HANiFDOSTLAR.NET

 

Kuran Müslümanı
 

(Şahıs odaklı din anlayışından Allah odaklı din anlayışına...)

Ana Sayfa Hanif Mumin  Iste Kuran Kurandaki Din  Kur'an Yolu  Meal Dinle Sohbet Odasi Hanifler E- Kitaplik Kütüb-i Sitte ?  ingilizce Site Kuran islami Aliaksoy Org  Hasanakcay Net Tebyin-ül Kur'an Önerdiğimiz Siteler Bize Ulasin

 

- Konulara Göre Fihrist

- Saçma Hadisler

- Hadislerin-Sünnetin İncelemesi

- Haniflikle İlgili Sorular Cevaplar

- Misakın Elçisi Kim?

- Kuranda Namaz/Salat

- Onaylayan Nebi

- Kuranda Namaz/Salat

- Enbiya 104

- Kuranda Yeminler

- Adem Hakkında Sorular

- Ganimetleri Resulün Eline Nasıl Vereceğiz?

- Allahın ındinde YIL ve DOLUNAYLAR

- Abese ve Tevella

- Hadisçilerce Tahrif Edilen Ayetler

- Mübarek Yer, Mübarek Vakit

- Arkadaş Peygamber

- Kuranın İndirilişinden Günümüze Gelişi

- Bir Türban Sorusu

- Kuran ve Bize Öğretilenlerin Farkı

- Namazın Kılınışı

- Hadislere Göre Namaz

- Kuranda Salat Namaz mıdır?

- Kuran Yetmez Diyen Uydurukçular

- Bizler Hanif Dostlarız

- Sahih Hadis mi İstersiniz?

- Hakkı Yılmaz'ın Tebyin Çalışması

- Kur'anı Anlamada Metodoloji

- Tarikatçıların Çarpıttığı Birkaç Ayet

- Nasıl Kur'an Okuyalım?

- Kur'anı Kerim Nedir?

- Kur'anda Oruç

- Allah'sız Bir Din ve Allah'sız Bir Kur'an İnancı

- Kuransız Bir İslam Anlayışı ve Müşrikleşme

- Meal Çalışmasına Davet

- Allah Şahit Olarak Kafi Değil mi?

- Doğru Hadisleri Ne Yapacağız?

- Kur'andaki Muhammed ve Peygamberlerin Misyonu

- Mahrem, Avret, Ziynet

- Nur Suresi Çeviri-Yorum

- Cilbab

- Resule İtaat Ne Demektir?

- Hadis Kalburcuları ve Kalburları

- Kur'anı Kerim'in İndiriliş Gayesi

- Kur'anda Amellere Karşı Cahili Yaklaşım

- İslamdışı İnanışlara Kur'andan Örnekler

- Biri Şu Haram Üretim Tesislerini Kapatsın

- Tasavvufta İslam Var mı?

- İslamda Delil Sorunu

- Kurban Kesmek

- İlahi Hitabın Serüveni

- Ecel Nedir?

- Şirk, İşrak, Müşrik, Müşareke, Müşterik

- Büyü Yapan ve Yaptıranlar

- Peygamberlere Karşı Rabbani Yaklaşımlar

- Salat-ı Tefriciye yada Zikri Çarpıtmaya Bir Örnek

- Mucize Nedir?

- Ayrılıkların Nedenleri

- Sıfır Hata veya Kur'an

- Haniflik Nedir?

- Rabıta İle Şeyhlere Tapanlar

- Hadis Zindanının Mezhepçi Mahkumları

- İslam Dininin Öğrenilmesinde Kaynak Sorunu

- Fasık ve Münafıkların Genel Tanımlaması

- Hadisler, Hıristiyanlık ve Selman Rüştü

- Kur'anı kerim'in İndiriliş Gayesi

- Müstekbirlere Karşı Cahili Yaklaşım

- Halis-Hanif İslam

- Kur'anda Şefaat

- Fuhuş Tellalı Tefsirciler

- Hayızlıyken Neden Namaz Kılınmasın?

- Cebrail, Vahiy, Melek

- Dindarlıkta Müşrikleşme Temayülü

- Büyü Yapan ve Yaptıranlar

- Yaratılış, Adem, Havva

- Kur'an Yerel mi, Evrensel mi?

- Reform Dinde mi, Dindarlıkta mı?

- Ne Mutlu Tağutu Olmayanlara

- Peygambere Saygı(?)

- Hadislere Kanıt Diye Gösterilen Ayetler

- Allah Nazara Karışmadı mı?

- Kur'anı Kerimle Amel Etmek Mümkün mü?

- Kur'anda İnkar Edenlerin Vasıfları

- Müminlerin Vasıfları

- Allah'ın Vasıfları

- Kur'anın Vasıfları

- Dine Karşı Cahili Yaklaşımlar

- Kur'an Merkezli Din

- İrin Küpü Patladı; Mevlana

- Hurafe ve Bidatlar

- Peygamberi Tanrılaştırma

- Hz. İsa'nın Ölümü

- Allah'ın Mesajının Adı: Kelamullah

- Allah'ın Resule Uyarıları

- Kur'ana Göre Tenkit ve Eleştiri Nasıl Olmalı?

- Kur'anda Sevgi

- Sofuların Devlet Desteğiyle Desteklenmesi

- Hans Von Aiberg Aldatmacası

- Kabir Azabı Safsatası

- Kur'an Kıssalarının Önemi; Masal Değiller

- Kur'anda Toplumsal Sünnetler

- Tefsirde İsrailiyyat

- Kardeş Evliliği Olmadan Çoğalma

- Hans Von Aiberg Tutuklandı

- Kur'anda Tevbe Kavramı

- Yaşar Nuri Öztürk'ün Yorumuyla Namaz

- Karadelikler; Bir Büyük Yemin

- Mezhepçilerin Ümmi Açmazı

- Kabe Nedir? Mekkede midir, Kudüste mi?

- Kur'anda Ruh Kavramı

- Kur'anda Nefs Kavramı

- Amin Kavramı ve Putperestlik

- Diyanet İşleri Başkanlığının Sitemize Cevabına Cevaplar

- Resul ve Nebi -1

- Resul ve Nebi -2

- Sapık Bir Fırka: Hansçılar

- Cihad mı, Çapulculuk mu?

- Kur'an Deyip Namazı Yok Sayanlar

- Cennete Sadece Müslümanlar mı Girecek?

- Kur'anda El Kesme Cezası var mı?

- Nazar veya Göz Değmesi Var mı?

- Şehadet Getir, Münafık(?) Ol

- Kur'anda Eleştiri Metodu

- Hacc Mekkede mi, Bekkede mi?

- İslami Tebliğde Kur'an Metodu

- Saptırılan Kavram: Mekruh

- Kur'anda Cuma Namazı var mı?

- Of Be Kader, Allah mı Suçlu Yoksa Biz mi?

- Kader Açısından Cebir ve İhtiyar

- Baban Peygamber Olsa Ne Yazar

- Kur'anda İnsan Hukuku

- Vahdet-i Vücud, Şirkin Alası

- Tasavvufi Bilginin Kaynağı Vahiy mi?

- İslam'da Resullük Son Bulmuştur

- Teveffi Kelimesi ve Arap Dili

- Tasavvuf Üzerine Düşünceler

- Nefis Mertebelerinin İç Yüzü

- Allah Rızası Anonim Şirketi; Tarikatlar

- Tasavvuf ve Eşcinsellik -1

- Tasavvuf ve Eşcinsellik -2

- Nakşi Şeyhi Allah'ın Avukatı mı?

- Kur'anda "ve+la" Öbeği

- Putlar ve Tapanlar

- Son Peygamberimizin Okuma Yazması

- Mesih ve çarpıtılan Bir Ayet

- Hac İzlenimleri

- "Üzerinde 19 var" da Son Nokta

- Secde Emri

- Kur'andaki Hac

- Aracıların Gaybı Bildiği İnancı

- Tarikatçı - Müşrik Karşılaştırması

- Gazali'nin Kadına Bakışı

- Kur'anda Kadına Verilen Önem

- Başörtüsü Allah'ın Emri Değil

- Başörtüsü Takmak Kur'anda Var mı?

- Kur'anda Kadın Dövmek Var mı?

- Cariye, Köle; Utanmaz Mealciler

- Kadına Yönelik Şiddet

- Sünnet Edilen Kızın Öyküsü

- Erkekçe ve Kadınca Meal Konusu, Nebe 33. Ayet

- Harem - Selamlık Kimin Emri?

- Zina, Evlilik ve Örtünme Adabı

- Cariyeleri Aç, Hür Kadınları Kapat (!)

- Çok Eşliliği Yasaklayan Ayetler

- Kur'ana Göre Evlilik Hukuku

- 2 Kadın = 1 Erkek, Uydurma mı?

- Danimarkalı mı Sapık, Buhari mi?

- Ebu Hanife, Cariyenin Avreti

- Nisa 25, Hür Kadın ve Fahişe İfadesi

- Maymunların Hadisi ve Recm Vahşeti

- Hz. Muhammed'in Tebliği

- Peygamberi Tanrılaştırma

- Angarya Haline Getirilen İbadet

- Buhari'nin Hadislerini Buhari Yazmamıştır

- Hadis ve Sünnet Gerçeği

- Uydurma Hadisler, İslamın Kara Boyası

- Hadisler Dinin kaynağı Olamaz

- Uydurmaların Sınırı Yok; Şeytan Geyiği

- Beşeri Hükümler Neden Kutsal Oluyor?

- Hadis - Kur'an Çelişkisi

- Kur'anda/Dinde Olanlar ve Olmayanlar

- Cehennem'den Çıkış Yok

- Kur'anda Tağut

- Ebu Hureyre Gerçekte Kimdir?

- Hadis - Mantık Çelişkileri

- Kurban ve Kurban Bayramı Nereden Geliyor?

- Hadislere Göre Kur'an Eksiktir

- Bildiri: İslam Anlayışında Reform

- Arapça mı, Arap Saçı mı?

- Koca mı Üstün, Allah mı?

- Esbab-ı Nüzül Komedi Hadisleri

- İşte Geleneğin Dini

- Ulul Emir İle Kim Kastediliyor?

- Kul Hakkı

- Yezidi Bir Gelenek: Aşure Tatlısı

- Hz. İbrahim'den Asrımıza Dersler

- Taklitçiliğin Boyutları

- Seb-ul Mesani Nedir?

- Kelle Sayılarak Gerçek Bulmak

- Kıyamet - Mahşer Günü ve Sonrası

- Kur'anda Namaz Vakitleri

- Kur'anda Cuma Konusu

- Salih Olmak Yetmez

- Hudeybiye Anlaşması Uydurma mı?

- Kitap Yüklü Eşekler

- Kur'andaki Hac

- Hz. Nuh'un Oğlu Kimdi? İftira mı?

- Ruhun Ağırlığına Başka Bakış

- Hz. İbrahim Yalancı Değildi

- İncil'de Kadına Bakış

- Şirkin Büyüğü Küçüğü Olur mu?

- Kur'andaki Abdest ve Hijyen

- Din de Bir Araçtır

- Kur'an Okumanın Zararları

- Kur'anda Dua Ayetleri

- Kur'anda Tarih Kavramı ve Bilinci

- Şekilsel Secde Kur'anda Yok mu?

- Salat ve salatı İkame

- Kur'andaki Emr Kavramı Üzerine

- Dindar İnsanlar Şirk Koşar

- Alak Suresinin İlk Beş Ayeti

- Men Arefe'nin Çözümü

- Kur'andaki Av Yasağı

- Fıtrat ve Namaz Vakitleri

- Kur'anda İnsan Hukuku

- Din Büyüklerini Tanrılaştırma

- Allah'a ve Muhammed'e Değil

- Kur'andaki Örnek Tevekkül

- Şekilsel Rüku Kur'anda Yok mu?

- Hz. İbrahim Kuşları Kesti mi?

- Ehli Sünnet Dininin Anayasası

- İnsan Allah'ın Halifesi mi?

- Kur'an Üzerinde Düşünmek

- Şirkin Kuyusuna Düşenlere Uyarılar

- Kur'an Ölülere Okunmak İçin mi İndirildi?

- Ayda Okunan Kur'an Masalı

- Hz. İbrahim, Safa ve Merve Masal mı?

- "Haç"er-ul Esved (!)

- Mevlana Sahte Bir Peygamber Değil mi?

- Tasavvufun Tanrısı İki Zıttır

- Kur'andaki Tasavvuf: Teveccüh

- Önce Batıl ve Hurafe İle Savaşalım

- Resuller Haram Kılamaz mı?

- Elçi Muhammed ile İnsan Muhammed'in Farkı

- Tarikatlarda Aracılar Rezaleti

- Nur Suresi 31. Ayet Nasıl Çarpıtılıyor?

- Sırat Kıldan İnce, Kılıçtan Keskin mi?

- Kur'anda Zalimler

- Bütün Mehdileri Çöpe Atıyoruz

- Kur'ana Göre Ramazan Ayı ve Haram Aylar

- Tasavvufçuların İlahı; Varlık ve Yokluk

- Tasavvufçuların Küçük Putları

- Sünnet Etmek yaratılışı Değiştirmedir

- Son Peygamberimizin Mektupları

- Fıtrat ve Namaz Vakitleri

- Mescid-i Aksa Nerede?

- Büyük Kandırmaca: Hadis

- Kur'an Neden Arapça Olarak İndirilmiştir?

- Kimin dini? Kimin Kitabı? Kimin Meali?

- Evliya Kelimesinin geçtiği Ayetler

- Şimdiye Kadar Yaşanan İslam

- Ayın Yarılması Diye Bir Mucize Yoktur

- Kabe Dikili Taş Değil mi?


Up | Down | Top | Bottom
 
Şu da emredildi: Yüzünü dine bir Hanif olarak çevir. Sakın müşriklerden olma.

Yunus Suresi 105

Ben bir Hanif olarak yüzümü gökleri ve yeri yaratana döndürdüm. Müşriklerden değilim ben.

Enam Suresi 79

İbrahim ne bir Yahudi idi, ne de bir Hıristiyan. O sadece hanif bir müslümandı. O müşriklerden değildi.

Ali İmran Suresi 67

Şu da kuşkusuz ki, İbrahim başlıbaşına bir ümmetti; bir Hanif olarak Allah'ın önünde eğiliyordu. Müşriklerden değildi.

Nahl Suresi 123

De ki Allah doğrusunu söylemiştir / vaadinde sadıktır.Haydi artık Hanif olarak İbrahim'in Milleti'ne uyun! Müşriklerden değildi o.

Ali İmran Suresi 95

Allah'a ortak koşmadan, Hanifler olarak... Allah'a ortak koşan kişi, gökten düşmüş de kendisini kuşlar kapışıyor veya rüzgar onu uzak bir yere fırlatıp atıyor gibidir.

Hacc Suresi 31


Up | Down | Top | Bottom

HABERLER

 

 








 

 

  Hanif Islam

 

Genel Tartışma
 Hanif Dostlar Ana Sayfa -> Genel Tartışma
Konu Konu: mevdudinin sorularını cevaplayacak varmı? Yanıt YazYeni Konu Gönder
Yazanlarda
Gönderi << Önceki Konu | Sonraki Konu >>
yaksoy
Newbie
Newbie
Simge

Katılma Tarihi: 27 subat 2007
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 23
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı yaksoy

Kur'an, evlilik sonrası zina cezasından söz etmez, bunu belirleyen sünnet olmuştur. Çok sayıda sahih hadislerden öğrendiğimize göre, Hz. Peygamber (s.a) bunun için "recm-taşlayarak öldürme" cezasını sadece ifade etmekle kalmamış, bir çok kereler bizzat kendisi uygulamıştır. Sonra, ardından gelen halifeleri de hilafetleri süresinde bunu uygulamakla kalmamışlar, cezanın bu şekilde olduğunu defalarca belirtmişlerdir. Sahabeler ve onları izleyen (Tabiun) bu noktada öylesine bir görüş birliği içindeydiler ki, bu dönemde bu yasanın sıhhatinden kuşku ifade eden tek bir ses çıkmamıştır. Bunu doğrulayan çok sayıda sağlam ve kesintisiz aktarılagelen deliller olduğu için, her çağda ve her ülkede tüm fakihler bu konuda sünnetin öngördüğü cezanın recm olduğu üzerinde birleşmişlerdir. Tüm İslâm tarihinde, bu cezanın Hz. Peygamber (s.a) tarafından konduğu konusunda genel delillerin zayıflığından değil de, bunu "Kur'an'a Karşı" saydıkları için reddeden Haricilerle bir kısım Mutezililer dışında kimse recmi inkâr yoluna gidememiştir. Haricilerle bir kısım Mutezilînin reddi de Kur'an'ı anlayışlarındaki eksiklikten kaynaklanıyordu. "" kelimelerini genel anlamda kullanmakla, Kur'an'ın zina cezası olarak yüz değnek vurulmasını öngördüğünü ileri sürüyorlardı. O halde, Kur'an'da öngörülen zina cezası yalnızca buydu. Onlara göre ve zina suçu işlemiş evli kişiler için farklı bir ceza koymak İlâhî Yasaya aykırı olurdu. Fakat, Kur'an ayetlerinin Hz. Peygamber (s.a) tarafından yapılan tefsirinin hukuk alanında,tefsirin Hz. Peygamber'den (s.a) geldiği kesin olduğu sürece Kur'an gibi aynı ağırlık ve yetkiye sahip olduğunu unutuyorlardı onlar.

Kur'an bir başka yerinde yine genel anlamda "" kelimelerini kullanır ve erkek olsun kadın olsun her hırsızın elinin kesilmesi cezasını öngörür. Şimdi, Hz. Peygamber'den (s.a) sahih olarak gelen sınırlamaları (takyid-tahsis) bir tarafa kor ve bu hükmü kelime anlamıyla değerlendirecek olursak, bu durumda iğne veya bir erik çalan kadın-erkek herkesin hırsız sayılması ve ellerinin omuzdan kesilmesi gerektiği sonucuna varırız. Öte yandan, bir milyon lira çalmış olan bir hırsız tutuklandığında düzeldiğini ve tevbe ettiğini söylerse, (hemen hırsızlığın cezasını ortaya koyan ve ayetten sonra gelen) "Kim zulmünden sonra tevbe eder ve kendini düzeltirse, muhakkak Allah tevbesini kabul eder" (Maide: 39) ayeti gereği serbest bırakılacaktır.

Yine, Kur'an yalnızca süt-anne ve süt-kızkardeşlerle evlenmeyi yasaklar. Bu durumda, bizim Haricî ve bir takım Mutezilîlere göre böyle bir yasak süt-kıza uygulanmayacaktır. Kur'an aynı zamanda ve bir arada iki kız kardeşi nikâh altında bulundurmayı yasaklar; öyleyse, bir kadınla hala veya teyzesini aynı anda nikâh altında tutmak Kur'an'ın hükmünü çiğnemek sayılmamalıdır. Yine, Kur'an yalnızca üvey-babasının evinde beslenip büyütülmüş üvey kızla evlenmeye izin vermez, bu durumda sözünü ettiğimiz akıl yürütmeye göre, her ne durumda olursa olsun üvey kızla evlenmeyi mutlak anlamda yasaklamak Kur'an'a aykırı olacaktır.

Aynı şekilde Kur'an, kişi yolculuktayken ve ödünç (borç) belgelerini hazırlayacak kimse yokken ipoteğe izin verir, buna göre, eğer kişi evindeyse ve yazacak kimse de varsa, o zaman ipotek Kur'an-dışı sayılacaktır. Sonra, Kur'an genel anlamda, "Her alışveriş yaptığınızda şahit bulundurun" diye emreder, bu durumda, Haricî ve Mu'tezilî düşünceye göre, pazar yerlerinde yapılan tüm şahitsiz alışverişler gayri meşru sayılacaktır.

Bu birkaç örnek recm cezasını Kur'an'a aykırı bulanların akıl yürütmelerindeki yanlışlığı kanıtlamaya yeterlidir. Kimse, Hz. Peygamber'in (s.a) İslâm hukuk sistemindeki yetki ve rolünü inkâr edemez. İlâhî hükümlerin amaç ve hedefini, işleme biçimini ve hangi durumlarda uygulanıp, hangi durumlarda bir başka hükmün geçerli olacağını yalnızca o açıklayabilir. Hz. Peygamber'in (s.a) bu mevki ve yetkisini inkâr etmek, yalnızca İslâm'ın ilkelerine karşı olmakla kalmaz, aynı zamanda uygulamada da sayısız karışıklıklar doğurur.

özellikle hayrettin karamanın yazısına cevaplar yazmış olan aliaksoy dan bekliyorum bu cevapları

allah razı olsun şimdiden



__________________
onlara allahın indirdiklerine uyun denildiği zaman onlar :"hayır biz sadece atalarımızı üzerinde bulduğumuz şeye uyarız" derler.peki ya ataları bir şeye akıl erdirememiş ve doğruyu bulamamış idilerse.
Yukarı dön Göster yaksoy's Profil Diğer Mesajlarını Ara: yaksoy
 
aliaksoy
Uzman Uye
Uzman Uye


Katılma Tarihi: 05 subat 2007
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 989
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı aliaksoy

Selam...

Birinci Mesele: Mevdudi'ye cevap vermek haddime midir ? Bal gibi haddimedir. Çünkü, ne Kuran'ın tefsiri, ne de Allah'ın bildirdiklerinin haricinde kalan hukuk normları kimsenin tekelinde değildir. Mevdudi ile aramızdaki en bariz fark şu olur ki, onlar kendileri gibi düşünmeyeni yukarıdaki yazıda "... Hz. Peygamber'in (s.a) bu mevki ve yetkisini inkâr etmek, yalnızca İslâm'ın ilkelerine karşı olmakla kalmaz ..." sözünde de açıkça ifade edildiği gibi "kafir" ilan ederken; ben, benim gibi düşünmeyeni "kafir" ilan etmem. İşte bu benim haddime değildir.   

İkinci Mesele: Mevdudi ve benzerlerinin çabası, her şeyi Kuran'da arama, Allah'ın indirdiği hükümlerle yetinmeme, O'nun kurallarını "eksik" görme hastalığından kaynaklanır. Ben özellikle BİR AVUKAT - BİR HUKUKÇU OLARAK, Mevdudi'nin "bak şu mesele Kuran'da yer almıyor " deyipte yukarıdaki yazıda örneklendirdiği meselelerin ciltler dolusu mislini, "Gel ağam gel... Bak senin  fıkıh edindiğin sünnette beşerin ihtiyaç duyduğu daha neler neler hiç öngörülmemiş" der, tabiri caizse "mort" eder atarım. [ Misaller 1 : Açığa imza ile oluşturulan belgenin sonradan anlaşmaya aykırı olarak doldurulduğu iddiasının yazılı delil haricinde bir başka delille kanıtlanıp kanıtlanamayacağı meselesi, 2: Özel hukukta veya kamu hukukunda "hayatın olağan akışı" anlayışının delil olarak kabul edilip edilemeyeceği ve bunlar gibi milyonlarca mesele...]  Bu nedenle yukarıda bahsi geçen tafsilat umrumda bile değildir. Çünkü Allah, misalen insanların tuvalete hangi ayaklarını önce atarak girecekleri hususunu muhayyer / serbest bırakmıştır. Hiç bir BEŞER HUKUKU DAHİ, hayat içerisinde olacak tüm olasılıkları hesap edip, bu minvalde kanun vaz etmez. Beşer, halkın ihtiyacı oranında ve o ülkedeki uygulama hangi yönde ise buna yönelik yasama yapar, ihtiyaç doğdukça da bunları yine kendi usulünce yeniler. Mevdudi ise zannetmektedir ki, Allah ve Resulü her hükmü indirip işi bitirmiştir, yani olası bütün hukuk normlarını tamamlamıştır. Bu görüş, Kuran ve hadisten sonra başka hiç bir hukuk kaynağına cevaz vermemek zorundadır. Bunu yaptığı zaman yine yazıda geçen "İlâhî hükümlerin amaç ve hedefini, işleme biçimini ve hangi durumlarda uygulanıp, hangi durumlarda bir başka hükmün geçerli olacağını yalnızca o açıklayabilir " sözü öylece havada kalmış olur. Madem öyleydi de, sizin mezhepleriniz neden çıkmış efendim ? Olanı tekrar etmek için mi ? Yani siz tekrarda mı ayrıştınız, yeni hüküm tayin etmede mi ? Nihayet derim ki; Kuran'dan açıkça anladığınız / anlayabildiğiniz her ne ise onunla hükmedersiniz. Hükmünüzdeki isabetiniz de hatanız da size aittir. Kim isabet etti, kim etmedi, bunun takdiri de HADDİME DEĞİLDİR. Bütün bunlar hakkında , her şeyi bilen Allah hüküm verecektir. Şu muhakkak ki, Allah kullarına karşı asla zulümkar değildir ve o kimseyi (Kuran'ı anlama dahil) gücünün yettiğinden fazlası ile muhakeme etmez.

Üçüncü Mesele: Yukarıda Mevdudi'den olduğu belirtilen yazıda bazı hileleri / kendilerince kurnazlıkları da açık etmek isterim.

1 - "Sahabeler ve onları izleyen (Tabiun) bu noktada öylesine bir görüş birliği içindeydiler ki, bu dönemde bu yasanın sıhhatinden kuşku ifade eden tek bir ses çıkmamıştır." buyurmuşlar. Ordalar mıymış efendim ? Nerden biliyorlar? Bu kesinliğin kaynağı nedir ? HER TÜRLÜ  ZANDAN UZAK delilleri nedir ? Ve ayrıca, ben insanların çoğunun / çoğunluğunun delil edilemeyeceğine dair Kuran'dan delil getirdiğimde haliniz nice olur ? Sizin deliliniz ise  "Bunu doğrulayan çok sayıda sağlam ve kesintisiz aktarılagelen deliller olduğu için, her çağda ve her ülkede tüm fakihler bu konuda sünnetin öngördüğü cezanın recm olduğu üzerinde birleşmişlerdir." sözünden başkası değildir.

2 - "Öte yandan, bir milyon lira çalmış olan bir hırsız tutuklandığında düzeldiğini ve tevbe ettiğini söylerse, (hemen hırsızlığın cezasını ortaya koyan ve ayetten sonra gelen) "Kim zulmünden sonra tevbe eder ve kendini düzeltirse, muhakkak Allah tevbesini kabul eder" (Maide: 39) ayeti gereği serbest bırakılacaktır." buyurmuşlar. Gözünüz kör mü efendim ?  " ... muhakkak Allah tevbesini kabul eder" buyuruluyor. Afedersiniz siz -haşa- Allah mısınız ? Sizin ne haddinize "tevbe kabul etmek". İşte bu da benim HADDİM DEĞİLDİR.

3 -  "Her alışveriş yaptığınızda şahit bulundurun" diye emreder, bu durumda, Haricî ve Mu'tezilî düşünceye göre, pazar yerlerinde yapılan tüm şahitsiz alışverişler gayri meşru sayılacaktır." buyurmuşlar. Sizin mushafınızda  "Velev ki, aranızda peşin bir alış veriş ola" kısmı yoksa bu sizin sorununuzdur.

4 -  "Bu birkaç örnek recm cezasını Kur'an'a aykırı bulanların akıl yürütmelerindeki yanlışlığı kanıtlamaya yeterlidir." buyurmuşlar. Haydi biz akıl yürüttük, çok pişmanız. Peki ya siz ciltler dolusu fıkıh kitaplarınızı yazarken neyinizi yürüttünüz ?

Bu soruyu hazırlayan kardeşime / dostuma teşekkür ederim. Bu yazı boyunca yaptığım tüm ithaf ve hitaplar Mevdudi ile aynı yönde düşünenlere yöneltilmiştir.  Fakat ben kişisel görüşüm olarak şunu da ifade  etmeden  geçemem.  Tüm mezhep imamları ve islam adına çalışan, Allah rızası için fikir üreten her kişi BENİM KARDEŞİMDİR. Bütün bu tartışmalar ve hitapları ANCAK ALLAH'IN RIZASINI KAZANMAK İÇİN YAPARIM. Onların da aynı gayrette ve anlayışta olduklarına inanmak / bunu böyle görmek bir müslüman olarak benim GÖREV VE SORUMLULUĞUMDUR. Bu nedenle, Allah islam için çalışan her kişiden razı olsun. Hepimizi de, doğru yol hangisi ise onda muvaffak kılsın.

Selam ve dua ile...   

            
   


__________________
"(Onu size indirdik ki) <Kitap, yalnız bizden önceki iki topluluğa indirildi, biz ise onların okumasından habersizdik (o Kitâpları okuyamıyor, dillerini anlayamıyorduk)> demeyesiniz."(En'am,156)
Yukarı dön Göster aliaksoy's Profil Diğer Mesajlarını Ara: aliaksoy Ziyaret aliaksoy's Ana Sayfa
 
aliaksoy
Uzman Uye
Uzman Uye


Katılma Tarihi: 05 subat 2007
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 989
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı aliaksoy

Aşağıdaki yazı, Kuran İslamı sitesinden alıntıdır.


Zinanın Cezası Recm ise, Ayet Uydurmanın Cezası Nedir?

Fecre Doğru, Sadettin SERHAT, Sayı: 23, Eylül 1997.


Giriş

"Recm" Arapça "R-C-M" kökünden gelen bir kelimedir. Sözlükte "taşla öldürmek, birine taş atmak, taşa tutmak, sövmek, lanet etmek, kovmak, bir şeyi tamamen terk etmek, zanla konuşmak, kötü zanda bulunmak, kabrin üzerine taştan nişan dikmek" gibi anlamlara gelmektedir.

Müslümanlar bu kelimeyle ilk olarak şeytanın Allah'ın huzurundan kovulmasını ifade eden "Eûzü billa himineşşaytani'r-racim" (Kovulmuş şeytandan Allah'a sığınırım) değişiyle karşılaşırlar.

Allah, Seytan'ın Adem'e secde etmeyişinin bir cezası olarak "racim" kelimesiyle ifadelendirdiği ayette şöyle buyurmaktadır:

"Allah: Öyleyse çık oradan. Çünkü sen artık kovuldun." (Hicr 15/34) (Şad, 38/77)

Seytan'ın durumunu ve vasfını bildiren (15/17, 3/ 36, 16/98, 81/25) ayetlerden rahatlıkla anlaşılmaktadır ki Allah, Şeytan'ı taşlayarak öldürmemiş, onu cennetten ve huzurundan kovmuştur. Buralardaki recm kelimesine sadece taşlamak ve özellikle de taşlayarak öldürmek anlamı verilmemektedir. Dolayısıyla kovma ile taşlama arasında bağ kurmak daha yerinde olacaktır. Birini kovmak istediğinizde, kovmayı gerçekleştirebilmenin bir şekli olarak taşlama yapılabilir; fakat niyet onu öldürmek olmayabilir.

Kur'an'da bazı peygamberlerin kavimleri veya bazı kişiler tarafından tehdit edilmelerinin bir ifadesi olarak da "recm" kelimesi kullanılmıştır.
"Onlar: Ey Şuayb! Söylediklerinin çoğunu anlamıyoruz ve doğrusu seni aramızda güçsüz görüyoruz. Eğer yandaşların (kabilen) olmasaydı muhakkak ki seni taşlardık/kovardık. Sen bizden üstün değilsin." (Hud 11/91)

Bu ve benzeri (19/46, 44/20, 26/116) ayetlerdeki "recm" kelimesine taşlama anlamı verilmesi belki doğru olabilir. Fakat taşlayarak öldürme anlamı vermek biraz güç gözükmektedir. Kovmanın, sürgün etmenin ve yanından uzaklaştırmanın ilk hamlesi olarak taşlama ifadesi rahatlıkla kullanılabilir. Hatta taşlama anlamı vermek zorunda bile değiliz. Çünkü şeytanla ilgili ayetlerde olduğu gibi kelime, bu ayetlerde de kovmak anlamında kullanılmış olabilir. Bu ihtimal şu ayetler için de geçerlidir:

"Babası: Ey İbrahim! Sen mi benim tanrılarımı beğenmiyorsun? Bundan vazgeçmezsen and olsun seni taşlarım, uzun bir süre benden uzak dur, dedi" (Meryem 19/46).

Babası İbrahim'i (a.s.) taşlayarak öldürmek istese, herhalde "benden uzak dur" gibi bir ifade kullanmazdı. Babasının isteği, Hz. İbrahim (a.s.)'in kendisinden fikirlerini değiştirinceye kadar uzak durmasıdır.

"Ben, beni taşlamanızdan/kovmanızdan ötürü, benim de Rabbim, sizin de Rabbiniz olan Allah'a sığındım" (Duhan, 44/20).

Yukarıdaki ayette Hz.Musa'nın karşısındakilere söylediği bu sözdeki recmi, taşlayarak öldürme olarak anlamanın doğru olmayacağı, gayet açıktır. Çünkü Hz.Musa taşlanmamış fakat kovulmuştur.

Denilebilir ki bu kelime, Kur'an'da taşlayarak öldürme olarak kullanılmamış olabilir, fakat islam hukukunda evli olarak zina yapanlara verilen cezanın adıdır, bu da taşlayarak öldürmeyi ifade eder. Gerçekten de Haricilerin ve bazı Mutezililerin dışında neredeyse herkes tarafından bu şekilde anlaşılmıştır. Bu anlayışların nereden kaynaklandığını görmemiz için eski hukuk sistemlerindeki uygulamalara, Kur'an ve sünnetin konuya getirdiği hükümlere bakmamız gerekecektir.

Zina suçuna taşlayarak öldürme cezası veren müslümanları etkileme ihtimali çok olan, Yahudi ve Hristiyan kutsal metinlerinin konuya bakışını bilmemiz yerinde olacaktır.

1- Yahudi ve Hristiyan Kitaplarında Zinanın Hükmü ve Recm

Zina eden evli erkek ve -kadın, livata yapan ve yapılan, hayvanlarla cinsel ilişkilerde bulunan, nişanlı kızla zina eden, kendi rızasıyla zina etmiş nişanlı kız Yahudi şeriatına göre öldürülür. (Çıkış 23, Levililer 20,. Tesniye 22)

Nitekim bu hükümleri bilen yahudiler kendilerinden zina yapmış bir kadını ve erkeği Rasûlullah (s.a.v.)'a haber verdiler. Hüküm vermesini istediler. O da bunun Tevrat'ta ceza olarak karşılığının ne olduğunu sordu.

Zina edenlerin meydan dayağı çekilerek rezil edildiklerini söylediler. Orada bulunan Abdullah b. Selam (Yahudi iken müslümanlığı seçmiştir) yalan söylediklerini, Tevratta recm cezasının olduğunu söyleyince, Tevrat'ı getirip recm ayetinin üzerine ellerini koyarak okumaya başladılar. Abdullah b. Selam ellerini oradan kaldırınca Tevrat'ta recm ayeti vardır diye itiraf ettiklerinde, Rasûlullah (s.a.v.) zina edenlerin recm edilmelerini emretti, recm olundular (Buhari, Hudud 24, Müslim Hudud 27, Tirmizi Hudud 10, Mace Hudud 10). Bu rivayet neredeyse bütün hadis kitaplarında vardır.

Bütün bunlardan anlaşılıyor ki recm meselesi öncelikle müslümanların değil Yahudi ve Hristiyanların problemidir. Onların bu problemde Rasûllah'a başvurmalarının ve recm ile ilgili yazıyı gizlemelerinin sebebi, İslam'ın hükümlerinin recm'den daha hafif hükümler getirmesi olabilir. Fakat Rasûlullah onlara kendi kitaplarının hükmünü uygulamıştır.

2- Kur'an'ın Zina Hakkındaki Hükmü

"Kadınlarınızdan fuhuş yapanlara karşı içinizden dört şahit getirin; eğer onlar şahitlik ederlerse, o kadınları ölüm alıncaya ya da Allah onlara bir yol gösterinceye kadar evlerde tutun (dışarı çıkarmayın), içinizden iki erkek bu tür fuhuşu yaparsa, onlara eziyet edin; eğer tevbe eder, uslanırlarsa artık onlar(a eziyet)den vazgeçin. Çünkü Allah tevbeleri kabul edendir, çok esirgeyendir." (Nisa 4/15-16)

Müfessirlerin çoğuna göre, Nisa sûresinin 15-16. ayetlerini İslam'ın zina hakkındaki hükümlerinin ilk aşaması olarak belirtmektedirler. İslam'ın ilk zamanlarında zina eden kadınlar evlerde hapis edilirken, erkekler ise azarlama, kınama ve dövme cezası ile cezalandırılıyorlardı.

Bu hükümlerin eşcinsellik yapan kadınlar ve erkekler için olduğu da belirtilmektedir. Zina lafzısya ifadelendirilen ve had cezasını belirleyen ayet ise Nur sûresinin 2. ayetidir.

"Zina eden kadın ve zina eden erkeğin her birine yüz değnek vurun. Allah'a ve Ahiret gününe inananlar iseniz, Allah'ın cezasını uygulamada sizi, onlara karşı acıma duygusu tutup engellemesin. Mü'minlerden bir grup da onlara yapılan azaba şahid olsun." (Nur 24/2)

Kur'an'da zaniler hakkında nihaî hüküm olarak bu ayetler gösterilmektedir. Ayette zina edenlerin evli veya bekar olmaları arasında bir fark zikredilmemiştir. Cariyeler için hüküm bildiren ayet ise şöyledir:

"İçinizden, inanmış hür (muhsan) kadınlarla evlenmeye gücü yetmeyen kimse, elleriniz altında bulunan inanmış cariyelerinizden alabilir. Hepiniz birbirinizdensiniz. Öyleyse iffetli yaşamaları, fuhuş yapmamaları ve gizli dost da tutmamaları şartıyla, sahiplerinin izniyle onlarla evlenin, mehirlerini de güzelce verin. Evlendikten sonra bir fuhuş yaparlarsa onlara, hür kadınlara yapılan azabın yarısını uygulayın." (Nisa 4/25)

Evlendikten sonra fuhuş yapan cariyelere, evlendikten sonra fuhuş yapan hür kadınlara verilen cezanın yarısını vermek demek, hür kadınlara da ölüm cezası verilmemesi demektir. Çünkü ölümün yarısı yoktur. Ayrıca bu ayetin Nur/2, ayetinden sonra nazil olması gerekir ki hür kadına takdir edilen ceza orada tesbit edilmiştir.

"Zina eden erkek, zina eden veya ortak koşan kadından başkasıyla evlenemez; zina eden kadın da zina eden veya ortak koşan erkekten başkasıyla evlenemez. Böyleleri ile evlenmek, mü'minlere haram kılınmıştır." (Nur 24/26)

Zina edenlerin birbiriyle evlenmeleri söz konusu edildiğine göre, zina edenlerin recm edilmedikleri ancak birbirleriyle evlendirildiklerinden bahisle iffetli yaşamak isteyenlere yol gösterilmektedir. Zina edenlerin biliniyor olup da recmin uygulanmaması, evliliğe dair hukukî ve ahlâkî bir dersin verilmesi dikkat çekicidir.

Ayetlerde zina yapmanın çirkinliği ve cezası ortaya konurken, birinin başkasını zina ile itham ederken getirmesi gereken deliller ve getiremediği durumda verilecek ceza açıkça ifade edilmektedir.

"Namuslu kadınları zina ile suçlayıp da sonra dört şahid getirmeyenlere seksen değnek vurun ve artık onların şahidliğini asla kabul etmeyin. Onlar yoldan çıkmış kimselerdir." (Nur 24/4)

Zinayı isbat için dört şahid gereklidir. Bunu bu şekilde isbat edemeyenlerin konu üzerinde durup lafını dahi etmesi yasaklanarak zinanın uluorta konuşulmasının önüne geçilmektedir. Kocası karısını zina halinde görse, kadın da inkar etse bu sadece onların ayrılmasıyla sonuçlanır.

"Eşlerini (zina ile) suçlayıp kendilerinden başka şahidleri bulunmayan kimselere gelince: Onlardan doğru söyleyenlerden olduğuna dört defa Allah'ı şahit tutmasıdır. Beşinci defa yalan söyleyenlerden ise Allah'ın lanetinin kendi üzerine olmasını diler. Kadının da dört defa Allah'ı şahid tutup kocasının, mutlaka yalan söyleyenlerden olduğuna şahitlik etmesi kendisinden cezayı Kaldırır. Beşinci defa: Eğer kocası doğrulardan ise Allah'ın gazabının kendisinin üzerine olmasını diler." (Nur 24/6-9)

Kendisinden başka şahidi olmayan kocaya ve kadına karşı izlenecek yol gösterilmiştir. Nitekim Rasûlullah getirilen bir davayı bu usûlle karara bağlamış, karı ve koca ayrılmış, çocuk anneye verilmiştir.

Zina isnadını dillere dolamanın yasaklanması ve ispatı için getirilen şartların güçlüğü sebebiyle İslam'da esas olanın insanların namuslarına el ve dil uzatılmasının hem dünyevi hem de uhrevi cezayı gerektirdiği anlaşılmaktadır. İslam, ne zinayı ne de zina isnadını hoşgörmektedir.

"Allah'ın size nimet ve rahmeti bulunmasa ve Allah tevbeleri kabul eden Hakim olmasaydı size büyük bir azap dokunurdu." (Nur 24/10)

"Ama bundan sonra tevbe edip durumunu düzeltenler bunun dışındadır. Şüphesiz Allah bağışlar, merhamet eder." (Nur 24/5)

Kur'an birçok suç ve cezayı açık açık ifadelendirirken recmi gerektiren durumu ve recm gibi insanı taşlayarak öldürme cezasını insanın takdirine bırakmış olması düşünülebilir mi? Belki peygamberine bırakmıştır, denilebilir. Şunu burada hemen ifade edelim ki Kur'an zina ile ilgili ayrıntılı hükümler getirmiş fakat recmden asla bahsetmemiştir. Diğer bir ifadeyle hafif cezayı zikredip de en ağır cezayı zikretmemiş olabilir mi?

3- Hadislerde Zinanın Hükmü

Bir meseleye delil olması için hadis uydurma, bilinen bir vakıadır. Ancak recm gibi âhad haberlerle delillendirilmeye çalışılan bir konuda ayet uydurmak ise çok daha garip ve vahim bir durumdur. Biz, recmi Kur'an'da lafız olarak bulamadık derken, meğer lafzen değil, hükmen mevcut olduğu haberleriyle sarsıldık! Sahih sayılan hadis kitaplarına kadar girmiş olan konu kısaca şöyledir:

Bu rivayetlerden birine göre Hz. Ömer minberde şöyle demiştir: "Allah Muhammed'i hak ile gönderdi, ona kitap indirdi. Ona indirilenler arasında recm ayeti vardı. Biz onu okuduk, belledik, anladık. Allah'ın elçisi recmetti. Biz de ondan sonra recmettik. Şimdi zaman geçince birinin çıkıp; Allah'ın kitabında recm yoktur, diyerek Allah'ın indirdiği farzlardan birini terk etmek suretiyle sapmasından korkuyorum. Allah'ın kitabında recm vardır. Evli erkek veya kadının zina ettiği kanıtlanır, yahut gebelik olar veya itiraf ederse recm edilmesi gerekir." (Buhari Hudud 30-31, Müslim Hudud 15, Mace Hudud 9)

Rivayet birçok gariplikleri beraberinde taşımaktadır. Rivayetin tamamı gözönünde tutulduğunda hilafetle ilgili bir meselenin çözülmesi hakkındaki bir hutbede Hz.Ömer'in hiç sebebi ve gereği yokken recimle ilgili bir ayetten haber vermesi insanda şüphe uyandırmaktadır. Ayrıca bu hutbenin âhad rivayet oluşu şüphemizi bir kat daha artırmaktadır.

Hem, recm ve hilafet gibi önemli iki konu hallediliyor hem de kimseden bir ses çıkmıyor; bu, sahabiler için alışılmadık bir durumdur. Gerçekten bu, Kur'an'da yer alan bir ayet olarak biliniyorsa niçin Kur'an'a yazılmamıştır? Konunun Kur'an'dan çıkarıldığına dair Resulullah'tan neden bir tane bile rivayet yoktur. Rivayet edilen metnin Kur'an'ın belagatına uymaması da ayrı bir konudur. Allah tilavetini kaldırdıysa, hükmünü neden kaldırmamıştır? Veya geçerli olan bir hükmün lafzını durup dururken Kur'an'dan niçin çıkarsın? İnsanlar sasırsın diye mi?

Recmle ilgili olarak rivayet edilen olaylarda Rasûlullah (s.a.v.), bu ayetten niçin söz etmemiştir. Kur'an hakkında şüphe uyandıran böyle bir rivayetin kitaplara eleştirilmeden alınması çok düşündürücüdür. Zeyd b. Sabit gibi birinin dahi konuya karıştırılarak, onun hakkında da rivayetler nakledilmesi şüpheleri daha da arttırmaktadır. Bir rivayete göre Zeyd b. Sabit Hz. Ömer (r.a.)'in getirdiği recm ayetini, başka şahidi olmadığı gerekçesiyle kabul etmemiştir (Hanbel, 5/183). Hz.Ömer'in hutbesinde biz onu okuduk, belledik, anladık demesiyle bu rivayet nasıl bağdaşır? Daha da tuhaf olanı, Zeyd b. Sabit'in Hz.Ömer'in sözlerine benzer bir şekilde söylediği sözlerden oluşan bir rivayetin daha bulunmasıdır:

Rivayetlerden birine göre Zeyd b. Sabit "Biz Kur'an'da: Yaşlı erkek ve kadın zina ettikleri zaman onları mutlaka recmediniz ayetini okurduk" demiş. Orada bulunan Mervan: "Öyleyse o ayeti mushafa yazsana demiş" (Ateş, Y.K. Çağdaş Tefsiri, C. 6, s. 145). Buna benzer rivayetlerin hepsi Kur'an'da şüphe uyandırmaya yönelik haberler gibi gözükmektedir. Asıl olan recm meselesini halletmek olsaydı, mesele Râsulullah'ın konuyla ilgili uygulamaları ileri sürülerek de halledebilirdi. Bizi recm hususunda şüpheye düşüren, konunun bu şekilde ele alınmasıdır. Bir meselenin çözümü için ayet uydurmanın ve bunu kabul etmenin mantığını da anlamak, doğrusu fevkalade güçtür. Recm vardır diyenlerin yalnız Peygamber (s.a.v.)'in uygulamalarında bu vardır diyerek deliller getirmesi, daha makul olurdu.

Râsulullah'ın (s.a.v.) uyguladığı söylenen recm infazları, üçü geçmemektedir. Bunlardan biri, daha önce zikrettiğimiz yahudilerle ilgili olaydır.

Diğeri, müslümanlardan Maiz ile Gamidiyye kabilesinden bir kadına daha recm uygulandığı rivayetleridir (Buhari, Hudud 21-22, Müslim, Hudud 5-29).

Bu hadisler, zina ettiklerini itiraf eden, dördüncü defa da itirafları kabul edilen, deli olmadıkları ve evli oldukları araştırılıp tesbit edilen kişiler hakkında rivayet edilir. Bu rivayetler sahih kabul edilse bile birçok soruyu beraberinde getirmektedir, itiraflar dışında bu ceza neden uygulanamamıştır? Uygulama Kur'an'ın konuyla ilgili hükümlerinden önce midir, sonra mıdır? İslam öncesi Araplarda kısas, el kesme, recm cezası, ayrıca Tevrat'ta (Tesniye 22) da recm cezası bulunuyordu. Bunların bir etkisinden söz edilebilir mi? Kur'an recm cezasını değil de sadece celde (değnekle dövme) cezasını getirince, namus ve geleneklerine son derece bağlı Araplar arasında sonradan Peygamber (a.s.)'in, recmi uyguladığına ve bunu uygulamayı buyurduğuna dair rivayetlerin ortaya atılmış olma ihtimali düşünülemez mi?

Recm konusunda ileri sürülen hadisler yetersiz kaldığı için ayet arama yoluna gidilmiş olabilir. Bu konuda Kur'an'da önceden var olduğu, sonradan lafzı çıkarıldığı iddia edilen ayetin Kur'an'a yazılması hususunda ortaya atılan rivayetler de oldukça tuhaftır. Bu kadar hayati bir meselede konu böyle bir yöntemle halledilebilir mi?

Bazı rivayetler Hz.Peygamber (a.s.)'in sözü ve uygulaması olmasa da Arap toplumunun bir mesele karşısındaki tutumunu yansıtmaktadır.
"İki bedevi Arap, Hz.Peygamber (a.s.)'e geldi; birisi: "Ey Allah'ın elçisi. Bu oğlum falanın yanında ücretle çalışıyordu. Onun karısıyla zina etti. Oğlum için yüz koyun ve bir köle fidye verdim, ilim adamlarına sordum, oğluma yüz değnek vurulduktan sonra bir yıl sürgün edilmesi, kadının recm edilmesi gerektiğini söylediler." Allah'ın elçisi şöyle dedi: "Nefsimi elinde bulunduran Allah'ın kitabıyla hükmedeceğim. Koyunlar ve köle sana geri verilir, oğluna yüz değnek vurulur ve kendisi bir yıl sürgün edilir." (Böyle dedikten sonra) Eslem kabilesinden bir adama: "Kalk, ey Uneys, şunun karısına git, eğer suçunu itiraf ederse onu recmet" dedi. Uneys gitti, suçunu itiraf eden kadını recmetti" (Buhari, Ahkam 39, Hudud 30, Müslim Hudud 25 ve diğer hadis külliyatı).

Bu rivayetin sıhhatinin şüpheli olması bir tarafa, Arap toplumunun durumunu yansıtması açısından önemli ipuçları vermektedir. Medine'den uzak yerlerdeki müslümanların duymadıkları meseleler hakkında alışageldikleri kuralları uyguladıkları anlaşılmaktadır. Arap toplumunun zina eden bekarları dövüp evli olanları recmettiklerini gösteren ve belki de Resûlüllah'ın da konuyla ilgili ayetler gelmeden önceki içtihadını bildiren bir rivayet olması ihtimali kuvvetlidir. Rivayet doğru ise bu, ancak Peygamber (a.s.)'in Kur'an'ın emrinden önce Araplarca uygulanan ve Tevrat'ta bulunan cezayı uyguladığını, fakat Kur'an'ın recm cezasını kaldırdığını sadece Kur'an'ın recm cezasını kaldırdığını sadece celde (dövme) cezasını getirdiğini gösterir.

Nur Sûresi'nin hükmünü hafif bulanlar Allah'dan daha mı adildirler ki ağır cezalar istemekteler? Hangi müslüman zina eder de; sopa vurulmayı, hem de milletin ortasında sopa vurulmayı hafif bulur. Had uygulanırken kaçan Maiz'i keşke bıraksaydınız diyen rahmet Peygamber'inin vahiy gelmeden önceki bir uygulamasını kati delil olarak almak, rahmeti kabul etmemektir. Haksız yere adam öldürenin cezası sadece ölümken, iki kişinin rızasıyla oluşan, caydırıcı birçok maddi ve manevi müeyyidesi de bulunan bir fiilin cezası, neden sadece ölüm değil de taşlanarak öldürülmekdir?

Sonuç:

Recm kelimesinin Kur'an'da kullanıldığı yerlerin hiçbirinde zinanın cezası olarak recimden bahsedilmemektedir. Bahsedilen yerlerde de taşlayarak öldürme değil, kovmak ve taşlayarak kovmak anlamlarını ifade etmektedir.

Recm Tevrat'ta geçen, dolayısıyla İslam öncesi Arap toplumunda uygulanan bir ceza şeklidir. Bu sebeple recm, müslümanların değil, yahudi ve hristiyanların meselesidir. Onların kitaplarında recmden açık açık bahsedilirken Kur'an'da bu konuyla ilgili recm cezasından söz edilmemektedir.

İslam kaynaklarındaki recmin varlığı, Kur'an'ın konuya açıklık getirmezden önceki halini yansıtıyor olmasından başka bir şey değildir. Veya Kur'an'ın zinacıyı evli ve bekar diye ayırmamasından kaynaklanan durumu, evliyi eski usûllerle cezalandırmayı istemelerinden kaynaklanmaktadır diye düşünebiliriz.

Kur'an birçok meseleye açık açık hükümler getirmiştir. Zinanın hükmü genişçe açıklanmıştır. "Zinaya yaklaşmayın" diyerek, zina edeni cehennemle uyarmış, zaninin cezalandırılmasını istemiş, başkasına zina isnad edenin dört şahid getirmesini, getiremezse cezalandırılmasını ve ebedi olarak şahitliğinin kabul edilmeyeceğini, zinanın dört şahidle sabit olacağını buyurmuş olan Kur'an'ın, recm gibi hayati bir meselenin hükmünü bildirmemesi olacak şey değildir. Bu, ihmal edilecek bir husus olarak gözükmemektedir.

"Zina eden kadın ve erkeğin her birine yüz değnek vurun; Allah'a ve Âhiret gününe inananlar iseniz Allah'ın cezasını uygulamada sizi, onlara karşı acıma duygusu tutup engellemesin. Mü'minlerden bir grup da yapılan azaba şahid olsun." (Nur 24/2)

Ayet genel bir hükmü bildirmektedir. Bunun bekarlara has kılınması doğru değildir. "Azaba şahid olsun" ifadesindeki azab öldürme değil, dövmektir. Nur Sûresi'nin 8. ayetinde, evli bir kadının, kocasının zina isnadını dört defa Allah'ı şahid tutarak yalanlaması durumunda kendisinden "azabın" kalkacağının bildirilmesi, bunun genel bir hüküm olduğunu gösterir.

İki ayette de ceza, "azab" kelimesiyle ifade edilirken, 2. ayette azabın şekli açıkça söylenmiştir. Nur 8. ayette sözü edilen kadın evlidir, şehadeti kendinden recmi değil, Nur 2. ayetde geçen azabı kaldırmıştır. Evli olsun bekar olsun, hiçbir yerde recm ve ölümden bahsedilmemektedir. Nur sûresinde getirilen hükümler müslüman için hiç de hafife alınacak hükümler değildir; yeter ki uygulansın, ister kendisine uygulanırken, isterse başkasına uygulanırken onun hükmünden vazgeçmesin. Müslüman ne dünya rezilliğini ne de ahiret rezilliğini ister.

Recm, Rasûlullah'ın uygulamalarında vardı diyerek kabul edenler bir tarafa, hafzı kaldırılmış, hükmü baki ayetten söz ederek konuya delil getirmeye çalışanlar affedilir bir suç işlemiyorlar. Bizi recmi reddetmeye götüren sebeplerin başında da bu gelmektedir. Diyelim ki, zinanın cezası recmdir; ya ayet uydurmanın cezası nedir? merak ediyorum...



__________________
"(Onu size indirdik ki) <Kitap, yalnız bizden önceki iki topluluğa indirildi, biz ise onların okumasından habersizdik (o Kitâpları okuyamıyor, dillerini anlayamıyorduk)> demeyesiniz."(En'am,156)
Yukarı dön Göster aliaksoy's Profil Diğer Mesajlarını Ara: aliaksoy Ziyaret aliaksoy's Ana Sayfa
 
Alperen
Admin Group
Admin Group
Simge

Katılma Tarihi: 09 nisan 2005
Gönderilenler: 2974
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı Alperen

Tüm İslâm tarihinde, bu cezanın Hz. Peygamber (s.a) tarafından konduğu konusunda genel delillerin zayıflığından değil de, bunu "Kur'an'a Karşı" saydıkları için reddeden Haricilerle bir kısım Mutezililer dışında kimse recmi inkâr yoluna gidememiştir. Haricilerle bir kısım Mutezilînin reddi de Kur'an'ı anlayışlarındaki eksiklikten kaynaklanıyordu. (Mevdudi)

 

Recmcilere göre Kur’an Eksiktir

RECM CEZASI (VİDEO) [LÜTFEN KÜÇÜKLERE İZLETMEYİN] 

BİR BÜYÜK UYDURMA: RECM (TAŞLAYARAK ÖLDÜRME)

Maymunlarin Hadisi ve RECM VAHSETI

Zina ve Fuhuş

Çağdaş Sünnilerin bu konuda hala aklı karışık olsa da recme inanmıyorlar

 

Kur'an bir başka yerinde yine genel anlamda "" kelimelerini kullanır ve erkek olsun kadın olsun her hırsızın elinin kesilmesi cezasını öngörür. (Mevdudi)

Kur’anda El kesme Cezası Var mı?

 



__________________
Yunus 105. Şu da emredildi: "Yüzünü dine bir hanîf olarak çevir. Sakın müşriklerden olma!"
Yukarı dön Göster Alperen's Profil Diğer Mesajlarını Ara: Alperen
 
muvahhit
Ayrıldı
Ayrıldı


Katılma Tarihi: 24 haziran 2006
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 669
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı muvahhit

selam
Haricilerle bir kısım Mutezililer dışında kimse recmi inkâr yoluna gidememiştir. Haricilerle bir kısım Mutezilînin reddi de Kur'an'ı anlayışlarındaki eksiklikten kaynaklanıyordu. (Mevdudi)

yav ben bu haricilerle mutezileyi bayağı akıllı bulurdum hakkaten akıllı adamlarmış...mevdudi bile şaçmalamış.


__________________
Herkes kendi ameliyle Allah’ın huzuruna gider
Yukarı dön Göster muvahhit's Profil Diğer Mesajlarını Ara: muvahhit
 
yaksoy
Newbie
Newbie
Simge

Katılma Tarihi: 27 subat 2007
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 23
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı yaksoy

ali beye arkadaşlara çok teşekkürler yalnız bir de şunu yanıtlarlarsa beni daha da memnun edecekler

Yine, Kur'an yalnızca süt-anne ve süt-kızkardeşlerle evlenmeyi yasaklar. Bu durumda, bizim Haricî ve bir takım Mutezilîlere göre böyle bir yasak süt-kıza uygulanmayacaktır. Kur'an aynı zamanda ve bir arada iki kız kardeşi nikâh altında bulundurmayı yasaklar; öyleyse, bir kadınla hala veya teyzesini aynı anda nikâh altında tutmak Kur'an'ın hükmünü çiğnemek sayılmamalıdır. Yine, Kur'an yalnızca üvey-babasının evinde beslenip büyütülmüş üvey kızla evlenmeye izin vermez, bu durumda sözünü ettiğimiz akıl yürütmeye göre, her ne durumda olursa olsun üvey kızla evlenmeyi mutlak anlamda yasaklamak Kur'an'a aykırı olacaktır.?

 



__________________
onlara allahın indirdiklerine uyun denildiği zaman onlar :"hayır biz sadece atalarımızı üzerinde bulduğumuz şeye uyarız" derler.peki ya ataları bir şeye akıl erdirememiş ve doğruyu bulamamış idilerse.
Yukarı dön Göster yaksoy's Profil Diğer Mesajlarını Ara: yaksoy
 
yaksoy
Newbie
Newbie
Simge

Katılma Tarihi: 27 subat 2007
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 23
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı yaksoy

yaf aliaksoy abi sende az değilsin yani hadi saol çok teşekkür ettim desteklerinden ötürü ama buda yapılmaz ki be abi

sitene bi girdim bi daha girmez olaydım dedim iyimi abi her şeyi anladıkta linkler kısmında hanifdostlar adresinin üstünde faşoocakları sitesinin ne işi var abi sendemi allah korusun hakkı batılla şettirmeye çalışıyon ayıp abi ayıp sana hiç yakışıyomu?

 



__________________
onlara allahın indirdiklerine uyun denildiği zaman onlar :"hayır biz sadece atalarımızı üzerinde bulduğumuz şeye uyarız" derler.peki ya ataları bir şeye akıl erdirememiş ve doğruyu bulamamış idilerse.
Yukarı dön Göster yaksoy's Profil Diğer Mesajlarını Ara: yaksoy
 
aliaksoy
Uzman Uye
Uzman Uye


Katılma Tarihi: 05 subat 2007
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 989
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı aliaksoy

Selam,

Bu konu başka bir bölümde tartışılması gerektiği için aşağıdaki linkten cevabımı okuyabilirsiniz.

Türk Milliyetçiliği ve Haniflik


__________________
"(Onu size indirdik ki) <Kitap, yalnız bizden önceki iki topluluğa indirildi, biz ise onların okumasından habersizdik (o Kitâpları okuyamıyor, dillerini anlayamıyorduk)> demeyesiniz."(En'am,156)
Yukarı dön Göster aliaksoy's Profil Diğer Mesajlarını Ara: aliaksoy Ziyaret aliaksoy's Ana Sayfa
 

Eğer Bu Konuya Cevap Yazmak İstiyorsanız İlk Önce giriş
Eğer Kayıtlı Bir Kullanıcı Değilseniz İlk Önce Kayıt Olmalısınız

  Yanıt YazYeni Konu Gönder
Yazıcı Sürümü Yazıcı Sürümü

Forum Atla
Sizin yetkiniz yok foruma yeni mesaj ekleme
Sizin yetkiniz yok forumdaki mesajlara cevap verme
Sizin yetkiniz yok forumda konu silme
Sizin yetkiniz yok forumda konu düzenleme
Sizin yetkiniz yok forumda anket açma
Sizin yetkiniz yok forumda ankete cevap yazma

Powered by Web Wiz Forums version 7.92
Copyright ©2001-2004 Web Wiz Guide
hanif islam

Real-Time Stats and Visitor Reports Sitemizin Gunluk, Haftalik, aylik Ziyaretci  Detaylari Real-Time Stats and Visitor Reports

     Sayfam.de  

blog stats