Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
Ülkenin Genel durum ve görünüşü
2009 Yılı başında Milli Seferberlik ilan ettik. Ülkenin genel durumu ve görünüşü şöyledir :
Türkiye Cumhuriyeti, Batı Emperyalizmine karşı elde ettiği tüm başarıları masabaşında yitirmiş, ülke yöneticileri büyük bir hıyanet ile; cephede mücadele verdiği kuvvetlere, halkın boyun eğmesi adına mücadele vermiştir. Büyük Ortadoğu Projesi'ne eşbaşkanlık yapmakta olan taşeronlar, ülkenin kurucu iradesi olan ''HALK''ın inandığı kavram ve değerleri yozlaştırmak sureti ile, özgür ve bağımsız olan halkın, köleleşmesini sağlamışlardır. Küresel Dinazorlar, kendi ürettiği sistem bağlamında Globalizasyon amacına yönelik, tüm Ortadoğu ülkelerini sömürme yolunda büyük adımlar atmış, ''Ulusal Kurtuluş'' ruhu ile üretilen '' ''Muhasır Medeniyetin Üzerine Çıkma İdealinin'nin özgün toprakları olan Türkiye Cumhuriyetinin başına getirilen Emperyalist ittifaklar ; bu sömürüye ortak olarak, ülkenin tüm bağımsızlığını tehtid edici tutum ve davranışlar içerisine girmişlerdir.
Öyle ki, projemizin temelini muhafaza etmesi adına kurduğumuz siyasi oluşumlar dahi; bugün, Global Sömürücülerin ürettiği ekonomik uygulamaları ve AB Mandacılığını benimsemek sureti ile, bize ve halkına ihanet etmişlerdir.
Batının Ürettiği fikir ve ideolojileri iç çelişkilerimizi yorumlamadan yapılan TAKLİT MANİSİ Türkiye'nin Bağımsız halkının iç çatışmalara sürüklenmesine sebep olmuş, Anadolu Hümanizması kat'i suretle imha edilmiştir.
Türkiye'nin istikbalinin en büyük savunucuları olan Türkiye Gençliği, 1919'da ürettiğimiz ''ulus'' kavramını yozlaştıran KÜRESEL ELİTLERİN uşağı mandacıların oyunlarına gelerek, etnik kimlik mücadelesine girişmiş ; Öyle ki 1920'lerde omuz omuza mücadele veren türk-kürt-çerkez Atalarının kemiklerini sızlatmıştır.
Küresel Kapitalizmin sömürü uygulaması olan ''vasıtalar'' ve sistemler, meşru ve milli kılınarak ; Köylü ve İşçi ,Milli Brujuva katledilmiş, 1923'te temin ettiğimiz ''Ulusal Egemenlik'' tavrı imha edilmiştir.
Muazzez dinimiz İslam, Kurani temelinden alıkonarak ; Emevi ve Arap fikriyatı etkisine terk edilip, ürettiğimiz değerler ile çeliştirilerek ; özünde kabul görmeyen ''ruhban''ların gayrı-milli çabalarına hibe edilip, bir silah haline getirilmiştir.
Küresel anlamda savunuculuğunu yaptığımız, ezilen halkları bir tarafa ; bizim kurduğumuz Cumhuriyetin iktidarını temsil edenler, ''Efendi'' gördüğümüz köylümüzün ailevi şahsiyetine ithafen gayrı ahlaki beyanlarda bulunup, ülkenin en büyük temeli olan işçi ve köylü'nün vaziyetini mahfetmişlerdir.rehber edinin ülke aydınları, ulusun temelinde var olan ; Anadolu Hümanizmasının temelini teşkil eden ''Milli ve Manevi'' öğeleri benimsemeyen, özünde çözüm getirici fakat kabul görmesi muhtemel olmayan görüşler ardına düşmek sureti ile, ülkenin bağımsızlığı için üretilmesi gereken şuur'un oluşması sürecini olumsuz etkilemişlerdir.
Bunu yanı sıra, memleketin hertürlü ilerlemesine karşı olan mandacılar, halkın bağlı olduğu bu tahakküm psikolojisini kullanarak; ilerici atılımların tümünü imha etmiş, bunu yaparken ''halkın'' desteğini yanlarına almışlardır.
Küresel dinazorlar, emperyalizme evrilerek ; bölgemizi savaş alanına çevirmiş, halklar soykırıma maruz bırakılmış ve askeri işgale maruz bırakılmayan bölgelerin halkları, ekonomik bir kuşatma ile köleleştirilmiştir.
Bizleri cephede mağlup edemeyen ittifakların arkasındaki kudret olan; ''Küresel Elit Oligarşisi '', kendi ürettiği karşıtlarıyla el ele, ülkedeki iktidar ve muhalefeti bir arada himaye etmiş ; halk alternatifsiz ve biçare konuma itilmiştir.
Bursa'da, gençlerimize verdiğimiz öğüt unutulmuş, gençlik : Batı emperyalizminin ''uyutma taktiklerine'' kanarak, Kurtuluş Ruhunu yitirmiş ve ayakta kalanlar ise, yine bu sömürü odaklarının ürettiği fikirlerin çelişkilerinin ardına düşüp, ya masabaşı teorisyenliği yapmış, ya da ülkenin kurucu iradesi olan ''Ulus''un kendi içinde çatışmasına çanak tutmuştur.
İslam adı altında sunulan Arap-Emevi geleneği dinselleştirilerek, Yüce Dinimiz ve aynı zamanda ; anti-emperyalist mücadelenin en güçlü savunucusu olan İslam, toplumumuza anlatılmamış,Halk yozlaşmış öğretiler ile kandırılmıştır.
Ülkenin bütün kurumları, bu KÜRESEL ELİT işbirlikçisi, sahte kişiliklerce kuşatılmış, kadrolaşma yolu ile tüm mevziler elde edilmiştir.
Halkımız, tüm bu olan biteni kabullenecek kadar yozlaştırılmış, artık bu vaziyete karşı çıkanlara tepki verecek hale gelmişlerdir. BENCİLLİK ve BİREYCİLİK had safhaya ulaştırılmış, BİRLİK ve BERABERLİK duygularımız yok edilmiştir.
İşte Ülkenin içinde bulunduğu vaziyetin basit izah edilişi böyledir.
BUNLARA KARŞI DÜŞÜNÜLEN KURTULUŞ ÇARELERİ
Durumun dehşet ve korkunçluğu karşısında, her yerde, her bölgede birtakım kimseler tarafından Kurtuluş çareleri düşünülmeye başlanmıştı.Bu dağınık eylemlerin tek yürek olduğu Nisan Mitingleri dağınık halde bulunan milli reflekslerin birleşmesi adına büyük bir heycan oluşturdu.Fakat mitinglerde halkın tek yürek olup oluşturduğu parti programı mecliste kendine vucut verecek bir siyasi kadroya kavuşamadı.
Halk BİRLEŞİN dedikçe Birileri KAMPLAŞTI.
Milli Kurtuluş Platformu özelde Cumhuriyet Mitinglerinde vucut bulamayan milli iradenin genel anlamda neden kaynaklandığına dair soru sormayı ve bunu temin adına mücadele vermeyi kendine görev edinmiş bir harekettir.
Biz gençler aklın, bilimin,özgürlüğün ,Türkiye'nin KÜRESEL TASALLUTA sınırsızca açıldığı 1938'den sonrasının tüm eksikliği ve yükünü taşımaktadır..
Birileri bize sürekli ezberlertti.Buna BİLİM dedi.
Birileri bizi BESLEMEDİ ''ASTI''.Buna HÜRRİYET için dedi.
Üniversitelerden adeta cahil sürüleri olarak mezun edildik.
Tüm bu noksanlıklarımıza rağmen içinde bulunduğumuz durmu sorgulamayı hür insanın yükselişi olarak algılıyoruz.Dağınık halde bulunan milli kuvvetlerin başındaki aydınlarımıza hocalarımıza,liderlerimize,rehberlerimize soruyoruz.NEDEN BİRLEŞMİYORUZ.?İşte bu sorunun ardına düşen MKP 1919' da yaratılan refleksin günümüzdeki izlerini sürmektedir.
MKP, Batı'nın çeliştirdiği ;
Kemalist, Muhafazakar, Laik, Dinci, Sosyalist, Sağcı, Solcu, Alevi, Türk , Kürt, ….vb. farklılıkların özünde bir çatıdan doğduğunu; bunun ise 1.Milli Kurtuluşun ürettiği Kollektif toplum olduğu fikri ile, bazı yozlaştırdığı kavramların özkimliğine dönüşü ile bu birliğin tekrar sağlanacağını düşünmektedir.
Aynı zamanda, ekonomik-sosyal alanlarda, ANADOLU HÜMANİZMASININ imalatı olan altyapının önemine vurgulayan MKP, Kurtuluş Savaşımızın temsili olan Kuvva-i Milliye ruhunun özünde yatan ''BİRLİK'' hakikati nazarınca yol almaktadır.
Bu mücadele, AB Mandacılarını teşvik eden ihanet vakıflarının PARASAL desteği ile değil. 20-30 yaş arası gençlerin EMEK SEFERBERLİKLERİ ile üretilecek, sözde ve masabaşında kalmayıp, bu davaya iman etmiş bireyler toprağa düşene değin sürecektir.
Kurtuluş Savaşımız ardından başlayan büyük tasallut, taarruz karşısında, tüm kavramlarına SAHİP ÇIKMASI gereken Türk Halkı;
Dinini CIA ofislerinde vaazlar hazırlayan ılımlı islamcılara,
Kemalizmi, bağnaz kafalara,
Sosyalizmi, AB hibeleri ile kitaplar yazan BRÜKSEL SOLCULARINA,
Türklüğü, GENETİK IRKÇILIK yapan ayrılıkçılara,
Teslim etmeyecektir!
Bu hareket, 1919 Hareketinin 2009'daki devamı için bir yol aramaktadır
Kollektif bir çalışma, tutum ve dirayetin ürünüdür.
Çığırtkanlık ve hamaset edebiyatı ile değil,
Bilim ve Doğru eylem ile, halkı önceleyen ve uyanışın ancak ''Milletin kendi kaderini tayini'' ile mümkün olacağına inanan bu hareket ;
Çatıştırılıp, çeliştirilen kavramlarımızın aslında bir TEK'i oluşturan unsurlar olduğu bilinci ile;
1919'da ortaya koyduğumuz MUHASIR MEDENİYETİ'İN ÜZERİNE ÇIKMAK idealini sürdüren bir DİRENİŞ hareketi olacaktır.
Bu nedenle!vazifeye atılmak için, içinde bulunacağın vaziyetin imkân ve şerâitini düşünmeyeceksin.
KALPAKLARIMIZI TAKIYORUZ!!!
1919'dan 2008'e
www.millikurtulus.com
Milli Kurtuluş Platformu
|