HANiFDOSTLAR.NET

 

Kuran Müslümanı
 

(Şahıs odaklı din anlayışından Allah odaklı din anlayışına...)

Ana Sayfa Hanif Mumin  Iste Kuran Kurandaki Din  Kur'an Yolu  Meal Dinle Sohbet Odasi Hanifler E- Kitaplik Kütüb-i Sitte ?  ingilizce Site Kuran islami Aliaksoy Org  Hasanakcay Net Tebyin-ül Kur'an Önerdiğimiz Siteler Bize Ulasin

 

- Konulara Göre Fihrist

- Saçma Hadisler

- Hadislerin-Sünnetin İncelemesi

- Haniflikle İlgili Sorular Cevaplar

- Misakın Elçisi Kim?

- Kuranda Namaz/Salat

- Onaylayan Nebi

- Kuranda Namaz/Salat

- Enbiya 104

- Kuranda Yeminler

- Adem Hakkında Sorular

- Ganimetleri Resulün Eline Nasıl Vereceğiz?

- Allahın ındinde YIL ve DOLUNAYLAR

- Abese ve Tevella

- Hadisçilerce Tahrif Edilen Ayetler

- Mübarek Yer, Mübarek Vakit

- Arkadaş Peygamber

- Kuranın İndirilişinden Günümüze Gelişi

- Bir Türban Sorusu

- Kuran ve Bize Öğretilenlerin Farkı

- Namazın Kılınışı

- Hadislere Göre Namaz

- Kuranda Salat Namaz mıdır?

- Kuran Yetmez Diyen Uydurukçular

- Bizler Hanif Dostlarız

- Sahih Hadis mi İstersiniz?

- Hakkı Yılmaz'ın Tebyin Çalışması

- Kur'anı Anlamada Metodoloji

- Tarikatçıların Çarpıttığı Birkaç Ayet

- Nasıl Kur'an Okuyalım?

- Kur'anı Kerim Nedir?

- Kur'anda Oruç

- Allah'sız Bir Din ve Allah'sız Bir Kur'an İnancı

- Kuransız Bir İslam Anlayışı ve Müşrikleşme

- Meal Çalışmasına Davet

- Allah Şahit Olarak Kafi Değil mi?

- Doğru Hadisleri Ne Yapacağız?

- Kur'andaki Muhammed ve Peygamberlerin Misyonu

- Mahrem, Avret, Ziynet

- Nur Suresi Çeviri-Yorum

- Cilbab

- Resule İtaat Ne Demektir?

- Hadis Kalburcuları ve Kalburları

- Kur'anı Kerim'in İndiriliş Gayesi

- Kur'anda Amellere Karşı Cahili Yaklaşım

- İslamdışı İnanışlara Kur'andan Örnekler

- Biri Şu Haram Üretim Tesislerini Kapatsın

- Tasavvufta İslam Var mı?

- İslamda Delil Sorunu

- Kurban Kesmek

- İlahi Hitabın Serüveni

- Ecel Nedir?

- Şirk, İşrak, Müşrik, Müşareke, Müşterik

- Büyü Yapan ve Yaptıranlar

- Peygamberlere Karşı Rabbani Yaklaşımlar

- Salat-ı Tefriciye yada Zikri Çarpıtmaya Bir Örnek

- Mucize Nedir?

- Ayrılıkların Nedenleri

- Sıfır Hata veya Kur'an

- Haniflik Nedir?

- Rabıta İle Şeyhlere Tapanlar

- Hadis Zindanının Mezhepçi Mahkumları

- İslam Dininin Öğrenilmesinde Kaynak Sorunu

- Fasık ve Münafıkların Genel Tanımlaması

- Hadisler, Hıristiyanlık ve Selman Rüştü

- Kur'anı kerim'in İndiriliş Gayesi

- Müstekbirlere Karşı Cahili Yaklaşım

- Halis-Hanif İslam

- Kur'anda Şefaat

- Fuhuş Tellalı Tefsirciler

- Hayızlıyken Neden Namaz Kılınmasın?

- Cebrail, Vahiy, Melek

- Dindarlıkta Müşrikleşme Temayülü

- Büyü Yapan ve Yaptıranlar

- Yaratılış, Adem, Havva

- Kur'an Yerel mi, Evrensel mi?

- Reform Dinde mi, Dindarlıkta mı?

- Ne Mutlu Tağutu Olmayanlara

- Peygambere Saygı(?)

- Hadislere Kanıt Diye Gösterilen Ayetler

- Allah Nazara Karışmadı mı?

- Kur'anı Kerimle Amel Etmek Mümkün mü?

- Kur'anda İnkar Edenlerin Vasıfları

- Müminlerin Vasıfları

- Allah'ın Vasıfları

- Kur'anın Vasıfları

- Dine Karşı Cahili Yaklaşımlar

- Kur'an Merkezli Din

- İrin Küpü Patladı; Mevlana

- Hurafe ve Bidatlar

- Peygamberi Tanrılaştırma

- Hz. İsa'nın Ölümü

- Allah'ın Mesajının Adı: Kelamullah

- Allah'ın Resule Uyarıları

- Kur'ana Göre Tenkit ve Eleştiri Nasıl Olmalı?

- Kur'anda Sevgi

- Sofuların Devlet Desteğiyle Desteklenmesi

- Hans Von Aiberg Aldatmacası

- Kabir Azabı Safsatası

- Kur'an Kıssalarının Önemi; Masal Değiller

- Kur'anda Toplumsal Sünnetler

- Tefsirde İsrailiyyat

- Kardeş Evliliği Olmadan Çoğalma

- Hans Von Aiberg Tutuklandı

- Kur'anda Tevbe Kavramı

- Yaşar Nuri Öztürk'ün Yorumuyla Namaz

- Karadelikler; Bir Büyük Yemin

- Mezhepçilerin Ümmi Açmazı

- Kabe Nedir? Mekkede midir, Kudüste mi?

- Kur'anda Ruh Kavramı

- Kur'anda Nefs Kavramı

- Amin Kavramı ve Putperestlik

- Diyanet İşleri Başkanlığının Sitemize Cevabına Cevaplar

- Resul ve Nebi -1

- Resul ve Nebi -2

- Sapık Bir Fırka: Hansçılar

- Cihad mı, Çapulculuk mu?

- Kur'an Deyip Namazı Yok Sayanlar

- Cennete Sadece Müslümanlar mı Girecek?

- Kur'anda El Kesme Cezası var mı?

- Nazar veya Göz Değmesi Var mı?

- Şehadet Getir, Münafık(?) Ol

- Kur'anda Eleştiri Metodu

- Hacc Mekkede mi, Bekkede mi?

- İslami Tebliğde Kur'an Metodu

- Saptırılan Kavram: Mekruh

- Kur'anda Cuma Namazı var mı?

- Of Be Kader, Allah mı Suçlu Yoksa Biz mi?

- Kader Açısından Cebir ve İhtiyar

- Baban Peygamber Olsa Ne Yazar

- Kur'anda İnsan Hukuku

- Vahdet-i Vücud, Şirkin Alası

- Tasavvufi Bilginin Kaynağı Vahiy mi?

- İslam'da Resullük Son Bulmuştur

- Teveffi Kelimesi ve Arap Dili

- Tasavvuf Üzerine Düşünceler

- Nefis Mertebelerinin İç Yüzü

- Allah Rızası Anonim Şirketi; Tarikatlar

- Tasavvuf ve Eşcinsellik -1

- Tasavvuf ve Eşcinsellik -2

- Nakşi Şeyhi Allah'ın Avukatı mı?

- Kur'anda "ve+la" Öbeği

- Putlar ve Tapanlar

- Son Peygamberimizin Okuma Yazması

- Mesih ve çarpıtılan Bir Ayet

- Hac İzlenimleri

- "Üzerinde 19 var" da Son Nokta

- Secde Emri

- Kur'andaki Hac

- Aracıların Gaybı Bildiği İnancı

- Tarikatçı - Müşrik Karşılaştırması

- Gazali'nin Kadına Bakışı

- Kur'anda Kadına Verilen Önem

- Başörtüsü Allah'ın Emri Değil

- Başörtüsü Takmak Kur'anda Var mı?

- Kur'anda Kadın Dövmek Var mı?

- Cariye, Köle; Utanmaz Mealciler

- Kadına Yönelik Şiddet

- Sünnet Edilen Kızın Öyküsü

- Erkekçe ve Kadınca Meal Konusu, Nebe 33. Ayet

- Harem - Selamlık Kimin Emri?

- Zina, Evlilik ve Örtünme Adabı

- Cariyeleri Aç, Hür Kadınları Kapat (!)

- Çok Eşliliği Yasaklayan Ayetler

- Kur'ana Göre Evlilik Hukuku

- 2 Kadın = 1 Erkek, Uydurma mı?

- Danimarkalı mı Sapık, Buhari mi?

- Ebu Hanife, Cariyenin Avreti

- Nisa 25, Hür Kadın ve Fahişe İfadesi

- Maymunların Hadisi ve Recm Vahşeti

- Hz. Muhammed'in Tebliği

- Peygamberi Tanrılaştırma

- Angarya Haline Getirilen İbadet

- Buhari'nin Hadislerini Buhari Yazmamıştır

- Hadis ve Sünnet Gerçeği

- Uydurma Hadisler, İslamın Kara Boyası

- Hadisler Dinin kaynağı Olamaz

- Uydurmaların Sınırı Yok; Şeytan Geyiği

- Beşeri Hükümler Neden Kutsal Oluyor?

- Hadis - Kur'an Çelişkisi

- Kur'anda/Dinde Olanlar ve Olmayanlar

- Cehennem'den Çıkış Yok

- Kur'anda Tağut

- Ebu Hureyre Gerçekte Kimdir?

- Hadis - Mantık Çelişkileri

- Kurban ve Kurban Bayramı Nereden Geliyor?

- Hadislere Göre Kur'an Eksiktir

- Bildiri: İslam Anlayışında Reform

- Arapça mı, Arap Saçı mı?

- Koca mı Üstün, Allah mı?

- Esbab-ı Nüzül Komedi Hadisleri

- İşte Geleneğin Dini

- Ulul Emir İle Kim Kastediliyor?

- Kul Hakkı

- Yezidi Bir Gelenek: Aşure Tatlısı

- Hz. İbrahim'den Asrımıza Dersler

- Taklitçiliğin Boyutları

- Seb-ul Mesani Nedir?

- Kelle Sayılarak Gerçek Bulmak

- Kıyamet - Mahşer Günü ve Sonrası

- Kur'anda Namaz Vakitleri

- Kur'anda Cuma Konusu

- Salih Olmak Yetmez

- Hudeybiye Anlaşması Uydurma mı?

- Kitap Yüklü Eşekler

- Kur'andaki Hac

- Hz. Nuh'un Oğlu Kimdi? İftira mı?

- Ruhun Ağırlığına Başka Bakış

- Hz. İbrahim Yalancı Değildi

- İncil'de Kadına Bakış

- Şirkin Büyüğü Küçüğü Olur mu?

- Kur'andaki Abdest ve Hijyen

- Din de Bir Araçtır

- Kur'an Okumanın Zararları

- Kur'anda Dua Ayetleri

- Kur'anda Tarih Kavramı ve Bilinci

- Şekilsel Secde Kur'anda Yok mu?

- Salat ve salatı İkame

- Kur'andaki Emr Kavramı Üzerine

- Dindar İnsanlar Şirk Koşar

- Alak Suresinin İlk Beş Ayeti

- Men Arefe'nin Çözümü

- Kur'andaki Av Yasağı

- Fıtrat ve Namaz Vakitleri

- Kur'anda İnsan Hukuku

- Din Büyüklerini Tanrılaştırma

- Allah'a ve Muhammed'e Değil

- Kur'andaki Örnek Tevekkül

- Şekilsel Rüku Kur'anda Yok mu?

- Hz. İbrahim Kuşları Kesti mi?

- Ehli Sünnet Dininin Anayasası

- İnsan Allah'ın Halifesi mi?

- Kur'an Üzerinde Düşünmek

- Şirkin Kuyusuna Düşenlere Uyarılar

- Kur'an Ölülere Okunmak İçin mi İndirildi?

- Ayda Okunan Kur'an Masalı

- Hz. İbrahim, Safa ve Merve Masal mı?

- "Haç"er-ul Esved (!)

- Mevlana Sahte Bir Peygamber Değil mi?

- Tasavvufun Tanrısı İki Zıttır

- Kur'andaki Tasavvuf: Teveccüh

- Önce Batıl ve Hurafe İle Savaşalım

- Resuller Haram Kılamaz mı?

- Elçi Muhammed ile İnsan Muhammed'in Farkı

- Tarikatlarda Aracılar Rezaleti

- Nur Suresi 31. Ayet Nasıl Çarpıtılıyor?

- Sırat Kıldan İnce, Kılıçtan Keskin mi?

- Kur'anda Zalimler

- Bütün Mehdileri Çöpe Atıyoruz

- Kur'ana Göre Ramazan Ayı ve Haram Aylar

- Tasavvufçuların İlahı; Varlık ve Yokluk

- Tasavvufçuların Küçük Putları

- Sünnet Etmek yaratılışı Değiştirmedir

- Son Peygamberimizin Mektupları

- Fıtrat ve Namaz Vakitleri

- Mescid-i Aksa Nerede?

- Büyük Kandırmaca: Hadis

- Kur'an Neden Arapça Olarak İndirilmiştir?

- Kimin dini? Kimin Kitabı? Kimin Meali?

- Evliya Kelimesinin geçtiği Ayetler

- Şimdiye Kadar Yaşanan İslam

- Ayın Yarılması Diye Bir Mucize Yoktur

- Kabe Dikili Taş Değil mi?


Up | Down | Top | Bottom
 
Şu da emredildi: Yüzünü dine bir Hanif olarak çevir. Sakın müşriklerden olma.

Yunus Suresi 105

Ben bir Hanif olarak yüzümü gökleri ve yeri yaratana döndürdüm. Müşriklerden değilim ben.

Enam Suresi 79

İbrahim ne bir Yahudi idi, ne de bir Hıristiyan. O sadece hanif bir müslümandı. O müşriklerden değildi.

Ali İmran Suresi 67

Şu da kuşkusuz ki, İbrahim başlıbaşına bir ümmetti; bir Hanif olarak Allah'ın önünde eğiliyordu. Müşriklerden değildi.

Nahl Suresi 123

De ki Allah doğrusunu söylemiştir / vaadinde sadıktır.Haydi artık Hanif olarak İbrahim'in Milleti'ne uyun! Müşriklerden değildi o.

Ali İmran Suresi 95

Allah'a ortak koşmadan, Hanifler olarak... Allah'a ortak koşan kişi, gökten düşmüş de kendisini kuşlar kapışıyor veya rüzgar onu uzak bir yere fırlatıp atıyor gibidir.

Hacc Suresi 31


Up | Down | Top | Bottom

HABERLER

 

 








 

 

  Hanif Islam

 

Kur'an Çalışmaları
 Hanif Dostlar Ana Sayfa -> Kur'an Çalışmaları
Konu Konu: UYDURMA HADİSLER .... İSLAMIN KARA BOYASI Yanıt YazYeni Konu Gönder
Yazanlarda
Gönderi << Önceki Konu | Sonraki Konu >>
mim966
Katilimci Uye
Katilimci Uye
Simge

Katılma Tarihi: 28 ekim 2005
Yer: Turks and Caicos Islands
Gönderilenler: 51
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı mim966

UYDURMA HADİSLER .... İSLAMIN KARA BOYASI !

İslam’ı, Siyasi çıkarı için kullanmak isteyen İlk Siyasiler, Bu Yolun temelini attılar. –Sahabeden başlayarak- bazı “Ravilere” bunun işçiliğini yaptırdılar. İslam Alimleri; -İslam’a, gerçekten bağlı olan bazıları da dahil- Hadis ilmi açısından (Senetlerin sağlamlığı, Ravilerin güvenirliği, ... vs. vs) göre, İnce eleyip-Sık dokuyarak(?) sahihlerini seçtiler… Sahih Hadis kitapları ile bizlere kadar ulaştırdılar... Fakat, “Kuran’a-Akla uygun mu?” bu soru; cesaret edilip sorulamadan. Bu günlere gelindi...
Ve Bizde gereğini yapıp, tepe-tepe kullanıyoruz.

Nasıl mı…? İslam Karşıtları ve İslam’ı çıkarına kullananlar; Ellerindeki / Dillerindeki fırçalarla, “Bu Boyayı”, Enlerine-Boylarına kullanıyorlar… Yetmiyor: İslam’a gerçekten bağlı olduklarını düşünen “Zavallı Taklitçileri”; Akıl ve Kuran’la da devrelerini keserek, Bu boyaya boylarınca batırıp ortaya salıyorlar. Robot ordu tamamdır. Ellerini attıkları yer karalanıyor.

Yukarıda özetlediğim noktaları açmaya çalışalım: “Tüm Sahabenin yaptığı haktır, doğrudur”  kalın örtüsü ile Gerçekleri örtersek… Ve “İctihat farkı Rahmettir?” kolaylığına kaçarsak… Tarafların savaşma noktasına kadar gelmesini, Oluk gibi Mümin kanının akmasını, Ve “Büyük Haksızlıkların yapıldığını” anlatamayız.

UYDURMA YOLUN TEMELİ :
Tipik örnek: Ebu Süfyan, Mekkenin fethinden sonra -çıkarına olduğundan- mecburen İslam’ı kabul etmiştir. Oğlu Muaviye, Hz. Ömer ve Osmanın Halifeliği döneminde Şam Valiliği yapmış; Bu arada aşırı servet sahibi olmuş;
“...Kendiniz, ana babanız ve yakınlarınız aleyhlerine de olsa, Allah için şahit olarak adaleti gözetin;...4/135”
diyen Dinin, üst kademe yöneticisi olarak; Toplumu; Erkek Deveye “Dişi” demesini bile, tasdik edecek Robot haline getiren bir yönetim kurmuştur.

Ve Sıffin Savaşı: Muaviye, Yenileceğini anlayınca; Kılıçlara Kur’an sayfalarının takılması; Hakem Olayı ve Yüzük Hilesi !?? Bu Olaylar; İslam’ın çıkar için, Siyasete Alet edilmesinin, Büyük boyutlu ilk Örnekleridir. “Düşünen Mümin’im” diyen bir kişi, bu olayları, Akıl-Mantık süzgecinden geçirip, bir değerlendirilmesini yapmıyorsa / yapamıyorsa; -başkasını da aldatır mı bilemem?- Fakat Ömür boyu, kendisini “Aldanmaya” mahkum eder.

Muaviye, İktidara bu yöntemlerle gelmiş; Ve İktidarını korumak için de aynı yöntemleri uygulamıştır.
Bilindiği gibi; Peygamberimiz ve Dört halife Hadislerin Yazılmasına-toplanmasına onay vermemiş; Hatta önleyici tedbirler alınmıştır. Ebu Hureyre[1], Kab el Ahbar[2] gibi; çok ve yalan hadisler rivayet edenleri yakından izlemiş / sürmüşlerdir. [3]
Muaviye bunları sarayına almış; imkanlar sağlamış; [4] Bir nevi  “Hadis Uydurma fabrikası”  kurmuştur.  Ve karşılığını uydurma hadislerle almıştır.

** Allah’ın Resulu Muaviye’ye bir ok verdi ve şöyle dedi: Bu oku al ve cennette beni onunla karşıla!
** Allah’ın Resulu şunu derken duydum: Allah vahyini üç kişiye emanet etti: Ben, Cebrail ve Muaviye
** İşlerinizde Muaviye’yi bulundurunuz. Çünkü, o kavi ve emindir. [Tathir-ül-cenân]
** Ümmetimin en halimi ve cömerdi Muaviye bin Ebu Süfyan’dır. [İ.Süyuti]
** Muaviye’nin mülk sahibi olmasına fazla zaman geçmez. [Deylemi]

Muaviye için Uydurulan hadisler bunlardan ibaret değildir. Hepsi, yaptıklarına / Yapacaklarına, haram servetine birer Kılıf ve Zırhtır. Yaptıkları da, bunlardan ibaret değildir. Onlardan bir-kaçı:
Hz. Hasanla yaptığı anlaşmayı (Şartları?) bozmuş, Hz. Hasanı zehirletmiş (kişiliği?); Cuma Hutbesini -Cemaati, Ehli beyte hakaretlerini dinleme mecburiyetinde bırakmak için- Namazdan önceye almış; (Dine Resule saygısı?) Hilafeti soy Krallığına çevirmiştir. Oğlu Yezit; Kerbela vahşetini işlemiş; Peygamberimizin “Cennet çiçeklerim” dediği sevgili torunlarını hunharca Şehit etmiş, Ve hala kini dinmemiş, Hz. Hüseyin’in kesik başına hakaretler yağdırmıştır.

BİRAZ DÜŞÜNEBİLİR MİYİZ?
Ama Aklımızı ve Vicdan gözümüzü devre dışı bırakmadan.
İslam tarihinin, yukarda özetlenen Kara Sayfalarının her biri için, çok şey yazılabilir. Özet Sorularla açmaya çalışalım.
1-  Varsayalım; Peygamberimize ait olduğu söylenen (inandığınız); Muaviye’yi yücelten Hadisleri(?) duymadınız / bilmiyorsunuz. Yukarıdaki olayları da, “Dünya tarihinden bir parça olarak” okudunuz. Muaviye Ve Emeviler hakkında Ne düşünürdünüz? (Şimdi Niçin farklı düşünüyorsunuz?)
2-  Hadislerde(?) Geleceğe hatta Cennete ait İfadeler olduğuna göre; Peygamberimizin bunları -azından- bir ilham neticesi söylediğini kabul ediyorsunuz. “Muaviye’nin Yüceliği(!?!)"  İlham edilirken; Yukarda özetlenen olaylar... torunlarının hunharca öldürülmesi, hiç mi ilham edilmiyordu. -haşa- bu işi Yaratan noksan mı yapmıştı. Değilse, Peygamber bu ifadeleri nasıl kullanıyor? Muaviye, bunca hatalarına ve günahlarına rağmen bu yüceliklere (hatta cennete) nasıl layık oluyor. Yoksa bunları yaparken de mi sevap işliyor?  Böyle ise, Hz. Ali ve Çocukları -Yani Peygamber torunları- İslam’a zararlı unsurlar mı idi?... Yoksa İlham falan yok da -haşa- yüce Peygamber; Yağ mı çekiyor? Yalan mı söylüyor. Bu soruların arkası gelmez.
3- Hutbeyi Cuma Namazının önüne alması: Sebebin / Niyetin kötülüğü bir yana; “Peygamberden daha güzelini yapmış” demeden bunu savunamazsınız. Ve daha acısı; Muaviye’nin bu günahına, Asırlardır Hürmetle(!?) devam ediyoruz.
4- Ve hala; “Muaviye’den Şefaat bekleyecek kadar” Aklını devre dışı bırakan; Şartlandırılmış, saf Mümin Kişilerin bulunması; bu acıklı durumun diğer yarısıdır.

Netice: İslam’ı karalamadan, Muaviye’yi savunamazsınız. Bu Hadisere(!?) “Sahte” demeden; "İslam’ı karalama ve Muavıyeyi savunma” dan yakanızı kurtaramazsınız.... Eğer “Sahte” derseniz; Bu defada Kütüb-i Sittenin “Sahih” etiketi düşer.... bütün bunlardan İslam kaybetmez. Ama yine de Tercih Sizin. İslam’ı Karalamaya devam edebilirsiniz. Yalnız unutmayalım. Bu aynı zamanda, Muaviye gibi, İslam’ı çıkarına kullananlara Hizmet etmek anlamına gelir.

HADİSLERİN DERLENMESİ :
Ciddi anlamda derlemeye, Hicretten –yaklaşık- iki asır sonra başlanılmıştır. Bu altı-yedi nesil demektir. Bir an -çıkar vb- hiçbir yan etki olmadığını varsayalım. Bu şartlar içinde bile; İki cümlelik bir söz dahi, “olduğu gibi / hiç bozulmadan”  ulaşabilir mi? İstemeseniz de bu sorunun cevabı: “Hayır” dır.
Bu durumda; en iyi ihtimalle, Bazı hadisler için: -Eğer Kuran ve Akılla çelişmiyorsa- “Peygamberimiz tarafından, Anlam olarak ifade edilmiş olabilir”  denilebilir.
İmam Buhari “Sahihlerini, derlediği 600.000 [5] Hadis içinden seçtiğini, ... Bir bu kadarını da kitabına alamadığını” yazar. Bu ifadenin gerçek olduğu kabul edilirse -tekrarlar da dikkate alındığında- Bizzat İmam Buhari, derlediğı Hadislerin -azından- Yüzde 85-90’ının uydurma olduğunu Kendisi de kabul ediyor.
Fakat, Asıl sorun; “Sahih” olarak seçilenler; “Ne Ölçüde Sahihtir?  Kütübi Sitte de -galiba hepsinde- farklı ifadelerle yer alan, ve sayfalar tutan; Meşhur “Miraç hadisinden” kısa bir bölüm:
Göğün her katına çıkıldığında tekrarlanan diyalog
”Cibril (? Nolu) gök kapısını çaldı.
- Kim O ? denildi. Cibril:
- Cibril ! dedi.
- Yanındaki kimdir? Denildi. Cibril:
- Muhammed ! dedi.
- Ona Mi’rac daveti gönderildi mi? Denildi. Cibril:
- Evet gönderildi ! dedi. …”


Günümüzde, -insan yapısı- bir çok büyük bina da bulunan giriş tekniklerini dikkate alırsak; Semalara; Yaratanın huzuruna(?) çıkılırken yaşanan Bu ilkellik…? Sahih Hadis(?)... Peygamber anlatımı(?)...
Ve Hadisin Semadan dönüş kısmı: Namazın 50 vakitten 5 vakte indirilmesi için, Peygamberimizin, Hz Musa tarafından 5 (başka rivate göre 9) kez “Rabbine arza” geri gönderilmesi ve her gidişte 10 yada 5 vakit tenzilat yapılması!?! Buradaki yazılanlara göre; -biraz dikkatli okunursa- Hz. Musa büyük bir bilge, Peygamberimiz -haşa- bön ve saf zavallı, Değişmeyen kuralların Kanunların (Sünnetullahın) koyucusu Yüce Yaratan ise -haşa, en hafif tabirle- her gelindiğinde tenzilatlar yapan pazarlıkçı bir varlık?
Yüce Yaratanı, Kuran’ın anlattığı gibi bilen / inanan ve “Aklını kullanan” bir Mümin’in; İlkel bir aklın, sözde övmek için uydurduğu, Bu Hadisi(?) ürpermeden okuması mümkün müdür?

Bu uydurmalara; daha çok örnekler verilebilir. Sadece bir kitap ismi:
Doç. Dr. Ali Osman ATEŞ, “Hadis Temelli Kalıp yargılarda KADIN” isimli eserinde; Sahih(?) hadis Kitaplarından alınan, Kadınlar hakkındaki rivayetleri, Gerçek bir bilim adamı titizliği ile; Kuran, Akıl ve ilim açısından incelemiş ve “Sahih olamayacaklarını” ortaya koymuştur.
Bunu görebilmek için, “Aynı: Kuran / Akıl açısından” bakmak yeterlidir.

BAŞKA BİR ACI YARA :
İslam’ın karşıtlarından ve çıkarına kullananlardan; “İslam’a Saygı” bekleyemezsiniz. Dolayısı ile, onlar tarafından yapılanları -istemeseniz de- “doğal karşılamak” zorundasınız. Asırlar öncesinin; Matbaanın girmesine, Kuran’ın çevirisine karşı çıkan Zihniyetin uzantısı olarak; Samimiyetinden şüphe edemeyeceğimiz, Bazı Din Alimlerimizde; İlk bakışta, İslam’ın “Lehinde gibi görülen” hiçbir şeyi, “Acaba” demek; “Kuran'a arz etmek” cesareti gösteremeden[6], olduğu gibi kabul etmiştir. Onların açtığı bu kapıdan; Siyasiler ve Çıkarcılar… Ellerini, kollarını sallayarak girmiştir.

Netce: Bir tarafta, Malzemesini / Silahını ellerimizle verdiğimiz; Karşıtlar ve Sömürücüler; Diğer tarafta, Aklına / Beynine kilit vurarak, Şirkin kenarına (bazen içine) yuvarladığımız Büyük Çoğunluk....

SESLERİNİ BOĞMAK İSTEDİKLERİMİZ :
Allah Kendilerinden razı olsun. Yıllardır çaba gösterip; “Gerçek İslam bu değil, Kurandaki İslam Şudur, Şunlar Yozlaşmalar, Bidatlardır; Hutbe bu, Cuma bu, Teravih bu; Mezhep İmamlarının dedikleri bunlardır” diye yırtınanlara karşı; “Hayır, Yanılıyorsun” diyemiyorlar. Ne yapıyorlar? Gelsin karalamalar…

İSLAMIN, KUR’ANDAKİ ÖZÜNE DÖNMEK :
Evet yapılacak Tek Şey Bu’dur. Sahih denen Hadisler tek-tek Kuran’ın (elemesine / oluruna) arz edilecek. Geçebilenler; “Elçi tarafından Anlam olarak ifade edilmiş olabilir” olarak ayrılacak.
Bu; “Seçilenler Hüküm vermede esas olabilir” Anlamı taşımaz.
Eleme yapmak, “Kuran ortada iken” kolay gibi görülüyor. Fakat sanıldığından daha zordur.
“Ne yapılabilir,Nasıl yapılabilir” Bu, Ayrı bir yazı konusudur.

Saygılar Sunuyorum.

(Daha önce başka bir foruma astığım bu yazıda bazı değişiklikler yapılmıştır.)

DİPNOTLAR :
[1] Ebû Hureyre (r.a), Yemen’in Devs kabilesindendir. Hicret’in yedinci yılı başında Müslüman olup Medine’ye hicret etmiş ve Allah Resûlü’yle dört yıl bir arada kalma şerefine nâil olmuştur. ...(Hz. Ayşe, Ömer ve Ali’nin tepkilerine teviller getirilir) (fgulen sitesi)
Müslim’in Fezailus Sahabe’deki 159. Bölüm’ünde Ebu Hureyre’nin sırf karın tokluğuna Peygamber’le beraber olduğu anlatılır.
İbn Hazm sırf Baki bin Mahled’in müsnedinde Ebu Hureyre’ye ait 5374 hadis olduğunu söyler. Buhari bunlardan 446’sını kitabına almıştır. (Gün başına yaklaşık 4 hadis)
Hz. Ömer’in Ebu Hureyre’yi atadığı valilikten hırsızlıkları nedeniyle geri çağırttığı anlatılır. Hz. Ömer Ebu Hureyre’ye hitaben: “Seni Bahreyn’e vali yaptığımda ayağında bir çift ayakkabı yoktu. Sonra duydum ki sen 1000 dinara, 600 dinara atlar satın almışsın. ... der (Zehebi, Siyer).
Hz. Aişe ... “Sen Peygamber’den duymadığım hadisler rivayet ediyorsun!” ....”(Zehebi, Siyeru Alemin Nubela 2. cilt, sayfa 435).

[2] Kab el Ahbar: İsrailiyat’ı, Yahudi uydurmalarını dinimize en çok sokan kişidir.
Mahmud Ebu Reyye, Kab’ın Hz. Ömer’in öldürülmesinde parmağı olduğunu söyleyerek şu izahları yapar: “Hz. Ömer’in bu dahi Yahudi’yi akıllıca ve ısrarlı bir şekilde izlemesi ve .... bir takım çirkin emellerinin farkına varmasına rağmen sonunda o dehasının gücüyle Hz. Ömer’in uyanık ve iyi niyetli oluşuna galebe çalmış, gizli ve açık tuzağını kurmaya devam etmiştir.

[3] En çok korktuğu kişinin Hz. Ömer olduğu ... Ömer’in Ebu Hureyre’yi hadis naklinden dolayı tehdit ettiği ve tartakladığı hadis kitaplarında anlatılır. “Size naklettiğim şu hadisleri Ömer zamanın da anlatsaydım değneği ile beni döverdi.” der (Ez Zehebi – Tezki-retul-Huffaz) “Ömer ölünceye kadar Allah’ın Resulü buyurdu diyemezdik.” (Sahihi Müslim, 1. cilt, sayfa 34).
kendisinin aktardığı bir hadiste ise Hz. Ömer ona şöyle demiştir: “Ey Allah’ın ve Kitabının düşmanı! Allah’ın malını çaldın değil mi? Yoksa senin on bin dinarın nereden olacak?” (İbni Sa’d, Tabakat, 4. cilt, sayfa 59)
Hz. Ali şöyle demiştir: “Yaşayanlar arasında Allah Resulü’ne en fazla yalan isnat eden Ebu Hurey-re’dir.”(İbni Ebul Hadid, Şerhu Nehcul Belağa, 1. cilt, sayfa 360).
Hz. Ali minberden şu hutbeyi veriyordu: “Yanında hadis sayfaları bulunanlar gidip onları yok etsinler. Zira halkı helak eden olay, alimlerin naklettikleri hadislere uyarak Kuran’ı terk etmeleridir.”

[4] Emeviler Ebu Hureyre’ye el Akik’te bir köşk inşa edip arazi vermişlerdir.

[5] Ana dilimizde kaç kelime bildiğimiz sorulsa; Sözlüğü açıp, tek-tek kontrol etmeden cevap verebilir miyiz?
İmam buharının “Bildiği…Raviler hakkına birer olayı” bir yana bırakalım; Ravi Zinciri ile birlikte; Bir sayfaya Ortalama (üç) hadis sığdığı kabulüne göre; (200.000) sayfa; (500)er sayfalık (400) kitap eder. “Derlenen 600,000 Hadis içinden seçildiği” ifadesine bu açıdan bakılabilir mi? (Önce hepsini yazdı, diye düşünen var mı?)

[6] Tecrid Dibace de İmam Buharinin hafızasının kuvveti için aktardığı bir olay: “Bir defa bir çok zevat ile bir şeyhi dinliyorlarmış.” (herkes yazdığı halde onun yazmayıp sadece dinlemesi dikkat çekmiş. Yazan İki kişinin ısrarlı sorusu üzerine) “Görüyorum ısrarınız çoğa vardı. Yazdıklarınızı haydi ortaya çıkarın demiş. Yazılı evrakta Onbeşbin den ziyade hadis varmış. Hepsini ezberden o kadar dürüst okumuş ki” (Yazan iki kişi ondan düzeltmiş) (Yukarıdaki hesapla: 5000 Kitap sayfası eder). Zaman, bir-kaç saatlik vaaz -8 saat olduğunu var sayalım- Bu süre içinde, 5000 sayfalık bilgi Nasıl anlatılır? Nasıl yazılır?
Rahmetli M. Hamdi YAZIR, Ahmet NAİM, Kamil MİRAS; Samimiyetinden şüphe edemeyeceğimiz, Muhterem Kişilerdir. NAİM ve MİRAS; Tecride aldıkları hadislerde “Kur’ana / Akla uygun mu ?” sorusu sanırım hiç soramamış. YAZIR’da tefsirine, bazı hadisleri, (Ör: Miraç Hadisi) olduğu gibi almıştır.



__________________
Kişilikler değil Fikirler Eleştirilmelidir.
Yukarı dön Göster mim966's Profil Diğer Mesajlarını Ara: mim966
 
nuri72
Uzman Uye
Uzman Uye
Simge

Katılma Tarihi: 21 nisan 2005
Yer: ABD
Gönderilenler: 311
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı nuri72

[/quote=966].........Netce :  Bir tarafta, Malzemesini / Silahını ellerimizle verdiğimiz; Karşıtlar ve Sömürücüler; Diğer tarafta, Aklına / Beynine kilit vurarak, Şirkin kenarına (bazen içine) yuvarladığımız Büyük Çoğunluk....[/mim966]

ilginc

 



__________________
A'raf 194 Allah dışındaki yakardıklarınız sizin gibi KULLARDIR , eğer iddianızda haklıysanız , hadi çağırın onlarıda size cevap versinler
Yukarı dön Göster nuri72's Profil Diğer Mesajlarını Ara: nuri72
 
Alperen
Admin Group
Admin Group
Simge

Katılma Tarihi: 09 nisan 2005
Gönderilenler: 2974
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı Alperen

Selam Mim966

Gönlüne sağlık, ne de güzel özetlemişsin. Bu yazıdaki değerlendirmelerinden ziyadesiyle istifade ettim.

Rabbimiz ilmimizi ve kavrayışımızı artırsın.

Ebu Hureyre hakkında Mahmut Ebu Reyye'nin bizim de foruma aldığımız bir çalışması vardı. Okumayan dostlarımızın istifadelerine sunmak isterim.

http://63.231.71.139/forum_posts.asp?TID=387

Saygılar

 



__________________
Yunus 105. Şu da emredildi: "Yüzünü dine bir hanîf olarak çevir. Sakın müşriklerden olma!"
Yukarı dön Göster Alperen's Profil Diğer Mesajlarını Ara: Alperen
 
MSER
Katilimci Uye
Katilimci Uye
Simge

Katılma Tarihi: 09 agustos 2006
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 62
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı MSER

Selam mim966

Kur'an aklımızı kullanmaya davet ediyor, bunu yazında da belirtmişsin zaten, öğleyse hadisleri kökten rad edmek niye kardeşim, ayrıca hadislerin yazımının 2. asırda başladığından bahsetmişsin ama bu konu hakkında iki ayrı göruş daha var birnci görüş hadislerin Resulullah zamanında yazılmaya başlandığı hatta konu hakkında hadiste var, ikinci görüş hadislerin yazılmasına Resulullahın karşı cıktığı, bu konuyla ilğilide hadis var ve üçüncü görüş yani senin savunduğun görüş, şimdi bu üç görüşten birinin savunucusu olmak Kur'an ahlakıyla örtüşürmü, elbette örtüşmez,  ha o zaman biz müslümanlar Kur'an'ı ölçü alarak hadisleri değerlendirmek zorundayız

Selam ve dua ile



__________________
YANLIZ SANA İBADET EDER VE YANLIZ SENDEN YARDIM BEKLERİZ
Yukarı dön Göster MSER's Profil Diğer Mesajlarını Ara: MSER
 
safbilgi
Yasaklı
Yasaklı
Simge

Katılma Tarihi: 25 agustos 2006
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 841
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı safbilgi

selam mser

maide 43 İçinde Allahın hukmu bulunan tevrat yanlarında iken,nasıl oluyorda senın hakemliğine basvuruyorlar?daha sonrada verilen hükümden yüzçeviriyorlar.bunlar inanan kişiler değiller.

Ayette bir peygamber vefat ettıkten sonra varis olunan Kitabın hukum vereceği açık,bu Hz Muhammed dahı olsa.Ki senın kendi görüşünü yazmak için  yazdığın ayette peygamberımız Kurana furkana göre esas Hakeme göre hukum verıyor,kendi sözuyle değil.

Yukarı dön Göster safbilgi's Profil Diğer Mesajlarını Ara: safbilgi
 
mim966
Katilimci Uye
Katilimci Uye
Simge

Katılma Tarihi: 28 ekim 2005
Yer: Turks and Caicos Islands
Gönderilenler: 51
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı mim966

Başlıktaki yazımda sonradan bazı değişiklikler yapmıştım.
Son Şeklini "Düzeltme"  olarak yeniden astım.

Saygılarımla



__________________
Kişilikler değil Fikirler Eleştirilmelidir.
Yukarı dön Göster mim966's Profil Diğer Mesajlarını Ara: mim966
 
dost1
Admin Group
Admin Group


Katılma Tarihi: 28 haziran 2006
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 538
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı dost1

Selamün Aleyküm! Mim 966 Kardeşim!

 

Allah Razı olsun. Ne de güzel anlatmışsın.

 

Anlattıkların!!! Bunlar sadece kübün dışına sızanlardır diye düşünüyorum.

 

Kur’an’ı kendine Mürşid etmemiş olan kardeşlerimizin; Emevi zulmünü tanımadan bu dini tanıyabilmeleri olanaksızdır.

 

Bu zulüm bilinmeden –Kur’an devre dışı bırakılarak- tanınan dinin durumu??

 

Bu ve benzeri sitelerde tartışılanlar hep aynı konular değil mi?

 

Aynı dinin mensubu olduğunu belirten kardeşlerimiz değil mi birbirini tekfir ilan eden?

 Bu nasıl olabiliyor?

 

Mim966 yazdı:

“…Yukarıda özetlediğim noktaları açmaya çalışalım: “Tüm Sahabenin yaptığı haktır, doğrudur”  kalın örtüsü ile Gerçekleri örtersek… Ve “İctihat farkı Rahmettir?” kolaylığına kaçarsak… Tarafların savaşma noktasına kadar gelmesini, Oluk gibi Mümin kanının akmasını, Ve “Büyük Haksızlıkların yapıldığını” anlatamayız.”

 

Bu paragrafın altına yazılmasının uygun olduğunu düşündüğüm birkaç paragraf eklemek istiyorum.Lütfen ukalalık olarak algılamayın.

Anlattıklarınıza katkıda bulunmak için çarpıcı birkaç örnek vermek istiyorum.

İçtihat ve müçtehit kavramları sahabe ve tabiin döneminden uzun bir süre sonra kullanılmaya başladı. Çünkü sahabe ve tabiin, daha önce kendi yanından hükümlerin değiştirilmesini "tevil" diye adlandırıyorlardı. Halid b. Velid'in, Resulullah (s.a.a)'in temsilcisi Malik b. Nuveyra'yı öldürmesi olayında olduğu gibi... Halid bu davranışından dolayı halife Ebubekir'e: "Ey Resulullah (s.a.a)'in halifesi! Ben tevil ettim; ama isabet etmeyip yanıldım" diye mazeret getirmiştir.

Ömer'in Halid için; "O zina etti, onu recmet", demesi üzerine Ebubekir, "Onu recmedemem. O tevil etti ve yanıldı" şeklinde cevap vermiştir.

Zührî'nin Urve kanalıyla Aişe'den rivayet ettiği şu rivayette de böyledir:

"Namaz ilk farz olduğunda iki rekatti; bu namaz seferî namazı oldu; sefer dışında kılınan namaz ise tamamlandı (dört rekata oldu)."

Zührî der ki: Urve'ye; "O halde neden Aişe seferde namazı tam kılıyordu?" diye sordum. Urve, "O, Osman gibi tevil ediyordu" cevabını verdi.( Sahih-i Müslim, "salatu'l - musafir ve kasruha" babı, hadis: 3; Sahih-i Buharî, c. 1, s. 134, "taksiru's - salat" babı. Bu kaynakta "seferde" sözcüğünü Aişe annemizin saygınlığını korumak için silmiştir!)

İbn-i Hazm 'el-Fasl' adlı kitabında şöyle diyor: "Ebu'l-Gadiye, Ammar (r.a)'i öldürdü. O, Rıdvan Biati'ne katılmış, Allah'ın, temizliğine şahitlikte bulunduğu; kalbinde olanları bildiği, kendisine sükunet indirdiği ve ondan razı olduğu kişidir. Ebu'l-Gadiye tevilde yanılarak Ammar'a haksızlıkta bulunmuş içtihadında hatalı bir müçtehittir. Ona Allah katında ancak bir sevap vardır. Osman'ın (r.a) katilleri ise böyle değildir. Çünkü onu öldürmeleri için içtihat yapmaya hakları yoktu.( el-Fasl -İbn-i Hazm-, c. 4, s. 161.)

İbn-i Hacer, Ebu'l-Gadiye'nin biyografisinde şöyle diyor: Bütün o savaşlarda sahabelerle ilgili güçlü ihtimal şudur: Onların hepsi tevilde bulunmuşlardır. Yanılan müçtehide ise Allah katında bir sevap vardır. Tevil ve içtihat hakkına tüm insanlar sahipse, sahabenin buna sahip olması daha önceliklidir.( İsabe -İbn-i Hacer-, c. 4, s. 151.)

İbn-i Hazm, 'Muhalla' adlı kitabında, İbn-i Türkmenî de 'Cevheri'n-Nakî'de şöyle demişlerdir: İslam ümmetinden hiç kimse, Abdurrahman b. Mulcem'in Ali'yi öldürürken hak yolda olduğunu sanan, tevilde bulunan bir müçtehit olduğunda konusunda ihtilafa düşmemiştir. İşte bu yüzden İmran b. Hattan onun hakkında şöyle demiştir. 

Bu, takvalı birinden öyle bir vuruştur ki,

Bununla ancak Arş'ın sahibinin rızasını istedi.  

Ben o günde Allah'ın katında onun,

Terazisinin herkesten ağır olacağını sanıyorum.( Muhallâ -İbn-i Hazm-, c. 10, s. 484; el-Cevheru'n-Naki -İbn-i Türkmenî- (ö: 750 hicri), Sünen-i Beyhakî'nin haşiyesinde, c. 8, s. 58 – 59)

 

Şeyh Abdullatif 'Savaik'e yazdığı dipnotta şöyle diyor: Ali dönemindeki bütün sahabeler; ister yanında yer alsın, ister karşısında; isterse savaşan her iki ordudan çekilip gitmiş olsun; hepsi tevil etmişlerdir. Onlar bu hareketlerinden dolayı da adaletten düşmüş olmazlar! (Savaik'in  haşiyesinde, s. 209.)

İbn-i Kesir, Yezid hakkında şöyle der: Onun yaptığı kötülükleri ve işlediği günahları, "Tevil etti ve yanıldı" diye yorumlamışlar ve hakkında şöyle demişlerdi: "O, bütün bunlarla birlikte azledilmez fasık bir imamdı!... Ona karşı isyan etmek de caiz değildir. Onun, Harre günü Medine ehlinin başına gelen habere pek çok sevinmesinin sebebi de, kendisini imam görmesi, Medine halkının ise kendisine karşı isyan edip başlarına başka bir emir getirmesidir. Dolayısıyla, onun kendisine itaat etmeleri ve cemaatin yoluna dönmeleri için onlarla savaşmaya hakkı vardı.( Tarih-i İbn-i Kesir, c. 8, s. 223, özetle.)

Yukarıda zikrettiğimiz birinci rivayette de sahabe Halid b. Velid ve halife Ebubekir, Malik b. Nuveyre'yi öldürmeyi ve onun eşiyle bulunmayı 'tevil' diye adlandırmışlardır.

İkinci rivayette de, tabiinden olan Urve b. Zübeyr, Aişe'nin seferî namazı kendisinin rivayet ettiğinin aksine tam olarak kılmasını Osman'ın tevili gibi bir tevil diye adlandırmaktadır.

Ondan yıllar sonra h. 456'da ölen İbn-i Hazm'ın, Ammar b. Yasir'i öldüren Ebu-l Gadiye'yi, tevil ederek hataya düşen ve bir sevap alan müçtehid olarak tanımlamaktadır.

Yine görüyoruz ki, o ve h. 750'de yaşayan İbn-i Türkmenî-i Hanefî de onunla aynı görüşe sahip olup İbn-i Mulcem'i, İmam Ali (a.s)'ı öldürmek hususunda (tevil eden) bir müçtehit saymaktadırlar.

Yine görüyoruz ki, İbn-i Hacer (ö. h. 852) Hz. Ali (a.s)'a karşı yapılan savaşlara katılan bütün sahabelerin tevil ettiklerini söylemekte ve tevilinde hataya düşen müçtehidin ise bir sevap kazanacağını vurgulamaktadır!...

Değerli Mim966 Kardeşim!

 Daha fazla örnek vermeye elim varmıyor.

Yazınızda belirttiğiniz Kab el Ahbar kadar önemli olan Temim el Darimi ve biyografilerini vermek istiyorum.

Temim el Darimi:Hıristiyan olan Ebu Rakiye Temim b. Evs-i Darî, Ehl-i Kitabın meşhur alimlerinden, kendi döneminin rahibi ve Filistin'in tanınmış abidi idi.

Tebük gazvesinden sonra Medine'ye geldi ve hırsızlık yaptığı ispatlanınca cezalandırılmaktan kurtulmak için Müslüman oldu. Onun hırsızlık olayı şöyledir: Temim Darî, Sehmoğulları'ndan bir adam ve Adiyy b. Beda ile birlikte ticaret için Şam'a gitmişlerdi. Sehmoğullarından olan adam yolda öldü ve ölmeden önce Temim ve arkadaşına, mallarını akrabalarına teslim etmelerini vasiyet etti. Adam, eşyalarının arasında vasiyetini gizlemişti. Onlar da onun malından değerli bulduklarını aldılar. Bu eşyalar arasında, üç yüz miskal ağırlığında altın işlenen gümüş bir kupa vardı. Malın geri kalanını da ehline verdiler. Adamın akrabaları mallara aldıklarında onun vasiyetle bağdaşmadığını, bazı şeylerin eksik olduğunu gördüler. Oysa onlar ne satılmış ve ne de hibe edilmişti. Bunun üzerine durumu Peygamber'e (s. a.a) götürdüler. Peygamber (s. a.a) de ikindi namazından sonra minberin yanında onlara yemin ettirdi. Onlar ihanet etmediklerine dair yemin edince Hazreti Peygamber onları serbest bıraktı. Fakat çok geçmeden altın işlemeli kupayı Temim'in yanında buldular. Tekrar Temimle arkadaşını Resulullah 'in yanına götürdüler. Bunun üzerine, "Ey iman edenler!... Aranızda şahitlik..." ayeti indi. Sehmoğulları, onun babalarının eşyalarından olduğuna dair yemin ederek onu ve diğer mallarını Temim ve arkadaşından geri aldılar. Daha sonra Temim-i Darî itiraf etmek zorunda kaldı. Bunun üzerine Resul-i Ekrem  Temim'e, "Yazıklar olsun sana ey Temimli! İman et de Allah seni bağışlasın" buyurdu. Böylece Temim Müslüman olmak zorunda kaldı.

Halife Osman'ın öldürülmesinden sonra Şam'a gidip hicri 40. yılında ölünceye kadar Muaviye'nin korumasında rahat bir hayat yaşadı.

Kab el Ahbar:

Ebu İshak Ka'b b. Mati'. Ehl-i Kitab alimlerinin büyüklerinden ve Yemen'in önde gelen Yahudi alimlerindendi. İshak b. Ka'b, Medine'ye gelerek Ömer'in döneminde Müslümanlığını açıkladı. Halife Osman'a karşı ayaklanma belirtileri baş gösterince Şam'a intikal etti. Orada Muaviye'nin gözetiminde ve korumasında yaşadı. h. 34'de, 104 yaşında Hımıs'ta öldü.

İşte birçok açıdan İslami düşünceye olumsuz etkiler bırakan ve  bu durumu malum olan Yahudi Ka'bu'l - Ahbar'dır; çoğularının sandığı gibi Sahabe ve Tabiinde etki bırakan, varlığı olmayan uydurma Abdullah b. Sebe değil.

Değerli Kardeşim!

 

Mim966 yazdı:

3- Hutbeyi Cuma Namazının önüne alması: Sebebin / Niyetin kötülüğü bir yana; “Peygamberden daha güzelini yapmış” demeden bunu savunamazsınız. Ve daha acısı; Muaviye’nin bu günahına, Asırlardır Hürmetle(!?) devam ediyoruz

 

Şimdi “Cuma Namazı” ile ilgili yazdığına itirazlar gelir.

Kaynağını vermek de biz kardeşine nasip olsun. Serahsi’nin Mebsut’una bakılabilir. (Genellikle İlahiyat Fakültelerinde bulunmaktadır).

 

Rabb’im cümlemizin ilmini artırsın. İnşaAllah.

 

Kusursuz olan Alah’tır.

Şüphesiz en doğrusunu Allah bilir.

Sevgi,saygı ve muhabbetle.

Allah’a emanet olunuz.

 

Değerli Kardeşlerim!

Mim 966 Kardeşimizin yazdığı bu güzel yazının, aşağıda belirttiğim ayetlerin okunmasından sonra yeniden okunması dileğiyle.

 

Rabb’im Cümlemizin ilmini artırsın.İnşaAllah.

 

[002.089] [DI] Vaktaki Allah katından onlara, kendilerinde olanı tasdik eden Kitap geldi ki onlar bundan önceleri, inkar edenlere karşı kendilerine yardım gelmesini beklerlerdi, bildikleri gelince onu inkar ettiler. Allah'ın laneti, inkar edenlerin üzerine olsun.

 

[002.159] [DV] İndirdiğimiz açık delilleri ve hidâyet yolunu -kitapta onu insanlara apaçık göstermemizden sonra- gizleyenler yok mu, işte onlara hem Allah hem de bütün lânet ediciler lânet eder.

 

[004.093] [DI] Kim bir mümini kasden öldürürse cezası, içinde temelli kalacağı cehennemdir. Allah ona gazabetmiş, lanetlemiş ve büyük azab hazırlamıştır.

 

[011.018] [DI] Yalan söyleyerek Allah'a iftira edenden daha zalim kim vardır? İşte bunlar Rablerine götürülürler ve şahidler: «Rablerine yalan söyleyenler bunlardır» derler. Bilin ki Allah'ın laneti haksızlık yapanlaradır.

 

[033.057] [DI] Allah'ı ve Peygamber'ini incitenlere, Allah dünyada da ahirette de lanet eder; onlara alçaltıcı bir azap hazırlar.

Yukarı dön Göster dost1's Profil Diğer Mesajlarını Ara: dost1
 
ebu turab
Uzman Uye
Uzman Uye
Simge

Katılma Tarihi: 08 eylul 2006
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 529
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı ebu turab

selam,

mim966 ve dost1'e teşekkürler astıkları yazılar meselenin özünü fevkalade ifade eden yazılar

yeni çalışmalarınınzda başarılar dilerim.Allaha emanet olun



__________________
"sadece iki şey sonsuzdur evren ve insan ahmaklığı..
ilkinden o kadar da emin değilim." (albert einstein)
Yukarı dön Göster ebu turab's Profil Diğer Mesajlarını Ara: ebu turab
 
mim966
Katilimci Uye
Katilimci Uye
Simge

Katılma Tarihi: 28 ekim 2005
Yer: Turks and Caicos Islands
Gönderilenler: 51
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı mim966

Selam Dost1 Kardeşim...

Verdiğin Zengin ve Somut Örneklerle; yazının bir noksan yanını  tamamlamışsın... Sağol... Eline Sağlık. Yazını özel arşivime aldım.
İlgilerin için teşekkürler...

Saygılarımla 

__________________
Kişilikler değil Fikirler Eleştirilmelidir.
Yukarı dön Göster mim966's Profil Diğer Mesajlarını Ara: mim966
 
tetrial
Newbie
Newbie


Katılma Tarihi: 27 nisan 2007
Gönderilenler: 12
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı tetrial

selam.
mim966 kardesim,yazdiklarina aynen katiliyorum benim bunlara bir itirazim yok olamazda zaten,ama dikkat edersen konuyu aciklarken bazi hadislere yer vermissin ve delil getirmissin bu hadisleri konuna,iste bende tam bunu diyorum kur'an'la celismeyen hadisler bunlari red yoluna gitmemize ne gerek var?bunlari ayiramazmiyiz?dersenki  sahihini yada uydurmasini nereden bilecegiz bunlari ayirmaya gucumuz yetmez o zamanda su soru gelir,boyle konulari delillendirmek icin bu sekildeki hadisler delil getirilebiliyorsa demekki buna insanin gucu yeter.Bu yazimdan sizin hadisleri reddettiginizi soyledigim anlamini cikarmayin lutfen.Allah'a emanetsiniz,selametle kalin insaAllah...

 

Yukarı dön Göster tetrial's Profil Diğer Mesajlarını Ara: tetrial
 

Sayfa Sonraki >>
  Yanıt YazYeni Konu Gönder
Yazıcı Sürümü Yazıcı Sürümü

Forum Atla
Sizin yetkiniz yok foruma yeni mesaj ekleme
Sizin yetkiniz yok forumdaki mesajlara cevap verme
Sizin yetkiniz yok forumda konu silme
Sizin yetkiniz yok forumda konu düzenleme
Sizin yetkiniz yok forumda anket açma
Sizin yetkiniz yok forumda ankete cevap yazma

Powered by Web Wiz Forums version 7.92
Copyright ©2001-2004 Web Wiz Guide
hanif islam

Real-Time Stats and Visitor Reports Sitemizin Gunluk, Haftalik, aylik Ziyaretci  Detaylari Real-Time Stats and Visitor Reports

     Sayfam.de  

blog stats