HANiFDOSTLAR.NET

 

Kuran Müslümanı
 

(Şahıs odaklı din anlayışından Allah odaklı din anlayışına...)

Ana Sayfa Hanif Mumin  Iste Kuran Kurandaki Din  Kur'an Yolu  Meal Dinle Sohbet Odasi Hanifler E- Kitaplik Kütüb-i Sitte ?  ingilizce Site Kuran islami Aliaksoy Org  Hasanakcay Net Tebyin-ül Kur'an Önerdiğimiz Siteler Bize Ulasin

 

- Konulara Göre Fihrist

- Saçma Hadisler

- Hadislerin-Sünnetin İncelemesi

- Haniflikle İlgili Sorular Cevaplar

- Misakın Elçisi Kim?

- Kuranda Namaz/Salat

- Onaylayan Nebi

- Kuranda Namaz/Salat

- Enbiya 104

- Kuranda Yeminler

- Adem Hakkında Sorular

- Ganimetleri Resulün Eline Nasıl Vereceğiz?

- Allahın ındinde YIL ve DOLUNAYLAR

- Abese ve Tevella

- Hadisçilerce Tahrif Edilen Ayetler

- Mübarek Yer, Mübarek Vakit

- Arkadaş Peygamber

- Kuranın İndirilişinden Günümüze Gelişi

- Bir Türban Sorusu

- Kuran ve Bize Öğretilenlerin Farkı

- Namazın Kılınışı

- Hadislere Göre Namaz

- Kuranda Salat Namaz mıdır?

- Kuran Yetmez Diyen Uydurukçular

- Bizler Hanif Dostlarız

- Sahih Hadis mi İstersiniz?

- Hakkı Yılmaz'ın Tebyin Çalışması

- Kur'anı Anlamada Metodoloji

- Tarikatçıların Çarpıttığı Birkaç Ayet

- Nasıl Kur'an Okuyalım?

- Kur'anı Kerim Nedir?

- Kur'anda Oruç

- Allah'sız Bir Din ve Allah'sız Bir Kur'an İnancı

- Kuransız Bir İslam Anlayışı ve Müşrikleşme

- Meal Çalışmasına Davet

- Allah Şahit Olarak Kafi Değil mi?

- Doğru Hadisleri Ne Yapacağız?

- Kur'andaki Muhammed ve Peygamberlerin Misyonu

- Mahrem, Avret, Ziynet

- Nur Suresi Çeviri-Yorum

- Cilbab

- Resule İtaat Ne Demektir?

- Hadis Kalburcuları ve Kalburları

- Kur'anı Kerim'in İndiriliş Gayesi

- Kur'anda Amellere Karşı Cahili Yaklaşım

- İslamdışı İnanışlara Kur'andan Örnekler

- Biri Şu Haram Üretim Tesislerini Kapatsın

- Tasavvufta İslam Var mı?

- İslamda Delil Sorunu

- Kurban Kesmek

- İlahi Hitabın Serüveni

- Ecel Nedir?

- Şirk, İşrak, Müşrik, Müşareke, Müşterik

- Büyü Yapan ve Yaptıranlar

- Peygamberlere Karşı Rabbani Yaklaşımlar

- Salat-ı Tefriciye yada Zikri Çarpıtmaya Bir Örnek

- Mucize Nedir?

- Ayrılıkların Nedenleri

- Sıfır Hata veya Kur'an

- Haniflik Nedir?

- Rabıta İle Şeyhlere Tapanlar

- Hadis Zindanının Mezhepçi Mahkumları

- İslam Dininin Öğrenilmesinde Kaynak Sorunu

- Fasık ve Münafıkların Genel Tanımlaması

- Hadisler, Hıristiyanlık ve Selman Rüştü

- Kur'anı kerim'in İndiriliş Gayesi

- Müstekbirlere Karşı Cahili Yaklaşım

- Halis-Hanif İslam

- Kur'anda Şefaat

- Fuhuş Tellalı Tefsirciler

- Hayızlıyken Neden Namaz Kılınmasın?

- Cebrail, Vahiy, Melek

- Dindarlıkta Müşrikleşme Temayülü

- Büyü Yapan ve Yaptıranlar

- Yaratılış, Adem, Havva

- Kur'an Yerel mi, Evrensel mi?

- Reform Dinde mi, Dindarlıkta mı?

- Ne Mutlu Tağutu Olmayanlara

- Peygambere Saygı(?)

- Hadislere Kanıt Diye Gösterilen Ayetler

- Allah Nazara Karışmadı mı?

- Kur'anı Kerimle Amel Etmek Mümkün mü?

- Kur'anda İnkar Edenlerin Vasıfları

- Müminlerin Vasıfları

- Allah'ın Vasıfları

- Kur'anın Vasıfları

- Dine Karşı Cahili Yaklaşımlar

- Kur'an Merkezli Din

- İrin Küpü Patladı; Mevlana

- Hurafe ve Bidatlar

- Peygamberi Tanrılaştırma

- Hz. İsa'nın Ölümü

- Allah'ın Mesajının Adı: Kelamullah

- Allah'ın Resule Uyarıları

- Kur'ana Göre Tenkit ve Eleştiri Nasıl Olmalı?

- Kur'anda Sevgi

- Sofuların Devlet Desteğiyle Desteklenmesi

- Hans Von Aiberg Aldatmacası

- Kabir Azabı Safsatası

- Kur'an Kıssalarının Önemi; Masal Değiller

- Kur'anda Toplumsal Sünnetler

- Tefsirde İsrailiyyat

- Kardeş Evliliği Olmadan Çoğalma

- Hans Von Aiberg Tutuklandı

- Kur'anda Tevbe Kavramı

- Yaşar Nuri Öztürk'ün Yorumuyla Namaz

- Karadelikler; Bir Büyük Yemin

- Mezhepçilerin Ümmi Açmazı

- Kabe Nedir? Mekkede midir, Kudüste mi?

- Kur'anda Ruh Kavramı

- Kur'anda Nefs Kavramı

- Amin Kavramı ve Putperestlik

- Diyanet İşleri Başkanlığının Sitemize Cevabına Cevaplar

- Resul ve Nebi -1

- Resul ve Nebi -2

- Sapık Bir Fırka: Hansçılar

- Cihad mı, Çapulculuk mu?

- Kur'an Deyip Namazı Yok Sayanlar

- Cennete Sadece Müslümanlar mı Girecek?

- Kur'anda El Kesme Cezası var mı?

- Nazar veya Göz Değmesi Var mı?

- Şehadet Getir, Münafık(?) Ol

- Kur'anda Eleştiri Metodu

- Hacc Mekkede mi, Bekkede mi?

- İslami Tebliğde Kur'an Metodu

- Saptırılan Kavram: Mekruh

- Kur'anda Cuma Namazı var mı?

- Of Be Kader, Allah mı Suçlu Yoksa Biz mi?

- Kader Açısından Cebir ve İhtiyar

- Baban Peygamber Olsa Ne Yazar

- Kur'anda İnsan Hukuku

- Vahdet-i Vücud, Şirkin Alası

- Tasavvufi Bilginin Kaynağı Vahiy mi?

- İslam'da Resullük Son Bulmuştur

- Teveffi Kelimesi ve Arap Dili

- Tasavvuf Üzerine Düşünceler

- Nefis Mertebelerinin İç Yüzü

- Allah Rızası Anonim Şirketi; Tarikatlar

- Tasavvuf ve Eşcinsellik -1

- Tasavvuf ve Eşcinsellik -2

- Nakşi Şeyhi Allah'ın Avukatı mı?

- Kur'anda "ve+la" Öbeği

- Putlar ve Tapanlar

- Son Peygamberimizin Okuma Yazması

- Mesih ve çarpıtılan Bir Ayet

- Hac İzlenimleri

- "Üzerinde 19 var" da Son Nokta

- Secde Emri

- Kur'andaki Hac

- Aracıların Gaybı Bildiği İnancı

- Tarikatçı - Müşrik Karşılaştırması

- Gazali'nin Kadına Bakışı

- Kur'anda Kadına Verilen Önem

- Başörtüsü Allah'ın Emri Değil

- Başörtüsü Takmak Kur'anda Var mı?

- Kur'anda Kadın Dövmek Var mı?

- Cariye, Köle; Utanmaz Mealciler

- Kadına Yönelik Şiddet

- Sünnet Edilen Kızın Öyküsü

- Erkekçe ve Kadınca Meal Konusu, Nebe 33. Ayet

- Harem - Selamlık Kimin Emri?

- Zina, Evlilik ve Örtünme Adabı

- Cariyeleri Aç, Hür Kadınları Kapat (!)

- Çok Eşliliği Yasaklayan Ayetler

- Kur'ana Göre Evlilik Hukuku

- 2 Kadın = 1 Erkek, Uydurma mı?

- Danimarkalı mı Sapık, Buhari mi?

- Ebu Hanife, Cariyenin Avreti

- Nisa 25, Hür Kadın ve Fahişe İfadesi

- Maymunların Hadisi ve Recm Vahşeti

- Hz. Muhammed'in Tebliği

- Peygamberi Tanrılaştırma

- Angarya Haline Getirilen İbadet

- Buhari'nin Hadislerini Buhari Yazmamıştır

- Hadis ve Sünnet Gerçeği

- Uydurma Hadisler, İslamın Kara Boyası

- Hadisler Dinin kaynağı Olamaz

- Uydurmaların Sınırı Yok; Şeytan Geyiği

- Beşeri Hükümler Neden Kutsal Oluyor?

- Hadis - Kur'an Çelişkisi

- Kur'anda/Dinde Olanlar ve Olmayanlar

- Cehennem'den Çıkış Yok

- Kur'anda Tağut

- Ebu Hureyre Gerçekte Kimdir?

- Hadis - Mantık Çelişkileri

- Kurban ve Kurban Bayramı Nereden Geliyor?

- Hadislere Göre Kur'an Eksiktir

- Bildiri: İslam Anlayışında Reform

- Arapça mı, Arap Saçı mı?

- Koca mı Üstün, Allah mı?

- Esbab-ı Nüzül Komedi Hadisleri

- İşte Geleneğin Dini

- Ulul Emir İle Kim Kastediliyor?

- Kul Hakkı

- Yezidi Bir Gelenek: Aşure Tatlısı

- Hz. İbrahim'den Asrımıza Dersler

- Taklitçiliğin Boyutları

- Seb-ul Mesani Nedir?

- Kelle Sayılarak Gerçek Bulmak

- Kıyamet - Mahşer Günü ve Sonrası

- Kur'anda Namaz Vakitleri

- Kur'anda Cuma Konusu

- Salih Olmak Yetmez

- Hudeybiye Anlaşması Uydurma mı?

- Kitap Yüklü Eşekler

- Kur'andaki Hac

- Hz. Nuh'un Oğlu Kimdi? İftira mı?

- Ruhun Ağırlığına Başka Bakış

- Hz. İbrahim Yalancı Değildi

- İncil'de Kadına Bakış

- Şirkin Büyüğü Küçüğü Olur mu?

- Kur'andaki Abdest ve Hijyen

- Din de Bir Araçtır

- Kur'an Okumanın Zararları

- Kur'anda Dua Ayetleri

- Kur'anda Tarih Kavramı ve Bilinci

- Şekilsel Secde Kur'anda Yok mu?

- Salat ve salatı İkame

- Kur'andaki Emr Kavramı Üzerine

- Dindar İnsanlar Şirk Koşar

- Alak Suresinin İlk Beş Ayeti

- Men Arefe'nin Çözümü

- Kur'andaki Av Yasağı

- Fıtrat ve Namaz Vakitleri

- Kur'anda İnsan Hukuku

- Din Büyüklerini Tanrılaştırma

- Allah'a ve Muhammed'e Değil

- Kur'andaki Örnek Tevekkül

- Şekilsel Rüku Kur'anda Yok mu?

- Hz. İbrahim Kuşları Kesti mi?

- Ehli Sünnet Dininin Anayasası

- İnsan Allah'ın Halifesi mi?

- Kur'an Üzerinde Düşünmek

- Şirkin Kuyusuna Düşenlere Uyarılar

- Kur'an Ölülere Okunmak İçin mi İndirildi?

- Ayda Okunan Kur'an Masalı

- Hz. İbrahim, Safa ve Merve Masal mı?

- "Haç"er-ul Esved (!)

- Mevlana Sahte Bir Peygamber Değil mi?

- Tasavvufun Tanrısı İki Zıttır

- Kur'andaki Tasavvuf: Teveccüh

- Önce Batıl ve Hurafe İle Savaşalım

- Resuller Haram Kılamaz mı?

- Elçi Muhammed ile İnsan Muhammed'in Farkı

- Tarikatlarda Aracılar Rezaleti

- Nur Suresi 31. Ayet Nasıl Çarpıtılıyor?

- Sırat Kıldan İnce, Kılıçtan Keskin mi?

- Kur'anda Zalimler

- Bütün Mehdileri Çöpe Atıyoruz

- Kur'ana Göre Ramazan Ayı ve Haram Aylar

- Tasavvufçuların İlahı; Varlık ve Yokluk

- Tasavvufçuların Küçük Putları

- Sünnet Etmek yaratılışı Değiştirmedir

- Son Peygamberimizin Mektupları

- Fıtrat ve Namaz Vakitleri

- Mescid-i Aksa Nerede?

- Büyük Kandırmaca: Hadis

- Kur'an Neden Arapça Olarak İndirilmiştir?

- Kimin dini? Kimin Kitabı? Kimin Meali?

- Evliya Kelimesinin geçtiği Ayetler

- Şimdiye Kadar Yaşanan İslam

- Ayın Yarılması Diye Bir Mucize Yoktur

- Kabe Dikili Taş Değil mi?


Up | Down | Top | Bottom
 
Şu da emredildi: Yüzünü dine bir Hanif olarak çevir. Sakın müşriklerden olma.

Yunus Suresi 105

Ben bir Hanif olarak yüzümü gökleri ve yeri yaratana döndürdüm. Müşriklerden değilim ben.

Enam Suresi 79

İbrahim ne bir Yahudi idi, ne de bir Hıristiyan. O sadece hanif bir müslümandı. O müşriklerden değildi.

Ali İmran Suresi 67

Şu da kuşkusuz ki, İbrahim başlıbaşına bir ümmetti; bir Hanif olarak Allah'ın önünde eğiliyordu. Müşriklerden değildi.

Nahl Suresi 123

De ki Allah doğrusunu söylemiştir / vaadinde sadıktır.Haydi artık Hanif olarak İbrahim'in Milleti'ne uyun! Müşriklerden değildi o.

Ali İmran Suresi 95

Allah'a ortak koşmadan, Hanifler olarak... Allah'a ortak koşan kişi, gökten düşmüş de kendisini kuşlar kapışıyor veya rüzgar onu uzak bir yere fırlatıp atıyor gibidir.

Hacc Suresi 31


Up | Down | Top | Bottom

HABERLER

 

 








 

 

  Hanif Islam

 

Cemaatler, Tarikatlar, Mezhepler
 Hanif Dostlar Ana Sayfa -> Cemaatler, Tarikatlar, Mezhepler
Konu Konu: ÖYLE SUFİ VARDIR Kİ... Yanıt YazYeni Konu Gönder
Yazanlarda
Gönderi << Önceki Konu | Sonraki Konu >>
hasanoktem
Admin Group
Admin Group


Katılma Tarihi: 10 eylul 2006
Gönderilenler: 2837
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı hasanoktem

SOFUNUN SANATINI İCRA EDERKEN HANGİ DAVRANIŞLARA GİRDİĞİ KONUSUNDA

Sofunun halkla kurduğu ilişkilerde sanatını icra ederken hangi davranışlara girdiğini tanıtmaya da. ihtiyaç vardır. Vahdet-i Vücûd inancına dayanan tasavvufun temel özellikleri yukarıda anlattığım hususlardır, bu temel özellikler üzerine inşa edilmiş ek yapılar ve dallandırmalar çok çeşitli ise de bunlar öze tesir etmeyen hatta bu düşünce sistemini anlamak için ayıklanması gereken fazlalıklardır. Bu kalıplar içerisinde her sofu kendisine göre bir meşrep ortaya koymuş ve uygulamalarını kendisine göre özelleştirmiştir. Bu konularla ilgili olarak, Abdülbâki Gölpınarlı şöyle demektedir :

“Bilhassa İbn-i Arabi’den sonra onun yolunu tutarak onun gibi terim icadına tutulan sûfiler, bu inancı, ellerinden geldiği kadar anlaşılması güç ve hele hayali masalları bol, müntesiplerinin her sözü isabet, her işi keramet bir hale getirmişler, bu inançlara, inanılmayacak dallar, budaklar eklemişlerdir.”
“Varlık Birliği (Vahdet-i Vücût) inancı, bir içkidir, içki nasıl içenin karakterini belirtir, meyillerini ortaya koyar, isteklerini dile getirirse Varlık Birliği inancı da bu inancı benimseyenin karakterini belirtir, meyillerini ortaya koyar, isteklerini dile getirir ve sûfinin şahsiyeti burda işe karışır.


Öyle sûfi vardır ki hayata, hayattaki zevklere pek bağlıdır. Bu neşeye sahip olunca bütün suçları, yapılmaması emredilen şeyleri hiçe sayar ve zaten de inancı dolayısıyla bunlar onca hiçtir artık ve bütün buyruklar, âlemin düzenini temin içindir; kendisini zevke atar, bu kayıtlardan üstün olduğuna inanır.


Öyle sûfi vardır ki kâinatı, Tanrı bilgisinde sabit olan bilgi sûretlerinin tecellisi olarak kabul etmekle işe girişir, bütün âlemi bizzat Tanrı olarak tanımakla işi sona vardırır. Onca Mutlak Varlık Kayıtlara bürünmüş, âlem sûretinde zuhur etmiştir. Âlemin iç yüzü, mânası, Tanrıdır. Fakat yüceliği olgunluğu, kuvvet ve kudreti tek sözle Tanrılığı bu kesafet âlemindedir. Âlem, âdeta suyun donup buz oluşuna benzer, Allah da buz haline gelen sudur. Âlemle Tanrı arasındaki fark bundan ibarettir. Bu bakımdan kâmil insana uymak, Tanrıya uymaktır. Gerçek kıble odur ancak. Âlemde neye tapılırsa tapılsın ve kim sevilirse sevilsin, tapan ve tapılan, seven ve sevilen Tanrıdır.

 

 Öyle sûfi vardır ki her şeyi Tanrı tecellisi görür, İsâ' laşır, sağ yanağına vurana sol yanağını çevirir. Kendisine zulmedene lütufla muamelede bulunur. Hiçbir şeye itiraz etmez, her şeyi hoş görür. Onun işi, ancak tecellileri seyredip mücadelelerle alay etmektir.

 

 Öyle sûfi vardır ki felsefeyi tamamıyla reddeder, hayali bir idealizmle hayalât âlemine dalar. Göklere çıkar, melekût âlemini anlatır, geçmişlerle yüz-yüze gelir, geleceğin tarihini yazar, kerametler gösterdiğine inanır ve inandırır. Yeryüzünü bilmez, gökleri arşınlar. Ayağının dibindeki kuyuyu görmez, gökyüzündeki filân yıldızda gezdiğini söyler, oralardaki şaşılacak şeyleri anlatır.

 

 Öyle sûfi vardır ki felsefeyi reddettiğini sanır, fakat onun, tasavvufu yoğuran birçok esaslarını aynen alır. Yahut felsefeyi reddetmez, bir felsefi mezhebi benimser, tasavvufu onunla uzlaştırır, sûfi bir filozof olur, mülhitlikle tanınır, yalnız şeriatçılar tarafından değil, tarikatçılar tarafından da kınanır.

 

 Öyle sûfi vardır ki bütün bunları, ya adam-akıllı, yahut yarım-yamalak bilir, fakat ne olur-ne olmaz diye bir türlü şeriat kayıtlarından kurtulamaz. Hattâ o kayıtlara biraz da tarikat türlerini katarak katmerli bir yobaz kesilir. Yahut da Varlık Birliğini, görülüp geçilmesi gereken bir hayal sayar, o inancı güdenleri küçümser, onda ısrar edenleri kâfir sayar.

 

 Öyle sûfi vardır ki kendisini zamanın sahibi, vaktin peygamberi görür, Bu inancını, anlaşılır bir halde açıklar. Mehdiliğini ortaya atar, dünyayı, gerçek dünya, zamanı, âhir zaman, zuhuru, bütün çıplaklığıyla Tanrı zuhuru yapmaya, âhiretle dünyayı birleştirmeye, adaleti yaymaya kalkışır. Mâdemki Tanrı, dilediğini insân-i kâmille yapar, değil mi ki kendisi zamanın sahibidir ve dileği olacaktır, şu halde gizlenmeye lüzum yoktur. Ortaya atılır, ya can verir, yahut zamanında, saltanatını görür.

 

 Öyleleri de vardır ki bütün zıtları bir potaya koyup eritir. Ne küfürle mukayyettir, ne imanla. Ne dine bağlanmıştır, ne de mezhebe. Fakat uzlaştırıcı bir tabiatla zâhiri de korur. İşlerini ve sözlerini inceleyen, hakkında tam bir kesin hükme varacakken bu hükme büsbütün aykırı başka bir işine, başka bir sözüne rastlar. Gene de her işi yerindedir, her sözü, kime söylüyorsa onun hâline ve derecesine uygundur. Zıtları birleştirmekle Tanrılığını gösterir, kullukla efendiliğini izhar eder. Fakat renksizlik âlemini yurt edinmiştir, şekilsizlik şeklini benimsemiştir. Aktığı yerin rengini alır, geçtiği arkın şeklini gösterir. Yatağını da kendi kazar, geçidini de kendi yapar.

 Görülüyor ki tasavvuf birdir, fakat mümessillerindeki telâkkilerde şahsiyeti yoğuran tarihi - İçtimai ve iktisadi şartların, ferdi yetiştiren zamanın ve ferdin mensub olduğu topluluğun büyük rolleri olduğu gibi topluluğa hız veren, inancından ve topluluktan aldığı güçle hamleler yapıp, o inancı ve topluluğu başka şekle sokan şahsiyetin de büyük rolü vardır. Sûfiler, bu önemli özelliği ihmal etmemişler, sûfideki karaktere ve bu karakterin tezahürüne <<meşrep>> demişler, bazı büyük sûfiler arasındaki aykırılığı bununla izah etmişlerdir ki tamamıyla doğrudur.


Bundan dolayı her büyük sûfinin tasavvufunu, bir yönden değil, bir çok yönden ve meşrep bakımından incelemek gerekir. Yoksa esası bir olan tasavvufu benimseyen herhangi bir sûfinin yaşayışı ve yaptığı iş, incelenirken tek taraflı ve yalnız inanç bakımından yapılan inceleme ve sûfinin şahsiyetini ihmal, insanı pek yanlış son-uçlara götürür, yahud da hiçbir son-uça götürmez, yazılan yazılar, su üstüne yazılmış olur.” (Mevlânâ Celâleddin, İnkılâb Kitabevi, İstanbul 1985, Dördüncü Basım. Abdulbâki Gölpınarlı, sayfa 166 - 167.)
Bir sofiste bakarken yukarıdaki tablo meşrebi konusunda teşhis yapmakta faydalıdır.

Fereç Hüdür'ün 2. kitabı ( KUR'AN DIŞI OLUŞUMLARIN ELEŞTİRİSİ VE KUR'AN'A ARZI  Vehhabilik- Şiilik- Tasavvuf ve İslam İddialı filozoflar)

www.kuran-tekrehber.com

www.kuran-tekkaynak.com


 

Yukarı dön Göster hasanoktem's Profil Diğer Mesajlarını Ara: hasanoktem
 
hakka dogru
Katilimci Uye
Katilimci Uye
Simge

Katılma Tarihi: 04 ocak 2007
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 78
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı hakka dogru

İster batıni yorum diyelim ister mecazi anltım diyelim bunlar olmadan  Kuranı anlamak mümkün değildir.Örn:Kehf suresini...Hz Musa genç yardımcısıyla İki denizin birleşeceği yere kadar gidiyor.Sonra balığı unutuyorlar.Balık denizde kendine bir yol buluyor.Burda sembol dili veya batıni yorum olmazsa ne anlayacagız?Selamlar...



__________________
İlim Çinde de olsa alınız.
Yukarı dön Göster hakka dogru's Profil Diğer Mesajlarını Ara: hakka dogru
 
hasanoktem
Admin Group
Admin Group


Katılma Tarihi: 10 eylul 2006
Gönderilenler: 2837
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı hasanoktem

 

Selam Hakka Doğru, HOŞGELDİN

konu ile ilgili Ayet'lere birlikte bakalım istersen :

18 Kehf 60-82 :

60 Mûsâ uşağına demişti ki: "Durmayıp ya iki denizin birleştiği yere varacağım veya uzun bir zaman yürüyeceğim."

61 İkisi (yürüdüler), iki denizin birleştiği yere varınca, balıklarını unuttular, (balık) sıyrılıp denizde yolunu tuttu.

62 Orayı geçip gittiklerinde (Mûsâ) uşağına: "Kahvaltımızı bize getir (de yiyelim), andolsun ki, bu yolculuğumuzdan (epey) yorgunluk çektik." dedi.

 

63 (Uşağı): "Gördün mü, dedi, kayaya sığındığımız vakit balığı unuttum. Onu söylememi, bana ancak şeytân unutturdu. (Balık), şaşılacak biçimde denizin içinde yolunu tuttu!

64 (Mûsâ): "İşte aradığımız o idi." dedi. Tekrar izlerini ta'kibederek geriye döndüler, (kayaya vardılar).

65 (Orada) Kullarımızdan bir kul buldular ki, biz ona katımızdan bir rahmet vermiştik ve ona katımızdan bir ilim öğretmiştik.

66 Mûsâ ona: "Sana öğretilenden, bana da bir bilgi öğretmen için sana tâbi olabilir miyim?" dedi.

67 (O da): "Sen benimle beraber bulunmağa dayanamazsın" dedi.

68 "Sana bildirilmeyen bir şeye nasıl dayanabilirsin?"

69 (Mûsâ): "İnşâallah, dedi, beni sabredici bulursun, senin emrine karşı gelmem."

70 (O kul): "O halde, dedi, eğer bana tabi olursan ben sana anlatıncaya kadar (yaptığım) hiçbir şey hakkında bana soru sorma."

71 Bunun üzerine yürüdüler. Nihâyet gemiye bindikleri zaman gemiyi deliverdi. (Mûsâ): "Halkını boğmak için mi gemiyi deldin? Gerçekten sen çok tehlikeli bir iş yaptın!" dedi.

72 (O kul): "Sen benimle beraber bulunmağa dayanamazsın demedim mi?" dedi.

73 (Mûsâ): "Unuttuğum şeyden ötürü beni kınama ve bana bu işimden dolayı bir güçlük çıkarma." dedi.

74 Yine yürüdüler. Nihâyet bir oğlana rastladılar. (O kul) hemen onu öldürdü. (Mûsâ): "Bir can karşılığı olmadan temiz bir cana kıydın ha? Doğrusu sen, çirkin bir iş yaptın!" dedi.

75 (O kul): "Ben sana, sen benimle beraber bulunmağa dayanamazsın, dememiş miydim? dedi.

76 (Mûsâ) dedi ki: "Eğer bundan sonra (bir daha) sana bir şey sorarsam, artık bana arkadaş olma. (O zaman) benim tarafımdan sana özür ulaşmıştır (artık benden ayrılmakta mazur sayılırsın).

77 Yine yürüdüler. Nihâyet bir kent halkına varıp onlardan yemek istediler (kent halkı) onları konuklamaktan kaçındılar. Derken orada yıkılmağa yüz tutan bir duvar buldular; hemen onu doğrulttu. (Mûsâ): "İsteseydin buna karşılık bir ücret alırdın," dedi.

78 "İşte, dedi bu, benimle senin aramızın ayrılmasıdır. Şimdi sana sabredemeğin şeylerin içyüzünü haber vereceğim."

79 "O (yaraladığım) gemi, denizde çalışan yoksullarındı. Onu kusurlu yapmak istedim, çünkü onların ilerisinde her (sağlam) gemiyi zorla alan bir kral vardı."

80 "Oğlana gelince: Onun anası babası mü'min insanlardı. Bunun, onlara azgınlık ve küfür sarmasından korktuk."

212 İsyâniyle onları şerre sürüklemesinden, yahut onların îmanına kendi azgınlık ve inkârını bulaştırmasından veya onları da kendisi gibi azgınlığa ve küfre sürüklemesinden

81 "İstedik ki Rableri onun yerine onlara ondan daha temiz, daha merhametli (ana babasına iyilik eden) birini versin."

82 "Duvar ise şehirde iki yetim çocuğun idi. Altında onlara ait bir hazine vardı. Babaları da iyi bir kimse idi. Rabbin istedi ki onlar (büyüyüp) güçlü çağlarına ersinler ve Rabbinden bir rahmet olarak hazinelerini çıkarsınlar. Bunları, ben kendiliğimden yapmadım. İşte senin sabredemediğin şeylerin içyüzü budur."

Kardeşim,

mecazi anlatım farklı, batıni anlam / batıni yorum çok farklı şeyler. ''batıni anlatım/yorum olmadan Kur'an'ı anlamak mümkün değildir '' diyorsanız , size büyük bir yanılgı içinde olduğunuzu söyleyebilirim.çünkü, Kur'an apaçık bir kitaptır :

22 Hacc 16 :

16 Ve işte biz Kur'ân'ı böyle açık açık âyetler olarak indirdik. Şüphesiz Allâh, dilediğini doğru yola iletir.

24 Nur 18 :

18 Allâh size âyetleri(ni) açıklıyor. Allâh bilendir, hüküm ve hikmet sâhibidir.

54 Kamer 17   :

17 Andolsun biz, Kur'ân'ı öğüt almak için kolaylaştırdık. Öğüt alan yok mudur?

Kur'an'ın apaçık olduğu ile ilgili başka Ayetlerde olmasına rağmen size bu Ayet'leri vermemin kafi gelmesi gerektiğini düşünüyorum.öğüt almamız için , dünyada halifelik görevimizi şüphe içinde olmadan yerine getirebilmemiz için Yüce Allah tarafından kolaylaştırılmış ve hatta kendisinden öğüt almaya çağrılmış olan Kur'an'ın batıni yorum olmadan anlaşılması mümkün değildir demeniz, sizcede Ayet'lerle çelişmiyor mu?bence çelişiyor.ve bu cümle ile Ayetlere aykırı düşüyorsunuz.belki de ben sizi yanlış anlamışımdır.

Musa Peygamber ve yardımcısının balık ile ilgili olayı ve olaydan sonrası yukarıdaki Ayetleri tek tek değil de,  bir bütün olarak incelendiğinde , verilen ilahi mesaj açıkça kendini belli edecektir :

64 ve 65. Ayetlerde Musa Peygamberin Yüce Allah tarafından kendisine ilim verilmiş olan zat'a : sana öğretilenden bana da öğretmen için sana tabi olabilir miyim? şeklindeki cümlesi ve sonrası yaşanan olaylarda bizim için büyük ve apaçık dersler vardır :

1- Peygamber bile olsa, Yüce Allah bildirmedikçe kimse kendisine gayb olan bir haberi bilemez.

2- Musa Peygamber, o zatın Yüce Allah tarafından kendisine bir ilim verildiğini bilmesine (ve ona tabi olacağına dair söz vermesine)rağmen, yine de Yüce Allah'ın emirlerine aykırı ve anlamsız bir şekilde yaptığını gördüğü :

a- bindikleri gemiye gerekçesiz hasar vermesi ,

b- masum bir çocuğu gerekçesiz öldürmesi,

c- yıkılmak üzere olan bir duvarı anlamsız bir şekilde tamir etmesi

 hareketlerini görünce  kendini tutamayıp o zata karşı çıkmıştır.ta ki, Yüce Allah'tan kendisine ilim verilmiş olan o zatın, en son Musa Peygambere yaptığı açıklamaya kadar( ancak o zaman Musa Peygamber bu davranışlara karşı ikna olmuştur). Musa Peygamberin bu davranış biçimi , bizim için örnek alınması ve yapılması gereken örnek bir davranış olarak Kur'an'da gösterilmektedir(haşa boş yere anlatılmamıştır) eğer Musa Peygamberi ve  tüm Resullerin izini takip edip, onları örnek almak istiyorsak , Yüce Allah'ın apaçık mesajına aykırı düşen tüm hareketlere karşı durmamız gerekiyor.( bu örneklerde bize gösterildiği gibi)

3- Yüce Allah'ın her emrinde istisnasız mutlaka bir hikmet olduğu kesinlikle anlaşılmaktadır.

4-  kimsenin ( Peygamber bile olsa) Yüce Allah tarafından herhangi bir delil veya hüccete dayanmadan kesinlikle hareket edemiyeceği gerçeği açıkça görülmektedir.

bunların dışında da şu anda akla gelmiyen başka ilahi derslerde olabilir bu Ayetlerde.

Selam ile

 

 

 

 

Yukarı dön Göster hasanoktem's Profil Diğer Mesajlarını Ara: hasanoktem
 
hakka dogru
Katilimci Uye
Katilimci Uye
Simge

Katılma Tarihi: 04 ocak 2007
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 78
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı hakka dogru

Selam

Yazınızı okudum.Tüm ayet leri beraber düşündüm.Ama 60-64 ve sonrası bana farklı iki konu gibi geldi.Ve 60-64 arasında bana ne mesaj verildiğini anlamadım.

- Peygamber bile olsa, Yüce Allah bildirmedikçe kimse kendisine gayb olan bir haberi bilemez  diyorsunuz.Ama ben Yüce Allahın bildirmesiyle gaybın bilindiğine şahit oldum.

 

 3- Yüce Allah'ın her emrinde istisnasız mutlaka bir hikmet olduğu kesinlikle anlaşılmaktadır diyorsunuz.Doğru.Ama hikmet öğrenmeni başının itiraz etmemek olduğu Rahmet verilen kulun ağzıyla Yüce Allah tarafından söylenmekte.

 Herkesin peygamber dahi olsa Ademe secde etmesi gerektiği itiraz etmemesi gerektiği kolaylıkla anlaşılmakta.



__________________
İlim Çinde de olsa alınız.
Yukarı dön Göster hakka dogru's Profil Diğer Mesajlarını Ara: hakka dogru
 
hasanoktem
Admin Group
Admin Group


Katılma Tarihi: 10 eylul 2006
Gönderilenler: 2837
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı hasanoktem

 

Selam,

hayır ,60-64 ve sonrası iki farklı konu değil, aynı konu. konu evvelki iletimde de söylediğim gibi 60-82. Ayetleri konu bütünlüğü içinde ele alınırsa , verilmiş olan ilahi mesaj açıkça görülecektir.(evvelki iletimde şahsen aldığım ilahi mesajları maddeler halinde yazmıştım).

hakka doğru yazdı :

- Peygamber bile olsa, Yüce Allah bildirmedikçe kimse kendisine gayb olan bir haberi bilemez  diyorsunuz.Ama ben Yüce Allahın bildirmesiyle gaybın bilindiğine şahit oldum.

bu cümlelerinize nasıl cevap vereceğimi şaşırdım doğrusu. ben ne demişim ki? en iyisi siz benim ne dediğimi bir kez daha okuyun lütfen.(cevabınızı galiba aceleye getirmişsiniz)

hakka doğru yazdı :

Yüce Allah'ın her emrinde istisnasız mutlaka bir hikmet olduğu kesinlikle anlaşılmaktadır diyorsunuz.Doğru.Ama hikmet öğrenmeni başının itiraz etmemek olduğu Rahmet verilen kulun ağzıyla Yüce Allah tarafından söylenmekte.

 Herkesin peygamber dahi olsa Ademe secde etmesi gerektiği itiraz etmemesi gerektiği kolaylıkla anlaşılmakta.

itiraz etmemek ama kime ? Kehf 60-82 de açıkça görüldüğü gibi :

67 (O da): "Sen benimle beraber bulunmağa dayanamazsın" dedi.

68 "Sana bildirilmeyen bir şeye nasıl dayanabilirsin?"

evet Ayetlerde açıkça emirbuyurulduğu gibi :Yüce Allah tarafından kendisine ilim verilmiş olan o zat Musa Peygambere '' sana bildirilmeyen bir şeye nasıl dayanabilirsin ? '' diye açıkça söylemiyor mu?yani Musa Peygamber , kendisine verilmemiş ama o zata verilmiş olan  o gayb ile ilgili eylemlere tabiki karşı çıkması gerekiyordu.ve Musa Peygamberin yaptığı doğru bir davranıştır.bir Peygambere veya bir Müslümana yakışan tavrı göstermiştir. peki  bu durumda Yüce Allah tarafından kendisine ilim verilmiş olan o zat mı yanlış yapmış? hayır kesinlikle o zat ta doğru olanı  ve görevini yapmıştır.işte burdada zihinsel çelişkiye düşmemek gerekiyor :

78 "İşte, dedi bu, benimle senin aramızın ayrılmasıdır. Şimdi sana sabredemeğin şeylerin içyüzünü haber vereceğim."

79 "O (yaraladığım) gemi, denizde çalışan yoksullarındı. Onu kusurlu yapmak istedim, çünkü onların ilerisinde her (sağlam) gemiyi zorla alan bir kral vardı."

80 "Oğlana gelince: Onun anası babası mü'min insanlardı. Bunun, onlara azgınlık ve küfür sarmasından korktuk."

212 İsyâniyle onları şerre sürüklemesinden, yahut onların îmanına kendi azgınlık ve inkârını bulaştırmasından veya onları da kendisi gibi azgınlığa ve küfre sürüklemesinden

81 "İstedik ki Rableri onun yerine onlara ondan daha temiz, daha merhametli (ana babasına iyilik eden) birini versin."

82 "Duvar ise şehirde iki yetim çocuğun idi. Altında onlara ait bir hazine vardı. Babaları da iyi bir kimse idi. Rabbin istedi ki onlar (büyüyüp) güçlü çağlarına ersinler ve Rabbinden bir rahmet olarak hazinelerini çıkarsınlar. Bunları, ben kendiliğimden yapmadım. İşte senin sabredemediğin şeylerin içyüzü budur."

yani , o zat açıkça Yüce Allah'ın emirlerini yerine getirmiş.bu olumsuz görülen hareketlerin ilahi bir emir sonucu olduğunu gören Musa Peygamber artık itiraz etmeyi bırakmış ve Yüce Allah'ın emirlerine / hikmetlerine teslim olmuştur.o hikmetler ki , bize açık ve net bir şekilde(batıni değil ) bir bilgi ile Musa Peygambere ve şimdide bize ulaştırılmıştır. bize düşen bu apaçık ilahi mesajları basiretle görüp doğru yolu (sırat-ı müstakimi) bulmaktır. batıni / gizli / zanni bilgiler peşinde koşmak değil.

selam ile

 


 

Yukarı dön Göster hasanoktem's Profil Diğer Mesajlarını Ara: hasanoktem
 
hakka dogru
Katilimci Uye
Katilimci Uye
Simge

Katılma Tarihi: 04 ocak 2007
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 78
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı hakka dogru

Selam

Öncelikle şunu söyleyeyimki ben ilahiyatçı falan değilim.Bu işle uğraşmayı amatörce çaba sarfetmeyi Rabbimi tanımak için yapıyorum.Bu çabamdan da çok zevk alıyorum.Bu siteden çok şey öğrendim.Şahsınızdan da...Herkesten Allah razı olsun.

Yazınızı okudum.Haddimi aşmak istemiyorum.Ama ilk kısımla 2.ci kısım arasında gerçekten bir bağ kuramıyorum.2.ci kısım daki yorumlarınız doğru olabilir.İlk kısımdada(60-64) arası bir anlamı var mı? Israr ediyorum.



__________________
İlim Çinde de olsa alınız.
Yukarı dön Göster hakka dogru's Profil Diğer Mesajlarını Ara: hakka dogru
 

Eğer Bu Konuya Cevap Yazmak İstiyorsanız İlk Önce giriş
Eğer Kayıtlı Bir Kullanıcı Değilseniz İlk Önce Kayıt Olmalısınız

  Yanıt YazYeni Konu Gönder
Yazıcı Sürümü Yazıcı Sürümü

Forum Atla
Sizin yetkiniz yok foruma yeni mesaj ekleme
Sizin yetkiniz yok forumdaki mesajlara cevap verme
Sizin yetkiniz yok forumda konu silme
Sizin yetkiniz yok forumda konu düzenleme
Sizin yetkiniz yok forumda anket açma
Sizin yetkiniz yok forumda ankete cevap yazma

Powered by Web Wiz Forums version 7.92
Copyright ©2001-2004 Web Wiz Guide
hanif islam

Real-Time Stats and Visitor Reports Sitemizin Gunluk, Haftalik, aylik Ziyaretci  Detaylari Real-Time Stats and Visitor Reports

     Sayfam.de  

blog stats