Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
Said nursi ehli kitaptan olanları cennete yolluyor!!
Saidi Nursi’nin, Birinci Dünya Savaşı’nda Müslümanlara karşı savaşıp ölen Hırstiyanlar için söylediği, “Kafir de olsalar, onlar hakkında Rahmet–i İlahiye’nin mükafatları vardır” şeklindeki dudak uçuklatan sözleri idi. “Saidi Nursi’nin Kafkas Cephesi’nde Ruslara karşı savaşa katıldığını niye unutuyorsunuz?”
Sorusuna ; Hayır, unutmadık!
Uyduruk kerametler Saidi Nursi taraftarlarının en çok övündükleri husus, onun Kafkas Cephesi’nde Ruslara karşı savaşa katılmasıdır. Saidi Nursi’nin cepheye neden gitiği ya da gönderildiği daha sonra ayrıca ele alınıp değerlendirilecektir. Acaba Saidi Nursi cephede Ruslara kurşun sıkmış mıdır, aktif olarak savaşa katılmış mıdır? Bu konuda nurcu yayınlarda tam bir masalsılık ve efsane havası, uyduruk kerametlerle Saidi Nursi’yi havalara uçurma mantığı hakimdir.
Kafkas Cephesine giden Said; burada yazdığı İşaratül İcaz’da yine Hıristiyanlara seslenir ve şöyle der: “Kur’an size bütün bütün dininizi terk etmeyi emretmiyor. Ancak itikatınızı ikmal ve yanınızda bulunan esasat–ı diniyye üzerine üzerine bina ediniz diye teklifte bulunuyor.” (İşaratül İcaz s.55)
Yüzde kaç müslüman olacaklar?
Halbuki Sadi Nursi’nin söylediğinin tam aksine “Kur’an, Hristiyanlar’a dinlerini tamamen terk etmelerini, teslis yerine Tevhid’e koşmalarını, İncil’e değil Kur’an’a inanmalarını, Hz. Muhammed’i son peygamber olarak kabul etmelerini emreder.
Saidi Nursi Hristiyanlar’a “bütün bütüne dininizi terk edin” diye çağrıda bulunan Kur’anı adeta tahrif ederek, bunun tam tersini yansıtır risalelerine. Eğer Hristiyanlar dinlerini tam olarak terk etmeyeceklerse yüzde kaç Müslüman olacaklardır? Yüzde on, yirmi, otuz?!!!! Tam olarak dinlerini terk etmeyen, biraz Hristiyan, biraz Müslüman, biraz şundan, biraz bundan gibi bir itikat anlayışı Kur’an’da, yok
Böyle bir inanca sahip bir kişi hangi dine mensup olursa olsun o dinin adı İslam değildir.
’Askere gitmeyin’ çağrısı Hıristiyanlara böylesine yoğun aşkı olan Saidi Nursi askerlik kurumuna ise hiç de öyle bakmaz. Risale–i Nur talebelerine çağrıda bulunarak “askere gitmek yerine Kur’an çalışmak suretiyle zamanlarını daha iyi değerlendireceklerini” ifade eder. (Lem’alar,100) Oysa bir Müslüman pekala hem Kur’an çalışır hem de askere gidebilir. Kur’an öğrenmek askere gitmeye mani değildir. Gerçi Kur’an– Kerim’de “ilimle uğraşanların savaşa katılmayabilecekleri” (Tevbe–9) söylenmişse de yine Kur’anı Kerim’de “sizinle savaşanlarla savaşın”(Bakara–2) diye Müslümanlara emredilmiştir.
Ülkenin her tarafında haçlı askerlerinin çizmesi dolaşırken Saidi Nursi ‘nin nur talebelerine “askere gitmeyin!” diye fetvalar vermesi çok yadırganması gereken bir durumdur!!
Cephedeki gerçek misyonu neydi? Kur’an öğrenmenin yolu da öncelikle özgür bir vatana sahip olmaktan geçer. Ülkeniz düşman tarafından istila edilmesine rağmen siz hala “Kur’an öğreneceğiz” diye gençleri askerden uzak tutacak fetvalar veriyorsanız, yazık size!!
O yıllarda Saidi Nursi’nin hafife aldığı tasavvuf erbabı ise başlarındaki hocaların arkasında, “suffe alayları” olarak kurulan birliklerin başında, “Saidi Nursi’nin ‘onlar da cennete girecek’ dediği kafirlere karşı” savaşmakla meşguldu!!! Bütün bu gelişmelere bakınca Kafkas Cephesindeki savaşa sözümona katılıp, cephede yazdığı risalelerde “Hristiyanlara dinlerini tamamen terk etmemelerini” söyleyen, bu zırvasına da “haşa” Kur’an–ı delil gösteren Saidi Nursi’nin cephedeki gerçek misyonunu ayrıca incelemek gerekecektir.
Ey iman edenler! Yahudileri ve hıristiyanları dost edinmeyin. Onlar birbirlerinin dostudurlar. Sizden kim onları dost edinirse, şüphesiz o onlardan olur. Şüphesiz Allah, zalim kavmi doğru yola iletmez." (Maide,51)
Merak ettim neden said elif lam mimi nasıl açıklamış hani risaleler kuran tefsiriydi ya, yoksa kuran tefsirinin bu kısımı noksanmı ?.
Üniverstedeki nurcu olan Herkese neden zaman gazetesi alması dayatılırdı ? Neden öğrenciler zorla risalelerden ders yapar,? Kur’an ne güne duruyor?
said nursinin kitabında yazılanlardan hiç biriniz hiç bir şey anlamadığı fakat aptal konumuna düşmemek içinde kral çıplak demeye utandığınız yalan mı?!!!
nurcu tayfası ile “konuştuğumuzda” ustatlarının dahilde cihat olamayacağını kendilerine salıkladığığını, kendisininde böyle bir yol izlemediğini ileri sürerler..
Said nursi denen zat dahil ve hariç ayrımını neye göre yapıyor..? Sınırları misakı milli ile çizilmiş ve tağutun hükümlerinin yürürlükte olduğu topak parçası bir müslüman için dahil olabilirmi... ? Burada kutsallık toprağa mı atfediliyor... ? Dahil ve hariç in ölçüsü islam ahkamının uygulanıp uygulanmamasımı yoksa küfrün kanunlarının uygulanması pahasına belli bir toprak parçasımı..?? Eğer toprak parçasına bir değer atfedilecekse kutsallığı kur-anı kerimde Allah tarafından belirlenen mekke toprakları için peygamber niçin dahil demedi.. Burada cihad olmaz, kan dökülmez demedi...?
Keza said nursinin bu necip milletin evlatlarına silah çekilmez dediği ileri sürülmektedir... Bu nasıl bir mantıktır... ?? Bu görüşün sizce islami bir geçerliliği varmıdır..?? Eğer birilerine dedelerinin seckinliğine hürmeten silah çekilmeyecekse, peygamberimiz niçin kureyşlilere silah çekti...?? O kureyşlilerki hazreti ibrahimin ve ismailin torunları olduklarına hiç bir şüphe bulunmamaktaydı.!!
Zat-ı muhterem Said nursinin yığınlı eziyet kitaplarından net anlaşılacak bir şey yoktur.!!
şaşkınlar topluluğu olan nurcularıda said nursinin eserleri değil ayaklarına yatan nurcu abiler yönlendirir. Abilerde islamdan bi haber oldukları için bu (aklını ve fikrini başkalarına ipotek eden) boşluktaki beyinleri parmaklarının ucunda bir güzel oynatırlar.
Papanın elini ….ünü dahi öpmede Allah rızası olduğunu çok güzel bu kerizlere inanadırırlar.
Örn; Fetullah gülen kilise rahiblerinin hahamların ellerini öpmüş, öpmeyenleri düşman ve müşrik ilan ederek karşı cepheye rota yapmıştır.!
Ayrıca F.Gulen efendinin Ülkemizde o kadar ac insan varken muslumanlardan topladigi paralari gidip adi bile bilinmeyen ulkelerde okullar acarak carcur etmesinin vebali zaten buyuk.Allah herkesten hesap soracak nasil olsa...
İyi bakın iyi görün.Görün ki anlayın,anladığınızı düşünün ve idrak edin. Şimdi bakın nurculara ve fetullaha amerika aleyhine bir tek laf duydunuz mu bunlardan.? Fakat başka mezheplilere/mezheblere mensup müslümanların, mücahid müslümanların ne radikalliğini bırakılar ne sapıklığını...
Şeytan asıl sizin yolunuzu saptırıp, kıblenizi kabeden pentogana çevirmiş, bakınız hocanız bile orda.!!!
Risaleciler rica etsem bir sözlük kitabı vardı sizin hz. peygamberin hayatını 1 sayfayla anlatmış, Said Nursiyi 3,5 sayfayla Süpermen kerametli yaptığınız. Onu paylaşalım burada ne dersiniz?
Bediüzzaman, bazı haricî gazetelerde neşredilen “Niçin sünnet-i seniyyenin hilafına bekar kaldın?” sorusuna devrik cümleli anlaşılmaz abuk sabuk cevaplar vermiştir. eyyy koca bediüzzaman!
Bunca zor yanımsamaları yaparken neden bukadar basit bi şeyi yapmadın?Sakal Bırakmak sünnetti hani…. Neden sakalın yok??
Demekki dostlar meşgul adamın “Traş” yapmaya daha çok vakti oluyor muş!
Nur/32 İçinizden bekârları/dulları, bir de erkek hizmetçilerinizden ve halayıklarınızdan durumu uygun olanları evlendirin. Eğer yoksul iseler, Allah onları lütfundan zenginleştirir. Allah Vâsi'dir, Alîm'dir.
Neden ... Nur talebelerinin bekar kalanları takip edilmekte, muhakkak evlenmesi lazımsa bir nurcu ile evlenmesi emredilmektedir….? Bizim bacılarımız nasıl bir müslümandır??
Yazan; blindpoint®
Nurculuk Dini Nedir? Ne değildir? (Edip Yüksel)
Öncelikle gördüğünz gibi adından anlaşılacağı üzere bu dinin adı nurculuktur, İslam değil! Aşağıdaki kısa örneklerden bunu anlayacağız
Onları gördüğünde gövdeleri hoşuna gider. Bir şey konuşsalar sözlerine kulak verirsin. Onlar birbirine dayandırılmış keresteler/Hint kumaşı giydirilmiş kütük parçaları gibidirler. Her bağırtıyı aleyhlerinde zannederler. Düşmandır onlar; sakın onlardan! Allah onları kahretsin! Nasıl da aldatıp döndürülüyorlar!. (Münafikun 4)
1. “Tesettür teferruattır” diyerek kendi zannı ile beyanat verdi.
Şu Âyet-i kerime ile onun bu sözünü çürüttük:
Mümin kadınlara da söyle: Bakışlarını yere indirsinler. Cinsel organlarını/ırzlarını korusunlar. Süslerini/zînetlerini, görünen kısımlar müstesna, açmasınlar. Örtülerini/başörtülerini göğüs yırtmaçlarının üzerine vursunlar. Süslerini şu kişilerden başkasına göstermesinler: Kocaları yahut babaları yahut kocalarının babaları yahut oğulları yahut kocalarının oğulları yahut kardeşleri yahut kardeşlerinin oğulları yahut kendi kadınları yahut ellerinin altında bulunanlar yahut ihtiyaç içinde olmayan erkeklerden kendilerinin hizmetinde bulunanlar yahut kadınların kaygı duyulacak yerlerini henüz anlayacak yaşa gelmemiş çocuklar. Süslerinden, gizlemiş olduklarının bilinmesi için ayaklarını yere vurmasınlar. Ey müminler, Allah'a topluca tövbe edin ki kurtuluşa erebilesiniz! (Nur: 31)
Allah-u Teâlâ din-i İslâm’ında setri, örtünmeyi kesin şart koymuş, farz kılmıştır.
2. Hıristiyan papazları, yahudi hahamları ile hoşgörü toplantıları yaparak; “Keşke her köşeye bir hoşgörü vakfı kursak da herkes hoşgörü soluklasa.” dedi.
Şu Âyet-i kerime ile onun bu sözünü çürüttük:
Ey iman edenler! Yahudileri ve hıristiyanları dost edinmeyin. Onlar birbirlerinin dostudurlar. Sizden kim onları dost edinirse, şüphesiz o onlardan olur. Şüphesiz Allah, zalim kavmi doğru yola iletmez." (Maide,51)
Allah-u Teâlâ bu Âyet-i kerime’si ile yahudi ve hıristiyanlarla dost olmayı yasaklamış, onları dost edinenin onlardan olduğunu beyan etmiştir!!
3. “Kimse kimseye inancından dolayı ithamda bulunmayacak, kimse kimseye dininden ya da dinsizliğinden dolayı taanda bulunmayacak.” dedi.
Şu Âyet-i kerime ile onun bu sözünü çürüttük:
Ey Peygamber! Küfre sapanlarla, ikiyüzlülerle cihat et! Onlara sert davran! Onların varacakları yer cehennemdir. Ne kötü dönüş yeridir o! (Tevbe 73)
4. Hazret-i Allah’ın, Resulleri arasında vahiy elçisi olan Cebrâil Aleyhisselâm hakkında; “Gökyüzünden inse, parti kursa, kusura bakma ben senin partine girmem desteklemem derim.” dedi.
Şu Âyet-i kerime ile onun bu sözünü çürüttük:
Allah'a ve âhiret gününe inanan bir topluluğun, Allah'a ve resulüne karşı çıkanlarla sevgiye dayalı bir dostluk kurduğunu göremezsin. Bunlar onların ister babaları olsun, ister çocukları olsun, ister kardeşleri olsun, ister akrabaları olsun. Allah onların kalplerine imanı yazmış ve onları kendisinden bir ruhla desteklemiştir. Onları, altlarından ırmaklar akan cennetlere koyacaktır; sürekli kalacaklardır orada. Allah onlardan hoşnut olmuştur, onlar da Allah'tan hoşnut olmuşlardır. Allah'ın hizbi işte bunlardır. Dikkat edin, Allah'ın hizbi, başarıya ulaşanların ta kendileridir! (Mücadele 22 )
Bu Âyet-i kerime’yi Allah-u Teâlâ’nın emriyle getiren Cebrâil Aleyhisselâm’dır. Bu Âyet-i kerime’sinde “Ülâike hizbullah” = “Bu benim ve Resul’ümün partisidir.” diye ilân etti. Onun girmem dediği parti işte budur.
5. Necip tarikatlere dil uzatarak; “Tarikatler bir dönemdeki misyonunu eda etmişlerdir. Zaman böyle fert zamanı değil, cemiyet zamanıdır.” dedi.
Şu Âyet-i kerime ile onun bu sözünü çürüttük:
Gözünüzü açın! Allah'ın velîleri için hiçbir korku yoktur. Tasaya da düşmezler onlar. (Yunus: 62)
6. “Kadından idareci olmasının hiçbir sakıncası yoktur.” diyerek Resulullah -sallallahu aleyhi ve sellem-e ve Hazret-i Allah’a karşı gelmiştir.
Şu Âyet-i kerime ile onun bu sözünü çürüttük:
“Peygamber size neyi verdiyse onu alın, neyi yasak ettiyse ondan sakının.” (Haşr: 7)
Allah'ın, kentler halkından resulüne zahmetsizce aktardığı mal ve nimetler şunlar içindir: Allah, Peygamber, yakınlar, yetimler, yoksullar, yolda kalmışlar. Bu böyle düzenlenmiştir ki, o mal ve nimetler sizden yalnız zengin olanlar arasında dönüp duran bir kudret aracı olmasın. Resul size ne verdiyse onu alın; sizi neden yasakladıysa ona son verin ve Allah'tan korkun. Hiç kuşkusuz, Allah'ın azabı çok şiddetlidir. (Haşr 7)
7. Gerek himmet geceleri, gerek iftar ziyafetleri ile trilyonlarca lira para toplayıp Hazret-i Allah’ın emrine karşı geliyor.
Şu Âyet-i kerime ile onların bu icraatlarını çürüttük:
"Sizden herhangi bir ücret istemeyelere uyun. Onlardır doğruyu ve güzeli bulanlar." (Yasin 21)
Bu Âyet-i kerime’sinde Cenâb-ı Hakk para toplayanların doğru yolda olmadığını beyan ediyor.
8. Onların ise dini ayrıdır, kitabı ayrıdır, bütün beyanatları, icraatları kurdukları narcılık dinine göredir.
Şu Âyet-i kerime ile onların narcılık dinini çürüttük:
Fakat onlar işlerini aralarında parçalayıp çeşitli zübürlere/kutsallaştırmış hizip kitaplarına ayırdılar. Her hizip, yalnız kendi yanındakiyle sevinip övünmektedir. (Müminun 53)
Cenâb-ı Hakk inananları bir tek ümmet kabul ediyor ve teklikten ayrılanlar huduttan ayrılmış oluyor.
Dini Allah'a Has Kılanlara Selam Olsun
Yazan;Edip Yüksel
__________________
|