Şu da emredildi: Yüzünü dine bir Hanif olarak çevir. Sakın müşriklerden olma.
Yunus Suresi 105
Ben bir Hanif olarak yüzümü gökleri ve yeri yaratana döndürdüm. Müşriklerden değilim ben.
Enam Suresi 79
İbrahim ne bir Yahudi idi, ne de bir Hıristiyan. O sadece hanif bir müslümandı. O müşriklerden değildi.
Ali İmran Suresi 67
Şu da kuşkusuz ki, İbrahim başlıbaşına bir ümmetti; bir Hanif olarak Allah'ın önünde eğiliyordu. Müşriklerden değildi.
Nahl Suresi 123
De ki Allah doğrusunu söylemiştir / vaadinde sadıktır.Haydi artık Hanif olarak İbrahim'in Milleti'ne uyun! Müşriklerden değildi o.
Ali İmran Suresi 95
Allah'a ortak koşmadan, Hanifler olarak... Allah'a ortak koşan kişi, gökten düşmüş de kendisini kuşlar kapışıyor veya rüzgar onu uzak bir yere fırlatıp atıyor gibidir.
İnançlarına uygun olmadığı için askere gitmek istemeyen Enver Aydemir 1 Ağustos 2007 tarihinde Eskişehir 1. taktik hava kuvvetleri komutanlığı askeri cezaevi’ne hapsedilmişti. Konu ile ilgili yeni gelişmeleri Ömer Faruk Gergerlioğlu basına açıkladı: İnançlarına uygun olmadığı için askere gitmek istemeyen Enver Aydemir 1 Ağustos 2007 tarihinde Eskişehir 1. taktik hava kuvvetleri komutanlığı askeri cezaevi’ne hapsedilmişti. Konu ile ilgili yeni gelişmeleri Mazlumder Kocaeli Şubesi Başkanı Ömer Faruk Gergerlioğlu basına açıkladı:
Vicdani redçi Enver Aydemir’i avukatıyla Eskişehir askeri cezaevinde ziyaret eden babası Ahmet Aydemir son gelişmeleri tarafımıza iletmiş ve kamuoyu tarafından paylaşılmasını istemiştir. Enver Aydemir şunları söylemektedir.
“Ben askerlik şubesinde dini bir takım nedenlerimden dolayı T.C askeri olarak görev yapmak istemediğimi söylediğim halde sevk evrakı tarafıma tebliğ edildi. Ben evrakı almaktan kaçındım. Askerlik yapmayacağımı söyledim ve buna ilişkin polis karakoluna dilekçe verdim. Askere 24-07-2007 tarihinde sevk işlemim yapılarak aynı gün mevcutlu olarak birliğim olan Bilecik 2. j. Eğit. tug. Komutanlığına iki jandarma eşliğinde teslim edildim. Ben birliğe katıldığımda görevli personele “Ben buraya isteğim dışında getirildim. Kesinlikle laiklikle yönetilen T.C de askerlik yapmam ve askeri elbiseyi giymem” dedim. Ayrıca “ben zorla askerlik elbisesi giydirilmiş sivil bir kişiyim, bu nedenle askeri mahkemede yargılanmam doğru değildir” dedim. Bilahare ertesi gün saat 10 sıralarında şu anda rütbesini ve kim olduğunu hatırlayamadığım bir uzman çavuş tarafından bulunduğum 11. bölük koğuşunda bana askeri üniforma ve diğer istihkak teslim edilip giymem emredildiğinde ben görevli personele ben buraya isteğim dışı getirildim. Ben laiklikle yönetilen T.C’nin askeri elbisesini giymem “diyerek askeri üniformayı giymem hususunda verilen emri reddedip gereğini yerine getirmedim. J.tğm. Erol Doğan bana ağza alınmayacak galiz küfürler savurdu. Ben de ona senin haysiyetsiz küfürlerinin 10 katını yapabilirim fakat benim kişiliğim ve inancım buna müsaade etmez Bunun üzerine j. Tğm. Erol Doğan’ın emri üzerine yaklaşık 10 asker bana zorla askeri üniformayı giydirip bana asker traşı yaptılar. Ben bunun üzerine mukavemet etmenin yararı olmayacağını anlayarak üniformayı giydirmelerine ve asker traşı yapmalarına direnmedim. İki kez fiziki işkenceye maruz kaldım.
Askeri cezaevine girdiğim zaman kur’an-ı kerim’im elimden alındı. Ben bunun üzerine cezaevinin hiç bir kuralına uymayacağımı ilan edince mecburen kur’an’ımı verdiler ve burada cemaatle olmamak şartıyla namaz kılmama izin vereceklerini ifade ettiler. Evliyim ve iki çocuğum var ve ilk olarak dini gerekçelerle tavır koyan bir kişi olarak sonuna kadar direnmeyi seçeceğim” dediği tarafımıza aktarılmıştır.
Ömer Faruk Gergerlioğlu MAZLUMDER Kocaeli şube başkanı
İnançlarına uygun olmadığı için askere gitmek istemeyen Enver Aydemir Eskişehir 1. taktik hava kuvvetleri komutanlığı askeri cezaevi’ne haps edildi. Konu ile ilgili Mazlumder Kocaeli Şubesi Başkanı Ömer Faruk Gergerlioğlu basına açıklama yaptı. İnançlarına uygun olmadığı için askere gitmek istemeyen Enver Aydemir Eskişehir 1. taktik hava kuvvetleri komutanlığı askeri cezaevi’ne haps edildi. Konu ile ilgili Mazlumder Kocaeli Şubesi Başkanı Ömer Faruk Gergerlioğlu basına açıklama yaptı.
Ömer Faruk Gergerlioğlu’nun açıklaması:
Enver Aydemir’in babası Ahmet Aydemir 23 Temmuz 2007 tarihinde şubemize başvurarak oğlunun dini inancı nedeniyle uzun süredir askere gitmemeye çalıştığını ve vicdani redçi olduğunu beyan etmiştir. Aynı gün şahsın askerlik şubesinden jandarma eşliğinde Bilecik 2. er eğitim jandarma komutanlığına zorla götürüldüğünü öğrendik. Burada askerlik elbisesini giymeyi reddetmesine rağmen 10 asker eşliğinde üniforma giydirilmiştir. Ardından babası, annesi, eşi ve 2 kızkardeşi Bilecik’e giderek askeri ziyaret etmek istemişlerse de bayanların başörtülerinin kelebek şeklinde bağlanması ve pardesülerinin de çıkarılması gerektiği emri ile karşılaşmışlardır. Pardesülerini çıkarmayı reddeden bayanların birliğe girişi mümkün olmamıştır. Babası ile görüşen Enver Aydemir ağır psikolojik baskı altında olduğunu ve linç edilme tehlikesi ile karşı karşıya olduğunu beyan etmiştir. Bunun üzerine bir basın açıklaması ile olayı şube olarak kınadık. Ardından uluslararası af örgütüne acil eylem çağrısı yaptık. Ve konuyu takibe aldık. 31 Temmuz 2007 tarihinde Enver Aydemir’in Eskişehir 1. taktik hava kuvvetleri komutanlığı askeri cezaevi’ne konduğunu öğrendik. Bunun üzerine cezaevi savcılığına yönelik fax gönderme kampanyası düzenledik. Eskişehir’deki avukatlarla görüşerek hukuki takibin başlanmasını sağladık. Ayrıca şu an savaş karşıtları internet sitelerinde konu ile ilgili yayınlar yapılmaktadır. Ayrıca çağdaş hukukçular İzmir şubesi de konu ile ilgili basın açıklaması yaptı.
Ülkenin dış güvenliğini sağlamak amacıyla askerlik kurumu toplumsal bir ihtiyaç olarak ortaya çıkmıştır.
retçi arkadaşımızın yaptığının doğru olduğunu düşünmüyorum.birtakım odaklar tarafından kritik bir dönemde müslümanların üzerine gidilmesi için özellikle de seçilmiş olabilir.sadece bir ihtimal.araştırmak gerekir
fetva makamı değiliz ama benim vicdanım vicdani retçi olmayı kabul edemiyor.
yani askerliğini tüm zorluklarına rağmen hiçbir karşılık beklemeden yapan, toplumun acaba yarın birileri bizi işgal etmiş midir diye düşünmeden yatmasına katkıda bulunan insanların ,bu işi yapmayan birileri üzerinde hakkı yok mudur?şahsen benim vicdanım o kadar insanın üzerimde hakkı olmasından rahatsız olur.
askerin islama bakışıdır,komutanların tavrıdır,orada dönen dolaplardır onlara hiç girmek istemiyorum.olayı objektif ve geniş bir bakış açısıyla irdeleyelim.irdelerken de coğrafyamızın ve ülkemizin gerçekliklerini gözardı etmeyelim.vicdani retçiliği duruma göre kullanmak isteyen legal illegal çok sayıda farklı odaklar var.
yani vicdani redçilik çözüm müdür?yoksa o da bir nevi vicdansızlık mıdır?yapanların inancı islam inancının dışında mıdır?
özetle dostlar körü körüne bugünkü mevcut haliyle herkes askerliği aslanlar gibi yapacak demek çağın şartlarına uygun bir düşünce değil.ileri ülkelerde profesyonel ordular var.erlik erbaşlık bile maaşlı birer meslek olarak yapılıyor.genelkurmayın da bu yönde çalışmaları olduğunu gazetelerden okuduk.
profesyonel ordu kurulursa bu mesele hallolur.ama mevcut şartlarda askerliğini yapan insanların üzerimize haklarının geçeceğini düşündüğümden yapılması taraftarıyım.aynı şekilde bu hususta uyduruk çürük raporları alanların,birtakım kirli bağlantılarla torpil yapıp yalıda askerlik yapanların üzerinde de onca şehidin onca gazinin ve bu işi hakkıyla yapan onca insanın hakkı vardır diye düşünüyorum.
saygılar
__________________ "sadece iki şey sonsuzdur evren ve insan ahmaklığı..
ilkinden o kadar da emin değilim." (albert einstein)
Katılma Tarihi: 03 haziran 2007 Yer: Turkiye Gönderilenler: 66
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
Hanif dostlara selam !
anlamıyorum Vatan hainine nasıl vicdani retci denir ? aklınız başınızda mı sizin , buldunuz çapraz kulvarda koşup , aynı seviyede amaç güden bir hükümet dolaşın ortalıkta , hatta mecliste dolaşın bakalım bu işin akıbeti ne olacak ?
sabr kelimesi vatan hainleri için kullandığınızı da fark edin , eğerki sabr ı Allah dan kabul ediyorsanız düşünün biraz , A.İmran 17 = Kullar ki,sabrededlerdir özü-sözü doğru olanlardır, ilahî huzurda duranlardır, nimet ve imkânlardan başkalarını yararlandıranlardır; seherlerde, bağışlanmak için yakaranlardır
Ülkesine sırt çevirmiş kişiler in askerlik hizmetini mademki reddediyor vatandaşlık Hagkı da alınmalı , gitsin dünya görüşünü yansıtan ülkelerden birine , yokmu sanki , Pakistan a bakın 140 milyon nufusu var , tamamen mistik bir nufus , birde Rusya ya bakın onunda 142 milyon nufusu var fakat , Uzaya da gidiyor , deniz in dibine de iniyor , yani entellektüel bir kültür ve bilim ile ilgileniyor , Oysa pakistan pineklemiş bir kültür aynı nufus aynı güç anlamına gelmez , bu yaşadığımız zaman süreci Türkiye nin hainlerine karşı tespit imtihanıdır diye düşünüyorum
__________________ Cinn 20= Deki Şüphesiz ben ancak Rabbime ibadet ederim ve O'na hiç kimseyi ortak koşmam
Katılma Tarihi: 16 haziran 2006 Gönderilenler: 751
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
selam
Tamamen yaratılışım gereği bulunduğum bir eylemden sonra yine tarafı
olmadığım bir süreç sonucu meydana gelen çocuğa bakmayı vicdanen
redediyorum. gibi bişi bu.
Kavramları saptıranlara cılız seslerle karşılık verilmesini "emri bil maruf,
nehyi anil münker" etmekten hareketle samimi bulmuyorum.
Vicdani red için yapılması menfaate dayalı bir eylem gerekir.
Bazı batılı memleketlerde korunmanın menfaat karşılığı başkalarına tevdi
edilmesinden kaynaklanmaktadır. Yani vicdani red lejyonerlik için
geçerlidir. O millet size askerliğiniz karşılığı bir bedel ödemektedir. Siz
askerlik yapmayıda bedelini almayıda reddedebilirsiniz.
Bizim insanımız askerliği dininin gereği olarak yapar. Kavramın mesnedi
farklıdır.
Özet olarak yapılan ne vicdanla ne islamla bağdaşır. Milletin değerlerini
hedef almaktan öte hiç bir mesnedi bulunmayan bu eylemi kınıyorum.
"Salat için çağrıldığınızda alışverişi bırakınız. bu sizin için daha hayırlıdır."
mealinde bir ayet aklıma geliyor.
Askerlik kavramı için de bu meali kullanmayı bu milletin anlayışına uygun
görüyorum.
Bu arkadaşı kardeşiyle kıyam etmekten hangi karlı alışverişi alıkoyuyor da
hanif dostlarda taraftar buluyor?... şaşırıyorum!
Eliniz de ki hangi ayet bu beşeri düzenin koruyuculuğu
olan askeriyesine, buralara görev almaya müsaade ediyor. Her komutanın laik
itikada dayanan kurallarına emirlerine itaati meşru kılıyor. Bu kendi rabliğini
ilan etmek bunu da insanlara taptırmak olan bu askeriliğe hangi ayet müsaade
ediyor. Hangi ayet sizi hem firavunun çağrısına hem de Allah�ın çağrısına aynı anda tabi kılıyor. Firavun gel
benim askeriyeme 20 yaşındaysan gel de bana iman edip itaat et gel benim lailik
putuma cila çek diye çağırıyor. Allah ise bana hiç kimseyi ortak koşma diye
çağırıyor.Şimdi bu ikisi aynı anda ve aynı yerde nasıl olur. Hangi ayet bunu
meşru kılar.
-Elinizde ki hangi ayet, tüm sorumluluğu
velilerine ait olan körpecik çocukların, daha kapısından içeri girerken en
büyük varlığını türk varlığına ve yolunun M.kemal yoluna olacağını, olması
gereketiğini öğreten bu okullarda evlatların okumasına müsaade ediyor.Hangi
ayet size bu işi meşru kılıyor. Hangi ayet, bu çocuklara Kemalist eğitimin
verilmesine müsaade ediyor.Lokman oğluna şirk koşma diye öğüt verirken .Biz ne
diye, oğlum şirk koşma ama, Şirk koşulan törenlere de katılmamazlık etme.
Oğlum, Allah tabi olunacak tek ilahtır derken.Oğlum ama okulunda da M.Kemal
ilkelerine tabi ol.Bu çocukları yollamak bu demek değimlidir. Evet, hangi
ayet size müsaade veriyor.
Abdullah16 Yazdı:
Burada bazı
arkadaşlar vatan,bayrak,laiklik,.. vurguları yapıp bunların Kurana
uygunluğundan(!)bahsettilerse bu kendilerini bağlar.
Birileri din ile askeri, din ile devleti, din ile vatanı, din ile bayrağı kavga ettirmeye çalışıyor. Şaşırıyorum.
Saygılar.Sevgiler.
__________________ Dinin bakış açısına göre,tüm bu fantastik harikulade evren,tüm bu karmakarışık şeyler, ancak, Tanrı’nın, insanların iyi ve kötü için çabasını gözlediği bir sahnedir.. Bu sahne,bu oyun için çok büyük!
Sizi anlamaya çalışıyorum, ancak dini yalnızca Allah'a özgüleme adına sünnet olmayan ve sakal bırakan yeğenime bu 'vazifesini'yapması konusunda Allah'ı kızdırmayacak öneriniz nedir?
Dediler ki: "Bizim ilahlarımız mı daha hayırlı, yoksa o mu?" Onu yalnızca bir tartışma-konusu olsun diye (örnek) verdiler. Hayır, onlar 'tartışmacı ve düşman' bir kavimdir. (ZUHRUF SURESİ / 58)
İbrahim ve onunla birlikte olanlarda size güzel bir örnek vardır. Hani kendi kavimlerine demişlerdi ki: "Biz, sizlerden ve Allah'ın dışında taptıklarınızdan gerçekten uzağız. Sizi (artık) tanımayıp-inkar ettik. Sizinle aramızda, siz Allah'a bir olarak iman edinceye kadar ebedi bir düşmanlık ve bir kin baş göstermiştir." Ancak İbrahim'in babasına: "Sana bağışlanma dileyeceğim, ama Allah'tan gelecek herhangi bir şeye karşı senin için gücüm yetmez." demesi hariç. "Ey Rabbimiz, biz sana tevekkül ettik ve 'içten sana yöneldik.' Dönüş sanadır." (MÜMTEHİNE SURESİ / 4)
Selamlar. Mensubu bulunduğu toplumun insanına hizmet olduğu konusunda şüphe bulunmayan askerlik görevinin kendisi din ile çelişemez. Ordu içerisindeki bazı eylem ve fikirlerin değiştirilmesi yolunda niyetiniz var ise bunun yolu askerliği red etme değildir. Gerisi kanımca ayrıntıdır. Saygılar.Sevgiler.
__________________ Dinin bakış açısına göre,tüm bu fantastik harikulade evren,tüm bu karmakarışık şeyler, ancak, Tanrı’nın, insanların iyi ve kötü için çabasını gözlediği bir sahnedir.. Bu sahne,bu oyun için çok büyük!
Sizin yetkiniz yok foruma yeni mesaj ekleme Sizin yetkiniz yok forumdaki mesajlara cevap verme Sizin yetkiniz yok forumda konu silme Sizin yetkiniz yok forumda konu düzenleme Sizin yetkiniz yok forumda anket açma Sizin yetkiniz yok forumda ankete cevap yazma