Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
Bizler hayatımızda, yaşamımıza yön vermeye çalışırken bazen elimizde olmadan oluşan olaylarla karşılaşırız ve genelde o an keşke sözcüğüyle başlar, onu öyle değil de şöyle yapsaydım diye üzülürüz. Başımıza gelen bizlerin isteği dışındaki olayların yalnız görsel yüzünü düşünür ve kararlar veririz. Tıpkı başımıza gelen güzel bir işin kendimizin başarısı olduğunu düşünür, yine başımıza gelen kötü bir olay için ise Allah ı devreye sokarız. Televizyonlarda gördüğümüz bazı olayların etkisiyle olmadık yorumlar yapar bazen hiç suçu olmayan insanları nefsimizde yargılar ve kararlar veririz. Daha sonra aldığımız bilgiler sonucunda ise ne kadar hatalı olduğumuzu anlarız. İşte tüm bunlara birçok örnekler veren Rabbim bizlerin dikkatli düşünmesini sağlamak ve olayları daha geniş bir perspektiften değerlendirebilmemiz için bizlere Kuran da birçok örnekler vermiştir. Amaç hayata ve başımıza gelen olaylara bakışımızda daha dikkatli ve objektif olmamızı sağlamak. Hayatımızda birçok üzüntü veren olaylar olmuştur. Olay olduğunda belki çok üzülmüşüzdür,Ya daha sonra iyi ki o çok istediğim şeyler olmamış dediğiniz hiç olmadı mı? Sanırım her insanın hayatında bu tür olaylar olmuştur. İşte kuran öyle bir kitap ki, gönderdiği ayetlerde verdiği örnekleri bile çok iyi düşünmemizi ve değerlendirmemizi Rabbim istiyor.
Şimdide sizlere yukarıda söylediğim konuların gerçekten tam karşılığı olan ve Rabbin Kuranda verdiği o güzel örnekleriyle bizlerin düşünmesini istemesi sanırım boşuna değil. Sizlere Kurandan vereceğim örnekte, Hz. Musa Rabbin öyle bir kuluyla karşılaştırıldı ki, katından rahmet ve lütfunden bir ilim verilen bir kul. Şimdi sizlere böyle bir kul ile karşılaşan Hz. Musa nın konuşmalarını aynen Kurandan aktarıyorum. İşte Kuran öyle örnekler veriyor ki, biz kulları anlasın ve faydalansın diye. Bu örneklerden yola çıkarak sizleri düşünmeye davet ediyorum, acaba Yaratanın bizlerin farkında olmadan hayatımıza yönler verdiğini, müdahale ettiğini, gerektiğinde mükâfatlandırıp gerektiğinde cezalandırdığını unutuyor da, olaylar karşısında hiç farkında olmadan sonunu bilmediğimiz halde peşin kararlar vererek haksızlıklar mı yapıyoruz? Bakın ne demek istediğimi Kuranda Rabbin verdiği örnekleri gördüğünüzde anlayacaksınız, yorum ve değerlendirmeyi ayetlerin ne anlatmak isteğini, lütfen sizler düşünün.
Kehf 65: Orada, kullarımızdan öyle bir kul buldular ki, biz ona katımızdan bir rahmet vermiş, lütfumuzdan bir ilim öğretmiştik.
66 Musa ona dedi ki: "Sana öğretilenden bana da bir olgunluk/bir bilgi öğretmen şartıyla sana tâbi olayım mı?
67 Dedi: "Doğrusu sen benimle beraberliğe dayanamazsın. 68 "Havsalanın almadığı bir şeye nasıl dayanacaksın?
69 Musa dedi ki: "Allah dilerse beni sabırlı bulacaksın; hiçbir işte sana karşı gelmeyeceğim.
70 Dedi: "Bak, eğer bana uyarsan, ben sana kendisinden bahis açıncaya değin hiçbir şey hakkında bana soru sorma. 71 İkisi birlikte yola koyuldular. Bir süre sonra gemiye bindiklerinde, tuttu gemiyi deliverdi. Mûsa dedi: "İçindekileri boğmak için mi deldin onu? Vallahi korkunç bir iş yaptın.
72 Dedi: "Ben söylemedim mi, sen benimle beraberliğe asla dayanamazsın. 73 Musa dedi: "Unuttuğum için beni azarlama; bu yaptığımdan dolayı da bana zorluk çıkarma.
74 Yine yola koyuldular. Bir süre sonra bir oğlana rast geldiler; tuttu onu öldürdü. Mûsa dedi: "Tertemiz bir insanı, bir cana karşılık olmaksızın öldürdün ha!? Vallahi çok kötü bir iş yaptın.
75 Dedi: "Ben sana söylemedim mi, sen benimle beraberliğe asla dayanamazsın. 76 Musa dedi ki: "Eğer bundan sonra sana bir şey sorarsam artık bana arkadaşlık etme. Vallahi, öyle bir durumda benden ayrılmakta mazur sayılacaksın.
77 Yine yola koyuldular. Biraz sonra bir kente geldiler. Kent halkından yemek istediler, ama onlar bu ikisini konuk etmekten çekindiler. Orada, yıkılmayı bekleyen bir duvara rastladılar; genç adam tuttu onu onardı. Mûsa "İsteseydin buna karşılık bir ücret elbette alırdın." Dedi.
78 Dedi ki: "İşte bu, seninle benim aramın ayrılmasıdır. Şimdi sana tahammül edemediğim şeylerin içyüzünü haber vereceğim. 79 "Gemiden başlayayım: O gemi, denizde işçilik yapan bir grup yoksulundu. Ben onu kusurlu hale getirmek istedim. Çünkü biraz ötelerinde bir kral vardı; tüm gemilere zorla el koyuyordu.
80 "Oğlan çocuğa gelince: Onun anası-babası inanmış kişilerdi. Çocuğun onları azgınlık ve inkâra sürüklemesinden korktuk. 81 "Diledik ki, Rableri onlara o çocuktan temizlikçe daha üstün, merhametçe daha gelişmişini versin.
82 "Ve duvar. Duvar, o kentte yaşayan iki yetim oğlanındı. Altında, oğlanlara ait bir define vardı. Oğlanların babası da hayır ve barış seven bir kimse olarak yaşamıştı. Rabbin istedi ki, o çocuklar ergenliklerine ulaşsınlar da Rabbinden bir rahmet olarak definelerini çıkarsınlar. Ben bunları kendi buyruğumun sonucu olarak yapmadım. İşte senin sabretmeye güç yetiremediğin şeylerin içyüzü budur.
Rabbin kuranda bizler için verdiği örnekleri gördünüz mü? Şimdiye kadar başımızdan geçen olayları, Yüce Rabbin örnekleriyle hiç karşılaştırdık mı acaba? Ben bu örnekleri ibret ve öğüt alasınız diye veriyorum diyen Rahman a karşılık, acaba bu örnekleri ne kadar anlatıyoruz ya da biliyoruz bir Müslüman olarak?
Ayette verilen üç örnek üzerine düşünelim bir an. Rabbimin katından bir rahmet ve ilim vermiş o insanın bindiği gemiyi delip batırması neticesinde, gemiye tamir edilebilecek kısmi bir hasar verilmesi, düşünün lütfen geminin tamamını kaybetmemesine sebep oluyor. Bu örneğe benzer belki de nicesi geçmiştir hayatımızdan. Elimizdeki küçük bir malı kaybetmemiz bizi belki çok üzmüştür, ama onun verdiği azim ve gayretle belki de korkuyla daha çok çalışarak zengin olmuşuzdur. Küçük bir kayıp bize büyük bir zenginlikle döndüğünün sebebini, sanırım Yaratanın bizlere bir armağanı olduğunu hiç anlayamamışızdır.
Çocuğun öldürülmesi olayına gelince. Rabbim onun gelecekte kötü bir insan olacağını görmesi ve anne babasının inançlı, doğru bir insan olduğundan, onlara zarar vereceğini görmesi neticesinde canını alıyor ve daha hayırlı bir evlat vereceğini söylüyor. Aslında bu örnekten o kadar çok kıssadan hisse çıkartılır ki. Bizler bazen düşüncesizce hareket edip, rabbimin verdiği örneklerden habersiz, olaylar karşısında ne isyanlar yapmıyoruz. Bu örneği her insan kendi başına gelen olaylarla karşılaştırırsa sanırım daha doğru sonuç alacaktır. Allah bizleri affetsin. Biz İman edenler, lütfen bu örnekleri kulaklarımıza küpe yapıp, kalbimize kazıyalım da istemeden bir isyanın içinde olmayalım. Çünkü gerçek doğruyu yalnız Rabbim bilir. Bizlerin istem dışı karşılaştığımız her olayın bir sebebi olduğunu unutmadan sabırla ve metanetle karşılamamız gerektiğini unutmamalıyız. Düşünün peygamberimiz Allah resulü olmasına rağmen, kaybettiği evlatları için acaba Rabbe nasıl dua etmiş ve bu olayları nasıl karşılamıştır dersiniz?
Duvarın tamir edilmesine gelince, Düşebiliyor musunuz duvar yıkılsa altındaki define ortaya çıkacak ve hak etmeyenlerin eline geçecek. Ama Rabbim bir vesile yaratıp, hem de ücretsiz onarılmasını sağlıyor duvarın. Hayatın doğal akışına müdahale ederek, babalarının yaşarken hayır ve barış seven bir insan olduğundan ve yetim çocukların bundan nasiplendiği hayrın ve barışın sevabından Allah tarafından faydalandırıldığı anlatılıyor. Sanırım Rabbin verdiği bu örneği günümüzde anlamak ve anlatmak için çok fazla çaba göstermiyoruz. Babanın oğluna, ananın kızına saygısı olmayan bugünkü toplumda, bu örnekler ne kadar yerini bulur bilmiyorum. Bizlere düşen Rahmanın bir rehber, bir güneş bir gönül gözü diye bizlere gönderdiği Kuranı rehber alıp, onun ipine sarılmaktır. Rahman bizleri bu kitaptan hesaba çekeceğini söylüyorsa kuranda, artık onu anlamadan da okusak sevap kazanırız diyenlere kulak asmayalım. Allahın kelamını artık anlayarak, anladığımız dilden okuyalım ve ayetlerin sonunda düşünün akıl edin diyen Rabbimin yolunu izleyelim. Verdiği örnekleri iyice anlayalım ki en az hata yapalım.
Buradan çıkarılacak ana fikre gelince, sanırım biz insanlara Rabbim in bir uyarısı var. Yaratan bizleri belki özgür irademizle bıraktığını kuranda söylüyor, ama her an takipte olduğumuzu, koruduğunu ve kolladığını, gerektiğinde cezalandırdığını bizleri başıboş bırakmadığı uyarısında bulunuyor. En önemlisi ise olayların karşısında bizlerin görünür kısmından öte, ardındaki gerçekleri asla göremeyeceğimizi anlatmaya çalışıyor ve bizlere şu dersi veriyor. Ben sizin yaratıcınızım, bana inandığınız sürece sizin her zaman yanınızdayım, bunu o an düşünemeye bilirsiniz sabredin ve göreceksiniz ki her zorluğun sonunda, sizleri huzura ve mutluluğa eriştirecekte benim, yeter ki bana inanın ve güvenin. Ayetin sonundaki şu söz bu söylediklerim doğruluyor ve Rabbim in hayatımıza nasıl müdahale ettiğini gösteriyor. (Ben bunları kendi buyruğumun sonucu olarak yapmadım.)
Allah bahtımızı açık, gönlümüzü kuran aşkıyla yanan kullarından eylesin. SAYGILARIMLA Haluk GÜMÜŞTABAK
|