Şu da emredildi: Yüzünü dine bir Hanif olarak çevir. Sakın müşriklerden olma.
Yunus Suresi 105
Ben bir Hanif olarak yüzümü gökleri ve yeri yaratana döndürdüm. Müşriklerden değilim ben.
Enam Suresi 79
İbrahim ne bir Yahudi idi, ne de bir Hıristiyan. O sadece hanif bir müslümandı. O müşriklerden değildi.
Ali İmran Suresi 67
Şu da kuşkusuz ki, İbrahim başlıbaşına bir ümmetti; bir Hanif olarak Allah'ın önünde eğiliyordu. Müşriklerden değildi.
Nahl Suresi 123
De ki Allah doğrusunu söylemiştir / vaadinde sadıktır.Haydi artık Hanif olarak İbrahim'in Milleti'ne uyun! Müşriklerden değildi o.
Ali İmran Suresi 95
Allah'a ortak koşmadan, Hanifler olarak... Allah'a ortak koşan kişi, gökten düşmüş de kendisini kuşlar kapışıyor veya rüzgar onu uzak bir yere fırlatıp atıyor gibidir.
Kadın tarihin bütün zaman birimlerinde ve istisnai tevhid öğretisinin hakimiyeti dışındaki bütün toplumlarda değişik usullerde sömürüye alet edilirken zamanımızın "Asil"leri onu sürekli gündemde tutarak hangi haklarını açıklamayı ve hangi haklarını gizlemeyi onaylıyorlar.
Meseleyle hararetle ilgilenenlerin büyük çoğunluğunu erkekler oluşturur.İnsan-varlık olan erkek cinsinin insan-varlık olan kadın cinsine hak verme yetki ve selahiyetini kimden aldığını gerçekten merak eder dururum.Başlı başına düşüncenin bu türü bile sapıklıktır.Kadın ve erkek sadece insandır ve yeryüzündeki konum sebebleri aynıdır.Bu durumda kadına hak verme yetkisini kendinde gören zihniyet yarın bu hakkı geri alma yetkisini de kendinde görecektir.
Mücerret anlamıyla kadına süslü,güzel,çekici ve okşayıcı,zevk veren bir varlık haline sokup onun özgürlük arayışını sadece soyunabilme ve erkeklerle serbest ilişki kurabilme bazına indirgeyen kapitalist mantık evvela kadının mantığını iğfal etmiştir.
Duyguların kapitalist ölçülere, kendisi de duygularına esir durumuna getirilen kadın sapana koşulmuş hayvan misali bütün kıvrınışlarında sömürgecilerin kaynağı olan ve kaymağının üretimini arttıran tarlaları koşup sürmekte ... Hemde ücretsiz.Verilen ücret sadece yaşaması içindir.O'nun çıkar sahiplerinin çıkarlarıyla aynı anlama gelir.
İffet,kişilik,kimlik mefhumları gericilikle özdeş ve anlamdaş kılınmış olup,bu mefhumlardan zorla soyutlanan bi nevi tecrit edilen kadın,giydirilmek istenen "özgürlük" yaftasını sorgulamadan düşünmeden (düşünmek istemeden) üzerine geçirmekle neler kaybettiğinin bilincine belki de hiç varmayacaktır .
Mücerret anlamıyla kadına süslü,güzel,çekici ve okşayıcı,zevk veren bir varlık haline sokup onun özgürlük arayışını sadece soyunabilme ve erkeklerle serbest ilişki kurabilme bazına indirgeyen kapitalist mantık evvela kadının mantığını iğfal etmiştir.
........
Kaptalist mantik kadini soyarak meta haline getirirken, Mezhepci mantik da kadinlarin bir kismini sokakda nerdeyse basina cadir gecirmek suretiyle kapatarak meta haline getirmis, diger kisminida Hasan Akcayin acikladigi gini CARIYE diye damgalayarak acmis zevkini cikarmis. Hatta yine bu forumda bir yazi vardi. Cariyelerin avret yerini gobek ile diz kapagi arasi diyerek. Diger bolgleerien dokunamaya cevaz vermis.
Kadinllarin bir kismini NIJA yap bir kismini cariye altinda SEKS kolesi yap. Kapitalis mantik mi kotu yoksa Mezhepci mantik mi ? Yok aralarinda fark. Ikiside ayni ....
__________________ Okuyoruruz ve izliyoruz Ama hic bir zaman uyumuyoruz
sadece kadın mı? kapitalist yada mezhepçi mantık artık birbirine girmiş ve rant kavgasında ortaklar.
kadını cinsel meta olarak kullanıldığını söylüyorsunuz. peki ya erkek? o kullanılmıyor mu?
bir örnek vereyim 30 saniyelik bir traş bıçağı reklamında erkek traş oluyor ama çıplak. görende tüm erkekler çıplak traş olma delisi sanacak
ama durun daha bitmedi tesettür modasını da anlamıyorum tesettüre daha yumuşak bakan biri olarak. madem tesettür örtünmedir neden bu reklamlardaki kızlar yada afişler cazibeli? şuh bakışlar atan mankenlerle defileler yapılıyor ve fotoğraflar çekiliyor ilanlar veriliyor.
mezhepçiler bile rantın büyüsüne kapılmışlar.
paranın yüzü tatlı diye boşa denmemiş arkadaşlar. ister adına mutaassıplık ister özgürlük deyin. ucunda para varsa ne dediğiniz önemli değil
halimize bak,taş yağacak başımıza (belki de yağdı ama körüz)
Mücerret anlamıyla kadına süslü,güzel,çekici ve okşayıcı,zevk veren bir varlık haline sokup onun özgürlük arayışını sadece soyunabilme ve erkeklerle serbest ilişki kurabilme bazına indirgeyen kapitalist mantık evvela kadının mantığını iğfal etmiştir.
........
Kaptalist mantik kadini soyarak meta haline getirirken, Mezhepci mantik da kadinlarin bir kismini sokakda nerdeyse basina cadir gecirmek suretiyle kapatarak meta haline getirmis, diger kisminida Hasan Akcayin acikladigi gini CARIYE diye damgalayarak acmis zevkini cikarmis. Hatta yine bu forumda bir yazi vardi. Cariyelerin avret yerini gobek ile diz kapagi arasi diyerek. Diger bolgleerien dokunamaya cevaz vermis.
Kadinllarin bir kismini NIJA yap bir kismini cariye altinda SEKS kolesi yap. Kapitalis mantik mi kotu yoksa Mezhepci mantik mi ? Yok aralarinda fark. Ikiside ayni ....
Mezhepci mantıkta nedir? Mezhep kelimesinin ne ifade ettiğini bilseydiniz bu şekilde bir tabiri hemde hiç olmaz yerde kullanmazdınız.Ama ben size yardımcı olayım biraz.Kadının eve hapsedilmesi,eğitim almaması,toplumdan dışlanması gibi saydığınız sebebler gelenek ve töre ürünü sorunlardır.
İslam peygamberi Hz.Muhammed'in (s.a.w) eşlerinin hayatına baktığın zaman her birinin büyük alimler,hatipler olduğunu görüyoruz.
Yeri geldiği zaman deve üzerinde savaş yönetmiş,Eerkeklerden oluşan topluluğa konuşmalar yapmış, medine halkının bütün sosyal etkinlikleri planlayan,yoksula,muhtaca yardımda en önce gidenlerden olmuşlardır.
İslam bunları öğütler müslüman kadına,biz türkiye'de yaşayan müslüman kadınlar ise eğitim hakkımız elinden alınmasına verdiğimiz tepki ile de eğitime ve öğretime ne kadar öncelik verdiğimizi kanıtlamaktayız.
Tersinden okununca barut olarak okunan nickiniz biraz ürküntü veriyorama biz yine de iyi niyetli davranıp soralım:Mezhep ne gibi bir anlam taşıyor ki,mezhepçi mantık demek yanlış olsun.Aydın latırsanızzseviniriz.Eski bir üye olduğunuz halde yeni yeni yazmaya başlamanız ilginç.Yine de hoşgeldiniz diyelimm.
__________________ ''Eğer biz bu Kur'anı bir dağın üzerine indirseydik,kesinlikle onun,Allah korkusuyla baş eğerek parça parça olduğunu görürdün..''Haşr:21
Son Peygamberimiz Hz. Muhammed'in hayat sürdüğü zaman dilimi ile yüzlerce yıl sonrasındaki Mezhepçi Mantığın temellendiği zaman dilimini birbirinden ayırmamız icabetmez mi?
Burada kimse Hz. Muhammed'in eşlerinin yada kızlarının toplumdan ve sosyal hayattan kopuk bir yaşam sürdüğünü yada Peygamberimizin onlara bunu öğütlediğini yazmadıki. Yani sorun, rehberin Hz. Muhammed olduğu devirle ilgili değil.
Sorun Din adına kadınlara dayatılan bazı hususlar. Sorun haksız yere ve Kur'andışı olarak ortaya konan kısıtlamalar. Örneğin kadının sesi konusundaki zavallı mezhep yorumları (günümüzde bile bu zihniyet devam ediyor. ilahi söyleyen Serpil ÖZKASAP anında afaroz edilmedi mi? Mezhepli müslümanlar ne gibi içgıcıklayıcı bir mesaj alıyordu onun sesinden?) veya kadının giyeceği çarşaf(!)'ın gözleri ve burnu da kapatıp kapatmayacağı konusu. Haremlik-Selamlık saçmalığı, kadının tanıklığı vd. konular.
Mezhepçi bey ile mezhepçi hanım kalktıklarında sağ ayak ile yataklarından kalkmalıdırlar. Hayırlı işler sağ, hayırsız işler sol ayakla yapılır. Birazdan eğer birisi tuvalete girecekse sol ayakla girer. Tuvalete başı kapalı girmekte sevap vardır. Tuvalette iken konuşulmaz, eğer biri tuvaletin dışından soru sorarsa bu münasebetsize cevap vermemek daha uygundur. Eğer evdeki tuvalet alafrangaysa, bu tuvaleti yıktırıp alaturka yaptırmak daha uygundur. Erkekler ayakta küçük tuvalet yapmak gibi uygunsuz tarzdan kurtulmalı, oturarak küçük tuvaleti yaparak sünnet sevabı kazanmalıdırlar. Eğer çiftimizden biri yıkanacaksa en azından belinde peştemalle yıkanması gerekir. çünkü kişi tek başına tuvalette iken bile avret yerini kapalı tutmaya çalışmalıdır. Her ne kadar insanlar görmüyorsa da melekler ne de olsa insanları görür, meleklerden utanmak lazımdır. Yıkanırken önce sağ omuza, sonra sol omuza su dökmek gibi sıralara uyulmalı ve kitaplarda yıkanma ile ilgili yazılan Arapça dualar ezberlenip okunmalıdır. Şampuan tipi yıkanma maddeleri kullanıyorlarsa, bunların çoğu alkol içerdiği için bunlar kullanılmayacaktır. Alkolsüzü bulunacaktır. Dişleri temizlemek için misvak kullanılmalıdır. Bu arada dişlere iyi bakılmasında fayda vardır. çünkü kimi alimlere(!) göre dişe dolgu yapılırsa boy abdesti olmaz, kişi cenabet gezer. Bu yüzden dişin çürümesi, komple dişi çektirip dişsiz kalmayı veya çıkmalı takma dişler taktırmayı gerektirecektir. Çıkmalı takma dişler boy abdesti alırken çıkarılıp, bunların altı ıslatılmalıdır, yoksa kişi cenabet gezmeye devam eder.
Namaz kılınacaksa sarık takıp yetmiş kat sevap kaçırılmamalıdır. Sarığın yedi metre olması daha uygundur. Giyilecek elbiseler yeşil, siyah veya beyaz olmalıdır. Sarı veya kırmızı giymemek gerekmektedir. çiftimiz yemeğini yer sofrasında yemeli, sonradan çıkma masa tipi uyduruk şeylerde yememelidir. Yer sofrasında sağ ayak dikilir, sol ayak alta alınıp oturulur. Yemek tek bir kap içinde ortaya konularak yenilir. Yemekte çatal, kaşık gibi aletlerden kaçınılmalıdır. En sevap yemek yeme şekli üç parmakla olur. Bu üç parmak bile bellidir. Baş, işaret ve orta parmaklar. Yemeğe tuz ile başlamak iyidir. Yemekte su içilirse üç nefeste içilmeye gayret edilmelidir. Yemek kesinlikle sağ elle yenmelidir. Sol elle yenilenleri şeytan yemiş olur. Yemek bitince üç parmak, baş parmaktan ortancaya doğru yalanır, bu da sünnettir. Böyle sünnetleri kaçırmamak lazımdır. Aynaya bakmak sünnettir. Erkek aynaya bakıp sakalının bir tutamı geçip geçmediğini kontrol etmeli , sakalı bir tutamı geçtiyse kesmelidir. Sakalı bir tutamdan az kesmek düşünülemez , değil ki pasparlak olmak. Erkeğin gözüne sürme çekmesi, saçlarını yağlayıp ortadan ayırması da hep sevap getiren fiillerdir.
Kadın ise saçını uzatmalı, kesinlikle kesmemelidir. Kadınların kaşını aldırması çok büyük günahtır. Kadın evden çıkacaksa yanında kocası, kardeşi gibi mahremi olmadan 90 km'den fazla gitmesinin haram olduğunu unutmamalıdır. Aslında kadın için en iyisi mümkün olduğunca dışarı çıkmadan evde oturmaktır. Fakat dışarı çıkacak olursa iyice örtünmeli, koku sıkmasının haram olduğunu unutmamalıdır. Kadın için en iyisi komple örtünmesi , eldiven giymesidir. Hatta kadının kestiği tırnakları bile kadından bir parça sayıldığı için, yabancı bir erkeğe göstermeden toprağa gömmesi gerektiğini bir çok mezhep alimi (!) söylemiştir.
Televizyonun seyredilip seyredilmeyeceği tartışmalı bir konu olduğu için eve hiç televizyon almamak en iyisidir. çünkü resim haramdır. Televizyondaki görüntüler resimlerin arka arkaya geçişi olduğu için bunun da haram olduğunu iddia edenler vardır. En azından mezheplere göre bunun şüpheli olduğu kesindir. Mezheplere göre ise şüpheli şeyleri terk etmek en isabetli davranıştır. Radyo dinlemek de çok tehlikelidir. Müzik, telli sazlar, hele hele kadın sesi haramdır. Radyoda sürekli bunlar çıkacağı için mezhepçi çiftimizin bunları eve sokmaması gerekir. Eğer çiftimiz cinsel ilişkiye girmek isterse çırılçıplak bir şekilde bunu yapmanın meleklere karşı utanmazlık olduğunu unutmamalıdırlar. Mümkünse yorgan tipi bir örtünün altında, birbirlerinin cinsel organlarına bakmadan cinsel ilişkiye girmeleri gerekmektedir.
Eve girerken de, çıkarken de sağ ayak kullanılmalıdır. Eve meleklerin girmesini engelleyen kufuryok kesinlikle sokulmamalıdır. Evdeki yataklar, oturma grupları hep yerin üstünde olmalı, ayaklı olanlarından sakınılmalıdır. Uyurken abdestli uyunmalıdır. çünkü abdestli ölenin şehit olacağı söylenmektedir. Uyurken sağ el başın altına alınıp, sol el salınacak ve sağ tarafın üstüne yatılacaktır. Yüzü koyun yatmak en kötüsüdür. Böyle yatan çiftler birbirlerini ve çocuklarını uyandırıp düzeltmelidirler...
Yazını okurken hem çok güldüm hemde hüzünlendim.Güldüm çünkü bu uygulamaların bir çoğunu bende bir dönem yaptım.Hele suyu 3 yudumda içme konusu aklıma gelince hala gülüyorum.İlkokul yıllarında takıldığım cemaat yurdunda bize arapça okuma dersi yanında sünnet gibi derslerde veriliyordu.Hocamız suyu 3 yudumda içmenin sünnet ve haliyleçok büyük sevap olduğunu söylemişti.Ama her nedense bu büyük sevabı kazanmak çok zordu en azından benim için çünkü bir bardak suyu 3 yudumda içmeye çalışırken resmen ızdırap yaşardım,kıpkırmızı olur,nefes nefese kalıdırdım.Bir gün bu durumu hocama/abime açtım.Bana 3 olması şart değil 3 ün katlarıda olabilir demişti (3,6,9,12 yudum gibi) :)) Demokraside olduğu gibi sünniliktede çareler tükenmiyor.
Evet okurken aynı zamanda hüzünlendim,hüzünlendim çünkü malesef bu hiçbir dayanağı olmayan inanışlara milyonlarca insan inanıyor ve uygulamaya çalışıyor ,böylece kendilerini eziyete sokmakla kalmayıp aynı zamanda bir süre sonra namaz kılmaktan bile bıkıp kendilerini şirkin içine atıyorlar:((
Katılma Tarihi: 28 mart 2006 Yer: United States Gönderilenler: 150
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
gercekden yazi cok komik. En iyisi insanlari Robot gibi Programlamak, boylece her sabah sunnete uygun ROBOTLAR gibi kalkarlar, sag ayak ile disari cikarlar vs.. onceden sunnete uygun programlandiklari icin, cifter cifter de sevap alirlar.
Sizin yetkiniz yok foruma yeni mesaj ekleme Sizin yetkiniz yok forumdaki mesajlara cevap verme Sizin yetkiniz yok forumda konu silme Sizin yetkiniz yok forumda konu düzenleme Sizin yetkiniz yok forumda anket açma Sizin yetkiniz yok forumda ankete cevap yazma
HABERLER
Etkin Konular
Kullanıcı Listesi
Yardım
Kayıt
Giriş
Hanif Dostlar Ana Sayfa -> Alıntılar, Makaleler
Konu: Özgürlük Yaftası
ama biz yine de iyi niyetli davranıp soralım:Mezhep ne gibi bir anlam taşıyor ki,mezhepçi mantık demek yanlış olsun.Aydın
latırsanızz
seviniriz.Eski bir üye olduğunuz halde yeni yeni yazmaya başlamanız ilginç.Yine de hoşgeldiniz diyelimm.
