HANiFDOSTLAR.NET

 

Kuran Müslümanı
 

(Şahıs odaklı din anlayışından Allah odaklı din anlayışına...)

Ana Sayfa Hanif Mumin  Iste Kuran Kurandaki Din  Kur'an Yolu  Meal Dinle Sohbet Odasi Hanifler E- Kitaplik Kütüb-i Sitte ?  ingilizce Site Kuran islami Aliaksoy Org  Hasanakcay Net Tebyin-ül Kur'an Önerdiğimiz Siteler Bize Ulasin

 

- Konulara Göre Fihrist

- Saçma Hadisler

- Hadislerin-Sünnetin İncelemesi

- Haniflikle İlgili Sorular Cevaplar

- Misakın Elçisi Kim?

- Kuranda Namaz/Salat

- Onaylayan Nebi

- Kuranda Namaz/Salat

- Enbiya 104

- Kuranda Yeminler

- Adem Hakkında Sorular

- Ganimetleri Resulün Eline Nasıl Vereceğiz?

- Allahın ındinde YIL ve DOLUNAYLAR

- Abese ve Tevella

- Hadisçilerce Tahrif Edilen Ayetler

- Mübarek Yer, Mübarek Vakit

- Arkadaş Peygamber

- Kuranın İndirilişinden Günümüze Gelişi

- Bir Türban Sorusu

- Kuran ve Bize Öğretilenlerin Farkı

- Namazın Kılınışı

- Hadislere Göre Namaz

- Kuranda Salat Namaz mıdır?

- Kuran Yetmez Diyen Uydurukçular

- Bizler Hanif Dostlarız

- Sahih Hadis mi İstersiniz?

- Hakkı Yılmaz'ın Tebyin Çalışması

- Kur'anı Anlamada Metodoloji

- Tarikatçıların Çarpıttığı Birkaç Ayet

- Nasıl Kur'an Okuyalım?

- Kur'anı Kerim Nedir?

- Kur'anda Oruç

- Allah'sız Bir Din ve Allah'sız Bir Kur'an İnancı

- Kuransız Bir İslam Anlayışı ve Müşrikleşme

- Meal Çalışmasına Davet

- Allah Şahit Olarak Kafi Değil mi?

- Doğru Hadisleri Ne Yapacağız?

- Kur'andaki Muhammed ve Peygamberlerin Misyonu

- Mahrem, Avret, Ziynet

- Nur Suresi Çeviri-Yorum

- Cilbab

- Resule İtaat Ne Demektir?

- Hadis Kalburcuları ve Kalburları

- Kur'anı Kerim'in İndiriliş Gayesi

- Kur'anda Amellere Karşı Cahili Yaklaşım

- İslamdışı İnanışlara Kur'andan Örnekler

- Biri Şu Haram Üretim Tesislerini Kapatsın

- Tasavvufta İslam Var mı?

- İslamda Delil Sorunu

- Kurban Kesmek

- İlahi Hitabın Serüveni

- Ecel Nedir?

- Şirk, İşrak, Müşrik, Müşareke, Müşterik

- Büyü Yapan ve Yaptıranlar

- Peygamberlere Karşı Rabbani Yaklaşımlar

- Salat-ı Tefriciye yada Zikri Çarpıtmaya Bir Örnek

- Mucize Nedir?

- Ayrılıkların Nedenleri

- Sıfır Hata veya Kur'an

- Haniflik Nedir?

- Rabıta İle Şeyhlere Tapanlar

- Hadis Zindanının Mezhepçi Mahkumları

- İslam Dininin Öğrenilmesinde Kaynak Sorunu

- Fasık ve Münafıkların Genel Tanımlaması

- Hadisler, Hıristiyanlık ve Selman Rüştü

- Kur'anı kerim'in İndiriliş Gayesi

- Müstekbirlere Karşı Cahili Yaklaşım

- Halis-Hanif İslam

- Kur'anda Şefaat

- Fuhuş Tellalı Tefsirciler

- Hayızlıyken Neden Namaz Kılınmasın?

- Cebrail, Vahiy, Melek

- Dindarlıkta Müşrikleşme Temayülü

- Büyü Yapan ve Yaptıranlar

- Yaratılış, Adem, Havva

- Kur'an Yerel mi, Evrensel mi?

- Reform Dinde mi, Dindarlıkta mı?

- Ne Mutlu Tağutu Olmayanlara

- Peygambere Saygı(?)

- Hadislere Kanıt Diye Gösterilen Ayetler

- Allah Nazara Karışmadı mı?

- Kur'anı Kerimle Amel Etmek Mümkün mü?

- Kur'anda İnkar Edenlerin Vasıfları

- Müminlerin Vasıfları

- Allah'ın Vasıfları

- Kur'anın Vasıfları

- Dine Karşı Cahili Yaklaşımlar

- Kur'an Merkezli Din

- İrin Küpü Patladı; Mevlana

- Hurafe ve Bidatlar

- Peygamberi Tanrılaştırma

- Hz. İsa'nın Ölümü

- Allah'ın Mesajının Adı: Kelamullah

- Allah'ın Resule Uyarıları

- Kur'ana Göre Tenkit ve Eleştiri Nasıl Olmalı?

- Kur'anda Sevgi

- Sofuların Devlet Desteğiyle Desteklenmesi

- Hans Von Aiberg Aldatmacası

- Kabir Azabı Safsatası

- Kur'an Kıssalarının Önemi; Masal Değiller

- Kur'anda Toplumsal Sünnetler

- Tefsirde İsrailiyyat

- Kardeş Evliliği Olmadan Çoğalma

- Hans Von Aiberg Tutuklandı

- Kur'anda Tevbe Kavramı

- Yaşar Nuri Öztürk'ün Yorumuyla Namaz

- Karadelikler; Bir Büyük Yemin

- Mezhepçilerin Ümmi Açmazı

- Kabe Nedir? Mekkede midir, Kudüste mi?

- Kur'anda Ruh Kavramı

- Kur'anda Nefs Kavramı

- Amin Kavramı ve Putperestlik

- Diyanet İşleri Başkanlığının Sitemize Cevabına Cevaplar

- Resul ve Nebi -1

- Resul ve Nebi -2

- Sapık Bir Fırka: Hansçılar

- Cihad mı, Çapulculuk mu?

- Kur'an Deyip Namazı Yok Sayanlar

- Cennete Sadece Müslümanlar mı Girecek?

- Kur'anda El Kesme Cezası var mı?

- Nazar veya Göz Değmesi Var mı?

- Şehadet Getir, Münafık(?) Ol

- Kur'anda Eleştiri Metodu

- Hacc Mekkede mi, Bekkede mi?

- İslami Tebliğde Kur'an Metodu

- Saptırılan Kavram: Mekruh

- Kur'anda Cuma Namazı var mı?

- Of Be Kader, Allah mı Suçlu Yoksa Biz mi?

- Kader Açısından Cebir ve İhtiyar

- Baban Peygamber Olsa Ne Yazar

- Kur'anda İnsan Hukuku

- Vahdet-i Vücud, Şirkin Alası

- Tasavvufi Bilginin Kaynağı Vahiy mi?

- İslam'da Resullük Son Bulmuştur

- Teveffi Kelimesi ve Arap Dili

- Tasavvuf Üzerine Düşünceler

- Nefis Mertebelerinin İç Yüzü

- Allah Rızası Anonim Şirketi; Tarikatlar

- Tasavvuf ve Eşcinsellik -1

- Tasavvuf ve Eşcinsellik -2

- Nakşi Şeyhi Allah'ın Avukatı mı?

- Kur'anda "ve+la" Öbeği

- Putlar ve Tapanlar

- Son Peygamberimizin Okuma Yazması

- Mesih ve çarpıtılan Bir Ayet

- Hac İzlenimleri

- "Üzerinde 19 var" da Son Nokta

- Secde Emri

- Kur'andaki Hac

- Aracıların Gaybı Bildiği İnancı

- Tarikatçı - Müşrik Karşılaştırması

- Gazali'nin Kadına Bakışı

- Kur'anda Kadına Verilen Önem

- Başörtüsü Allah'ın Emri Değil

- Başörtüsü Takmak Kur'anda Var mı?

- Kur'anda Kadın Dövmek Var mı?

- Cariye, Köle; Utanmaz Mealciler

- Kadına Yönelik Şiddet

- Sünnet Edilen Kızın Öyküsü

- Erkekçe ve Kadınca Meal Konusu, Nebe 33. Ayet

- Harem - Selamlık Kimin Emri?

- Zina, Evlilik ve Örtünme Adabı

- Cariyeleri Aç, Hür Kadınları Kapat (!)

- Çok Eşliliği Yasaklayan Ayetler

- Kur'ana Göre Evlilik Hukuku

- 2 Kadın = 1 Erkek, Uydurma mı?

- Danimarkalı mı Sapık, Buhari mi?

- Ebu Hanife, Cariyenin Avreti

- Nisa 25, Hür Kadın ve Fahişe İfadesi

- Maymunların Hadisi ve Recm Vahşeti

- Hz. Muhammed'in Tebliği

- Peygamberi Tanrılaştırma

- Angarya Haline Getirilen İbadet

- Buhari'nin Hadislerini Buhari Yazmamıştır

- Hadis ve Sünnet Gerçeği

- Uydurma Hadisler, İslamın Kara Boyası

- Hadisler Dinin kaynağı Olamaz

- Uydurmaların Sınırı Yok; Şeytan Geyiği

- Beşeri Hükümler Neden Kutsal Oluyor?

- Hadis - Kur'an Çelişkisi

- Kur'anda/Dinde Olanlar ve Olmayanlar

- Cehennem'den Çıkış Yok

- Kur'anda Tağut

- Ebu Hureyre Gerçekte Kimdir?

- Hadis - Mantık Çelişkileri

- Kurban ve Kurban Bayramı Nereden Geliyor?

- Hadislere Göre Kur'an Eksiktir

- Bildiri: İslam Anlayışında Reform

- Arapça mı, Arap Saçı mı?

- Koca mı Üstün, Allah mı?

- Esbab-ı Nüzül Komedi Hadisleri

- İşte Geleneğin Dini

- Ulul Emir İle Kim Kastediliyor?

- Kul Hakkı

- Yezidi Bir Gelenek: Aşure Tatlısı

- Hz. İbrahim'den Asrımıza Dersler

- Taklitçiliğin Boyutları

- Seb-ul Mesani Nedir?

- Kelle Sayılarak Gerçek Bulmak

- Kıyamet - Mahşer Günü ve Sonrası

- Kur'anda Namaz Vakitleri

- Kur'anda Cuma Konusu

- Salih Olmak Yetmez

- Hudeybiye Anlaşması Uydurma mı?

- Kitap Yüklü Eşekler

- Kur'andaki Hac

- Hz. Nuh'un Oğlu Kimdi? İftira mı?

- Ruhun Ağırlığına Başka Bakış

- Hz. İbrahim Yalancı Değildi

- İncil'de Kadına Bakış

- Şirkin Büyüğü Küçüğü Olur mu?

- Kur'andaki Abdest ve Hijyen

- Din de Bir Araçtır

- Kur'an Okumanın Zararları

- Kur'anda Dua Ayetleri

- Kur'anda Tarih Kavramı ve Bilinci

- Şekilsel Secde Kur'anda Yok mu?

- Salat ve salatı İkame

- Kur'andaki Emr Kavramı Üzerine

- Dindar İnsanlar Şirk Koşar

- Alak Suresinin İlk Beş Ayeti

- Men Arefe'nin Çözümü

- Kur'andaki Av Yasağı

- Fıtrat ve Namaz Vakitleri

- Kur'anda İnsan Hukuku

- Din Büyüklerini Tanrılaştırma

- Allah'a ve Muhammed'e Değil

- Kur'andaki Örnek Tevekkül

- Şekilsel Rüku Kur'anda Yok mu?

- Hz. İbrahim Kuşları Kesti mi?

- Ehli Sünnet Dininin Anayasası

- İnsan Allah'ın Halifesi mi?

- Kur'an Üzerinde Düşünmek

- Şirkin Kuyusuna Düşenlere Uyarılar

- Kur'an Ölülere Okunmak İçin mi İndirildi?

- Ayda Okunan Kur'an Masalı

- Hz. İbrahim, Safa ve Merve Masal mı?

- "Haç"er-ul Esved (!)

- Mevlana Sahte Bir Peygamber Değil mi?

- Tasavvufun Tanrısı İki Zıttır

- Kur'andaki Tasavvuf: Teveccüh

- Önce Batıl ve Hurafe İle Savaşalım

- Resuller Haram Kılamaz mı?

- Elçi Muhammed ile İnsan Muhammed'in Farkı

- Tarikatlarda Aracılar Rezaleti

- Nur Suresi 31. Ayet Nasıl Çarpıtılıyor?

- Sırat Kıldan İnce, Kılıçtan Keskin mi?

- Kur'anda Zalimler

- Bütün Mehdileri Çöpe Atıyoruz

- Kur'ana Göre Ramazan Ayı ve Haram Aylar

- Tasavvufçuların İlahı; Varlık ve Yokluk

- Tasavvufçuların Küçük Putları

- Sünnet Etmek yaratılışı Değiştirmedir

- Son Peygamberimizin Mektupları

- Fıtrat ve Namaz Vakitleri

- Mescid-i Aksa Nerede?

- Büyük Kandırmaca: Hadis

- Kur'an Neden Arapça Olarak İndirilmiştir?

- Kimin dini? Kimin Kitabı? Kimin Meali?

- Evliya Kelimesinin geçtiği Ayetler

- Şimdiye Kadar Yaşanan İslam

- Ayın Yarılması Diye Bir Mucize Yoktur

- Kabe Dikili Taş Değil mi?


Up | Down | Top | Bottom
 
Şu da emredildi: Yüzünü dine bir Hanif olarak çevir. Sakın müşriklerden olma.

Yunus Suresi 105

Ben bir Hanif olarak yüzümü gökleri ve yeri yaratana döndürdüm. Müşriklerden değilim ben.

Enam Suresi 79

İbrahim ne bir Yahudi idi, ne de bir Hıristiyan. O sadece hanif bir müslümandı. O müşriklerden değildi.

Ali İmran Suresi 67

Şu da kuşkusuz ki, İbrahim başlıbaşına bir ümmetti; bir Hanif olarak Allah'ın önünde eğiliyordu. Müşriklerden değildi.

Nahl Suresi 123

De ki Allah doğrusunu söylemiştir / vaadinde sadıktır.Haydi artık Hanif olarak İbrahim'in Milleti'ne uyun! Müşriklerden değildi o.

Ali İmran Suresi 95

Allah'a ortak koşmadan, Hanifler olarak... Allah'a ortak koşan kişi, gökten düşmüş de kendisini kuşlar kapışıyor veya rüzgar onu uzak bir yere fırlatıp atıyor gibidir.

Hacc Suresi 31


Up | Down | Top | Bottom

HABERLER

 

 








 

 

  Hanif Islam

 

Sıkça Sorulan Sorulara Cevaplar
 Hanif Dostlar Ana Sayfa -> Sıkça Sorulan Sorulara Cevaplar
Konu Konu: Peygamber’in Hanımına Söylediği66/1-4cev (Kapalı Konu Kapalı Konu) Yanıt YazYeni Konu Gönder
Yazanlarda
Gönderi << Önceki Konu | Sonraki Konu >>
hasanoktem
Admin Group
Admin Group


Katılma Tarihi: 10 eylul 2006
Gönderilenler: 2837
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP  

 

8-

VAHİY SAVUNMASI

KUR'AN DIŞI VAHYİN İMKANSIZLIĞI

MEHMET YAŞAR SOYALAN

2- Peygamber'in , Hanımlarından Birine Söylediği Şeyden Vahiy Yoluyla Haberdar Olduğu İDDİASI :

66 Tahrim 1-4 :

1 Ey peygamber niçin, Allâh'ın sana helâl kıldığı şeyi, eşlerinin, hatırı için harâm kılıyorsun? Allâh bağışlayadır, esirgeyendir. 

2 Allâh size, yeminlerinizi (keffâretle) çözmeyi meşrû' kılmıştır. Allâh sizin sâhibinizdir. O bilendir, hüküm ve hikmet sâhibidir. 

3 Peygamber, eşlerinden birine gizli bir söz söylemişti. Fakat eşi, o sözü (başkasına) haber verip, Allâh da peygamberi, eşinin bu davranışına muttali kılınca (Peygamber, eşine) o(söylediği)nin bir kısmını bildirmiş (şunları şunları filana söyledin demiş), bir kısmından da vazgeçmişti. (Peygamber) Bunu eşine haber verince eşi: "Bunu sana kim söyledi?" dedi (Peygamber): "(Herşeyi) Bilen, haber alan (Allâh) bana söyledi" dedi. 

4 Eğer ikiniz, kalblerinizin sapmış olmasından dolayı Allah'a tevbe ederseniz (ne a'lâ). Ve eğer peygambere karşı birbirinize arka olursanız (bilin ki) onun koruyucusu ve yardımcısı Allâh, Cibril ve mü'minlerin iyileridir. Ayrıca melekler de ona arkadır. 

Yukarıda bir bütün içerisinde verdiğimiz, Tahrim Suresi'nin üçüncü Ayeti, Kur'an dışı vahiy İDDİASINA bir delil olarak sunuluyor. '' Allah'ın Rasûl ( s.a.v)'ün söylediği gizli sözün zevcesince diğerlerine açıklandığını Rasûlü'ne haber verdiği bir Ayet Kur'an'da yoktur. böyle bir Ayet yoksa - ki yoktur - bu, Allah'ın Rasûlü'ne, Kur'an'ın yanısıra mesaj ve direktifler gönderdiğini ispatlar.'' ( M.Hayri Kırbaşoğlu a.g.e. s.275) denilerek, bu Ayetin GAYRİ METLUV vahyin delili olduğu ifade ediliyor. bu Ayet geçmişte ve günümüzde birçok müfessir, fakih ve hadisçi tarafından da Kur'an dışı vahiy İDDİASININ en önemli '' delili '' olarak gösteriliyor.

bu hususla ilgili olan 1. Ayetten 6. Ayete kadar olan bölüm bir bütün olarak okunduğunda, Nebi ve bazı hanımları arasındaki bir olayı konu edindiği görülür. bu örnek konuda, Rasûl'ün beşeri özelliklerine dikkat çekildiği, eşleri ile problem yaşadığı, Allah'ın helal kılmasına rağmen bazı şeyleri kendisi için yasakladığı, BÖYLE BİR ŞEY YAPMAMASI GEREKTİĞİ, bir insan olarak herkesin sıkıntı yaşayabileceği, bunun çözümünün kendisine bazı şeyleri haram kılmak olmadığı ; kişiler arasında söz getirip götürmenin hoş bir şey olmasa da ( Peygamber'in eşleri dahil ) insanlar arasında yaşanabildiği, ancak bu tür şeylerin yanlış şeyler olduğu, Peygamber özelinden bütün insanlara bir DERS ve bir ÖĞÜT olarak verilmektedir.

birçok müfessirin veya fıkıhçının yaptığı gibi, bu Ayetlerin satır aralarına doğru-yanlış bazı rivayetleri yerleştirerek, Ayetlerin anlamını yeniden oluşturulmaya çalışmak ; böylece, Nebi'ye, Kur'an dışında da bir vahiy geldiğini söylemek mümkün olabilir. ancak bu tavır, ne kadar ahlakidir ve ne kadar gerçeği yansıtır? üstelik metni bu şekilde, rivayetlere göre yeniden inşa ederek okumak ne kadar doğrudur? bu durum, Kur'an'ı rivayetlere mahkum etme yanında, vahyin tamamıyla devre dışı bırakılmasına neden olmaz mı?

Gaybi Hadisler Meselesi adlı ders notlarında...........

devam edecek inşaAllah



__________________
Andolsun, size öyle bir kitap indirdik ki sizin bütün şeref ve şanınız ondadır. Hâlâ aklınızı kullanmayacak mısınız? ENBİYA 10
Yukarı dön Göster hasanoktem's Profil Diğer Mesajlarını Ara: hasanoktem
 
hasanoktem
Admin Group
Admin Group


Katılma Tarihi: 10 eylul 2006
Gönderilenler: 2837
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP  

 

Gaybi Hadisler Meselesi adlı ders notlarında, '' Risalet hayatı boyunca, çeşitli yerlerde gıyabında cereyan eden sayısız hadiseleri Hz.Peygamber'in şahsen bilmekte olduğunu İDDİA etmenin, O'nu beşer hüviyetinden çıkarmak demek olacağı aşikardır. biz, Hz.Peygamber'in muhiti haricindeki hadiseler bir yana, kendi çevresinde fakat fakat gıyabında cereyan eden şeyleri, söylenen sözleri, zihinlerden geçirilenleri, Kur'an'i vahiy olmadan da bildiğine delil olabilecek hiçbir Ayet bilmiyor isek de , ' biz biliyoruz ' diyenlerin var olduğunu biliyoruz.''  diyen Prof.Dr.Mehmet Sait Hatipoğlu hoca, Tahrim Suresi'nin bu Ayetiyle ilgili olarak ;

'' hani Peygamber, eşlerinden birisine [ Hz.Ömer'in kızı Hafsa'ya, gizli tutması dileğiyle ] bir SIR söylemişti. [ Hafsa, ] bu sırrı saklamayıp [ Aişe'ye ] açmış, Allah'da bu durumu [ Hz.Peygamber'e ]bildirmiş , [ Hz.Peygamber, Allah'dan aldığı bu bilgilerin] bir kısmını [ Hafsa'nın] yüzüne vurmuş, [ durumdan şaşıran Hafsa Hz.Peygamber'e ] : '' bunları sana kim haber verdi? diye sorunca, Peygamber'den şu cevabı almıştır : bana Habir, Alim [Allah] haber verdi.''

bu Ayette bahis konusu edilen sırrın mahiyeti hakkında hayli tafsilat varsa da, bunlar konumuz dışındadır. bizi ilgilendiren husus şudur :

Hz.Peygamber ile eşleri arasında vaktiyle geçmiş bir vakaya işarette bulunan mezkur Ayetten çıkarılan zahiri sonuca göre, ortada Kur'an'da mevcut olmayan bir ilahi ihbar vardır. dolayısıyla Hz.Peygamber'e Kur'an dışında da Allah'tan vahiy gelmiş olduğunu kabul etmek gerekir.'' demektedir. oysa Hatipoğlu hoca, bu çalışmasının ilerleyen sayfalarında, hem Allah'ın herşeyi kendisine izafe etmesi, hem de Rasûlullah'ın kendi yaptığı birçok şeyi Allah'a izafe etmesinden örnekler vererek, bunun Kur'an'ın ve Rasûlullah'ın, dolayısıyla da Müslümanların kendilerini ve meramlarını ifade biçimi olduğunu dile getirmektedir.

bilindiği üzere Kur'an'ı Kerim'de Cenab'ı Hak, varlık alemindeki bütün oluşumların yaratıcısı kudret olarak beyan edilir. insanoğullarının bütün fiilleri de bu kudretten kaynaklanmaktadır. '' iyi olsun kötü olsun her şey Allah'tandır.'' ( 4/78 )

'' her şeyde Allah'ın iradesini safdışı etmek hiçbir türlü mümkün değildir. '' ne isterseniz ancak Allah'ın istemesiyle olur.'' ( 76/30, 81/29)

'' Allah imkan vermezse, bir şeyi yapmak, görmek, duymak... mümkün değildir. '' ( 7/188, 10/49 ).

'' Allah müsaade etmedikçe kendime fayda veya zarar verebilecek değilim de! '' Ayetleri bu Kur'an'i beyanın ifadeleri cümlesindendir.

işte bu özelliğin gerek Kur'an-ı Kerim'de gerekse Hz.Peygamber ve Müslümanların hayatlarında pek çok tezahürü vardır. bunlar da kulların yaptıkları fiiller, Allah'ın yaptığı fiiller şeklinde anlatılabilmektedir.

Hz.Peygamber ve Müslümanların Kur'an-ı Kerim'in anlattığı Cenab-Hakk'ı her beşeri fiilin aslî halıkı olarak görmelerinde şaşılacak bir durum yoktur.

'' sizi ve yaptıklarınızı yaratan Allah'tır.'' ( 37/96) Ayetini ve benzerlerini okuyup duran sahabilerin de aynı tarz konuşmalarında bulundukları muhakkaktır. yani kendi yaptıklarını, gördükleri, yaşadıkları beşeri hayat sahnelerini Cenab-ı Hak'tan bilmişlerdir.

Cenab-Hak fiillerini, kulları vasıtasıyla yapmaktadır. (9/14)

dünya hayatında insanlar tarafından vûcuda getirilen her şey Kur'an-ı Kerim'de Cenab-ı Hakk'ın eseri olarak gösterilir.

insanoğlunun yaptığı evler, kurduğu çadırlar, hayvanlardan faydalanarak yapılmış her çeşit kullanım eşyası... '' Allah'ın bizler için yaptıkları'' ( 16/ 80-81) bazılarıdır.

'' Allah istediğinin rızkını genişletir ve kısar... ( 17/30)

her varlık sahibi, malik olduğu şey kısıtlı dahi olsa infakta bulunacak, muhtaçlara yardımda bulunacaktır; ((65/7) çünkü onu, ona Allah vermiştir.

kölelerin azad olmalarına yardımcı olunurken, '' Allah'ın size verdiği Allah malından onlara verin. ( 24/33) emri, keza her şeyin asıl sahibinin Allah olduğunu beyan etmektedir. Bakınız : 17 -18

Hatipoğlu Hoca, aynı uslûbun Rasûlullah tarafından da benimsendiğini ifade ederek :

............................

devam edecek inşaAllah

NOT : 17 : Cenab-ı Hakkın, mahlukatın fiillerini kendisine nispet ediyor olduğuna delil mahitetindeki Ayetlerden bazıları için bakınız : 2/7,17 ; 3/108 ; 8/17 ; 9/104 ; 25/45 ; 31/ 15 ; 48/10 ; 55/1-2 ; 56/63,68 ; 75/18 ; 95/4,5

NOT : 18 : Hatipoğlu, Mehmet Sait, Gaybi Hadisler Meselesi, basılmamış, AÜİF ders notları, s9-10



__________________
Andolsun, size öyle bir kitap indirdik ki sizin bütün şeref ve şanınız ondadır. Hâlâ aklınızı kullanmayacak mısınız? ENBİYA 10
Yukarı dön Göster hasanoktem's Profil Diğer Mesajlarını Ara: hasanoktem
 
hasanoktem
Admin Group
Admin Group


Katılma Tarihi: 10 eylul 2006
Gönderilenler: 2837
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP  

 

Hatipoğlu Hoca, aynı uslûbun Rasûlullah tarafından da benimsendiğini ifade ederek :

Hz.Peygamber'in, Kureyşli azılı düşmanlarından Ukbe b. Ebi Muit'in Bedr'de esir düşmesi üzerine, Hz.Peygamber ilgili şahsın öldürülmesi için emir verince, Ukbe öldürülme gerekçesini sorar. O,bunun ' Allah'ın emri ' olduğunu ifade ettiğini, oysa bir emrin sözkonusu olmadığını, ifade ederek, '' halbuki Hz.Peygamber'in bu katl emrini Cenab-ı Hak'tan aldığına dair hiçbir haber bilmiyoruz. Hz.Peygamber kendi fiilini Cenab-ı Hakk'a nispet etmektedir.'' demektedir. Hatipoğlu hoca daha sonra ;

Kur'an'ı Kerim'de Hz.Peygamber ve ashabının, Cenab-ı Hak nezdinde tasvip görmüş hareketleri anlatılırken, sanki onlar bu hareketleri Cenab-ı Hakk'ın verdiği emir üzerine işlemişlemiş gibi bir üslub kullanılır. halbuki Hz.Peygamber ve ashab böyle bir emir almış değildirler.

mesela, Uhud harbinden sonra ( h.Rabîu'l-Evvel 4 Ağustos 625 ) Hz.Peygamber, Benûn-Nadir Yahudilerini, ahidlerini bozarak Kureyş'le işbirliğine girmiş oldukları için Medine'den sürmüştür. Haşr Suresinin baş tarafında, bu vakada sanki emirleri veren Cenab-ı Hak'mış gibi bir anlatım vardır.

mesela 5.Ayetle :

'' hurma ağaçlarından herhangi birini kesmeniz yada gövdeleri üzerinde ayakta bırakmanız, hep Allah'ın izniyle ve O'nun yoldan çıkanları rezil etmesi içindir. ''

sanki Cenab-ı Hak emir vermiş de, Hz.Peygamber ve ashab hurmaları kesmişler!

halbuki hadisenin cereyan tarzına baktığımız zaman, bu Ayetlerin daha sonraları nazil olduğunu anlıyoruz.

Hz.Peygamber, yahudileri zaafa uğratmak veya harb edip yer kazanmak gibi düşüncelerle bazı hurma ağaçlarını kesiyor veya kesilmesi emrini veriyor

Uhud Harbi sonrasında Hz.Peygamber, 4/625 senesinde Medine'deki Benû'n-Nadir yahudilerini; Peygamber'le yaptıkları anlaşmaya riayet etmeyip Mekke'li müşriklerle işbirliği yaptıkları için cezalandırma kararı vermiş ve yurtlarından tez zamanda çıkmalarını sağlamak için hurmalıklarını kesme kararı almıştı. kaur'an-ı Kerim'in daha sonra nazil olan 59.Haşr suresinin alk ayetlerinde bu hadise, '' Ehl-i Kitab kafirlerini yurtlarından çıkaran Allah'tır. hurmalıkları kesenler veya kesmeyenler Allah'ın izni ile hareket etmişlerdir.'' şeklinde Vahye aksetmiştir.

'' ..................

devam edecek inşaAllah

 

 



__________________
Andolsun, size öyle bir kitap indirdik ki sizin bütün şeref ve şanınız ondadır. Hâlâ aklınızı kullanmayacak mısınız? ENBİYA 10
Yukarı dön Göster hasanoktem's Profil Diğer Mesajlarını Ara: hasanoktem
 
hasanoktem
Admin Group
Admin Group


Katılma Tarihi: 10 eylul 2006
Gönderilenler: 2837
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP  

 

'' Hz.Davud'a zırh yapmayı öğrettik.'' (21/80)

Cenab-ı Hakkın erkek sanat mektebi olmadığına göre mana '' onun öğrenme imkanı oldu '' demektir.

harfi manaya göre avcı köpeklerinin nasıl eğitileceğini insana Cenab-ı Hak öğretmiştir. halbuki burada insana Cenab-ı Hakk'ın verdiği imkan söz konusudur.(5/4)

kul fiillerinin Cenab-ı Hakk'a nispet edilişi, Cenab-ı Hakk'ın avcı köpeği eğitim merkezi olmadığına göre...

ticari sahadan misal, belli bir vade ile yapılan borçlanmaların taraflarca yazıya geçirilmesi ilahi emrini beyan eden Bakara, 282.Ayette :

'' Hiçbir katip [borçlanma senedini yazıya geçiren kimse] Allah'ın kendisine öğrettiği şekilde yazmaktan çekinmesin, yazsın denmektedir. söylemeye lüzum yoktur ki, hiçbir katip, borç senedinin nasıl yazılacağını Allah'tan öğrenmiş değildir. burada Ayette söylenmek istenen husus, adaleti gözeterek vazife gören bir katibin sanki Allah'ın Allah'ın öğretiminden geçmiş kimse gibi hareket ediyor olduğudur. şahsi gayretle elde edilmiş olan yazıya geçirme hüneri Allah'ın bir lütfu olarak değerlendirilmiştir.'' demektedir.

Hatiboğlu hoca, sünnetten de örnekler vererek, konunun daha net bir şekilde anlaşılmasını sağlamıştır.

'' Hz.Peygamber'in mühim şahsi kararlarını Cenab-ı Hakk'a isnad etme adetinde olduğunun açık örneklerinden birisi aşağıdaki vakıadır :

'' zorluk gazvesi '' de denen Tebuk hazırlıkları sırasında ( h.Recep 9 / Ekim 630 ) Hz.Peygamber teçhizat sıkıntısı içindedir.

Ebu Musa'l-Eş-ariyi, Ensar arkadaşları Hz.Peygamber'e katılacakları gazveye götürecek binek sağlayıvermesi için gönderiyorlar. Hz.Peygamber, Eş'ari'nin talebini :

'' Vallahi sizi bindirecek bir şeyim yok! '' cevabıyla geri çeviriyor. bir müddet sonra Hz.Peygamber, Ebu Musa'yı çağırtıyor. zira onlara verebileceği develer sağlanmıştır. Buhari'deki rivayete göre, ona develeri göstererek şöyle diyor :

'' şunları al, arkadaşlarına götür ve deki : Allah veya Rasûlullah (sav) sizi bunlarla taşıyacak, haydi bininiz.''

bu Buhari hadisinin diğer rivayetlerde beşeri yoldan sağlanmış bu binekler, gayet açık bir şekilde, Allah'ın verdiği vasıtalar olarak gösterilmektedir.

yeni durumun Hz.Peygamber'in başta ettiği yemine uymadığını hatırlatan bir sahabeye verilen cevap, konumuz bakımından ayrı bir önemi haizdir .

'' Vallahi ben bir fiilde bulunacağım diye yemin ettiğimde, bir başka fiili ondan daha hayırlı görürsem yeminime sadık kalmak yerine hayırlı olanı yapar, yeminimin kefaretini veririm.'' buyurmuş olmaları, Hz.Peygamber'in istikbalin ne getireceğini yakinen bilmeden yani içtihadına göre hareket ediyor, olduklarının tarihi delillerindendir.

Kur'an-ı Kerim'in bu uslubunu.............

devam edecek inşaAllah

 



__________________
Andolsun, size öyle bir kitap indirdik ki sizin bütün şeref ve şanınız ondadır. Hâlâ aklınızı kullanmayacak mısınız? ENBİYA 10
Yukarı dön Göster hasanoktem's Profil Diğer Mesajlarını Ara: hasanoktem
 
hasanoktem
Admin Group
Admin Group


Katılma Tarihi: 10 eylul 2006
Gönderilenler: 2837
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP  

 

Kur'an'ı Kerim'in bu uslubunu herkesten iyi kavramış olan Hz.Peygamber, kendi sosyal hayatında da aynı uslubu yaşatıyordu. bir kimseyi anası yüzünden küçümsemenin bir cahiliyet olduğunu öğretirken, kölelere karşı ne türlü davranılması gerektiği konusunda Hz.Peygamber, Ebu Zerr'e mesela şöyle demiştir :

'' bu[ köle ] kardeşleriniz sizin yardımcılarınızdır( hizmetkar).Allah, onları sizin ellerine bırakmıştır ; kimin elinde böyle bir kardeş varsa ona yediğinden yedirsin, giydiğinden giydirsin...''

başta Buhari ve Muslim olmak üzere bütün hadis kitaplarında mevcut bu Hz.Peygamber talimatında, kölelik sanki Allah'ın bir emriymiş gibi ifade edilmiştir ki, bunun gerçekle bir ilgisi olmadığı malumdur. burada insanoğlunun ortaya çıkardığı bir bid'ati, Hz.Peygamber, bir sosyal vakıa olması dolayısıyla Cenab-ı Hakk'a isnat etmiş bulunmaktadır, o kadar.''

tüm bu açıklamalardan sonra, öncelikle, Kur'an metninin sözel br metin olduğu; ilgili Ayetin (Tahrim 3 ) bir konuşma uslubu içerisinde cereyan ettiği ve Kur'an'ın genel anlatım tekniği, uslûbu da göz önünde bulundurulduğunda, özellikle de bu Ayet, Kur'an'ın genel çağrışımı ve tanımı hesaba katılarak okunduğunda, '' Nebi'ye Kur'an'ın yanı sıra başka mesaj ve direktifler verildiği '' anlamını çıkarmak mümkün olmaz. ancak, ilgili Ayetteki, '' Allah (bu durumu ) ona açık edince ( yani bu durum ortaya çıktığında ) / Ve ezharahu Allahu aleyhi, ' BUNU SANA KİM HABER VERDİ? '' dedi. '' Alim ve Habir olan haber verdi dedi. '' ifadeleri, birçok araştırmacı ve alim tarafından Kur'an dışı vahiy olarak yorumlanıyor. söylemek istediklerimizin daha iyi anlaşılabilmesi için, Ayet içindeki ezharahu Allahu aleyhi ifadesini, Kur'an'ın anlatım tekniğini göz ardı etmeden, Kur'an'ın bütünlüğü içerisinde değerlendirelim .

Kur'an, evrende olan ve olacak her şeyin, sadece Allah'ın bilgisi dahilinde değil, O'nun yönlendirmesi ve müdahalesi sonucu olduğunu da hissettiren bir dil kullanıyor. Kur'an'da, Allah'ın otoritesinin her şeyin üzerinde olduğu ve bu otoritesini hiçbir şekilde bir başkasıyla paylaşmadığını görüyoruz. önceki sayfalarda ifade edildiği gibi, birinin iman etmesi veya küfrü seçmesi, bir yaprağın düşmesi, yağmurun yağması, güneşin doğması, yani olan ve olması muhtemel her şey, otoritesi gereği Allah'ın kararı sonucu gerçekleşmektedir. bu BAĞLAMDA, İLGİLİ HABERİN AÇIĞA ÇIKMASININ DA, Allah'ın iradesi, otoritesi ve her şeyi kapsayıp kuşatmasının bir sonucu olarak ifade edildiğini görüyoruz. zaten olumlu-olumsuz her şey Allah'ın emri gereği gerçekleşmektedir.

yukarıda dile getirdiğimiz ifadeler, insanın yapıp ettiklerini ve sorumluluklarını ortadan kaldırmıyor. olan her şey doğal süreçte, yasalar çerçevesinde gerçekleşiyor. yasaları ortaya koyan, hayatı idame ettiren yegane otoritenin Allah olduğu vurgulanıyor. kullar bunu kendi tercihleri olarak, özgür iradeleriyle, diğerleri de kendi konumları ve özellikleri gereği yerine getiriyorlar/ yapıyorlar.

Kur'an'da, insanın gaybinde / gıyabında gerçekleşen olaylar,...........

devam edecek inşaAllah

 



__________________
Andolsun, size öyle bir kitap indirdik ki sizin bütün şeref ve şanınız ondadır. Hâlâ aklınızı kullanmayacak mısınız? ENBİYA 10
Yukarı dön Göster hasanoktem's Profil Diğer Mesajlarını Ara: hasanoktem
 
hasanoktem
Admin Group
Admin Group


Katılma Tarihi: 10 eylul 2006
Gönderilenler: 2837
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP  

 

Kur'an'da, insanın gaybinde / gıyabında gerçekleşen olaylar,özellikle de, Allah ile ilgili anlatımlar bu üslup içerisinde kullanılıyor. bu üslup, her şeyi sınırlı bir varlık olan insanoğluna, sanki özellikle hatırlatılıyor. bu üslubu Kur'an'ın birçok anlatımında görüyoruz. insana, sınırlı olduğu, gücünün herşeye yetmeyeceği, her şeyini Allah'a borçlu olduğu; bu nedenle azmaması, sınırlarını aşmaması gerektiği sürekli olarak söyleniyor. yapılan her işi, özellikle her hayırlı işi Allah'a izafe etmek, yani hayır ve şer, her şeyin Allah'tan olduğunu bilmek, Kur'an'da güzel ve olması gereken bir tavır olarak tasvir ediliyor. iki kişi arasında konuşulan bir şey, üçüncü kişi tarafından öğrenilmişse, öğrenilme kaynağı kim ve ne olursa olsun, ÖNCELİKLE AÇIĞA ÇIKARMA İŞİNİN asıl sahibi Allah'tır. saygı açısından en uygun olanı, bu işi Allah'a izafe etmektir.sonra, '' şundan duydum '' demek, ne kadar ahlakî olur.

bu bağlamda böyle bir konunun, niçin Kur'an'da yer aldığını da düşünmek gerekir. acaba bu Ayet sadece Rasûl'ün Kur'an dışı vahy aldığını İSPATLAMAK İÇİN Mİ GELMİŞTİR? yoksa insanlar arsında, özellikle de eşler arasındaki sorunların ( eşler ile diğer insanlar arasındaki sorunların büyük bölümünün bu haber getirip götürmeden kaynaklandığını unutmayalım) nasıl çözülmesi gerektiğine dair, Peygamber ailesi özelinde bir örnek mi sunulmaktadır? Rasûl'ün ailesinin konu edilmesi örneği etkili ve kalıcı kılmak için olduğu gibi, Rasûl'ün beşer yönüne vurgu yapmak için de olabilir.

her şeyin Allah'a izafe edilmesi, Kur'an'da çok sık karşılaştığımız bir anlatım yöntemidir ve................

devam edecek inşaAllah



__________________
Andolsun, size öyle bir kitap indirdik ki sizin bütün şeref ve şanınız ondadır. Hâlâ aklınızı kullanmayacak mısınız? ENBİYA 10
Yukarı dön Göster hasanoktem's Profil Diğer Mesajlarını Ara: hasanoktem
 
hasanoktem
Admin Group
Admin Group


Katılma Tarihi: 10 eylul 2006
Gönderilenler: 2837
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP  

 

her şeyin Allah'a izafe edilmesi, Kur'an'da çok sık karşılaştığımız bir anlatım yöntemidir ve Allah'a saygının da bir gereğidir.yani bir şey açığa çıkmışsa / çıkarılmışsa o işin gerçek sahibi Allah'tır. bu nedenle bu anlatımda da bir saygı ifadesi olarak bunlar dile getirilmiştir. Ayetin devamı göz önünde bulundurulduğunda, bu ifadeyi pekiştirdiği görülür. eşinin bir Nebî, yani Allah'tan vahiy alan bir Rasûl olduğunu bilen bir zevce, Nebi'ye '' bunu sana kim haber verdi? '' diye sorduğunda, nebinin de '' Alim, Habir olan haber verdi '' şeklinde ifade etmesi, aynı anlatım tekniğinin, herşeyin Allah'a izafe edilmesinin ve AYNI SAYGI ÜSLÛBU'nun devamı olduğunu gösterir. altını çizdiğimiz gibi, gerçekte her şeyin sahibi Allah'tır. ondan habersiz bir yaprak dahi kıpırdamaz. bu anlatım, her şeyin; olduğu gibi, bire-bir, yaratılmışları devreden çıkaracak, onların sorumluluklarını anlamsız kılacak şekilde, Allah tarafından yapıldığı, üretildiği anlamına gelmez. bu tür ifadeler sadece Allah'ın OTORİTEsini, SINIRSIZLIĞINI, insanın güçsüzlüğünü, gücünün sınırlı olduğunu vurgulamayı hedefler.

ayrıca şunu da bilmemiz gerekir ki, sözünü ettiğimiz insanlar, sıradan insanlar değildir. Peygamber'in eşleridir. bu eşler, eşlerinin, yani Peygamber'in Kur'an dışında vahiy aldığını bilseler ( ki böyle bir vahiy olsaydı daha önce de bir şekilde gerçekleşmiş olurdu. böylece eşlerin de bu vahiyden haberleri olurdu. bunun ilk defa gerçekleşiyor olduğunu ifade etmek ciddiyet ile bağdaşmaz; çünkü bu Medine döneminin son dönemlerinde cereyan etmiş bir olay olduğu gibi, önem açısından da olmazsa olmaz bir öneme sahip değildir. Peygamber ailesinin yaşadığı ifk olayını hatırlarsak, eğer o olayla ilgili olarak bile Kur'an dışı vahiy gelmemiş ise, bu olayla ilgili olarak geldiğini söylemek ABES KAÇAR .) '' Nebi'ye , bunu sana kim haber verdi? diye sormazlardı. bırakınız sormayı, Allah'ın Rasûl'ünü mutlaka haberdar edeceğini bildikleri için, o sözü bir başkasına aktarmaya bile cesaret edemezlerdi. böyle bir şeye cesaret ettiklerine göre, bu durum onların BÖYLE BİR VAHİY'DEN HABERLERİ OLMADIĞINI , yani böyle bir vahyin HİÇ OLMADIĞINI da ortaya koymuş olur.

tekrar üslup konusuna, yani her şeyin Allah'a izafe edilmesine dönersek, bunun anlamlı bir örneğinin Al-i İmran Suresi 37. Ayetinde ifade edildiğini görüyoruz :

devam edecek inşaAllah.



__________________
Andolsun, size öyle bir kitap indirdik ki sizin bütün şeref ve şanınız ondadır. Hâlâ aklınızı kullanmayacak mısınız? ENBİYA 10
Yukarı dön Göster hasanoktem's Profil Diğer Mesajlarını Ara: hasanoktem
 
hasanoktem
Admin Group
Admin Group


Katılma Tarihi: 10 eylul 2006
Gönderilenler: 2837
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP  

 

DEVAM ( Mehmet Yaşar Soyalan - Kur'an Dışı Vahyin İmkansızlığı Kitabından sayfa 284-285: )

tekrar üslup konusuna, yani her şeyin Allah'a izafe edilmesine dönersek, bunun anlamlı bir örneğinin Al-i İmran Suresi 37. Ayetinde ifade edildiğini görüyoruz :

37 Rabbi onu güzel bir şekilde kabul buyurdu; onu güzel bir bitki gibi yetiştirdi ve Zekeriyyâ da onun bakımını üstlendi. Zekeriyyâ, onun yanına, mihrâba her girdiğinde yanında bir rızık bulurdu. "Ey Meryem, bu sana nereden?" derdi. (O da) "Bu, Allâh katından" derdi. "Allâh, dilediğine hesapsız rızık verir."  3/37

bu ifadede rızkın gerçek sahibinin Allah olduğu, asıl teşekkürün rızık getirmede aracı olan kişilere değil, Allah'a olması gerektiği vurgulanıyor.

ancak bu Ayet de aynı mantığın uzantısı olarak geleneksel anlayış tarafından Hz.Meryem'in gökten gelen ilahi sofralar sayesinde karnını doyurduğu şeklinde algılanır. ancak yukarıda dile getirdiğimiz noktalar dışında, Ayetlerin başka noktalarının da göz ardı edildiği kanaatindeyiz. kem Tahrim Suresindeki hem de Al-i İmran suresindeki Ayette, kurgu ve vurgu aynıdır.

şöyle ki;

Al-i İmran Suresindeki 37. Ayette Zekeriyya Peygamber mabede girişinde : '' bu yemek sana nereden geldi? '' diye soruyor. Meryem'de, '' Allah katından '' diye cevap veriyor.

aslında biz bu ve buna benzer ifadeleri, bugün de günlük hayatımızda çok sık kullanıyoruz. örneğin, ekonomik olarak sıkıştığımızda bir arkadaşımız vesile olur,sıkıntımız giderilir '' kim yardım etti? '' diye sorulduğunda, '' Allah yardım etti '' diye cevap veririz. bu ifade, yardımın o kişiye direkt Allah tarafından yapıldığını ifade etmez. ancak bu yapılan yardım, '' Allah'ın rızasını kazanmanın bir sonucu, yani Allah'ın emrinin bir tezahürü olduğu için yardım Allah'a izafe edilir.

aynı şey Tahrim Suresinin 3.Ayeti için de geçerlidir. her şeyi bilen, her şeyi açığa çıkaran Allah olduğu için, en önemlisi de, '' hiçbir şeyin Allah'a gizli kalmayacağını '' vurgulamak için, '' AlÎm ve Habîr olan haber verdi. '' deniliyor. ayrıca '' şu söyledi, bu söyledi, şuradan duydum, buradan duydum '' dememeyi ve tartışmanın dallanıp budaklanmamasını da engeller. yukarıda ifade ettiğimiz gibi, bize günlük sorunlara nasıl yaklaşacağımız konusunda bir yöntem önerildiği de söylenebilir.

önemli bir ayrıntının daha altını çizmeliyiz. bu ayrıntı her iki Aye için de geçerlidir. Al-i İmran Suresindeki Ayette, Zekeriyya Peygamber, her seferinde yiyeceğin kaynağını soruyor. eğer gelen sofra, bizatihi Allah'ın gönderdiği sofra olsaydı, bir Nebi olarak Zekeriyya'nın bunu anlamaması mümkün müydü? anlatılmak istenen, Meryem'in Allah'ın gözetiminde güzel bir bitki gibi yetiştirildiğidir. bir Peygamber olan Zekeriyya'nın, sofra gerçekten Allah'tan gelseydi onu anlamaması ve her seferinde sormasının ne anlamı olabilirdi? bir önemli ayrıntı da; bu Ayetin, biz Müslümanlara hitap ediyor, olmasıdır. yani bu Ayet, Tevrat veya İncil'den değil, Kur'an'dan bir Ayettir.

Tahrim Suresi'nin 3.Ayetinde..............

devam edecek inşaAllah

 



__________________
Andolsun, size öyle bir kitap indirdik ki sizin bütün şeref ve şanınız ondadır. Hâlâ aklınızı kullanmayacak mısınız? ENBİYA 10
Yukarı dön Göster hasanoktem's Profil Diğer Mesajlarını Ara: hasanoktem
 
hasanoktem
Admin Group
Admin Group


Katılma Tarihi: 10 eylul 2006
Gönderilenler: 2837
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP  

 

DEVAM ( Mehmet Yaşar Soyalan - Kur'an Dışı Vahyin İmkansızlığı Kitabından sayfa 285-286: )

Tahrim Suresi'nin 3.Ayetinde de bir Nebi eşi, bir Nebi'ye, bunu sana kim bildirdi? diye soruyor. buradan şunu açıkça anlıyoruz ki, Nebinin eşi/eşleri, Nebi'nin Kur'an ile birlikte başka bir vahiy aldığından, Allah ile Kur'an dışında bir iletişim kurduğundan HABERLERİ YOK veya böyle bir şey akıllarının ucuna bile gelmiyorki, '' Bunu sana kim haber verdi? '' diye soruyorlar. eğer Rasûl'ün , bir şekilde Allah ile Kur'an dışında bir iletişimi olsaydı, Rasûl'e böyle bir soru sorulabilir miydi? Allah'ın Rasûl'ünün, Kur'an ile birlikte başka vahiyler aldığından, Nebi'nin en yakınları olan eşlerinin bile haberi yoksa, diğer insanların veya bizlerin nasıl haberi olacaktır?

konuya tekrar dönecek olursak, ilgili ifadelerde, Kur'an ile birlikte başka vahiylerden veya farklı iletişim kanallarından bahsedilmiyor; sadece olan ve olacak olan her şeyin Allah'ın bilgisi ve gözetimi dahilinde olduğu, Allah'tan hiç bir şeyin gizli kalmasının mümkün olmadığı, hayatımızın da bu gerçek göz önünde tutularak dizayn edilmesi gerektiği vurgulanıyor.

konunun daha iyi anlaşılması için şu Ayetleri örnek olarak verebiliriz :

78 Nerede olsanız, sağlam kaleler içinde de bulunsanız yine ölüm sizi bulur. Onlara bir iyilik erişirse: "Bu, Allâh tarafındandır" derler. Onlara bir kötülük erişirse: "Bu, senin yüzündendir" derler. De ki: "Hepsi Allâh tarafındandır". Bu topluma ne oluyor ki hemen hiç söz anlamıyorlar? 4/78

 83 (Dönüp babalarına geldiler ve kardeşlerinin sözünü söylediler. Ya'kub): "Herhalde, dedi, nefisleriniz size bir işi süs(leyerek sizi ona sürük)ledi. Artık (bana) güzelce sabretmek gerek. Belki de Allâh, onların hepsini bana getirir. Çünkü O, bilendir, herşeyi hikmetle (yerli yerince) yapandır.  12/83

Peygamber’in Hanımına Söylediği66/1-4cevabı ( SON MESAJ )



__________________
Andolsun, size öyle bir kitap indirdik ki sizin bütün şeref ve şanınız ondadır. Hâlâ aklınızı kullanmayacak mısınız? ENBİYA 10
Yukarı dön Göster hasanoktem's Profil Diğer Mesajlarını Ara: hasanoktem
 

Üzgünüm, Cevap Yazamazsınız.
Konu Kapatılmış.

  Yanıt YazYeni Konu Gönder
Yazıcı Sürümü Yazıcı Sürümü

Forum Atla
Sizin yetkiniz yok foruma yeni mesaj ekleme
Sizin yetkiniz yok forumdaki mesajlara cevap verme
Sizin yetkiniz yok forumda konu silme
Sizin yetkiniz yok forumda konu düzenleme
Sizin yetkiniz yok forumda anket açma
Sizin yetkiniz yok forumda ankete cevap yazma

Powered by Web Wiz Forums version 7.92
Copyright ©2001-2004 Web Wiz Guide
hanif islam

Real-Time Stats and Visitor Reports Sitemizin Gunluk, Haftalik, aylik Ziyaretci  Detaylari Real-Time Stats and Visitor Reports

     Sayfam.de  

blog stats