- Hadislerin-Sünnetin İncelemesi

- Haniflikle İlgili Sorular Cevaplar

- Misakın Elçisi Kim?

- Kuranda Namaz/Salat

- Onaylayan Nebi

- Kuranda Namaz/Salat

- Enbiya 104

- Kuranda Yeminler

- Adem Hakkında Sorular

- Ganimetleri Resulün Eline Nasıl Vereceğiz?

- Allahın ındinde YIL ve DOLUNAYLAR

- Abese ve Tevella

- Hadisçilerce Tahrif Edilen Ayetler

- Mübarek Yer, Mübarek Vakit

- Arkadaş Peygamber

- Kuranın İndirilişinden Günümüze Gelişi

- Bir Türban Sorusu

- Kuran ve Bize Öğretilenlerin Farkı

- Namazın Kılınışı

- Hadislere Göre Namaz

- Kuranda Salat Namaz mıdır?

- Kuran Yetmez Diyen Uydurukçular

- Bizler Hanif Dostlarız

- Sahih Hadis mi İstersiniz?

- Hakkı Yılmaz'ın Tebyin Çalışması

- Kur'anı Anlamada Metodoloji

- Tarikatçıların Çarpıttığı Birkaç Ayet

- Nasıl Kur'an Okuyalım?

- Kur'anı Kerim Nedir?

- Kur'anda Oruç

- Allah'sız Bir Din ve Allah'sız Bir Kur'an İnancı

- Kuransız Bir İslam Anlayışı ve Müşrikleşme

- Meal Çalışmasına Davet

- Allah Şahit Olarak Kafi Değil mi?

- Doğru Hadisleri Ne Yapacağız?

- Kur'andaki Muhammed ve Peygamberlerin Misyonu

- Mahrem, Avret, Ziynet

- Nur Suresi Çeviri-Yorum

- Cilbab

- Resule İtaat Ne Demektir?

- Hadis Kalburcuları ve Kalburları

- Kur'anı Kerim'in İndiriliş Gayesi

- Kur'anda Amellere Karşı Cahili Yaklaşım

- İslamdışı İnanışlara Kur'andan Örnekler

- Biri Şu Haram Üretim Tesislerini Kapatsın

- Tasavvufta İslam Var mı?

- İslamda Delil Sorunu

- Kurban Kesmek

- İlahi Hitabın Serüveni

- Ecel Nedir?

- Şirk, İşrak, Müşrik, Müşareke, Müşterik

- Büyü Yapan ve Yaptıranlar

- Peygamberlere Karşı Rabbani Yaklaşımlar

- Salat-ı Tefriciye yada Zikri Çarpıtmaya Bir Örnek

- Mucize Nedir?

- Ayrılıkların Nedenleri

- Sıfır Hata veya Kur'an

- Haniflik Nedir?

- Rabıta İle Şeyhlere Tapanlar

- Hadis Zindanının Mezhepçi Mahkumları

- İslam Dininin Öğrenilmesinde Kaynak Sorunu

- Fasık ve Münafıkların Genel Tanımlaması

- Hadisler, Hıristiyanlık ve Selman Rüştü

- Kur'anı kerim'in İndiriliş Gayesi

- Müstekbirlere Karşı Cahili Yaklaşım

- Halis-Hanif İslam

- Kur'anda Şefaat

- Fuhuş Tellalı Tefsirciler

- Hayızlıyken Neden Namaz Kılınmasın?

- Cebrail, Vahiy, Melek

- Dindarlıkta Müşrikleşme Temayülü

- Büyü Yapan ve Yaptıranlar

- Yaratılış, Adem, Havva

- Kur'an Yerel mi, Evrensel mi?

- Reform Dinde mi, Dindarlıkta mı?

- Ne Mutlu Tağutu Olmayanlara

- Peygambere Saygı(?)

- Hadislere Kanıt Diye Gösterilen Ayetler

- Allah Nazara Karışmadı mı?

- Kur'anı Kerimle Amel Etmek Mümkün mü?

- Kur'anda İnkar Edenlerin Vasıfları

- Müminlerin Vasıfları

- Allah'ın Vasıfları

- Kur'anın Vasıfları

- Dine Karşı Cahili Yaklaşımlar

- Kur'an Merkezli Din

- İrin Küpü Patladı; Mevlana

- Hurafe ve Bidatlar

- Peygamberi Tanrılaştırma

- Hz. İsa'nın Ölümü

- Allah'ın Mesajının Adı: Kelamullah

- Allah'ın Resule Uyarıları

- Kur'ana Göre Tenkit ve Eleştiri Nasıl Olmalı?

- Kur'anda Sevgi

- Sofuların Devlet Desteğiyle Desteklenmesi

- Hans Von Aiberg Aldatmacası

- Kabir Azabı Safsatası

- Kur'an Kıssalarının Önemi; Masal Değiller

- Kur'anda Toplumsal Sünnetler

- Tefsirde İsrailiyyat

- Kardeş Evliliği Olmadan Çoğalma

- Hans Von Aiberg Tutuklandı

- Kur'anda Tevbe Kavramı

- Yaşar Nuri Öztürk'ün Yorumuyla Namaz

- Karadelikler; Bir Büyük Yemin

- Mezhepçilerin Ümmi Açmazı

- Kabe Nedir? Mekkede midir, Kudüste mi?

- Kur'anda Ruh Kavramı

- Kur'anda Nefs Kavramı

- Amin Kavramı ve Putperestlik

- Diyanet İşleri Başkanlığının Sitemize Cevabına Cevaplar

- Resul ve Nebi -1

- Resul ve Nebi -2

- Sapık Bir Fırka: Hansçılar

- Cihad mı, Çapulculuk mu?

- Kur'an Deyip Namazı Yok Sayanlar

- Cennete Sadece Müslümanlar mı Girecek?

- Kur'anda El Kesme Cezası var mı?

- Nazar veya Göz Değmesi Var mı?

- Şehadet Getir, Münafık(?) Ol

- Kur'anda Eleştiri Metodu

- Hacc Mekkede mi, Bekkede mi?

- İslami Tebliğde Kur'an Metodu

- Saptırılan Kavram: Mekruh

- Kur'anda Cuma Namazı var mı?

- Of Be Kader, Allah mı Suçlu Yoksa Biz mi?

- Kader Açısından Cebir ve İhtiyar

- Baban Peygamber Olsa Ne Yazar

- Kur'anda İnsan Hukuku

- Vahdet-i Vücud, Şirkin Alası

- Tasavvufi Bilginin Kaynağı Vahiy mi?

- İslam'da Resullük Son Bulmuştur

- Teveffi Kelimesi ve Arap Dili

- Tasavvuf Üzerine Düşünceler

- Nefis Mertebelerinin İç Yüzü

- Allah Rızası Anonim Şirketi; Tarikatlar

- Tasavvuf ve Eşcinsellik -1

- Tasavvuf ve Eşcinsellik -2

- Nakşi Şeyhi Allah'ın Avukatı mı?

- Kur'anda "ve+la" Öbeği

- Putlar ve Tapanlar

- Son Peygamberimizin Okuma Yazması

- Mesih ve çarpıtılan Bir Ayet

- Hac İzlenimleri

- "Üzerinde 19 var" da Son Nokta

- Secde Emri

- Kur'andaki Hac

- Aracıların Gaybı Bildiği İnancı

- Tarikatçı - Müşrik Karşılaştırması

- Gazali'nin Kadına Bakışı

- Kur'anda Kadına Verilen Önem

- Başörtüsü Allah'ın Emri Değil

- Başörtüsü Takmak Kur'anda Var mı?

- Kur'anda Kadın Dövmek Var mı?

- Cariye, Köle; Utanmaz Mealciler

- Kadına Yönelik Şiddet

- Sünnet Edilen Kızın Öyküsü

- Erkekçe ve Kadınca Meal Konusu, Nebe 33. Ayet

- Harem - Selamlık Kimin Emri?

- Zina, Evlilik ve Örtünme Adabı

- Cariyeleri Aç, Hür Kadınları Kapat (!)

- Çok Eşliliği Yasaklayan Ayetler

- Kur'ana Göre Evlilik Hukuku

- 2 Kadın = 1 Erkek, Uydurma mı?

- Danimarkalı mı Sapık, Buhari mi?

- Ebu Hanife, Cariyenin Avreti

- Nisa 25, Hür Kadın ve Fahişe İfadesi

- Maymunların Hadisi ve Recm Vahşeti

- Hz. Muhammed'in Tebliği

- Peygamberi Tanrılaştırma

- Angarya Haline Getirilen İbadet

- Buhari'nin Hadislerini Buhari Yazmamıştır

- Hadis ve Sünnet Gerçeği

- Uydurma Hadisler, İslamın Kara Boyası

- Hadisler Dinin kaynağı Olamaz

- Uydurmaların Sınırı Yok; Şeytan Geyiği

- Beşeri Hükümler Neden Kutsal Oluyor?

- Hadis - Kur'an Çelişkisi

- Kur'anda/Dinde Olanlar ve Olmayanlar

- Cehennem'den Çıkış Yok

- Kur'anda Tağut

- Ebu Hureyre Gerçekte Kimdir?

- Hadis - Mantık Çelişkileri

- Kurban ve Kurban Bayramı Nereden Geliyor?

- Hadislere Göre Kur'an Eksiktir

- Bildiri: İslam Anlayışında Reform

- Arapça mı, Arap Saçı mı?

- Koca mı Üstün, Allah mı?

- Esbab-ı Nüzül Komedi Hadisleri

- İşte Geleneğin Dini

- Ulul Emir İle Kim Kastediliyor?

- Kul Hakkı

- Yezidi Bir Gelenek: Aşure Tatlısı

- Hz. İbrahim'den Asrımıza Dersler

- Taklitçiliğin Boyutları

- Seb-ul Mesani Nedir?

- Kelle Sayılarak Gerçek Bulmak

- Kıyamet - Mahşer Günü ve Sonrası

- Kur'anda Namaz Vakitleri

- Kur'anda Cuma Konusu

- Salih Olmak Yetmez

- Hudeybiye Anlaşması Uydurma mı?

- Kitap Yüklü Eşekler

- Kur'andaki Hac

- Hz. Nuh'un Oğlu Kimdi? İftira mı?

- Ruhun Ağırlığına Başka Bakış

- Hz. İbrahim Yalancı Değildi

- İncil'de Kadına Bakış

- Şirkin Büyüğü Küçüğü Olur mu?

- Kur'andaki Abdest ve Hijyen

- Din de Bir Araçtır

- Kur'an Okumanın Zararları

- Kur'anda Dua Ayetleri

- Kur'anda Tarih Kavramı ve Bilinci

- Şekilsel Secde Kur'anda Yok mu?

- Salat ve salatı İkame

- Kur'andaki Emr Kavramı Üzerine

- Dindar İnsanlar Şirk Koşar

- Alak Suresinin İlk Beş Ayeti

- Men Arefe'nin Çözümü

- Kur'andaki Av Yasağı

- Fıtrat ve Namaz Vakitleri

- Kur'anda İnsan Hukuku

- Din Büyüklerini Tanrılaştırma

- Allah'a ve Muhammed'e Değil

- Kur'andaki Örnek Tevekkül

- Şekilsel Rüku Kur'anda Yok mu?

- Hz. İbrahim Kuşları Kesti mi?

- Ehli Sünnet Dininin Anayasası

- İnsan Allah'ın Halifesi mi?

- Kur'an Üzerinde Düşünmek

- Şirkin Kuyusuna Düşenlere Uyarılar

- Kur'an Ölülere Okunmak İçin mi İndirildi?

- Ayda Okunan Kur'an Masalı

- Hz. İbrahim, Safa ve Merve Masal mı?

- "Haç"er-ul Esved (!)

- Mevlana Sahte Bir Peygamber Değil mi?

- Tasavvufun Tanrısı İki Zıttır

- Kur'andaki Tasavvuf: Teveccüh

- Önce Batıl ve Hurafe İle Savaşalım

- Resuller Haram Kılamaz mı?

- Elçi Muhammed ile İnsan Muhammed'in Farkı

- Tarikatlarda Aracılar Rezaleti

- Nur Suresi 31. Ayet Nasıl Çarpıtılıyor?

- Sırat Kıldan İnce, Kılıçtan Keskin mi?

- Kur'anda Zalimler

- Bütün Mehdileri Çöpe Atıyoruz

- Kur'ana Göre Ramazan Ayı ve Haram Aylar

- Tasavvufçuların İlahı; Varlık ve Yokluk

- Tasavvufçuların Küçük Putları

- Sünnet Etmek yaratılışı Değiştirmedir

- Son Peygamberimizin Mektupları

- Fıtrat ve Namaz Vakitleri

- Mescid-i Aksa Nerede?

- Büyük Kandırmaca: Hadis

- Kur'an Neden Arapça Olarak İndirilmiştir?

- Kimin dini? Kimin Kitabı? Kimin Meali?

- Evliya Kelimesinin geçtiği Ayetler

- Şimdiye Kadar Yaşanan İslam

- Ayın Yarılması Diye Bir Mucize Yoktur

- Kabe Dikili Taş Değil mi?


Up | Down | Top | Bottom
 
Şu da emredildi: Yüzünü dine bir Hanif olarak çevir. Sakın müşriklerden olma.

Yunus Suresi 105

Ben bir Hanif olarak yüzümü gökleri ve yeri yaratana döndürdüm. Müşriklerden değilim ben.

Enam Suresi 79

İbrahim ne bir Yahudi idi, ne de bir Hıristiyan. O sadece hanif bir müslümandı. O müşriklerden değildi.

Ali İmran Suresi 67

Şu da kuşkusuz ki, İbrahim başlıbaşına bir ümmetti; bir Hanif olarak Allah'ın önünde eğiliyordu. Müşriklerden değildi.

Nahl Suresi 123

De ki Allah doğrusunu söylemiştir / vaadinde sadıktır.Haydi artık Hanif olarak İbrahim'in Milleti'ne uyun! Müşriklerden değildi o.

Ali İmran Suresi 95

Allah'a ortak koşmadan, Hanifler olarak... Allah'a ortak koşan kişi, gökten düşmüş de kendisini kuşlar kapışıyor veya rüzgar onu uzak bir yere fırlatıp atıyor gibidir.

Hacc Suresi 31


Up | Down | Top | Bottom

HABERLER

 

 








 

 

  Hanif Islam

 

Kur'an Hükümleri ve Kavramları
 Hanif Dostlar Ana Sayfa -> Kur'an Hükümleri ve Kavramları
Konu Konu: Veli, Şeyh Nedir? Allah’ın El-Veliyyü Güz Yanıt YazYeni Konu Gönder
Yazanlarda
Gönderi << Önceki Konu | Sonraki Konu >>
muhsin iyi
Newbie
Newbie
Simge

Katılma Tarihi: 21 temmuz 2011
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 20
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı muhsin iyi


 

Allah’ı (c.c.) duyu organları ile algılayamıyoruz. Çünkü O yüce ve uludur. Ama O yarattığı varlıklardan, dolayısıyla insanlardan uzak değildir.

 

Bazı zengin insanlar vardır. Varlıkları onları toplumdan ve insanlardan uzaklaştırır. Kendi bencil dünyalarında onları yalnız kılar. Allah (c.c.) böyle değildir. O sonsuz zenginliği, gücü ve kudretiyle insanlardan uzaklaşmıyor. Bazı insanları kendisine yakın kılıyor.

 

Kelime-i şahadet getiren, yani Allah’ın (c.c.) varlığını ve birliğini kabul edip de Hz. Muhammed’in (s.a.s) peygamberliğini onaylayan herkes Müslüman’dır. Allah’ın (c.c.) emirlerini yerine getiren, yasaklarından kaçınan birisi ise mümin sınıfına girer. Müminler içerisinde bazıları bu konuda daha duyarlı hale gelirler. Yaşamlarında ibadetlere daha bir ağırlık verirler, yasaklardan daha bir özenle kaçınmaya çalışırlar. Allah’ın (c.c.) rızasına talip olup her işi Allah (c.c.) için yapmaya başlarlar. İşte velilik yolu bu noktada başlar. Allah (c.c.) böyle bir kulunu kendisine yol gösterip ulaştıracak veli kullarıyla tanıştırır. Zira yol çok tehlikelidir. Bir kılavuz olmadan yürünemez. Bu yolda daha önceden yürümüş olan birisinin rehberliğine ihtiyaç vardır. Nefis ve şeytan her an ayakları kaydırmak için fırsat gözetir. Bu yolda ibadetler kalbe, göğse gelen cezbeyle kolaylaştırılır. Onun için farz ibadetler dışında nafilelerle de Allah’a (c.c.) yaklaşılmaya çalışılır. Özellikle bu yolda Allah’ın (c.c.) zikrinden zevk alınmaya başlanır. Sürekli bir tövbe hali ile geçmiş hatalar telafi edilmeye, eksik ibadetler tamamlanmaya çalışılır. Bu sırada nur adeta Allah’la (c.c.) alış verişin ücreti olarak insanın ellerini ve yüzünü güzelleştirir.

 

Yol gösterici velinin (mürşidin) en belirgin özelliği görüldüğünde Allah’ı (c.c.) ve peygamberini (s.a.s)  anımsatmasıdır. Öyle bir mübarek zatın siması, giyim kuşamı, tavrı, hareketleri, konuşması Allah Resulünden s.a.s. izler taşır. Allah (c.c.) ve peygamber sevgisi o mübarek zat görüldüğünde gönülde canlanır. Bunun içindir ki Kuran-ı Kerim Allah (c.c.) sevgisine ulaşmanın yolunu peygambere uymaya bağlamıştır: “De ki eğer siz gerçekten Allah’ı seviyorsanız bana uyun ki Allah da sizi sevsin ve günahlarınızı bağışlasın. Allah Gafûr, Rahîm’dir (Âl-i İmran suresi, ayet 31).”

 

Allah’ın (c.c.) el-Veliyyü güzel ismi (Allah [c.c.] müminlerin dostudur, seçtiği kulları Kendi’sine dost edinir.) içimizde Allah’a (c.c.) yakın olma konusunda bir arzuyu uyandırmalıdır. Çünkü Allah’a (c.c.) yakın olmak evrendeki en büyük lütuftur. Yaratılış amacıdır. Ondan daha büyük bir nimet olamaz. İnsanı, evreni, her şeyi yoktan yaratan Allah’a (c.c.) biraz daha yakın olmaktan, Allah’ın (c.c.) veli kulları arasında yer almaktan daha güzel başka bir şey var mıdır?

 

Peygamberimiz Aleyhissâlatu Vesselâm Efendimiz bir kutsi hadis-i şeriflerinde Allah’ın (c.c.) bu yakınlığını şöyle bildirmişlerdir: “Kulum Bana farz ibadetlerle yaklaşır. Nafile ibadetlerle de yaklaşmaya devam eder. O kadar yaklaşır ki, onun gören gözü olurum Benimle görür, işiten kulağı olurum Benimle işitir, tutan eli olurum Benimle tutar, yürüyen ayağı olurum Benimle yürür.”

 

İşte velilikteki sır, keşf ve keramet de böylece başlar. Çünkü Allah (c.c.) bir kulun gören gözü, işten kulağı oldu mu onun için gizli hiçbir bilgi kalmaz. Dilediğini Allah’ın izni ile görür ve işitir. Yine yapamayacağı hiçbir iş kalmaz. Çünkü tutan eli Allah (c.c.) olmuştur. Yürüyen ayağı, Allah (c.c.) oldu mu istediği yerde hazır ve nazır olur. Çünkü Allah (c.c.) her yerde hazır ve nazırdır. Mesafeler, zaman ortadan kalkar.

 

Kuşkusuz hiçbir veli keşf ve kerameti amaç olarak görmez. Velilerin tek amaçladıkları şey Allah’ın (c.c.) rızasıdır. Hatta veliler keşf ve kerameti erkeklerin aybaşı hali olarak kabul ederler. Nasıl böyle bir durumda olan bir kadın ibadetlerden geçici olarak uzak durursa veliler de keşf ve kerametlerinden utanarak sıkılırlar. Bunu kendileri ile Allah (c.c.) arasında bir perde olarak görürler. Allah’ın (c.c.) kendilerini imtihan ettiğini düşünürler: Kendilerinin keşf ve keramete mi güvenip dayandığının yoksa bununla Allah’ın (c.c.) rızasına ermeye mi çalıştığının ölçüldüğünü düşünürler.

 

İster diri ister ölü olsun, Allah’ın (c.c.) veli kullarından en güzel şekilde yararlanmak gerekir. Bu yararlanma biçimlerinden birisi de veli kulu dualarda vesile kılmaktır. Bu sırada şuna azami derecede dikkat göstermek gerekir: Veli kulu duasında vesile kılan kişi, o veli kuldan değil Allah’tan (c.c.) istekte bulunmalıdır. Bazı cahil insanların velilerin mezarına çaput bağlamaları, velinin ruhundan yardım talepleri Allah’a (c.c.) birer şirktir. Şirk ise en büyük günahtır. Ama o velinin yüzü suyu hürmetine veya Allah (c.c.) indindeki derecesinden yararlanarak Allah’a (c.c.) duada bulunma dinde yeri olan bir durumdur. Duaların da kabulünde etkilidir.

 

Kuşkusuz Allah’a (c.c.) doğrudan yapılan dualar da kabul edilebilir. Ama duanın mahiyeti gereği kabulünün bir kısım koşulları üzerimizde bulunmayabilir. Bazı günahların ağırlığı, beddualar, haklar üzerimizde olabilir. Bu yüzden duamız da kabul görmeyebilir. Bu durumda bir Allah (c.c.) dostunun duasını almak veya dualarımızda onun ismini anmak bu olumsuz durumu ortadan kaldırabilir. Nasıl hayatta bazı meşru işlerimizi araya adam koyarak -başkaların hakkını yemeyi, torpili kastetmiyorum- veya uzmanına başvurarak yaptırabiliyorsak ahiret işlerinde de durum böyledir. Gücümüzün yetmediği dualarda Allah’ın (c.c.) veli kulları dualarımızın kabulünde büyük bir yarar sağlayabilirler.

 

Her gerçek şeyh mutlaka velidir. Veli olmadan şeyh olmak mümkün değildir. Gerçek şeyh diye bilerek yazdım, çünkü memleketimizdeki şeyhlerin bir kısmının silsilesi kopuktur. Yani gerçek şeyh değillerdir. Bunlar genellikle iyi niyetli insanlardır. İslam’a çeşitli açılardan hizmet de ederler. Ama tarikat yolunda şeyhin rabıtasından da yararlanılır. Rabıta demek, nur kaynağı ile bağlantıya geçmektir, şeytanı tabiri caizse elektrikli sandalyeye oturtmaktır. Yine rabıta demek, ruhu da en gıdalı besinle yani nurla güçlendirmektir. Rabıta olmayınca sofilik de olmaz. Şeyh gerçek şeyh değilse rabıtasıyla müritlerini şeytanın kucağına atar, hem kendisi hem de bağlıları büyük zarar görürler.

 

Her veli şeyh olacak diye bir kural yoktur. Şeyhlik izinle olur. Şeyhliğe karar veren organ silsiledeki şeyhlerin ervahları (sadatlar) ile Peygamber Efendimizin s.a.s. ruhudur. Yaşayan şeyh sadece kendi reyi ile oğlunu veya herhangi birisini şeyh olarak uzak bir beldedeki ihtiyacı karşılamak üzere atayabilir. Fakat bu kişi gerçek şeyh olmadığı için, yani teberrüken şeyh olduğu için müritlerine rabıtasını yaptırmaz. Teberrüken şeyh olan kişi müritleri ile birlikte ancak kendi gerçek şeyhini rabıta edebilir. Teberrüken şeyh olanlar, belli bir zaman sonra şayet zincirdeki sadatlar ve Rasulullah (s.a.s.) gerçek şeyhliğe onay verirlerse o zaman müritlerine kendi rabıtasını yaptırabilirler. Böyle bir kişinin şeyhi vefat ederse teberrüken şeyh olan kişinin hemen yeni bir şeyh bulması gerekir. Fakat işte tam bu noktada nefisleri devreye girerek böyle kişiler, yeni bir şeyh bulmak yerine ölen şeyhlerinin varisleri olarak mevkilerini daha da sağlamlaştırıp gerçek şeyhliğe soyunabilirler. İşte şeyh arayan kişiler özellikle bu duruma dikkat etmelidirler. Zira bunlar gerçek şeyh olmadığı için rabıtalarında nur, feyz, nisbet olmaz. Bu durum veliler için de böyledir. Veli de şeyh olmadan irşat faaliyetlerinde şeyh gibi davranıp rabıtasını yaptırırsa büyük bir hataya düşmüş olur.  Gerçi onun rabıtası insanlara fayda verir ama izinsiz işler faydadan daha çok zarar da getirebilir. Tabii üveysi olarak yetişen ve gerekli yerlerden irşat izni alıp gerçek şeyh olanların da varlığını inkâr etmek doğru değildir. Fakat bunlar çok azdır ve istisna nevindendirler.

 

Velilik ancak nefs-i  mutmainnede (tatmin olmuş, huzura ermiş nefis) mümkündür. Velilik kolay bir yol değildir. Nefis ve şeytanla savaştan sonra ulaşılan bir makamdır. Bu makama kadar kişi nefs-i emmare (kötülüğü emreden nefis), nefs-i levvame (kendisini kınayan nefis), nefs-i mülhime (ilham alan nefis) makamlarını tek tek geçer. Bu makamları tek tek aşmak zihinsel işlemlerle, hayallerle, düşünce boyutlarıyla olmamaktadır. Bunlar yaşamsal olarak gerçekleşmektedir. Bu makama yani velilik makamına ulaşan kişilerin bütün letaifleri açıldığı, yani değişik renkteki bütün nurları gördükleri gibi sadatların ervahları ile de peygamberimizin s.a.s. ruhu ile de istedikleri vakit görüşüp konuşabilirler.

 

Her insan tarikata girmeden önce genellikle nefsi emmare düzeyindedir. Yani bu insan için nefsi adeta ilahtır. Onu mutlu etmek için çalışır. Yaşam amacı budur. Nefsanî arzularını gerçekleştirmektir.  Allah’ın emir ve yasakları onu pek ilgilendirmez. Tarikata girip gerçek manada tövbe edince yani tövbe-i nasuh kılınca nefsi levvame makamına yükselir. O zaman haramlara karşı duyarlı olup emirleri yerine getirmeye başlar. Geçmişte işlediği günahlara pişmanlık duyup eksiklerini gidermeye çalışır. Bunlar için her zaman gözyaşı döker. Daima mahzundur. Kılamadığı namazları, tutamadığı oruçları varsa kaza eder, her türlü hatasını telafi yoluna girer. Tarikata girmeyip de hal ve yaşayışı ile Allah’ın emir ve yasakları içerisinde olan Müslümanların da nefisleri genellikle bu makamdadır. Bu tür Müslümanlar en çok nefislerini mülhime makamına kadar çıkarabilirler. Şeyhin rabıta nuru olmadan bir insanın nefsini mutmainne makamına kadar çıkarması imkânsızdır. Yani bir insan tarikata girmeden, şeyhsiz veli olamaz. Bunun istisnaları demin de söz ettiğim üveysilerdir ki bunlar da pek azdırlar. Yüzyılda belki bir iki tane ya çıkar ya da çıkmaz. Bunları da Hz. Hızır Aleyhisselam veya ölmüş bir veli zatın ruhu terbiye eder. Yani bir insanın terbiye ve irşat olmadan Allah’ın veli kulu olması mümkün değildir.  

 

Velilik yolunda en zorlu adımlar ise nefsin mülhime makamında atılır. Zira bu makamda sofi şeytanlarla karşılaşır. Şeytanlar adeta onun önüne dikilirler. Onların seslerini duymaya başlar, dokunmalarını da hisseder. Letaifleri de açılmaya başladığı için görüntülerini de görür. Şeytanlar kalp gözünde insan suretinde görünürler. Özellikle dişi şeytanlar sofinin ayağını kaydırmaya çalışırlar. Bunların görüntüleri aynı dünyadaki en güzel kadınlar gibidir. Sofiyi zina yapmaya zorlarlar. Bu çok zorlu bir imtihandır. Çünkü bu dişi cinler hem akıl almaz bir güzelliktedirler hem de cinsel tacizde bulunurlar, daha doğrusu her an tecavüze yeltenirler. İşte Allah sofiyi nefsinin arzusuna mı uyacak yoksa benim yoluma mı devam edecek diye böyle bir imtihana tabi tutar.

 

Medyumlar dişi şeytanları böyle görmezler. Onlar şeytanların seslerini ve dokunmalarını hissederler ama gözleri açık veya kapalı iken şeytanları sadece insan görünümlü duman olarak veya belli belirsiz bir saydamlık halinde görebilirler. Medyumlar dişi şeytanları letaifleri açılmış, nurları gören mülhime sofisi gibi görselerdi akılları başlarından gider, o âlemden çıkamazlardı. Ama Allah (c.c.) dağına göre kar vermektedir. Kimseyi kaldıramayacağı imtihana tabi tutmamaktadır.  

 

Mülhime yolundaki kişiler her an sapıtabilir. Çünkü şeytan onlara çoğu kez hak suretinde gelir. Özellikle cinni şeytanlarla evlenme gibi bir saçmalığa bulaştı mı sofi mahvolur. Biter. Manevi ilerlemesi durduğu gibi yavaş yavaş gerilemeye de başlar ve ruh sağlığı da buna paralel olarak bozulur.

 

Yalancı mehdiler, yalancı kutuplar, yalancı veliler hep mülhime makamındaki kişilerden çıkar. Bunun en başlıca sebebi şeytanların hak suretinde yaklaşmalarıdır. Şeytanlar bu makamdaki sofilere genellikle ermişlerin, peygamberlerin ruhu olarak yaklaşırlar. Sofilerin ayaklarını da genellikle bu yolla kaydırırlar. Sofilerin de en büyük kusurları hallerini mürşid-i kâmillerden gizlemeleridir. Çünkü şeytanlar tarafından övülmek, yücelmek hoşlarına gider, şeytanlar ayrıca sürekli olarak şeyhlerini sofilerin gözlerinde düşürmeye çalışırlar.  O zaman kolayca sofileri kucaklarına alırlar. Onları yalan dolanlarla evirip çevirmeye başlarlar. Tabii bir de şeyh gerçek şey değilse, o da mülhime makamında şeytanların oyuncağı ise, bu hadiseler daha bir hızlı ve katmerli yaşanır.

 

Mülhime makamını geçen ve artık veli olan şahsın nefsi mutmainneye erdiğinde adeta erir ve yok olur. Yani bu kişinin gözünde nefsi kâfirden bile alçaktır. Onun gözünde nefsinin hiçbir kıymeti yoktur. Ama bunu yanlış da anlamamak gerekir. Yani bu kişilerin cinsel istekleri kesinlikle azalmadığı gibi daha da bir güçlenmiştir. Allah (c.c.) kendisine veli seçecek zatları nefsi levvamede iken bu dünya kadınları ile mülhimede iken de dişi şeytanlarla imtihan eder. Bu sınavlarda ise nefsani isteklerini kat kat da artırır. Gerekli koşulları da yaratır. Bilindiği üzere cinsel arzu bastırma mekanizması ile gelişir ve artar. İnsanoğlu süfli yolu mu tercih edecek yoksa Allah’ın (c.c.) rızasına mı yönelecek diye en çok bu konularda imtihan edilir. Cinni dişileri ret eden bir velinin dünya kadınlarıyla zinaya yönelmemesinin nedeni, nefsindeki cinsel arzunun sönmesinden değil nefsinin mutmainne makamında kazandığı manevi doygunlukladır.

 

Allah’ın veli kullarının tek bir amacı vardır. Allah’ın (c.c.) rızasını kazanmaktır. Dünya onlar için bu rızaya ermede sadece bir araç olur. Allah (c.c.) bizleri veli kulları yapmasa da bizlere onları inkar etmeyi veya onlara karşı gelmeyi nasip eylemesin. Bizlere ebedi kazancı sağlayacak hayır dualarını almayı nasip eylesin. Amin.

Muhsin İyi

Yukarı dön Göster muhsin iyi's Profil Diğer Mesajlarını Ara: muhsin iyi
 
asım
Uzman Uye
Uzman Uye


Katılma Tarihi: 14 agustos 2008
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 1700
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı asım

allah rızası en büyük menfaattir...

insan aklına gelebilecek en üst düzey menfaat...

menfaat fayda çıkar demektir...

insan her zaman çıkarını düşünür...

en uzun vadeli ve en kapsamlı çıkar fayda her şeyi yaratıp her şeyi çekip çevirenin yanında iyi bir yer edinebilmekten geçer...

eğer o razı olduklarını ebedi işkenceye maruz bıran biri olsa idi kimse rızasına talip olmazdı...

ne diye bize faydası olmayan ilahlara kul olalım ki ...

öyle bir ilahımız olsun ki o razı oldumu artık sırtımız yere gelmesin...

tüm engeller kalksın tüm zararlar uzaklaşsın tüm faydalar menfaatler çıkarlar yaklaşsın...

 

 



__________________
O halde yüzünü, Allah'ı bir tanıyarak dine, Allah'ın insanları üzerine yaratmış olduğu fıtratına doğrult. Allah'ın yaratışında değişiklik bulunmaz. Dosdoğru din budur. Fakat insanların çoğu bilmezler.
Yukarı dön Göster asım's Profil Diğer Mesajlarını Ara: asım
 

Eğer Bu Konuya Cevap Yazmak İstiyorsanız İlk Önce giriş
Eğer Kayıtlı Bir Kullanıcı Değilseniz İlk Önce Kayıt Olmalısınız

  Yanıt YazYeni Konu Gönder
Yazıcı Sürümü Yazıcı Sürümü

Forum Atla
Sizin yetkiniz yok foruma yeni mesaj ekleme
Sizin yetkiniz yok forumdaki mesajlara cevap verme
Sizin yetkiniz yok forumda konu silme
Sizin yetkiniz yok forumda konu düzenleme
Sizin yetkiniz yok forumda anket açma
Sizin yetkiniz yok forumda ankete cevap yazma

Powered by Web Wiz Forums version 7.92
Copyright ©2001-2004 Web Wiz Guide
hanif islam

Real-Time Stats and Visitor Reports Sitemizin Gunluk, Haftalik, aylik Ziyaretci  Detaylari Real-Time Stats and Visitor Reports

     Sayfam.de  

blog stats