| Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
cin13 Yazdı:
Selamlar.
15 Aralık 2000'de Ceviz Kabuğu programına katılan Akit gazetesi yazarı Ali Eren ve Din İşleri Yüksek Kurulu üyesi (adını hatırlamıyorum) şöyle demişti:
İki vahiy vardır. Biri Kuran haline getirildi. Bir kısmı ise Kuran'a konmadı. Mesela, namazın nasıl kılınacağını açıklayan vahiy Kuran' a konmadı. Ayrıca geldi.
Saygılar.Sevgiler.
|
|
|
selam
Yani siz şunu mu demek istiyorsunuz:
Allah namazı kılın dedi, ancak nasıl kılınacağını söylemedi, peki bu ne kadar mantıklı? Allah hem birşeyi emrediyor, hem de nasıl yapılacağını göstermiyor, söylemiyor, haşa ALlah bizle dalgamı geçiyor?
Kuranı Kuran'la anlamak istememeye şartlanmış kişilerin klasik cevabı olan 'o zaman nasıl namaz kılıcaz?' sorusu gene gundeme geldi.
Kuran nasıl bir namazı salt olarak ortaya koymuşsa oyle uygulayacağız
Hadislerde görüntülü anlatan bir kanıt mı varki hadis konusuna saplanıp kalıyor insanlar.Ellerinizde kaydedilmiş bir bant varmı? Peygamber şöyle kılıyordu ve şu kadar vakit kılıyordu diye
Kesinlikle yok ve olamazda
Ama şu bir gerçek ki elimizde Allah'tan olan bir kanıt var ve yıllarca gunumuze kadar bozulmadan gelmiş ve koruyuculuğunu da Allah'ın yaptığı
Şartlanmış beyinlere ne kadar kurandan kanıt getirsenizde onlar için malesef bir şey değişmeyecek
Çünkü onlar yaptıkları namazı kuranda arıyorlar kurandaki salatı uygulamaya ve anlamaya çalışmıyorlar.
Kendi anladıkları vakitleri zorla takla attırtarak ayetlere kendi akıllarınca kıldıkları namazın vakitlerini tutturmaya çalışıyorlar
Bir yerde Allah tasdikli bir kitabın anlatımı var diğer tarafta kul tasdikli
Hangisi uygulanmaya daha layık hangisi hatadan uzaklaştırmakta daha guvenilir.
Allah kuranda bu kadar ayetle namazın uygulanışını ve vakitlerini açıklamışsa demek ki bu ayetler ınan kişilere yeter ölçüdedir. Yok birilerimiz bize yetmez diyorlarsa Bakara suresindeki Musanın olayıyla benzeşiyor durumları
Ve ayrıca Allah bizlere takıldığınız konuda hadislere bakınız diye bir ibare mi koymuştur kitaba ki hep oraya sevk ediyorsunuz insanları. Eğer bugun o hadisleri derleyen kişiler olmasaydı(ki derlenme tarihleri de azımsanmayacak yıl sonra gerçeklenmiş) siz nasıl namaz kılacaktınız?
'Allah'ım bu kitap bana ibadeti net anlatmıyor ya da anlatamıyor ondan kılamıyorum' mu diyecektiniz ne olacaktı mazeretiniz
Din işleri kurulu üyesinn sözüne karşılık Allah ayetlerde şunu der :
Kitap' ta hiçbir şeyi eksik bırakmadık.
6 Enam Suresi 38
Allah size kitabı detaylandırılmış bir halde indirmişken Allah'ın dışında bir hakem mi arayayım?
6 Enam Suresi 114
Kendilerine okunmakta olan Kitap'ı sana indirmemiz onlara yetmiyor mu?
29 Ankebut Suresi 51
Biz bu kitabı sana, her şeyin ayrıntılı açıklayıcısı, bir doğruya iletici, bir rahmet, Müslümanlara bir müjde olarak indirdik..
16 Nahl Suresi 89
Rabbinin sözü hem doğruluk, hem adalet bakımından tamamlanmıştır. O’nun sözlerini değiştirecek hiçbir kuvvet yoktur.
6 Enam Suresi 115
45/6. İşte bunlar Tanrı'nın ayetleridir, sana bunları hak olmak üzere okuyoruz. Öyleyse onlar, Tanrı'dan ve O'nun ayetlerinden sonra hangi söze inanacaklar?
Benim Allahım da bu ayetlerde bana KUranın her detayı içerdiğini ve Onun yeterli oldğunu söylüyor, ben Allaha ve onun kitabına inanıyorum, o yüzden diyanet işleri üyesinin bu savını Allah çürütmüş oldu
saygı ile...
__________________
Ne kadar uzak olsak da çok yakınız, daha yürekten olamazdım, daima kim olduğumuza güveniyorum ve başka hiçbirşey önemli değil... Metallica-Nothing Else Matters
|
HABERLER
Etkin Konular
Kullanıcı Listesi
Yardım
Kayıt
Giriş
Hanif Dostlar Ana Sayfa -> Kur'an Hükümleri ve Kavramları
Konu: PEYGAMBERİN HER SÖZÜ VAHY MİDİR?
SORU: “O ümmi Peygamber temiz şeyleri helal, çirkin şeyleri haram kılar” (Araf 157) ayetine göre Peygamberimizin haram ve helal kılma yetkisinin olabileceğini söyleyebilir miyiz? Yani Allah’ın hükmü dışında Peygamberimizin kendisinin haram ve helal kılma yetkisi var mı? Kuran’da “O, (Hz Muhammed) kendisine vahyedilenden başkasını söylemez” (Necm 3/4) ayeti, Peygamberimizin kendisine vahyedilenden başka bir söz söylemeyeceğini dile getiriyor. Vahyedilen sadece Kur’ân olduğuna, başka bir vahiy olmadığına göre Peygamberimiz de Kur’ân dışı hüküm koyamaz değil mi? Yani onun haram ve helal kılma yetkisi yoktur. Ben sanıyorum ki A’raf 157’nci ayette geçen deyiş Peygamberin yeni kural oluşturması değil, Kur’ân’da var olan haram ve helalleri insanlara iletmesi manasındadır. Bu ayetteki haram kılma fiili, Arapçasında ve tabii ki o ayette hangi manada geçmektedir? (Zeynep Caner) 
