Aslında tüm istediğim bu.. Ya da belki başka bir şey istemeye cesaretim yok. Neme lazım ben böyle iyiyim. Bildik-yaşadık bir hayat bu. İyisi kötüsüyle yaşıyorum ve razıyım bu hayata. Belki her istediğim olmuyor. Ama her istediğim olacak diye bir kural mı var ki. Kimin her istediği oluyor ki.. Hem bu şekilde daha rahatım. Bir çok şeyle uğraşmak zorunda kalmıyorum. Bazen aklıma takılan, -akla takılmak denmez aslında ama- pek hoşlanmadığım şeyler olmuyor değil. Ama herkesin hoşlanmadığı şeyler olmuyor mu zaten bu hayatta. Alışıyoruz zamanla, çokta problem değil. Yaşıyoruz çok şükür. Hem ben her şeyin doğrusunu nereden bilebilirim ki.. Yanlışlarım olsa biraz kızarak ta olsa söylüyorlar. Ve yanlış yapmamı önlüyorlar. Daha az hata yapmalıyım. Hata yapmamalıyım hatta.. Ya Efendilerim bana kızarsa.. Şimdi isteyipte yapabildiğim bazı şeyleri daha sonra yapmama izin vermezlerse!.. Allah korusun.. Düşünmek bile istemiyorum. İhtiyaçlarımı karşılıyorlar iyi kötü. Yok yok.. Ben böyle hayatımdan memnunum..
Korku; hem başa bela hem de beraberinde teslimiyeti getiriyor. Baskı ya da lütuf; her şeye tam teslimiyet. Kölelik psikolojisi.
Firavunun zulmü altındaki İsrailoğulları da böyle değil miydi?. En ağır işlerde köle olarak çalışsalar bile. Zaman zaman efendileri işkence de etse. Hatta bir dönem doğan tüm çocukları öldürülse de.. Erkekleri öldürülüp kadınları sağ bırakılsa da.. Sonuçta onları himayesinde tutan efendileri Firavundu. Kölelik psikolojisi, iradesini başka kulların eline verip bu şekilde yaşamaya alışmış insanlardadır. Efendilerinin istemeyeceği bir şey akıllarına geldiğinde o düşünce efendilerine karşı olan korkularını hatırlatır. Ve derhal unutuverirler her ne düşündülerse artık.
Şerefli elçi Musa onlara özgürlüklerini vadetti.. Bunun için de Firavunla mücadeleye girişti. En sonunda İsrailoğullarını Mısır’dan çıkaran Musa Kızıldeniz’in kıyısına vardığında, arkalarından Firavun orduları gelirken (Filmini izlediniz mi bilmem. Bazı yönleriyle son derece başarılı bir yapıt.) kavmi, Musa’ya söylenmeye başladı. “Şimdi hepimiz öleceğiz. Bizi ardına düşürdün, şimdi ne yapacağız ha!!..” Kızıldeniz’in yarılması ile kurtuldular. Çölde susuzluk ve açlık ile baş başa kalınca çocuklar gibi zırladılar yine. Mısır da iken en azından su ve yemek vardı. Burada ölüp gideceğiz, Mısır’da kalmalıydık. “Bizi kandırdın” demeye varan feveranlar. Çölde on iki pınardan su verdi de Rabbimiz onlara, sustular. Ardından kudret helvası ve bıldırcın eti.
Açlıktan şikayetçi olup “Mısır’da kalmalıydık” diyen kavim, bu defa da “söyle Rabbine biz soğan, sarımsak isteriz” diye tutturdu. Bu arada “Rabbimize” değil “Rabbine“ diyorlar. Şimdi sorarım size; Firavun sizi ezerken sesiniz hiç çıkmadı da sizi kurtuluşa götüren Musa’ya karşı diliniz nasıl olur da bu kadar uzar? Heyhat!
Hani bir zamanlar, "Ey Musa, biz tek çeşit yemeğe asla katlanamayacağız, yeter artık bizim için Rabbine dua et de bize yerin yetiştirdiği şeylerden; sebzesinden, kabağından, sarmısağından, mercimeğinden ve soğanından çıkarsın." dediniz. O da size "O üstün olanı daha aşağı olanla değiştirmek mi istiyorsunuz? Bir kasabaya konaklayın o vakit istediğiniz elbette olacaktır." dedi. Üzerlerine zillet ve meskenet damgası vuruldu ve nihayet Allah'dan bir gazaba uğradılar. Evet öyle oldu, çünkü Allah'ın âyetlerini inkâr ediyorlar ve haksız yere peygamberleri öldürüyorlardı. Evet öyle oldu, çünkü isyana dalıyorlar ve aşırı gidiyorlardı. (Bakara-61)
Savaş zamanı gelince “sen git Rabbinle birlikte savaş” dediler. Kölelik psikolojisi, bir şeyi yapmak için illa baskı istiyor. Firavun piramitleri yaptıracak diye ne taşlar taşıttı kırbaçlar altında. Firavun uğruna kim bilir ne savaşlarda ne canlar verdi bu kavim. Kendi özgürlüğü için savaşmaktan uzak duruyor. Rabbin özgürlük lütfuna karşı takınılan tavra bakın siz.
Lanetlenen kavim değil, lanetlenen niteliğe (nitelik kavramına yazık oluyor) bakmak lazım. Kölelik psikolojisi her kavimde her devirde var oldu.
İrade, ne başkalarının eline vermek içindir ne de başkaları üzerinde hükümran olmak içindir. İrade, Allah’a teslim olmak için verilmiş bir nimet ve de emanettir
|