HANiFDOSTLAR.NET

 

Kuran Müslümanı
 

(Şahıs odaklı din anlayışından Allah odaklı din anlayışına...)

Ana Sayfa Hanif Mumin  Iste Kuran Kurandaki Din  Kur'an Yolu  Meal Dinle Sohbet Odasi Hanifler E- Kitaplik Kütüb-i Sitte ?  ingilizce Site Kuran islami Aliaksoy Org  Hasanakcay Net Tebyin-ül Kur'an Önerdiğimiz Siteler Bize Ulasin

 

- Konulara Göre Fihrist

- Saçma Hadisler

- Hadislerin-Sünnetin İncelemesi

- Haniflikle İlgili Sorular Cevaplar

- Misakın Elçisi Kim?

- Kuranda Namaz/Salat

- Onaylayan Nebi

- Kuranda Namaz/Salat

- Enbiya 104

- Kuranda Yeminler

- Adem Hakkında Sorular

- Ganimetleri Resulün Eline Nasıl Vereceğiz?

- Allahın ındinde YIL ve DOLUNAYLAR

- Abese ve Tevella

- Hadisçilerce Tahrif Edilen Ayetler

- Mübarek Yer, Mübarek Vakit

- Arkadaş Peygamber

- Kuranın İndirilişinden Günümüze Gelişi

- Bir Türban Sorusu

- Kuran ve Bize Öğretilenlerin Farkı

- Namazın Kılınışı

- Hadislere Göre Namaz

- Kuranda Salat Namaz mıdır?

- Kuran Yetmez Diyen Uydurukçular

- Bizler Hanif Dostlarız

- Sahih Hadis mi İstersiniz?

- Hakkı Yılmaz'ın Tebyin Çalışması

- Kur'anı Anlamada Metodoloji

- Tarikatçıların Çarpıttığı Birkaç Ayet

- Nasıl Kur'an Okuyalım?

- Kur'anı Kerim Nedir?

- Kur'anda Oruç

- Allah'sız Bir Din ve Allah'sız Bir Kur'an İnancı

- Kuransız Bir İslam Anlayışı ve Müşrikleşme

- Meal Çalışmasına Davet

- Allah Şahit Olarak Kafi Değil mi?

- Doğru Hadisleri Ne Yapacağız?

- Kur'andaki Muhammed ve Peygamberlerin Misyonu

- Mahrem, Avret, Ziynet

- Nur Suresi Çeviri-Yorum

- Cilbab

- Resule İtaat Ne Demektir?

- Hadis Kalburcuları ve Kalburları

- Kur'anı Kerim'in İndiriliş Gayesi

- Kur'anda Amellere Karşı Cahili Yaklaşım

- İslamdışı İnanışlara Kur'andan Örnekler

- Biri Şu Haram Üretim Tesislerini Kapatsın

- Tasavvufta İslam Var mı?

- İslamda Delil Sorunu

- Kurban Kesmek

- İlahi Hitabın Serüveni

- Ecel Nedir?

- Şirk, İşrak, Müşrik, Müşareke, Müşterik

- Büyü Yapan ve Yaptıranlar

- Peygamberlere Karşı Rabbani Yaklaşımlar

- Salat-ı Tefriciye yada Zikri Çarpıtmaya Bir Örnek

- Mucize Nedir?

- Ayrılıkların Nedenleri

- Sıfır Hata veya Kur'an

- Haniflik Nedir?

- Rabıta İle Şeyhlere Tapanlar

- Hadis Zindanının Mezhepçi Mahkumları

- İslam Dininin Öğrenilmesinde Kaynak Sorunu

- Fasık ve Münafıkların Genel Tanımlaması

- Hadisler, Hıristiyanlık ve Selman Rüştü

- Kur'anı kerim'in İndiriliş Gayesi

- Müstekbirlere Karşı Cahili Yaklaşım

- Halis-Hanif İslam

- Kur'anda Şefaat

- Fuhuş Tellalı Tefsirciler

- Hayızlıyken Neden Namaz Kılınmasın?

- Cebrail, Vahiy, Melek

- Dindarlıkta Müşrikleşme Temayülü

- Büyü Yapan ve Yaptıranlar

- Yaratılış, Adem, Havva

- Kur'an Yerel mi, Evrensel mi?

- Reform Dinde mi, Dindarlıkta mı?

- Ne Mutlu Tağutu Olmayanlara

- Peygambere Saygı(?)

- Hadislere Kanıt Diye Gösterilen Ayetler

- Allah Nazara Karışmadı mı?

- Kur'anı Kerimle Amel Etmek Mümkün mü?

- Kur'anda İnkar Edenlerin Vasıfları

- Müminlerin Vasıfları

- Allah'ın Vasıfları

- Kur'anın Vasıfları

- Dine Karşı Cahili Yaklaşımlar

- Kur'an Merkezli Din

- İrin Küpü Patladı; Mevlana

- Hurafe ve Bidatlar

- Peygamberi Tanrılaştırma

- Hz. İsa'nın Ölümü

- Allah'ın Mesajının Adı: Kelamullah

- Allah'ın Resule Uyarıları

- Kur'ana Göre Tenkit ve Eleştiri Nasıl Olmalı?

- Kur'anda Sevgi

- Sofuların Devlet Desteğiyle Desteklenmesi

- Hans Von Aiberg Aldatmacası

- Kabir Azabı Safsatası

- Kur'an Kıssalarının Önemi; Masal Değiller

- Kur'anda Toplumsal Sünnetler

- Tefsirde İsrailiyyat

- Kardeş Evliliği Olmadan Çoğalma

- Hans Von Aiberg Tutuklandı

- Kur'anda Tevbe Kavramı

- Yaşar Nuri Öztürk'ün Yorumuyla Namaz

- Karadelikler; Bir Büyük Yemin

- Mezhepçilerin Ümmi Açmazı

- Kabe Nedir? Mekkede midir, Kudüste mi?

- Kur'anda Ruh Kavramı

- Kur'anda Nefs Kavramı

- Amin Kavramı ve Putperestlik

- Diyanet İşleri Başkanlığının Sitemize Cevabına Cevaplar

- Resul ve Nebi -1

- Resul ve Nebi -2

- Sapık Bir Fırka: Hansçılar

- Cihad mı, Çapulculuk mu?

- Kur'an Deyip Namazı Yok Sayanlar

- Cennete Sadece Müslümanlar mı Girecek?

- Kur'anda El Kesme Cezası var mı?

- Nazar veya Göz Değmesi Var mı?

- Şehadet Getir, Münafık(?) Ol

- Kur'anda Eleştiri Metodu

- Hacc Mekkede mi, Bekkede mi?

- İslami Tebliğde Kur'an Metodu

- Saptırılan Kavram: Mekruh

- Kur'anda Cuma Namazı var mı?

- Of Be Kader, Allah mı Suçlu Yoksa Biz mi?

- Kader Açısından Cebir ve İhtiyar

- Baban Peygamber Olsa Ne Yazar

- Kur'anda İnsan Hukuku

- Vahdet-i Vücud, Şirkin Alası

- Tasavvufi Bilginin Kaynağı Vahiy mi?

- İslam'da Resullük Son Bulmuştur

- Teveffi Kelimesi ve Arap Dili

- Tasavvuf Üzerine Düşünceler

- Nefis Mertebelerinin İç Yüzü

- Allah Rızası Anonim Şirketi; Tarikatlar

- Tasavvuf ve Eşcinsellik -1

- Tasavvuf ve Eşcinsellik -2

- Nakşi Şeyhi Allah'ın Avukatı mı?

- Kur'anda "ve+la" Öbeği

- Putlar ve Tapanlar

- Son Peygamberimizin Okuma Yazması

- Mesih ve çarpıtılan Bir Ayet

- Hac İzlenimleri

- "Üzerinde 19 var" da Son Nokta

- Secde Emri

- Kur'andaki Hac

- Aracıların Gaybı Bildiği İnancı

- Tarikatçı - Müşrik Karşılaştırması

- Gazali'nin Kadına Bakışı

- Kur'anda Kadına Verilen Önem

- Başörtüsü Allah'ın Emri Değil

- Başörtüsü Takmak Kur'anda Var mı?

- Kur'anda Kadın Dövmek Var mı?

- Cariye, Köle; Utanmaz Mealciler

- Kadına Yönelik Şiddet

- Sünnet Edilen Kızın Öyküsü

- Erkekçe ve Kadınca Meal Konusu, Nebe 33. Ayet

- Harem - Selamlık Kimin Emri?

- Zina, Evlilik ve Örtünme Adabı

- Cariyeleri Aç, Hür Kadınları Kapat (!)

- Çok Eşliliği Yasaklayan Ayetler

- Kur'ana Göre Evlilik Hukuku

- 2 Kadın = 1 Erkek, Uydurma mı?

- Danimarkalı mı Sapık, Buhari mi?

- Ebu Hanife, Cariyenin Avreti

- Nisa 25, Hür Kadın ve Fahişe İfadesi

- Maymunların Hadisi ve Recm Vahşeti

- Hz. Muhammed'in Tebliği

- Peygamberi Tanrılaştırma

- Angarya Haline Getirilen İbadet

- Buhari'nin Hadislerini Buhari Yazmamıştır

- Hadis ve Sünnet Gerçeği

- Uydurma Hadisler, İslamın Kara Boyası

- Hadisler Dinin kaynağı Olamaz

- Uydurmaların Sınırı Yok; Şeytan Geyiği

- Beşeri Hükümler Neden Kutsal Oluyor?

- Hadis - Kur'an Çelişkisi

- Kur'anda/Dinde Olanlar ve Olmayanlar

- Cehennem'den Çıkış Yok

- Kur'anda Tağut

- Ebu Hureyre Gerçekte Kimdir?

- Hadis - Mantık Çelişkileri

- Kurban ve Kurban Bayramı Nereden Geliyor?

- Hadislere Göre Kur'an Eksiktir

- Bildiri: İslam Anlayışında Reform

- Arapça mı, Arap Saçı mı?

- Koca mı Üstün, Allah mı?

- Esbab-ı Nüzül Komedi Hadisleri

- İşte Geleneğin Dini

- Ulul Emir İle Kim Kastediliyor?

- Kul Hakkı

- Yezidi Bir Gelenek: Aşure Tatlısı

- Hz. İbrahim'den Asrımıza Dersler

- Taklitçiliğin Boyutları

- Seb-ul Mesani Nedir?

- Kelle Sayılarak Gerçek Bulmak

- Kıyamet - Mahşer Günü ve Sonrası

- Kur'anda Namaz Vakitleri

- Kur'anda Cuma Konusu

- Salih Olmak Yetmez

- Hudeybiye Anlaşması Uydurma mı?

- Kitap Yüklü Eşekler

- Kur'andaki Hac

- Hz. Nuh'un Oğlu Kimdi? İftira mı?

- Ruhun Ağırlığına Başka Bakış

- Hz. İbrahim Yalancı Değildi

- İncil'de Kadına Bakış

- Şirkin Büyüğü Küçüğü Olur mu?

- Kur'andaki Abdest ve Hijyen

- Din de Bir Araçtır

- Kur'an Okumanın Zararları

- Kur'anda Dua Ayetleri

- Kur'anda Tarih Kavramı ve Bilinci

- Şekilsel Secde Kur'anda Yok mu?

- Salat ve salatı İkame

- Kur'andaki Emr Kavramı Üzerine

- Dindar İnsanlar Şirk Koşar

- Alak Suresinin İlk Beş Ayeti

- Men Arefe'nin Çözümü

- Kur'andaki Av Yasağı

- Fıtrat ve Namaz Vakitleri

- Kur'anda İnsan Hukuku

- Din Büyüklerini Tanrılaştırma

- Allah'a ve Muhammed'e Değil

- Kur'andaki Örnek Tevekkül

- Şekilsel Rüku Kur'anda Yok mu?

- Hz. İbrahim Kuşları Kesti mi?

- Ehli Sünnet Dininin Anayasası

- İnsan Allah'ın Halifesi mi?

- Kur'an Üzerinde Düşünmek

- Şirkin Kuyusuna Düşenlere Uyarılar

- Kur'an Ölülere Okunmak İçin mi İndirildi?

- Ayda Okunan Kur'an Masalı

- Hz. İbrahim, Safa ve Merve Masal mı?

- "Haç"er-ul Esved (!)

- Mevlana Sahte Bir Peygamber Değil mi?

- Tasavvufun Tanrısı İki Zıttır

- Kur'andaki Tasavvuf: Teveccüh

- Önce Batıl ve Hurafe İle Savaşalım

- Resuller Haram Kılamaz mı?

- Elçi Muhammed ile İnsan Muhammed'in Farkı

- Tarikatlarda Aracılar Rezaleti

- Nur Suresi 31. Ayet Nasıl Çarpıtılıyor?

- Sırat Kıldan İnce, Kılıçtan Keskin mi?

- Kur'anda Zalimler

- Bütün Mehdileri Çöpe Atıyoruz

- Kur'ana Göre Ramazan Ayı ve Haram Aylar

- Tasavvufçuların İlahı; Varlık ve Yokluk

- Tasavvufçuların Küçük Putları

- Sünnet Etmek yaratılışı Değiştirmedir

- Son Peygamberimizin Mektupları

- Fıtrat ve Namaz Vakitleri

- Mescid-i Aksa Nerede?

- Büyük Kandırmaca: Hadis

- Kur'an Neden Arapça Olarak İndirilmiştir?

- Kimin dini? Kimin Kitabı? Kimin Meali?

- Evliya Kelimesinin geçtiği Ayetler

- Şimdiye Kadar Yaşanan İslam

- Ayın Yarılması Diye Bir Mucize Yoktur

- Kabe Dikili Taş Değil mi?


Up | Down | Top | Bottom
 
Şu da emredildi: Yüzünü dine bir Hanif olarak çevir. Sakın müşriklerden olma.

Yunus Suresi 105

Ben bir Hanif olarak yüzümü gökleri ve yeri yaratana döndürdüm. Müşriklerden değilim ben.

Enam Suresi 79

İbrahim ne bir Yahudi idi, ne de bir Hıristiyan. O sadece hanif bir müslümandı. O müşriklerden değildi.

Ali İmran Suresi 67

Şu da kuşkusuz ki, İbrahim başlıbaşına bir ümmetti; bir Hanif olarak Allah'ın önünde eğiliyordu. Müşriklerden değildi.

Nahl Suresi 123

De ki Allah doğrusunu söylemiştir / vaadinde sadıktır.Haydi artık Hanif olarak İbrahim'in Milleti'ne uyun! Müşriklerden değildi o.

Ali İmran Suresi 95

Allah'a ortak koşmadan, Hanifler olarak... Allah'a ortak koşan kişi, gökten düşmüş de kendisini kuşlar kapışıyor veya rüzgar onu uzak bir yere fırlatıp atıyor gibidir.

Hacc Suresi 31


Up | Down | Top | Bottom

HABERLER

 

 








 

 

  Hanif Islam

 

Genel Tartışma
 Hanif Dostlar Ana Sayfa -> Genel Tartışma
Konu Konu: KIYAMET ALAMETLERİ VE HZ. İSA..... Yanıt YazYeni Konu Gönder
Yazanlarda
Gönderi << Önceki Konu | Sonraki Konu >>
halukgta
Uzman Uye
Uzman Uye


Katılma Tarihi: 25 eylul 2006
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 425
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı halukgta

  Bugün kurandan araştıracağımız konu, günümüzde çok konuşulan kıyamet alametleri konusu. Kuran bu konuda bizlere hangi bilgileri verir? Ayrıca bu konuda bizlere rivayet yoluyla ulaşan diğer bilgiler nelerdir onları da kuran ile karşılaştırıp doğruluğunu araştıracağız.

   Bu yazıyı yazmama sebep olan Zühruf suresi 61. ayeti önce konuşmak istiyorum. Bizler Allahın açıkça söylemediği sözlere ilaveler yaptığımızda kendi düşünce ve fikirlerimizi ilave ettiğimizde bakın güzelim İslam dini ne hale geliyor, önce Diyanet İşleri Başkanlığının mealini alalım, daha sonrada diğer meallerden örnekler verelim ki konu daha iyi anlaşılsın.

Diyanet İşleri başkanlığı: Zühruf 61: Biliniz ki o kıyamete ait bir bilgidir. Sakın ondan şüphe etmeyiniz ve bana tabi olunuz. Bu dosdoğru yoldur.

Ali Bulaç: Zühruf 61: Şüphesiz o, kıyamet-saati için bir ilimdir. Öyleyse ondan (kıyametten) yana hiç bir kuşkuya kapılmayın ve bana uyun. Dosdoğru yol budur.

Yaşar Nuri Öztürk: Zühruf 61: Hiç kuşkusuz o, kıyamet saati için bir bilgidir. O halde sakın o saat hakkında şüpheye düşmeyin; bana uyun. Dosdoğru yol budur.

Elmalı Hamdi: Zühruf 61: Gerçekten o (İsa) saat için bir ilimdir (kıyametin yaklaştığım gösteren bir bilgidir). Onun için sakın kıyametin geleceğinden şüpheye düşmeyin de bana uyun, işte tek doğru yol ancak budur.

   Yukarıdaki aynı ayetin değişik meallerdeki verilişini sizlerle paylaştım. Elmalı Hamdi Yazır ın verdiği mealde dikkat ederseniz o zamirinden Hz. İsa dan bahsediyor diyerek parantez içine düşüncesini de belirtmiş. Bu şekilde birkaç meal var onu da belirtmeliyim. İşte Kuranın Türkçe mealini yazarken parantez içine kendi düşüncelerimizi de yazmamız bizleri nasıl yanlışlara götürebiliyor onu da burada bir kez daha görme şansımız olacak, Allah yanıltmasın inşallah. Bu ayette anlatılmak istenen kıyametin hak olduğu kuranda bilgilerin verildiğini anlatarak müşriklere ve inananlara bir kez daha şüpheye düşmeden buna inanmaları hatırlatılmaktadır.

   Hıristiyanlar kendi inançlarına göre, kıyamet kopmadan Hz. İsa nın geleceğini ve tüm insanlığı kurtaracağına inanırlar. İşte bu inanç ne yazık ki yukarıdaki ayeti açıklarken Allah ın hiç bahsetmediği, açıklamadığı halde bu şekilde yazılıp anlatılarak, bizlerin yani İslam’ın da içine girmiştir. Günümüzdeki birçok tarikatlar ve cemaatler Hz. İsanın geleceğine inanırlar ne yazık ki. Ayette geçen (O) zamirinden Hz. İsa yı kastediyor düşüncesine kapılmalarının nedeni bu ayetten birkaç ayet öncesinde Hz. İsa dan bahsederek ondan örnekler vermesi olarak açıklanıyor, gerçekten yanılgıya sebep bu olsa gerek. Bu konuyu Diyanet İşleri başkanlığına sorduğumda buna benzer bir cevap aldım. Diyanet İşleri Başkanlığı Hz. İsanın kıyamet alameti olarak geleceğini kesinlikle kabul etmiyor. Çok doğru çünkü bunu kabul etmek kuranın birçok ayetlerine ters düşer. Gerçektende buna inanmakla bakın nelere inanmamış ya da gözden kaçırmış oluyoruz, şimdide Kurandan birlikte araştıralım.

(Ahzap 40: Muhammed, sizin erkeklerinizden hiçbirinin babası değildir; O, Allah'ın resulü ve nebilerin sonuncusudur. Allah her şeyi gereğince biliyor.) Eğer kıyamet kopmadan Hz. İsa gelecektir sözlerine inanırsak kabul edersek, bu ayete iman etmiyoruz demektir. Önce bunu aklımızdan hiç çıkarmayalım. Çünkü Açıkça peygamberimizden sonra hiçbir peygamber gelmeyecek diyerek bizlere tebliğ eden bizzat peygamberimiz. Şimdide kıyamet bizlere nasıl gelecek, bu konuda kurandan bilgilere bakalım, acaba bizlere nasıl bir açıklama yapıyor? Şimdi yazacağım ayet üzerinde biraz düşündüğümüzde aslında her şey anlaşılıyor sanırım.

(Araf 187: Ne zaman gelip çatacak diye kıyamet saatini soruyorlar sana. De ki: "Ona ilişkin bilgi Rabbim katındadır. Onu, vakti geldiğinde belirginleştirecek olan yalnız O'dur. Göklere de yere de ağır gelmiştir o. O size ansızın gelecektir, başka değil." Sen onu iyice biliyormuşsun gibi sana soruyorlar. De ki: "O'na ilişkin bilgi Allah katındadır, fakat insanların çokları bilmiyorlar.)

  Şimdi bu ayet üzerinde biraz düşünelim. Peygamberimize kıyamet hakkında sorular sorulunca Rabbim açıklama yapıyor ve onun vaktini yalnız ben bilirim diyor. Vakti geldiğinde onu gerçekleştirecek Allah tır dedikten sonra aslında çok önemli bir açıklama yapıyor, bu açıklamaları daha sonra yazacağım ayetlerde de üstüne basa basa söylüyor Rabbim.( O size ansızın gelecektir.) Evet, en önemli ve üzerinde durmamız gereken konu sanırım bu olsa gerek. Kıyametin ansızın, habersiz geleceği. Ayetin devamında da çok ilginç ve düşünmemiz gereken sözler var. Allah sen onu biliyormuşsun gibi sana soruyorlar diyor ve peygamberimizin de bu konuda asla bir bilgisi olmadığını belirtiyor Rahman bizlere. Tam burada şunları düşünmemiz gerektiği kanısındayım, kuranda hiç bahsedilmeyen, açıklanmayan birçok kıyamet alametlerinin doğruluğu sizce ne kadar geçerlidir? Bu sözler Kuranda hiç bahsedilmeyen, peygamberimizin kıyamet alametleri ile ilgili sözleridir diyenler ne kadar haklı olabilir dersiniz? Yorum sizlerin.

   Kuran kıyamet konusunda bakalım daha neler söylüyor bizlere.

(Lokman 34: O kıyamet saatine ilişkin bilgi Allah katındadır. Yağmuru O yağdırır. O, rahimlerde olanı da bilir. Hiçbir benlik yarın ne kazanacağını bilmez. Ve hiçbir kimse hangi yerde öleceğini bilmez. Allah Alîm'dir, Habîr'dir.) Dikkat ederseniz burada da (O) zamirini kullanıyor ve burada da anlatılmak istenen kıyamet zamanının vaktini hatırlatılmasıdır. Yukarıda yazdığımız Zühruf 61. ayette de Şüphesiz o, kıyamet-saati için bir ilimdir. Sözlerinden kuranın bizlere açıkladığı o anın geleceğini hem iman edenlere, hem de müşriklere açıklamaktadır. Allah bu Zühruf 61. ayette eğer söylenildiği gibi Hz. İsa’dan bahsetmiş olsaydı ve bunun kıyamet alametleri olduğunu bizlere anlatıyor olsaydı açıkça söylerdi. Bakın Allah ben ayetlerimi nasıl açıklarım diyor lütfen dikkat edelim ve hatırlayalım. Buna inandığımızda şimdi yazacağım ayetlere iman etmemiş oluruz kanısındayım. (Kehf Sur54. ayet; Yemin olsun, biz, bu Kuran'da, insanlar için her türlü örneği değişik ifadelerle gözler önüne koyduk. İnsan ise varlığın, tartışmaya en çok tutkun olanıdır.) (İsra suresi 89. ayet; Yemin olsun, biz bu Kuran'da, insanlar için her benzetmeden nice örnekler sıraladık. Ama insanların çoğu inkâr ve nankörlükten başka bir şeyde diretmediler.)( Nisa Suresi 174. ayet; Ey insanlar! Size Rabbinizden apaçık, çok parlak ve güçlü bir kanıt gelmiştir. Biz size, her şeyi açık seçik gösteren bir ışık gönderdik. 175. ayet; Allah'a inanıp O'na sarılanları O, kendisinden bir rahmetin ve lütfun içine sokacak ve onları kendisine ulaşan dosdoğru bir yola kılavuzlayacaktır.)

 

     Şimdi lütfen düşünelim, Allah her türlü örneği değişik ifadelerle gözler önüne koyduğunu söylüyor. Her benzetmeden nice örnekleri sıraladık açıklamasını yapıyor, ama bizler Rabbin hiç bahsetmediği, sözünü bile kullanmadığı halde (O) işaret zamirinden, ayetten Allah Hz. İsa dan bahsediyor aslında diyerek işin içinden çıkabiliyoruz. Hani her benzetmeden değişik örnekler vardı, neden Allah kıyamet alametlerin den bahsederken Hz. İsa gelecek demediği halde, bizler aslında Allah bundan bahsediyor diyerek kendi düşüncelerimizi, inançlarımızı Kurana ilave yapıyoruz? Hiç korku duymadan söylenmeyen bir sözün ardına nasıl düşüp ona iman edebiliyoruz doğrusu anlamakta güçlük çekiyorum. Hani Allah ne diyordu bizlere,( Size Rabbinizden apaçık, çok parlak ve güçlü bir kanıt gelmiştir. Biz size, her şeyi açık seçik gösteren bir ışık gönderdik.) Bakın bu ayete eğer iman ediyorsak Zühruf 61. ayette geçen (O) işaret zamirine asla Allah ın söz etmediği bir anlam yükleyerek burada aslında Hz. İsa dan bahsediyor diyemeyiz. Kurana danışmaya devam edelim acaba kıyametin kopuşu hakkında daha neler söylüyor Rahman.( Hac 55: İnkâr edenler ise kıyamet ansızın başlarına patlayıncaya kadar yahut kısır bir günün azabı kendilerine gelip çatıncaya kadar, o Kuran'dan yana kuşku içinde olmaya devam edecekler.) (Zühruf 66: Hiç farkında olmadıkları bir sırada o saatin birdenbire kendilerine gelmesinden başka neyi bekliyorlar.)

   Bu ayetler ve onlarca ayet kıyametin ansızın geleceğini açıklıyor bizlere. Şimdide bu ayetlerle Hz. İsa nın geleceğini söyleyen ve inananlara şu soruyu soralım. Rahman hiç farkında olmadığımız bir anda geleceğini söylediği kıyametin, nasıl olurda Hz. İsa’yı tekrar gönderip insanlara büyük bir zaman verip hepsinin iman etmesini sağlar? Hani ansızın başlarına patlayacaktı, hani hiç farkında bile olmayacaktık. Tekrar şu soruyu soralım buna inananlara; Acaba Hz. İsa geldiğinde onu nasıl tanıyacağız? Madem gelecek Allah onu nasıl tanıyacağımızın işaretini de vermeli değil mi bizlere Kuranda? Nasıl emin olacağız onun olduğuna? Hatırlayın Papaya kurşun sıkan Ağca yı, ne dedi? Ben İsa Mesih im demedi mi? Hatta birçok Hıristiyan bile inandı buna. Sormak isterim Hz. İsa nın geleceğine inananlar acaba buna inandı mı? Yaksa akıllarından acaba diye bir sorumu geçti? Öyle hesaplar yapılıyor ki, peygamberimizin sözleri diye aktarılanların içinde 1500. yıllarında Hz. İsa ve deccalın geleceğini söyleyenler, bu tarihin bu yüzyılda gerçekleşeceğine inananlar var aramızda. Peygamberimden 1400 yıl geçti o zaman bu önümüzdeki yüzyılda hem deccal gelecek hem de Hz. İsa gelecek ve kıyamet kopacak diyorlar ve inanıyorlar. Araf 187. ayette ne diyordu hatırlayalım Rabbim. (." Sen onu iyice biliyormuşsun gibi sana soruyorlar. De ki: "O'na ilişkin bilgi Allah katındadır, fakat insanların çokları bilmiyorlar.) Şimdide bu sözler üzerinde tekrar düşünelim. Allah bu bilginin kimsede olmadığını söylemesine rağmen günümüzde uydurulan ve kuranın hiç bahsetmediği kıyamet alametlerini düşünelim. Öyle şeyler uyduruluyor ki peygamberimizin Hz. İsa nın geleceğini söylediğini söylemekte hiçbir kusur görmüyorlar. Hâlbuki Peygamberimiz kendisinin en son peygamber olduğunu bizlere bildirmemiş miydi Kuranda? Kuranın hiç bahsetmediği deccal konusuna gelelim şimdide. Bundan kuran asla bahsetmez, ama peygamberimizin sözüdür diye bizlere çok detaylı anlatırlar. Bakın deccal konusunu Diyanet İşleri başkanlığına sordum ve nasıl bir cevap aldım aynen aktarıyorum.

(DECCÂL: Kıyamete yakın bir dönemde çıkıp İslâm dinini ve ümmetini ifsad edip kötülüklere sürükleyecek olan ve aynı zamanda kıyametin alametlerinden sayılan biri.
Deccâl'in çıkması haktır. Deccâl, belli bir şahıs olup, Cenâb-ı Allah onunla, kullarını imtihan edecektir. Deccâl olsun, diğer kıyamet alâmetleri olsun bizim için gaybdır. Bunlar hakkında bilgi edinmemiz ancak nakil (Kur'ân ve hadis)le mümkün olur. Akılla verilebilecek bilgilerin isabet etmeme ihtimali büyüktür. Öteden beri kıyâmet alâmetleriyle ilgili olarak çok te'vîller yapılagelmiştir. Herhangi bir dayanağı olmayan bu te'villerin geçerliliği de yoktur. Ayrıca bunlar, akılla ulaşılamayacak bilgiler olduğundan, yapılacak te'viller, halkı yanlış bilgilendirme vebâline sevk edecektir. Aynı yanılgı ve vebâl bunun için de söz konusudur.
Hz. Peygamber de ümmetini Deccâl'e karşı uyarmıştır. Zira Deccâl, bazı harikalar gösterecek ve tanrı olduğunu iddia edecektir. İmansızlarla, bazı zayıf imanlılar, ona kanacaktır. İmanı kuvvetli olanlar ise kanmayacaklardır.
Dünya, imtihan yeridir. İnsanlar bu dünyada imtihana tabi tutulmaktadırlar. Deccâl da bir imtihan vesilesidir. Allah'ın kendisine verdiği güçle birtakım hârikalar gösterecektir. Deccâl'in göstereceği harikalara "istidrâc" denir. İstidrâc, "inançsız ve şerîr kimselerin arzularına uygun olarak gösterdikleri hârikalara" denir.)

    Yukarıdaki yazı Diyanetin bana verdiği cevap, dikkat ederseniz bu konuyla ilgili Kurandan tek bir bilgi yok. Bu konuda fazla bir şey yazmak istemiyorum ama doğrusu Dini bizlere anlatmakta görevli bir makamın şu sözleri beni çok üzdü.( Deccâl'in çıkması haktır.) Bir insanın dinde HAK olduğunu söylemesi için Kuranın yani Rahman ın emretmiş olması gerekir. Ama düşünebiliyor musunuz Allah bahsetmediği halde buna HAK tır iman etmemiz gerekir denebiliyor. Peygamberimizin deccala karşı bizi uyardığını söyleyen Diyanete şunu sormak isterim, acaba Yüceler Yücesi rabbim bizi deccala karşı uyarmadı da bu görevi peygamberimize mi bıraktı dersiniz? Hani Kuran bizim için rehberdi, hani her şeyden nice örnekler vardı orada. Bakın sözler kuranın süzgecinden nasılda geçmiyor. İşte İslam ın günümüzdeki durumuna acı bir örnek. Buna benzer o kadar dine ilaveler var ki. Deccalın belirli bir şahıs olduğunu söylüyorlar ve bizleri Rabbin imtihan edeceğini belirtiyor. Allah bunu her zaman yaptığını ve yapacağını zaten Kuranda söylemiyor mu? Yine yazıda bu bilgilerin gaibi bilgiler olduğunu söylüyor ve bu bilgileri ancak Kuran ve hadislerden öğrenileceği açıklamasını yapıyor. Şimdi sormak isterim bunu yazanlara, Kuran bilgisi tamam bu konuda hiçbir sorun yok ama hadis bilgileri kesin doğru diyebilir miyiz? Eğer cevap, evet hadis bilgilerine kesinlikle güvenebiliriz ise, neden birkaç yılda bir yüzlerce hadisin hurafe olduğunu ilan edip İslam dininden çıkarıyor Diyanet İşleri Başkanlığı? Şuanda iman ettiğimiz hadisleri daha sonra hurafe diye çıkarmayacaklarına kimler garanti verebilir, var mı garanti verecek beşer aramızda? İşte Allah ın kitabını rehber almadığımızda sonuç nerelere gidiyor.

    Şimdide sizlere bir kaç ayet örneği vereceğim bakın peygamberimize kıyametin ne zaman kopacağını soranlara, Rahman ın cevabı nasıl olmuş. (Ahzap 63: İnsanlar sana kıyametin saatinden soruyorlar. De ki: "Ona ilişkin bilgi Allah katındadır." Ne bilirsin, belki de o saat yakındır.) (Şura 17: Gerçeğe ilişkin Kitap'ı ve adalet ölçüsünü indiren o Allah'tır. Nereden bileceksin, belki de kıyamet saati çok yakındır.) Bu iki ayeti düşünelim şimdi de. Yazımızın başında verdiğimiz ve Hz. İsa nın kıyamet kopmadan geleceğini işaret ettiğini söylediklerinin doğru olmadığı bu iki ayetten bile anlaşılmıyor mu sizce? Dikkat edin Allah, peygamberimiz yaşıyorken dahi kıyametin belki de kopabileceğini söylüyor. Eğer Kıyamet kopmadan Hz. İsa gelecek ise peygamberimizin durumu ne olacaktır, buda asla mümkün olamaz. Bunu kabul etmek kuranın ayetlerine tamamen ters düşer. Bakın kıyamet konusunda peygamberimizin ne demesini istiyor Rabbim. (Tur 31: De ki: "Bekleyin! Doğrusu sizinle beraber ben de bekleyenlerdenim.) Demek ki bu konuda peygamberimizin de hiçbir bilgisi yok, hatta belki de kıyamet kopabilir diye o dahi bekliyor. Şimdide Diyanetin deccal konusunda bizlere hadisler yoluyla gelen bilgilere bakalım. Allah belki de kıyametin yakında kopacağını söyleyen ayetlerini okudunuz, bu durumda peygamberimiz yaşarken de kıyamet kopabileceği anlatılıyor. Bu durumda peygamberimiz acaba deccalın geleceğini söyler miydi? Elçisi yaşarken böyle birinin çıkıp insanları kandırmaya çalışmasını söyler mi sizce? Zaten o devirde iman etmeyen binlerce insan ile mücadele ediyor hatta savaşıyordu Peygamberimiz. Bunlardan iyi deccal mı olur. Bakın tüm bu sözlerde kuran süzgecinden geçmiyor.

    Şimdide Kuranın kıyamet alametleri olarak bahsettiği bazı konulara bakalım.

(  Duhan 10: Artık sen göğün açıkça izlenen bir duman getireceği günü gözle.)

(Hac 1: Ey insanlar! Rabbinizden korkun! Çünkü kıyamet saatinin zelzelesi gerçekten çok büyük bir şeydir.)

(Abese 33: . Kulakları sağır eden o ses geldiğinde,)

(Tur 9: O gün gök bir çalkanışla çalkanır. 10: Ve dağlar bir yürüyüşle yürür.11: Vay hallerine o gün, yalanlayanların.)

(Kamer 1: Saat yaklaştı, Ay yarıldı.)

(Enbiya 96: Ye'cûc ve Me'cûc'ün önü açıldığı zaman onlar, her tepeden akın ederler. 97: Hak olan vaat yaklaşmıştır. İnkâr edenlerin gözleri birden donup kalmıştır. "Vay başımıza! Biz bundan gafil bulunuyorduk. Hayır, biz zalimlerdik!" derler.)

    Yukarıdaki ayetler dikkat ederseniz kıyametin kopmasına çok yakın anların belirtileri. Gökyüzünde dumanın belirmesi tozu dumana atacak bir olayın belirtisidir. O an büyük depremlerin olacağı, kulakları sağır eden sesin oluşacağı, göğün ve yerin çalkalanması, dağların bile hareketlendiği, ayın yarıldığı bir an tasvir edilmektedir. Enbiya suresinde geçen yecüc, mecüc konusu ise kuranda bir başka ayetinde düzen bozucu bir kavimden bahsedilerek örnek verilir. Buradan kıyamet zamanın da böyle bir toplumun dünyaya bozgunculuk yaratacağı anlatılıyor. Dikkat ederseniz bu konuda detaylı bir açıklama verilmiyor. İslam âleminin bir bölümü bu toplumun Çinliler olabileceği fikrini savunmaktadır, tabi bu bir tahmindir. Daha açıkçası buda gaibi bir bilgi ve gizlenmiş. Bunun ne olduğunu yalnız Rabbim bilir. Bizim bilmemizi isteseydi açıkça söylerdi.

    Kuranın verdiği kıyamet alametlerine baktığınızda verilen işaretlerin çok kısa bir zaman da belireceği ve ansızın geleceği ayetlerde açıklanmıştır. En son verdiğim ayet örneği ise üstü kapalı bir uyarı niteliğinde bana göre. Dünya üzerinde düzeni bozacak, toplumlara zarar verecek ve saldıracak, insanlığı çığırından çıkaracak inançsız bir toplumun hükümranlığından bahsediyor. Böyle bir toplumun daha önce yaşadığı ve onlardan nasıl kurtulmaya çalışıldığı anlatılır kuranda. Bu toplumun kim olduğu konusunda birçok düşünce var, doğrusunu Allah bilir. Bizlere düşen uyanık olmak ve bizleri yönetenleri ehil insanlardan seçmektir.

   Son olarak bu konu ile ilgili bir anımı anlatmak istiyorum belki de bazı arkadaşlarım konuyla hiç ilgisi yok diyebilir, ama ben yinede yazmak istiyorum. Oğlumun Elektrik dükkânı var, bir gün bir Çinli mühendis bir fabrikaya monte etmeye çalıştığı kazan için, elektrik hattı çekme ihtiyacı duyduğundan dükkâna geldi. Tabi işleri yapıldıktan sonra dükkân da kendisiyle sohbet etmek istedim. Kendi ülkelerinden bahsederken konu Japonlarla aralarındaki husumete geldi. Bana söylediklerine doğrusu inanamadım çok şaşırdım. Bu sözleri söyleyen cahil bir insan değil tam tersine eğitimli bir insandı. Bakın neler söyledi. Biz bir gün Japonları tamamen yok edeceğiz. Şimdi hazırlanıyoruz ve onları zor bir anında yakaladığımızda savaş ilan edip hepsini yok edeceğiz, çünkü onlarda bizim toplumumuzdan binlercesini öldürdü. Toplumun nasıl kin ve nefretle yetiştirildiğini görünce hayrete düştüm. Doğrusu şimdide ülkelerindeki Türkistanlı soydaşlarımızı nasıl katlettikleri geldi aklıma, demek ki onlar için yalnız kendileri var karşısındakilerin hiçbir önemi yok.  Daha sonra ben inanç konusunu açtım ve esas şaşırdığım ve hayret ettiğim cevabı aldım. O gün Cuma günüydü ve ona randevuyu Cuma namazından sonra vermişti oğlum ve bana şunu söyledi, bizde Cuma ya da Pazar gibi dini inanç yoktur. Bizde Allah inancıda yoktur. Biz küçük çocukken böyle yetiştiriliriz, biz Allah a inanmayız dedi. Doğrusu Çin li Mühendisin bu sözleri karşısında ağzım açık kaldı desem yalan olmaz. Düşünün Allah a inanmayan iki milyar insan. Onların kendisinden olmayanlara ve istediklerini yapmayanlara neler yapabileceğini doğrusu düşünmek bile istemiyorum. Acıma duygusu ve Allah korkusu olmayan bir toplum neler yapmaz ki. Allah en doğrusunu bilir ama sanki günümüzde de olduğu tahmin edilen yecüc, mecüc kavmi acaba gerçekten ÇİNLİLER olabilir mi dersiniz? Ben küçük bir anımı anlattım ve acaba dedim. Allah inancı olmadan yetiştirilen bir toplum Dünyanın başka bir yerinde ben hatırlamıyorum. Ne dersiniz gerçekten gelecekte bu ırk, Dünyanın başına bela olabilir mi? Rabbin uyardığı bozguncu ve insanlığın başına bela olacak toplum onlar olabilir mi sizce? Rabbim o günlerden bizleri korusun ve tüm insanlık âlemine yardım etsin. Bizleri o gün geldiğinde yüzleri kara değil ak olan kulları arasına alsın inşallah. Rabbim emanetini aldığında hesabı veren kullarından eyle bizleri ÂMİN. SAYGILARIMLA Haluk GÜMÜŞTABAK

 

Yukarı dön Göster halukgta's Profil Diğer Mesajlarını Ara: halukgta
 
Guests
Guest Group
Guest Group


Katılma Tarihi: 01 ekim 2003
Gönderilenler: -259
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı Guests

Umarım beni yanlış anlamazsınız, sormadan edemedim:

Ve inne"" le ilmun li-sséati.. daki "hû / o "zamiri kimi yada neyi ifade ediyor?

Bakın ben bir görüş izhar etmedim. Sorumdan hareketle, benim İsa'nın ahir zamanda zuhur edeceğine inandığım çıkarılmasın. 

Muhabbetle.

Yukarı dön Göster Guests's Profil Diğer Mesajlarını Ara: Guests
 
halukgta
Uzman Uye
Uzman Uye


Katılma Tarihi: 25 eylul 2006
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 425
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı halukgta

Sayın Haktansapmaz kuran bilmemiz gerekenleri gizli bir ifadeyle asla bizlere anlatmaya çalışmaz. Bunun tersi kuran ayetlerine uymaz. Bizde bu düşünceden hareketle Rahman burada acaba birinimi işaret ediyor düşüncesine kapılırsak söyleneni bence doğru anlayamayız. Ayette Allah şüphesiz O kıyamet saati için bir ilimdir, bilgidir sözlerinden ancak Kuranda açıklanan bilgiler olabileceğini ve ayetin devamında da sakın o anın geleceğinden  şüphe etmeyin diyerek tüm insanları uyardığını anlatıyor Rabbim. Lokman 34. ayettede yine (O kıyamet saatine ilişkin bilgi Allah katındadır) diyerek aynı işaret zamirini kullanmış dikkat ederseniz. Buradada kıyamet hatırlatılmakta ama detaylarının Allah katında olduğu açıklaması vardır. Bu ayette geçen (O) zamirine başka anlam vermek ayetin bütününe ters düştüğü gibi kuranın bütününede ters düşer. Bunlar benim anladıklarımdır yanlız beni bağlar. Allah yanıltmasın. SAYGILARIMLA
Yukarı dön Göster halukgta's Profil Diğer Mesajlarını Ara: halukgta
 
Guests
Guest Group
Guest Group


Katılma Tarihi: 01 ekim 2003
Gönderilenler: -259
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı Guests

Merhaba,

ilk olarak Zuhruf 61. de parantez içine isayı katan elmalılı değil, elmalılı meali üzerinden meal yazan zattır.

Elmalılı orjinalini siyak/sikaba bağlı olarak aşağıya ekliyorum. Zuhruf Suresi :

57. Ve vaktâ ki Meryemin oğlu bir mesel olarak ortaya atıldı derhal kavmin ondan çığrıştılar

 

58. Ya! dediler: bizim ilâhlarımız mı hayırlı? Yoksa o mu? Bunu sana sırf bir cidal olarak fırlattılar, doğrusu onlar çok husumetli bir kavimdirler

 

59. Hayır o ilâh değil, halîs bir kuldur, biz ona in'am ettik ve kendisini Benî İsraîl için bir mesel yaptık

 

60. Ve dilersek sizlerden de Melâike yaparız Arzda halef olurlar

 

61. Ve hakkıkat o, saat için bir ılimdir, onun için sakın o saatin geleceğinde şekk etmeyin de bana tabi' olun, işte bu yegâne doğru yoldur

 

62. Ve sakın sizi Şeytan çelmesin, çünkü o size belli bir düşmandır

 

63. Isâ da o beyyinelerle geldiği vakıt şöyle dedi: ben size hikmet ile ve ihtilâf edip durduğunuz şeylerin ba'zısını size beyan edeyim diye geldim, onun için Allahdan korkun ve bana ıtaat edin,

 

64. haberiniz olsun Allah benim rabbım sizin de rabbınız ancak odur, onun için hep ona ıbadet edin, işte bu yegâne doğru yoldur

 

65. Sonra o hizibler kendi aralarında ıhtilâf ettiler, onun için elîm bir günün azâbından vay o zulmedenlere

 

Benim bu ayetten anladığım, "EĞER YERYÜZÜNE MELEKLERİ SİZİN YERİNİZE HALEF YAPARSAK VEYA SİZ YERYÜZÜNDE MELEKLERİ GÖRÜRSENİZ, ARTIK SİZİN İÇİN O SAAT/ SON / AZAB/ KIYAMET GELMİŞTİR." şeklindedir.

Dilersek yerinize melekleri halef kılarız şeklinde başka bir ayette de yer veriliyor.

Nitekim, Lut kavmini helak için gönderilmiş iki melek, İbrahim a.S. a geldiğinde, ibrahim peygamberin onları bu işten geri döndürme çabaları sonuçsuz kalmaktadır. Yani O an gelmiştir, melekler artık yeryüzündedir ve AZAB hak olmuştur. Geri dönüş YOKTUR.

Dolayısı ile, ayeti tekil olarak alıp, kendimize göre mana yüklemektense, konu bütünlüğü içinde değerlendirmek bizleri daha doğruya götürür.

Selametle,

Yukarı dön Göster Guests's Profil Diğer Mesajlarını Ara: Guests
 
baybora
Ayrıldı
Ayrıldı
Simge

Katılma Tarihi: 06 eylul 2007
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 547
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı baybora

selam,

Abdurrahman bey'in zamirler ilgili sorduğu soru önemlidir.

"ve inne-hu" daki zamiri 43:59'a mı racidir?

Bu zamire özne bulmak gerekli.

mesela "innê enzelnê-hu" (97:1) daki "hu"yu akıl tamamlıyor.

Burada da böyle olabilir mi?

selam ve dua ile,

rıdvan



__________________
Tanrı'ya inanan adam olmak kolay, ve fakat Tanrı'nın inanacağı adam olmak zor!
Yukarı dön Göster baybora's Profil Diğer Mesajlarını Ara: baybora
 
Guests
Guest Group
Guest Group


Katılma Tarihi: 01 ekim 2003
Gönderilenler: -259
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı Guests

Haluk bey,

İnanın yazdıklarınızdan o zamirin neyi işaret ettiğini anlayamadım.

Siz, Zuhruf 61'in başında bulunan inne daki hû/o zamirinin, Lokman 34'teki inde daki hû/O zamiriyle aynı şeyi/şahsı işaret ettiğini mi demek istediniz?  

Yukarı dön Göster Guests's Profil Diğer Mesajlarını Ara: Guests
 
halukgta
Uzman Uye
Uzman Uye


Katılma Tarihi: 25 eylul 2006
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 425
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı halukgta

Sayın Haktansapmaz söylediklerimden (O) zamirinin hala neyi işaret ettiğini anlamadığınızı söylemişsiniz. Bu durumda iki şık var ama ben birisini söylemek istiyorum, demekki ben anlatmasını beceremeyen beceriksiz birisiyim demektir. Fakat Sayın Hayrullah Bey çok daha güzel anlatmış ve benim yazdığım Elmalı nın mealinin gerçeğini bularak yayınlamış. Allah ondan razı olsun. Sayın haktansapmaz sizden bir ricam olacak bu ayette geçen (O) zamiri ile ne anlatılmak isteniyor dersiniz? Düşüncenizi bizlerle paylaşırsanız sevinirim. Şimdiden size teşekkürlerimi sunarım.
Yukarı dön Göster halukgta's Profil Diğer Mesajlarını Ara: halukgta
 
Guests
Guest Group
Guest Group


Katılma Tarihi: 01 ekim 2003
Gönderilenler: -259
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı Guests

halukgta Yazdı:
Sayın Haktansapmaz kuran bilmemiz gerekenleri gizli bir ifadeyle asla bizlere anlatmaya çalışmaz. Bunun tersi kuran ayetlerine uymaz. Bizde bu düşünceden hareketle Rahman burada acaba birinimi işaret ediyor düşüncesine kapılırsak söyleneni bence doğru anlayamayız. Ayette Allah şüphesiz O kıyamet saati için bir ilimdir, bilgidir sözlerinden ancak Kuranda açıklanan bilgiler olabileceğini ve ayetin devamında da sakın o anın geleceğinden  şüphe etmeyin diyerek tüm insanları uyardığını anlatıyor Rabbim. Lokman 34. ayettede yine (O kıyamet saatine ilişkin bilgi Allah katındadır) diyerek aynı işaret zamirini kullanmış dikkat ederseniz. Buradada kıyamet hatırlatılmakta ama detaylarının Allah katında olduğu açıklaması vardır. Bu ayette geçen (O) zamirine başka anlam vermek ayetin bütününe ters düştüğü gibi kuranın bütününede ters düşer. Bunlar benim anladıklarımdır yanlız beni bağlar. Allah yanıltmasın. SAYGILARIMLA

Haluk Bey, kusuruma bakma, ben, kalın kafalıyım... Anlamak için bir daha sormam lazım: Zuhruf 61'deki o O, Lokman 34'teki O mudur?

Ben Yukarıdaki izahatınızdan O'nun o O olduğunu anladım. Ve bu O'nun da Kuran'daki bilgiler olduğu dediğinizi anladım. Doğru anlamış mıyım?

Saygılarımla.

Yukarı dön Göster Guests's Profil Diğer Mesajlarını Ara: Guests
 
halukgta
Uzman Uye
Uzman Uye


Katılma Tarihi: 25 eylul 2006
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 425
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı halukgta

Sayın haktansapmaz kendinizi lütfen küçümsemeyiniz, sanmıyorum kalın kafalı olduğunuzu, ben de size burada sizin anladığınızın ne olduğunu sormuştum faydalanmak adına, ama cevap alamadım. Anlatamadıysan tekrar anlatmaya çalışırım elimden geldiğince. Keşke siz ne anladığınızı da söyleseydiniz sanırım çok daha iyi olacaktı. O kıyamet saati için bir limdir sözünden daha öncede söylediğim gibi Rabbin kıyamet saatinin hak olduğunu ve kuranda bahsettiğini belirtiyor, hatırlatıyor. Yine Lokman suresinde geçen, O kıyamet saatine ilişkin bilgi sözlerindende ne zaman olacağının detayı Allah katındadır diyor. Sizin düşüncelerinizi sabırsızlıkla bekliyorum.

Yukarı dön Göster halukgta's Profil Diğer Mesajlarını Ara: halukgta
 
Guests
Guest Group
Guest Group


Katılma Tarihi: 01 ekim 2003
Gönderilenler: -259
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı Guests

Haluk Bey , özür dilerim, sizi yordum.

Sondan balayayım: Lokman 34'te bir "O kıyamet" şekliyle bir "O" bulunmamaktadır. "Şüphesiz Séatın/Kıyametin ilmi Allah'a mahsustur." Yani ayet diyor ki; Kıyametin ne zaman kopacağını sadece Allah bilir. Dolayısıyla bu ayette Kıyamtin ilmini işaret eden bir zamir yoktur.

Zuhruf 61'e gellelim: 57. ayette Allah Meryem Oğlu İsa'yı bir darb-ı mesel olarak veriyor. İşte Allah 61'deki "O" zamirini, (ki ben onu, "İsa örneğini" olarak anlıyorum) bu İsa darb-ı meseline işaret ettiği düşüncesindeyim. Yani İsa örneği Kıyametin kopacağına ve ölülerin diriltileceğine bir ilim/delildir.

Saygılarımla.

Yukarı dön Göster Guests's Profil Diğer Mesajlarını Ara: Guests
 

Sayfa Sonraki >>
  Yanıt YazYeni Konu Gönder
Yazıcı Sürümü Yazıcı Sürümü

Forum Atla
Sizin yetkiniz yok foruma yeni mesaj ekleme
Sizin yetkiniz yok forumdaki mesajlara cevap verme
Sizin yetkiniz yok forumda konu silme
Sizin yetkiniz yok forumda konu düzenleme
Sizin yetkiniz yok forumda anket açma
Sizin yetkiniz yok forumda ankete cevap yazma

Powered by Web Wiz Forums version 7.92
Copyright ©2001-2004 Web Wiz Guide
hanif islam

Real-Time Stats and Visitor Reports Sitemizin Gunluk, Haftalik, aylik Ziyaretci  Detaylari Real-Time Stats and Visitor Reports

     Sayfam.de  

blog stats