Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
http://www.satirbasi.com/?a=619
Kur’an yetmez diyen uydurukçular!
Mezhepliler, dindeki tek kaynağı kabul etmeyip Kitap, sünnet, icma ve kıyas diyorlardı. Bir de mezheplileri geride bırakanlar türediler. Tek kaynak Kur’an tabirine saldırarak Kuran artı damıtılmış Sünnet anlayışını yayarak insanları “Allah katında makbul olan İslam” dininden soğutmaya çalışmaktalar. Kimin damıttığına inanacağız? Ali’nin mi? Veli’nin mi? Yoksa oylama mı yapacağız? En çok hangisi oy alırsa ona mı itimat edeceğiz?
Kur’an yetmez diyenler kesinlikle Kur’an’ı Kerim’e inanmıyorlar. İslam’ı bilerek ya da bilmeyerek dejenere etmek için inanmış gibi görünüyorlar. Kısaca Doğan görünümlü Şahin rolü oynuyorlar. Bunların başını; her köşe başına oturmuş, dinin sahipliğine soyunmuş, bir oturuşta yüzünüze karşı binlerce yalanı uydurabilen insanlar çekiyor. Bir de utanmadan sıkılmadan, pişkin pişkin insanlardan kendilerine karşı saygı duyulmasını bekliyorlar. Bu toplum yalancılara itibar ettiği müddetçe de bu saygıyı görecekler merak etmesinler.
Adam çıkmış TV’lere, bir saatlik programına bin yalan sığdırıyor bir de “hoca” sıfatıyla anılmaya başlıyor. Hele bir de salya sümük birbirine karışıyorsa tadından yiyemezsiniz. Peki ne hocası bunlar? Ne hocası olacak yalan hocası. Şöyle elin gavuru iyi bir yalan makinesi icat etse, bunları da o makineye bağlasa var ya, makine biiplemekten iflas eder. İki saniyede makinenin bütün bilyaları dağılır.
Zaten devir her zaman bu uydurukçuların devri oldu. Ne kadar çok yalan söylersen, ne kadar çok haram üretirsen, ne kadar çok masal anlatırsan bu toplumda o kadar çok saygınlık kazanırsın. İtibarın artar, makamın pekişir, otoriten sağlamlaşır. Ama toplumun nezdinde tabiki. Allah’ın nezdinde ise “çukur” bir adam oluverirsin, lanetlenirsin.
Yalnız Kur’an yetmez diyenler, Yalnız İncil yetmez diyen, yalnız Tevrat yetmez diyen kitap ehlinin varisleridirler. Nasıl ki onlar dinlerini ekleme-çıkarmalarla tahrif etmiştir, bu uydurukçular da ekleme ve çıkarmalarla bu dini tahrif etmeye yeltenmişlerdir.
Ama gözden kaçırdıkları bir faktör var. Nedir o? Zikrin koruma altına alınma faktörü. Bunu her zaman göz ardı etmişlerdir. Bilmiyorlar ki hakkın kapısı her zaman aralıklıdır. Güneş sürekli içeri sızmaktadır. Bu rahmetin önüne geçmek için var güçleriyle, örümceğin ağ dokuması gibi bunlar da habire perde örmektedir rahmetin önüne.
Dinde dört delil varmış? Kim icad ettiyse bu delili? 4 delilli dinin ne halde olduğu ayın ondördü gibi ortada durmaktadır. Sefillik, perişanlık, miskinlik, tembellik, çarpıklık, zulüm, üçkağıt, yalan/dolan, masal, düzmece bir yapı ortada işte. Bugün 4 delilli şu dine bakıp da bu Müslümanlar yüzünden İslam’dan soğuyan onca Müslüman var. Bırakın elin gavurunu, onlar zaten gavur. İslam’ın sahipliğine soyunan bu dört delilliler Müslümanları bile buhrana sürüklemektedirler.
4 kaynaklı (ilahlı) bir dinde asla rahat yüzü göremezsiniz. Yeryüzünde Allah’tan başka ilahlar olsaydı bozgunculuk alır başını giderdi. Birinin ak dediğine diğeri kara derdi. Peki yok mu yeryüzünde ilahlar. Olmaz olur mu? Tonlarca hemde. Ondan değilmidir ki, yeryüzü zulme gark oluyor. Birileri kendi elleriyle uydurdukları ilahlarına tapmamızı istiyor. Yani yedi kocalı hürmüz’e benzememizi istiyorlar. Dinin yapıcılığına soyunurken, dini yolunmuş ekin tarlasına çeviren bu uydurukçu takımı, insanları ne idüğü belirsiz dipsiz bir kuyuya çağırıyorlar. Bu noktada herkes dikkatli olsun ve bu örümcek tuzağına düşmesin.
...
devamı http://www.satirbasi.com/?a=619
__________________ Artık kim tağutu tanımayıp Allah'a inanırsa, o, sapasağlam bir kulpa yapışmıştır; bunun kopması yoktur.
|