Şu da emredildi: Yüzünü dine bir Hanif olarak çevir. Sakın müşriklerden olma.
Yunus Suresi 105
Ben bir Hanif olarak yüzümü gökleri ve yeri yaratana döndürdüm. Müşriklerden değilim ben.
Enam Suresi 79
İbrahim ne bir Yahudi idi, ne de bir Hıristiyan. O sadece hanif bir müslümandı. O müşriklerden değildi.
Ali İmran Suresi 67
Şu da kuşkusuz ki, İbrahim başlıbaşına bir ümmetti; bir Hanif olarak Allah'ın önünde eğiliyordu. Müşriklerden değildi.
Nahl Suresi 123
De ki Allah doğrusunu söylemiştir / vaadinde sadıktır.Haydi artık Hanif olarak İbrahim'in Milleti'ne uyun! Müşriklerden değildi o.
Ali İmran Suresi 95
Allah'a ortak koşmadan, Hanifler olarak... Allah'a ortak koşan kişi, gökten düşmüş de kendisini kuşlar kapışıyor veya rüzgar onu uzak bir yere fırlatıp atıyor gibidir.
Siteye yeni üye oldum. Çok kafam karıştığı kadar çokta faydalandım.Benim çok merak ettiğim ilk insan ademle havva dan sonra insanlar nasıl çoğaldı. Bu konu hakkında şimdiye kadar bişi okumadım . Ben cahillerdenim. Şimdiden teşekkür ederim.
Siteye hoşgeldin. Adem, Havva ve yaratılış, ilk konaklama konusunda forumda detaylı bilgi mevcut. Fihristten yararlanarak ilgili konuları bulabilirsin. Forumda biraz gezmeni tavsiye ediyorum.
Sorduğun sorunun cevabı değil ama bu konu hakkında dikkatimi çeken bir noktayı paylaşmak istedim. Görebildiğim kadarıyla Kur'anda direkt olarak "Havva" diye bir isim geçmiyor. Havva diye isimlendirilen kişi Adem'in eşi olarak geçiyor.
2/35: Ve Adem'e şöyle buyurmuştuk: "Ey Adem, sen ve eşin cennete yerleşin ve ondan dilediğiniz yerde, bol bol yiyin. Ama şu ağaca yaklaşmayın, yoksa zulme sapanlardan olursunuz."
7/19: "Ey Adem! Sen ve eşin cennette oturun, dilediğiniz yerden yiyin ama şu ağaca yaklaşmayın. Yoksa ikiniz de zalimlerden olursunuz."
17 ağustostan beri düşünüyorum ben gerçekten neye dayanarak ,neden ademle havva diye biliyorum diye
aşağıdaki çeviri diyanet vakfı mealinden
araf suresi 189.
Sizi bir tek candan (Âdem'den) yaratan, ondan da yanında huzur bulsun diye eşini (Havva'yı) yaratan O'dur. Eşi ile (birleşince) eşi hafif bir yük yüklendi (hamile kaldı). Onu bir müddet taşıdı. Hamileliği ağırlaşınca, Rableri Allah'a: Andolsun bize kusursuz bir çocuk verirsen muhakkak şükredenlerden olacağız, diye dua ettiler.
bu hasenat programından okuduğum aynı programda abdülbaki gölpınarlı ve hasan serhat yeter'inde çevirilerinde "havva" var.
bunu evet öyleymiş siz yanılıyosunuz diye düşündüğüm için diyede yazmadım bu parantezlere güvenmemek gerekiyomuş demekki, onu paylaşmak istedim
Zaman zaman hepimiz geleneksel kabullerin dumanı altında kalabiliyoruz. Gelenekten gelen bu bilgilerin büyük bir çoğunluğunun temeli de çürük oluyor maalesef. Hatta bazen Kur'anla taban tabana zıt bile olabiliyor. O kadar ki, dinini Allah'a özgülemeye çalışan bizler bile Kur'andan öğrendiğimiz her yeni bilgiye şaşırıp "Nasıl yani?" diyebiliyoruz. Geleneğin baskısı altında kalanlar böyle diyemiyor ama maalesef. "Bu kadar insanın bir bildiği vardır herhalde" deyip, Kur'andan aldıkları bilgiyi örtbas edip geçiyorlar. Yani geleneksel kabulu Allah'ın açık ve net sözlerine tercih ediyorlar. Bu gibi durumlarla sürekli karşılaşıyoruz. Meallerdeki parantezler ise tamamen meal yazarının görüşlerini barındırdığı ve birçok insan da bunu bilmediği için daha büyük bir tehlike arz ediyor. Hele bir de açık parantezler var. Kendi görüşünü kitaptanmış gibi araya sıkıştırıveriyor. Bu daha da kötü.
Adem ile Havva konusuna gelince; geleneğin "Havva" diye isimlendirdiği kişinin Kur'anda sadece Adem'in eşi olarak geçmesi bizim de bu durumu böyle kabullenmemiz için yeterlidir diye düşünüyorum. Allah'ın isim vermemekle mutlaka bir bildiği vardır. Kur'an ise Furkan olduğuna, yani hak ile batılı ayırt eden kitap olduğuna göre şahsen ben Adem'in eşi için "Havva" ismini kullanmaya Kur'andaki bilgiyi aldıktan sonra cesaret edemem.
Kısacası sadece sizin değil, istisnasız hepimizin çok çalışması gerekiyor.
Katılma Tarihi: 02 mart 2007 Yer: Belgium Gönderilenler: 81
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
DIKKAT EDIN SON NEBI hz MUHAMMED'inde eslerinin adi Kur'an da yok; ama bu demek degildirki onun eslerinin adi yoktur. bunun KUR'AN a itaatsizlikle alaksi yoktur. ONA HAVVA DENMESINDE BIR SAKINCA YOKTUR? CUNKU KUR'AN da olmiyan bir sey ALLAH'in yasak sinirlari icerisinde degildir. BEN HAVVA DERIM. SEN ADEM'IN ESI DE. BUNDA HICBIR SAKINCA YOKTUR. VE BUMINIM SENDE HER GORDUGUN SAKALLIYI DEDEN ZANNETME; hanifler arasindada COK YANLIS KISILER MEVCUD; boyle saf bir yaklasimla yaklasirsan herkese seni peygamber dusmani yapacak dereceye kadar ugrasanlarda olacaktir. SITEYI ONYARGISIZ TAKIP ET; VE KUR'AN DA onlarinda nasil istedigi mealden yararlandigini gormeye calis. onlarin sevdigi cevirenler iyi adam onlarin gorusune karsi olanlar dinsiz oluyor bu sitede. HERKES DEGIL AMA; temelleri dogru binalari yanlis. TEMEL SAGLAMDA OLSA USTUNE CIKTIKLARI KATLAR CURUK OLURSA O CURUK KATLAR TEMELIN USTUNE YIKILIP ONUDA ALTINDA EZER;
Yazını bana yönelik mi yazdın bilmiyorum ancak böyle ithamlarda ve zanda bulunmak ne olursa olsun yanlış bence. Bu hiçbirimize yakışmaz. Sonuçta hepimiz müslüman kardeşleriz, bunu her an aklımızda tutmamız gerekiyor. Şahsen ben bu sitede peygamber düşmanlığı yapan veya bunu savunan herhangi birine henüz rastlamadım. Sanıyorum ki hepimiz aynı amaç için bu sitedeyiz; Kuranı daha iyi anlamak ve öğrendiklerimizi kardeşlerimizle paylaşmak için... Böyle birbirimize laf atarak ve karalayarak hiçbir yere varamayız.
Adem ile Havva meselesi çok mühim olmayabilir. Ancak İslam dışı birçok inanışın insanlara nasıl gerçek diye yutturulduğunu ve İslam'ın nasıl bu hale geldiğini, nasıl fırkalara bölündüğünü, müslümanların nasıl birbirlerine düştüklerini hepimiz biliyoruz. Bunu bile bile Kuran dışı inanışlara nasıl şüpheyle yaklaşmayalım? Kuranın gerçek ve batılı birbirinden ayırdığını da biliyoruz. Havva yerine Adem'in eşi demeyi tercih etme sebebim de bu tabii ki. Yoksa belki Havva, belki değil, Adem'in eşinin mutlaka ki bir ismi var. Çok büyütülecek bir mesele değil bu. Bu konuya gelinceye kadar daha neler neler var... Ancak her ne olursa olsun en doğru olanın Allah'ın sözü olduğunu aklımızdan çıkarmamalıyız. Kilit noktası budur.
Ali Bulaç
115- Rabbinin sözü, doğruluk bakımından da, adalet bakımından da tastamamlanmıştır. O'nun sözlerini değiştirebilecek (kimse) yoktur. O, işitendir, bilendir.
Diyanet Vakfı
115. Rabbinin sözü, doğruluk ve adalet bakımından tamamlanmıştır. O'nun sözlerini değiştirecek kimse yoktur. O işitendir, bilendir.
Edip Yüksel
6:115 Rabbinin kelimeleri doğruluk ve adaletle tamamlanmıştır. O'nun sözlerini değiştirebilecek yoktur. O, İşitendir, Bilendir.20
Elmalılı Hamdi Yazır
115-Rabbinin sözü, doğrulukça da adaletçe de tam kemalindedir. O'nun sözlerini değiştirebilecek yoktur. O, işitendir, bilendir.
Süleyman Ateş
115. Rabbinin sözü hem doğruluk, hem de adalet bakımından tamamlanmıştır. O'nun sözlerini değiştirebilecek hiç kimse yoktur. O, işitendir, bilendir.
Yaşar Nuri Öztürk
115 Rabbinin sözü hem doğruluk hem de adalet bakımından tamamlanmıştır. O'nun sözlerini değiştirecek hiçbir kuvvet yoktur. En iyi işiten, en iyi bilendir O.
Meal konusuna gelince, bir müslüman her sözü dinler ve en güzeline uyar. Bunu bize Allah söylüyor. Meallerin hiçbiri mükemmel olamaz tabii ki. Bazılarında çok büyük yanlışlıklar da olabilir. Ancak pire için yorgan da yakılmaz. Bunları kişisel çıkarlar için kullanmak ise ne olursa olsun hiçbir müslümana yakışmaz. Benim eleştirdiğim nokta, Kuranda bulunmayan bir şeyin meal metnine dahil edilmesiydi. Müslüman doğruyu her daim araştırarak bulur. Bu doğru hangi mealde olursa olsun, farketmez. Mealciden Allah razı olsun der, geçeriz. Dilerseniz bu gerçeği 6 mealden birden okuyalım:
Ali Bulaç
18- Ki onlar, sözü işitirler ve en güzeline uyarlar. İşte onlar, Allah'ın kendilerini hidayete erdirdiği kimselerdir ve onlar, temiz akıl sahipleridir.
Diyanet Vakfı
18. O kullarımı ki, onlar sözü dinlerler,sonra da en güzeline uyarlar. İşte onlar, Allah'ın doğru yola ilettiği kimselerdir. Gerçek akıl sahipleri de onlardır.
Edip Yüksel
18. Onlar ki sözü (kavl) dinlerler ve en güzeline uyarlar. Onlar, ALLAH'ın yol gösterdiği kimselerdir. Onlar akıl sahipleridir
Elmalılı Hamdi Yazır
18-onlara ki, sözü dinler, sonra da en güzelin! uygularlar. işte onlar Allah'ın kendilerine hidayet verdiği kimselerdir, işte temiz akıllılar da onlardır.
Süleyman Ateş
18. Onlar ki, sözü dinlerler ve onun en güzeline uyarlar. İşte onlar Allah'ın kendilerini doğru yola ilettiği kimselerdir ve onlar sağduyu sahipleridir.
Yaşar Nuri Öztürk
18 Onlar ki, sözü dinler de onun en güzeline uyarlar. İşte bunlardar, Allah'ın kılavuzladıkları; işte bunlardır, akıl ve gönül sahipleri.
Katılma Tarihi: 02 mart 2007 Yer: Belgium Gönderilenler: 81
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
kusura bakma swan ama inan ben seni elestirmedim. GENEL OLARAK BAHSETTIM SADECE, yinede inanki son yazdigin seylere katiliyorum, hepimizin amaci KUR'AN I daha iyi anlamak olmali, ha bu arada peygamber dusmanligi demek sadece acikca ona saldirmak demek degildir. onu siradan bir kul gibi gostermekte ona saldiridir. EVET PEYGAMBERLERDE BIZLER GIBI INSANDI; ama onlar secilmislerdir, onlar diger insanlardan ustundur, oyle olmasalar secilmezlerdi, ama bak siteye peyamber efendimizin dogum gunu kutlaniyor diye cileden cikanlarda var. BU DOGRUMU ? bilseydim iSA'nin dogum gununu onuda kutlardim. AMA BILMIYORUM. ve biliyorsak hz MUHAMMED'IN dogun gununu yada haftasini, tabiki kutlayacagiz, bunda sakincali olan birsey yok. sakinca varsa kutlanma seklindeki yanlisliklardir; tabi varsa.
KISACASI INAN BANA BU SITEDEDE HER CESIT INSAN BOLCA VAR; sende kal saglicakla.
Sizin yetkiniz yok foruma yeni mesaj ekleme Sizin yetkiniz yok forumdaki mesajlara cevap verme Sizin yetkiniz yok forumda konu silme Sizin yetkiniz yok forumda konu düzenleme Sizin yetkiniz yok forumda anket açma Sizin yetkiniz yok forumda ankete cevap yazma