Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
Aşağıda sizlere bir öykü aktarmak istiyorum, kıssadan hisse düşer diye sizlerle paylaşmak istedim.
ÖYKÜ bu ya, dünyadaki her türlü kötülüğün sorumlusu olarak gösterilen şeytan, üstüne yüklenen bu ağır suçlamadan bıkmış, Bir gün bir fırsat yaratayım da insanlar ne kadar iyiliksever olduğumu anlasınlar demiş.
Günlerden bir gün şeytanın yolu bir köye düşmüş. Keyfi yerinde olan şeytan, sırtını bir ağaca dayamış ve buzağısı kazığa bağlı olan ineği sağan genç bir kadını uzaktan izlemeye başlamış.
Şeytan, kadını epeyce izledikten sonra yerinden kalkıp kazığa bağlı buzağının ipini biraz gevşetmiş. Buzağı bu, az ötede annesinin sütünün kovaya sağılmasını aç karnına izlemeye daha fazla dayanamamış. Buzağı yerinde debelendikçe boynundaki ip biraz daha gevşemiş ve sonunda yular hepten çözülmüş.
Koşarak annesini emmeye giden buzağı, süt kovasına çarpmış ve bütün sütler yere dökülmüş.
Sağdığı süt ziyan olunca siniri tepesine çıkan genç kadın, eline geçirdiği odunu buzağının kafasına vurmasıyla yavru kan içinde yere yıkılmış. Yavrusuna saldırılmasına kayıtsız kalmayan inek bir tekmede kadını yere serip öldürmüş.
Uzaktan geçmekte olan kadının kayınpederi, ineğin gelinini öldürdüğünü görüp, elindeki tüfekle ateş ederek ineği öldürmüş.
Silah sesini duyan koca koşup gelmiş. Karısını yerde cansız yatar, babasını da elinde tüfekle görünce, belinden silahını çekip, tek atışta babasını öldürmüş.
Kısa bir süre sonra gerçeği öğrenen genç adam bu kadar acıya dayanamayacağını düşünüp, bir kurşun da kendi kafasına sıkarak canına kıymış.
Bütün bu olayları bir kenardan izleyen şeytan, Bu felaketi de bana yüklerler. Buzağının ipini gevşetmekten başka ben ne yaptım şimdi demiş.
Bu öyküyü okuyunca doğrusu çok şeyler geldi aklıma, ama ben sizinle düşüncelerimin ağır basan kısmını paylaşmak istiyorum. Rabbim bizleri doğruya ve güzele yönlendirmek için her zaman önlemler almış resuller, kitaplar göndermiştir. İnsanoğlu da her seferinde Rabbin elçilerine karşı gelmiş ve gönderdiği kitaplara inanmamakta zorluklar çıkarmıştır. Allah gönderdiği kitapların tümünde, sizleri yeryüzünde çok özel varlıklar olarak yarattım, özgür iradenizle sizlere güç ve kudret verdim diye anlatır. Bu gücü ve kudreti eğer aklınızla, mantığınızla birleştirmediğinizde, bizlerin şeytandan beter varlıklara dönüşebileceğimiz izahını yapar bizlere. İşte ben bu öyküden aklını, mantığını kullanmayan düşünmeden hareket eden insanların, şeytandan daha beter olaylara neden olabileceğini anladım.
Öyküyü hatırlayın, şeytanın buzağının ipini gevşetmesi sonucu çıkan olayların hepsi, düşünmeden, aklı devreye sokmadan, araştırmadan insanın sinirle kalktığında, nasıl zararla oturduğuna güzel bir örnektir. Eğer bizler nefsimizi, irademizi, ruhumuzu rabbin kelamı ile nurlandırmamış ve eğitmemiş isek, şeytanın çok fazla bir şey yapmasına gerek olmadığını gösteriyor bu örnek öykü. Bizler yaşamımız da bu ibretlik hikâyede anlatılan olaylarla, aslında her zaman karşılaşıyoruz ama farkında bile değiliz. Karşılaştığımız olayların sebebini kendimizde aramak yerine işin kolayını bulmuş, ya kaderi böyleymiş der suçu kadere yükler geçeriz ya da şeytana uymuş ne yapalım diye geçiştiririz, suçu kendimizde hiç aramayız bile. Hâlbuki şeytanın bizler üzerinde istediğini yaptırma gücü asla yoktur. O yalnız nefsimize vesvese verir, bizi dürtükler. Şehveti ve kötüyü güzel gösterebilmek için tuzaklar kurar. İşte bizlerin yanlışı da burada başlar, eğer nefsimizi eğitmemiş, aklımızı devreye sokmamış isek, o yanlışın ardından gideriz. Burada şeytanın bizim üzerinde asla yaptırıcı gücü yoktur, şeytan da zaten aklını kullanmayan kişiler üzerinde etkili olur, onların peşlerinden ayrılmaz. O ipin ucunu gevşetir bizler gerisini yaparız.
Dilerim Rabbimden yaşamımızda aklını devre dışı bırakmayan, Rabbin kelamından aklı ile yararlanan, onu terbiye eden, kulları arasına bizleri alması dileklerimle. SAYGILARIMLA Haluk GÜMÜŞTABAK
|