HANiFDOSTLAR.NET

 

Kuran Müslümanı
 

(Şahıs odaklı din anlayışından Allah odaklı din anlayışına...)

Ana Sayfa Hanif Mumin  Iste Kuran Kurandaki Din  Kur'an Yolu  Meal Dinle Sohbet Odasi Hanifler E- Kitaplik Kütüb-i Sitte ?  ingilizce Site Kuran islami Aliaksoy Org  Hasanakcay Net Tebyin-ül Kur'an Önerdiğimiz Siteler Bize Ulasin

 

- Konulara Göre Fihrist

- Saçma Hadisler

- Hadislerin-Sünnetin İncelemesi

- Haniflikle İlgili Sorular Cevaplar

- Misakın Elçisi Kim?

- Kuranda Namaz/Salat

- Onaylayan Nebi

- Kuranda Namaz/Salat

- Enbiya 104

- Kuranda Yeminler

- Adem Hakkında Sorular

- Ganimetleri Resulün Eline Nasıl Vereceğiz?

- Allahın ındinde YIL ve DOLUNAYLAR

- Abese ve Tevella

- Hadisçilerce Tahrif Edilen Ayetler

- Mübarek Yer, Mübarek Vakit

- Arkadaş Peygamber

- Kuranın İndirilişinden Günümüze Gelişi

- Bir Türban Sorusu

- Kuran ve Bize Öğretilenlerin Farkı

- Namazın Kılınışı

- Hadislere Göre Namaz

- Kuranda Salat Namaz mıdır?

- Kuran Yetmez Diyen Uydurukçular

- Bizler Hanif Dostlarız

- Sahih Hadis mi İstersiniz?

- Hakkı Yılmaz'ın Tebyin Çalışması

- Kur'anı Anlamada Metodoloji

- Tarikatçıların Çarpıttığı Birkaç Ayet

- Nasıl Kur'an Okuyalım?

- Kur'anı Kerim Nedir?

- Kur'anda Oruç

- Allah'sız Bir Din ve Allah'sız Bir Kur'an İnancı

- Kuransız Bir İslam Anlayışı ve Müşrikleşme

- Meal Çalışmasına Davet

- Allah Şahit Olarak Kafi Değil mi?

- Doğru Hadisleri Ne Yapacağız?

- Kur'andaki Muhammed ve Peygamberlerin Misyonu

- Mahrem, Avret, Ziynet

- Nur Suresi Çeviri-Yorum

- Cilbab

- Resule İtaat Ne Demektir?

- Hadis Kalburcuları ve Kalburları

- Kur'anı Kerim'in İndiriliş Gayesi

- Kur'anda Amellere Karşı Cahili Yaklaşım

- İslamdışı İnanışlara Kur'andan Örnekler

- Biri Şu Haram Üretim Tesislerini Kapatsın

- Tasavvufta İslam Var mı?

- İslamda Delil Sorunu

- Kurban Kesmek

- İlahi Hitabın Serüveni

- Ecel Nedir?

- Şirk, İşrak, Müşrik, Müşareke, Müşterik

- Büyü Yapan ve Yaptıranlar

- Peygamberlere Karşı Rabbani Yaklaşımlar

- Salat-ı Tefriciye yada Zikri Çarpıtmaya Bir Örnek

- Mucize Nedir?

- Ayrılıkların Nedenleri

- Sıfır Hata veya Kur'an

- Haniflik Nedir?

- Rabıta İle Şeyhlere Tapanlar

- Hadis Zindanının Mezhepçi Mahkumları

- İslam Dininin Öğrenilmesinde Kaynak Sorunu

- Fasık ve Münafıkların Genel Tanımlaması

- Hadisler, Hıristiyanlık ve Selman Rüştü

- Kur'anı kerim'in İndiriliş Gayesi

- Müstekbirlere Karşı Cahili Yaklaşım

- Halis-Hanif İslam

- Kur'anda Şefaat

- Fuhuş Tellalı Tefsirciler

- Hayızlıyken Neden Namaz Kılınmasın?

- Cebrail, Vahiy, Melek

- Dindarlıkta Müşrikleşme Temayülü

- Büyü Yapan ve Yaptıranlar

- Yaratılış, Adem, Havva

- Kur'an Yerel mi, Evrensel mi?

- Reform Dinde mi, Dindarlıkta mı?

- Ne Mutlu Tağutu Olmayanlara

- Peygambere Saygı(?)

- Hadislere Kanıt Diye Gösterilen Ayetler

- Allah Nazara Karışmadı mı?

- Kur'anı Kerimle Amel Etmek Mümkün mü?

- Kur'anda İnkar Edenlerin Vasıfları

- Müminlerin Vasıfları

- Allah'ın Vasıfları

- Kur'anın Vasıfları

- Dine Karşı Cahili Yaklaşımlar

- Kur'an Merkezli Din

- İrin Küpü Patladı; Mevlana

- Hurafe ve Bidatlar

- Peygamberi Tanrılaştırma

- Hz. İsa'nın Ölümü

- Allah'ın Mesajının Adı: Kelamullah

- Allah'ın Resule Uyarıları

- Kur'ana Göre Tenkit ve Eleştiri Nasıl Olmalı?

- Kur'anda Sevgi

- Sofuların Devlet Desteğiyle Desteklenmesi

- Hans Von Aiberg Aldatmacası

- Kabir Azabı Safsatası

- Kur'an Kıssalarının Önemi; Masal Değiller

- Kur'anda Toplumsal Sünnetler

- Tefsirde İsrailiyyat

- Kardeş Evliliği Olmadan Çoğalma

- Hans Von Aiberg Tutuklandı

- Kur'anda Tevbe Kavramı

- Yaşar Nuri Öztürk'ün Yorumuyla Namaz

- Karadelikler; Bir Büyük Yemin

- Mezhepçilerin Ümmi Açmazı

- Kabe Nedir? Mekkede midir, Kudüste mi?

- Kur'anda Ruh Kavramı

- Kur'anda Nefs Kavramı

- Amin Kavramı ve Putperestlik

- Diyanet İşleri Başkanlığının Sitemize Cevabına Cevaplar

- Resul ve Nebi -1

- Resul ve Nebi -2

- Sapık Bir Fırka: Hansçılar

- Cihad mı, Çapulculuk mu?

- Kur'an Deyip Namazı Yok Sayanlar

- Cennete Sadece Müslümanlar mı Girecek?

- Kur'anda El Kesme Cezası var mı?

- Nazar veya Göz Değmesi Var mı?

- Şehadet Getir, Münafık(?) Ol

- Kur'anda Eleştiri Metodu

- Hacc Mekkede mi, Bekkede mi?

- İslami Tebliğde Kur'an Metodu

- Saptırılan Kavram: Mekruh

- Kur'anda Cuma Namazı var mı?

- Of Be Kader, Allah mı Suçlu Yoksa Biz mi?

- Kader Açısından Cebir ve İhtiyar

- Baban Peygamber Olsa Ne Yazar

- Kur'anda İnsan Hukuku

- Vahdet-i Vücud, Şirkin Alası

- Tasavvufi Bilginin Kaynağı Vahiy mi?

- İslam'da Resullük Son Bulmuştur

- Teveffi Kelimesi ve Arap Dili

- Tasavvuf Üzerine Düşünceler

- Nefis Mertebelerinin İç Yüzü

- Allah Rızası Anonim Şirketi; Tarikatlar

- Tasavvuf ve Eşcinsellik -1

- Tasavvuf ve Eşcinsellik -2

- Nakşi Şeyhi Allah'ın Avukatı mı?

- Kur'anda "ve+la" Öbeği

- Putlar ve Tapanlar

- Son Peygamberimizin Okuma Yazması

- Mesih ve çarpıtılan Bir Ayet

- Hac İzlenimleri

- "Üzerinde 19 var" da Son Nokta

- Secde Emri

- Kur'andaki Hac

- Aracıların Gaybı Bildiği İnancı

- Tarikatçı - Müşrik Karşılaştırması

- Gazali'nin Kadına Bakışı

- Kur'anda Kadına Verilen Önem

- Başörtüsü Allah'ın Emri Değil

- Başörtüsü Takmak Kur'anda Var mı?

- Kur'anda Kadın Dövmek Var mı?

- Cariye, Köle; Utanmaz Mealciler

- Kadına Yönelik Şiddet

- Sünnet Edilen Kızın Öyküsü

- Erkekçe ve Kadınca Meal Konusu, Nebe 33. Ayet

- Harem - Selamlık Kimin Emri?

- Zina, Evlilik ve Örtünme Adabı

- Cariyeleri Aç, Hür Kadınları Kapat (!)

- Çok Eşliliği Yasaklayan Ayetler

- Kur'ana Göre Evlilik Hukuku

- 2 Kadın = 1 Erkek, Uydurma mı?

- Danimarkalı mı Sapık, Buhari mi?

- Ebu Hanife, Cariyenin Avreti

- Nisa 25, Hür Kadın ve Fahişe İfadesi

- Maymunların Hadisi ve Recm Vahşeti

- Hz. Muhammed'in Tebliği

- Peygamberi Tanrılaştırma

- Angarya Haline Getirilen İbadet

- Buhari'nin Hadislerini Buhari Yazmamıştır

- Hadis ve Sünnet Gerçeği

- Uydurma Hadisler, İslamın Kara Boyası

- Hadisler Dinin kaynağı Olamaz

- Uydurmaların Sınırı Yok; Şeytan Geyiği

- Beşeri Hükümler Neden Kutsal Oluyor?

- Hadis - Kur'an Çelişkisi

- Kur'anda/Dinde Olanlar ve Olmayanlar

- Cehennem'den Çıkış Yok

- Kur'anda Tağut

- Ebu Hureyre Gerçekte Kimdir?

- Hadis - Mantık Çelişkileri

- Kurban ve Kurban Bayramı Nereden Geliyor?

- Hadislere Göre Kur'an Eksiktir

- Bildiri: İslam Anlayışında Reform

- Arapça mı, Arap Saçı mı?

- Koca mı Üstün, Allah mı?

- Esbab-ı Nüzül Komedi Hadisleri

- İşte Geleneğin Dini

- Ulul Emir İle Kim Kastediliyor?

- Kul Hakkı

- Yezidi Bir Gelenek: Aşure Tatlısı

- Hz. İbrahim'den Asrımıza Dersler

- Taklitçiliğin Boyutları

- Seb-ul Mesani Nedir?

- Kelle Sayılarak Gerçek Bulmak

- Kıyamet - Mahşer Günü ve Sonrası

- Kur'anda Namaz Vakitleri

- Kur'anda Cuma Konusu

- Salih Olmak Yetmez

- Hudeybiye Anlaşması Uydurma mı?

- Kitap Yüklü Eşekler

- Kur'andaki Hac

- Hz. Nuh'un Oğlu Kimdi? İftira mı?

- Ruhun Ağırlığına Başka Bakış

- Hz. İbrahim Yalancı Değildi

- İncil'de Kadına Bakış

- Şirkin Büyüğü Küçüğü Olur mu?

- Kur'andaki Abdest ve Hijyen

- Din de Bir Araçtır

- Kur'an Okumanın Zararları

- Kur'anda Dua Ayetleri

- Kur'anda Tarih Kavramı ve Bilinci

- Şekilsel Secde Kur'anda Yok mu?

- Salat ve salatı İkame

- Kur'andaki Emr Kavramı Üzerine

- Dindar İnsanlar Şirk Koşar

- Alak Suresinin İlk Beş Ayeti

- Men Arefe'nin Çözümü

- Kur'andaki Av Yasağı

- Fıtrat ve Namaz Vakitleri

- Kur'anda İnsan Hukuku

- Din Büyüklerini Tanrılaştırma

- Allah'a ve Muhammed'e Değil

- Kur'andaki Örnek Tevekkül

- Şekilsel Rüku Kur'anda Yok mu?

- Hz. İbrahim Kuşları Kesti mi?

- Ehli Sünnet Dininin Anayasası

- İnsan Allah'ın Halifesi mi?

- Kur'an Üzerinde Düşünmek

- Şirkin Kuyusuna Düşenlere Uyarılar

- Kur'an Ölülere Okunmak İçin mi İndirildi?

- Ayda Okunan Kur'an Masalı

- Hz. İbrahim, Safa ve Merve Masal mı?

- "Haç"er-ul Esved (!)

- Mevlana Sahte Bir Peygamber Değil mi?

- Tasavvufun Tanrısı İki Zıttır

- Kur'andaki Tasavvuf: Teveccüh

- Önce Batıl ve Hurafe İle Savaşalım

- Resuller Haram Kılamaz mı?

- Elçi Muhammed ile İnsan Muhammed'in Farkı

- Tarikatlarda Aracılar Rezaleti

- Nur Suresi 31. Ayet Nasıl Çarpıtılıyor?

- Sırat Kıldan İnce, Kılıçtan Keskin mi?

- Kur'anda Zalimler

- Bütün Mehdileri Çöpe Atıyoruz

- Kur'ana Göre Ramazan Ayı ve Haram Aylar

- Tasavvufçuların İlahı; Varlık ve Yokluk

- Tasavvufçuların Küçük Putları

- Sünnet Etmek yaratılışı Değiştirmedir

- Son Peygamberimizin Mektupları

- Fıtrat ve Namaz Vakitleri

- Mescid-i Aksa Nerede?

- Büyük Kandırmaca: Hadis

- Kur'an Neden Arapça Olarak İndirilmiştir?

- Kimin dini? Kimin Kitabı? Kimin Meali?

- Evliya Kelimesinin geçtiği Ayetler

- Şimdiye Kadar Yaşanan İslam

- Ayın Yarılması Diye Bir Mucize Yoktur

- Kabe Dikili Taş Değil mi?


Up | Down | Top | Bottom
 
Şu da emredildi: Yüzünü dine bir Hanif olarak çevir. Sakın müşriklerden olma.

Yunus Suresi 105

Ben bir Hanif olarak yüzümü gökleri ve yeri yaratana döndürdüm. Müşriklerden değilim ben.

Enam Suresi 79

İbrahim ne bir Yahudi idi, ne de bir Hıristiyan. O sadece hanif bir müslümandı. O müşriklerden değildi.

Ali İmran Suresi 67

Şu da kuşkusuz ki, İbrahim başlıbaşına bir ümmetti; bir Hanif olarak Allah'ın önünde eğiliyordu. Müşriklerden değildi.

Nahl Suresi 123

De ki Allah doğrusunu söylemiştir / vaadinde sadıktır.Haydi artık Hanif olarak İbrahim'in Milleti'ne uyun! Müşriklerden değildi o.

Ali İmran Suresi 95

Allah'a ortak koşmadan, Hanifler olarak... Allah'a ortak koşan kişi, gökten düşmüş de kendisini kuşlar kapışıyor veya rüzgar onu uzak bir yere fırlatıp atıyor gibidir.

Hacc Suresi 31


Up | Down | Top | Bottom

HABERLER

 

 








 

 

  Hanif Islam

 

Kur'an Çalışmaları
 Hanif Dostlar Ana Sayfa -> Kur'an Çalışmaları
Konu Konu: Mescid-i Haram Kollektivizmi! Yanıt YazYeni Konu Gönder
Yazanlarda
Gönderi << Önceki Konu | Sonraki Konu >>
Eren Erdem
Uzman Uye
Uzman Uye
Simge

Katılma Tarihi: 30 haziran 2007
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 484
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı Eren Erdem

 

MESCİD-İ HARAM KOLLEKTİVİZMİ

 

 

İçindekiler

 

1-                                                                Tahakküm Teologları ve Sürü

2-                                                                Salat

3-                                                                Mescid-i Haram Kolektivizmi!

 

 

 

Hazırlayan

Eren Erdem

 

 

 

 

 

Tahakküm Teologları ve Sürü

 

İnsanlarla yaşamak güçtür,

Çünkü susmak zordur…

Nietzsche

 

Kalabalık, karanlıktır. Çünkü tarihin her sayfasında kalabalığın ürettiği ‘’sürü’’ psikolojisinin dehşet verici neticeleri bulunmaktadır. İnsanlık tarihinin en vahşi katliamları, Kalabalık = Karanlık denklemini doğrulayıcı etkiler bırakmışlardır. Üretilen değerlerin neredeyse tamamı ‘’sürü’’nün parçası olabilme psikozuna endeksli, yargı ve sorgu metabolizmaların işlevselliğini yitirdiği ibretlik enstantaneler içermektedir.

 

Toplumların ürettiği tüm değerler, tarihin tekerrür gerçeğini anımsatacak nitelikte vahim bir benzerlik taşıyan sabit metodolojiler ile imha edilmiş, toplumlar deforme edilen fikir ve değerlere bağlı yargılar üretmeye hapsedilmiştir. Bunu biz en iyi ‘’İslam Tarihi’’nde görmekteyiz. Tahakküm Teologlarınca deforme edilen, özünden saptırılarak ‘’Melek Kanatlarına’’ hapsedilen İslam, tarih sayfalarındaki en vahim ‘’sürü katliamı’’ olarak yer edinmiştir. Yine belirttiğim gibi, tamamen deforme edilen anlayış, geldiği nokta itibari ile yargılar üreterek toplum vicdanını tamamen kör ederek, vahşet-talan psikolojisini öngören bir çelişkiler yumağı haline getirilmiştir.

 

İstanbul Fethi esnasında Ayasofya’da Melek Kanadı saydığı iddia edilen Papazların eleştirisi, tahakkümün geldiği noktayı Müslüman halklara göstermekte iken, üretilen Ruhbancılık ve anti-sekülerizm, rekat sayısınca cennete girme metamorfozunu doğurmuş, toplum hayata ve insanlık ırkına karşı tüm duyarlılığını yitirmiştir.

İşin özüne baktığımızda, bu fikir katliamı sürece yayılarak ilmek ilmek işlenerek hayata geçirilmiştir. Vahşetin Allah adına sergilendiği insanlıkdışı katliamlara bakarsak ki, Hallac-ı Mansur bunun en tipik örneğidir;

Tek gerekçe, ‘’Din elden gidiyor’’ üzerine inşa edilmiş, Allah adına hüküm koyan Ruhbanların azgınlığı doruk noktaya ulaşmıştır. Buna karşılık, Emevilerin ürettiği masalları din adı altında tek lokmada yutan halk, tarihte toplumculuğu,eşitlikçi yaklaşımı ve sosyal adaleti savunan bireylerin vahşi katledilişine seyirci kalmış, hatta bir taş ta kendisi atmıştır.

İşin en vahim boyutu ise, tüm bunların Allah adına yapıldığının iddia edilişidir…

 

Emevilerin yarattığı konjonktür, Peygamber adına konuşanların tüm söylemlerini ‘’Hadisleştirerek’’, Resulün ‘’Ben sadece Kuran’a uyarım’’ beyanınca oluşması gereken ‘’Kuran odaklı dindarlık’’ yerine, ‘’Hurafe odaklı Dincilik’’ yaklaşımını toplumsallaştırmıştır.

Büyük düşünür Mevlana Celaleddin Rumi, bu düşünce mensuplarına ‘’Eşek Sürüsü’’ derken, vicdanlarına zerkedilen sürü psikolojisinin ulaştığı vahim noktaya önemle temas etmektedir.

 

Kuran’ın tarif ettiği bazı meselelere işaret etmeden önce şunu da net biçimde belirtmek gerekmektedir ki, bahsettiğim gibi ‘’Tarihin Tekerrür hakikati’’ kendisini apaçık biçimde günümüzde de göstermektedir. Yapılan işlerin çoğu Allah’a fatura edilerek, asırların mirası olan ‘’sürü psikolojisi’’ tetiklenmekte ve toplumlar üretilen çobanların ardından sürüklenmektedir. Bunun en vahim örneği İslam anlayışının tamamen karşısında yer alan Küresel Kapitalizm’in işbirlikçilerine gösterilen bağlılıktır. Neo-Liberal ekonominin sadık kullarının toplumdan kopartılan Kuran ile arasındaki DEV çelişkiye rağmen, üretilen DİNCİ SEKTÖR’ün büyük sadakati, Mevlana’yı doğrular niteliktedir.

 

Mevlana, Eşek misalini verirken önemli bir hususa da değinmektedir ;

 

-                                     Eğer yolunu kaybedersen Eşeği takip et! Nereye giderse zıttını izle. Bil ki o yol doğrudur…

 

Bu tarihi yaklaşım, üfürük kitabı yapılan ve toplumun içeriği hakkında hiçbir fikri olmadığı(kaldı ki buna rağmen Müslüman olduklarını iddia edebilmektedirler) Kuran’ın sayfaları arasında bolca mevcuttur.

 

Toplum, günahkarlık psikozuna entegre edilerek, ŞEFFAT ya Resulullah zikrine tabii tutulurken, Kuran’da Kıyamet sahnelerinde çok  feci biçimde vurgulanan bir gerçeği göremeyecek kadar KÖRLEŞTİRİLMİŞTİR;

 

Resul derki : Rabbim, benim ümmetim Kuran’ı devreden çıkarttılar ( Furkan 30)

 

Öte taraftan bilimsel geriliğin mübah sayılması,  ilim adı altında ticarileştirilen dindışı uydurmaların toplumda muteber olması da şu ayeti hatırlatmaktadır ;

 

Aklını kullanmayanların üzerine Allah pislik yağdırır ( Yunus 100)

 

Tahakküm teologlarının en büyük işbirliği firavun iledir. Firavun’u tarihsel bir kişilik olarak ele almak, Allah ile Resul’ü dedikoducu ilan etmek demektir. Tarihin tekerrür gerçeği diye bahsettiğim bu gerçeği adeta gözler önüne seren bu yaklaşım dahilinde, Firavun’un evrenselliği ve buna karşı yapılması gerekenlere dikkat çekilmiştir. Dilerseniz Firavun’un tarifine hep birlikte bakalım ;

 

 

Firavun için Kuran’da ifade edilen özellikler ;

 

1-      Cani, sadist ( Bakara 49)

2-      Medeniyetlerin Gerçeklerini kabul etmeyen ( Ali İmran 11)

3-      Apaçık delil ve kanıtlara rağmen bildiğini okuyan bir DİKTATÖR ( Araf 106 )

4-      Toplumun gözünü boyayan aracı güçleri olan (Ali İmran 116)

5-      Yalancı – Sahtekar ( Araf 116)

6-      Halkının inanç ve düşünce özgürlüklerini sonuna kadar kısıtlayan ve onlara karşı DESPOT bir tutum sergileyen.(Araf 123-124)

7-      GELENEKÇİ, Atalar Kültüne aşırı BAĞLI (Yunus 78)

8-      Haddi aşmış/toplumuna ekonomik-sosyal-politik anlamlarda ambargo koymuş ve onların tüm özgürlüklerini elinden almış. (Ta-Ha 24)

9-      Kullandığı metod : Halkı SINIFLARA ayırıp birbirine kırdırmak! Farklı görüşler yaratıp, bu görüşleri çatıştırmak. ( Kasas 4)

10-  Halkı kayıtsız şartsız egemenliği altına alan ( Kasas 28 )

 

Gördüğünüz gibi, nitelemeler ve Kuran’ın dipnotları dediğim teferruatları veren ayetler ile ortaya çıkan tablo, günümüzde farklı versiyonlarda cereyan etmektedir. Yaşadığımız coğrafyada tahakküm teologlarının ürettiği ‘’sürü’’, yukarıda nitelenen firavuna karşı büyük mücadele vererek, Mescid-i Haram Kolektivizmini inşa eden önderlere FİRAVUN demişse de, biz vahyin neyi kastettiğini algılayacak ilmi yeterliliğe sahip olduğumuz kanaati ile bu görüşlere aldırış etmemekteyiz. Netice itibari ile, Ruhban-Firavun işbirliğinde katl-i vacib kılınacak yegane unsur, bu ilişkiyi imha edecek HAK güçleridir.

 

Günümüzde, yukarıdaki tablonun tezahürü boyutuna varan Küresel Kapitalizm ve bu tezahürden türeyen Emperyalizm ile, Tahakküm teologlarının işbirliği neticesinde üretilen DİNCİ sınıfı, yaşadığı Dünya’ya aldırmaksızın Cennet hayalleri ile meşgul oladursun, biz hiçbirinin yapamadığı temel açılımı ortaya koyalım.

 

 

 

 

Yukarı dön Göster Eren Erdem's Profil Diğer Mesajlarını Ara: Eren Erdem
 
Eren Erdem
Uzman Uye
Uzman Uye
Simge

Katılma Tarihi: 30 haziran 2007
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 484
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı Eren Erdem

Salat!

 

Din terminolojisinde yer edinen kavramlar, çok ciddi derecede yozlaştırılmıştır.  Bu yozlaşmanın en büyük örneği, ‘’Namaz’’ kavramı üzerinde gerçekleşmiştir. Namaz kelimesi, Farsça olmakla birlikte Kuran’da kesinlikle geçmemektedir. Yapılan deformasyon, Salat kavramını ‘’Namaz’’ olarak nitelemekle ilgilidir. Salat, Kuran’da kastedildiği hali ile ‘’Namaz’’ değildir.!

Kuran’da yaklaşık 71 yerde geçen Salat kelimesinin ‘’ekimus’’(uygulamak) fiili ile bitiştirilmesi neticesinde ‘’Namaz’’ eylemi kastediliyor olabilir. Fakat bu bir kesinlik arz etmemektedir. Esasen, meallerde bu kelimenin NAMAZ olarak çevrilmesi, DEV bir KATLİAM’dır…

 

Salat, saly ve salv köklerinden türemiş, kökler bir araya geldiğinde ‘’Ateşten korunmak için uylukların hareketi’’ anlamı taşırken, semantik anlamı itibari ile;

Desteklemek

Toplumsal Dayanışma

Duyarlılık

Özgürlük Mücadelesi

Hoşgörü ve paylaşım

Allah’a,Halk ve Hak için çalışan liderlere itaat

 

Gibi anlamlar içerirken, bu eyleme bağlı ‘’abdest’’ yaklaşımının diğer açılımı, zihinsel ve bedensel arınmayı temsil etmektedir. Namaz ise, bu büyük yapının ‘’temsili’’ dir…

 

Kısacası, Salat = Din’dir. Kuran’ın Salat’a yüklediği değer nazarınca bunu söylemek gayet yerinde olacaktır. Namaz olarak nitelenen eylem ise, bu geniş kapsamlı projenin sembolü-temsili-hatırlatmasıdır…

 

İnsanların, Salat’ı kesin suretle kavramadığı gerçeğine dayanarak Kuran’dan bir örnek vererek tamamen anlamanızı sağlayacağım ;

 

Ütlü ma uhiye ileyke minel kitabi ve ekimis salah innes salate tenha anil fahşai vel münker ve lezikrullahi ekber vallahü ya'lemü ma tasneun

 

Kitap'tan sana vahyedileni oku! Salat’ı da uygula! Çünkü Salat, felaketlerden ve kötülüklerden alıkoyar. Elbette ki Allah'ın zikri/Kur'an'ı daha büyüktür! Allah, neler yaptığınızı biliyor. Ankebut 45

 

Bu ayet birçok çeviride şu minvalde çevrilmektedir ;

 

(Ey Muhammed!) Kitaptan sana vahyolunanı oku, namazı kıl. Çünkü namaz, insanı hayâsızlıktan ve kötülükten alıkor. Allah’ı anmak (olan namaz) elbette en büyük ibadettir. Allah, yaptıklarınızı biliyor.

 

Şimdi tarihi sorumuzu soruyoruz ;

 

2. çeviriyi kıstas edinelim.

 

1-      Filistin halkı namaz kılmamaktamıdır ?

2-      Namaz kıldığı halde felaketler neden İslam toplumlarının yakasını bırakmamaktadır ?

3-      Üzerine bomba yağan halkların kıldığı namaz mı hatalıdır ? Yoksa (haşa) Allah yalan mı söylemektedir ?

 

Gördüğünüz gibi çelişki ortadadır. Bu kavramı TEK BAŞINA namaz olarak almak, bir anlamda Allah’ı yalancı konumuna düşürmektedir.

 

Şimdi Salat’a yukarıda yüklediğimiz anlamlar üzerinden bir resim çizelim.

 

Batı Emperyalizminin varlığının bu denli güçlü olduğu Dünya’da,

 

1-      Toplumsal Dayanışması güçlü olan

2-      DESTEK unsurunun gereğini yerine getiren

3-      Duyarlı olan, hayata ve çevresine olan duyarlılığı had safhada olan

4-      Kıyam eden = Özgürlüğü için mücadele veren

5-      Rüku eden = Hoşgörülü ve paylaşımcı olan

6-      Secde eden = Halk için mücadele eden önderler yetiştirecek olgunluğa erişmiş toplumun, ürettiği bu değerli önderleri takip etmesi.

7-      Mescid-i Haram Kollektivizmi’ni uygulayan = Kamu’cu, anti-liberalist, paylaşımcı bir ekonomiyi benimseyen, anti-kapitalist, değerlerine sahip çıkan, araştırmacı, eğitime önem veren, bilimsel düşünceyi zirveye çıkartan, Din’i orijinal kaynaklarından değerlendiren. İlerici.

 

Şimdi, yukarıda ki SALAT uygulamasını eksiksiz yerine getiren toplum, sizce EMPERYALİZM karşısında mağlubiyete uğrayabilir mi ?

 

İşte meselenin özü budur…

 

Hepimizin uyguladığı, olgunlaştırıcı (çünkü doğru uygulanan namaz bir muhakeme mekanıdır, kişisel muhakemenin had safhaya çıktığı an dır) ibadet ritüeli olan namaz, Salat’ın bir kısmıdır sadece. Tahakküm teologlarının Salat’a eşitlediği bu ritüelin altını dolduran eylemler yumağı, yukarıda izah ettiğimiz gibidir.

 

İşte, toplumun eda ettiğine inandığı Salat’ı ne kadar eksik ve yetersiz uyguladığını gösterir TEK BİR ÖRNEK. Bu örnekleri çoğaltmam halinde, makale olarak tasarladığım bu yazı bir KİTAP halini alacaktır. ( Kaldı ki, kısa bir süre içerisinde kitaplaşacağını umuyorum)

 

Temel mesele şudur : YUKARIDA BAHSEDİLEN EYLEMLERİN(KIYAM-RÜKU-SECDE) ALLAH ADINA YAPILMASI, AMACIN BELİRTİLMESİ TEMEL ŞARTTIR..

Yukarı dön Göster Eren Erdem's Profil Diğer Mesajlarını Ara: Eren Erdem
 
Eren Erdem
Uzman Uye
Uzman Uye
Simge

Katılma Tarihi: 30 haziran 2007
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 484
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı Eren Erdem

Mescid-i Haram Kolektivizmi!

 

Süreç dahilinde Emevi baskısıyla imha edilen en önemli değerlerden biri olan ‘’Mescid-i Haram Kollektivizmi’’nin önemli savunucularından Ebuzer Gıffari, Emevi saltanatının temsilcisi olan Muaviye’yi sarayının önünde her gördüğünde;

-                                     Ey Muaviye, eğer bu sarayı Halkın parasıyla yaptırdıysan ‘’KUL HAKKI’’, kendi paranla yaptırdıysan ‘’İSRAF’’tır.

Şeklinde bir yaklaşım ile, esasen hakiki Muhammediliği beyan etmiştir. Muhammedilik, Halkçılıktır. HAK paydasında bütünleşmiş halk kitlelerinin Bağımsızlığını temin ederek, onları kainatın yaratıcısı etrafında bütünleştirmektir.

Nitekim, Kuran’ın lanetlediği Ruhbanların(Hocaefendiler-efendi babalar…vs.) insan gibi Allah sanrısıyla toplum zihnini bulandırdığı, TANRI yarattığı ve kainatın polarite (zıtların denkliği-çiflik ve teklik) ile ihlas gibi kavramlarını imha ettikleri süreçte ortaya çıkan Seyyid Nesimi ve Pir sultan abdal gibi doğruluk elçilerini kolayca kafir ilan edebildiğini görmekteyiz. Çünkü yaratılan TANRI, göklerde, namaz rekatı sayan, oruç sayan, hacc sayan, zulmü önemsemeyen, erkeklere huri, kadınlara nuri dağıtan ak sakallı bir dede dir.

Bu çarpık ve sapık yaklaşım, varlık felsefesi üzerine yoğunlaşanların ATEİZM kabullerini tetiklemiş, Kuran’ın tarif ettiği ALLAH kavramının tüm niteliklerini yok etmiştir.

Allah, kozmik bütünlüğün yaratıcısı olan irade, kendi özelliklerini ve seyrini insanda yansıtan kudret, nefs(ego) yu domine etmek koşulu ile açığa çıkacak erdem’in ve bunların sınırının ötesinde varlığını temin eden TEK’in ta kendisidir.

 

Bu hakikat üzerine inşa edilen kudsi yaklaşım, Vahiy verileri dışında kalan, gelenek dini ve atalar kültü ile asla temin edilemeyecek, insanlık o yaklaşıma mensubiyetini sürdürdükçe, zulmün ve esaretim gölgesinde ‘’Cennet’’ hayalleri ile yanıp tutuşmaya devam edecektir.

Mescid-i Haram Kollektivizmi’ni açıklarken, başvuracağımız yegane kaynak ‘’KURAN’’ olacaktır. Nitekim, Kuran ayetlerinin kainat ayetleri(ilim-irfan) ile bireylerde nasıl tecelli edeceğini de ayrıca göreceksiniz.

 

Hatırla o zamanı ki, biz Beytullah'ı(Mescid-i Haram’ı) insanlar için yaptıkları güzel işlerin karşılığını kazanmaya yönelik bir toplantı yeri ve güvenli bir sığınak yaptık. Siz de İbrahim'in makamından bir SALAT yeri edinin. İbrahim ve İsmail'e şu sözü ulaştırmıştık; "Tavaf edenler, kendini Salat’a verenler, rükû-secde edenler için evimi temizleyin!"Bakara 125

 

Salat’ın tanımını hatırlayınız. Ayet ile bizlere gösterilen, önceki bölümde belirttiğimiz SALAT gerçeğinin merkezi olan Mescid-i Haram’ın fonksiyonel özelliğine dikkat çekmektedir.

 

insanlar için yaptıkları güzel işlerin karşılığını kazanmaya yönelik bir toplantı yeri

 

Bu çeviri de geçen orijinal kavram ‘’sevap’’ tır. Sevap, yapılan güzel işin sonucunu elde etme manasına gelmektedir. Bu iş pekala ÇALIŞMAK ta olabilecektir.

 

yeri ve güvenli bir sığınak yaptık.

 

Salat’ın uygulandığı bir belde, Dünya’nın en güvenli yeridir. !

 

Siz de İbrahim'in makamından bir SALAT yeri edinin.

 

İşte, EVRENSEL MESCİD-İ AKSA KOLLEKTİVİZMİ, Salat yeri edinin şeklinde yapılan yaklaşım, Salat’ı uygulayabileceğiniz hareket alanını inşa edin şeklinde ele alınmalıdır. Esasen bu uygulamada MODEL olarak sunulan Mescid-i Haram, evrensel bir nitelik taşımaktadır.

 

Ayetlere Devam edelim ;

 

İbrahim şöyle yakarmıştı: "Rabb'im! Şu kenti güvenli bir kent yap, halkının Allah'a ve âhıret gününe inananlarını çeşitli ürünlerle rızklandır." Rab dedi ki: "Küfre sapanları bile rızklandırırım. Ama az bir nimetle rızklandırır, sonra da ateş azabına itiveririm. Ne kötü bir dönüş yeridir o..." Bakara 126

 

Vurgulanan mesele, beldenin halkının ekonomik refahına atıflar içermektedir. Dikkat edersiniz ki, bir önceki ayette, çalışmanın karşılığını almak ile ifade edilen kelimenin tam açılımını burada görmekteyiz.

İbrahim'in, İsmail'le birlikte, Beytullah'ın ana duvarlarını yükselterek şöyle yakardıkları zamanı da an: "Rabb'imiz, bizden gelen niyazları kabul buyur; sen, evet sen, Semî'sin, her şeyi çok iyi duyarsın; Alîm'sin, her şeyi çok iyi bilirsin." Bakara 127

 

Öz benliğini beyinsizliğe itenden başka kim, İbrahim'in milletinden yüz çevirir? Yemin olsun ki biz onu dünyada seçip yüceltmiştik. Ve o, âhırette de barış ve iyilik sevenlerden biri olacaktır elbette...Bakara 130

 

Açık-seçik deliller, İbrahim'in makamı vardır orada(Mescid-i Haram’da). Oraya giren, güvene ermiş olur. Yoluna gücü yetenin o evi ziyaret etmesi, insanlar üzerinde Allah'ın bir hakkıdır. Kim nankörlük ederse hiç kuşkusuz, Allah bütün âlemlere muhtaç olmayacak bir Ganî'dir.Ali İmran 97

 

Yukarıdaki ayetleri anlamamız için, İbrahim Peygamber’in kim olduğunu ve ne yaptığını idrak etmemiz gerekmektedir.

 

İbrahim Resul, tüm ejdat kabullerine ve Atalar kültüne, bağlı olduğu toplumun ürettiği SÖMÜRÜ düzenine karşı çıkıp, onların bağlı olduğu SİSTEM’i yıkmayı başarmış büyük bir DEVRİMCİdir.

 

Öylesine güçlü ve keskindir ki, Mümtehine 4. ayette sarfettiği belirtilen cümlelerin yarattığı Dehşet psikolojisi, içinde bulunduğu halkı helak etmiştir. İbrahim a.s. için Kuran, HANİF, yani DÖNEK demektedir.

 

Çünkü içinde bulunduğu toplum, tamamen sömürü odaklı, Putperest(Ruhban kontrolünde ) ve NEMRUT ( Emperyalizm) kuşatması altındadır.

 

Bu güçlü kuşatma, toplumun tüm değerlerini asimile etmiş, yozlaştırmıştır. Bu yoz düşüncelerden DÖNDÜĞÜ, doğru olana yöneldiği için, Kuran, Bölücülükten vazgeçip, birleştirici unsur haline gelmek manasına gelen ‘’HANİF’’ kelimesi ile tarif etmektedir İbrahim a.s.’ı.

 

O’nun yaptığı sadece uluhiyet boyutunda değil, sosyo-ekonomik alanı da ilgilendiren devrimleri içermektedir. Nemrut ile mücadelesi süresince ürettiği AKILCI değerler,FAZLACA ZEKİ ve AKILCI olduğunu bizlere göstermektedir. Bunun bir diğer örneği de, puthane de putları kırıp, baltayı büyük putun omzuna asmasıdır.

 

Allah’a sorduğu ;

 

 

Ölüleri nasıl dirilttiğini göster ki TATMİN olayım! Sorusu, sorgulayıcı-araştırmacı-düşünen ve hesap yapan bir kişi olduğunu da ayrıca gözleri önüne sermektedir.

 

Semavi dinler SAFSATASINA binaen, Kuran’ın, İbrahim ne Yahudi ne de Hristiyandı, O HANİF bir müslümandı (Ali İmran 67) vurgusu da çok büyük önem arz etmektedir.

 

İbrahim Resul, ürettiği Mescid-i Haram değeri ile, toplumun kolektif çalışması neticesinde ürettiği değerlere sahip çıkıp, PAYLAŞMASINI öngören modelin ilk temsilcisidir.

 

Malik-ül Mülk ifadesi ile, özel mülkiyete karşı tavrını ortaya koyan İslam’ın sosyo-ekonomik uygulamasının ilk çıkış noktalarından biridir Mescid-i Haram.

 

Çalışanın çalışmasının karşılığını aldığı,

Salat bölümünde tanımladığımız SALAT’ın doğruca uygulandığı nokta,İBRAHİM MAKAMI olarak belirtilmiştir Kuran’da…

 

Tahakküm Teologlarınca, dostlaştırılan Firavun’un ürettiği SİSTEM’e karşı, Mescid-i Haram çıkışlı, İbrahim Milleti kavramının en temel değeri olan, MEscid-i Haram Kolektivizmi, bu bağlamda çok önemlidir.

 

Ve belirtildiği gibi, bu kavramın uygulaması EVRENSELDİR.

 

Yani, heryerde uygulanabilecek bir yaklaşımdır…

 

Esasen, son uygulandığı yer : Türkiye Cumhuriyeti,

Tarih ise : 1919-1938’dir…

 

Nasıl mı ?

 

Şöyle izah edeyim ;

 

Firavun örneğine karşılık, Musa kıstası sunulmaktadır.

 

Musa : Firavun’u ASAsı ile alt eden kişidir.

 

Firavun’un huzuruna çıkar, büyücülerin ( piyonların) ortaya attığı yılanları ( TEZLERİ) yok eden bir yılana dönüşür asası ( piyon-işbirlikçilerin tezlerini çökerten BÜYÜK TEZ).

 

İbrahim makamının evveliyatında yer alan makamdır MUSA makamı!

 

Firavuna karşı mücadelenin en temel bilgileri burada yatar.

TEVHİR,yani BİRLEŞMEK ve BİRLEŞTİRMEK vurgulanır…

 

İşte, işbirlikçilerin tezlerini yok eden,

Halkı BİRLEŞTİREN,

Kapitalist Sistem karşısında ÖZGÜN bir HALK dayanışması üreten,

Sosyal bir ekonomi modelini benimseyen,

Aydınlanmacı,

Özgürlük mücadelesini karakteri olarak gören,

 

EN YAKIN TARİHİ ÖRNEK OLACAK Kişi,

 

Mustafa Kemal ATATÜRK’tür.

 

DEVAM EDECEK....

Yukarı dön Göster Eren Erdem's Profil Diğer Mesajlarını Ara: Eren Erdem
 

Eğer Bu Konuya Cevap Yazmak İstiyorsanız İlk Önce giriş
Eğer Kayıtlı Bir Kullanıcı Değilseniz İlk Önce Kayıt Olmalısınız

  Yanıt YazYeni Konu Gönder
Yazıcı Sürümü Yazıcı Sürümü

Forum Atla
Sizin yetkiniz yok foruma yeni mesaj ekleme
Sizin yetkiniz yok forumdaki mesajlara cevap verme
Sizin yetkiniz yok forumda konu silme
Sizin yetkiniz yok forumda konu düzenleme
Sizin yetkiniz yok forumda anket açma
Sizin yetkiniz yok forumda ankete cevap yazma

Powered by Web Wiz Forums version 7.92
Copyright ©2001-2004 Web Wiz Guide
hanif islam

Real-Time Stats and Visitor Reports Sitemizin Gunluk, Haftalik, aylik Ziyaretci  Detaylari Real-Time Stats and Visitor Reports

     Sayfam.de  

blog stats