Yazanlarda |
|
gülfem Newbie
Katılma Tarihi: 21 mayis 2008 Gönderilenler: 2
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
Selam
Arkadaşlar insanlarla kurandaki din hakkında konuşmaya çalıştığımda nedendir bilinmez bana hep şu soru yöneltiliyor.
O halde neden sokak çocuklaarı bu halde neden Allah onlara acı çektiriyor, onlar elleriyle kendileri için ne kaznmış olabilirki gibi bir soru?
Bu konu hakkında sizinde yorumlarınızı ,bildiklerinizi bekliyorum.teşekkür ederim
|
Yukarı dön |
|
|
adalet Uzman Uye
Katılma Tarihi: 02 ekim 2006 Gönderilenler: 1195
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
Mademki böyle bir konu açıldı.Şu alıntıyla giriş yapalım ve arkası gelsin inşallah.
ÜMMETİN YİTİKLERİ Özcan ŞABUDAK Sokakta yürürken, elinde bir poşet, bali çeken veya tiner koklayan bir sokak çocuğu gördüğünüzde ona nasıl bakıyorsunuz?
Cezalandırılması gereken birer suçlu olarak mı, yoksa bu ülkede 150
yıldır süren, İslam’ı toplum hayatından uzaklaştırma çabalarının
doğurduğu bilinçli dejenerasyon sürecinin bir ürünü ve mağduru olarak
mı?
Şayet bu çocuklara hemen suçlu damgası vuruyorsanız, her nereden
bakarsanız bakın, hangi dünya görüşüne sahip olursanız olun, bunun bir
saplanmışlığın ve yamuk bir bakışın ürünü olduğunu bilmelisiniz. Bakın
okullara, bakın medyaya, bakın sokaklara, bu çocukların niçin ortaya
çıktığını kolayca göreceksiniz. Bir tarlaya ısırgan otu ektiğinizde
nasıl olur da o tarladan gül dermeyi düşünebilirsiniz ki?
Şahsen ben, Rabbime hamd-ü senalar olsun, meseleye İslam’ın o ufuk
açıcı penceresinden baktığım, hayatı Rabbimizin görmemizi istediği
şekilde okumaya çalıştığım için, bu çocuklara anında suçlu damgası
vuranlardan değilim. Ben bu çocukların durumuna, bedenimizin bir
uzvunun çürümeye terk edilmesi, kangren olmasına sebebiyet verilmesi ve
buna göz yumulması şeklinde bakmamız gerektiğini düşünüyorum.
“Kamusal alan” tinercilerle doldu
Önce şu soruyu sormalıyız, bizler akşam olunca evimize, sıcak
yuvalarımıza çekilirken bu çocuklar niçin sokakları kendilerine sığınak
ediniyorlar? Soğuğu, beton zeminler üzerinde yatmayı, açlığı,
horlanmayı çok sevdikleri için mi? Biz hiç dışarıda kaldık mı, bir günü
bırakalım bir saat sokakta, yorgansız, battaniyesiz yattık mı? Tabii ki
hayır. Bunu hiç birimiz istemez öyle değil mi? Hatta evimizde soğuk
odada yatmak bile bize çok zor gelir öyle değil mi?
Kısacası bu çocuklar sokağa çıkmadı; itildi, atıldı. Sokağa terk
edildi. İslam’ı kamusal alandan kovmayı kendisine dava edinmiş zalim
sistemin ve onun kemik yalayıcısı medyanın gayrimeşru yaşantıyı ve
“yaşamak güçlülerin hakkıdır” mantığına sahip kapitalist hayat
kurgusunu dayattığı bir toplumda bu çocukların mantar biter gibi
türeyip sokakları doldurmasından daha doğal ne olabilirdi ki!
Evet, tinerci denip suçlanan, hor görülen “sokak çocukları”nı sokağa
iten sebeplerin başında bu topluma “İslamsızlığın” aşılanması
gelmektedir. Toplumu İslamsızlaştırma projesinin en önemli sac
ayaklarından biri görsel ve yazılı medyadır.
Toplumun İslamsızlaştırılması projesi, beraberinde ahlaki
yozlaşmayı, ailelerin dağılmasını, gayri meşru ilişkilerin çoğalmasını,
alkol ve uyuşturucu tüketiminin yaygınlaşması ve orta okullara kadar
inmesini vs. beraberinde getirmiştir. Bunun sonucunda sevgisizlik,
ilgisizlik, aile içi geçimsizlik, aile içi şiddet, sokağa terk edilen
çocuklar, gayri meşru ilişkiler sonucu cami avlularına bırakılan
bebekler ortaya çıkmıştır. Neticede de fuhuş, hırsızlık, uyuşturucu
satıcılığı vs sektör haline getirilmiştir. Bu acı tablo içerisinde
binlerce evladımız fuhuş ve uyuşturucu çetelerinin elinde bataklığa
sürüklenmekte, hiçbir yetkili kurum da ne yazık ki bunlara el
atmamaktadır. Tam tersine sistem hala Kur’an kurslarını nasıl daha da
işlevsizleştireceğinin hesabını yapmaktadır. Bu acı tablolar ortaya
çıktığı halde bile sistemin toplumu İslamsızlaştırma operasyonu tam gaz
sürmektedir.
Daha önce de belirttiğim gibi bu dejenerasyonun yaşanmasında,
medyanın payı oldukça büyüktür. Şiddet ve cinsellik içerikli filmler,
diziler, müzik klipleri, reklam kuşakları ve bunlardaki özellikle
kadınların istismarı oldukça had safadadır. Bütün bunların faturası
topluma, sonuç olarak köprü altlarında, bir torba baliye, bir bardak
içkiye, iki duman esrara, bir iğne eroine mahkum olmuş çocuklar olarak
çıkıyor.
Şimdi bu gerçekler karşısında sokakta elinde bali torbası koklayan
bir çocuğu görünce o çocuğa öfkemiz mi kabarmalı, yoksa vicdanımız mı
daralmalı?
Süreci tersine çevirmek
Toplum olarak üzerimize düşeni yapmadığımız, ümmetin yitiklerine el
atmadığımız, onlara sırt döndüğümüz, yüz çevirdiğimiz, hor gördüğümüz
taktirde bu sorunun bumerang gibi gelip bizleri vurduğunu görmüyor
muyuz? Hem bu dünyada, hem de ahirette bu acı durumdan dolayı sıkıntı
çekmemek istiyorsak, hep birlikte bu süreci tersine çevirmek için
çabalamalıyız. İslamsızlaştırma sürecini tersine çevirip, toplumu
İslamlaştırma gayretine dört elle sarılmalıyız.
Rabbimizin şu beyanına dikkatlice kulak asmalıyız:
“…Bir milet kendi durumlarını değiştirmedikçe Allâh onların durumlarını değiştirmez. …” (Rad Suresi 11)
Rabbimizin hükümlerini hayatımıza hakim kılmamız (onlarla amel
etmemiz) neticesinde toplumumuzu kuşatan bu kirliliklerden
kurtulabileceğiz. Bunun başka yolu ve çaresi de yoktur. Kötü
alışkanlıkları terk edip, makam, servet, şöhret gibi denizin köpüğü
kadar kısa geçici sevdalara tutulmadan, benliklere saplanmış zehirli
iğneleri tek tek çıkarmalı ve kendimizi düzeltmemizden aldığımız güçle
toplumu ıslah mücadelesini yükseltmeliyiz.
Şu an İslam ümmetinin manzarası şudur: Adeta imamesi kaybolmuş,
taneleri dağılmış bir tesbih gibiyiz. Ya da dağılmış bir ailenin
görüntüsünü veriyoruz. Baba ölmüş, anne evlatlarını terk etmiş,
evlatların bir kısmı sokakta yaşamaya mahkum olmuş, bir kısmı bataklığa
düşmüş, sahipsiz, çaresiz…
Biz Müslümanlar olarak Allah’ın yolunda daimi olmak, iyiliği emr,
kötülükten nehy sorumluluğunu aksatmadan yerine getirmekle yükümlüyüz.
Bugün toplumu kuşatan kokuşmuşluk, İslamsızlaştırma projelerinin ürünü
ise, ki öyledir, biz de İslamlaştırma çabalarımıza ivme kazandırmalı ve
toplumu bataklığa sürükleyen bu büyük fitnenin önüne geçmeliyiz.
Dağılmış bir tesbih misali, imamesi kaybolmuş, her tanesi farklı bir
köşede olmak yerine, Allah’ın ipine topluca sımsıkı sarılmış bir örnek
Kur’an neslini inşa etmekten başka çaremiz yok. Mazlumlar ve mahrumlar
da bizden bunu bekliyor.
__________________ "Bir kavme olan kininiz sizi adaletten ayırmasın.."
|
Yukarı dön |
|
|
suskunkul Newbie
Katılma Tarihi: 04 nisan 2008 Yer: Turkiye Gönderilenler: 6
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
Konuya bir açıdan bakınca gayet doğru ve güzel yazılmış...
Ama aklıma şu soruda takılmadı değili..
Acaba İslamın olmadığı-yaşanmadığı bir toplumda mı yoksa islamın yaşandığı!! bir toplumda mı sokak çocukları daha fazladır?
Bence yazar biraz daha zahmet edip, istatiki bilgilere ulaşıp bunu okuyucusuyla paylaşmalıydı ki, o zaman bazı söylemleri daha gerçekçi olabilsin..
NOT: Bu yazı üzerinden ilk başlangıçtaki sorunun cevabına gidebileceğimizi düşündüğümden bu yazıyı eleştirdim
__________________ İçimdeki Mezarların Duası yok.
|
Yukarı dön |
|
|
gondolcu Uzman Uye
Katılma Tarihi: 07 haziran 2007 Yer: Turkiye Gönderilenler: 450
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
selamlar,
Özcan bey , yazısında; Bir tarlaya ısırgan otu ektiğinizde
nasıl olur da o tarladan gül dermeyi düşünebilirsiniz ki?
demiş ve tinercilerle ısırgan otu nu aynı kefeye koymuş bu o nun botanik bilgisi olmadığını gösterir.Isırgan otu çok faydalı bi bitkidir ve yetiştirmeside çok zordur...gitsin tohumunu alsın yetiştirmeye çalışsın , gülden daha zor yetiştirir...doğada da her yerde bulamazsın sadece uygun topraklarda ve gölge yerlerde yetişir. Gelelim konumuza bu tinerciler ve köprüaltı çocukları hangi aile tipinin ürünüdür.İnanın artık bu sadece büyükşehirlerin değil kasabaların bile derdi durumunda ve gittikçede büyümekte. Pek değerli insanlarımızında ölümüne sebeb oldular. Bu çocuklar incelendiğinde ; * Fakir aile çocuklarıdır. * Parçalanmış aile çocuklarıdır. *Çok çocuklu aile çocuklarıdır. *Eğitim almamış aile çocuklarıdır v.s...
Bu kriterlere göre mücadele ne olacak ; *İstihdam arttırılacak ,herkes iş sahibi yapılacak,halk kitleleri dilenci olmaktan kurtarılacak. * Herkes eğitim alabilecek ,fakir insanların önü kesilmeyecek belki bunların içinde EİNSTEİN ler var... *Nufus artışı kontrol altına alınacak...20 çocuk yapıp ismini bile bilmeyen devlet buba baksın zihniyeti bitirilecek. *Medyanın dizginlenmesi...fuhuşu, boşanmayı, günübirlik beraberlikleri özendiren yayınların ve moron insan üreten pembe dizilerin kaldırılması. Örnek TÜRK aile modeli seçip sürekli beyinlere bunun empoze edilmesi. *Güçlü DEVLET ...Devleti faiz-borç kıskacından çıkarıp bu tedbirlere rağmen sokak çocukları varsa himaye edip, eğitim ve iş verecek tacizlerden koruyabilecek ,kirli -işbitirici siyasetçilerin elinden kurtaracak duruma getirmek...
__________________ saygılarımla
Aaydın
|
Yukarı dön |
|
|
gondolcu Uzman Uye
Katılma Tarihi: 07 haziran 2007 Yer: Turkiye Gönderilenler: 450
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
gülfem Yazdı:
Selam
Arkadaşlar insanlarla kurandaki din hakkında konuşmaya çalıştığımda nedendir bilinmez bana hep şu soru yöneltiliyor.
O halde neden sokak çocuklaarı bu halde neden Allah onlara acı çektiriyor, onlar elleriyle kendileri için ne kaznmış olabilirki gibi bir soru?
Bu konu hakkında sizinde yorumlarınızı ,bildiklerinizi bekliyorum.teşekkür ederim
|
|
|
selamlar, gülfem konu dağıldı başka yönlere gittik.. sizin bu sorunuz İslam karşıtı sitelerde o kadar çok soruluyorki, tabiki cevaplarda ona göre oluyor.KURAN okusalar ve anlayabilseler bu sorularıda sormazlar. Hanifdostlar sitesinde İhsan ELİAÇIK'ın yazıları var.Bu yazıları okusanız kavramlar yerine oturur. Bende diyorum ki sakat doğan insanlar var veya sonradan olan, yaşlılar dururken ölen gençler var.neden böyle ALLAH bunlara niye izin veriyor? Samancı veya boynuz holding kadar zengin olmak çok mu iyi? Bunları kavramak için çok KURAN okuyun ve anlayın cevabı içinde bulacaksınız!
__________________ saygılarımla
Aaydın
|
Yukarı dön |
|
|
suskunkul Newbie
Katılma Tarihi: 04 nisan 2008 Yer: Turkiye Gönderilenler: 6
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
HEr türlü yaşam koşulunu iyileştirmeye çalıştığımız sokak çocuklarından kaçı gerçek anlamda bu iyileştirmeyi istemektedir? Sonradan sahip olduklarını bırakıp giden pek çok sokak çocuğu vardır. Hepsi böyle değildir ama çalışmamak, sokaklarda sürtmek, çalmak, bedavadan yaşamak pek çok insana daha uygun gözükmektedir. Bunların sorumlusu olarak da Allah'ı bulmak ne kadar mantıklıdır? Özgür iradeleri yok mu bu insanların? Ebeveynleri özgür iradeleirni kullanıp az sayıda çocuk yapsa, sonrasında onalrın eğitimini, geçimini sağlamaya çalışsa...- onlarda beleş yaşamaya bakmasa-
Yurt dışında yaşayan bir arkadaş gayri meşru bir çocuk doğurdu..Doğurup doğurmamak arasında kararsızken, sözde geleceğini düşünüp!!! devletten bu çocuk sayesinde yardım alacağını dile getirdi... Belki ileride o çocuk sokak çocuğu olacak..Şimdi bunun suçlusu da mı Allah?
Sakat, hasta insanların durumunuda ben şöyle görüyorum..Evrimsel sürecin mükemmelliğine inanan insanlar bunu gayet güzel bir şekilde olmuş bitmişe getirirken, biz inanan insnalar neden komplekse girelim ki? Biz de imtihan dünyasına inanıyoruz..HErşey mükemmel olmak zorunda diye bir ayet mi var kural mı var? Hem şu da var..Ayet aslında gayet açık,belki de şer bildikelrimizde hayır vardır..
Bu mihvalden bakarsanız sanırım daha anlamlı cevaplar vereceksiniz etrafınızdakilere..
__________________ İçimdeki Mezarların Duası yok.
|
Yukarı dön |
|
|
efrayim58 Uzman Uye
Katılma Tarihi: 13 subat 2007 Gönderilenler: 1098
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
Efrayim
Sevgili gülfem, adalet, suskunkul, gondolcu, sevgili hanif dostlar...
Doğruları yazdığınız yazılar; sokak çocuklarını ortadan kaldırmaya yönelik hayata geçirebilinir, işi dallandırıp, budaklandırmadan kolay çözüm önerileri sunulmadığı sürece insanları daha da üzeceğini düşünüyorum.
Evet, benim çözüm önerilerim var.Bu önerilerimi sizinle paylaşmak istiyorum. Daha önce bu önerilerimi bu site dahil başka yerde göremedim.Siz gördüyseniz yine benim önerimdir onlar.
1-) Her anne çocuğunu iki sene mutlak emzirecek.Çocukların mutlak sağlığa kavuşması için ilk şart.Hem Kuran-ı Kerim'de var bu iki sene emme kuralı, hem de birleşmiş milletlerde alınan ve dünya devletlerine önerilen bir kural.(BAZI SÖZÜM ONA UZMAN DOKTORLARIMIZ, BİRLEMİŞ MİLLETLERİN ALDIĞI KARARI 'BU KARAR AFRİKA GİBİ FAKİR ÜLKELER İÇİN GEÇERLİ BİZİM İÇİN 6 AY YETERLİ'DİYEBİLMEKTEDİRLER . ONLARI BİR KENARA KOYALIM)
2-) Devlet teşviği ile, her çocuğun enaz iki SÜT ANNESİ olmasının sağlanması,çocuğun süt emme döneminde annesinin ölmesi,kaybolması,terketmesi v.s durumlarında sütle beslenmesi devam etmeli, iki yaşından 18 yaşına kadarda ailenin başına gelecek felaketlerde de gerçek annesine kavuşmalıdır.
Süt annenin, gerçek annesi gibi olduğunu bize kim söylüyor.Alla'ın ayetlerinden öğreniyoruz.Anneyle evlenmeyin,sütanneyle evlenmeyin, kardeşinizle evlenmeyin, süt kardeşle evlenmeyin...Biz müslümanların pas geçtiği bu ayet ne muhteşem!...
Çocuk esirgeme kurumu, evlatlık, sevgi anneleri, bakıcı anneler v.s ortadan kalkmış oluyor.Su görünce teyemmüm bozulur misali.
2-) Bir dostun sorduğu soru: gayrimeşru, anası babası belli olmayan 1-2 günlük bebeleri sokağa bırakıyorlar demiş.Bu sorunun da çözümü yine süt anne.
Bebekl er sütüne ve gerçekten ailesine kavuşacak;
Devlet milyarliralar harcamayacak,çok az masraflarla sosyal devlet olmanın gereğini yapacak;
Kuran-ı Kerim'in ayetlerini uyguladığımızdan Allah, bizlerden hoşnut kalacak;
Evlatlıkla evlenmek caizmidir değilmidir,evlatlığın hanımı ile evlenilirmi evlenilmezmi, evlatlıklar evde mahremmidir nahmahremmidir? diyen din bezirgancılarından ve ayrıca evlatlık alınmasını savunan bu kişlilerden , Allah'ın bu muhteşem ayetini uyguladığımız zaman yok olup gideceklerini hepberaber göreceğiz
Bu yazdıklarımda; ahlaka, sosyal hayata, dinimize, kültürümüze, kanunlarımıza,insanlığa aykırılık görüyorsanız, lütfen ikaz edin, görmüyorsanız olabilirliğini konuşalım.
Sevgi ile,
|
Yukarı dön |
|
|
gondolcu Uzman Uye
Katılma Tarihi: 07 haziran 2007 Yer: Turkiye Gönderilenler: 450
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
efrayim58 Yazdı:
2-) Devlet teşviği ile, her çocuğun enaz iki SÜT ANNESİ olmasının sağlanması,çocuğun süt emme döneminde annesinin ölmesi,kaybolması,terketmesi v.s durumlarında sütle beslenmesi devam etmeli, iki yaşından 18 yaşına kadarda ailenin başına gelecek felaketlerde de gerçek annesine kavuşmalıdır.
|
|
|
selamlar,
Kadınlı erkekli, yaşamak için herkesin çok çalışması gerektiği bu zamanda bi çocuğa annesi bakamazken bide iki anne dahamı bulacağız... hemde yeni doğurmuş süt veren anne!
Artık mahalle aralarında taze süt içmek için inek bulunamazken sizin bi çocuğa gerçek anne+2 sütanne formülünüz çok enterasan.
Anne sütüne karşı olduğumu sanmayın gerçekten 2 yıla kadar içilirse biçok hastalıkta önlenmiş olur... sağlıklı bi nesil yetişir.
__________________ saygılarımla
Aaydın
|
Yukarı dön |
|
|
efrayim58 Uzman Uye
Katılma Tarihi: 13 subat 2007 Gönderilenler: 1098
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
Efrayim
Sevgili gondolcu...
Bir doğumevinde yüzlerce doğum var.Doğumevinden yeni çıkan anneler,İki sene emziren anneler var.Ayrıca bebekleri görüp, sütügelen anneler v.s. Tüm bunlar üst üste geldiğinde süt anne sorun olmasa gerek.
Devlet te bu konuya kurumsal bakıp, teşvik ederse iş kolay.
Sokak çocuğu, yetim, öksüz, hepsi ortadan kalkacaktır diye düşünüyorum.
Sevgi ile,
|
Yukarı dön |
|
|
yakamoz Katilimci Uye
Katılma Tarihi: 25 ekim 2007 Yer: Turkiye Gönderilenler: 55
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
Selam efrayim,
Öneriniz Türkiye şartlarına göre oldukça ütopik. Kaldı ki doğum yapan bir çok anne bile bebeğini yeteri kadar emziremiyor. Yakın zamanda bir evlat sahibi oldum. Algıda seçicilikten olsa gerek aynı dönemde doğum yapan bir çok anne ve eşi ile görüştüm ve çoğunda "süt" problemi vardı. Öncelikle bu sorun nasıl aşılabilir bunun üzerine de fikir beyan etmenizi bekliyorum. Sorun muhtemelen yanlış beslenmede yine dedetaylandırılabilir.
Süt anne konusunda ise; bunu gönüllü yapanlara ne mutlu. Aksi durumda ise de zaten olmazsa olmaz değil aslında. Gerçekten kaliteli ürünler mevcut. Büyük ölçüde bebeğin beslenmesine anne sütü kadar olmasa da yakın ölçüde faydalı oluyor.
Muhabbetle,
|
Yukarı dön |
|
|
|
|