Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP

s.a  hanif dostlar forum üyeleri.forumdaki konuları takip etmekteyim.örtü konusundada çok yazdım bazı bölümlerde konuyu kapatmışsınız cevap yazamadım neyse..insanlar mutlaka bir şeyin doğru olduğunu eğer onaylatmak isterlerse bu sadece kuranı kerim olmalıdır diye inanıyorum.bakıyorum örtü konusunu  burda kuranda olmadığını söyleyenler kuran dışında  onaylatıyorlar yani kaynağı bulmuşlar adeta buldukları  furkan gibi hak ve batılı tam manası ile ayırıyorlar...kim bunlar başta yaşar nuri öztürk diğeride süleyman ateş...düştüğünüz seviye çok düşündürücü bu konuyu yeniden düşünün...ne dersiniz  çok ciddi  kardeşler...

Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP

tamerselin, başı açık olan bayanlara kokana demekle çok ama çok çirkin bir iş yapıyorsun.

Kokana ne demek? Anlamını yazar mısın lütfen?

Konana demekle ne demek istiyorsun? Hangi Kur'ani dayanakla böyle çirkef bir etiketleme yapıyorsun? Başı örtülü olmadığı halde Allah'a inanan ve elinden geldiği ölçüde yolunda olan namuslu, erdemli ve edepli bayanlara iftira attığının farkında değil misin? Seninki nasıl bir müslümanlıktır böyle? Kul hakkı diye birşey duymadın mı sen hiç?

Başını örten örtsün, açan da açsın. Sanane. Senin zihniyetindekilerin iktidarda falan olduğunu düşünüyorum da... Allah şeriatçıların şerrinden hepimizi korusun. Bu zihin düzeyinin temsilcileri, bu şeriatçı kesim hepimizi gözlerimizin yaşlarına bakmadan kıtır kıtır keserler. Önce bu gibi forumlarda yazanları tespit edip kurşuna dizerler. Başlarını örtmeyenleri kokana diye suçlayanlar mazlum bayanları bellerine kadar toprağa gömüp taşlamaktan bile çekinmezler.

Bak şimdi, şu meseleyi çözersen takıntılarını da aşmış olacaksın.

Önce senin kafa yapındaki teslim nicki arkadaşa yazdığım iletiyi oku lütfen.

Alperen Yazdı: Şu yapıştırdığın mavalları okumuyorsun bile. Lambur lumbur yapıştırıp geçiyorsun. Derdin nedir senin? Kalabalık etmek mi? Bak şimdi 23. maddedeki kepazeliği gör: Cariyeler (köle olan kadınlar) için avret yeri, erkekler gibi, göbekleri altından dizleri altına kadar olan kısımla karın ve sırtlarıdır. Hür kadınların şeref ve durumları bakımından örtmek zorunda bulundukları organları daha çoktur. Köleler ise, hürriyet şerefinden yoksun ve efendilerinin hizmeti ile meşgul oldukları için, bunlara daha fazla genişlik gösterilmiştir. Mezhepçi kafanın düştüğü rezil durum işte bu. Cariye ve Hür kadın ayrımı sanki Allah'ın emri gibi sunuluyor. Hem de nasıl bir ayrım? Cariye bir kadın müslüman olsa bile asla hür kadınlar gibi giyinemez. Başını örtemez, hatta göğsünü de... Namazda bile. Hani başörtüsü inanan her müslüman kadına farzdı? Cariyeler (köle olan kadınlar) için avret yeri, erkekler gibi, göbekleri altından dizleri altına kadar olan kısımla karın ve sırtlarıdır. Hangi hergelenin saçmalığı bu? Kim bu Allah'lığa soyunan zibidi? Evet ne kadar mantık, izan ve vicdan dışı gelse bile mezhepçi zihniyette bu böyle. Zira cariye kadınlar hür olanlara göre şeref bakımından bir derece alttadır. Daha türkçesi şeref yoksunudurlar. Allah'ın dininde yok böyle saçmalıklar. Yok böyle ayrımcılıklar.

HAYDİ ŞİMDİ İNKAR ET BAKALIM. İNKAR ET, HÜRRİYETİ OLMAYAN MÜSLÜMAN KADINLARIN BAŞINI ÖRTMELERİNİN GEREKMEDİĞİNİ. HATTA BUNUN DA ÖTESİNDE BU KADINLARIN BAŞLARINI ÖRTMELERİNİN YASAK BİLE OLDUĞUNU HATTA GÖĞÜSLERİ AÇIK GEZMELERİNİN NORMAL GÖRÜLDÜĞÜNÜ. İNKAR ET BAKALIM BAŞÖRTÜSÜNÜN SADECE SOSYAL AÇIDAN BİR STATÜ AYIRACI OLARAK KABUL EDİLDİĞİNİ. TÜRBANIN HÜR KADINLARIN ÜNİFORMASI OLARAK BENİMSENDİĞİNİ VE BU ÜNİFORMAYI HÜR OLMAYANLARIN ASLA TAKAMAYACAĞINI.  BU STATÜ AYIRACANIN DA NE İSLAMA NE DE İNSANLIĞA SIĞMAYACAĞINI.

YETER ALLAH'IN DİNİNE YAPTIĞINIZ ZULÜMLER. YETER BU GÜZİDE DİNİN BAŞINA ÖRDÜĞÜNÜZ ÇORAPLAR. YETER BAŞÖRTÜSÜNÜ ALLAH'IN İLK VE EN TEMEL FARZI GİBİ YANSITMALAR. YETER KADINLARA ETTİĞİNİZ ZULÜMLER.

KADINLAR PEYGAMBERİN EŞLERİ GİBİ(!) GİYİNECEKLER DE ERKEKLER NEDEN BUNDAN BU ANLAYIŞTAN MUAF OLACAKLAR? KADINLARA BAŞÖRTÜSÜNÜ DAYATANLAR NEDEN SİNEKKAYDI TRAŞLI BİR ŞEKİLDE VE GAYET MODERN BİR USULDE GİYİNİYORLAR? KADINLARA KIYAFET DAYATAN ERKEKLER, ONLARI KAPKARA ÇARŞAFLARA GÖMEN HERİFLER NEDEN KENDİLERİ DE CÜBBE, SARIK, ŞALVARLA GEZMEZLER (BU BİLE ARAP KIYAFETİ DEĞİL YA NEYSE)

Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP

Dört mezhebe göre de Hür olmayan kadınların başlarını ve göğüslerini örtmeleri YASAK.

Başörtüsü fanatikleri önce bunu açıklığa kavuşturmalılar.

Namazda bile Hür Olmayan kadınlar göğsü açık namaz kılmak zorundalar.

Yalan mı? Hani başörtüsü her müslüman kadına farzdı?

İzah edin bakalım. Çıkın haydi meselenin içinden.

Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP

Süleyman Ateş'in Tefsirindeki ilgili kısımlara yapılan bir eleştiri bu açıdan manidar:

 “Ey peygamber, eşlerine, kızlarına ve inananların kadınlarına söyle: (bir ihtiyaç için dışarı çıktıkları zaman) örtülerini üstlerine salsınlar; onların tanınıp incitilmemesi için en elverişli olan budur. Allah çok bağışlayan, çok esirgeyendir.” (33/Ahzap: 59, S.Ateş çev.)

Sayın Ateş, yukarıda verdiğimiz âyete giydirilen ve aklıyla inanmak isteyen bir insanı dehşete düşüren bin yıllık anlayışı da teyit ederek verdi.

Önce âyetle ilgili rivayet edilen, Sayın Ateş’e de makul gelen âyetin nüzul sebeplerinden biri neymiş, onu zikredelim:

Sayın Ateş ve seleflerine göre, âyetin nüzul sebebi yukarıda anlatılan olaydır.

Şimdi; Sayın Ateş ve gelmiş geçmiş din adamlarına soralım:

Hz. Ömer kulağı yarık bir cariye zannettiği bir kadını bir suçu olmadığı, cariyelerin çarşaf giyme zorunluluğu da bulunmadığı halde neden dövdü?

Yoksa, Hz. Ömer elinde sopa, Medine sokaklarında dolaşan, rastladığı kulağı yarık zavallı cariyeleri döven bir zorba(!) mıydı?

Hani “Ömer’in adaleti”? Okurken bizim yüzümüzü kızartan bu tür rivayetler, yazarken sizin yüzünüzü kızartmıyor mu? Bu tür rivayetlere nasıl itibar edebiliyorsunuz?

Sayın Ateş, “Kur‘an insan olmaları açısından erkekle kadın arasında bir fark görmez, her iki cinse birden hitap eder” demek suretiyle, çok doğru bir tesbitte bulunduktan sonra, tesbitiyle yüzde yüz çelişen, akıl ve mantıktan uzak rivayetleri vermeye devam ediyor.

Sayın Ateş ve seleflerine göre, müslüman da olsalar, köle kadınların (cariye) çarşaf giymesi, başörtüsü takması, hür kadınlara benzememeleri için, “göbekle diz kapağı arası dışında kalan yerlerini örtmesi” yasaktı ve köle kadınların başına, saçına, memelerine bakmak ve ellemek herkes için serbestti(?)

Sayın Ateş ve selefleri bu iddialarını Kur‘an’a onaylatamadıkları, onaylatamayacaklarını bildikleri için, aşağıda vereceğimiz rivayetlere dayandırmaktadırlar:

Ey Sayın Ateş ve selefleri! Sizin ağzınızdan çıkanı kulaklarınız duymuyor mu? Yoksa sizin zalim Emevi sultanlarının kalemşörlerine inanmak gibi bir mecburiyetiniz mi var?

Hz.Ömer, köleleri aşağılayan, insanları hakir gören bir despot(!) muydu? Pes doğrusu!

Hani Hz.Ömer, yolculuk esnasında bile, kölesi ile devesine sıra ile (değişerek) binecek kadar mütevazı ve eşitlikçi idi! Veya Hz.Ömer kadın tüccarı(!) mıydı ki pazarda cariye satsın?! Hem de müslüman olduktan sonra... Yapmayın Allahaşkına!

Eğer Sayın Süleyman Ateş’in büyük bir iman adamı, samimi bir müslüman olduğuna inanmamış olsam, İslâm ve müslümanlığı küçük düşürmeye çalışan bir kişi olabileceğini sanırdım.

Din adamları, ölçüleri bin yıl önce tesbit edilmiş kalıpların dışına çıkamadıkları veya Kur‘an dışı kaynaklardan edindikleri belli anlayışlardan soyutlanamadıkları için, örtünme veya kılık kıyafetle ilgili Kur‘an âyetlerini de ve bilhassa yukarıda verdiğimiz Ahzap Suresi 59. âyet ile, Nur Suresi 31. âyeti bir kez olsun okuyamamışlardır.

Halbuki kılık kıyafet âdâbına dikkat çeken söz konusu âyetler, ayrım yapmaksızın inanan bütün kadınlara doğrudan, inanan bütün erkeklere de dolaylı olarak dikkat çekmektedir. Çünkü âyet, “Ey peygamber, eşlerine, kızlarına ve inananların kadınlarına söyle” demek suretiyle erkekleri de âyetin kapsamı içine almaktadır. Eğer âyetin kapsamına sadece kadınlar girseydi, âyet “İnananların kadınlarına söyle” demez, “İnanan kadınlara söyle” derdi. Âyet iç elbisesi ile toplum içine çıkmayı kadınlara doğrudan, erkeklere de dolaylı olarak yasaklamaktadır. Yani âyet genel bir âdâbı muaşeret kuralına dikkat çekmektedir.

Ne yazık ki, her toplumda olduğu gibi, kendilerine halktan ayrıcalık tanınmasını isteyen Asrı Saadet sonrası etkin ve yetkin kişiler, yukarıda dikkatinize sunduğumuz türden düzmece rivayetler uydurarak, fakir halk tabakası(köle sınıfı)nı âyetin kapsamından çıkartmışlardır.

Sorgulama yetisi kaybolmuş, statükocu din adamları da, söz konusu anlayıştan dolayı âyetin dikkat çektiği en önemli olayı anlayamamışlardır.

http://www.yeniyorumlar.org/turkce/1.sayi/basortu.htm

Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP

“Müslümanlar, hür kadınlarıyla birlikte Mekke’den Medine’ye göç ettiklerinde, Medine’de bir meta aracı gibi alınıp satılan  ve örtünmeyen cariyelerle karşılaştılar.Medineli erkekler, Mekke’den gelen kadınlara da cariye gibi davranıyor.Onları da meta gibi alıp satmak istiyorlar.Hazreti Ömer bu kargaşalığı görüyor.Medinelilerle karıştırılmamaları için Mekkeli kadınlara örtünme kuralı getiriliyor.Cariyelerin örtünmesi ise yasaklanıyor.İslamiyette hür kadınların cariyelerden ayırt edilmesi için başlatılan bu gelenek, daha sonra kadınların erkeklere karışı örtünmesi şekline dönüşüyor...

http://www.acikgazete.com/?action=journalist&aid=1449

Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP

Tanınmış Sümer tarihi araştırmacısı Muazzez İlmiye Çığ, Bilim ve Ütopya Dergisi’nin Şubat, 1977 sayısında örtünme konusunda şu çarpıcı bilgileri verir:

...Başörtüsünün, İslamiyetle bilrlikte başladığı sanılır.Oysa başörtüsü bundan beş bin yıl önce Sümerler’de ortaya çıktı.Yasal yollardan seks yapacak kadar özgür olan Sümer mabet kadınlarının başlarını örtmeleri zorunlu idi.

Hammurabi’nin başa geçmesinden sonra bu geleneğe son verildi.M.Ö. 1500 yılında, Asur Kralı’nın çıkardığı bir yasa ile baş örtüsü yeniden yürürlüğe kondu.Başörtüsü, kutsal sınıfa dahil olan evli veya dul Sümer kadınlarıyla, yasal seks yapan mabet kadınları için zorunluydu.Yasal seks yapmayan sokak fahişeleriyle  genç kızların ve kölelerin ise başlarını örtmeleri  yasaktı..

Bundan şu anlam çıkıyor:Evli kadınlar, dullar ve yasal seks yapan mabet kadınları “ahlaklı”; genç kızlar, yasal yollardan seks yapmayan sokak fahişeleri ve köle kadınlar “ahlaksız” ... Örtünen “ahlaklı”, örtünmeyen “ahlaksız” değer ölçüsü sanıldığı gibi İslamiyetle birilikte ortaya çıkmadı. Kökleri ta Sümerler’e, Asurlu’lara kadar gidiyor.Bugün bunu savunanlar, aslında İslamiyetin değil, binlerce yıl önceki Sümerler’den  Asurlu’lardan, hatta Yahudilerden kalma değer yargılarını savunuyorlar.

Bu geleneği Yahudiler, Asurlu’lardan almış Onlardan da Müslümanlara geçmiş.Yahudi kadınlar,başörtüsünü perukla değiştirmişler.Genç kızken başları açık dolaşan Yahudi kadınlar,evlendikten sonra saçlarını traş ettiririp onun yerine peruk takarlarmış.Müslümanlar, bir çok inanç ve gelenekleri gibi, başörtüsü geleneğini de Yahudilerden almışlar. Yaptıkları değişiklik ise, peruk yerine ,yeniden başörtüsünü kullanmaktan ibaret kalmış..

Bu bilgileri veren Muazzez İlmiye Çığ, Kuran’ı yorumlarken de,“Kuran’da örtünmeden değil, ‘ziynetin örtünmesinden’ söz ediliyor.’Ziynet’ sözcüğünden kimi kadınlar vücudunu, kimi kadınlar da takılarını anlıyor.” diyor.

http://www.acikgazete.com/?action=journalist&aid=1449

Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP

Selam!

Alperen boşver uğraşmaya değmez! anlayan anlayacağını anlar! Bunlara dedik ki, rahibeler gibi (el-yüz) dışında çarşafa bürünmek Yahudi geleneğidir dedik! http://63.231.71.139/forum_posts.asp?TID=1014&PN=1 

Anlamıyorlar, anlamak istemiyorlar! Eğer türban siyasi bir simge olmasaydı neden bu kadar diretsinlerdi! Böylelerine bir soru sorduk cevap da gelmedi, dedik ki "Anadolu kadınlarının (analarımızın-bacılarımızın) kullandığı eşarp vb. örtüler yanlış mıydı da sizinki doğru?" Cevap gelmedi!!! Yok illa bir siyasi simgeye ihtiyaçları olacak çünkü! Böylelikle belli olsun "cüppecilerin cariyeleri, adnan hoca gibilerinin fadimeleri ..."

Bir arkadaştan duymuştum, "Nakşibendiler, kendilerinden omayana kız-erkek alıp-vermezler" diye! Al sana bölücülüğün daniskası! Allah der ki "tanışıp-görüşüp-kaynaşasınız diye sizi kabilelere ayırdık". Sadece gözünü ve elini görebildiğim bu rahibe fanatiklerini ben nasıl tanıyacağım? Nasıl görüşüp kaynaşacağım? Bekarsam nasıl evleneceğim? İlla onların grubuna (yalakalıkla) dahil omam mı gerekir?

En basit 24/31'i bile çevirmekten aciz olan, alim kılığındaki aymazlar, 3/103, 23/53 vb.ayetlere reğmen halkı neden hala bölmeye çalışmaktadırlar?

Kurana uygun ideal giyim anketindeki bir örneği gözlerinin içine soktuk ona da razı olmadılar! Bu insanların neden geri kaldığı belli! Hiç Amerika'ya, Fransa'ya kızmayalım sömürücüler diye! Kendi insanlarına kokana diyerek dışlayan-pisleyen bir ülke halkı nasıl gelişir? Önce kendi insanını seveceksin-benimseyeceksin! Hoşgörülü olacaksın! Madem burası laik devlet "başını açana da kı...ı açana da mani olmayacaksın". Herkes gideceği yeri kendi seçer! Allah'ı hatırlayanları Allah destekler! Allah'ın desteğini ummayanlar bırakın çırılçıplak gezsinler!

DİNDE ZORLAMA YOKTUR!

Selametle!!!