Şu da emredildi: Yüzünü dine bir Hanif olarak çevir. Sakın müşriklerden olma.
Yunus Suresi 105
Ben bir Hanif olarak yüzümü gökleri ve yeri yaratana döndürdüm. Müşriklerden değilim ben.
Enam Suresi 79
İbrahim ne bir Yahudi idi, ne de bir Hıristiyan. O sadece hanif bir müslümandı. O müşriklerden değildi.
Ali İmran Suresi 67
Şu da kuşkusuz ki, İbrahim başlıbaşına bir ümmetti; bir Hanif olarak Allah'ın önünde eğiliyordu. Müşriklerden değildi.
Nahl Suresi 123
De ki Allah doğrusunu söylemiştir / vaadinde sadıktır.Haydi artık Hanif olarak İbrahim'in Milleti'ne uyun! Müşriklerden değildi o.
Ali İmran Suresi 95
Allah'a ortak koşmadan, Hanifler olarak... Allah'a ortak koşan kişi, gökten düşmüş de kendisini kuşlar kapışıyor veya rüzgar onu uzak bir yere fırlatıp atıyor gibidir.
Katılma Tarihi: 25 ocak 2008 Yer: Turkiye Gönderilenler: 111
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
Selam Hanif Dostlar;
Gerçek arayışının zaman ve mekan bulduğu yaşam döngüsü içerisinde, sürekli ve sorgular bir biçimde, buluş ve icatları ile var olan, insanın:
Dünkü yazgısını bugün silmek ve yarın daha iyisini yazmak adına, mücadelesini adeta içgüdüsel bir biçimde sürdürürken, kendisinden kopup geldiği doğa ile çekişmesinin sonucudur, gelişimi…
İnsan üstün gelmeye çalıştıkça ve doğada direndikçe yaşam kendisini bir üst mertebeye taşır, insan ömrü uzarken, zinde kalma süresi azalmakta, bir hastalığı yenerken bir diğerine yenik düşmekte, bir şeyi keşfederken, ötekini kaybetmekte; ancak adım, adım da olsa gelişmekte ve bir taraftan içerisinde yaşadığı dünyanın ekolojik dengelerini örselerken bir taraftan da uzaya ve farklı dünyalara açılmakta…
Gelişim ancak acıyla olur, bir bebeğin zorlanarak sürünmekten emeklemeye, oradan da yürümeye terfi etmesi gibi… Tıpkı kas gelişimi gibi, her şey zorladıkça gelişir, zorlanan şey de önce bozulur. İşte gelişim: o bozulmuş şeyin yerine, bir daha o mertebede bozulmamak üzere onarılarak konulmuş olan daha iyi bir, şeydir.
Doğanın yarım bıraktığını insan tamamlar, bu hep böyle olmuştur, olmaktadır ve olacaktır da… İçindeki tükenmeyen enerjisi var oldukça insan; doğaya her keresinde üstün gelecek ve gelişimini daima sürdürecektir...
sEVECENLİKLE
__________________ Muhammed din adamları sınıfını ortadan kaldıran, kurumsal dinleri yıkan, dini tapınak dini olmaktan çıkarıp halkın vicdanı haline getiren "devrimci" bir peygamberdir
.. İçindeki tükenmeyen enerjisi var oldukça insan; doğaya her keresinde üstün gelecek ve gelişimini daima sürdürecektir...
Merhaba. Soru: 2000 yıl öncesindeki insana kıyasla günümüz insanı daha gelişmiş midir? ya da bu soruyu boşverin. Burada bahsettiğiniz doğal seleksiyon mu? Gelişerek hayatta kalma?
__________________ Dinin bakış açısına göre,tüm bu fantastik harikulade evren,tüm bu karmakarışık şeyler, ancak, Tanrı’nın, insanların iyi ve kötü için çabasını gözlediği bir sahnedir.. Bu sahne,bu oyun için çok büyük!
Katılma Tarihi: 25 ocak 2008 Yer: Turkiye Gönderilenler: 111
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
Selam CİN13 Kardeşim,
Gelişerek hayatta kalmak daha doğru olur.
İnsanın doğaya tamamen hükmettiğini düşünmüyorum, her ne kadar insoğlu tam tersini yapmaya çabalasa da (ki yer yer başarmakta). Zira, hala bazı durumlarda insanlar doğa karşısında çok aciz kalabiliyor. Üstelik bir de doğanın etkiye tepkisi sözkonusu. İnsan bir taraftan doğanın bir parçasına müdahale ederken, doğa diğer taraftan başka bir etki veriyor. İnsanlar bir ormanlık alan için tasarruf sahibi olabiyor ve onu ortadan kaldırabiliyor ama, karşılığında erozyona engel olamıyorlar. Sonuç itibariyle insanlar şu an için doğaya hükmedebilecek konumda değiller. Ne zamanki etki sonrası doğanın tepkilerine de müdahale edebilirler, işte o zaman doğaya hükmetmiş olurlar...
sevecenlikle kardeş
__________________ Muhammed din adamları sınıfını ortadan kaldıran, kurumsal dinleri yıkan, dini tapınak dini olmaktan çıkarıp halkın vicdanı haline getiren "devrimci" bir peygamberdir
merhaba. Hayatta kalmak ama gelişerek değil uyum sağlayarak. Klasik örnek: Orak şekilli alyuvar anemisi hastalığının sonucu olan bu şekildeki alyuvarlar rastlantısal mutasyon sonucu bazı kişilerde görülebilir. Ölüme gidebilen bu hastalığa sahip olan kişiler ise sıtmaya karşı dayanıklı hale gelirler. Sıtma hastalığı olan ortamda bu anomaliğe sahip olan bireyler hayatta kalırken normal kişiler ölür. Yani bu anomali hayatta kalmayı sağlar. Normal alyuvarlara sahip olan kişiler ölüp, bu anomaliye sahip olanlar yaşayacağı için zamanla o bölgedeki insanların hepsi anomalili olur.
Başka örnek:
Sanayi tesisine yakın bölgelerde yaşayan beyaz renkli böcekler, ortamın kahverengi ya da siyah gaz atıkları ile dolmasıyla birlikte daha kolay görünür hale gelir, bu da avcı kuşlar tarafından avlanmalarını kolaylaştırır. Beyaz böcek sayısı azalmaya başlar. Ancak, rastlantısal mutasyon sonucu kahverengi renge sahip bir böcek doğduğunda yaşama şansı daha fazla olacaktır. Üreme ile birlikte zamanla kahverengi böceklerin sayısı artar çünkü avlanmaları daha zordur. Sonunda da tüm nesil kahverengi olur.
Yani işin özeti, gelişerek hayatta kalma yoktur. Olay, ortam-birey ilişkisidir. Bir ortam için dezavantaj olan değişim ya da farklılık başka bir ortamda avantaja dönüşür. Doğrusu, değişerek, çeşitlenerek hayatta kalmaktır.
Bunun din ile ilişkisini kuralım: Bu mutasyonlara ve ortam değişikliklerine kimi rastlantısal der, kimi de bu olayların arkasında bir Yaratıcının iradesi olduğuna inanır. Aradaki çizgi de budur.
Sevgiler gercekbilgi kardeşim.
__________________ Dinin bakış açısına göre,tüm bu fantastik harikulade evren,tüm bu karmakarışık şeyler, ancak, Tanrı’nın, insanların iyi ve kötü için çabasını gözlediği bir sahnedir.. Bu sahne,bu oyun için çok büyük!
Katılma Tarihi: 25 ocak 2008 Yer: Turkiye Gönderilenler: 111
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
Selam cin kardeşim,
İkisini birbirinden ayıramayız.
her ikisi de birbirine hakimdir.
doğa vardır, verdiği ürünleri ile, havası ile suyu ile insana gerekli tüm canlılığı içinde barındırmaktadır. ancak insan da vardır ve elindeki o olağan üstü gücü, aklı sayesinde doğanın devamını sağlamaktadır, tam tersini de yapmak olağandır tabi.
bu nedenle, birlikte etkileşim ile güç doğurup, güç alırlar.
Şuan doğa büyük ölcüde insanlara ve diğer hayvanlara hükmediyor; insanlar ise istedikleri taktirde bu doğayı yok edebilirler.
Bizi barindiranin doga oldugunu dusunursek, doga'nin bize hakim oldugunu goruruz. Butun ihtiyaclarimizi doga'nin kaynaklarindan elde ediyorsak, yine onun bize hakim oldugunu goruruz.
Hatta dahada asirisi, doga'da canlanip, doga'da yok oluyorsak; bu kesinlikle doga'nin bize hakim oldugunun gostergesidir diyorum.
İnsanı doğadan ayrı tutamazsın. Onun bir parçasıdır. Bir parça bir bütünden nasıl büyük olabilir. İnsan bilinç sahibi olsa bile, gerek akli gerekse bedensel yetenekleri sınırlıdır.
Doğa sistematiktir. Her bir doğa olayının sebebi vardır. Bunu reddetmek bilimi reddetmektir.
__________________ Muhammed din adamları sınıfını ortadan kaldıran, kurumsal dinleri yıkan, dini tapınak dini olmaktan çıkarıp halkın vicdanı haline getiren "devrimci" bir peygamberdir
Kardeşim, iletin ne benim ile ne de söylediklerim ile ilgili.
Bilimi artık popüler, günlük tarifler ile anlamaktan, yorumlamaktan vazgeçelim. Bilim konuşacaksak tabi. Sevgiler.
__________________ Dinin bakış açısına göre,tüm bu fantastik harikulade evren,tüm bu karmakarışık şeyler, ancak, Tanrı’nın, insanların iyi ve kötü için çabasını gözlediği bir sahnedir.. Bu sahne,bu oyun için çok büyük!
İnsanın doğaya hükmettiğini düşünmüyorum. .... Sonuç
itibariyle insanlar şu an için doğaya hükmedebilecek konumda değiller.
Bu mu doğru?
gercekbilgi Yazdı:
İkisini birbirinden ayıramayız.
her ikisi de birbirine hakimdir.
Yoksa bu mu?
Sevgiler.
__________________ Dinin bakış açısına göre,tüm bu fantastik harikulade evren,tüm bu karmakarışık şeyler, ancak, Tanrı’nın, insanların iyi ve kötü için çabasını gözlediği bir sahnedir.. Bu sahne,bu oyun için çok büyük!
Katılma Tarihi: 25 ocak 2008 Yer: Turkiye Gönderilenler: 111
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
Selam Sevgili CİN kardeşim,
Gerçektende CİN gibisin:)))
Yazılarınla buraya renk katıyorsun.O güzel uyarın için teşekkürler kardeşim..
Şu an askerde olduğumdan buradaki cafe görevlisi arkadaşa verdiğim cevabı asması gerektiğini söyledim.
Kendisine vermiş olduğum kağıttaki iki farklı görüşü oraya yazmasını söyledim o yazmış ama belirtmemiş.Şu an düzeltmek istedimsede yapamadım.
Herneyse görüşmek üzere sağlıcakla kal
__________________ Muhammed din adamları sınıfını ortadan kaldıran, kurumsal dinleri yıkan, dini tapınak dini olmaktan çıkarıp halkın vicdanı haline getiren "devrimci" bir peygamberdir
Katılma Tarihi: 07 haziran 2007 Yer: Turkiye Gönderilenler: 450
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
sn gerçekbilgi, sana iyi nöbetler....hayırlı teskereler, Benim sormak istediğim mutasyona uğrayan çiftler üreyebilirmi?ürerse yavrular bunu diğer yavrularına aktarabilirmi? mutasyon iyimidir, kötümüdür...canlıyı daha güzele ileri bi basamağa taşırmı?
Merhaba. Mutasyona uğrayan çifler üreyebilir. Mutasyon eşey hücrelerinde meydana gelmişse yavrulara genetik kod aktarılabilir. Mutasyon ne iyi ne de kötüdür. Çevreye uyumda başarı sağlıyorsa "iyi" sayılabilir. İleri basamağa taşıyabilir, taşımaya da bilir. Mutasyon ve eşeyli üreme çeşitliliğe ve uyuma yol açar. Daha kompleks türlere yol açabilir. Bu "ileri basamak" sayılabilir.
__________________ Dinin bakış açısına göre,tüm bu fantastik harikulade evren,tüm bu karmakarışık şeyler, ancak, Tanrı’nın, insanların iyi ve kötü için çabasını gözlediği bir sahnedir.. Bu sahne,bu oyun için çok büyük!
Sizin yetkiniz yok foruma yeni mesaj ekleme Sizin yetkiniz yok forumdaki mesajlara cevap verme Sizin yetkiniz yok forumda konu silme Sizin yetkiniz yok forumda konu düzenleme Sizin yetkiniz yok forumda anket açma Sizin yetkiniz yok forumda ankete cevap yazma