Yazanlarda |
|
mor ve ötesi Katilimci Uye
Katılma Tarihi: 15 nisan 2007 Yer: Turkiye Gönderilenler: 50
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
kur'anda ençok geçen sözlerden 2 tanesi İDRAK/FARKINDALIK tır. çoğunuzun bildiği gibi, acaba hitabın anlamı ne olaki?
__________________ SENİN AYNAN OLMAK İSTİYORUM
|
Yukarı dön |
|
|
mor ve ötesi Katilimci Uye
Katılma Tarihi: 15 nisan 2007 Yer: Turkiye Gönderilenler: 50
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
kendi kendine,sağırlar arasında türkü çağırmak senin ne haddine, bırak herkes kendi yolunda eğlensin...
__________________ SENİN AYNAN OLMAK İSTİYORUM
|
Yukarı dön |
|
|
Mircan Uzman Uye
Katılma Tarihi: 25 agustos 2005 Yer: Turkiye Gönderilenler: 1277
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
mor ve ötesi Yazdı:
kendi kendine,sağırlar arasında türkü çağırmak senin ne haddine, bırak herkes kendi yolunda eğlensin... |
|
|
Bu ne anlama geliyor mor ve ötesi???
Haddi aşanlardan olmaman temenisiyle...
Selam
|
Yukarı dön |
|
|
mor ve ötesi Katilimci Uye
Katılma Tarihi: 15 nisan 2007 Yer: Turkiye Gönderilenler: 50
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
allahualem haddi aşanlardan değiliz, dıyanetin müftüleri ile hıyanetin müftüleri arasına sıkışanlaranda değiliz çok şükür...
çok şükür kafası kumda olanlardan da değiliz...
allah yolunda samimi olanların yar ve yardımcısı olsun...
__________________ SENİN AYNAN OLMAK İSTİYORUM
|
Yukarı dön |
|
|
ibrahimim Uzman Uye
Katılma Tarihi: 17 ekim 2006 Yer: Turkiye Gönderilenler: 506
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
mor ve ötesi Yazdı:
kur'anda ençok geçen sözlerden 2 tanesi İDRAK/FARKINDALIK tır. çoğunuzun bildiği gibi, acaba hitabın anlamı ne olaki? |
|
|
Selam sayın kardeşim. Seni işittik, Allah'a hamdolsun sağır değiliz.
hem soru soruyorsun, hem sert çıkıyorsun, bence öğrenmek istiyorsan, biraz daha kibar ve tevazu içinde ol.
kardeş tavsiyesi, alırsın yada atarsın.
Not: sorunu ancak gördüm.
__________________ Ey inananlar, Allah'tan korkarsanız O size iyi ile kötüyü ayırdedici bir anlayış verir, kötülüklerinizi örter ve sizi bağışlar. Allâh büyük lutuf sâhibidir
|
Yukarı dön |
|
|
mor ve ötesi Katilimci Uye
Katılma Tarihi: 15 nisan 2007 Yer: Turkiye Gönderilenler: 50
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
allaha emanet olun, kafanızı gömdüğünüz kuma dikkat edin gözlerinize kaçmasın!!!
__________________ SENİN AYNAN OLMAK İSTİYORUM
|
Yukarı dön |
|
|
Mircan Uzman Uye
Katılma Tarihi: 25 agustos 2005 Yer: Turkiye Gönderilenler: 1277
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
mor ve ötesi Yazdı:
allaha emanet olun, kafanızı gömdüğünüz kuma dikkat edin gözlerinize kaçmasın!!!
|
|
|
Emin ol biz zaten Allah'a emanetiz...
Bu sitenin çekim gücü var heralde hala kopamadın:)
Neyse kal hadi belki birşeyler öğrenirsin...
|
Yukarı dön |
|
|
Guests Guest Group
Katılma Tarihi: 01 ekim 2003 Gönderilenler: -259
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
selam mor ve ötesi inşallah iysindir, kalplerde olanı Allah bilir ama Allau alem öğrenmek için sorsaydın böyle tepki vermezdin diye düşünüyorum ama doğrusunu Allah bilir tabiki bu benim zannımdır, bunu mevcut halini düzeltmen adına kardeş tavsiyesi olarak kabul et eğer doğruysa, birinden bir şey istenir baktı ki olmaz, farklı bir şekilde bir daha söylenir o da olmadı baktın adam kibirlendi ulen kerata sana bunu mu anlatacaz şimdi gibisinden bir yaklaşım oldu o zaman selam denir geçilir, eğer bu insanlar zannettiğin gibi yaptıysalar onların hatasıdır, sen kötülüğü en güzel olan tarzla uzaklaştırıp bir mesaj vermelisin, neyse kafanı ağrıtmayım bbu mesele hakkında, senin görüşlerini de paylaşmanı istiyerek ve eğer paylaşmazsan kafanı kırmakla tehdid ederek :) :) anladıklarımı paylaşırsam,
idrak ve farkındalık, soruyla direk neyi kastettiğini bilmiyorum ama benim aklıma gelen ilk ayet cuma suresinde ki kitap yüklü eşşek ayeti, ayeti dönemin şartlarına göre düşünürsek ve bu çağın araçları ile ele alırsak doğrusunu Allah bilir bu ayet bu çağda inse veri yüklü bilgisayarlar olarak inerdi herhalde, çünkü eşşek de bilgisayarda bilgiyi taşır, bilginin farkındadırlar ama idarkinde değilllerdir, komşu kabileye bilgi yollamak istersen yüklersin eşşeğin sırtına kitapları ve yollarsın, komşu kıtadaki arkadaşına bilgi yollamak istersen atarsın bir email yollarsın, eşşek farkındadır sırtında bir şeyler var ama idrakinde değildir onların neler olduğunun, dalgalardan izonosferden bir veri akışı vardır ama bunu taşıyan ağ sistemi akan bilgilerin idrakinda değildir, bireylerin idrak ve farkındalığını da bu şekilde değerlendirmek lazım, bunu somut bir örnekle daha açıklarsak geçen bir bakkal kardeşimi dükkanına ziyarete gittim tam o sırada bakkalın oğlu tartının üzerine üç beş domates, üç beş biber, bir kaç daha bir şeyler koydu ve babasına baktı, oğlum nasıl tartayım ben bunları gibisdinden bir bakış attı,,,
tartı üzerinde bulunan maddelerin farkında, ki bunun neticesinde ağırlıklarını gösteriyor amma,
idrakinde değil ki onları ayrıştırıp domatesin biberin kilosuna göre fiyatını veremiyor,
farkındalık teori idrak pratiktir, ki bunları yazarken sizin sormuş olabileceğiniz anlama göre yazıyorum farkındalığı farklı anlamda ele alırsak daha farklı şeyler de düşünülebilir, ama benliğimize tartı muamelesi yapmadan var olan maddelerin fiyatlarını basabilecek ayrıştırma yetsine sahip olmak ümidi ile diye bitiriyorum, bu arada mübarek hakkını helal et anca bu kadar sıkıştırabildim sorunun kapsamını, umarım en başda yazdıklarımdan da alınmamışsındır,
Allah'a emanet
selam ve dua ile
|
Yukarı dön |
|
|
mor ve ötesi Katilimci Uye
Katılma Tarihi: 15 nisan 2007 Yer: Turkiye Gönderilenler: 50
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
kardeşim,malik bin nebi!
sözlerinden alınmadım, ve sevindim, birazda olsa anlayan var diye...
öncelikle pazara malını satmaya çıkanlardan değiliz,çadırına seyirci toplamaya çalışanlarda da değiliz, elhamdülillah kimseye taraftar toplamaya çalışanlardan da değiliz...
sadece bir garip (abdullah) olmaya çalışıyoruz, derdimiz önümüzde olan baklava tepsisini tarife çalışmak, buda çok zor oluyor ama herhalde bizimde imtihanımız bu diye elimizden geldiğince dilimizin döndüğünce anlatmaya çalışıyoruz...
İDRAK/FARKINDALIK...
kur'anda en çok geçen ayetlerden; rabbim, idrak etmezmisiniz? farkında değilmisiniz? ve düşünmemezmisiniz? diye soruyor ayetlerinde...
kardeşim senin açıklamanda çok hoş,olması gereken gibi o tarzına ekleyecek bir şeyim yok, ancak ben şöyle dedim desem bir izah olurmu?
şöyle ki; insan olarak dışımızda (içselde olabilir) meydana gelen bir şeyi fark ettiğimizde! eğer bizde bir karşılığı varsa düşünürüz, düşündüğümüzde eğer bir nasibimiz varsa olayın künhünü idrak ederiz, idrak ile ilgili bir nasibimiz varsa o zaman yeni ufukların açıldığını yaşarız...
bir saatlik tefekkürün şu kadarlık ibadet ile eşdeğer olduğunu duymuş olmalıyız...
nasıl bir tefekkür olmalı ki bu, sonucu ne olmalı ki şu kadarlık ibadete eş değer olsun...
bu tefekkür rabbinin ayetleri ile ilgili idrak kapısını aralayan tefekkür olmalı değilmi?
tefekkür/düşünme insan olmamızın en önemli unsuru, eğer biz karşımızda ki insanların dillendirdiği düşünceleri üzerinde hiç düşünmeden kendi düşüncelerimiz katiyetle doğrudur diye hemen cevaplamaya kalkarsak ne kadar doğru davranmış oluruz?
bozuk bir saatin bile günde iki sefer doğru zamanı gösterdiğinden hareket ile söylenenleri değerlendirsek ve hiç olmazsa o iki doğruyu alma şansına sahip olmazmıyız?
sonra nasıl karşımızdakileri yargılama hakkına sahibiz ki? bu hakkı nereden alıyoruz, allah-ü azümşan kula kulu yargılama hakkını nasıl verdi? habibinin bile yargılama hakkı yokken,karşılaştığı hiç bir olayda olay hakkında ayet nazil olmadıkça hüküm vermemişken bize ne oluyor ki karşımızdakileri dinlemeden, dinleyip düşünmeden, düşünüp idrak etmeden hüküm sahibi oluyoruz...
müslümanın müslümana kırılmaması gerektiğinin bilincindeyim sakın yazdıklarımdan kırgınlığım olduğu sonucu çıkmasın, sadece öğrenme yolunda geçen ömrümüzde, öğrenmemiz nasip olanlardan bir kısmını becerebildiğimiz ve dilimiz döndüğünce kardeşlerimize anlatmaya çalışmak...
en başta dediğimiz gibi, kimsenin reklamcısı ve pazarlamacısı değiliz ve allahın sıkıca sarılmamızı istediği ipinden başkaca bir yolumuz da yok elhamdilillah, yaptığımız sadece araştırma yapılmasını sağlamak amacı ile ortaya konular atmak! biz ortaya konuşuruz, düşünen kafalar araştırır nasibi olanda idrak eder...
sadece nasibi olanlar...
__________________ SENİN AYNAN OLMAK İSTİYORUM
|
Yukarı dön |
|
|
dost1 Admin Group
Katılma Tarihi: 28 haziran 2006 Yer: Turkiye Gönderilenler: 538
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
Selamün Aleyküm! Değerli Mor ve Ötesi Kardeşim!
Mor ve Ötesi Yazdı:
"...nasıl bir tefekkür olmalı ki bu, sonucu ne olmalı ki şu kadarlık ibadete eş değer olsun...
bu tefekkür rabbinin ayetleri ile ilgili idrak kapısını aralayan tefekkür olmalı değilmi?
tefekkür/düşünme insan olmamızın en önemli unsuru, eğer biz karşımızda ki insanların dillendirdiği düşünceleri üzerinde hiç düşünmeden kendi düşüncelerimiz katiyetle doğrudur diye hemen cevaplamaya kalkarsak ne kadar doğru davranmış oluruz?
bozuk bir saatin bile günde iki sefer doğru zamanı gösterdiğinden hareket ile söylenenleri değerlendirsek ve hiç olmazsa o iki doğruyu alma şansına sahip olmazmıyız?..." |
|
|
Allah Razı olsun. Tefekkür tabî ki çok önemlidir.
“Tefekkür”, Yüce Rabbimizin, üzerinde önemle durduğu ve bizlere zorunlu kıldığı bir eylemdir. Bu sebeple “tefekkür” kavramının herkes tarafından iyice özümsenmesi gerekmektedir.
“Tefekkür” mastarı (tefekkere fiili), üç harfli olan “fikr” kökünden (fekere fiilinden) türemiştir. “Fikr” ise; “İ’mâl ül hatarı fi ş şey’i (Bir şey hakkında ham düşünce üretilmesi)” demektir (Lisan ül Arab, cilt 7, s. 146).
“Ham düşünce üretmek” anlamındaki “fikr” sözcüğünden türemiş olan “tefekkür” sözcüğü ise Lisan-ül Arab’da “teemmül” olarak, “teemmül” sözcüğü de “tesebbüt” olarak tanımlanmıştır (Lisan ül Arab, cilt 7, s. 146). Bu sözcüklerin Türkçe karşılıklarına göre “tefekkür”; “Herhangi bir mesele hakkında iyice, etraflıca düşünmek, zihni yormak, işin bilincine varmak, yani üzerinde düşünülen konuya ait bilgileri ve başka fikirleri karşılaştırmak, aralarındaki bağlantıları inceleyerek bir karara ve hükme varmak” anlamına gelmektedir.
Görüldüğü gibi “tefekkür”, ham düşünce olmadığı gibi, sadece düşünme yetisinin ürünü de değildir; düşünme yetisi ile birlikte, akıl, muhakeme, hafıza, dikkat gibi diğer melekelerin ortaklaşa ürettikleri bir yargıdır.
Kur’an, “tefekkür” dışında, insanlara gerçek başarının yolunu gösteren iki eylemin daha var olduğunu bildirmiştir. Bu eylemlerden biri “akletmek”, diğeri de “vahye kulak vermek”tir:
Mülk; 10: "Ve yine derler ki: “Eğer kulak vermiş olsaydık veya akletmiş olsaydık, sair/ Cehennem halkı arasında olmazdık.”
Furkan; 44: "Yoksa onların çoğunu vahye kulak verir veya akleder mi sanıyorsun? Onlar sırf hayvan gibidirler, hatta gidişatça daha sapıktırlar.
“Tefekkür”ün alt basamağı mahiyetinde olan “akletmek”, Kur’an’da mecazen “tefekkür” anlamında kullanılmıştır (Bakara; 44, 73, 76, 164, 170, 171, 242, Âl-i Imran; 65, 118, Maide; 58, 103, En’âm 32, 151, A’râf; 169, Enfal; 22, Yunus; 16, 42, 100, Hud; 51, Yusuf; 2, 109, Rad; 4, Nahl; 12, 67, Enbiya; 10, 67, Müminun; 80, Hacc; 46, Nur; 61, Şuara; 28, Ankebut; 35, 63, Rum; 24, 28, Kasas; 60, Ya Sin; 62, 68, Saffat; 138, Mümin; 67, Zümer; 43, Zühruf; 3, Hadid; 17, Casiye; 5, Hucurat; 4, Haşr; 14).
Ancak, “akletmek (aklı kullanmak, akıl yürütmek)” ve bu yolla “tefekkür”e ulaşmak herkesin yapabileceği bir şey olmayıp, bilginlere özgü bir beceridir. Yani bilgisizler “tefekkür” edemezler:
Ankebut; 43:"Bu örnekleri insanlara veriyoruz. Ama, bilginlerden başkası akletmez."
Kaynak:İşte Kur'an (Hakkı Yılmaz)
kusursuzluk sadece Allah'a mahsusdur.
En doğrusunu bilen Allah'tır.
Sevgi,saygı ve muhabbetle.
Allah'a emanet olunuz.
__________________ Halil Ay
|
Yukarı dön |
|
|
|
|