Yazanlarda |
|
malik bin nebi Uzman Uye
Katılma Tarihi: 24 kasim 2008 Yer: Turkiye Gönderilenler: 439
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
Selam,
Güneş'e ve Ay'a secde,
Güneş ve Ay'ın hareketlerini gözleyip hareketlerini bu değişimlere göre değiştirmek olabilir mi ?
Güneş ve Ay'ın döngülerine göre işlerini düzenlemek olabilir mi ?
Konuşmadan verilen emirler olabilir mi bu döngüler ?
Kendisine binaen hareketlerde değişiklik meydana getirilen güç, Rabb değil midir ?
Ay'ın görülmesi gereken yüzü görüldü artık yemek ve içmek belirli dönemler de,
Güneş kayboluyor artık yiyelim içelim,
Güneş zülüflerini saldı artık alnı yere koyma vakti,
Güneş gözlerini açtı bir daha alınları yerlere koyalım,
Ay'ın görülmesi gereken kısmı göründü hadi Mekke’ye gidelim,
Hareketlerimizdeki değişiklikler genelde ayın ve güneşin döngülerine göre nedense,
Oysa kimse yemek yemek için güneşi ve ayı beklemez acıkması yeterlidir,
Kimse benliğine kapanmak için güneşi ve ayı beklemez vicdanı ezan okusun yeter,
Kardeşleri ile bir araya gelmesi için güneşi ayı beklemez hasreti ezan okusun yeter,
İnsanlığa çare olmak için de dünyanın kendi ekseni etrafında dönmesini beklemez insanlık ezan okusun yeter,
Güneş'e ve Ay'a secde eden topluluk biz olmayalım,
Yaratıcı emirlerini dünyanın,güneşin ve ay’ın hareketlerine göre sunmadı, toplumların hareketlerine göre, toplumların ihtiyaçlarına göre sundu,
O zaman neden ihtiyaçlarımızı, hallerimizi, marazlarımızı değil de güneş, ay ve dünyanın hareketlerini gözlüyoruz,
O zaman neden davranışlarımızı ihtiyaçlarımıza,hallerimize, marazlarımıza göre değiştirmiyoruz da ay’a ve güneşe dikiyoruz gözlerimizi,
Rabbimiz Ay ve Güneş değil,
Yaradılışımız Ay'a ve Güneş'e dönük değil,
İşlerimizi Güneş'in ve Ay'ın döngülerine teslim etmeyelim,
Güneş ve Ay'ın döngülerine göre değil,
Benliklere, ihtiyalara/gerekliliklere/uygunluklara göre,,
Esen kalasınız,
Güzellik temennilerim ile
__________________ bildiklerimizle değil yaptıklarımızla, ellerimizin neleri ile değil hayatlarımızın nasılları ve nedenleri ile,,,
Beni bir yere oturtmaya çalışmayın,çünkü ben bir yerde oturmuyorum, sadece yürüyorum
|
Yukarı dön |
|
|
Muhtar Katilimci Uye
Katılma Tarihi: 28 mart 2006 Gönderilenler: 63
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
Emri kimden aldın?
Sana bunları yaptırtan güç nedir?
Önemli olan bu soruların cevapladırıdır. Eğer güneşe ve
aya secde etmemizi bizi yaratan güç istiyorsa, tabiki
ederiz. Bu noktada melekleşiriz. İblis bizden uzak olsun.
Eğer bizi yaratan güç ve kudret sahibi, bazı
davranışlarımıza güneşi ve ayı ölçü kılıyorsa, biz ölçü
olarak bu iki unsuru alırız. Yok eğer, buna vesile heva
ve heves ise haklısın.
Bu düz mantıktan yola çıkarsak, Kuran'a da tapmamak
gerekiyor. İşlerimizi Kur'an'ın emirlerine göre değil de,
benliklere, ihtiyaçlara, gerekliliklere, uygunluklara
göre yapmak icabeder. Şartları zorlar isek bunda da bir
haklılık payı çıkarabiliriz.
İnsanoğlunun hayatı sürelidir. Dolayısıyla kısıtlı bir
zamanı vardır. Bu zaman dilimini en iyi şekilde
kullanabilsin diye de RAHMAN zamanı çeşitli evrelere
bölmüş. Gece-gündüz gibi, mevsimler gibi, sabah, öğle,
akşam gibi. Bu süreli hayatından en iyi şekilde istifade
edebilmesi için de bu sürelere riayet etmesi kendi
hayrına olur. İşte, güneş-ay-gece-gündüz v.s. gibi
zamanı ilgilendiren şeyler ise birer işaret taşı değil
midir? Örneğin secde etmek için ezan okunması yeter
evet, yanlız ezanın okunması için de bu döngünün
gerçekleşmesi gerekir. Örneğin sabah saat 10.00'da ezan
okunsa eminim buna sen bile şaşırırsın. Bayram değil
seyran değil hoca bu saatte niye ezan okudu diye? Üstelik
bu şaşkınlığını gözlerini şaşkın şaşkın gökyüzüne dikip,
güneşe bakarak yaşarsın.
O RAHMAN ki, senelerin sayısını ve hesabını bilelim diye
güneşi bir ışık, ayı da bir nur yaptı. Ve aya menziller
tayin etti. Allah bunu hak olarak yarattı. Boş beleş
işler uğruna tapınalım yapmadı. Gece ile gündüz ve güneş
ile ay Allah'ın kudretinin delillerindendir. Güneşe ve
aya secde etmeyin. Eğer sadece Allah'a kulluk yapmak
istiyorsanız, onları yaratan Allah'a secde edin.
Aynı Meleklerin secdesi gibi. Ademe değil Allah'a,
Güneş'e değil Allah'a.
Güneş ve ay ihtiyaçlarımızı değil, randevularımızı
hatırlatır o kadar. Yani bir çalar saatten farkı yoktur.
Bizim çalar saate, çalar saatin de onlara ihtiyacı var.
Hepsi bu.
Selam ederim.
__________________ Onlar, iman etmiş ve kalbleri Allah zikriyle yatışmış olanlardır. Evet, iyi bilin ki, kalbler Allah'ın zikri ile yatışır. (Rad 28)
|
Yukarı dön |
|
|
malik bin nebi Uzman Uye
Katılma Tarihi: 24 kasim 2008 Yer: Turkiye Gönderilenler: 439
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
Evet, kur'an'a da tapmamak gerekiyor, kur'an'ın emirleri ihtiyaçlarını karşılamıyor ve gereksinimlerini gidermiyorsa zaten yapmanın bir anlamı yok, ki zaten kur'an sana bana bir şey emretmez emrettiği insanlar hitap ettiği insanlardır, ki zaten bir emri gerekçesi, sebebi ve amacı ile idrakinde icra etmezsen tipik bir putperest olursun put'un'un güzel olması adının Allah veya kur'an olmasının ehemmiyeti yok ki,
Güneş ay battığı için değil zamanı geldiği için doğuyorsa insanlar da ay döngülerini tamamladığı için değil belirli işleri yapmalarının zamanları geldiği için bunu yapmalılar,
Tarihin belirli bir döneminde insanların belirli bir işi yapmaları zilhicce'nin bilmem kaçına geldi diye ben kendimi zilhiccenin bilmem kaçına göre ayarlayamam ki,
Yani benliklerimizi,duygularımızı, anlamlarımızı, saate bakarak oluşturamayız,
Sadece planlarımızı bu doğrultuda yapabiliriz,
Bütün aile fertleri işten saat 5:30 da çıkıyorsa ve eve varış süreleri 6:30 ise yemek saatinin 7:00 olması gayet makul,
Fakat bu aileye özenen bir başka ailenin hergün işten saat 4:30'da çıkmalarına ve evlerine saat 5:00'da varmalarına rağmen iki saat beklemelerinin bir anlamı yok ki,
Kısacası keramet ayın ve güneşin döngülerinde değil, Allah işten saat 6:30'da çıkanlara saat 7'yi yemek saati yapar işten 4:30'da çıkanlara saat 6'i yemek saati yapar, gene aynı Allah saat 4:30'da işten çıkan aile üyelerine yemek saatini 5 yapabilir zira bünyeleri buna müsaittir,
Emri ise akşam yemeklerinde bir arada olun gerekçesi ise beraber olmanın mutluluğunu yaşayın,fakat bir başka aile bunu ayrı yiyerek başarıyorsa beraberliklerini böyle sağlıyorlarsa öyle davranmalı değil mi ? Belki birinin ağız yapısı şapurdatarak yemeye müsaittir yemeğini ancak öyle yiyebiliyordur bir diğeri de şapurtu sesinden oldukça rahatsızdır bu sesi duyunca yemek yiyemiyordur şimdi bu aileyi de aynı zaman diliminde yemeğe oturtmanın bir anlamı yok,
Ay'ın ve güneşin zamanı belirlemek için kullanılması sorun değil, sorun zaman dilimlerinin kutsanması,
Mekanlara özel muameleler, zaman dilimlerine özel muameleler, isimlere özel muameleler, aynı mantığın farklı uzantıları,
Acı çekmeden ağlama saatim geldi diye ağlamak ne kadar sahteyse, zaman dilimlerine göre anlamlara girmek de o kadar sahte geliyor bana,
Yaratıcının tarihin belirli bir döneminde belirli bir mekandaki insanların belirli ihtiyaçlarının oluştuğu bir zaman diliminde belirli insanlara yapmış olduğu hitaplar birileri tarafından numune kılınıp yazı ile kalıcı hale getirilirse malesef netice bu olur, kendi şartları içerisinde bir anlama sahip olan bu uygulamalar şartlarından bağımsız olunca malesef kurumsallaşmış dindarlar ve dinler oluşuyor malesef islam da bir "din" bir "kurum" haline geldi bu haliyle,
Dediğim gibi güneş ay battığı için doğmaz vakti geldiği için yüzünü gösterir, sen de ben de doğmak için ayı güneşi değil vaktimizi gözetelim zira vakti geldimi kimse güneşin doğmasını engelleyemez,
İsa'nın dediği gibi İnsanlar Şabat için değildir Şabat insanlar içindir,
Esen kalasın
__________________ bildiklerimizle değil yaptıklarımızla, ellerimizin neleri ile değil hayatlarımızın nasılları ve nedenleri ile,,,
Beni bir yere oturtmaya çalışmayın,çünkü ben bir yerde oturmuyorum, sadece yürüyorum
|
Yukarı dön |
|
|
Muhtar Katilimci Uye
Katılma Tarihi: 28 mart 2006 Gönderilenler: 63
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
İkinci yazına katılıyorum. Maksat hasıl oldu. Selam ederim.
__________________ Onlar, iman etmiş ve kalbleri Allah zikriyle yatışmış olanlardır. Evet, iyi bilin ki, kalbler Allah'ın zikri ile yatışır. (Rad 28)
|
Yukarı dön |
|
|
malik bin nebi Uzman Uye
Katılma Tarihi: 24 kasim 2008 Yer: Turkiye Gönderilenler: 439
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
Eyvallah,
Esen kalasın
__________________ bildiklerimizle değil yaptıklarımızla, ellerimizin neleri ile değil hayatlarımızın nasılları ve nedenleri ile,,,
Beni bir yere oturtmaya çalışmayın,çünkü ben bir yerde oturmuyorum, sadece yürüyorum
|
Yukarı dön |
|
|
Guests Guest Group
Katılma Tarihi: 01 ekim 2003 Gönderilenler: -259
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
Ahzab 23 :
Elmalılı Hamdi Yazır
|
Müminlerdendir o erler ki Allah'a verdikleri ahde sadakat gösterdiler. Kimi adağını ödedi (canını verdi), kimi de beklemektedir. Onlar, ahidlerini hiç değiştirmediler.
|
|
Yukarı dön |
|
|
muhliskul Ayrıldı
Katılma Tarihi: 26 nisan 2007 Yer: Australia Gönderilenler: 854
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
Kuran'i onemsemek ve onun rehberligini benimsemek, ona tapinmak olarak anlasilamaz. Aksi takdirde Kuran'i onemsemek ve benimsemekte, Muhammed ve arkadaslarinin yaptiklarini da bir putperestlik olarak degerlendirmemiz gerekir. Onlar kuran'a azami degeri vermislerdi. Bu anlayisa gore en buyuk putperest Muhammed olmaktadir.
Allah'a inanmak ve onun rizasini aramak bir putperetlik ise, butun nebiler putperestligin mimarlaridir.
Kuran putperest kelimesini kullanmadigindan oturu bu tarz tanimlamalar tam bir anlam ifade etmemektedirler. Konu kuran ve onun belirledikleri ise disardan iceriye degil, icerden disari bir acilim yapmamiz gerekir.
Kuranin literaturu uzerinden hareket edecek olursak, olumlu anlamda mumin,muslim,muslih,muhsin, muhlis,muttaki vb. olumsuz anlamda kafir,musrik, mufsid, fasik, zalim,munafik vb. uzerinden degerlendirme yapabiliriz. Bu tanimlarin hangisini putperest karsiligi olarak aldigimizi bilirsek onu gore cevaplama yapabiliriz. Eger kasit musrik kelimesi ise,musrik ve putperest es anlamli bir nitelik tasimiyor.
Kuran insani icinde bulundugu karanliktan aydinliga, delaletten hidayete sevk edici bir rehberdir. Rehberi takip etmek ona tapmak degildir. Rehber hak olan mabuda yonelten bir aractir. Bazilarinin amaci unuttugu ve araci amaclastirdigi orneginden yola cikarak rehberin pesini birakamayiz.
Kilavuzun ilk hitap dilinin farkliligi, zaman mekan farkliligi bahanesiyle onu luzumsuz goremeyiz. Kilavuz, modeli degismeyen insanin temel makanizmasi goz onunde tutularak olusturulmustur.
Degisime ugrayan kisimlar calisma mekanizmasi degil, aksesuvar, dekarosyan niteligindedir. Binlerce yil oncesinin insaniyla gunumuz insani mukayese edildiginde temel yapisinda bir degisiklik olmadigi cok net bir sekilde gorulur.
Insanin yapisinda inanc ve ahlak alaninda bozulma gosterecek kisimlar zaman ve mekan ustu bir ozellige sahiptir.
Inanc ve ahlaki acidan gunumuz insani antik caglardan farksizdir. Kiyaslamalar yapilirken kendi sartlari goz onunde tutulursa hep ayni zaaflarin devamlilik icinde oldugunu goruruz.
Kuran'in devre disi birakilmasini teklif etmek icin kuran veya baska dini referanslarin kullanilmasini da cok sacma goruyorum. Kuran veya diger referanslar kendi butunlukleri icinde iddia edilenlere hic bir delil sunmamaktadirlar.
Kuran'a inanmiyorum diyebilecek durustlugu gosterenlere saygi duyarken, guya Kuran'a inaniyormus gibi davranarak sinsice vesvese verenlerin iyi niyet tasimadiklarini goruyorum.
Allah'a ihlasla yonelen, tapinan bir kimsenin Allah'i putlastirdigini soylemek Kuran butunluguyle bagdasmaz.
Allah'a inanc dogru-direct cizgide izlenen pozitif bir akistir. Frekans miktari pozitif ve negatif alanda degisken-alternating akis, kalbin mekanizmasini bozar. Metafor anlamda ki kalbe uygulanacak enerjinin maksimum duzgunluge ulasmasi gerekir. Allah inancinin depo merkezine iliskin olarak, degisken enerjiye karsi onlemlerini almayanlar ondaki olusacak tahribatlardan sorumlu tutulacaklardir. Tedbirin en buyugu hic suphe etmeden mukin olarak Allah'a siginmaktir. Bu sistem degismemistir, degismeyecektir.
Kalbin sagligi Allah bilincinin varligi ve devamliligiyla mumkundur.
Gunes ve Aya secdenin anlasilmasi icin tarihi yolculuk yapilirsa bir sorun kalmaz. Gercek ifadelerin mecaz anlamlara donusmesi, mecaz ifadelerin gercek anlama donusmesi kadar yanilticidir.
Allah'a emanet
|
Yukarı dön |
|
|
ebukerem Ayrıldı
Katılma Tarihi: 21 mart 2009 Gönderilenler: 483
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
selam malik bin nebicim,
bu dünyanın sadece bir imtihan olduğunu unutmaman duası ile. sadece bir imtihan.
selam ile..
__________________ yalnız Allah'a teslim ol ve şahitliği dosdoğru yap...
|
Yukarı dön |
|
|
malik bin nebi Uzman Uye
Katılma Tarihi: 24 kasim 2008 Yer: Turkiye Gönderilenler: 439
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
Selam Hayrullah abicim, ikinci iletimi Muhtar abinin iletisi ile birlikte değerlendirilmesi lazım, ilk iletim üzerinden hareket edersen belki daha makul olur,
Nasıl doğru dürüst erdemli ahlaklı bir adam olmayı başarabiliyorsak öyle olalım yeter gerisi boş laf,
Bu arada Muhtar nikli katılımcı ile benim aynı kişi olup olmadığım yönünde soru ve şüphe içeren bir özel mesaj aldım olaki diğer arkadaşların da aklına böyle bir soru gelmiş olabileceği ihtimaline karşılık, sadece tek bir isimle (malik bin nebi) yazdığımı ikinci bir nik kullanarak yazı yazmadığımı ifade ederim,
Görüşmek dileği ile
Esen kalasınız.
__________________ bildiklerimizle değil yaptıklarımızla, ellerimizin neleri ile değil hayatlarımızın nasılları ve nedenleri ile,,,
Beni bir yere oturtmaya çalışmayın,çünkü ben bir yerde oturmuyorum, sadece yürüyorum
|
Yukarı dön |
|
|
asım Uzman Uye
Katılma Tarihi: 14 agustos 2008 Yer: Turkiye Gönderilenler: 1700
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
malik der ki...
Nasıl doğru dürüst erdemli ahlaklı bir adam olmayı başarabiliyorsak öyle olalım ...
güzel kelam ...
lakin bu başarılacak iş öyle kolay bir iş değil...
iyi adam çok kolay yetişmiyor...
bu iyi adamın yetişmesi için çok iyi eğitimden geçmesi gerekiyor...
kuran bu eğitimin bir örneği ...
iyi insan olmayı gaye edinmiş birinin kurandan hz muhammedden ve onun gelenğinden istifade etmesi ne güzeldir...
evet iyi insan nasıl olunabiliniyorsa olunsun ...
önemli olan budur...
ama bu neticeye ulaştıracak her yöntemden faydalanmak gerekir...
bu yöntemlerin içinde en önce kuranın yönteminin incelenmesi ve ondan en azami düzeyde yararlanılması gerekir...
sonuç kadar sonuca ulaştıran yolda mühimdir...
__________________ O halde yüzünü, Allah'ı bir tanıyarak dine, Allah'ın insanları üzerine yaratmış olduğu fıtratına doğrult. Allah'ın yaratışında değişiklik bulunmaz. Dosdoğru din budur. Fakat insanların çoğu bilmezler.
|
Yukarı dön |
|
|
|
|