Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
Merhabalar Atilla
1-İmamların takva yönünden kendi dönemlerindeki
insanların en ilerisinde olduğundan kuşkum yok.
Bahse konu olan imamlar
neyin imamıdırlar? Mezhep dinciliğinin değil mi? O halde bu vasıftakiler kendi
bozuk dinlerinde takva sahibidirler.
Bu insanlar hakikaten
imam yani önder midirler? Topluluklara hangi konuda ne açıdan düşünce sıçraması
yaptırabilmişler? Yoksa bunlar sadece yatay düzlem işçileri midirler? Eski
kaplarda eski yemekler, başka neyi servis ederler? Yüzyılların tortusuna biraz
daha tortu, maharet mi bu?
Şimdi, imamlar yaptıklarında nasıl masum
olabilirler?
Kimse yaptığından masum
değildir. Ne imamlar ne de hatta resuller. Yanlış yanlıştır.
Bu kategorideki imamların
kişisel yanlışları haricinde, savundukları ve uyguladıkları mezhepsel doğruları
yanlışın şahı olabilir. Öyledir de…
Resuller dahi Allah’ın
temsilcisi değildir, elçisidir. Yanlışları İslamı ve Müslümanları bağlamaz.
Gerekli görülenleri Allah tarafından işaretlenmiş ve düzeltilmiştir.
Resul ve hele de imam fetişizmi
yakışmaz müslümana.
Gaybi bilen kimseler olarak böyle yaptıklarını
da bir yere oturtamıyorum.
İmamlar gaybı yani
aşkın anlamda gizliyi ve geleceği bilemezler. İmamlar bu konuda tartışılmaz doğru tadında bir şeyler söylüyorlarsa
kesinkes sallıyorlar demektir. Reyting ve prim endişesi. İlhamlar, rüyalar, film-kurgular sadece kişiyi
bağlar. Kahinlik hangi dinde kutsal bir meslektir?
Herkesin bildiği,
bilebileceği şeyler zaten konumuz olan gayb kapsamında değildir.
Allah son Elçisine bile
“ben gaybı bilemem” dedirtiyor. Bu mesaj anlamlı değil midir?
2-İmam Mehdi'nin elinde bulunan Sehife-i
Fatıma'ya da bir izah getiremiyorum.
Ne imam mehdi var, ne
de Kur’ana ortak Fatima sahifeleri. Şii sapıklığı bu. Said Nursi de savunur bu
vahiy(!) ürünü sahifelerden bazılarını.
3-Mehdi (a)'nin bu kadar zamandan beri yaşıyor
olması biraz mantık dışı değil midir?
Mehdi yani süperman
zaten hiç var olmadı ki ölümsüz olsun. Süperman ihtiyacı basık ve ezik
toplumların bozuk psikolojilerinin bir ürünüdür ancak.
4- Zulüm altında zor durumda olanların avunmak
maksadıyla veya ileriye dönük umutlar oluşturmak maksadıyla böyle yorumları
yaptıklarını ve bunda da bilgi açısından yeterli olmadıklarını gördüm.
Evet aynen
öyle. Avuntu bu sadece. Boş, kuru ve zararlı bir avuntu.
5-Beklenen Mehdi (a)'nin gelmesi için zulmün en
yaygın haliyle zirveye vurması gerektiğiyle ilgili yorumları da İslam'ın temel
hükümleriyle bağdaştıramıyorum.
Zulmün, barbarlığın
yaygın olmadığı bir zaman dilimi var mı tarihte? O halde neden her çağa bir
süperman göndermedi Allah? Neden son zamanda gönderecek? Ne ayrıcalığı var son
zaman insanının?
6-Beklenen günün gelmesine kadar takkiyenin de
bütün alanlarda serbest olması da zihnimdeki İslamla bağdaşmıyor.
Beklenen gün hep beklendi
duruldu zaten. İmamlar hesaplar yaptı. Sonra yan yattı, çamura battı.
Adnan Oktar dün TV’de
konuşuyordu. Beklenen günler 10-15 sene sonra gelecekmiş. Hz. İsa ve mehdi’nin
zuhuru mutlak gerçekmiş. Öyle bir altınçağ gelecekmiş ki herkes her şeyden memnun.
Eskilerin eskimeyen masalı, güzel uyutuyor.
7-İslami yorumun, fıkhın ve yaşantının temelini
oluşturan hükümlerin Mehdi (a)'nin 'gaybet-i kubrası' döneminde farklılık arz
etmesi de zihnimdeki İslami bilgilerle bağdaşmıyor.
Bu dinin yegane sahibi
olan ve ortaklar kabul etmeyen Allah
biricik kutsal kitabımızda ne Hz. İsa’nın ve Mehdinin zuhurundan, ne
Deccalle yapacakları fantastik savaştan ne de sonrasında gelecek altınçağ’dan
bahsetmiştir. Bunlarda dayanak Kur’an değil. Kur’anla haber verilmeyen gizli gerçekleri(!)
Son Resulümüzün Allah’ın sözüne ek, dine katkı bağlamında haber vermiş olması
da olası değil.
Hayal dünyasında
yaşamaya hemen, acilen son vermeliyiz.
Konu hakkında e-kitap: İsa, Mehdi, Deccal
Gelmeyecek
Muhabbetle,
Alperen
__________________ Yunus 105. Şu da emredildi: "Yüzünü dine bir hanîf olarak çevir. Sakın müşriklerden olma!"
|