halukgta Uzman Uye
Katılma Tarihi: 25 eylul 2006 Yer: Turkiye Gönderilenler: 425
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
Bu yazıyı yazmama bu sitede konusu açılan, kadının kuranda evlenme yaşının ne olduğunun tartışılmasından sonra ana başlık altında yazma gereği duymam neden olmuştur. Burada bir arkadaşımız bir ayeti örnek göstererek, bir kız regli olmasa bile küçük yaşta evlenebileceğini bir ayeti örnek göstererek savunmaya çalışıyordu. Elbette evlenebilmenin şartı kızın ya da kadının regli olmasından ziyade, evlenme olgunluğuna erişmesidir, bazı hormon bozukluklarından nadir de olsa kızlarımız çok geç regli olabilir, doğurganlık özellikleri daha sonra faaliyete geçebilir. Bu onun evlenmesine engel değildir, en azından kuran bunu yasaklamaz. Ama burada ki arkadaşımız aşağıda açıklayacağım ayeti kendi düşüncesine ve ona öğretilenleri doğrulamak adına yorumladığında, küçük yaşta yani daha olgunluğa erişmeyen birisinin dahi evlenebileceğine bağlamaya çalışması, içinde bulunduğumuz durumun kurandan fersah fersah nasıl uzak olduğumuzun çok açık delilidir. Konuyu açıklamaya başlamadan önce kuranın bizlere nasıl hitap ettiğini ve ayetler üzerinde Yaratan nasıl düşünmemizi istediğini gösteren bazı ayetlerden alıntı yapmak istiyorum. Bakın Rabbim ayetlerin sonunda bizi nasıl bir yolla düşünmemizi ve ayetleri anlamamızı öneriyor.(Hâlâ düşünmüyor musunuz?", . Fakat düşünen mi var. Ayetleri size açık-seçik bildiriyoruz ki, aklınızı işletebilesiniz. Allah, ayetleri size işte böyle açıklar ki, derin derin düşünebilesiniz. Hâlâ aklınızı çalıştırmayacak mısınız? Biz benzetmeleri insanlar için yapıyoruz ki, inceden inceye düşünebilsinler.) Daha o kadar güzel tavsiyeler var ki anlayana anlamak isteyene tabii ki. İşimize geldiğinde kuranı bir bütün olarak diğer ayetlerle birlikte düşünmeliyiz diyeceksiniz, işinize geldiğinde de ayetin içinden bir kelimeden yola çıkarak, bizlere kuran dışından öğretilenleri doğrulamaya çalışacaksınız, ama aklın ve mantığın kabul edemeyeceği bir şekilde. Yaratan boşuna örnekleri, benzetmeleri vermiyor, düşünüp aklımızı çalıştıralım diye yazıyor hepsini. Konuyu açıklamadan önce küçük yaşta evlenilebileceği tezini savunan arkadaşı bir an doğru kabul edelim. Şimdi de birlikte aklımızı çalıştıralım, diyelim ki daha regli olma yaşı bile gelmemiş çocuğun kuran evlenilebileceğini söylüyor diyelim. Buna arkadaş 9 yaş demiş, bu yaşı kuranda nereden çıkardığını bilmiyorum, böyle bir yaştan kuran asla söz etmez. Ama nereden çıktığını anlamak zor olmasa gerek, peygamberimizin bir eşiyle evlendiğinde 9 yaşında olduğunu uyduran, peygamberimize iftira atanların bilmeden yanında olanların, sözlerinden çıkardığı belli oluyor. İşte böyle sanıya iman edenlerden birisi de çıkar, bende diyorum ki 7 yaşında da evlenebilir, neden olmasın madem dokuz oluyor biraz bedenen iri gördüm bende 7 yaşındaki bir kıza evlenebilir derim dese kim itiraz edecek? Bunları savunanlar İslam dinini bu hale getirenler, ne yazık ki kurana uymak yerine, kendi şehevi duygularının esiri olmuşlardır. İşte dostlar eğer kuranla, akılla değil de, şehevi duygularla ya da beşerin uydurmaları ile düşünürseniz söyledikleri gibi oluyormuş. Kuran adet görmeyen biriyle evlenmeyin demiyor, onunda ihtiyacı olduğunu bildiğinden asla böyle bir ayrım yapmamış, ama adet görmeyen sözünden küçük yaştaki çocuk değil, olgun ve yetişkin bir kadın anlamalıyız yoksa diğer ayetlerle doğru bağlantı kuramayız, onu da yazdığımda anlayacaksınız. Peki, kriterimiz ne olacak o zaman evlenme yaşı konusunda? Çocuk yaşta evlendirmenin normal olduğunu düşünenler acaba hiç düşünmüyorlar mı, karşımızdaki kızın olgunluğunu, çocuk doğurduğunda ona bakabilecek yaşta ve bilgi beceriye sahip mi, hiç mi düşünmek gerekmiyor dersiniz? Doğurup onunla oyuncak gibimi oynayacak? Dokuz, on yaşında ki bir çocuğu lütfen çevrenizde bir izleyin, hala oyuncaklarla oynuyor, nasıl olurda İslamı sübyancılar toplumu gibi gösterirsiniz? Oyuncakla oynayan bir kızı nasıl evlilik gibi çok ciddi bir işe uygun görürsünüzde, çocuk doğurup birde onu sağlıklı büyüteceğine inanırsınız? Dikkat edin kızı küçük yaşta evlendirmeyi benimseyenler, her ne hikmetse erkek konusunda hiç konuşmazlar ve aynı düşünmezler, çünkü bilirler ki erkek evini geçindirecek olgunlukta olmalıdır. Acaba kadınında en az evine bakabilecek ya da çocuğunu yetiştirecek olgunluğa sahip olması gerektiğini, neden düşünmezler dersiniz? Acaba işlerine gelmedikleri için mi, yoksa evlerine çocuk yaşta birlikte oturarak bir hizmetçi olarak kullanmak adına mı yapılır bu yanlışlar, ya da şehevi duyguların mantığın ve aklın üstünü örtmesimidir etkili olan. Çevremizde bu tür girişimleri görüyoruz ama hala ibret almamış olduğumuz çok açık. Bakın aklımızla düşünmediğimiz de olmuyormuş. Eğer birileri bal gibi oluyor diyorsanız, kusura bakmayın ama aklınızı ya kiraya verdiniz ya da onu kullanmasını bilmiyorsunuz derim.
Şimdi gelin kuranın tüm ayetlerini düşünüp Allahın ne dediğini anlamaya çalışalım, tıpkı kuranın söylediği gibi aklımızı çalıştıralım. Allah kuranda öyle ayetler indirmiştir ki bazıları yalnız peygamberimize, bazıları peygamber eşlerine aittir. Bazı ayetler vardır ki yanlış gelenekleri düzeltmek adınadır. Örneğin o devrin kadını zor durumda bırakan geleneklerinde olan boşanma sebeplerin den biri zıhar konusudur. O devirde kadından boşanmak isteyen erkek, ben seni anamın sırtı gibi görüyorum artık, dediğinde bu boşanma sebebi sayılırmış. İşte Allah kadını her durumda koruduğunu ve böyle aptalca sebeplerden asla karısını boşayamayacağının indirdiği ayetle örneğini vermiştir. Örneğin köleliğin kaldırılması konusu, şimdi belki kanunen bile yasak, ama acaba insanların haklarını vermeden tıpkı o günlerde olduğu gibi köleden farksız insanları çalıştıranlar yok mu? Bugün insanların işsizliğini öne sürüp, karın tokluğuna insanları çalıştırdığınızda o günün köleliğinden hiç farkı var mı? Demek ki kuran köleliği o devirde kaldırırken, günümüzde de bu ayetlerden dersler çıkarmalıyız.
Önce kuranın bütünlüğüne bakalım, acaba küçücük çocukla evlenilebilir mi anlamaya çalışalım, ama anlamak isteyen anlayacaktır tabii ki. Önce kurandan Rabbin şu ayetini hiç ama hiç unutmayalım. (Kehf Sur54. ayet; Yemin olsun, biz, bu Kuran'da, insanlar için her türlü örneği değişik ifadelerle gözler önüne koyduk. İnsan ise varlığın, tartışmaya en çok tutkun olanıdır.) Ne güzel söylüyor Rabbim, her türlü örneği değişik ifadelerle gözler önüne koyduk. Evet, Rabbim gerçektende koydun ama ayetin sonunda söylediğin o kadar doğru ki (İnsan ise varlığın, tartışmaya en çok tutkun olanıdır.) Bizler tartışmayı o kadar seviyoruz ki kuran gerçeklerini bile göz ardı edebiliyoruz, akıl ve mantığı ise söylediğim gibi ne yazık ki devreye hiç sokmuyoruz. Allah kuranda insanların belki de milyonda birine bile lazım olabilecek örnekleri dahi vermiş, boşuna söylemiyor her örneği değişik ifadelerle verdim diye. Düşünün lütfen abdest alırken su bulamadığınız hiç oldu mu, ya da ayette geçtiği gibi hanginiz su bulamayıp abdest almak için teyemmüm ettiniz? Belki çölde karşılaşmış olabilir bu sorunla insanlar, ya da ileride bizlerde susuzlukla karşılaştığımızda kullanabileceğiz bu hakkı. Hangimiz sütanneden süt emdikte, süt emdiğimiz annemizin kızına ya da oğluna âşık olmamamız için, Allahın bu gerçek kardeş gibidir evlenemezsiniz ayetine muhatap olduk? Çünkü aynı anneden emmiş sütkardeşlerin evlenemeyeceğini emreder kuran. İşte kuran milyonda birde olsa lazım olabilecek, karşılaşabileceğimiz olayları bile açıklıyor. Şimdi bu açıklamadan sonra gelelim bahsettiğimiz arkadaşın ilham aldığı, kendisine dayanak yaparak bakın demek ki adet görmeyen küçük yaşta kız bile olsa evlenebiliyormuş diye anladığı ayete bakalım.( Talak sur 4: Âdetten kesilen kadınlarınızın iddet bekleme sürelerinde kuşkuya düşerseniz, onların iddetleri üç aydır. Hiç âdet görmemiş kadınların süreleri de böyledir. Gebe olan kadınların süreleri ise yüklerini bırakmalarına kadardır. Kim Allah'tan korkarsa, O ona işinde bir kolaylık nasip eder.) Gerçekten Allah her şeyden örnek verdim diyorsa bunun doğruluğunu, aklını çalıştıran her kez görüyor. Bakın boşandığınız kadının bir başkası ile evlenebilmesi için bir zaman geçmesinin en doğru yol olduğunu söylüyor Allah ve her konuda da açıklık getiriyor. Bu ayette bahsettiği önce adetten kesilen kadının belki hamile olabileceği kuşkusuyla üç ay beklenmesini istiyor bir başkası ile evlenebilmesi için, çünkü adetten kesilebilir ama doğurganlığı devam edebilir endişesi ile. Ayetin devamında söylenen ise hiç adet görmemiş kadınlardan bahsediyor, buradan yaşı küçük çocuk olarak anlamak kuranda geçen diğer ayetleri bir kenara atmaktır, onları da yazacağım. Burada bahsedilen kadın günümüzde de zaman zaman nadirde olsa, hormon bozuklukları sebebiyle adet görmeyen kızlarımız, kadınlarımızdan bahsediyor. Günümüzde bile çocuğu olmayan kadınlarımızı düşünün, birde o devri hayal edin. Hormon bozukluğundan adet görmeyebilir, doğurganlığı da yoktur ama evlenmeye engel değildir bu durum. Engeldir diyenlere bu ayette geçen adetten kesildiği halde bir başkası ile evlenebilmesi için onunda bekleme süresinin yine üç ay olduğunu söylemesidir. Adet görmeyen kadında aynen onun gibidir, dikkat edin burada yaştan bahsediliyor mu? Demek ki bu ayette hiç adet görmemiş kadın sözünden daha küçük yaştaki bir kızında evlenilebileceğini çıkarmak aklın ve mantığın ötesinde sapıklıktır. Hormon dengesizliklerinden adet olamayan kadının evlilik döneminde belki hamile kalmış, yani kadınlık yumurtaları faaliyete geçmiş olabilir düşüncesiyle, onunda bekleme süresi üç aydır diyor. Bir kadın adetten kesilmiş olsa da hamile kalma riski azda olsa vardır, düşünün bunu dahi hesaba katıyor Allah. Kurana bakmaya devam edelim. Yukarıdaki açıkladığımız ayeti daha da netleştiren açıklayan ayete bakalım şimdide. (Bakara sur. 228: Boşanmış kadınların kendi başlarına üç âdet ve temizlenme süresi beklerler. Eğer Allah'a ve âhiret gününe inanmakta iseler, Allah'ın onların rahimlerinde yarattığını saklamaları kendilerine helal olmaz. Kocaları, bu süre içinde herhangi bir şekilde barışmak isterlerse eşlerini geri almaya herkesten daha çok hak sahibidirler. Kadınlar, örfe uygun biçimde, sorumluluklarına benzer hakları da vardır. Erkeklerin kadınlar üzerinde bir derece farkı vardır. Allah Azîz'dir, Hakîm'dir.) İşte yüceler yücesi Rabbim ben her şeyden değişik ifadelerle açıkladım diyorsa bu kadar güzel açıklar. Bu ayette hiçbir sorun olmayan yani çocuk doğurma sorunu olmayan bir kadının boşanması durumunda yine bekleme süresinin üç adet dönemi yani diğer ayette geçen, üç ayın yaklaşık karşılığı olduğunu görüyoruz. Peki, daha önceki ayette ne açıklıyordu? Orada dikkat ederseniz adetten kesilen kadın ve hiç adet görmemiş kadının bekleme süresinden bahsediyor ve açıklıyordu. İşte Kuranın güzelliği ve kuranın her konudan bahsederek açıklık getirdiğine güzel bir örnek. Sizlere şunu soruyorum yukarıdaki iki ayetten çocuk yaştaki bir kızın, yani daha adet görme yaşına bile gelmeyen bir kızın evlenebileceğini mi anladınız? Öyle anladım diyene sözüm olamaz isteyen istediğini anlayabilir, ama kararını şimdi yazacağım ayeti iyice okumadan ve düşünmeden vermesini tavsiye etmem. (Nisa sur.6: Yetimleri, nikâh çağına gelmelerine kadar gözetleyip deneyin. O zaman onlarda içinize sinecek bir olgunluk ve erginlik görürseniz, mallarını onlara geri verin. Büyüyecekler diye bu malları tez elden saçıp savurarak yemeyin. Zengin olan, iffetli davransın. Fakir olan ise örfün gerekli kıldığı oranda yesin. Mallarını kendilerine teslim ettiğiniz zaman yanlarında tanıklar bulundurun. Hesap sorucu olarak Allah yeter.) Bu ayette geçen sözlere lütfen dikkat edin, bakın Allah özellikle bir kızın evlenebilmesi için gerekli olan kriteri daha nasıl açıklayabilir dersiniz? Nikâh çağına gelmeleri sözünü açıkça kullanıyor ve açıklık getiriyor, demekki bir nikah çağı var öyle söyledikleri gibi küçük yaştan bahseden ise asla yok, hatta bakın nikah çağını da nasıl anlayabileceğimizi ne kadar güzel sözlerle açıklıyor. (O zaman onlarda içinize sinecek bir olgunluk ve erginlik görürseniz..) Demek ki aile reisi size emanet edilen yetimler de, yada kendi evlatlarında olgunluk ve erginlik görecektir, yoksa asla evlenmelerine müsaade edemez. Kızı düşünün doğuracağı evladına nasıl annelik yapsın? Erkeği düşünün o aileye nasıl baksın? İşte kuran işte açık seçik ayetleri. İsteyen aklını çalıştırır kuran ayetlerinin tümünü özümser ve hayata geçirir, isteyen kendisine öğretilenleri doğrulamak adına kuran ayetlerinden uzaklaşıp sözcükleri cımbızlar gerçeklerden uzaklaşır ve sanıya inanır. İsteyen istediğine iman eder kuran ve ayetleri karşınızda, beşerin sözleri ve uygulamalarının sapkınlığının örnekleri de Televizyonlarda seçin sizlerin. Çünkü hesap günü kopya çekme ihtimali yok, A-B-C diye ayrılan test soruları da yok, var olan tek başımıza yaptıklarımızdan hesaba çekileceğimizdir. Ardından gittiklerimizi asla hesap günü bulamayacağız, çünkü onlarda çetin imtihanın telâşesin de olacaklar. Hesap günü bir nebze rahat ve huzurlu olmak istiyorsak Rabbin kurandan sözlerini anlamaya çalışalım, beşerin sözlerini değil. Allah sizleri bu kitaptan hesaba çekeceğim diyorsa bu kitap anlaşılmaz bir kitap asla olamaz. Ben her şeyden örnekler verdim diyorsa Rabbim, bu kitapta her şey olmaz, bu kitap özet bilgidir diyenlere artık inanmayalım derim, çünkü Allah açıkça söylemediği hiçbir şeyden bizleri sorumlu tutmaz, lütfen RABBİN adaletine saygısızlık yapmayalım. Rahman gönül gözümüzü açık olanlar arsına bizleri alması dileklerimle. SAYGILARIMLA Haluk GÜMÜŞTABAK
|