Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP

Herkese SelamUzun suredir kafama takilan bir soru vardi.  Askiklopedide bu konuyla ilgili  yazi gorunce ilginc geldi sorayim dedim. Islam oncesi Araplar taptiklari Putlarin kullari anlamina gelen isimler kullaniyorlardi. Mesala 

Abdul-Uzza  yada Abduluzza

Abdul- Lat yada Abdullat

Islam geldikden sonra

Abdul- Allah yada Abdullah

Simdi islam gelemden once isimlerini Abdullah olarak bildigimiz sahabeler aslinda Abdullat olabilir mi ? Onemsiz birsey ama kafama takildi iste.

Vikipedi, özgür ansiklopedi

Uzza, İslam öncesi Arabistan'daki bereket tanrıçası. İslam öncesi dönemde ve Mekke şehrinin üç baş tanrıçasından biriyidi. O dönemlerde Uzza, Manat ve Lat "Tanrı'nın kızları" olarak anılıyorlardı. İslam dininin kutsal kitabı Kur'an'da da İslam öncesi tapınılan ilah-putlardan biri olarak adı geçmektedir (53:20).

Hubal gibi Uzza da, İslam öncesi Kureyşliler tarafından korunmak için çağrılırdı. "624'te Uhud savaşında, Kureyşlilerin savaş narası 'Uzza'nın insanları, Hubal'ın insanları!' şeklindeydi." (Tavil 1993)

İslam öncesi Arabistandaki ilahlara dair bilgi bulmak pek kolay olmadığı gibi bulunan bilgilerin güvenilirliği de tartışmalı olabilmektedir. İlahların kökenleri ihtiyatlı bir biçimde araştırılmakta ve bazı öneriler getirilmektedir. Nabatlıların, Petra'daki, Uzza'ya dair kitabelerinde Uzza'nın Venüs gezegeniyle ilişkilendirildiğine dair açıklamalar bulunmaktadır.

Hişam bin el-Kelbi tarafından yazılmış Putlar Kitabı`na (Kitab el-Esnam) göre (N.A. Faris 1952, s. 16-23); "Kureyşliler de dahil Arapların çocuklarına Abdul-Uzza ("Uzza'nın kulu/kölesi") ismi koyma adetleri vardı. Daha da önemlisi Kureyşiler için Uzza en önemli puttu. Onu ziyaret eder, hediyeler getirir ve kurban adayarak lütuf dilerlerdi."

Tapınılan üç tanrıçanın (Uzza, Manat ve Lat) gerçekten Tanrı'nın veya başka bir ilahın kızları olarak tapınılıp tapınılmadığı konusu belirsizdir. Putlar Kitabı`na göre üç tanrıçanın da tapınımına farklı zamanlarda başlanmıştır, buna göre ilk dönemlerde kardeş bile sayılmıyor olabilirler. İslami kaynaklar, İslam öncesi dönemde bu üç tanrıçaya Tanrı ile insanlar arasında ara buluculuk etmesi için tapınıldığını ileri sürmüştür. Kur'an'da Tanrı ile insanların aralarına ara bulucu sokmamaları gerektiğine - İslam dininde buna gerek olmadığına dair ayetler bulunmaktadır. Özellikle, Zümer suresinin 3. ayetinde geçen bir ifade tefsirciler tarafından böyle yorumlanmıştır. Ayet şöyledir:

Tefsirciler ayetin son kısmını, İslam öncesi dönemde bölgedeki insanların Allah veya tek yaratıcı Tanrı'ya inandıklarını ama melekleri veya bir tür ilahları, kendilerini Yaratıcı Tanrı'ya yaklaştırsınlar diye aracı kıldıklarını bu aracı ilahlara ve putlarına taptıkları şeklinde açıklamıştır. (Seyyid Kutub, Fî Zilâl-il Kur'an, 8. cilt, Zümer Suresi, 3. ayet, s. 567 - Dünya Yayıncılık, İstanbul, 1991 ve Mevdudi, Tefhimu'l Kur'an, 5. cilt, Zümer suresi, 3. ayet, s. 93-95, İnsan Yayınları, İstanbul, 1991.)

Her üç tanrıçanın Mekke'nin yakınında kendilerine adanmış farklı mabetleri vardı. En önemli Arap Uzza mabedi, Kudayd'ın yanındaki Nakhlah diye anılan bir yerde idi, burası Mekke'nin doğusunda Taif'e doğruydu.

Geç dönem putperest (pagan) Arap şiirinde Uzza güzelliğin simgesi olarak geçmekteydi. Her ne kadar Uzza'nın Güney Arabistan'daki varlığı kısa denilebilecek bir zaman dilimi içinde yok olmuşsa da, kuzeyde Nabatlılarca Petra'da varlığını sürdürdü. Nabatlılar başlarda Arap isimlerine sahip ilahlara sahipken, daha sonra bu özgün ilahları Hellenistik tanrı ve tanrıçalarla özdeşleştirmiştir. Bunun sonucu olarak, Uzza da İsis ve Afrodit ile ilişkilendirlimiştir. Petra'daki kazılarda İsis/Uzza'ya adanmış bir tapınak ortaya çıkarılmıştır. Bu tapınak içinde bulunan bazı oymalardan esinlenerek Kanatlı Aslanların Tapınağı olarak anılmaktadır. Uzza ismi Petra'daki kitabelerde kayıt edilmiştir.

Putlar Kitabı'nda alıntılanan ve Zeyd ib-Amr ibn-Nufeyl tarafından yazıldığı geçen bir mısrada şöyle denmektedir:

Buna göre İslam öncesi dönemde Uzza'nın tapınılan iki kızı olduğu da düşünülebilir, fakat bu konuda daha fazla bir kaynak veya akanıt bulunmamaktadır.

Easton's Bible Dictionary'e (Easton İncil Sözlüğü) göre Uzza, Manasseh ve Amon'un gömüldüğü bir bahçeydi (2 Krallar 21:18, 26).

http://tr.wikipedia.org/wiki/Uzza

Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP

Manat veya Manah, Arap mitolojisinde bir tanrıça. İslam öncesi Arabistan'da tapılan tanrıçalardandır, özellikle Mekke şehrinin üç baş tanrıçasındandı. İslam dininin kutsal kitabı Kur'an'da da geçer. Putlar Kitabı`na (Kitab el-Esnam) göre İslam öncesi dönemde Araplar Manat'ın kader tanrıçası olduğuna ve üç baş tanrıçanın en yaşlısı olduğuna inanırlardı. O dönemlerde bu üç baş tanrıçanın Tanrı'nın kızları olduğuna inanılıyordu. Petra'daki Nabatlılar onu Manawat ismiyle anıyor, onu Greko-Romen tanrıça Nemesis ile denk tutuyor ve Hubal'ın karısı olduğuna inanıyorlardı.

Putlar Kitabı`na göre, İslam öncesi dönemdeki Arap putlarından en eskisi Manat idi. Ayrıca, eser Mekke'ye Manat adına yapılan bir tür hacdan da bahseder. Yine aynı eserde sahabelerden Ali'nin Manat'ın putunu yok ettiği anlatılır.

El-lat yani Lat, İslam öncesi Arabistan'daki bereket tanrıçası. İslam öncesi dönemde Mekke'nin üç baş tanrıçasındandır. Bu üç tanrıça Mekke'lilerin inancına göre Tanrı'nın kızlarıydı. Petra'lı Nabatlılar tarafından da tapınılan Lat, Nabatlılarca Yunan Athena ve Roma'lı Minerva ile denk tutulmuştur. Wellhausen'e göre, onlar Lat'ın Hubal'ın annesi olduğuna inanıyorlardı.

Hişam bin el-Kalbi tarafından yazılmış Putlar Kitabı`na (Kitab el-Esnam) göre, İslam öncesi dönemde Araplar onun Kabe'de yaşadığına inanırlardı ve Kabe'de ona ait bir put bulunurdu.

Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP

Benimde kafama bazan sizinki gibi enteresan mı enteresan, tuhaf mı tuhaf şeyler takılıyor? Mesela Allah diyor ki: Üzerine Allah'ın adı anılmadan kesilen hayvanların etini yemeyin....Başka bir ayettede kitap ehlinin kestikleri hayvanın eti size helal diyor. Aynen senin gibi tuhaf bir merakla kendime soruyorum. Kitap ehlinden Yahuudi ve hristiyanlar hayvan keserken "Bismillah" veya "Bismillahi-Allahu ekber" diyerek, Allah adını anarak mı kesiyorlarda onların kestikleri helal oluyor.

Nasıl? acayip değilmi.

Tuhaf şeyler bunlar.

Öte yandanda şunu düşünmüyor değlim. Ömrü hayatımda yahudinin kestiği bir eti yemek zorunda kalma ihtimalim ne kadar diye.

Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP

 Selam Akik,

 Kuranın Allahtan geldiğine inananlar olarak onda çelişki olmadığını kabullenmemiz gerekiyor.Ben bu ayetteki isim kelimesini ''Allahın tanım ve tanımlaması '' olarak anladığım zaman ''Allahın tanımlama yapmadığı(yani kitabında belirlemediği)hayvanlardan yemeyin.''anlıyorum ve çelişkinin olmadığını farkediyorum.

  Konuyu daha iyi anlaman için bir örnek vereyim:Eğer müslüman bir kişi leş olmuş,kesilmeden ölmüş bir hayvanı besmele çekip boğazlasa o hayvan helal olurmu?Kesinlikle olmaz.Öyleyse bu tür ayetleri şöyle anlamaya çalışmalıyız.

  1-Bize  öncelikle adının ve yenilmesinin Kur'anda belirtildiği hayvanları besmele çekip keserek yemeliyiz.Ancak besmele şart olmayıp güvenilir kişi ve kurumların kestiği hayvanları yemekte de sakınca yoktur.Zaten şu anda kesilen her hayvanın besmeleyle kesildiğine % de 100 inanmak safdillik olur.

   2-Ehli kitabın kestiklerinden sadece kitabımızda ismi anılmış olanlardan yiyebilir,onun dışındakileri yiyemeyiz vesselam.

Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP

Bu da ilginç bir soru takılıyor ıste insanın kafasına. Ben bulundugum yerde yahudının de hiristiyanında kestigini yemisimdir  Ama kim bu ehli kitap onun tanımlamamız gerekiyor

Ehli kitap mürekep yalamısmı yoksa kendileriıne kitap verilenler mi ?

Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP

selam selam

kuran bunu iman sahipleri ve ehli kitap diye ayrıma giderek anlatıyordu (eskiden böyle düşünürdüm) ama haniflik üzerine çalışmaya başladığımdan beridir olsa gerek bu fikrim gitgide değişiyor.

yahudiler hıristiyanlar hizip sahipleri kitap ehli iman edenler münafıklar kafirler inkar edenler fasıklar arabiler firavun ve yandaşları

bir çok hitap var yani kuran ak kara ayrımı yaparken İMANI önplana almış kitap ehlinden secdede yalvaranları ayırmış yada hıristiyanları islama daha yakın göstermiş.

ayrıntısına inilmeden kestirme cevap verilemeyecek soruları bulmak AKİK kardeşimin işidir,soru sorarak ve kuranı deşerek öğrenmek yolu açık inşallah

çok şükür ki kuran var ve öğreniyoruz.

ALLAH taasubdan uzak tutsun inş.

rabbi zıdni ilmi

selam selam

Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP

Olay çok basit. Ehli kitap derken, (Kuran/incil tevrat) Müslüman, hristiyan, yahudiyi kapsıyor. Bu kısımda ayrım yok. DİKKAT, hristiyan, yahudi GENELDE hayvan boğazlarken Allah'ın adını anmaz. FAKAT müslüman da anmadan kesse yenmez. Nüfus cüzdanında didni islam yazanlar, yemek maksadıyla (TAvuk/koyun) boğazlarken Allah adını ne kadar takıyor, orasıda ayrı mevzu. İşte ayrım burada başlar. Dostlarımı arif olarak görüyor ve bu yüzden çoğu kez tefferuata girmiyorum.

Bence bu ayet görebilen için birşeyler anlatıyor :)

3/113-Hepsi bir değildir. Kitap verilenler içinde gece vakitlerinde Allah'ın ayetlerini okuyup secdeye kapanan doğru bir topluluk vardır.

Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP

Kİtap Ehli derken Allah kimleri kastediyor. Kafirler ile Kitap ehli iyi ayırt edilmeli:

5/72- Meryem oğlu Mesih Allah'tır. diyenler kesinlikle kafir oldular. Oysa Mesih şöyle demişti: Ey İsrailoğulları, hepiniz benim de sizin de Rabbiniz olan Allah'a kulluk edin! Kim Allah'a ortak koşarsa, Allah ona cennetini yasak etmiştir, varacağı yer ateştir ve zulmedenlerin yardımcıları yoktur.

5/73- Allah, üçün üçüncüsüdür. Diyenler elbette kafir oldu. Oysa, bir tek ilahtan başka ilah yoktur. Eğer bu dediklerinden vazgeçmezlerse, içlerinden kafir olarak kalanlara kesinlikle pek acı veren bir azap dokunacaktır.

Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP

Selam Abdullah Kardeş,

Bu durumda Allah'ın Kur'anda anmadığı hayvanları yiyemeyiz mi diye düşünüyorsun?(örnek tavuk) Çok zorlama bir yorum...

Bence bu ifade şu şekilde düzeltilmeli Allah'ın Kur'anda yasaklamadığı temiz olan herşey ve hayvan (midenizin kaldırdığı ve damak zevkiniz ölçüsünde) yenebilir.

Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP

acaba ayette zikredilen "Allahtan başkasının adına kesilen hayvanlar" derken başka isimler adına kesilen hayvanlar mı kastediliyor, yani bir isim anılmadan kesilen hayvanlar helal mi oluyor sizce?