Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
Selamün Aleyküm! Değerli Azadeh Kardeşim!
AZADEH Yazdı:
Bir zamanlar bu Vatanda, kimse kimsenin muhacirliğini, çerkezliğini, gürcülüğünü, arnavutluğunu, kürtlüğünü bilmezdi. ya da bir ayrıntı, köy ismi, ya da bir folklordü.
Bir zamanlar can dostum Ayhan, Sadece mazlum gözyaşını dindirmek için bir saniye bile düşünmeden bedenini Boşnaklara, Bosna'ya (..ve Allah'a) armağan etmişti.
Bir zamanlar, bir Ülke kuruluyordu. Milli Birlik ve bütünlük içerisinde elbette güzel hedefleri olan bir Ülke. "Türkiye Cumhuriyetini kuranlara Türk Milleti denir" diyordu bir fedakar İnsan, Atatürk., ne kafatası ne kan ne etnisizm vardı bu vatanda.
5000 yıllık büyük tarihin ilk ırkçı kalkışması, ilk ırkçı siyaseti bir yerlerden çıktı, malum yerlerden.
kürt olanları ben bilmek zorunda değilim. Bu Ülkede bilmek zorunda değil.
Allah belanızı versin.
|
|
|
Güzel tesbitlerinizin altında,
"Allah belanızı versin" sözünüz...
Bu sözü Kur'an'sal anlamda kullanıyorsanız ki,
"Alemlerin Rabbi olan Yüce Allah" bizleri sürekli belalandırıyor.
Rabbimiz, nimet veya külfet cinsinden sabır ve sebatı gerçekleştirecek her şeyin, fitne için bir araç olduğunu bildiriyor.
Enbiya; 35: Her can ölümü mutlaka tadacaktır. Fitne olmak üzere sizi Biz, şer ve hayır ile belâlandırırız. Ve siz yalnız Bize döndürüleceksiniz.
“Denemek, sınamak, bitkin düşürmek” anlamına gelen “belâlandırmak” sözcüğü bir çok ayette “belâ” ve bu sözcüğün türevleri şeklinde, “fitne” sözcüğü ile birlikte olmadan yer almıştır. Ama yukarıdaki ayetin ipucu olmasıyla anlaşılmaktadır ki “belâ” sözcüğü ve türevleri, kullanıldıkları ayetlerin hepsinde fitneye yönelik kullanılmıştır.
Aşağıdaki örneklerde de görüleceği gibi, ister elçilerin ister insanların tekâmülleri amaçlanarak yapılmış olan iyi ya da kötü tüm belâlandırmalar, birer fitneye yöneliktir.
Allah kaynaklı fitneler veya Allah’ın fitnelendirmesi, elçiler ve insanların olgunlaşmasına, olumlu yönde değişmesine, gelişmesine yönelik olduğu için fitne, bir tekâmül ve fiilî eğitim olmakta, fitneden geçenler de sabır ve sebat açısından güçlenmektedirler.
Nitekim Kur’an’da İblis’in ve diğer şeytanların etki edemediği kullar olarak bildirilen “muhles kullar” da, fitne ve belâlarla arıtılmış, saf, arı duru hâle getirilmiş kullardır.
“Fitne” sözcüğünün ifade ettiği eylemlere bakıldığında bu eylemlerin iki kaynağı olduğu görülmektedir:
İnsan kaynaklı fitneler, bazılarının “şeytan kaynaklı” olarak tanımladıkları da bu kapsamda olmak üzere, bizzat insanlar tarafından yapılan zulüm, işkence gibi başkalarına acı veren eylemler ile yine bizzat insanlar tarafından yapılan ve yaptırılan kışkırtma, ayartma, yanlış yönlendirme gibi toplumlarda karışıklığa, kargaşaya yol açan ve toplumun düzenini bozan eylemlerdir. Herkes tarafından görülen ve bilinen bu fitneler Kur’an’da bir çok ayette konu edilmiştir.
Allah kaynaklı fitneler ise, insanların saflaştırılmasına yönelik olan ve Müslümanların iyi bilmeleri gereken fitnelerdir. Yüce Rabbimiz, gönderdiği elçiler dahil herkesi (Müslümanları, insanları, toplumları) fitnelendirmekte; onları ateşe atıp eritmekte, cüruflarını dışa attırıp saf, arı duru hâle getirmektedir. Nitekim İbrahim, İshak ve Yakup peygamberlerin bu anlamdaki tekâmülleri Kur’an’da “fitne” sözcüğüyle değil, “ehlesna bi halisatin (mükemmel bir saflıkla saflaştırdık)” ifadesiyle anlatılmıştır. Yani, “fitne” eylemi için “halisa” sözcüğü kullanılmak suretiyle, bu sözcüklerin anlamdaş olarak kullanıldıkları belirtilmiştir.
Rabbimiz elçilerini ve diğer insanları niçin fitnelendirdiğini şu ayetlerde açıklamıştır:
Ankebut; 2, 3: "İnsanlar, fitnelendirilmeden, “İman ettik” demeleriyle bırakılıvereceklerini mi sandılar?
Ant olsun ki, Biz onlardan öncekileri de fitnelendirmiştik. Ki elbette Allah, doğru kimseleri bilmektedir ve elbette yalancıları da mutlaka bilmektedir. "
Furkan; 20: "Biz senden evvel de sadece yemek yiyen, çarşılarda yürüyen elçilerden gönderdik. Sizin bir kısmınızı bir diğerine fitne yaptık ki, bakalım sabredecek misiniz ve Rabbin çok iyi görendir."
Rabbimizin nasıl ve ne ile fitnelendirdiğini öğrenmek için ise, Kur’an’daki pek çok ayetten aşağıda bulunan birkaç tanesinin okunması yeterli olacaktır. Ancak ayetlerin, içinde bulundukları pasajla birlikte okunmasında daha çok yarar vardır:
Enfal; 28: Ve biliniz ki, mallarınız ve evlâtlarınız kesinlikle fitnedir. Kesinlikle de Allah katında çok büyük ecir vardır.
Ta Ha; 131: Ve kendilerini fitnelemek için basit hayatın çiçeği olarak, onlardan kimi çiftleri kendileriyle yararlandırdığımız şeylere (mal, mülk, evlât ve saltanata) sakın gözlerini dikme (rağbetle bakma). Ve Rabbinin rızkı daha iyi ve daha süreklidir.
Tegabün; 15: Kesinlikle mallarınız ve çocuklarınız sizin için bir fitnedir. Allah ise, büyük ecir kendi katında olandır.
En’âm; 53: Ve Biz, “Allah, aramızdan bunlara mı iyilikte bulundu” desinler diye, onlardan bazısını bazısı ile fitnelendirdik. Allah, şükredenleri daha iyi bilen değil midir?
Muhammed; 31: Kesinlikle Biz, içinizden cihad edenleri ve sabredenleri bilinceye kadar sizi belâlandıracağız. Haberlerinizi de belâlandıracağız.
Bakara; 155, 156: Ve de kesinlikle Biz sizi korkudan, açlıktan bir şeylerle; ve mallardan, canlardan ve ürünlerden eksiltme ile belâlandıracağız (imtihan edeceğiz).
Başlarına bir musibet geldiği zaman “Biz şüphesiz Allah`a aidiz ve yalnız O’na döneceğiz.” diyen şu sabredenleri müjdele!
Âl-i Imran; 186: Hiç kuşkusuz siz, mallarınız ve canlarınız hususunda belâlanacaksınız (imtihan olunacaksınız). Hiç kuşkusuz sizden önce kendilerine kitap verilenlerden ve Allah’a ortak koşanlardan bir çok eza da işiteceksiniz. Eğer sabreder ve Allah’a takvalı davranırsanız, şüphesiz işte bu azmi gerektiren işlerdendir.
En’âm; 165: Ve O sizi yeryüzünün halifeleri kılan, verdikleriyle sizi belâlandırmak (sınamak) için, kiminizi kiminizin üzerine derecelerle yükseltendir. Şüphesiz Rabbin, kovuşturması çabuk olandır ve şüphesiz O, çok bağışlayandır, çok merhamet edendir.
Kehf; 7: Biz yeryüzündeki kendisine süs olan şeyleri onların hangisinin daha güzel amel edeceğini belâlandırmamız (sınamamız) için yaptık.
Mülk; 2: O ki, hanginizin daha güzel iş yapacağınızı belâlandırmak (sınamak) için ölümü ve hayatı yarattı. O, çok üstündür ve çok bağışlayandır.
Değerli Azadeh Kardeşim!
"Allah belanızı versin"!!!
Yazdığınız bu cümle için;
Alemlerin Rabbi olan Yüce Allah cümlemizi de Kur’an’da ;İblis’in ve diğer şeytanların etki edemediği ,fitne ve belâlarla arıtılmış, saf, arı duru hâle getirilmiş “muhles kullar” ından eylesin. İnşaAllah.
Kusursuzluk sadece Allah'a mahsusdur.
En doğrusunu bilen Allah'tır.
Sevgi,saygı ve muhabbetle.
Allah'a emanet olunuz.
Enbiya; 35: Her can ölümü mutlaka tadacaktır. Fitne olmak üzere sizi Biz, şer ve hayır ile belâlandırırız. Ve siz yalnız Bize döndürüleceksiniz.
__________________ Halil Ay
|