Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
Barış kültürünü geliştirme çağrısı
Bu çalkantılı
dönemde, barış için özel çaba göstermeliyiz. Bu barış için farklı
dinlerin mensupları olan bizlerin en önemli görevi, herkesin kişisel ve
toplumsal kanaatleriyle, ibadet özgürlüğüne saygı göstermek. Müslüman
ve Hıristiyanlar dostluklarını bu bağlamda geliştirmeli
Kardinal Jean (Arşivi) Louis Tauran (Arşivi) PIer LuIGI CelATA (Arşivi) 1.
Bir oruç ve ibadet azamanı olan ramazan ayının sona ermesiyle kutlanan
Ramazan Bayramı'nı, Papalığın Dinlerarası Diyalog Konseyi adına en
içten ve sıcak duygularla kutlamaktan özellikle memnuniyet duyuyorum.
Bu ibadet ayı, Müslümanlar için önemli bir dönem olmasının yanı sıra
herkese, aile ve toplum içindeki mevcudiyetlerine yeni bir güç katar.
Gerçekten herkesin, Yaradan'ın tasarısına daha uygun ve daha doğru bir
yaşantı sürerek, kardeşlerine yardımcı olarak, öteki dinlerin
mensuplarıyla ve iyi niyetli tüm insanlarla bir kardeşlik ve dayanışma
içinde kamu yararı için birlikte çalışma arzusu ile dinsel mesajı kabul
etmesi önemlidir.
Terör sadece kini körükler
2. İçinde bulunduğumuz bu çalkantılı dönemde Her Şeye Kadir'in
kulları olarak barışı sağlama konusunda özellikle çaba göstermeliyiz.
Bu barış için farklı dinlerin mensupları olan bizlerin en önemli
görevi, herkesin kişisel ve toplumsal kanaatlerine ve dinsel vecibeleri
yerine getirme özgürlüğüne saygı göstermektir. Sadece dinsel vecibeleri
yerine getirmekten ibaret olmayan din özgürlüğü herkesin sahip olduğu
vicdan özgürlüğünün en önemli unsurlarından biri ve insan haklarının
temel taşıdır. Bu gerçek göz önüne alınırsa, insanlar arasında bir
dayanışma ve barış kültürü yerleşebilir ve herkes, dinsel açıdan hiçbir
zaman haklı gösterilemeyecek her türlü şiddeti ifşa edip kınayarak ve
ne tür olursa olsun şiddeti reddetmek için elinden geleni yaparak daha
kardeşçe bir toplumun temellerini atmak için kararlı bir şekilde
çalışabilir. Çünkü şiddet, insandaki Tanrı'nın suretini zedeler.
Hepimiz biliyoruz ki şiddet, özellikle de düşüncesizce vuran ve birçok
masum insanın ölmesine neden olan terörizm anlaşmazlıklara bir çözüm
oluşturmaz, terörizm sadece insanların ve toplumların zararına olan
yıkıcı kin ortamını körüklemeye yarar.
3. Din adamları olarak hepimize düşen görev, her şeyden önce,
barışı, insan haklarını, herkesin kişisel özgürlüğüne saygılı olmayı,
toplumsal barışı geliştirmeyi desteklemektir. Çünkü insan, insanlık
gereği kardeşlerine saygı göstermelidir. Hiç kimse ırk, din veya
herhangi bir kişisel farklılığı nedeniyle ulustan dışlanamaz. Farklı
dinlere mensup kişiler olarak, hepimiz bütün insanları onurlandıran bir
öğretiyi, kişiler ve halklar arasında bir sevgi mesajını yaymakla
görevlendirilmişiz. Bize düşen görev, yarın dünyayı yönetecek genç
kuşaklara bu ruhu aşılamaktır. Önce aileler, sonra eğitimciler, sivil
ve dini bütün otoriteler doğru bir eğitim vermeye özen göstermeliler;
herkese çeşitli alanlarda ve öncelikle sivil eğitim alanında öyle
isabetli bir eğitim verilmeli ki, gençlerin, etraflarında bulunanlara
saygı göstermeleri ve her gün birlikte yaşadıkları kişileri
kayıtsızlıkla değil de kardeşçe bir saygı göstererek benimsemeleri
sağlanmalıdır. Şu halde, yeni kuşaklara, gerek kişisel yaşam için,
gerek toplumsal yaşam için gerekli olan beşeri, ahlaki ve medeni
değerleri öğretmek her zamankinden daha önemlidir. Her çeşit medeni
olmayan hareket, gençlere toplumsal yaşamda onlardan neler
beklenildiğini anımsatma bakımından bir fırsat olabilir. Burada her bir
toplumun ve bütün dünyanın yararı söz konusudur.
Gençlere iyi örnek olmalıyız
4. Bunları göz önünde tutarak Hıristiyanlar ve Müslümanlar
arasındaki diyaloğu eğitimsel ve kültürel bağlamda sürdürmenin ve
geliştirmenin her zamankinden daha önemli olduğunu kabul etmeliyiz.
İnsana ve insanlığa hizmet için, genç kuşakların birbirlerine karşı ve
düşman olan sivil ve dini bloklar oluşturmaması, aksine gerçek
kardeşlik içinde yaşayabilecekleri bir ortamın yaratılması yönünde tüm
güçlerin seferber edilmesi gerekir. Toplumumuz içindeki sayısız çatışma
ve gerginlikler zincirinin kırılabilmesi, halkların, kendi farklı
bileşenleri arasında karşılıklı saygı ve anlayışı tesis ederek sükûnet
ve barış içinde yaşayabilmeleri için diyalog bir araç olabilir. Bunları
gerçekleştirebilmek için hepimizin dikkatini bu konu üzerine çekmek
istiyorum. Hıristiyanlar ile Müslümanlar, görüşmelerde ve fikir
alışverişinde bulunma yoluyla, insanlar arasında barışı ve daha güzel
bir geleceği tesis etmek üzere karşılıklı saygı içinde birlikte
çalışmalılar ki, bu hareketimiz günümüz gençliği için örnek alınacak ve
izlenecek bir yol oluştursun. Böylece gençler toplumsal yaşam için
yenilenmiş bir güvene sahip olacak, topluma daha çok katılarak onu
dönüştürme yönünde katkılarda bulunacaktır. Onlara verilen eğitim ve
ortaya konulan örnek, onlar için gelecekte umut kaynağı olacaktır.
5. Sizinle paylaşmak istediğim en derin dileklerimden birisi de,
Hıristiyanlar ile Müslümanların, özellikle kendi iman tanıklıklarının
niteliğini muhafaza ederek dinlerine özgü zenginlikleri paylaşabilmek
için aralarındaki yapıcı dostluk ilişkilerini geliştirmeleridir.
Değerli Müslüman dostlarımız, bayram dolayısıyla size samimi
tebriklerimi yineliyor, barış ve merhameti bol olan yüce Allah'tan
esenlik, sükûnet ve refah ihsan eylemesini diliyorum. (Konsey
Başkanı/Konsey Sekreteri)
__________________ "Bir kavme olan kininiz sizi adaletten ayırmasın.."
|