Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP

MEHMET AKİF ERSOY'DAN GÜLDESTE ( Antoloji :

'' DİN İŞİNİ TAKLİT İLE BİLMENİN GÜNAHI ''

Yazan :      Mehmet Akif Ersoy

Derleyen :   Ömer Doğrul

Yayın     :   Nakışlar

'' acaba bu düşüşün sebebi bu inhitatın illeti ne olabilir? ''

'' İslam'ın en birinci teklifi ilim değil midir? Dünya da maarifle, Din de maarifle, ahirette maarifle... kaim değil mi? gel gör ki bu '' esasa ,temele hiç bakmadık ''

'' Müslümanlık namına bizde ancak birkaç gösteriş kalmış. alt tarafı bilerek belmeyerek kabul olunmuş BİR YIĞIN BİD'AT.''

'' hayatı mücahede içinde geçenler için mevcut olmadık nimet; manasız bir tevekkül ile yaşayanların ise mahkum olmayacağı zillet yoktur.''

'' Din işini taklit ile kaim bilmenin günahıdır ki, nesilden nesile birer ikişer BİD'AT, üçer beşer HURAFE miras ola ola bugün akaidimiz, taatımız, muamelatımız adeta HURUFAT MECMUASI, BİD'AT YIĞINI haline gelmiş!Dinin aslını tahattur bile edemiyoruz... Dini taklid, dünyası taklit, âdatı taklit, kıyafeti taklit, selamı taklit, kelâmı taklit hulâsa her şeyi taklit , olan bir milletin efradı da insan taklidi demektir ki, ( bunlar) kabil değil, hakiki bir heyeti içtimaiyye vücuda getirmez; bina-enaleyh yaşayamaz. onun için önce mukallitlikten ve GÖRENEKLERE TAPMAKTAN kurtulmak lazımdır.''  çünkü: '' körü körüne taklid edenleri.. Cenab-ı Hak, velev azar ile olsun, hitabına ( kendisine muhatap etmeye ) layık görmüyor..''

'' üç beş uydurma hadis ile sekiz on şeni masaldan başka sermayeyi marifet edinememiş ümmi vaizler kürsilere tasarruf edelidenberi milleti merhume dini umacı hey'etinde, Hazreti Peygamberi de -haşa- yeniçeri ağası fıtratında tahayyül etmeye başladı! İslam'ın o pak, o nezih, o ilahi siması bir çoğumuzun hayalinden silinip gitti''

'' Nebi'ye atfile binlerce HERZE uydurduk!

O hali bulduki cüret: '' yecûzu fi't terğip..''

karar'ı erzeli fetva kesildi!.. hem ne garip.

HADİSİ vazediyorken sevap uman bile var!

Sevabı var mı imiş, bir zaman gelir anlar

Cihanı titretiyorken nida-yı Men Kezebe...''

işitmiyor mu, nedir bir bakın şu BİEDEBE;

Lisan-ı pâkı-ı Nebi'den YALANLAR UYDURUYOR;

sıkılmadan da '' SEVAP İŞLEDİM '' deyip duruyor!

bütün bunlar ve '' Müslümanların kayıp gittiği uçurumlar hep tefrika yüzünden açılmış o tefrikayı ise bütün azgınlıklar, Evamir ilahiyyeye ALAKASIZLIKLAR meydana getirmiştir.''

'' eğer aklımızı başımıza almazsak, EĞER KİTABIMIZA DÖRT ELLE SARILMAZSAK; eğer aramızdaki nifaklara, şikaklara son vermazsek; eğer Müslümanlıkta tembelliğin, meskenetin haram olduğunu anlamak istemezsek; eğer bu Dini Mü'minin cahil ile payidar olmayacağına kalbimizin bütün samimiyetiyle iman etmezsek; eğer bütün kuvvetimizle  düşmanlarımızdan daha kuvvetli olmaya çalışmazsak; eğer memleketimize batının rezaleti yerine fennini, sanatını sokamazsak... ne olacağız bilir misiniz? Allah korusun milletlerin maskarası, MÜSLÜMANLIĞIN YÜZ KARASI!

Hz.Ali-r.a.- '' hakkı hakikatı bir takım adamlarla kaim bilme. evvela hakkın ne olduğunu öğren ki ehlini de tanıyabilesin. '' buyuruyor''.. biz Müslümanlar hak ile batılı birbirinden ayırmak için söyleyene değil, söylenene baktığımız; ŞAHSI DEĞİL, SÖZÜ TANITTIĞIMIZ devirlerde cihanın en yüksek milletiymişiz. sonraları ortaya sürülen fikirlerdeki istikamete, yahut sakamete kendi mücahedemizle, kendi içtihadımızla hükmedebilmeyi UZUN BİR İŞ görmüşüz de onun için bütün kanaatlermiz, bütün hareketlerimiz MUKALLİTLİKTEN ibaret kalmış... kimi yoklasanız; MUTLAK ehli hak tanıdığı mahdut bir iki adamın fikrini mümaşat eder ( AYAK UYDURUR ) bulursunuz...TAKLİDİN bu derecesi demin (yukarıdan beri) söylediğimzi (çok kötü) vaziyetin devamına en büyük bir sebeb oluyor ki, biz bu sebebi kaldıramazsak kıyamete kadaryüz yüze gelip de milletin memleketin hayrı için hasbihal edemeyeceğiz!... hep cehaletimiz yüzünden. şimdiye kadar birbirimizi anlamadık, hâlâ da anlayamıyoruz. işte bu hal, şu menhus felaketi başımıza getirdi... şikayet etsek cevap hazır : Namazımı kılıyorum, istiğfar bol bol... Zekat onu da işte hiyle-i şer'iyye ile filan yoluna koyduk. Hacca daha gidemedim, fakat hizmetçiyi bedel gönderdim. gitti geldi. Allah kabul etsin. evin kapısını geçen de en koyu yeşile boyattım. vaktim oldukça Müslümanların haline acıyorum. işte bizim sofular böyle söylüyor.

Ey Müslüman! artık Allah için olsun uyanınız, '' duracak zaman değil..''

Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP

asım Yazdı: mehmet akif benim kendime örnek almaya çalıştığım kişilerden birisi... safahatını okurken çok ağladığımı hatırlarım... asımın neslinin bir ferdi olmaya çalışıyorum... onun asımı kadar cesur kararlı ve mücadeleci olamadığım için hayıflanırım... hanif dostlar sitesinde onun idealini yakalamaya çalışan insanlar olduğunu farkediyorum... ortak noktalarımızdan birisini akif olabileceğini zannediyorum... geleneği tümden reddetmeden ve sorgulamadan da hiçbir şeyini almadan yaşamaya çalışıyorum... en aykırı görüşlü kişiden bile alabileceğim bir doğru vardır hesabıyla davranmaya çalışıyorum... hanif dostlar sitesindeki eleştirel akıl ve özgür düşünce olguları her görüşten insanı burada bulunmaya ve kendini ifade etmeye itiyor... en doğru görüşlerin karşısındaki en önemli tehlikenin o görüşü  savunanların fanatik ve aşırı yüceltmeci tavırları olduğunu sanıyorum... güzelim hakikatlerin bu fanatiklik yüzünden itici hale gelişi şeytanın bir oyunu olsa gerek... buradaki akıllı birikimli ve samimi kişilerin diğer müslümanları çok itmeden ıslah etmeye çalışmaları yönünde daha duyarlı olmaları gerektiğini düşünüyorum... böyle bir işin olabilmesi için onların bulunduğu her oluşumu iyice aşağılayıp yermeden tutarlı yönleri belirtip tutarsız tarafları da düzeltmeleri için öğüt vermeleri konusunda hatırlatmak istiyorum...

Allah razı olsun Asım Kardeş,

bende çocukluğumdan beri  Mehmet Akif'in hayranlarındanım...

şu şiiri hiç aklımdan çıkmamıştır :

Sırtlan Sırtlanları Geçmişti Beşer yırtıcılıkta Dişsizmi Bir İnsan, Onu Kardeşi Yerdi

Mehmet Akif Ersoy   Asım Yazdı : geleneği tümden reddetmeden ve sorgulamadan da hiçbir şeyini almadan yaşamaya çalışıyorum...   evet, bence de tümden red yerine Kur'an'a arz edilerek red veya kabul yolunun tercih edilmesi çok mantıklı. daha öncede söylediğim gibi, Ayet ile çakışan bir söz,  bir hadis İDDİAsı hatta velevki hiç tanımadığımız bir insanın sözü olsun  , değilmi ki Kur'an mantığına uyuyor, o halde o sözü alır başımızın üstüne koyarız, uygularız. zaten o güzel sözün reddi, çakıştığı ilgili Ayetlerin reddi anlamına geleceğinden, bu mümkün değildir. şunu da ilave etmek istiyorum ki : fakat o güzel sözün / hadis İDDİAsının Sevgili Peygamber'e aid olduğunu dünya'da ispatlıyabilecek tek bir kişi bile yoktur. çünkü sizin de bildiğiniz gibi, o güzel söz Sevgili Resul'e aid olabileceği gibi, herhangi bir sahabe veya salih, bilge bir Müslüman'a da aid olabilir. demek ki bizi esas ilgilendiren şey, söylenenin Kur'an ile mutabakatıdır, Kur'an'ın o söze muvafakat etmesidir. Muhabbetle