Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
Çok şükür bu yılda Ramazan ayına kavuştuk. Rabbim yalnız bizlere değil, bizden öncekilere de oruç tutmayı farz kıldığını bizlere Kuranda şöyle anlatır. (Bakara 183: Ey iman sahipleri! Oruç sizden öncekiler üzerine yazıldığı gibi sizin üzerinize de yazılmıştır. Bu sayede korunmanız umulmaktadır.) Bu ayetten de anlaşılıyor ki oruç bizlerin korunması maksadıyla emredilmiştir. Yine bir ayetinde orucun faydasını anlatmak içinde şöyle söyler ayetinde.( Ve oruç tutmanız, eğer bilirseniz, sizin için daha hayırlıdır.)
Allah bizler için faydası olan oruç konusunda kuranda çok detaylı bilgide vermektedir. Benim üzerinde durmak istediğim konu ise bizlere günümüz de öğretilen ve orucun başlama vaktinin, kuranın emrettiği vakit ile aynı olup olmadığı konusunda konuşmak olacaktır. Her yıl dağıtılan imsakiyelerde Diyanet İşleri Başkanlığının verdiği imsak ve namaz vakitleri yazılıdır. Bizlere de öğretilen ve imsak vakti olarak belirtilen, sabah namazının vakti olduğu belirtilir. Yani sabah ezanı okunduğunda artık oruca başlamamız gerektiği öğretilmiştir bizlere. Gerçekten doğrumudur dersiniz bu öğreti, Allah böylemi emrediyor kuranda acaba? Geçen akşam bu konu konuşuluyordu televizyonda ve bir vatandaş göğsünü gere gere, hatta Rabbin apaçık ayetlerini okumasına rağmen Diyanetin, bilim adamlarının belirlediği imsak vaktinin bence çok doğru zaman olduğu tezini savunuyordu. Günümüz ilmiyle hesaplandığı söylenen dakikalarla hesaplanmış bu zamanları önce düşünelim, sonrada çok fazla geriye gitmeden acaba yüz, yüz elli yıl önce insanlar nasıl hesaplıyorlardı dersiniz onu düşünelim? Ne saat var nede günümüzdeki gelişmiş ilim. Eğer bugün ilim adamlarının saniyelerle değişen bu zamanın gerçek oruca başlama vakti olduğunu söyleyen ve savunanlar acaba geçmişte oruç tutanlarının yanlış zamanda başladıklarını mı söylüyorlar dersiniz? Elbette bunu söyleme cesaretleri yok, ama savundukları düşünce bunu anlatıyor. Allahın yemin ederek bu dini sizler için kolaylaştırdım demesi doğrusu hiç hatırlanmıyor bile.
Bugün oruca başladık Allah izin verirse. Sahura kalktık ve imsakiyeye baktım imsak vakti 04:46 yazıyordu. Tam bu vakitte de gerçekten ezan okundu. Bizlere öğretilene göre artık yeme ve içmeyi kesmemiz gerekiyordu bizde öyle yaptık. Acaba doğrumu yaptım dersiniz? Allah oruç tutmamızı emrediyorsa bu konuda açıkça her şeyi yazmıştır demiştim, gerçektende her şeyi yazmış. Ne zaman başlayacağımızı ve bitireceğimizi de çok güzel bir örnek vererek izah etmiş bizlere. Bakalım rabbin verdiği örnek bizler için rehber mi olmuş yoksa lafta mı kalmış, gelin beraber bakalım önce Allah ayetinde ne diyor bu konuda ona bakalım.
(Bakara 187: Oruç gecesi kadınlarınıza cinsel yaklaşım size helal kılınmıştır. Onlar sizin için giysidir/eştir, siz de onlar için giysisiniz/eşsiniz. Allah sizin öz benliklerinize yazık etmekte olduğunuzu bilmiş, tövbelerinizi kabul edip sizi affetmiştir. Artık şimdi onlara yaklaşın ve Allah'ın sizin için yazdığı şeyi arayın. Tan yerinin beyaz ipliği siyah ipliğinden sizce seçilinceye kadar yiyin için; sonra da orucu gece oluncaya değin tamamlayın. Mescitlerde itikâfta bulunduğunuz sırada zevcelerinizle cinsel temas kurmayın. İşte bunlar Allah'ın yasaklarıdır, bunlara yaklaşmayın. Allah, ayetlerini insanlara işte böyle açıklar ki korunabilsinler.)
Yukarıdaki ayette geçen oruç vaktini belirten kısımları alalım önce. (Tan yerinin beyaz ipliği siyah ipliğinden sizce seçilinceye kadar yiyin için; sonra da orucu gece oluncaya değin tamamlayın.) Bu cümleden ne anlıyoruz önce onu açalım. Burada beyaz iplik ve siyah iplik bir mecaz örnekle karanlık ve aydınlığın buluşma noktasından bahsediyor. Buradan dikkat edin güneşin doğmasından bahsetmiyor, eğer öyle olsaydı güneş doğduğu zamana kadar derdi Rabbim. Allahın örnek verdiği bu fecr vakti zamanı nasıl bir zaman olabilir? Verdiği örnekten de anlaşılıyor ki gecenin bitişinin gündüze ilk adım vakti ve karanlığın artık gün aydınlanmasıyla baktığımız şeylerin fark edilme zamanı, anı diyebiliriz. Allah dini sizler için kolaylaştırdım diyorsa bizleri saniyelerle başlayan ve biten bir oruca asla mahkûm etmez. Şimdi hemen hatırlayın koskoca yetkili ve sorumlu insanlar, yanlışlıkla beş dakika önce ezan okuyan ve orucunu buna göre bozan binlerce insana sizin orucunuz kabul olmaz yeniden tutacaksınız diyebilmektedirler. İşte Allahın kitabından zerre kadar habersiz, beşerin öğretisinin ön plana çıkan dini, ne hallere düştüğümüzün komik örneği.
Bu sabah ezan okunduktan sonra namazımı kılıp özellikle yatmadım ve gökyüzüne baktım izledim. Bunu lütfen sizlerde yapın. Sahura yaklaşık ezandan bir saat önce kalkmıştık. Gökyüzü açıktı karanlık ve yıldızlar çok net izleniyordu. Bu testi özellikle eşim ile birlikte yaptım ki hatam olursa beni düzeltmesini ve uyarmasını istedim. Gökyüzüne baktığım zamandan sonra yaklaşık bir saat sonra ezan okundu, o anda da gökyüzüne baktım ama hiçbir değişiklik yoktu yani gecenin zifiri karanlığı devam ediyordu. Bekledim yatmadım yaklaşık ezandan sonra 35 dakika geçmişti hala hava gecenin zifiri karanlığıyla aynıydı. Hemen Rabbim in ayeti geldi aklıma oruca başlama vaktiyle ilgili.( Tan yerinin beyaz ipliği siyah ipliğinden sizce seçilinceye kadar.) Yaradan bu vakit geldiğinde oruca başlayın emrini veriyordu bizlere, ama verdiği emir ile bizlere beşerin öğretisi neden tutmuyordu? Neden milyonlarca insanı daha erken oruca başlatıyorlar diye düşündüm ve bunun hesabını nasıl verecekleri korkusu geldi aklıma. Ama buna benzer o kadar yanlışlar vardı ki. Şimdide gelelim orucun bitiş anına bakın ne diyordu Rahman hatırlayalım. (sonra da orucu gece oluncaya değin tamamlayın.) Bizler Allahın gece olunca orucu tamamlayın sözünden gecenin zifiri karanlığını her nedense anlamamışız. Güneşin tamamen batıp havanın karardığı anıda anlamamışız, gündüzün geceye geçişi olduğunu doğru anlamışız da neden zifiri karanlıkta orucu başlatmışız anlamak çok zor. Günümüzde akşam namazının okunduğu vakti hatırlayın gecenin zifiri karanlığı değil, ama gecenin başladığı ilk zamanlar. İşte Yaradan oruca başlama vaktinin de verdiği örnekte olduğu gibi, yani baktığımızda bazı şeylerin hala fark edildiği bir zamanı tarif etmesine rağmen, bizler kendi düşüncelerimizi kurandandır diyerek Rabbi ne yazık ki görmezden gelmişiz. Allah bizleri affetsin.
Amacım yanlış olan bir konuyu gündeme getirmek ve yolumuzun gerçekten kuran yolumu olup olmadığını hatırlatmaktır. Ben Rabbin kitabından anladıklarımı aktardım, Allah yanlışlarımı affetsin. Rabbim sizlere akıl verdim düşünün ve aklınızı çalıştırın diyor. Bizler ne yazık ki aklımızı bir kenara bırakmış birilerinin düşünceleriyle iman eder olmuşuz. Geri dönüşü olmayan yola girmeden önce emanet verdiğimiz aklımızı lütfen geri alalım, yoksa çokkkkk ama çokkk pişman oluruz. Rabbim inşallah oruçlarımızı sağlık içinde tutmamızı nasip eder ve katında kabul eder. SAYGILARIMLA Haluk GÜMÜŞTABAK
|