Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
Değerli dostlar, biz insanoğlu olarak bu Dünyada bir evimiz birde arabamız olmasını çok isteriz. Daha açıkçası iki anahtar peşinde koşarız yaşamımız boyunca. Çünkü o iki anahtarı almak, yaşantımızın kalitesini önemli ölçüde etkiler. Aslında bir anahtarın daha peşindeyizdir, bu Dünya da kalıcı olmadığımızı hatırladığımızda, o anahtarın peşinden gitmenin, ona sahip olmanın hep kolay yollarını ararız. Elbette cennetin anahtarıdır bu. Fakat Dünyada edinmek istediğimiz anahtarlar genelde çok fazla ağır bastığı için, cennetin anahtarını hep birilerinden kolayca edinme yoluna gideriz, diğer anahtarların peşinden koşmaktan, o anahtarı elde etmek için çok zaman ayırmak işimize pek gelmez her nedense.
Bir ev ya da araba almak istediğimizde bizler, çalışır çabalar ve alın terimizle kazandığımız paralarla alırız, elbette böyle olunca onun kıymetini de bilir daha dikkatli oluruz. Yani gerçekten çok zordur bu iki anahtarı almak. Bazen insanın yıllarını alır. Bazen de ikisini de elde edemeden gider insan bu Dünyadan. Peki dostlar, cennetin anahtarını niçin bizler uğraşıp almıyoruz da, çaba göstermeden birilerinin yardımıyla alacağımıza inanıyoruz, bunu hiç düşündük mü? Cennetin anahtarını alabilmek bu Dünyada acaba araba ve ev almaktan daha mı kolayda bu işin kaynağını, yetkisini başkalarında arıyoruz? İşte yaptığımız bu yanlışın artık farkına varmalıyız. Nasıl ki ev ve araba almak için, zorlu bir çalışmanın içine bizzat kendimiz girmiş isek, cennetin anahtarını da almak istiyorsak, aynı yolu izlemeli, kimseden kolayca alamayacağımızı bilip aynı çabayı, hatta çok daha fazlasını burada da göstermeliyiz.
Allah cennetin anahtarı kur’anda gizlidir diyor ve bizleri o güzelliğin, nurun, ışığın, kalp gözünün içine davet ederek, anahtarı bizzat bizlerin bulmamızı istiyor, araya kimseyi sokmadan. İşte dostlar eğer cennetin gerçek anahtarını almak ve sahip olmak istiyorsak, bu işinde öyle kolay olmadığını, bu anahtara sahip olmak içinde bizzat kendimizin çaba göstermesi gerektiğini artık anlamalıyız. Bir evin anahtarını almak istiyorsak, o evin gerçek sahibini bulmalıyız. Eğer bizler evin gerçek sahibi ile muhatap olmadan evi satın almak ve o evin anahtarını almaya çalışıyorsak, eve girmek istediğimizde çok büyük bir yanılgı ve üzüntü ile karşılaşabiliriz. Evin anahtarı gerçek sahibinden alınır, birileri anahtarı bende var diyorsa, bu riski göze almak yerine, gerçek sahibiyle muhatap olmalıyız.
Günümüzde cennetin anahtarını vaat edenler var. Rabbimden başka hiç kimse cennetin anahtarını vaat edemez. Mülkün sahibi yalnız O dur. Cennetin kapısından girmek isteyenler şunu bilmelidir ki, çok açık cennetin anahtarı kur’an da gizlenmiştir. Ona müracaat eden, hiç şüphesiz cennetin orijinal, şaşmaz anahtarını çok rahatlıkla bulacaktır. Beşerin vereceği anahtar gerçeği gibi asla olamaz. Rabbin verdiği anahtar katkısız, saf ve gerçektir. Beşerin anahtarı mutlaka katkılı olacaktır. Her değer saf olduğu miktarı kadar değerlidir. Altın nasıl saf iken değeri daha fazla ise, katkı oranı kadar değer kaybeder. İşte gerçek bilgi ve iman da aynen böyledir. Ne kadar hurafe ve asılsız rivayetler karışmış ise, imanın ve cennetin anahtarının gerçekliği de o kadar zayıf ve geçersiz olacaktır.
Hepimizin tek bir amacı vardır bu Dünyada. Cennetin anahtarına sahip olmak. Allah size indirdiğim kitaba sarılın, imtihanınız bu kitaptan olacaktır ve sizi cennetin anahtarına ulaştıracak diyorsa, bunun tersini söyleyenlerin anahtarları, bilelim ki cennetin gerçek anahtarı değildir. Rabbim rehberinde sakladığı cennetin anahtarını, bu kitapta bulacağımızı işaret ediyorsa, bu kitapta her şeyin olmadığını söyleyenlere ve bu kitabın rehberliğini yeterli bulmayanların anahtarlarının sahte olduğunu, cennetin kapısını asla açamayacağını çok iyi idrak etmelidir. Rabbim rehberinde din ve iman adına VELİLERİN ARDINA DÜŞMEYİN DEYİP, güvenilecek ve dayanılacak VELİNİZ YALNIZ BENİM DİYORSA, bu sözleri görmezden gelip, hala veliler edinip cennetin anahtarını onlardan almaya çalışanlar, şunu bilmelidir ki o anahtarın cennetin kapısını açması, hiçbir zaman mümkün olmayacaktır.
Bizlere, sizler kur’andan anlayamazsınız diyerek, Rabbin cennetin gerçek anahtarına ulaşmamızı da engellemişlerdir. Hâlbuki aklı başında her insana kur’anın çok şeyler vereceğini söyleyen Rabbim, bakın ne diyor?
Muhammet 24: Peki bunlar, Kur'an'ın anlamını inceden inceye düşünmüyorlar mı? Yoksa kalpler üzerinde o kalplerin kilitleri mi var?
Casiye 20: Bu Kur'an, insanların kalp gözlerini açacak ışıklardan oluşur. Gereğince inanan bir toplum için de bir kılavuz ve bir rahmettir o.
Kamer 22 Yemin olsun ki, biz, Kuran'ı öğüt ve ibret için kolaylaştırdık. Fakat düşünen mi var?
İbrahim 52: İşte bu, onunla uyarılsınlar, Allah'ın tek ilah olduğunu bilsinler, aklı ve gönlü işleyenler de ibret alsınlar diye, insanlara yöneltilmiş bir tebliğdir.
Yüce yaratan bizlere indirdiği rehberini okuyan her insanın inceden inceye düşünmesini özellikle istiyor. Elbette kimisi az anlar kimisi çok, fakat hepimizin ilk önce müracaat edilmesini anlayarak okumasını ve üzerinde düşünmesini istiyor yaratan. Bunu yapamayanlar için Rabbin söylediği çok anlamlı. Yoksa kalpleri üzerinde o kalplerin kilitleri mi var? Diğer ayetinde ise Kur’anın anlayarak okunduğunda, kalp gözlerini açacağını müjdeliyor bizlere. Gereği kadar inanan insanlar içinde kılavuz ve rahmettir diyor. Düşünebiliyor musunuz birileri kur’anı herkes anlayamaz diyor ama Rabbim ise tam tersine yemin ederek, birçok kez tekrar edip, Kuran'ı öğüt ve ibret için kolaylaştırdık. Fakat düşünen mi var? Diyor. Sanırım düşünmeyen ve okumayan bu tebliğlerden elbette mahrum olacaktır. Allah aklı ve gönlü işleyenler için ibret alınması için Rabbin bir tebliği olduğunu söylediği halde, bizler hala kur’anı anlaşılması zor bir kitap olduğunu söyleyenlere inanmaya devam ediyoruz. Bunu söyleyenlerin telaşı, söyledikleri yalan ve yanlışların kur’an ile ortaya çıkmasının telaşının göstergesidir. Şimdi düşünelim, bizlere yıllarca sizler kur’andan anlayamazsınız, onu Türkçesinden okumak bile günahtır diyerek Arapçasını oku, anlamasan da Allah size sevap yazacaktır demediler mi? Sizce bu sözleri söyleyenlerin gösterdiği yoldan giden cennetin gerçek anahtarına ulaşabilir mi?
Yüce Rabbim şefaat tümden bana aittir dediği halde, kelimelerden medet umarak kur’anda anlam kargaşası yaratmak pahasına, şefaat çiler edinip onların peşinden giderek cennetin anahtarını aramadılar mı? Rabbim bakın bu kadar açık söylemesine inatla, veliler edinip bunlardan şefaat umanlara rahman ne diyor?
Secde 4: Allah'tır ki gökleri, yeri ve ikisi arasındakileri altı günde yaratmış, sonra arş üzerinde egemenlik kurmuştur. O'nun dışındakilerden size ne bir dost vardır ne de bir şefaatçi. Hâlâ düşünüp ibret almayacak mısınız?
Allah daha nasıl açık söyleyebilir bilmiyorum. Din ve iman adına dayanacağınız, dost ve şefaatçi yalnız benim dediği halde, bizler cennetin anahtarını kur’anda değil, beşerin peşinde ararsak sizce gerçek anahtara ulaşabilir miyiz? Bu anahtarın huzura gittiğimizde cennetin kapısını açacağına nasıl inanırız? Bizlerin din ve iman adına sorumlu olduğumuz kitabın kur’an olduğunu Rabbim birçok kez söylediği halde, kur’an dışından da birçok hükümlerden de sorumluyuz diyenlere, bakın Rabbim hesap sorulacağı gün ortaya ne konacak diyor?
Zümer 69: Yeryüzü, Rabbinin nuruyla parıldamış, Kitap ortaya konmuş, peygamberler, tanıklar getirilip aralarında hakla hüküm verilmiştir. Onlar asla haksızlığa uğratılmazlar.
Yüce Rabbim hesap günü kur’an ortaya konacak ve hesap sorulacak dediği halde, her şeyin her hükmün kur’anda olmadığını söyleyenler, bizleri ciltlerce dolusu kitaplara yönlendirenler, acaba gerçekten çok istediğimiz cennetin anahtarını bizlere sağlayabilirler mi? Sizler kur’andan anlayamazsınız diyerek aklımızı devre dışı bırakanlara, düşünme melekemizi kullanmamızı engelleyenlere, bakın Rabbim ne diyor?
Enfal sur.22. Çünkü yeryüzünde debelenenlerin Allah katında en kötüsü, akıllarını işletmeyen sağır-dilsizlerdir.
Yukarıdaki ayette rabbim, diğer canlılardan üstün yaratıp akılla yücelttiği insanın, bu özelliğini kullanmamasını sağır ve dilsiz insanlara benzetiyor. İşte rabbin verdiği aklı kur’anı anlamak için kullanmayanlar, sen anlayamazsın diyenlere Allah katında çok kötü bir durumda olacaklarını anlatıyor. Bizlere eğer kur’an dışından da hükümler peygamberimize gelmiştir diyenler varsa, onlara şu ayeti hatırlatalım ve onlara inanmayalım. Bilelim ki hesap vereceğimiz tek kitap ve hükümler KUR’ANDIR.
Yasin 69: Biz ona (Peygamber'e) şiir öğretmedik. Zaten ona yaraşmazdı da. Onun söyledikleri, ancak Allah'tan gelmiş bir öğüt ve apaçık bir Kur'an'dır.
Rabbin sözlerine kulak verelim. Peygamberin söyledikleri Allah tan gelmiş öğütlerin olduğu apaçık KURAN dır diyor.
Gelin Rabbin vaat ettiği o güzel mekânın anahtarını beşerin rivayetlerinde değil, bizzat rehberinde KUR’AN DA arayalım. Daha sonra onun ışığını gönlümüze yerleştirip tüm bilgileri yine onun ışığıyla arayalım, tarayalım, araştıralım bizlere faydalı peygamberimizin hayatına geçirdiği yaşamını, davranışlarını ve insanlığa örnek hayatını sünnetini öğrenelim bizlerde hayatımıza geçirelim. Çünkü Allah peygamberimizin yaşamının bizler için örnek olduğunu bakın nasıl bildiriyor.
Ahzap 21: Yemin olsun, Allah resulünde sizin için, Allah'ı ve âhiret gününü arzu edenlerle Allah'ı çok ananlara güzel bir örnek vardır.
Demek ki peygamberimizin yaşamı bizler için güzel bir örnekmiş. Elimizden geldiğince her bilgiden istifade edelim. Bizlerin amacı Rabbin cennetinin anahtarına sahip olmak değil mi? Bu yolda hiç kimsenin sözlerine kanmadan, yolumuza Kur’an ışığında devam edelim. Hesap günü rabbim ortaya KUR’ANI konacağını söylüyorsa, hesap vereceğimiz kitap, rehberimiz kur’an demektir. Birbirimizi beşerin sözlerini aklamak adına kırmayalım, birbirimizi suçlamayalım. Suçlamakla elimize bir şey geçmez. Bizlere düşen aklımızı devre dışı bırakmadan, Rabbin rehberini anlamaya çalışmak olmalıdır. Bizler dostlarımızı Kur’an ile uyarmalı ve yine KURANA DAVET ETMELİYİZ Kİ, RABBİN VAAT ETTİĞİ CENNETİN ANAHTARINA SAHİP OLABİLELİM.
Rabbim inşallah cümlemizi, cennet mekânın anahtarına sahip olan kulları arasına alsın. Bu uğurda çaba gösteren, bu yolda canını feda eden kullarından eylesin bizleri.
SAYGILARIMLA Haluk GÜMÜŞTABAK
|