Yazanlarda |
|
ibrahimim Uzman Uye
Katılma Tarihi: 17 ekim 2006 Yer: Turkiye Gönderilenler: 506
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
Cehennemden
gelen kimdi?
Birkaç gün
geçmemişti, daha şoktaydık, her tarafta daha önce hiç duymadığımız sesleri
duyuyor, görmediğimiz şeyleri görüyorduk. Etrafı öyle bir koku sarmıştı ki
tarifi imkansızdı.
Etrafta
çığlıklar ağlamalar itfaiye ve ambulans sesleri birbirine karışıyordu,
koşuşturma panik çaresizlik, herkes kendi derdine düşmüştü, sanki üzerimize dev
bir göktaşı düşmüştü, her tarafta yıkılmış binalar çıkan duman ve toz bulutu,
molozlar ve altında kalan cânım! Eşyalar ve yaralı insanlar kokuşmuş cesetler
(o koku aklıma geldiğinde günlerce yemek yiyemiyordum) öyle bir görüntü ve
psikolojik hava estiriyordu ki tarifini yazmakla anlatamam.
Depremden
bahsediyorum: 17 Ağustos 1999 depreminden, yaşadığımız depremin 8.
Yıldönümü şuan saat 3:02 bunları yazarken
sanki
yeniden yaşıyorum, gözlerim dolu dolu yazıyorum, çünkü yardıma muhtaç insanlara
yardım edemiyorduk, öyle belirsizlik içindeydik ki neye uğradığımızı şaşırmış şok
yaşıyorduk, bizimde yardıma ihtiyacımız vardı. Telefonlar yok, elektrik yok, su
yok, ekmek yok ve yollar kapalı. Molozları kaldırmaya bırakın iş makinesini,
çekiç bulmak bile imkansızdı, devrilen binanın kendi demirini çıkarmak için,
yıkılırken parçalanmış kendi beton parçalarıyla vuruyor betonları kırılmış
demirin yerinden kopması için sağa sola ileri geri yaparak koparıp onunla enkaz
kazıyorduk yaralıları kurtarmak ve ölüleri çıkarmak için.
Zaman zaman
ne oldu bize diye kendi kendime soruyordum Lut kavminin, ad kavminin ve Nuh
kavminin başına gelenler mi gelmişti!!??,
Yaşıyorduk,
evet yaşıyorduk, kendimizi toparlayıp ne yapılması lazım ve gücümüz neye
yeterse yapmalıydık, şoku yavaş yavaş atlatıp cenazelerimizi kaldırmaya
başladık.
Evlerimize
giremiyorduk uydurma yapılar yapıp çadırlar kurup, yerleşiyorduk yavaş yavaş.
Tüpraşın patlama korkusunu ve artçı sarsıntıları saymazsak uyku uyuyabiliyorduk
artık.
Bir gün
barakama girdim evden aceleyle çıkardığımız çekyata uzandım öyle yorgundum ki
daha önce beğenmediğimiz evlerden iyiydi sanki, hava sıcak olmasına rağmen
yorgunluğun etkisiyle hemen uykuya dalmışım.
Henüz
uyumuştum uyumamıştım ki bir sese uyandım, ama ne ses adamın biri sokak
ortasında çığlık atar gibi avazı çıktığı kadar bağırıyordu, yattığım yerden ok
gibi fırladım, kalkmamla düşmem bir oldu, toparlanmaya çalıştım hangi yöne
gideceğimi şaşırdım, adama yöneldim sanki tanıyordum ama çıkaramıyordum, çünkü
adamın çehresi dönmüştü bir türlü çıkaramıyordum kim bu diye.
Etraftan
insanlar öyle kısa bir zamanda toplandılar ki mahşeri kalabalık bu olsa gerek.
Adam bir ona dönüyor bir ötekine, yalvarırcasına haykırıyor yakarıyor “ne olur
Allah aşkına ne olur, söylediklerime kulak verin!!!”
Adamın avazı
çıktığı kadar bağırması, yalvarması, ısrarcı ve endişeli hali beni perişan
etmişti, mahvolmuştum. Boğazıma sanki düğüm atmışlardı yutkunamıyordum bile,
dizlerim tutmuyor vücudum kontrolden çıkmıştı çenemi tutamıyordum dişlerim
kırılırcasına bir birine vuruyordu, Allah’ım neydi bu!
Titremekten
ne kımıldıyordum nede oturabiliyordum, sanki beni mekandan uzaklaştırmışlardı,
dayanak bulamıyordum sanki uzay boşluğundaydım, tutunacak dayanacak yığılacak
yer yoktu sanki,
Adamın hali
söyledikleri beni öyle etkilemişti ki, hele söyledikleri sanki adam kulağımıza
değil, frekansını yakalamış direk yüreğimize söylüyordu.
Aman
Allah’ım birden adam bana yöneldi, kalbim yerinden çıkıyordu kalbimin yeri
değişmişti sanki, başka yerlerden atıyordu kımıldayamıyordum, iyicene yaklaştı
saniyeler saat olmuştu, ne adamdan gözlerimi kaçıra biliyorum nede bakmak
istiyorum, ağzından köpükler çıkıyor, gözleri kan çanağı, burun delikleri
kızgın boğayı andırıyordu elleri aslan pençesi gibi açılmıştı, sanki kudurmuştu
ama belli ki aklı başındaydı.
İyicene
yaklaştı kalbimin sesini artık duymuyordum, ya çok hızlı atıyor yada durmuştu,
bir kara bulut gibi çökmüştü üstüme, yakamdan tutu bağırmaktan çatallanmış
sesiyle son ses bağırarak, ne duruyorsunuz, ne yatıyorsunuz, sizi gidi
gafiller, sizi gidi nankörler, diyerek etrafına bakınarak haykırıyordu. Beni
kendine çekti sen evet sen dedi, o kadar bağırıyordu ki birden sesi çıkmadı,
öksürmeye başladı hem öksürüyor hem ağlıyor gözlerinden yaş yerine sulu kan
geliyordu belli ki ağlamaktan gözyaşı bitmişti.
Adam
bir şeyler anlatacak öyle abartarak olağan üstü anlatıyor ki etkilenmemek için
taş olmak lazım, yok yok sanki taşlarda etkileniyordu. Adamın anlatmak
istediklerine dili yeterli gelmiyordu, mimikleri, bedeni, elleri ve ayakları da
konuşuyordu.
Bir
ara gözlerim etrafa takıldı, o mahşeri kalabalık bir kısmı el açmış yalvarıyor,
bir kısmı secdeye varıyor yakarıyorlar, Allah’ım demeleri ya Rabbi demeleri
beni hepten mahvediyordu, duygularım son sınırını yaşıyordu ağlamıyordum
hıçkıra hıçkıra böğürüyordum.
Etrafta
uğultu sesleri ağlaşmalar bir birine geçmişti. Allah’ım! Ey yüce Allah’ım
kimsesizlerin çaresizlerin Rabbi bize yardım et diye yakarıyordum.
Daha önce
hiç böyle dua etmemiştim, edemezdim de zaten, adama bir türlü soramıyordum sen
kimsin, ne istiyorsun ve sana nasıl yardımımız dokunur diye.
Adamın
bedeninde yanıklar vardı, az ileride bir bina yıkılmıştı altında fırın vardı ve
yıkıldıktan sonra yanıyordu, dedim her halde oradan çıkarmışlar.
Benim bir
türlü soramadığımı o söyledi bağırmaktan ağlamaktan öyle bir hale gelmişti ki
adamda ne ses teli neden göz yaşı kalmıştı yine ağlamaklı kısık bir sesle
“ben nereden geliyorum biliyormusun?” dedi, adam nedense beni çok
etkilemişti hiçbir şey söylemiyor, ama çok şey anlatıyordu.
Adamın
yürüyüşü duruşu hareketleri yetiyordu konuşamıyordum tekrar etti “biliyormusun
ben nereden geliyorum” hayır diye işaret ettim, cevabı çok dehşet vericiydi
“BEN CEHENNEMDEN GELİYORUM” dedi ve beni sağa sola sallamaya başladı, beni bir
kuş gibi sallıyordu salladı bir daha salladı birden artçı bir depremle uyandım ki
meğer barakada o yorgunluğun etkisiyle kabus görmüştüm.
Dışarı
çıktım sanki on yıl yaşlanmıştım, o rüyanın etkisinden kurtulamıyordum, aklıma
ya gerçekten birisi cehennemden çıkıp gelse!!!!!!!!!!!!!!!!!!! diye geçirdim,
öyle ya abartılı değil birine fırsat verilse bizi ancak böyle uyarır.
Özür
diliyorum sevgili dostlar, belki duygularınızı incitmiş olabilirim, ama
inanıyorsak cehennemden gelmeye ne gerek var.
Allah’a
emanet olun, hem burada hem ahirette.
__________________ Ey inananlar, Allah'tan korkarsanız O size iyi ile kötüyü ayırdedici bir anlayış verir, kötülüklerinizi örter ve sizi bağışlar. Allâh büyük lutuf sâhibidir
|
Yukarı dön |
|
|
sebemelikesi Katilimci Uye
Katılma Tarihi: 03 aralik 2006 Yer: Turkiye Gönderilenler: 49
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
Selamlar, sayın ibrahimim.
Bizi 8 yıl öncesine götürdünüz. Ve gerçekten çok zorlu bir gündü. Ben o an deprem oluyor diye düşünmemiştim her halde kıyamet kopuyor dedim ve daha 20 günlük kızımı kucağıma alıp artık yolun sonu diye düşündüm ve çaresizlik içinde yere oturup rabbime dua etmeye başladım.
Tam o sırada dışarıdan bir sesle irkildim ve büyük kaynım deprem oluyor dışarı çıkın diye bağırıyor hem de kapıyı yumrukluyordu hemen kızımı iyice sarıp dışarı koştuk.
o güne kadar depremi hep duymuştuk. fakat yaşamak çok başka bir şeymiş onu anladım.
Sahip olduğumuz hiçbir şeyin kıymetini bilmediğimizi o gün daha iyi anlamıştım. İçine sığmadığımız o evler meğer saraymış dedik. Çünkü depremden sonra barakalarda çadırlarda hatta ilk önceler arabaların içinde sabahlıyorduk minicik yavrularımızla.
İkişer metre barakalarda da yaşanıyormuş demek ki. Dahası daha önce bir arada durmayı bile kendine yakıştırmayan insanlar aynı çadırda yemek yiyor ve aynı barakalarda duruyordu. Hiç kimsenin kimseye üstünlüğü yoktu. Mecbur kalınca nasılda bir arada yaşıyorlardı. Fakat biz insanoğlu o kadar nankörüz ki rabbimin dediği gibi.
16/83 Allah'ın nimetini biliyorlar, sonra da onu inkar ediyorlar. Çoğu nankördür bunların.
14/7 Rabbinizin şunu duyurduğunu da hatırda tutun: Eğer şükrederseniz, ben de sizin için mutlaka artıracağım. Ve eğer nankörlük ederseniz hiç kuşkusuz benim azabım çok çok şiddetlidir.
14/18 Rablerine nankörlük edenlerin amelleri, fırtınalı bir günde rüzgârın tarumar ettiği küle benzer. Kazandıklarından hiçbir şey elde edemezler. İşte bu, dönüşü olmayan sapıklığın ta kendisidir.
14/34 Kendisinden istediğiniz herşeyden size bir parça verdi. Allah'ın nimetini saymaya kalksanız, sayıp bitiremezsiniz. Doğrusu şu ki insan, gerçekten çok zalim, çok nankördür.
17/27 Çünkü saçıp savuranlar şeytanların kardeşleri olurlar. Ve şeytan kendi Rabbine nankörlük etmiştir.
Zaman geçti yaralar sarıldı evler onarıldı. Ve her zaman olduğu gibi bu olaydan ders alan aldı almayanda tabir yerinde ise sanki daha da azgın bir hale geldi. Rahman olan Allah demiyor mu ki?
6/27 Ah bir görsen, ateşin başında durdurulup da şöyle dediklerini: "Ne olurdu, geri gönderilsek, Rabbimizin ayetlerini yalanlamasak ve müminlerden oluversek."
6/28 İşin doğrusu şu: Önceden gizlemekte oldukları karşılarına dikildi. Geri gönderilselerdi yasaklandıkları şeyi mutlaka yineleyeceklerdi. Doğrusu, onlar, tam yalancıdırlar.
Rabbim ne güzel örnekler veriyor. Onları bir daha dünyaya göndersek tekrar aynı günahı işlerler. Deprem buna ne kadar güzel bir örnek. O günü yaşayıp da iman etmeyen insan hangi şeye inanacak.
İman yürek işi, kalpler bir kere karardımı artık aydınlığı bulamıyor. Kararan kalplerin aydınlanması dileği ile Allah’a emanet kalın.
__________________ "De ki: "İbadetiniz olmasa Rabbim size ne diye değer versin?"
|
Yukarı dön |
|
|
omertsl Uzman Uye
Katılma Tarihi: 06 temmuz 2007 Yer: Turkiye Gönderilenler: 107
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
Ellerinize sağlık.Özellikle "İbrahimim"in yazısı güzel ve etkileyiciydi...
Benim de aklıma gelmiştir bu depremler bu insanları helak etmek için mi!? Ama görüyorum ki - anladığım kadarıyla - helak değil.Kavimler helak olurken sadece inanmayanlar helak edilirdi , inananlar göç ettirilirdi(peygamberler sayesinde)...Ama onlarda yok şimdi!Herhalde inananları Allah imtihan ediyor depremle.Herhalde böylece daha da imanlarını güçlendiriyor Allah...
Deprem gerçekten korkulacak birşey ve Allahın kitabında da yazdığına göre bazı kavimler depremlerle helak oldu ve yeryüzünden silindi...
Bana göre deprem; inananlara "İmtihan", kafirlere "Helak"...
Şunuda söylemek lazım imanlı ölene "helak oldu" demek olmaz;) Belkide Allah onu bekletmeden nimetlerine kavuşturacak yada ona ömrün en kötü yanını -yaşlılığı- göstermeyecek...
Kur'anla ve esenle kalın...
__________________ ZUHRUF/22:Hayır!"Sadece,biz babalarımızı bir din üzerinde bulduk,biz de onların izinde gidiyoruz"derler.
ATALAR(beleşçilik) DİNİNE SON!!!(Öncenin Putperest'i , şimdinin Sözde Müslümanı...)
|
Yukarı dön |
|
|
Hasan Akcay Uzman Uye
Katılma Tarihi: 11 ekim 2005 Gönderilenler: 767
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
Sevgili ibrahimim ve sebemelikesi, depremde yaşadıklarınzı bizimle paylaştığınız için candan teşekkür Allah, o depremin benzerini bir daha yaşatmasın, efendim.
sebemelikesi Yazdı:
Dahası daha önce bir arada durmayı bile kendine yakıştırmayan insanlar aynı çadırda yemek yiyor ve aynı barakalarda duruyordu. Hiç kimsenin kimseye üstünlüğü yoktu. |
|
|
Karasu’da bir akrabam vardı. Deprem sabahı ona ulaşmaya çalıştım. Kuşluk vakti Adapazarı’na vardım.
Koskoca kent yerle bir olmuştu. İnsanlar yıkıntıların arasında beyni alınmış kuşlar gibi dolanıyordu. Erkekler ağlamaz demedim; hüngür hüngür ağladım.
Arabamın camından bir genç uzattı başını. "Anamı gördün mü?"
Arabam İstanbul plakalıydı; dışardan geldiğim belliydi. Ama onun gözünde Adapazar’lıydım ben ve aileden. Anamız bakkala gitmişti de sanki; dönmemişti. Onu soruyordu bana.
Sevgi ile, Hasan Akçay
|
Yukarı dön |
|
|
yunusemre Yasaklı
Katılma Tarihi: 16 mayis 2007 Yer: Turkiye Gönderilenler: 213
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
Yunus Suresi (22- 23- 24- 25) |
O, sizi karada ve denizde gezdirip dolaştırandır. Öyle ki gemilerle denize açıldığınız ve gemilerinizin içindekilerle birlikte uygun bir rüzgarla seyrettiği, yolcuların da bununla sevindikleri bir sırada ona şiddetli bir fırtına gelip çatar ve her taraftan dalgalar onlara hücum eder de çepeçevre kuşatıldıklarını (batıp boğulacaklarını) anlayınca dini Allah'a has kılarak "Andolsun, eğer bizi bundan kurtarırsan, mutlaka şükredenlerden olacağız" diye Allah'a yalvarırlar.
Fakat onları kurtarınca, bir de bakarsın ki yeryüzünde haksız yere taşkınlık yapıyorlar. Ey İnsanlar! Sizin taşkınlığınız, sırf kendi aleyhinizedir. (Bununla) sadece dünya hayatının yararını elde edersiniz. Sonunda dönüşünüz bizedir. (Biz de) bütün yaptıklarınızı size haber vereceğiz.
Dünya hayatının hâli, ancak gökten indirdiğimiz bir yağmurun hali gibidir ki, insanların ve hayvanların yedikleri yeryüzü bitkileri onunla yetişip birbirine karışmıştır. Nihayet yeryüzü (o bitkilerle) bütün zinet ve güzelliklerini alıp süslendiği ve sahipleri de onun üzerine (her türlü tasarrufa) kadir olduklarını sandıkları bir sırada, geceleyin veya güpegündüz ansızın ona emrimiz (afetimiz) geliverir de, bunları, sanki dün yerinde hiç yokmuş gibi, kökünden yolunmuş bir hâle getiririz. İşte düşünen bir toplum için, âyetleri böyle ayrı ayrı açıklıyoruz.
Allah esenlik yurduna çağırır ve dilediğini doğru yola iletir. |
Selametle..
|
Yukarı dön |
|
|
muvahhit Ayrıldı
Katılma Tarihi: 24 haziran 2006 Yer: Turkiye Gönderilenler: 669
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
selam...
cehennemden gelen.
arkadaş tüyler diken diken oldu...
deprem sonrası insanlar Allah Allah...yaralar sarıldı evluyaullah..
deprem ve sonrasında insanlarda;rabbleri tarafından değerli görülmedik...nasıl görülelim ki..vakit namazlarıyla mı?
şiddeti tepelerinde hissedenlerin hisleri ve zanları Allaha karşı aniden değişiyor..kimi kendini sorumlu ve suçlu hissediyor...kimi Allaha sövüyor kimileride oh çekiyor Allah adına.
bir imam vardı..bir gün motoruyla giderken çakıllı alanda dengesini kaybetti..kendi bi tarafa motor bi tarafa yuvarlandı gitti..ayağa kalktı...
kardeş geçmiş olsun bişeyin yok inşallah...
Allahım ben ne yaptım sana da bu başıma geldi....yani;
Allahım ben senin yolun için çalışan bir zatım elimden gelen iyiliği de kimseden esirgemem,ben bu kadar uğraşıyorsam beni niye korumadın..açılım bitti.
bu felaketi kazasız belasız atlatanlardan bazıları ise...kaldırın bu leşleri burdan'' dahi diyebilmiştir.Cüppeli züppe gibileri ise orayı Allah işledikleri yüzünden yere batırdı'' demiştir..açılımı;ey Allahım bizler senin ne mutlu kullarınmışız ki Sen bizi kayırdın ve onlara gereken cezayı hiiiiç bize dokundurmadan onlara verdin...ey cemaat sözümü iyi dinleyin..Allah cebraili gönderdi cebrail kanadını bi vurdu orası yerle bir oldu...açılım bitti...
ev yapacak iki kişi...
usta var mı orada..
--evet kahvede biri var...
ustam sana ev yaptıracamda kaça yaparsın..
--on paraya yaparım..
yap öyleyse...
ustam namaz vakti geldi sende namaz kılacan mı?
ev yaptıracaklardan ikincisi..
selam buraya ev yaptırmak istiyorum..zemin hakkında bir bilgimiz var mı
--evet etüdleri yapılmıştı zaten..buraya perde temel atmak gerekiyor...kabasını da zemin direkler ve tabla olarak ayrı ayrı yapmak yerine tünel kalıp sistemiyle komple olarak inşaa etmek gerekiyor...
ne gerekiyorsa yapalım...
hey ustalar işin bitmesinden dolayı akşama size şöyle mezeli aslan sofrası kuracağım...
17/08/1999 saat 03:05 yada herneyse..
Allah Allah ALLLLLLLLAAAAAAAAHHHHHHHHHHHH
imam yada müftü yada bilmem kim...
gördünüz mü ahali suçlular cezalarına kavuştu...
hanım iyiki evi komple olarak betonlamışız...yoksa halimiz haraptı..
--tabi ki bey..buranın zemininin ne olduğunu biliyoruz başka türlü zaten intihar olurdu...
merhumu nasıl bilirdiniz...
iyi bilirdik...vakit namazlarını kılar işçisine bile sorardı...
sünnetullahı göz ardı edenler,zaman gelir zamanda göz ardı olur.
ikincisi yolda...bizler ise o yolda kurbanlıklar gibi bekleşip durmaktayız..
__________________ Herkes kendi ameliyle Allah’ın huzuruna gider
|
Yukarı dön |
|
|
prenses Newbie
Katılma Tarihi: 24 kasim 2006 Yer: Turkiye Gönderilenler: 21
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
değerli ibrahimim yazınız gerçekten çok etkileyici.bu depremi bende yaşadım acılarınızıı paylaşıyorum hem o felakketten sonra ders alamayanlar için hemde felakette yitirdiklerimiz için.çok doğru sölemişsiniz insanları uyarmak için illada cehennemden gelen birimi olmalı.iamn edenler için geçerli değil tabi.insan oğlu nankördür defalarcada uyarılsalar arabaları düze çıktığında ardına bile bakmadan kaldıkları yerden devam ederler.zorda kaldıklarında allahı hatırlayıp başlarını secdeden kaldırmazlar ama feraha çıktıklarındada haşa 'kusura bakma allahım buraya kadarmış' deyip kaldıkları yerden devam ederler yaşantılarına.
O, sizi karada ve denizde gezdirip dolaştırandır. Öyle ki gemilerle denize açıldığınız ve gemilerinizin içindekilerle birlikte uygun bir rüzgarla seyrettiği, yolcuların da bununla sevindikleri bir sırada ona şiddetli bir fırtına gelip çatar ve her taraftan dalgalar onlara hücum eder de çepeçevre kuşatıldıklarını (batıp boğulacaklarını) anlayınca dini Allah'a has kılarak "Andolsun, eğer bizi bundan kurtarırsan, mutlaka şükredenlerden olacağız" diye Allah'a yalvarırlar.
Fakat onları kurtarınca, bir de bakarsın ki yeryüzünde haksız yere taşkınlık yapıyorlar. Ey İnsanlar! Sizin taşkınlığınız, sırf kendi aleyhinizedir. (Bununla) sadece dünya hayatının yararını elde edersiniz. Sonunda dönüşünüz bizedir. (Biz de) bütün yaptıklarınızı size haber vereceğiz.
azim olan allah doğru söyler..yazılarınızın devamını bekleriz kalemine sağlık allah razı olsun..
__________________ ttp://ibadetleriniz olmasa Allah sizin neyinize değer versin!!!
|
Yukarı dön |
|
|
ibrahimim Uzman Uye
Katılma Tarihi: 17 ekim 2006 Yer: Turkiye Gönderilenler: 506
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
Sebemelikesi, omertsl, Hasan Akcay, yunusemre, muvahhit ve prenses hepinize ilginiz ve katkınızdan dolayı teşekkür ederim.
Allah sizden razı olsun, ilminizi artırsın.
İyilikler güzellikleri doğurur. yüreğinizdeki güzellikler, yüzünüze, işinize, amelinize ve kaleminize yansır.
Sevgi saygı muhabbetle.
Allah'a emanet olun.
__________________ Ey inananlar, Allah'tan korkarsanız O size iyi ile kötüyü ayırdedici bir anlayış verir, kötülüklerinizi örter ve sizi bağışlar. Allâh büyük lutuf sâhibidir
|
Yukarı dön |
|
|
ŞiaRıM-KuRaN Uzman Uye
Katılma Tarihi: 26 aralik 2006 Yer: Turkiye Gönderilenler: 124
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
KEŞKE DEMEDEN
Selamun aleykum
İbrahimim abi yazını okudum ve gerçekten çok etkıleyıcı bı yazıydı ALLAH razı olsun.
Depremi yaşıyan biri olarak nacizane bi anımı sızlerle paylaşmak istiyorum.
Henüz deprem ilk akşamı büyük şoku üzerimizden atmaya çalışırken akşam saatlerınde aniden farklı bir gelişme oldu.Bütün arabalar,kalabalık ınsanlar,çocuklar bastonlu yaşlılar,kadınlar kimi memleketıne kımı başka şehire kımı daglara herkes sağ sola yönelmiş kaçıyordu.
Biri giderken aglayarak Annem enkazda kaldı,biri kardeşimi çıkaramadım,diğeri ablam sagdı enkaz altından bıze bagırıyordu; 'KURTARIN BIRAKMAYIN BENİ DİYE' onu çıkaramadan gidiyorum diyordu.Kısaca herkez herşeyını enkaz altında bırakmış kaçışmaya başlamıştı.
Ne oluyor diye sordugumda Tüpraş patlıyor ne duruyorsunuz kaçsanıza dedıler.yanımızdakı komşular,akrabalar herkez gitti birtek bızım aılemız kalmıştı.Babam ve amcamlar daga gıtmenın bı faydası olmayacagını sölemışlerdı gerçekten haklılardı.Korku ve tedırgınlık içerisinde beklıyorduk henuz baraka çadır yapmaya vaktımız olmadıgından arabalarda yatıyorduk.Ben ise dışarıda çekyat uzerınde yatıyordum.Bir ara uykuya dalmışım.Korkuyla yattıgım için bi irkiltiyle uyandım etrafıma baktım kımsecıkler yoktu.Tek başıma kalmıştım.Yanımızdakı arabalarımız hiç birşey yoktu koca meydanda uyudugum çekyat ve ben başka kımsecıkler yoktu.Allahı hatırlamak yenı gelmişti aklıma Allahım benı kurtar dıyordum sana dosdogru kul olacagım dıyordum.Gözyaşlarım akmıyor ama içimde fırtınalar kopuyordu.Kaçmalıydım kurtulmalıydım.Allahım benı azaptan kurtarda ömur boyu aç gezeyım dıyordum.Çok sevdıgım aılem bıle gelmıyordu aklıma.Napacaktım ölmekten çok hazır olmadıgım için cehenneme gıtmekten korkuyordum.Korktukça korkum artıyor Allaha yakarışım içimde çağlıyordu.Keşke diyordum Keşke... İbadetlerini gereği gibi yapan Ahlaklı duruş sergileyen biri olsaydım diyordum.İçimden bir seste bana ; şimdimi diyorsun bunları şimdi mi? neden daha önce düşünmedin...NEDEN diyordu Birden bir ses geldı ve çok buyuk ırkılmeyle uyandım ki halam benım nefes alış verış sesıme gelmıştı noldu oglum sana dedı.Aglamıyordum ama agzımdan kelıme çıksa gözyaşlarım kelımelerden daha çabuk dökulecektı.
İşte Allaha salıh bır kul olmak için başımıza bır felaket gelmesımı lazım.Allah okadar adıl ve buyuk ki insanların hanif olması için önlerine her türlü ımkanı sunuyor. Ama ınsan yani bizler nankörluge devam edıyoruz.
ALLAH bizleri nankör olmayan kullarından eylesın İNŞALLAH
SELAM ve DUA ilee...
__________________ ZÜMER-2739/27 Andolsun, biz bu Kur'an'da insanlara her türden örnekler verdik ki düşünüp öğüt alabilsinler.
|
Yukarı dön |
|
|
ibrahimim Uzman Uye
Katılma Tarihi: 17 ekim 2006 Yer: Turkiye Gönderilenler: 506
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
ibrahimim Yazdı:
Cehennemden
gelen kimdi?
Birkaç gün
geçmemişti, daha şoktaydık, her tarafta daha önce hiç duymadığımız sesleri
duyuyor, görmediğimiz şeyleri görüyorduk. Etrafı öyle bir koku sarmıştı ki
tarifi imkansızdı.
Etrafta
çığlıklar ağlamalar itfaiye ve ambulans sesleri birbirine karışıyordu,
koşuşturma panik çaresizlik, herkes kendi derdine düşmüştü, sanki üzerimize dev
bir göktaşı düşmüştü, her tarafta yıkılmış binalar çıkan duman ve toz bulutu,
molozlar ve altında kalan cânım! Eşyalar ve yaralı insanlar kokuşmuş cesetler
(o koku aklıma geldiğinde günlerce yemek yiyemiyordum) öyle bir görüntü ve
psikolojik hava estiriyordu ki tarifini yazmakla anlatamam.
Depremden
bahsediyorum: 17 Ağustos 1999 depreminden, yaşadığımız depremin 8.
Yıldönümü şuan saat 3:02 bunları yazarken
sanki
yeniden yaşıyorum, gözlerim dolu dolu yazıyorum, çünkü yardıma muhtaç insanlara
yardım edemiyorduk, öyle belirsizlik içindeydik ki neye uğradığımızı şaşırmış
şok yaşıyorduk, bizimde yardıma ihtiyacımız vardı. Telefonlar yok, elektrik
yok, su yok, ekmek yok ve yollar kapalı. Molozları kaldırmaya bırakın iş
makinesini, çekiç bulmak bile imkansızdı, devrilen binanın kendi demirini
çıkarmak için, yıkılırken parçalanmış kendi beton parçalarıyla vuruyor
betonları kırılmış demirin yerinden kopması için sağa sola ileri geri yaparak
koparıp onunla enkaz kazıyorduk yaralıları kurtarmak ve ölüleri çıkarmak için.
Zaman zaman
ne oldu bize diye kendi kendime soruyordum Lut kavminin, ad kavminin ve Nuh
kavminin başına gelenler mi gelmişti!!??,
Yaşıyorduk,
evet yaşıyorduk, kendimizi toparlayıp ne yapılması lazım ve gücümüz neye
yeterse yapmalıydık, şoku yavaş yavaş atlatıp cenazelerimizi kaldırmaya
başladık.
Evlerimize
giremiyorduk uydurma yapılar yapıp çadırlar kurup, yerleşiyorduk yavaş yavaş.
Tüpraşın patlama korkusunu ve artçı sarsıntıları saymazsak uyku uyuyabiliyorduk
artık.
Bir gün
barakama girdim evden aceleyle çıkardığımız çekyata uzandım öyle yorgundum ki
daha önce beğenmediğimiz evlerden iyiydi sanki, hava sıcak olmasına rağmen
yorgunluğun etkisiyle hemen uykuya dalmışım.
Henüz
uyumuştum uyumamıştım ki bir sese uyandım, ama ne ses adamın biri sokak
ortasında çığlık atar gibi avazı çıktığı kadar bağırıyordu, yattığım yerden ok
gibi fırladım, kalkmamla düşmem bir oldu, toparlanmaya çalıştım hangi yöne
gideceğimi şaşırdım, adama yöneldim sanki tanıyordum ama çıkaramıyordum, çünkü
adamın çehresi dönmüştü bir türlü çıkaramıyordum kim bu diye.
Etraftan
insanlar öyle kısa bir zamanda toplandılar ki mahşeri kalabalık bu olsa gerek.
Adam bir ona dönüyor bir ötekine, yalvarırcasına haykırıyor yakarıyor “ne olur
Allah aşkına ne olur, söylediklerime kulak verin!!!”
Adamın avazı
çıktığı kadar bağırması, yalvarması, ısrarcı ve endişeli hali beni perişan
etmişti, mahvolmuştum. Boğazıma sanki düğüm atmışlardı yutkunamıyordum bile,
dizlerim tutmuyor vücudum kontrolden çıkmıştı çenemi tutamıyordum dişlerim
kırılırcasına bir birine vuruyordu, Allah’ım neydi bu!
Titremekten
ne kımıldıyordum nede oturabiliyordum, sanki beni mekandan uzaklaştırmışlardı,
dayanak bulamıyordum sanki uzay boşluğundaydım, tutunacak dayanacak yığılacak
yer yoktu sanki,
Adamın hali
söyledikleri beni öyle etkilemişti ki, hele söyledikleri sanki adam kulağımıza
değil, frekansını yakalamış direk yüreğimize söylüyordu.
Aman
Allah’ım birden adam bana yöneldi, kalbim yerinden çıkıyordu kalbimin yeri
değişmişti sanki, başka yerlerden atıyordu kımıldayamıyordum, iyicene yaklaştı
saniyeler saat olmuştu, ne adamdan gözlerimi kaçıra biliyorum nede bakmak istiyorum,
ağzından köpükler çıkıyor, gözleri kan çanağı, burun delikleri kızgın boğayı
andırıyordu elleri aslan pençesi gibi açılmıştı, sanki kudurmuştu ama belli ki
aklı başındaydı.
İyicene
yaklaştı kalbimin sesini artık duymuyordum, ya çok hızlı atıyor yada durmuştu,
bir kara bulut gibi çökmüştü üstüme, yakamdan tutu bağırmaktan çatallanmış
sesiyle son ses bağırarak, ne duruyorsunuz, ne yatıyorsunuz, sizi gidi
gafiller, sizi gidi nankörler, diyerek etrafına bakınarak haykırıyordu. Beni
kendine çekti sen evet sen dedi, o kadar bağırıyordu ki birden sesi çıkmadı,
öksürmeye başladı hem öksürüyor hem ağlıyor gözlerinden yaş yerine sulu kan
geliyordu belli ki ağlamaktan gözyaşı bitmişti.
Adam bir
şeyler anlatacak öyle abartarak olağan üstü anlatıyor ki etkilenmemek için taş
olmak lazım, yok yok sanki taşlarda etkileniyordu. Adamın anlatmak
istediklerine dili yeterli gelmiyordu, mimikleri, bedeni, elleri ve ayakları da
konuşuyordu.
Bir ara
gözlerim etrafa takıldı, o mahşeri kalabalık bir kısmı el açmış yalvarıyor, bir
kısmı secdeye varıyor yakarıyorlar, Allah’ım demeleri ya Rabbi demeleri beni
hepten mahvediyordu, duygularım son sınırını yaşıyordu ağlamıyordum hıçkıra
hıçkıra böğürüyordum.
Etrafta
uğultu sesleri ağlaşmalar bir birine geçmişti. Allah’ım! Ey yüce Allah’ım
kimsesizlerin çaresizlerin Rabbi bize yardım et diye yakarıyordum.
Daha önce
hiç böyle dua etmemiştim, edemezdim de zaten, adama bir türlü soramıyordum sen
kimsin, ne istiyorsun ve sana nasıl yardımımız dokunur diye.
Adamın
bedeninde yanıklar vardı, az ileride bir bina yıkılmıştı altında fırın vardı ve
yıkıldıktan sonra yanıyordu, dedim her halde oradan çıkarmışlar.
Benim bir
türlü soramadığımı o söyledi bağırmaktan ağlamaktan öyle bir hale gelmişti ki
adamda ne ses teli neden göz yaşı kalmıştı yine ağlamaklı kısık bir sesle
“ben nereden geliyorum biliyormusun?” dedi, adam nedense beni çok
etkilemişti hiçbir şey söylemiyor, ama çok şey anlatıyordu.
Adamın
yürüyüşü duruşu hareketleri yetiyordu konuşamıyordum tekrar etti “biliyormusun
ben nereden geliyorum” hayır diye işaret ettim, cevabı çok dehşet vericiydi
“BEN CEHENNEMDEN GELİYORUM” dedi ve beni sağa sola sallamaya başladı, beni bir
kuş gibi sallıyordu salladı bir daha salladı birden artçı bir depremle uyandım
ki meğer barakada o yorgunluğun etkisiyle kabus görmüştüm.
Dışarı
çıktım sanki on yıl yaşlanmıştım, o rüyanın etkisinden kurtulamıyordum, aklıma
ya gerçekten birisi cehennemden çıkıp gelse!!!!!!!!!!!!!!!!!!! diye geçirdim,
öyle ya abartılı değil birine fırsat verilse bizi ancak böyle uyarır.
Özür
diliyorum sevgili dostlar, belki duygularınızı incitmiş olabilirim, ama
inanıyorsak cehennemden gelmeye ne gerek var.
Allah’a
emanet olun, hem burada hem ahirette.
|
|
|
Kimse yok muuuuu… muuuu…
muuu…
muu…
mu…
m…
…
Sesimi duyan yok muuuuu…
muuuu…
muuu…
muu…
mu…
m…
…
Beni kurtaran yok muuuuu…
muuuu…
muuu…
muu…
mu…
m…
…
Canım çok yanıyor,
Korkuyorum,
Üşüyorum,
Susadım,
Acıktım,
Çok yorgunum,
Ben şimdi ne yapacağım!?
Birden bire nasıl düştüm bu duruma!?
Böyle bir durumda kime gidilir? Ne yapılır?
Ah anacığım beni niye doğdun?
Beni bu dünyaya kim getirdi?
Tabi ya bizi bir yaratan var, evet evet Allah var…
Şükürler olsun sana ey Allah’ım,
Allah’ım, iyi ki varsın Allah’ım,
Kimsesizlerin kimsesi Allah’ım,
Çaresizlerin çaresi Allah’ım,
Allah’ım, Allah’ım, Allah’ım,
İçime bir ferahlık geldi, bi rahatladım sanki
oohh…
İçim çekiliyor, canım çıkıyor galiba,
Ölüyorum, evet evet ölüyorum,
Daha önce hiç tattığımı bilmem, nasıl bir duygu
bu?
Canımı almaya kim gelecek, beni kim götürecek?
Hesabımı rahat verecek miyim?
Acaba cennete gidecek miyim?
Allah’ım beni affet, bugün senden başka sığınacak
kimsem yok…
bugün senden başka sığınacak kimsem yok…
senden başka sığınacak kimsem yok…
başka sığınacak kimsem yok…
sığınacak kimsem yok…
kimsem yok…
yok…
senden başka Allah’ım.
__________________ Ey inananlar, Allah'tan korkarsanız O size iyi ile kötüyü ayırdedici bir anlayış verir, kötülüklerinizi örter ve sizi bağışlar. Allâh büyük lutuf sâhibidir
|
Yukarı dön |
|
|
|
|