selamlar

islam ümmeti bilindiği gibi çok sesli bir topluluktur. İçerisinde o kadar çok kültürel bir yoğunluk vardır ki, bu kültür yoğunluğu dönemimizde bir harp gibi vücut bulmuş ve gelenekler savaşı halini almıştır. Emevi bozgunu ve yahudi saldırıları tarihsel süreçte Kuran inancını ve tevhid anlayışını zedelemiştir.

Bu gelenekler savaşı artık son bulmalıdır, Kuran merkezden uzaklaştıkca doğan inanç zaafiyetleri artık son bulmalıdır. Uydurulmuş müşrikat yığını dini anlayış son bulmalıdır.

Ben bunu yapabilecek gücü Allah ın izni ile hanif kardeşlerimizde görmekteyim. Bu bilinci taşıyan, şirk ve tevhidi algılamış tem topluluk hanif topluluğudur. Şimdi bu değerli hazineyi topluma sunmak gerekmezmi. Bu hazineyi göz ardı etmek bencillik değilmidir. Kuran bunu emretmiyormu..

Bence böyle bir güç birliği muhakkak gerekmektedir. Siyasetten uzak, sadece tebliğ amacı güden böyle bir dernekleşme şahsımca dünyanın ihtiyacı olan bir olgudur.

Allah sizinle beraberse sizinle kim başedebilir, Ya O sizi terk ederse sizi kim kurtarabilir. Ayet numarasını unuttuğum ayette ciddi manada önem arz eden bir vurgu vardır. Eğer ameliniz tevhid ise, şirke ve nifağa karşı harp ilan ettiyseniz gerçekten sizinle kim başedebilir.

Ben bu sitede ümitsiz insanlar tanıdım, ümidini yitirmiş insanlar. Hiçbirşeyin düzelmeyeceğine inanan insanlar.. Sayın dostlar, ümitsizlik hakikat dahilinde imansızlıktır.. Böyle bir gaflete tabii olmamalısınız. Birde kendini hakir görenleri tanıdım, Lakin cevher kuranı eline alandır. Onu anlamaya çalışan her kul bir mücevherdir. O tevhid yolunun yolcusudur.. Birde herşeyi normal görenleri tanıdım, dostlar, şirk alem-i kuşatmış ve şeytani olmakla beraber zülmani bir ütopya tüm cihana saldırmaktadır. İşte böyle bir zulüm ve küfre seyirci olmak da zulme ortak olmak değilmidir. Yanıbaşımızda kendisine zulmeden kişiler varken bizler nasıl kendi tevhidimizin peşine düşeriz..

Biz bir noktada bazı gerçeklerin farkına varmış bir topluluğuz. Bir kişinin yapabileceği iş ile 100 kişinin yapabileceği iş apayrıdır. Benderim ki bu kurumsallaşma oluşmalı ve yüzlerce insan tebliğ vaziefsini tek bir vücuttan güçlü bir ses olarak icra etmelidir. Burda kin, ideoloji, politika, siyaset vs olmamalıdır. Yanlızca ve sadece halka hakkı yansıtmak ve toplumları bölük bölük tevhide davet etmek....

Bu bir bina gibidir, bir tuğla koyanda bir duvar örende eşittir.. Şimdi merak ediyorum ilme tabi olmuş, kuranı rehber edinmiş, müşrikate harp ilan etmiş tevhid erleri ne diyorlar.

Ben bu başlığı açtım, ilk mesajı bakara170 dostumuz yolladı. Şuan itibari ile 2 kişiyiz. buyrun paylaşalım konuşalım istişare edelim ve bu ilmi olguyu 2 kişiden 200 kişiye taşıyalım..

mıhabbetle

sayın bakara170, okun, muvahhit ve tüm tevhid ehli dostlar

Şu an itibari ile gerçekten hakiki bir memnuniyet ve huzur içerisindeyim. Görmekteyim ki dostlar böyle bir hususu gerçekten çok ciddi bir şekilde değerlendirmiş ve güzel fikirleri ile ortak bir sinerji oluşturmuş. Bir hususa değinmek isterim. Dostlar, iman imkan doğurur. Bu kaçınılmaz bir gerçekliktir ki, doğru yola ileten topluluklar için Rablerinden bir sebep ve imkan vardır... İlk aşamada dostlarımızın bir fikri birliktelikle, üzerlerindeki ölü toprağını atması gerekmektedir. Artık vaziyet iyi irdelenmeli ve tevhid dini mensubları, toplumları uyarmak adına biraraya gelmelidir. Sayın dostlar fikirler konuştukca, insanlar hacc46 da belirtildiği gibi kalpleriyle akletmeye başladıkca emin olalım ki, Alemlerin Rabbi olan Allah herdaim o birlikteliğe yardımcı olacaktır. Biz eğer hanifsek ve tevhidi dini Allaha özgü kılıyor, şirk ile mücadele veriyorsak, bunu çok daha büyük bir alanda faal olarak hayata geçirmemiz icab etmektedir.

Dernekleşme dediğimiz olguda bunun ikinci adımıdır. Bizler zaten ilk adımı bu forumlarda atmadıkmı. Faal olmak mühim bir husustur. Elbetde yurtdışında olanlar, farklı şehirlerde olanlar vardır. Ancak unutmayalım ki konu tevhidi tebliğ ise kilometreler tuz buz olur. Emin olunuz dostlar, kısıtlı imkanlarımız dahilinde bizler bu kutlu davanın şerefine mazhar olduğumuzda, imkanlar büyüyecektir.

Şöyle düşünüyorum, ben hayatım boyunca hiçbir dünyevi olgu için yaşamadım. Ömrümde hiç evim arabam olsun gayesi taşımadım. Elimde olan 2 tanenin muhakkak 1.5 ini olamayana verme çabasında oldum. Bu şekilde iman edip, bu gaye doğrultusunda düşünürsek eğer, elimdeki 10 tanenin 10 uda bu mübarek ve şerefli davaya feda olsun derim.

Bence artık tam zamanıdır. Bence bizler üzerimizdeki bu sorumluluğu taşımalıyız.

Ben ne yapabilirim ki, ben önce kendime faydalı olmalıyım, ben ne biliyorum ki, diye düşünen, yada bildiklerini gönlüne gömüp içine kapanan dostlara sesleniyorum. SEN SENİN GİBİ AMEL ETMEYEN, HANİF BİR ŞEKİLDE YÜZÜNÜ DİNE ÇEVİRMEYENLERDEN DAHA ÇOK SORUMLULUĞA SAHİPSİN. ÇÜNKÜ SEN YÜZÜNÜ BİR HANİF OLARAK DOSDOĞRU DİNE ÇEVİRMEYENLERE BUNU TEBLİĞ ETMEK MECBURİYETİNDESİN. İşte bunu sınırlı dar alanlarda, sanal ortamlarda yapmakla beraber daha geniş alanlara yaymalıyız. Gerekirse tüm araştırmacı kardeşlerimizin kitaplarını bastırmalı ve bedava dağıtmalıyız. Gerekirse bir kuran çevirisi hazırlayıp imkanımız doğrultusunda tek tek dağıtmalıyız. Seminerler düzenlemeli ve tv lerde bu halis dini tüm toplumlara duyurmalıyız.

Kısacası Hz. İbrahimin misyonunu yüklenmez isek eğer, ne vicdanımız huzur bulur nede toplum huzur bulur. Evet dostlar putları kırmak zorundayız. Bu putları kırmak görevi bunun bilincinde olanlarındır. Unutmayın ki hepimiz birer uyarıcıyız. Bizler toplumları kuran ile uyarmak durumundayız. Bu hassasiyeti taşıyan dostlara selam olsun. İbrahimin selamı onlaradır.

Biz neler yapabiliriz. Mesela ilk aşamada ne yapabiliriz. Dernekler kanunu esasınca 7 kişilik bir heyet ile dernek oluşturmak mümkün..Bunun yanısıra muvahhit dostumuzun bahsettiği gibi ekonomik olarak bir imkan oluşturarak derneğin gelişimi sağlanabilir.

işte asıl konuşmamız gereken hususlar bunlar bence

muhabbetle,,