Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
NASIL KURAN OKUYALIM?
v Rab’bimiz kovulmuş şeytandan, kendisine sığınmamızı istiyor
16-Nahl-98-100: ‘’Öyleyse, Kuran okuduğun zaman kovulmuş şeytandan Allah’a sığın / Gerçek şu ki, iman edenler ve Rab’lerine tevekkül edenler üzerinde onun (şeytanın) hiçbir zorlayıcı gücü yoktur / Onun zorlayıcı gücü ancak onu (şeytanı) veli edinenlerle, onunla O’na (Allah’a) ortak edenler üzerindedir’’
v Rab’bimizi unutmadan, O’nun rızasına uyarak, O’nu gündemde tutarak, O’nun Kitabı olduğunun bilincinde olarak, O’nun bizi dosdoğru yola ileteceğine inanarak, öğüt alarak Kuran okumak
5-Maide-15-16: ‘’Ey Kitap Ehli, Kitaptan gizlemekte olduklarınızın çoğunu size açıklayan ve birçoğundan geçiveren elçimiz geldi. Size Allah’tan bir nur ve apaçık bir Kitap geldi. / Allah, rızasına uyanları bununla kurtuluş yollarına ulaştırır ve onları kendi izniyle karanlıklardan nura çıkarır. Onları dosdoğru yola yöneltip iletir’’
87-Ala-6-11: ‘’Sana okutacağız (sende bilgi birikimi sağlayıp başkalarına tebliğ ettireceğiz), sen de unutmayacaksın / Ancak Allah’ın dilediği başka / Çünkü O açıkta olanı da bilir, saklı duranı da / Ve seni kolay olan için başarılı kılacağız / Şu halde eğer öğüt ve hatırlatma bir yarar sağlayacaksa öğüt verip hatırlat / Allah’tan içi titreyerek korkan öğüt alır düşünür / Mutsuz bedbaht olan ondan kaçınır’’
80-Abese-3-12: ‘’Nerden biliyorsun belki o (kör) temizlenip arınacak? / Veya öğüt alacak, böylelikle bu öğüt kendisine yarar sağlayacak / Fakat kendini müstağni gören ise / İşte sen onda yankı uyandırmaya çalışıyorsun. / Oysa onun temizlenip arınmasından sana ne? / Ama koşarak sana gelen ise / Ki o, içi titreyerek korkar durumdadır / Sen ona aldırış etmeden oyalanıyorsun / Hayır, çünkü o (Kuran) bir öğüttür / Artık dileyen onu düşünüp öğüt alsın ‘’
v Rab’bimiz Kuran’ı okumamızı emrediyor ve ayetlerini bize göstereceğini, öğreteceğini belirtiyor
27-Neml-91-93: ‘’(De ki) ‘Ben ancak bu şehrin Rab’bine ibadet etmekle emrolundum ki, O burasını kutlu ve saygıdeğer kıldı. Herşey O’nundur. Ve müslümanlardan olmakla emrolundum / Ve Kuran’ı okumakla da (emrolundum). Artık kim hidayete gelirse, kendi nefsi için hidayete gelmiştir, kim sapacak olursa de ki: ‘Ben yalnızca uyarıcılardanım’ / Ve de ki: ’Allah’a hamdolsun, O size ayetlerini gösterecektir, siz de onları bilip tanıyacaksınız’ Senin Rab’bin yaptıklarınızdan gafil değildir’’
55-Rahman-1-4: ‘’Rahman (olan Allah) / Kuran’ı öğretti / İnsanı yarattı / Ona beyanı öğretti’’
v Yaratan Rab’bimizin adıyla, O’nu anarak, O’nun yüceliğini takdir ederek, gündemde tutarak ve O’nun ayetlerinin tüm insanlığa hitap ettiğinin bilincinde olarak okumak
96-Alak-1-5: ‘’Yaratan Rab’bin adıyla oku (İkra:Vahyolunacağı zihninde toparla, oku, tebliğ et) / O, insanı bir alaktan yarattı / Oku, Rab’bin en büyük kerem sahibidir / Ki O kalemle (yazmayı) öğretendir / İnsana bilmediğini öğretti’’
v Kuran’dan kolay geleni okumak
73-Müzzemmil-20: ‘’Gerçekten Rab’bin, senin gecenin üçte ikisinden biraz eksiğinde, yarısında ve üçte birinde kalktığını bilir; seninle birlikte olanlardan bir topluluğun da. Geceyi ve gündüzü Allah takdir eder. Sizin bunu sayamayacağınızı bildi, böylece tevbenizi kabul etti. Şu halde Kuran’dan kolay geleni okuyun. Allah sizden hastalar olduğunu, başkalarının Allah’ın fazlından aramak için yeryüzünde gezip dolaşacaklarını ve diğerlerinin Allah yolunda çarpışacaklarını bilmiştir. Öyleyse ondan (Kuran’dan) kolay geleni okuyun. Namazı dosdoğru kılın, zekatı verin ve Allah’a güzel bir borç verin. Hayır olarak kendi nefisleriniz için önceden takdim ettiğiniz şeyleri daha hayırlı ve daha büyük bir ecir olarak Allah katında bulursunuz. Allah’tan mağfiret dileyin. Şüphesiz Allah çok bağışlayandır, çok esirgeyendir’’
v Kuran’ı gereği gibi okumak, okurken kendi hevamıza, istek ve arzularımıza uymamak; Allah’ın ayetleri hakkında, din ile, Allah’la ilgili konularda bilgisizce konuşmamak. Kuran’ın kesin bilgi içerdiğinin bilincinde olmak
2-Bakara-118-121: ‘’Bilgisizler dediler ki: ‘Allah bizimle konuşmalı veya bize de bir ayet gelmeli değil miydi?’ Onlardan öncekiler de onların bu söylediklerinin benzerini söylemişlerdi. Kalpleri birbirine benzedi. Biz kesin bilgiyle inanan bir topluluğa ayetleri apaçık gösterdik / Şüphesiz Biz seni bir müjdeci ve bir uyarıcı olarak, hak (Kuran) ile gönderdik. Sen cehennemin halkından sorumlu tutulmayacaksın / Sen onların dinlerine uymadıkça, Yahudi ve Hristiyanlar senden kesinlikle hoşnut olmazlar. De ki: ’Şüphesiz doğru yol, Allah’ın (gösterdiği) yoludur’ Eğer sana gelen bunca ilimden sonra onların hevalarına uyacak olursan, senin için Allah’tan ne bir dost vardır nede bir yardımcı / Kendilerine verdiğimiz Kitabı gereği gibi okuyanlar, işte ona iman edenler bunlardır’’
7-Araf-32-33: ‘’De ki: ‘Allah’ın kulları için çıkardığı ziyneti ve temiz rızıkları kim haram kılmıştır?’ De ki: ‘Bunlar dünya hayatında iman edenler içindir, kıyamet günü ise yalnızca onlarındır’ Bilen bir topluluk için ayetleri böyle birer birer açıklarız / De ki: ‘Rab’bim yalnızca çirkin hayasızlıkları –onlardan açıkta olanlarını ve gizli olanlarını- günah işlemeyi, haklı nedeni olmayan isyan ve saldırıyı, kendisi hakkında ispatlayıcı bir delil indirmediği şeyi Allah’a ortak etmenizi ve Allah’a karşı bilmediğiniz şeyleri söylemenizi haram kılmıştır’’
v Kuran’ı Arapça, kendi dilimizde ve anladığımız dilde, düşünerek, aklımızı kullanarak, tertemiz bir akılla, önyargısız bir şekilde, anlayarak, öğüt alarak okumak
43-Zuhruf-1-4: ‘’Ha, Mim. Apaçık Kitaba andolsun / Gerçekten Biz onu, belki aklınızı kullanırsınız diye Arapça bir Kuran kıldık / Şüphesiz o, Bizim katımızda olan Ana Kitap’tadır; çok yücedir, hüküm ve hikmet doludur’’
19-Meryem-97: ‘’Biz bunu (Kuran’ı) senin dilinle kolaylaştırdık, takva sahiplerine müjde vermen ve direnen bir kavmi uyarıp korkutman için’’
12-Yusuf-1-2: ‘’Elif, Lam, Ra. Bunlar apaçık Kitabın ayetleridir / Gerçekten Biz, akıl erdirirsiniz diye, onu Arapça bir Kuran olarak indirdik’’
41-Fussilet-41-44: ‘’Şüphesiz kendilerine zikir gelince onu inkar ettiler, oysa o aziz (şerefi yüksek, üstün) bir Kitaptır / Batıl ona önünden de ardından da gelemez. (Çünkü Kuran) Hüküm ve hikmet sahibi, çok övülen (Allah) tan indirilmedir / Sana söylenen şeyler, senden önceki elçilere söylenenden başkası değildir. Şüphesiz Rab’bin hem elbette mağfiret sahibidir, hemde acı bir azap sahibidir / Eğer Biz onu Acemce (Arapça olmayan bir dilde, yabancı dilde) olan bir Kuran kılsaydık, herhalde derlerdi ki: ‘Onun ayetleri açıklanmalı değil miydi? Arap olana Acemce (Arapça olmayan dil) mi?’ De ki: ‘O iman edenler için bir hidayet ve bir şifadır. İman etmeyenlerin ise kulaklarında bir ağırlık vardır ve o (Kuran) onlara karşı bir körlüktür. İşte onlara (sanki) uzak bir yerden seslenilir’’
42-Şura-7: ‘’İşte Biz sana Böyle Arapça bir Kuran vahyettik, şehirlerin anasını (olan Mekke halkı) ve çevresinde olanları uyarman için ve kendisinde şüphe olmayan toplanma gününü (haber verip onları) uyarman için de. (O gün onların) Bir bölümü cennette, bir bölümü çılgınca yanan ateşin içerisindedirler’’
44-Duhan-58: ‘’Belki onlar öğüt alıp düşünürler diye, Biz onu (Kuran’ı) senin dilinle kolaylaştırdık’’
14-İbrahim-4: ‘’Biz hiçbir elçiyi, kendi kavminin dilinden başkasıyla göndermedik ki, onlara apaçık anlatsın. Böylece Allah, dilediğini şaşırtıp saptırır, dilediğini hidayete erdirir. O üstün ve güçlü olandır, hüküm ve hikmet sahibidir’’
38-Sad-29: ‘’(Bu Kuran) Ayetlerini iyiden iyiye düşünsünler ve temiz akıl sahipleri öğüt alsınlar diye sana indirdiğimiz mübarek bir Kitaptır’’
v Kuran ayetlerinin bir defada topluca değil, bölüm bölüm indirilmesi (nüzul), okunması; böylece ayetlerin iyice anlaşılmasının sağlanması
25-Furkan-32-33: ‘’İnkar enler dediler ki: ‘Kuran ona bir defada topluca indirilmeli (nüzul, iniş sırası) değil miydi?’ Biz onu senin kalbine iyice yerleştirelim diye böyledir (parça parça, ayet ayet indirdik) ve onu belli bir okuma düzeniyle (tertil) düzene koyup okuduk / Onların sana getirdikleri hiçbir örnek yoktur ki, Biz (ona karşı) hakkı ve en güzel açıklama tarzını (tefsir) getirmiş olmayalım’’
v Kuran ayetlerinin belli bir düzen içinde, ayet ayet, ağır ağır, düşüne düşüne ve geceleyin okumak (tertil) (Kuran'daki 'gece' kavramına bakmak gerek)
25-Furkan-32:’’İnkar edenler dediler ki: ‘Kuran ona tek bir defada, toplu olarak indirilmeli değil miydi?’ Biz onunla kalbini sağlamlaştırıp pekiştirmek için böylece (ayet ayet) ve onu belli bir okuma düzeniyle (tertil) düzene koyup okuduk’’
73-Müzzemmil-2-7: ‘’ Az bir kısmı hariç olmak üzere geceleyin kalk / (Gecenin) Yarısı kadar. Yada ondan biraz eksilt / Veya üzerine ilave et. Ve Kuran’ı ağır ağır, düşüne düşüne (belli bir düzen içinde) oku (tertil) / gerçek şu ki, Biz senin üzerine oldukça ağır bir söz (vahiy) bırakacağız / Doğrusu gece neşesi (gece ibadeti, insanın iç dünyasında uyandırdığı) etki bakımından daha kuvvetli, okumak bakımından daha sağlamdır / Çünkü gündüz senin için uzun uğraşlar vardır’’
v Kuran ayetlerini büyüklük taslamadan, düşünerek, inkar etmeden, hak olduğunu bilerek, doğruları destekleyerek okumak
23-Müminun-66-70:’’Gerçekten benim ayetlerim size okunuyordu, fakat siz topuklarınız üzerinde geri dönüyordunuz / Buna (ayetlerime) karşı büyüklük taslayarak, gece vakti de hezeyanlar sergiliyordunuz / Onlar yine de o sözü (Kuran’ı) gereği gibi düşünmediler mi, yoksa onlara geçmişteki atalarına gelmeyen bir şey mi geldi? / Yada kendi elçilerini tanımadılar mı ki, şimdi onu inkar ediyorlar? / Yahut ‘Onda bir delilik var’ mı diyorlar? Hayır o onlara hak ile gelmiş bulunmaktadır ve onların çoğu hakkı çirkin karşılıyorlar’’
v Bir sorunla karşılaştığımızda, hangisi doğru hangisi yanlış dediğimizde başvuracağımız Kuran’dır, Allah’ın Kitabıdır; Allah bizleri ayetleriyle uyarır
25-Furkan-1: ‘’Alemlere uyarıcı olsun diye, kuluna Furkan’ı (Hakkı batıldan, doğruyu yanlıştan ayıran Kuran) indiren (Allah) ne yücedir.’’
2-Bakara-185: ‘’Ramazan ayı… İnsanlara yol gösterici, hidayeti, doğruyu ve yanlışı birbirinden ayırdedip açıklayıcı (apaçık belgeleri kapsayan) Kuran onda indirilmiştir. Öyleyse sizden kim bu aya şahit olursa artık onu tutsun. Kim hasta yada yolculukta olursa, tutmadığı günler sayısınca diğer günlerde (tutsun). Allah size kolaylık diler, zorluk dilemez. (Bu kolaylık) Sayıyı tamamlamanız ve sizi doğru yola (hidayete) ulaştırmasına karşılık Allah’ı büyük tanımanız içindir. Umulur ki şükredersiniz’’
6-Enam-114-116: ‘’Allah’tan başka bir hakem mi arayayım? Oysa O size Kitabı açıklanmış olarak indirmiştir. Kendilerine Kitap verdiklerimiz, bunun gerçekten Rab’binden hak olarak indirilmiş olduğunu bilmektedirler. Şu halde sakın kuşkuya kapılanlardan olma / Rab’binin sözü doğruluk bakımından da adalet bakımından da tastamamdır. O’nun sözlerini değiştirebilecek yoktur. O tamişitendir, tambilendir / Yeryüzünde olanların çoğunluğuna uyacak olursan, seni Allah’ın yolundan şaşırtıp saptırırlar. Onlar ancak zanna uyarlar ve onlar ancak zan ve tahminle yalan söylerler’’
16-Nahl-64: ‘’Biz Kitabı ancak, hakkında ihtilafa düştükleri şeyi onlara açıklaman ve inanan bir kavme rahmet ve hidayet olması dışında (başka bir amaçla) indirmedik’’
v Din konusunda Kuran yeterli; Kuran’da insanlar için her örnek, açıklama, öğüt var
50-Kaf-45: ‘’Biz onların neler söylediklerini daha iyi biliriz. Sen onların üzerinde bir zorba değilsin, şu halde Benim kesin tehdidimden korkanlara Kuran ile öğüt ver’’
29-Ankebut-51: ‘’Kendilerine okunmakta olan Kitabı sana indirmemiz onlara yetmiyor mu? Şüphesiz bunda iman eden bir kavim için gerçekten bir rahmet ve bir öğüt (zikir) vardır’’
6-Enam-38: ‘’Yeryüzünde hiçbir canlı ve iki kanadıyla uçan hiçbir kuş yoktur ki, sizin gibi ümmetler olmasın. Biz Kitapta hiçbir şeyi noksan bırakmadık, sonra onlar Rab’lerine toplanacaklardır’’
18-Kehf-54-57: ‘’Andolsun bu Kuran’da insanlar için her örnekten çeşitli açıklamalarda bulunduk. İnsan herşeyden çok tartışmacıdır / Kendilerine hidayet geldiği zaman insanları inanmaktan ve Rab’lerinden bağışlanma dilemelerinden alıkoyan şey, ancak evvelkilerinin sünnetinin kendilerine de gelmesi veya azabın onları karşılarcasına gelmesini beklemeleridir / Biz elçileri müjde vericiler ve uyarıcılar olmak dışında (bir amaçla) göndermeyiz. İnkar edenler ise hakkı batıl ile geçersiz kılmak için mücadele ediyorlar. Onlar Benim ayetlerimi ve uyarıldıkları (azabı) alay konusu edindiler / Kendisine Rab’binin ayetleri öğütle hatırlatıldığı zaman sırt çeviren ve ellerinin önden gönderdiklerini (amellerini) unutandan daha zalim kimdir? Biz gerçekten kalpleri üzerine onu kavrayıp anlamalarını engelleyen bir perde (gerdik), kulaklarına bir ağırlık koyduk. Sen onları hidayete çağırsan bile onlar sonsuza kadar asla hidayet bulmazlar’’
17-İsra-89-96: ‘’Andolsun bu Kuran’da her örnekten insanlar için çeşitli açıklamalarda bulunduk. İnsanların çoğu ise ancak inkarda ayak direttiler / Dediler ki: ‘Bize yerden pınarlar fışkırtmadıkça sana kesinlikle inanmayız / Yada sana ait hurmalıklardan ve üzümlerden bir bahçe olup aralarından şarıl şarıl akan ırmaklar fışkırtmalısın / Veya öne sürdüğün gibi, gökyüzünü üstümüze parça parça düşürmeli yada Allah’ı ve melekleri karşımıza getirmelisin / Yahut altından bir evin olmalı veya gökyüzüne yükselmelisin. Üzerimize bizim okuyabileceğimiz bir kitap indirinceye kadar senin yükselişine de inanmayız’ Dedi ki: ‘Rab’bimi yüceltirim; ben elçi olan bir beşerden başkası mıyım?’ / Kendilerine hidayet geldiği zaman insanları inanmaktan alıkoyan şey onların: ’Allah elçi olarak bir beşeri mi gönderdi?’ demelerinden başkası değildir / De ki: ’Eğer yeryüzünde (insan değil de) tatmin bulmuş yürüyen melekler olsaydı, biz de onlara gökten elçi olarak elbette melek gönderirdik / De ki: ‘Benimle aranızda şahit olarak Allah yeter; kuşkusuz O kullarından gerçeğiyle haberdardır, tamgörendir’’
45-Casiye-6: ‘’İşte bunlar Allah’ın ayetleridir, sana bunları hak olmak üzere okuyoruz. Öyleyse onlar Allah’tan ve O’nun ayetlerinden sonra hangi söze iman edecekler?’’
v Allah’ın Kitabında çelişki olmadığının, bize yol göstereceğinin bilincinde olarak, doğruluğundan şüphe etmeden okumak, ayetlerin tümüne iman etmek
4-Nisa-82: ‘’Onlar hala Kuran’ı iyice düşünmüyorlar mı? Eğer o Allah’tan başkasının katından olsaydı, kuşkusuz içinde birçok aykırılıklar (çelişkiler) bulacaklardı’’
10-Yunus-37: ‘’Bu Kuran Allah’tan başkası tarafından yalan olarak uydurulmuş değildir. Ancak bu, önündekileri doğrulayan ve Kitabı ayrıntılı olarak açıklayandır. Bunda hiç şüphe yoktur, alemlerin Rab’bindendir’’
2-Bakara-2: ‘’Bu, kendisinde hiç şüphe olmayan, muttakiler için yol gösterici bir Kitaptır’’
2-Bakara-85: ‘’Sonra siz birbirinizi öldürüyor, bir bölümünüzü yurtlarından sürüp çıkarıyor ve günah ve düşmanlıkla aleyhlerinde ittifaklar kuruyor ve size esir olarak geldiklerinde onlarla fidyeleşiyordunuz. Oysa onları çıkarmanız size haram kılınmıştı. Yoksa siz Kitabın bir bölümüne inanıp da bir bölümünü inkar mı ediyorsunuz? Artık sizden böyle yapanların dünya hayatındaki cezası aşağılık olmaktan başka değildir, kıyamet gününde de azabın en şiddetli olanına uğratılacaklardır. Allah yaptıklarınızdan gafil değildir’’
v Kuran en doğru yola iletir, rahmettir
81-Tekvir-27-28: ‘’O (Kuran) alemler için yalnızca bir zikirdir / Sizden dosdoğru bir yön (istikamet) tutturmak dileyenler için’’
2-Bakara-2: ‘’Bu, kendisinde şüphe olmayan, muttakiler için yol gösterici bir Kitaptır’’
17-İsra-9: Şüphesiz bu Kuran en doğru yola iletir ve salih amellerde bulunan müminlere, onlar için gerçekten büyük bir ecir olduğunu müjde verir’’
7-Araf-52: ‘’Andolsun Biz onlara bir Kitap getirdik; iman edecek bir topluluğa bir hidayet ve bir rahmet olmak üzere, bir bilgiye dayanarak onu çeşitli biçimlerde açıkladık’’
v Kuran en güzel açıklama (tefsir)
25-Furkan-33:’’Onların sana getirdikleri hiçbir örnek yoktur ki, Biz (ona karşı) sana hakkı ve en güzel açıklama tarzını (tefsir) getirmiş olmayalım’’
75-Kıyamet-16-19: ‘’Onu (Kuran’ı kavrayıp belletmek için) aceleye kapılıp dilini onunla hareket ettirip durma / Şüphesiz onu toplamak ve onu okutmak biz ait (bir iş) tir / Şu halde Biz onu okuduğumuz zaman sen de onun okunuşunu izle / Sonra muhakkak onu açıklamak Bize ait (bir iş) tir’’
v Kuran ayetleri apaçık, bizleri karanlıklardan aydınlığa çıkarır
12-Yusuf-1: ‘’Elif, Lam, Ra: ‘’Bunlar apaçık Kitabın ayetleridir’’
15-Hicr-1: ‘’Elif, Lam, Ra. Bunlar kitabın ve apaçık olan Kuran’ın ayetleridir’’
5-Maide-15: ‘’Ey Kitap Ehli, Kitaptan gizlemekte olduklarınızın çoğunu size açıklayan ve birçoğundan geçiveren elçimiz geldi. Size Allah’tan bir nur ve apaçık bir Kitap geldi / Allah, rızasına uyanları bununla kurtuluş yollarına ulaştırır ve onları kendi izniyle karanlıklardan nura çıkarır. Onları dosdoğru yola yöneltip iletir’’
27-Neml-1-2: ‘’Ta, Sin. Bunlar Kuran’ın ve apaçık olan Kitabın ayetleridir / Müminler için bir hidayet ve bir müjdedir’’
v Kuran ayetleri herşeyi ayrıntılı açıklayandır, kolaylaştırılmıştır, Rab’bimiz bize bu ayetlerle öğüt verir
16-Nahl-89-90: ‘’Her ümmet içinde kendi nefislerinden onların üzerine bir şahit getirdiğimiz gün, seni de onlar üzerinde şahit olarak getireceğiz. Biz Kitabı sana herşeyin açıklayıcısı, müslümanlara bir hidayet, bir rahmet ve bir müjde olarak indirdik / Şüphesiz Allah adaleti, ihsanı, yakınlara vermeyi emreder; çirkin utanmazlıklardan, kötülüklerden ve zorbalıklardan sakındırır. Size öğüt vermektedir, umulur ki öğüt alıp düşünürsünüz’’
17-İsra-12: ‘’Biz geceyi ve gündüzü iki ayet kıldık; gece ayetini sildik de Rab’binizden bir fazl aramanız, yılların sayısını ve hesabı öğrenmeniz için gündüzün ayetini aydınlatıcı kıldık. Biz herşeyi yeterince açıkladık’’
10-Yunus-37-39: ‘’Bu Kuran Allah’tan başkası tarafından yalan olarak uydurulmuş değildir. Ancak bu, önündekileri doğrulayan ve Kitabı ayrıntılı olarak açıklayandır. Bunda hiç şüphe yoktur, alemlerin Rab’bindendir / Yoksa ‘Bunu kendisi yalan olarak uydurdu’ mu diyorlar? De ki: ‘Bunun benzeri olan bir sure getirin ve eğer gerçekten doğru sözlüyseniz Allah’tan başka çağırabileceklerinizi çağırın’ / Hayır, onlar ilmini kuşatamadıkları ve kendilerine henüz yorumu gelmemiş birşeyi yalanladılar. Onlardan öncekiler de böyle yalanlamışlardı. Zulmedenlerin nasıl bir sonuca uğradıklarına bir bak’’
54-Kamer-17: ‘’ Andolsun Biz Kuran’ı zikr (öğüt alıp düşünmek) için kolaylaştırdık. Fakat öğüt alıp düşünen var mı?’’
v Kuran’da ibret alınacak çok şey var. Rab’bimiz bize öğüt alıp düşünmemiz için Kuran’ı kolaylaştırmış, eski toplumların başına gelenlerden pek çok örnek vermiş, hepimizi uyarmış. O’nu, elçilerini ve ayetlerini yalanlayanların sonunun ne olduğunu, olacağını göstermiş
54-Kamer-3-5, 9-10, 14-19, 21-24, 30-35,39-42,51: ‘’Yalanladılar ve kendi hevalarına uydular, oysa her iş sonunda kendi amacına varıp karar kılacaktır / Andolsun onlara (kendilerini şirkten ve bozulmalardan) caydırıp vazgeçirtecek nice haberler geldi / (Ki herbiri) Doruğunda olgunlaşmış hikmettir. Fakat uyarmalar bir yarar sağlamıyor /…/ Kendilerinden önce Nuh kavmi de yalanlamıştı; böylece kulumuzu yalanladılar ve ‘Delidir’ dediler. O baskı altına alınıp engellenmişti / Sonunda Rab’bine dua etti: ‘Gerçekten ben yenik düşmüş durumdayım. Artık Sen (bu kafir toplumdan) intikam al’ /…/ (Gemi) Gözlerimiz önünde akıp gitmekteydi (Kendisi ve getirdikleri) İnkar edilmiş, nankörlük edilmiş (Nuh) a bir mükafat olmak üzere / Andolsun Biz bunu bir ayet (ibret) olarak bıraktık. Fakat öğüt alıp düşünen var mı? / Şu halde Benim azabım ve uyarıp korkutmam nasılmış? / Andolsun Biz Kuran’ı öğüt alıp düşünmek için kolaylaştırdık. Fakat öğüt alıp düşünen var mı? / Ad (kavmi) de yalanladı. Şu halde Benim azabım ve uyarmam nasılmış? Biz o uğursuz (felaket yüklü) sürekli bir günde üzerlerine kulakları patlatan bir kasırga gönderdik /…/ Şu halde Benim azabım ve uyarmam nasılmış? / Andolsun Biz Kuran’ı öğüt alıp düşünmek için kolaylaştırdık. Fakat öğüt alıp düşünen var mı? / Semud (kavmi) de uyarıları yalanladı / Dediler ki: ‘Bizden biri olan bir beşere mi uyacağız? Bu durumda gerçekten biz bir sapıklık ve çılgınlık içinde kalmış oluruz’ /…/ Şu halde Benim azabım ve uyarmam nasılmış? / Çünkü Biz onların üzerine bir tek çığlık gönderdik. Böylece onlar, ağıldaki çalı çırpı olan kuru ot gibi oluverdiler / Andolsun Biz Kuran’ı öğüt alıp düşünmek için kolaylaştırdık. Fakat öğüt alıp düşünen var mı? / Lut kavmi de uyarıları yalanladı / Biz de onların üstüne taş yağdıran bir kasırga gönderdik. Yalnız Lut ailesini (ayrı tuttuk), onları seher vakti kurtardık /…/ Şimdi azabımı ve uyarmamı tadın / Andolsun Biz Kuran’ı öğüt alıp düşünmek için kolaylaştırdık. Fakat öğüt alıp düşünen var mı? / Andolsun Firavun ailesine de uyarılar geldi / Onlar Bizim ayetlerimizin tümünü yalanladılar. Biz de onları üstün ve güçlü, kuvvetli olanın yakalayışıyla yakalayıverdik /…/ Andolsun Biz sizin benzerlerinizi yıkıma uğrattık. Fakat öğüt alıp düşünen var mı?’’
v Hepsi biraraya gelseler de Kuran’ın benzerini yapamazlar
52-Tur-33,36: ‘’Yoksa: ‘Onu (Kuran) kendisi uydurup söyledi’ mi diyorlar? Hayır onlar iman etmiyorlar / Şu halde eğer doğru sözlüler iseler, benzeri bir söz getirsinler / Yoksa onlar hiçbir şey olmaksızın mı yaratıldılar? Yoksa yaratıcılar kendileri mi? / Yoksa gökleri ve yeri onlar yarattılar? Hayır onlar kesin bir bilgiyle inanmıyorlar’’
2-Bakara-21-24: ‘’Ey insanlar, sizi ve sizden öncekileri yaratan Rab’binize kulluk edin ki sakınasınız / O sizin için yeryüzünü bir döşek, gökyüzünü bir bina kıldı. Ve gökten yağmur indirerek bununla sizin için ürünlerden rızık çıkardı. Öyleyse (bütün bunları) bile bile Allah’a ortaklar kılmayın / Eğer kulumuza indirdiğimizden (Kuran) şüphedeyseniz, bu durumda, siz de bunun benzeri bir sure getirin. Ve eğer doğru sözlüyseniz, Allah’tan başka şahitlerinizi çağırın / Ama yapamazsanız -ki kesin olarak yapamayacaksınız- bu durumda kafirler için hazırlanmış ve yakıtı insanlar ile taşlar olan ateşten sakının’’
11-Hud-13-14: ‘’Yoksa ‘Onu (Kuran) kendisi uydurdu’ mu diyorlar? De ki: ‘Haydi siz, yalan üzere uydurulmuş olarak onun benzeri on sure getirin ve eğer doğru sözlüyseniz, Allah’tan başka çağırabildiklerinizi çağırın’ / Eğer buna rağmen size cevap vermezlerse artık biliniz ki o, gerçekten Allah’ın ilmiyle indirilmiştir ve O’ndan başka ilah yoktur. Öyleyse artık siz müslüman mısınız?’’
17-isra-88: ‘’De ki: ‘Bütün insanlar ve cinler bu Kuran’ın bir benzerini getirmek üzere toplansa –onların bir kısmı bir kısmına destekçi olsa bile- onun bir benzerini getiremezler’’
v Rab’bimiz Kuran’a uymamızı emrediyor
2-Bakara-170: ‘’Ne zaman onlara ‘Allah’ın indirdiklerine uyun’ denilse onlar: ‘hayır biz atalarımızı üzerinde bulduğumuz şeye (geleneğe) uyarız’ derler. Ya atalarının aklı bir şeye ermez ve doğru yolu da bulamamış idiyseler?’’
6-Enam-106: ‘’Rab’binden sana vahyedilene uy. O’ndan başka ilah yoktur. Ve müşriklerden yüz çevir’’
10-Yunus-15: ‘’Onlara ayetlerimiz apaçık belgeler olarak okunduğunda, bizimle karşılaşmayı ummayanlar, derler ki: ‘Bundan başka bir Kuran getir veya onu değiştir’ De ki: ‘Benim onu kendi nefsimin bir öngörmesi olarak değiştirmem benim için olacak şey değildir. Ben yalnızca bana vahyolunana uyarım. Eğer Rab’bime isyan edersem gerçekten ben, Büyük günün azabından korkarım’’
6-Enam-19: ‘’De ki: ‘Şahitlik bakımından hangi şey daha büyüktür?’ De ki: ‘Allah benimle sizin aranızda şahittir. Sizi ve kime ulaşırsa onu, kendisiyle uyarmam için bana bu Kuran vahyedildi. Gerçekten Allah’la beraber başka ilahların da bulunduğuna siz mi şahitlik ediyorsunuz? De ki: ‘Ben şehadet etmem’ De ki: ‘O ancak bir tek olan ilahtır ve gerçekten ben sizin ortak etmekte olduklarınızdan uzağım’’
v Kuran Rab’bimiz tarafından korunuyor
15-Hicr-9: Hiç şüphesiz zikri (Kuran’ı) Biz indirdik, onun koruyucuları da gerçekten Biziz’’
v Başka kitaplardan değil Kuran’dan sorulacağız, Rab’bimiz ona sımsıkı sarılmamızı emrediyor
43-Zuhruf-43, 44: ‘’Şu halde sana vahyedilene sımsıkı tutun, çünkü sen dosdoğru bir yol üzerindesin. / Ve şüphesiz o (Kuran) senin ve kavmin için gerçekten bir zikirdir. Siz (ondan) sorulacaksınız’’
v ‘’Peygamberimizin şikayeti (‘’Toplumum bu Kuran’ı terk etti’’)
25-Furkan-30:’’Ve elçi dedi ki (diyecek ki): ‘Rab’bim gerçekten benim kavmim bu Kuran’ı terkedilmiş (bir kitap) olarak bıraktılar’’
v Rab’bimizin ayetlerine iman edenler ve onları inkar edenler
23-Müminun-57-61: ‘’Gerçekten, Rab’lerine olan haşyetlerinden dolayı saygıyla korkanlar / Rab’lerinin ayetlerine iman edenler / Rab’lerine ortak etmeyenler / Ve gerçekten Rab’lerine dönecekler diye, vermekte olduklarını kalpleri ürpererek verenler / İşte onlar hayırlarda yarışmaktadırlar ve onlar bundan dolayı öne geçmektedirler’’
3-Ali imran-18-19: ‘’Allah gerçekten kendisinden başka ilah olmadığına şahitlik etti, melekler ve ilim sahipleri de O’ndan başka ilah olmadığına adaletle şahitlik ettiler. Aziz ve Hakim olan O’ndan başka ilah yoktur / Hiç şüphesiz din, Allah katında İslamdır. Kitap verilenler ancak kendilerine ilim geldikten sonra aralarındaki kıskançlık va hakka başkaldırma (bağy) yüzünden ayrılığa düştüler. Kim Allah’ın ayetlerini inkar ederse (bilsin ki) gerçekten Allah, hesabı pek çabuk görendir’’
v Rab’bimiz bizi kitap yüklü eşek gibi olmaktan korusun
62-Cuma-5: ‘’Kendilerine Tevrat yükletilip de sonra onu (içindeki derin anlamaları, hikmet ve hükümleriyle gereği gibi) yüklenmemiş olanların durumu, koskoca kitap yükü taşıyan eşeğin durumu gibidir. Allah’ın ayetlerini yalanlayan kavmin durumu ne kötüdür. Allah zalim bir kavmi hidayete erdirmez’’
v Dinde zorlama yoktur
2-Bakara-256: ‘’Dinde zorlama (baskı) yoktur. Şüphesiz doğruluk (rüşd) sapıklıktan apaçık ayrılmıştır. Artık kim tağutu tanımayıp Allah’a inanırsa, o sapasağlam bir kulpa yapışmıştır; bunun kopması yoktur. Allah tamişitendir, tambilendir’’
10-Yunus-99: ‘’Eğer Rab’bin dileseydi yeryüzündekilerin tümü topluca iman ederdi. Öyleyse onlar mümin oluncaya kadar insanları sen mi zorlayacaksın?
v Rab’bimizin her an bizimle beraber olduğunun, doğru işler yaparsak bizi destekleyeceğinin, yanlış işler yaparsak da bunun bedelini ödeyeceğimizin bilincinde olarak yaşamak
58-Mücadele-7: ‘’Allah’ın göklerde ve yerde olanların tümünü gerçekten bilmekte olduğunu görmüyor musun? Üç kişinin gizli konuştuğu yerde dördüncüsü mutlaka O’dur. Beş kişinin gizli konuştuğu yerde altıncısı mutlaka O’dur. Bunlardan az veya çok olsunlar ve nerede bulunurlarsa bulunsunlar mutlaka O onlarla beraberdir. Sonra Kıyamet günü onlara yaptıklarını haber verecektir. Doğrusu Allah herşeyi bilendir’’
42-Şura-26: ‘’O, iman edip salih amellerde bulunanlara icabet eder ve onlara kendi fazlından arttırır. Kafirlere gelince, onlara şiddetli bir azap vardır’’
42-Şura-30: ‘’Size isabet eden bir musibet (ancak) ellerinizin kazandığı dolayısıyladır. (Allah) Çoğunu da affeder’’
Selam ile...
|