Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
Nefsine Bile Söz Geçiremeyen Rab Taslakları
Âlemlerin rabbı Allah'tır. Yarattıklarını besleyen, rızıklandıran, koruyan, gözeten... O'dur. Suyun derinliklerinde, ormanın ıssızlığında, toprağın altında, dağın tepesinde yaşayan, hasta, sakat veya sağlam, gözü olan - olmayan nice varlıklara rızık veren O'dur. İnsanın hizmetine sunulan sayısız nimetler bize Rabbımızı tanıtıyor. Bütün âlemler, tüm varlıklar; Rabbını tanıyor, O'na itaat ve kulluk ediyor (41/Fussılet, 11). Bizim de fıtratımızda Rabb’ı tanıyıp kabul etmek ve O'na ibâdet etmek var. Kur'an bize Rabbımızı tanıtıyor.
İnanmayan insanlar, eğer güçsüz (müstaz'af) iseler, çevrelerindeki rab taslaklarından birini rab olarak kabul ederler. Bu kula kulluk ve rab kabulü, çok farklı şekillerde ortaya çıkar. İnançsız ve güçsüz kişi, bazen özgür irâdesiyle, bazen reklâm ve aldatmacalarla kandırılarak, bazen tâğutların zorlamalarıyla piyasadaki rablardan birine veya birkaçına boyun eğer. Piyasada tedâvülde bulunan çeşit çeşit rab(!) vardır. Müzik ilâhından tutun, fuhuş tanrısına, futbolcudan tutun, artiste, yöneticilere kadar.
Allah'a gerçekten inanıp teslim olmayanlar, eğer kendilerinde güç ve otorite vehmediyorlarsa, başka bir rabba boyun eğmezler; kendileri rablık taslarlar.
Rablık taslayan güçlüler (müstekbirler) üç kısma ayrılır: Siyasî, dinî ve iktisadî güçlüler.
Siyasî güçlerin rablık taslamalarına örnek; Allah’ın indirdiği hükümlerle hükmetmeyen,Fir'avn, Nemrut[1] ve onların izinden giden çağdaş olduklarını söyleyen çağdışı yöneticilerdir.
Dinî yönden ellerinde güç bulundurup rablık taslayanların örnekleri de çıkar ve mevki için dini saptıran haham, papaz gibi din bilginleri,samiriler,belamlar, kutsallık atfedilen ölü veya diriler, yatırlar, efendiler.
İktisadî rab taslakları da Karun'lar, emperyalistler,kapitalistler, sömürücü azgınlar, azan, ezen ve üzenler ve de düzenler.
Rablık iddiasında bulunanlar ve onları piyasaya sürenler aslında samimi değillerdir. Onlar sadece basit çıkarlarının peşinde olan, menfaat çarklarını döndürmek için böyle bir sahtekârlık düzeni kurup devam ettirmeye çalışanlardır. Ebu Leheb'in Peygamberimiz'e gelip "Müslüman olursam bana ne var, benim elime ne geçecek?" diye sorması üzerine Efendimiz cevap verir: "Başka müslümanlara ne varsa, sana da o var." İnsanları sömüren düzenlerini ve çıkarlarını müslüman olunca devam ettiremeyeceğini anlayan Ebu Leheb'in karşılığı şöyledir: "Bir köleyle beni eşit gören din olmaz olsun!" Kendisini güçlü gösteren insan, sanki bilmez mi, başkalarına ve her şeyden önce Allah'a muhtaç âciz biri olduğunu.
[1] (Maide,44;79/Nâziât, 24) (2/Bakara, 258)
__________________ ALLAH'IN EVRENSEL HAK DİNİ = Aklı doğru modda kullanarak yaratıcının bizde yarattığı yaratma yetisini işleterek yapımızdakileri sistematize edip ,kendimizle ve doğayla uyumlu bir yaşam sürmektir
|